- Katılım
- 12 Mar 2009
- Mesajlar
- 850
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Öğüt almayada kızmamaya özen gösteriyorum
fakat allah kullarını test etmek için geçici bir hayata atmıştır sanki iyimi yaratmışım kötümü yaratmışım dercesine ne kadar anlamlı bilemem ama bana göre değil.Diğer yandan bende bu sıkıcı hayattan hafif matrix imsi bir tat alıyorum diyeyim.
mesaj alındı .anlaşıldı benim uyku vaktim.herkese hayırlı geceler..
Şöyle hiç düşündün mü flzf; sen yoktun/hiçtin..Sonra hep varolan bir Tanrı seni yaratmaya karar verdi.. sen yokken birden varolduğunu düşün.. takk bir anda bilinç sahibisin, iyide bilinç sahibisinde bilincinde ne var? yeni doğmuş bir bebeksin ama 22 yaşındaki bilince sahipsin gibi düşün.. takk diye yokluktan varlığa bir çıkıyorsun o anda ne düşünebilisin ki? bilincin var ama içi bomboş gibi birşey.. etrafına baktığında kendine baktığında bir şok yaşamaman mümkün mü? kendinin ne olduğunu anlamam mümkün mü? İnanışta Hz Ademin ilk yaratıldığında Elhamdülillah dediği söylenir.. yokluktan bir anda varlığa çıkan biri nasıl elhamdülillah der? veya neden der? benim anladığım şudur; Hz Adem yaratıldığı anda özgür bir bilince sahip değildir Tanrı tarafından dizayn edilmiş bir bilince sahiptir o yüzden ben kimim? burası neresi ,neler oluyor burda falan dememiştir, çünkü bana göre o daha bir ''ben/insan'' değildir. Tanrı tarafından üretilmiş ve dizayn edilmiş melek gibi birşeydir.. kıssadan hisse kendimizi yaratmak için burdayızdır belkide..Tanrının yarattığı iyi yada kötüden ayrılmak için ayrılmak için.. Tanrıdan ayrılmak için Tanrıdan ayrı bir ben olduğumuzu anlamak için.. öyleyse burası ciddi anlamda insan denen varlığın varoluşunun başlangıcı olabilir.. Tanrının bizlere özgür irade verebilmesi için /özgür iradenin varolabilmesi için ideal ortam burdadır. elbette her yaratılan gibi bizde zorunlu ögelerle yaratıldık ancak seçim yapabildiğimiz için buraya sürüldük/fırlatıldık /düştük belkide ...
Öyle bile olsa yani senin deyiminle yaratılış sürecimiz tamamlanmamış kendi benliğimizi bulmak ne olduğumuzu anlama sürecinde bile olmuş olsak dahi bunun çözümü herhangi bir teist(tanrı peygamber kitap gibi ikileme üçleme dörtlemeleli inanışlar) inanış olamaz.
Bence olabilir.. Tanrı doğrudan bizlere nufuz etse veya şüpheye yer kalmayacak biçimde varlığını belirtse/bilsek.. özgür iradenin hiçbir anlamı kalmaz..insanın yüceliğinden (diğer yaratılmışlarla farkından ) ben olmaktan bahsedemeyiz o zaman..
Öne sürdüğün bu fikir sadece tanrının var olup kendini gizlemesindeki nedeni pir parça açıklamaya çalışıyor. Ama Peygamber kitap gibi kavrammları ne açıklıyor nede doğruluyor tanrının varlığına inanabilmek hatta varlığını en doğru şekilde kabul edebilmek için Adil evrensel kaynaklar gerekir. Dünyada kimi insan müslüman kimi insan hristiyan kimi insan yamyam putperest veya dinsiz doğuyor Bu inanışlardan herhangi biri doğru diğerleri yanlış ise nerede adalet nerede evrensellik. Kusursuz varlığı insan gibi kusurlu bir varlığın gölgesinde takip etmek ne kadar anlamlı olur.
Her insanda akıl ve vicdan var ve insanlar toplumsal yaşarlar birbirlerinin akıllarından vicdanlarından istifade ederler bana göre öğretmen öğrenci ilişkisi bilgelik kutsallıktır fakat peygamber ümmet kul tanrı ilişkisi midemi bulandırıyor. Eğer yaratıcı böylebirşeyse keşke beni yaratmasaydı Böyle bir varlığın kulu olmaktan utanırdım.
''Öğretmen öğrenci ilişkisi bilgelik kutsallıktır'' diyorsun Tanrı sana doğrudan nufuz etseydi bu öğretmenlik olur muydu? Tanrıyı /ögretmeni doğrudan bilmek istiyorsun yani. iyide flzf öyle birşey olsaydı bizlerde hakikat yoksunu olmazdık (insana özgü kökenimizi ve doğamızı bilirdik) o zamanda keşfedecek /öğrenecek birşey kalmazdı. bu durumda ögretmen -öğrenci ilişkisi ortadan kalkmaz mıydı? o zaman ögrenen bir ''ben'' mi olurduk öğretilen bir ben mi?
Hayır alakası yok tanrı doğrudan öğretmen olsaydı zaten hiçbir sıkıntı kötülük hakikat yoksunluğu olmazdı. Tanrı varsa dolaylı yollardan baş öğretmen olmayı seçmiş diyebiliriz herşeyde vardır bir hayır.
İnsan hem öğrenen hemde öğreten bir bendir işte en güzelide bu dur. Öğretmen öğrencisinden veya öğrenci öğretmeninden üstün değildir birbirlerine saygı sevgi duymakla beraber sorgulamakla düşünmekle mükelleftirler. İşte ben böyle üstün adil vicdani bir sistemi yaratan tanrının kuluyum diyebilirim ancak.
anladığım kadarı ile sen Tanrı ile iman ilişkisi değil bilgi ilişkisi istiyorsun. bu dünyada olmayıda/dünya düzeninide , dinleride istemiyorsun.gerek yoktu diyorsun. eyvallah çogu zaman bende senin gibi düşünüyorum peki Tanrıyı doğrudan tanıdın diyelim, peki Tanrı ile bilgi ilişkisini kim olarak kuracaksın? bu durumda sen kimsin? varoluşunda senin bir katkın var mı yoksa doğrudan yaratılmış mısın ?, doğrudan yaratışmışsın sonrada bilgi ilişkisi istiyorsun. bu durum anlamlı mı sence? Kendin olmak/ kendin olmayı istemek mümkün mü böyle bir durumda?
Bu istemekten ziyade tanrı varsa onla aramdaki ilişkiyi anlamlandırmak Tanrıyı doğrudan dolaylı tanıdım yada tanımadım farketmez. Tanrı varsa insanı zaten keşfetmek üzere programlamış bazen ufak dokunuşlarla bazen kendi kendine insan keşfediyor paylaşıyor öğreniyor öğretiyor insanın var oluşunda bundan daha anlamlı erdemli birşey yok.Bilgi olmadan ne iyilikten nede kötülükten bahsedilebilir mesela bilgisarı kullanma bilgisi olmayan taş devrinde yaşayan birinin eline bilgisayar vermenin ne anlamı var ? Hiç bilmeden birinin ölümüne sebeb olmuş birinin nasıl bir vicdani sorumluluğu vardır hiç bilmeden belkide hiç sevmediği bir insanın hayatını kurtaran biri ne gibi bir iyilik yapmıştır bütün bu örnekler hayatının bilgi olmadan ne kadar anlamlı olduğunu göstermiyormu sence.
Evet sohbet tarafsız fikir alışverirşi için olunca güzel oluyor