Güzellik ve Çirkinlik Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Güzellik ve Çirkinlik Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,007 kez görüntülenmiş, 77 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Güzellik ve Çirkinlik Nedir?
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

NEORACK

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Eyl 2010
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Güzele güzel derken, ve güzel olmayana çirkin derken aklımızı ve öncesinde de gözlerimizi kullanırız..,
Gözlerimiz aracılığıyla bu yargıyı aklımızda netleştiririz.. Bu bir göz zevkidir.

Evet mükemmellik maddeyle birlikte varolmuştur aslında.. Ama maddeden sonra insan için güzellikteki ya da ifadedeki mükemmelliğin farkedilmesi aklını kullanmaya başladığı anda tecelli etmiştir.. Tanrı bizleri yarattı ve bizler bi şekilde onun gücüyle varolduk.. Tanrı, bizler için, böyle bir alem düzeni uygun buldu.. Güzelliğin ya da çirkinliğin varolabildiği bir düzendi bu düzen.. Canlı, cansız bütün varlıklar arasında güzellik ve çirkinlik ya da ifadesizlik vardır.. Ve mesela güzel olan bir insan için mükemmel diyebiliriz aslında.. Kendi şekli yapısına göre onu başka insanlarla kıyaslarsak, mükemmel olduğunu rahatlıkla görebiliriz..Tabi bunun için, bu şahsı çok yoğun bir gözleme tabi tutmamız gerekecektir..Vücudunun görünen her zerresini incelememiz gerekecektir..Dünyada bu kadar kusursuz bir güzelliğin varolabildiğini zannetmiyorum elbette..Cennet'teki huriler için kusursuz güzelliğe sahiplerdir derler..
Sonuç olarak, şekilsizle şekilli olanı rahatlıkla ve tereddütsüz bir şekilde ayırabildiğimiz bir akli yapı, insanlığa, gözlerin yaradılışıyla bahşedildi...
Diğer taraftan güzelliğin ya da çirkinliğin gerçekten varolup, olmadığı ile ilgili tartışmak istiyorsanız eğer, ben asla yokum..
Bu tip tartışmalar içinde yaşadığımız kainat düzenine aykırı tartışmalardır..Kendi gerçekliğimizi reddetmiş oluruz..Ve bu saçmalığın, vücut bulmuş en büyük hali olur..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
güzel-çirkin, iyi-kötü, doğru-yanlış sosyal içerikli olsalar da birer olgudurlar; her olgu öznel ve nesnel tüm yönlerden birer gerçekliktir. dolayısı ile gerçekliğin ne olduğu, nasıl göründüğü, ya da ne olmadığı tartışılarak belirginleştirilebilir ve ortaklaşılabilir. ortaklaşmanın zorunluluğundan da söz edilmez. ve fakat cümleyi noktalamak, işte bu olanaksızdır.
 

Furkan Topal

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2010
Mesajlar
112
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Güzellik kavramını bende hep düşünmüşümdür. Arkadaşımın güzel bulduğu karşı cinsi benim güzel bulmamamı ele alırsak ve bunun neden kaynaklandığını sorgularsak, aklıma iki şey geliyor. Birincisi bilinçaltı ve ikincisi insanın kendi tipi.

Bilinçaltına yerleşen olgulara göre kişiyi güzel ya da çirkin, olayı iyi ya da kötü olarak tanımlayabiliriz. Ama birde şöyle bir gerçek var. Kilolu birinin, ya da yaşlı birinin kendini, kendi çapında birilerine şartlandırması ve onları güzel bulması.

İşte ben kavramları böyle ayrıştırmaya çalışıyorum, siz ne dersiniz bilemem.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“Biliniç-altı”nın karanlık bir dünya olduğunu söyleyerek başlayabilirim; tamamen bilinmeyen bir olgu/sayılırsa fenomen; nedir acaba? Var mıdır?

Öğretisel güzel-çirkin, iyi-kötü, doğru-yanlışlar vardır ve olacaklardır da...Bu öğretiler, “bilinç altı” denilen o bilinmeyene işlenen bilgilerin bir şekilde ortaya çıkması/şekillenmesi değildir; onlar toplumsal süreçlerin yaratıları ve gerçekleridirler ki, toplumların koruyucu/tutucu olmasının temel nedenlerinden biridir. İnsan doğduğu yer/zamanı seçemez ve hazır bulur; çevresini, toplumsal tüm üretim ve tüketim zincirlerini de hazır bulur ve ona doğmadan bir don/kisve şekil biçilir; denir ki, sen şöyle-şöyle, böyle böyle olacaksın ve olmalısın; zaman gelir ki, o kişi de bunu kendine ilişkin bir değer sanmaya başlar; dogmatizm, paradigma ve öğretiler bu şekilde kişiyi şekillendirirlerken beğeniler, iyi,güzel,çirkin,kötü, yanlış ve doğru karmaşıklaşır.

Güzel olgusunu ele aldığımızda, biçim ve öz olgularını birlikte ele almak durumunda olmamız gerekmez mi? Her biçim kendine uyan özü, her öz kendine uyan biçimi yaratmaz mı? Ki; biçim ve özün diyalektik etkileşimden ayrıştırılmaları ne kadar olanaklıdır ki? Öyle ise, kişi bundan daha farklı olanı yaratabilen/kurgulayabilen/düşünebilen olmalıdır ki, güzel, iyi ve doğru kendine yabancı düşmesin...

Yabancılaşma belki de en önemli çirkinleşmedir! Ne dersiniz?
 

SatanicMajesty

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2010
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Eğer soru genel anlamda estetik ise;kesinlikle görecelidir.Ama insanların güzelliği ile sınırlarsak soruyu;bu kesinlikle göreceli değildir.Biyolojik ve fiziksel olarak sağlıklı olan insanlar kesinlikle istisnasız daha çekici ve güzel görünürler.Bu bukadar açıktır.Bilimsel araştırmalar bunun kokuyla alakası olduğunu söylesede;hormonlarımızda yada dna mızda olan başka birşeylede alakası olabilir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Güzel ve estetik arasında bir ilinti elbette olmalıdır; ki, genel olarak beğeniye hitap ederler. Her olgunun hitap biçimi onun özü ile uyumlu oldukça estetik bir görünüm kazanır ve böyle bir görünümü salt fizik salt ide/düşünce ya da öz olarak ayrıştırmak olanaksızlaşır. Demek ki güzellik, her olgunun birden fazla cephesini aynı anda ortaya koyan karmaşık bir süreçtir/algıdır/beğenidir ve göreceli olması “en” denilen çirkinin aranmamasının bir nedenidir. Bu açıdan kişinin her türlü kendine yabancılaşmasını öz ve biçim çelişkisi olarak değerlendirmek ve genel bir çirkinlik tanımlaması altında irdelemek olanaklı olacaktır.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Güzel-çirkin, iyi-kötü... Algılayana göre şekillenen olgulardır aslında. Ancak ahlak bu değerleri nesnelleştirir. Sanat, metafizik insanı farklı birşey yapan şeylerdir aslında ve bu öznelliğin nesnelleştirilmesi insanı sınırlamaktır. Bir de bilimsel boyutu var bu işin; güzel-çirkin, iyi-kötü, yani haza dayalı yorumlamalar, içgüdüsel durumlardan gelir. Bir de herşeyin tersiyle var olması vardır ki o bambaşkadır.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
iç-güdüleri insan türü ne ölçüde aşmış sayılmalıdır?
ve söylediğiniz her olgunun çelişkisini içinde barındırması fenomeni güzel ve çirkinden bağsız mıdır?
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
İnsan içgüdülerinden bağımsız olamaz. Hiçbir canlı olamaz. Yıldız çocuk sekanslarındaki gibi ruhani bir evrim geçirmekten bahsedilirse belki :) Sonuçta siz içinde veya özünüzde ne olduğunuza inanırsanız inanın siz bir bedensiniz. Güzel ve çirkin konusuna gelirsek ben pek bir fark göremiyorum diğerleriyle. Aslında belki güzel algılayana göre de şekillenebilir. Mesela güzel olduğunu düşünen biri varsa güzel olman gibi, Tanrının yarattıklarıyla varolması gibi.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
yargıdan bağsız bir güzel-lik olgusu söz konusu olamaz. canlı-cansız tüm evrenin/doğanın içinde olmak ve onunla devinmek güzel-iyi-doğru yargılarını ortaya çıkaracaktır. milyon yıllar süren insanlaşma sürecinde insan tür olarak iç-güdülerini denetim altına almayı başarmış ve çoğunu yok etmesini bilmiştir. refleks ve iç-güdüler bir diğerinden ayrışırlar. solumak bir reflekstir ve başka bir etmen kullanılmadıkça solumaya engel olunamaz. yumurtadan yeni çıkmış kaplumbağa yavrusu iç-güdüsel olarak denize doğru koşar. ancak insan yavrusu böyle bir davranış sergileyemez. yani doğan bir bebeği orta yere bırakın anasına doğru hamla yapamaz. acıktığında bütün memelerden süt emebilir,ayrım gözetmez.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Benim bahsettiğim içgüdüler daha genel olanlar. Cinsel dürtüler, haz veya güç istemi gibi.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“İnsan içgüdülerinden bağımsız olamaz. Hiçbir canlı olamaz.”..” Benim bahsettiğim içgüdüler daha genel olanlar. Cinsel dürtüler, haz veya güç istemi gibi” Adramelech yazdı

iç-güdüler ve dürtüler arasında fark olmalı. İç-güdüler denetlenemezler ve şartlar gerçekleştiğinde eylemsel olarak kendini ortaya koyarlar. Oysa ki, dürtüler bir baskı oluştursalar da denetlenebilir olanlardır. Açlık dürtüsü gibi…

Güzel ve çirkin olgu ve değerlendirmelerinde iç-güdüler ile dürtülerin yeri nedir?
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
“İnsan içgüdülerinden bağımsız olamaz. Hiçbir canlı olamaz.”..” Benim bahsettiğim içgüdüler daha genel olanlar. Cinsel dürtüler, haz veya güç istemi gibi” Adramelech yazdı

iç-güdüler ve dürtüler arasında fark olmalı. İç-güdüler denetlenemezler ve şartlar gerçekleştiğinde eylemsel olarak kendini ortaya koyarlar. Oysa ki, dürtüler bir baskı oluştursalar da denetlenebilir olanlardır. Açlık dürtüsü gibi…

Güzel ve çirkin olgu ve değerlendirmelerinde iç-güdüler ile dürtülerin yeri nedir?

Cinsellik sonuç olarak bir dürtü ve bu tarz genel dürtülerden bir canlının kurtulabileceğini sanmıyorum Bilmiyorum konuyu siz irdelediniz ben de anlamadım nasıl buraya geldiğimizi :)
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Bu forumdaki ilk yorumunuza geri döndüğümüzde şöyle yazdığınızı görmekteyim. Diyorsunuz ki; "Bir de bilimsel boyutu var bu işin; güzel-çirkin, iyi-kötü, yani haza dayalı yorumlamalar, içgüdüsel durumlardan gelir."...İç-güdüler ile güzel-çirkin değer yargıları arasında bilimsel bir ilinti kurmaktasınız. Konuya buradan geldik ve böyle bir ilişki var mı diye irdelemeye çalıştım.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Bu forumdaki ilk yorumunuza geri döndüğümüzde şöyle yazdığınızı görmekteyim. Diyorsunuz ki; "Bir de bilimsel boyutu var bu işin; güzel-çirkin, iyi-kötü, yani haza dayalı yorumlamalar, içgüdüsel durumlardan gelir."...İç-güdüler ile güzel-çirkin değer yargıları arasında bilimsel bir ilinti kurmaktasınız. Konuya buradan geldik ve böyle bir ilişki var mı diye irdelemeye çalıştım.

Evet ben insan davranışlarının-hareketlerinin temelde hazza dayandığını ve bu tarz yargıların da hazla bir bağlantısı olduğunu anlatmaya çalışmışım orada. Sonuçta insan pragmatist bir canlıdır.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
"Güzellik" ve "çirkinlik" zaten kendileri de birer sıfat-yargıdırlar.Bu yargıları biz olgusal olandan/duyumlanabilir olandan soyutlayamayız.Ör."yeşil" kavramı nasıl bir yaprakta, çantada, gözde vb. bir çok farklı nesne de kendini var edebilirse "güzel" de hem soyut hem de somut varlıklarda tezahür edbilir.Ör.bir müziğin ritminde, çiçekte, kadında, göl manzarasında, şiirde, rüyada, bebekte....Nasıl yeşil nedir? i renkten öte tanımlayamıyorsak güzel de de aynı şekilde sadece kendi/tanımlı bir kavram değildir.O, eklemlendiği her ne ise onu güzel kılandır.Çirkin de öyle...Belki de bunları kendiliklerinden tanımlanabilir hale koyabilmek zorlama oluyor.Tanım- larımız güzelin bizde uyandırdığı duygu-beğeniye indirgeniyor. Kaçınılmaz olarak da öznelleşiyor.Oysa "yeşil" renk körü olmadığımız takdirde öznel değildir."Güzel, güzeldir"(işi totolojiye bağladım rahatladım!)
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“Evet ben insan davranışlarının-hareketlerinin temelde hazza dayandığını ve bu tarz yargıların da hazla bir bağlantısı olduğunu anlatmaya çalışmışım orada. Sonuçta insan pragmatist bir canlıdır.” Adramelech yazdı.

Hazcılık/hedonizm ve Yararcılık/pragmatizm farklı ekollerdir. Her ikisi de güzel den çok iyiyi arar ve biri hazza diğeri yarara dayanır. Haz ve yararın ne olduğu/ne olması gerektiği, genel geçer bir ölçüsünün bulunup bulunmadığı ise, hemen görüleceği gibi oldukça tartışmalıdır. Birey toplumsal/tarihsel dokudan ayrıştırılarak ele alındığında güzel-iyi-doğru arasındaki ilineksel yapı bozulma eğilimi taşıyacaktır. Örneğin: “gizlenmek” ta avcı toplumlarından günümüze kadar gelen ilkel bir davranış biçimidir ve çoğunlukla haz verici ve yarar sağlayıcıdır ve fakat bu davranış biçimi ile varılan sonuç ne kadar güzel-iyi-doğru sayılacaktır?
 

derinsu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
30
bnce güzellik ve çirkinlik göreceli bi kavramdır insan haz duyduğu şeyleri güzel olarak nitelendirebilir ancak hazzetmediği şeyler için bu kavramı kullanamaz yani diyebilirzki güzellik hoşlanmaktır...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"Güzellik" ve "çirkinlik" zaten kendileri de birer sıfat-yargıdırlar.Bu yargıları biz olgusal olandan/duyumlanabilir olandan soyutlayamayız.Ör."yeşil" kavramı nasıl bir yaprakta, çantada, gözde vb. bir çok farklı nesne de kendini var edebilirse "güzel" de hem soyut hem de somut varlıklarda tezahür edbilir.Ör.bir müziğin ritminde, çiçekte, kadında, göl manzarasında, şiirde, rüyada, bebekte....Nasıl yeşil nedir? i renkten öte tanımlayamıyorsak güzel de de aynı şekilde sadece kendi/tanımlı bir kavram değildir.O, eklemlendiği her ne ise onu güzel kılandır.Çirkin de öyle...Belki de bunları kendiliklerinden tanımlanabilir hale koyabilmek zorlama oluyor.Tanım- larımız güzelin bizde uyandırdığı duygu-beğeniye indirgeniyor. Kaçınılmaz olarak da öznelleşiyor.Oysa "yeşil" renk körü olmadığımız takdirde öznel değildir."Güzel, güzeldir"(işi totolojiye bağladım rahatladım!)
Glsezinrs yazdı

İnsan türü, Işık partiküllerini/parçacıklarını cisimlerin soğurma biçimlerine göre almış oldukları/görünen ışık tayfına renklendirme soyutlaması ile bir karşılık bulmuştur; amaç iletişim sağlamak…yeşile sarı, beyaza da siyah denmiş olabilirdi…Fiktif olarak yan yana ve bir diğerinden ayrı iki toplumsal dokuyu düşünelim; renklerin bu biçimlenişlerine biri yeşil derken diğeri sarı demiş olabilir. Görüleceği gibi tüm soyutlamalar sadece temsil ettikleri cisimler üzerinden değil onların sosyal/tarihsel süreçlerinde almış oldukları biçimlenişe göre bir anlam kazanmaktadır. Değer/yargılarının öznel ve toplumsal/tarihsel etkileşimleri bir diğerinden asla kopartılamayacağına göre, yeşilin bireysel ve toplumsal iz-düşümü gibi, güzelin toplumsal ve bireysel iz-düşümü genel ve özel iki kategoriye ayrışmak zorunda kalacaktır. Işığın kendisi ve kırılması öznel olmasa da, onu renklerle kavramlaştırmak öznel-toplumsal bir değer/yargısı olarak karşımıza çıkartan olgudur.

bir sorum olacak Derinsu,

haz duyulan her eylem güzel olarak tanımlanabilir mi?
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
“Evet ben insan davranışlarının-hareketlerinin temelde hazza dayandığını ve bu tarz yargıların da hazla bir bağlantısı olduğunu anlatmaya çalışmışım orada. Sonuçta insan pragmatist bir canlıdır.” Adramelech yazdı.

Hazcılık/hedonizm ve Yararcılık/pragmatizm farklı ekollerdir. Her ikisi de güzel den çok iyiyi arar ve biri hazza diğeri yarara dayanır. Haz ve yararın ne olduğu/ne olması gerektiği, genel geçer bir ölçüsünün bulunup bulunmadığı ise, hemen görüleceği gibi oldukça tartışmalıdır. Birey toplumsal/tarihsel dokudan ayrıştırılarak ele alındığında güzel-iyi-doğru arasındaki ilineksel yapı bozulma eğilimi taşıyacaktır. Örneğin: “gizlenmek” ta avcı toplumlarından günümüze kadar gelen ilkel bir davranış biçimidir ve çoğunlukla haz verici ve yarar sağlayıcıdır ve fakat bu davranış biçimi ile varılan sonuç ne kadar güzel-iyi-doğru sayılacaktır?

Farklı olmalarına rağmen insan haz eğilimli ve pragmatist bir varlık değil midir sonuç olarak? En basitinden iyi kötü yü davranış olarak ele alalım. İnsan iyilikten haz aldığını düşünürse iyilik yapar kötülükten haz alırsa kötülük yapar (basit olarak). Bu eylemler onlara haz verdiği için aynı zamanda yarar da sağlar. Bu eylemler onlara yarar sağladığı için iyi eylemlerdir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst