Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde cemozen tarafından oluşturulan Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 20,427 kez görüntülenmiş, 140 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?
Konbuyu başlatan cemozen
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan cemozen
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Tamam, oldu aciklamalarin icin, tesekkurler.

Sana yonelik verdigim bu kisa cevap icimi rahat ettirmedi. O yuzden soyle soracagim.

Sen, kurtulus savasini ya da TC tarihini, Ataturk'u v.s. bu konuyla hic bir tarihsel bagi olmayan bir gozlemci olarak mesela bir diyelim Cinli olarak degerlendirebilir misin?

Ya da bir cin-Lapon savasini degerlendirirken, neye gore degerlendirirsin?

Yani neyi kendine zihniyet temeli olarak alirsin?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Gerşekten bir anlamı yok Türk devrimi anti emperyalisttir..Atatürk'ten bitirelim...

"""Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, hayatı ve bağımsızlığını kurtarmayı tek gaye bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtararak, idare hâkimiyetinin gerçek sahibi kılmakla amacına ulaşacağı inancındadır."""


"""Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, milletin hayat ve bağımsızlığına kasteden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzlerine karsı milleti savunmayı ve dış düşmanlarla birleşerek milleti aldatmaya ve karıştırmaya çalışan iç hainlerin cezalandırılması için orduyu kuvvetlendirmeyi ve onu milli bağımsızlığın dayanağı bilmeyi görev sayar."""

13 Eylül 1920 tarihli Halkçılık Programı TBMM'de Atatürk tarafından okunmuştur...

Evet iste beyinlerin bilincalti sartlanmisligi da budur. Bir seyi sorgulamak yerine "anlamsiz bulmak" ya da bir seyi degerlendirirken, kendi istedigi tarihten baslatmak. Cunku kendi beynince daha once degerlendirilecek bir durum yoktur.

Iste o yuzden kimi RTE gibi Menderes'i kendine baslangic secer, kimi Ataturk'u kimi osmanli'yi. Kimi resmi tarih ile yetinir, kimi yetinmez. Kimi tarihi savunur, kimi karsi cikar v.s.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
halifeliği, padişahlığı kaldırması ve alfabeyi değiştirmesi ve hatta diğer devrimleri, tümüyle burjuva demokratik devrimin (daha atatürk doğmadan ortaya çıkmış olan çağdaşlaşma, batılılaşma özlemleri yönünde atılım yapabilmenin) gerekleridir... atatürk, belki devrimin birçok aşamasında, ortadan kaldırmaya çalıştığı toplumsal katmanlar, kurumlar ve yapılarla (koşullar gereği) stratejik düzeyde olmasa bile (belki taktik düzeyde) uzlaşmalar aramak zorunda kalmıştır... laiklik uygulamasının, türkiye'ye özgü bir biçim alması da, bu kapsamda düşünülebilir... türkiye'nin bu günlere gelmesini, ( sürecin, birçok neden tarafından koşullandırıldığını unutmadan) büyük ölçüde burjuva demokratik devrimin tamamlanamayışına, yani despotik-bürokratik 'burjuva diktatörlüğü' aşamasından, 'burjuva demokrasisi'ne geçilemeyişine bağlıyorum...bu 'geçilemeyiş'te, 1929 büyük dünya bunalımının ve arkasından patlayan ikinci dünya savaşının, burjuva demokrasisini taşıyabilecek altyapının oluşumunu engellemesinin belirleyici rol oynadığını düşünüyorum... (bu aslında 58 nolu mesajın devamıydı ama araya girmiş oldunuz...)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Evet iste beyinlerin bilincalti sartlanmisligi da budur. Bir seyi sorgulamak yerine "anlamsiz bulmak" ya da bir seyi degerlendirirken, kendi istedigi tarihten baslatmak. Cunku kendi beynince daha once degerlendirilecek bir durum yoktur.

Iste o yuzden kimi RTE gibi Menderes'i kendine baslangic secer, kimi Ataturk'u kimi osmanli'yi. Kimi resmi tarih ile yetinir, kimi yetinmez. Kimi tarihi savunur, kimi karsi cikar v.s.

Sizin kapitalizmden , emperyalizmden, sosyalizmden, kısacası iktisadi sistemlerden eksiklikleriniz yazlarınızda ön plana çıkıyor.Ne bunların tam anlamı ile ne oldukları ne de bunların tarihsel süreç içerisindeki gelişmelerinden haberiniz var.İktisadi sistemlere hakim olmadığınızdan kendi kendinze bir emperyalizm, kapitalizm vs tanımlamaları yapmaya mecbur kalıyorsunuz haliyle bu anlamda yazdıklarınızın tarihsel süreçle ilgisi olmuyor ..Madem tam olarak fikir sahibi değilsiniz inat etmeniz anlamsızdır..İşin doğrusu siz kendi iddialarınızın evrenselliğine şartlanmışsınız. Spesifik örneklerden çok bilinç açıklığı özgürlük, insan olmak, bilimsel,bilişsel vesaire gibi kulağa hoş gelen kelimelere hapsolmuşsunuz..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
halifeliği, padişahlığı kaldırması ve alfabeyi değiştirmesi ve hatta diğer devrimleri, tümüyle burjuva demokratik devrimin (daha atatürk doğmadan ortaya çıkmış olan çağdaşlaşma, batılılaşma özlemleri yönünde atılım yapabilmenin) gerekleridir... atatürk, belki devrimin birçok aşamasında, ortadan kaldırmaya çalıştığı toplumsal katmanlar, kurumlar ve yapılarla (koşullar gereği) stratejik düzeyde olmasa bile (belki taktik düzeyde) uzlaşmalar aramak zorunda kalmıştır... laiklik uygulamasının, türkiye'ye özgü bir biçim alması da, bu kapsamda düşünülebilir... türkiye'nin bu günlere gelmesini, ( sürecin, birçok neden tarafından koşullandırıldığını unutmadan) büyük ölçüde burjuva demokratik devrimin tamamlanamayışına, yani despotik-bürokratik 'burjuva diktatörlüğü' aşamasından, 'burjuva demokrasisi'ne geçilemeyişine bağlıyorum...bu 'geçilemeyiş'te, 1929 büyük dünya bunalımının ve arkasından patlayan ikinci dünya savaşının, burjuva demokrasisini taşıyabilecek altyapının oluşumunu engellemesinin belirleyici rol oynadığını düşünüyorum... (bu aslında 58 nolu mesajın devamıydı ama araya girmiş oldunuz...)

Sana bir varsayim. Osmanli savassaydi, Hem Ataturk'u hem de ulkeyi isgal edenleri bertaraf etseydi. Bugun tarih Ataturk'u Osmanli'ya karsi savasan olarak nasil nesillere tanitacakti?

Konuya sadece Ataturk tarafindan bakmak, bir algi degil; aklin kendini inandirdigini kendine dogrulamadir.

"Turkiye, sosyalizme hazir degil" demissin. Peki carligin farki neydi?, Rusya hazir miydi?

Dusun bakalim TC'tinin sosyalist olmamasi kimin isine gelirdi?

O gunku emperyalizm, Anadolu'da bir sosyalist ulke kurulmasini isteyebilir miydi?

M.Suphi kimler tarafindan olduruldu?

Ya da kurtulus savasimin gidisati sosyalizme yonelik olsaydi, bir TC kurulabilir miydi?

Simdi bu "bagimsizlik savasini" yeniden gozden gecirmek lazim.

TC neyden ve nasil "bagimsiz" olarak kuruldu?

Ayrica Osmanli'nin osmanli olarak yasamini surdurmesini, emperyalizm nasil karsilardi?

Neyse sorular beynin sorgulama ufkuna ve serbestligine baglidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sizin kapitalizmden , emperyalizmden, sosyalizmden, kısacası iktisadi sistemlerden eksiklikleriniz yazlarınızda ön plana çıkıyor.Ne bunların tam anlamı ile ne oldukları ne de bunların tarihsel süreç içerisindeki gelişmelerinden haberiniz var.İktisadi sistemlere hakim olmadığınızdan kendi kendinze bir emperyalizm, kapitalizm vs tanımlamaları yapmaya mecbur kalıyorsunuz haliyle bu anlamda yazdıklarınızın tarihsel süreçle ilgisi olmuyor ..Madem tam olarak fikir sahibi değilsiniz inat etmeniz anlamsızdır..İşin doğrusu siz kendi iddialarınızın evrenselliğine şartlanmışsınız. Spesifik örneklerden çok bilinç açıklığı özgürlük, insan olmak, bilimsel,bilişsel vesaire gibi kulağa hoş gelen kelimelere hapsolmuşsunuz..

Bravo size. Aklinizin sinirli yargisi ile hemen de neyi bilip neyi bilmedigimin onyargisini yapmis ve pesin hukmunuzu vermissiniz. Ama dogrudur, cunku sizin aklinizin dogrularina uymayanlar, bu konulari bilmez. Sizin icin "bilmek" sizin inandiginiz dogrularinizdir.

Ama isterseniz sirf polemik yaratmamak adina ben yeni seyler soylemeyeyimde sizin dediklerinizi aynen size iade edeyim. Bakalim aynaya bakip kendinizi gorebilecekmisiniz.

Buyrun;

Sizin kapitalizmden , emperyalizmden, sosyalizmden, kısacası iktisadi sistemlerden eksiklikleriniz yazlarınızda ön plana çıkıyor.Ne bunların tam anlamı ile ne oldukları ne de bunların tarihsel süreç içerisindeki gelişmelerinden haberiniz var.İktisadi sistemlere hakim olmadığınızdan kendi kendinze bir emperyalizm, kapitalizm vs tanımlamaları yapmaya mecbur kalıyorsunuz haliyle bu anlamda yazdıklarınızın tarihsel süreçle ilgisi olmuyor ..Madem tam olarak fikir sahibi değilsiniz inat etmeniz anlamsızdır..
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Bravo size. Aklinizin sinirli yargisi ile hemen de neyi bilip neyi bilmedigimin onyargisini yapmis ve pesin hukmunuzu vermissiniz. Ama dogrudur, cunku sizin aklinizin dogrularina uymayanlar, bu konulari bilmez. Sizin icin "bilmek" sizin inandiginiz dogrularinizdir.

Ama isterseniz sirf polemik yaratmamak adina ben yeni seyler soylemeyeyimde sizin dediklerinizi aynen size iade edeyim. Bakalim aynaya bakip kendinizi gorebilecekmisiniz.

Buyrun;

Sizin kapitalizmden , emperyalizmden, sosyalizmden, kısacası iktisadi sistemlerden eksiklikleriniz yazlarınızda ön plana çıkıyor.Ne bunların tam anlamı ile ne oldukları ne de bunların tarihsel süreç içerisindeki gelişmelerinden haberiniz var.İktisadi sistemlere hakim olmadığınızdan kendi kendinze bir emperyalizm, kapitalizm vs tanımlamaları yapmaya mecbur kalıyorsunuz haliyle bu anlamda yazdıklarınızın tarihsel süreçle ilgisi olmuyor ..Madem tam olarak fikir sahibi değilsiniz inat etmeniz anlamsızdır..

Birincisi insan öncelikle kendi yaptığı şeyi başkasında eleştirmemeyi öğrenmelidir. Önce buna dikkat ediniz...Ayrıca söylediklerim bir gerçekliktir sizin iktisadi sistemler hakkında temelden eksiklikleriniz var dilerseniz gider başka bir yerden eksiğiniz olup olmadığını öğrenirsiniz.Bildiğiniz konularda yazınız ya da öğrenme amacı güdünüz ve insanları şuna buna şartlanmışlık ile yaftalamayınız.Bu yaftadan sonra aynı muameleyi görünce de feryat etmeyiniz insaf denen bir şey var..Size tavsiyem bilimsel olarak genel kabul görmüş kavramlardan haretek ediniz,önce neyin ne olduğunu öğreniniz..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Birincisi insan öncelikle kendi yaptığı şeyi başkasında eleştirmemeyi öğrenmelidir. Önce buna dikkat ediniz...Ayrıca söylediklerim bir gerçekliktir sizin iktisadi sistemler hakkında temelden eksiklikleriniz var dilerseniz gider başka bir yerden eksiğiniz olup olmadığını öğrenirsiniz.Bildiğiniz konularda yazınız ya da öğrenme amacı güdünüz ve insanları şuna buna şartlanmışlık ile yaftalamayınız.Bu yaftadan sonra aynı muameleyi görünce de feryat etmeyiniz insaf denen bir şey var..Size tavsiyem bilimsel olarak genel kabul görmüş kavramlardan haretek ediniz,önce neyin ne olduğunu öğreniniz..

Kisiye ayna tutmak, kisinin icinde bulundugu polemik ve suclama/itham/onyargi ve pesin hukmunu kendine gostermek ve algilatmak icin en gecerli yontemdir.

Aksi "hayir oyle degil, boyle; asil siz boyle/soylesiniz" temelli karsilikli atisma ve duygusal kendini savunma ve dolayisi ile karsi tarafi otekilestirmektir.

Turkiye toplumu ne cektiyse bu bilgisiz dusuncesiz biz/oteki kutuplasmasindan ve herkesin kendi dogrusunu baskasina empoze etmesinden cekmistir.

Halbuki tartisma karsilikli dusunce ve bilgi paylasimidir. Burada dakisiye degil; yazilan yaziya yonelim vardir. Elestiri yerine hem bir ozelestiri hem de herkesin kendi dagarcigindaki bilgi ve dusuncesini kitle onunde paylasmasi vardir.

Kusurabakma edemem. Cunku kavramlar belki evrenseldir, ama verilen anlam ve icerikler evrensel degildir. O yle olsaydi, fasizmin demokrasi ile sosyalizmin demokrasisi ayni olurdu. Hani demokrasi kavrami ayniligi acisindan, sahi SIZCE demokrasi nedir? ve neye gore odur?

O yuzden bana bir seyler demek yerine once kendinizi bir sorgulasaniz iyi olacak.

Ne o yoksa, sizin bildikleriniz en dogrusu, en gecerlisi olarak mutlak, tek ve degismez mi?
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Kisiye ayna tutmak, kisinin icinde bulundugu polemik ve suclama/itham/onyargi ve pesin hukmunu kendine gostermek ve algilatmak icin en gecerli yontemdir.

Aksi "hayir oyle degil, boyle; asil siz boyle/soylesiniz" temelli karsilikli atisma ve duygusal kendini savunma ve dolayisi ile karsi tarafi otekilestirmektir.

Turkiye toplumu ne cektiyse bu bilgisiz dusuncesiz biz/oteki kutuplasmasindan ve herkesin kendi dogrusunu baskasina empoze etmesinden cekmistir.

Halbuki tartisma karsilikli dusunce ve bilgi paylasimidir. Burada dakisiye degil; yazilan yaziya yonelim vardir. Elestiri yerine hem bir ozelestiri hem de herkesin kendi dagarcigindaki bilgi ve dusuncesini kitle onunde paylasmasi vardir.

Kusurabakma edemem. Cunku kavramlar belki evrenseldir, ama verilen anlam ve icerikler evrensel degildir. O yle olsaydi, fasizmin demokrasi ile sosyalizmin demokrasisi ayni olurdu. Hani demokrasi kavrami ayniligi acisindan, sahi SIZCE demokrasi nedir? ve neye gore odur?

O yuzden bana bir seyler demek yerine once kendinizi bir sorgulasaniz iyi olacak.

Ne o yoksa, sizin bildikleriniz en dogrusu, en gecerlisi olarak mutlak, tek ve degismez mi?

Demagoji yapıyorsunuz analar ağlamasın tadında.İşte sizin gibiler yüzünden şöyle yahut böyle oldu gibisinden söylemler dolu değiller. Tekrar söylüyorum geçiniz.. Bunları herkes herkese söyleyebilir, sıradandır..Kişinin belli bir konudaki bilgisini o işi bilen insanlar değerlendirebilir.Ben de sizi bu konuda değerlendiririm çünkü kapitalizm emperyalizm ile mücadele edemez gibi yanlış bir çıkarım ancak bu kavramları bilmemekle açıklanabilir..Kişi herhangi bir konuda bilgisi varsa paylaşır yok ise öğrenir.Siz olmasa da paylaşıyorsunuz ve yaptığınız yanlış çıkarımları herşey görecelidir ile meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz problem budur....Sizin eksikliğinizden yola çıkarak kendimi sorgulamayı anlamsız bulurum ancak bu kendimi hiç sorgulamadığım anlamına gelmez...İktisat bir sosyal bilimdir ve empreyalizm iktisadın konusu dahilindedir bu anlamda emperyalizme yaklaşımlar da bellidir..Ben bilimsel siz ise kişisel konuşuyorsunuz aradaki fark budur..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Demagoji yapıyorsunuz analar ağlamasın tadında.İşte sizin gibiler yüzünden şöyle yahut böyle oldu gibisinden söylemler dolu değiller. Tekrar söylüyorum geçiniz.. Bunları herkes herkese söyleyebilir, sıradandır..Kişinin belli bir konudaki bilgisini o işi bilen insanlar değerlendirebilir.Ben de sizi bu konuda değerlendiririm çünkü kapitalizm emperyalizm ile mücadele edemez gibi yanlış bir çıkarım ancak bu kavramları bilmemekle açıklanabilir..Kişi herhangi bir konuda bilgisi varsa paylaşır yok ise öğrenir.Siz olmasa da paylaşıyorsunuz ve yaptığınız yanlış çıkarımları herşey görecelidir ile meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz problem budur....Sizin eksikliğinizden yola çıkarak kendimi sorgulamayı anlamsız bulurum ancak bu kendimi hiç sorgulamadığım anlamına gelmez...İktisat bir sosyal bilimdir ve empreyalizm iktisadın konusu dahilindedir bu anlamda emperyalizme yaklaşımlar da bellidir..Ben bilimsel siz ise kişisel konuşuyorsunuz aradaki fark budur..

Anlasildi sen egonu yuceltmeye ve lakaba yonelik yazmaya hizini alamadiysan devam edebilirsin.

Zaten yapacak baska bir seyin de yok. Sonucta bilgi ve dusuncenin bittigi yerde, tek care ego tatmini ve bilincsiz savunmadir.

Sen devam edebilirsin, benim ise yazacaklarim ve konuyu basligindan senin sayende disari cikarima katkim bu kadardir.

Beni birak bilgin ve dusuncen varsa yaz. Yoksa da yazma.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Anlasildi sen egonu yuceltmeye ve lakaba yonelik yazmaya hizini alamadiysan devam edebilirsin.

Zaten yapacak baska bir seyin de yok. Sonucta bilgi ve dusuncenin bittigi yerde, tek care ego tatmini ve bilincsiz savunmadir.

Sen devam edebilirsin, benim ise yazacaklarim ve konuyu basligindan senin sayende disari cikarima katkim bu kadardir.

Beni birak bilgin ve dusuncen varsa yaz. Yoksa da yazma.

Siz daha emperyalizm nedir bilmeden bu başlıkta anlamsız şeyler yazıyorsunuz sonrada bilgin varsa düşüncen varsa yaz diyebiliyorsunuz,sizi tebrik ederim buna anca pes denir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Sana yonelik verdigim bu kisa cevap icimi rahat ettirmedi. O yuzden soyle soracagim.

Sen, kurtulus savasini ya da TC tarihini, Ataturk'u v.s. bu konuyla hic bir tarihsel bagi olmayan bir gozlemci olarak mesela bir diyelim Cinli olarak degerlendirebilir misin?

Ya da bir cin-Lapon savasini degerlendirirken, neye gore degerlendirirsin?

Yani neyi kendine zihniyet temeli olarak alirsin?

aslında yüzyüze olmadıkça, verimlilik bakımından, geniş bir alana yayılan yüzeysel bir tartışmadan çok, daraltılmış bir alanda derinleşen tartışmalardan yanayım.. ama anlaşılan sizin tarzınız, (sanki yüzyüze konuşuyormuşuz gibi) arka arkaya birçok kapsamlı soruyla tartışmayı genişletme yönünde gelişiyor... neyse, ... türk devrimini, ulusal kurtuluş savaşını, atatürk'ü bir çinliymişim gibi değerlendirebilirim; ama bu 'çinli olma durumum' beni nötr algılı yapamaz... konuyu kavrayıp anlayabilmem için; içine girmem, kim ne istiyor, kim haklı kim değil, neden öyledir,...vb. bir dizi değerlendirme içeren bir yorum yapmam gerekir ki, ancak bu yolla konu hakkında bir 'hüküm' verebileyim... sizin örneğiniz çin japon savaşında, japonyanın saldırgan ve işgalci tutumunu saptamadan ya da gözardı ederek, olay kavranıp bir hüküm kurulabilir mi... son abd - ırak savaşını değerlendirmek istesem, kendimi yeni zellanda'lı bir yerlinin yerine de koysam; yani istediğim kadar nötr algıyla da yaklaşsam yine de ''''abd emperyalizmi tarafından, asılsız bir bahaneyle, b.m. üyesi egemen bir ülke, çok büyük sivil kayıplara ve ağır tahribata yol açacak şekilde işgal edilip parçalanmıştır'''' şeklinde bir yargıya varırdım ve bu yargı birçokları açısından ''tarafsız'' sayılmazdı ve aslında onlar haklı olurdu; yani ulaşabildiğim en nötr algılı yargı bile, o kadar da nötr filan değildir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Sana bir varsayim. Osmanli savassaydi, Hem Ataturk'u hem de ulkeyi isgal edenleri bertaraf etseydi. Bugun tarih Ataturk'u Osmanli'ya karsi savasan olarak nasil nesillere tanitacakti?

Konuya sadece Ataturk tarafindan bakmak, bir algi degil; aklin kendini inandirdigini kendine dogrulamadir.

"Turkiye, sosyalizme hazir degil" demissin. Peki carligin farki neydi?, Rusya hazir miydi?

Dusun bakalim TC'tinin sosyalist olmamasi kimin isine gelirdi?

O gunku emperyalizm, Anadolu'da bir sosyalist ulke kurulmasini isteyebilir miydi?

M.Suphi kimler tarafindan olduruldu?

Ya da kurtulus savasimin gidisati sosyalizme yonelik olsaydi, bir TC kurulabilir miydi?

Simdi bu "bagimsizlik savasini" yeniden gozden gecirmek lazim.

TC neyden ve nasil "bagimsiz" olarak kuruldu?

Ayrica Osmanli'nin osmanli olarak yasamini surdurmesini, emperyalizm nasil karsilardi?

Neyse sorular beynin sorgulama ufkuna ve serbestligine baglidir.
tarihin, varsayımlar üzerinden tartışılabileceğinden çok kuşkuluyum... osmanlı işgalcilere karşı direnme, sevr barışını reddetme ve sonuna kadar savaşma iradesini gösterseydi, atatürk belki de o direnen osmanlının bir paşası olarak, mücadeleye katılacaktı... neyse bu tartışma yanlış bir kanala girmemeli... evet, türkiye sosyalizme hazır değildi ve ''ne farkı var'' dediğiniz rusya'dan çok farkı vardı... ama isterseniz bunu başka başlıkta tartışalım ; sosyalist devrimin koşulları, öznel ve nesnel koşulların olgunlaşmışlık düzeyi, devrimci durum..vb. üzerine onlarca kitap yazılan birçok problemi içeren, son derece karmaşık bir problemdir (siz de kabul edersiniz ki,yalnızca rsdip bile çok önemli bir farktır)... '' tc nin sosyalist olmaması kimin işine gelirdi'' diye soruyorsunuz; bir avuç aydından başka (dünya emperyalist sisteminden, galata bankerlerine; yobaz din adamlarından, m.kemal'in en yakın arkadaşlarına kadar) kimin işine gelmezdi ki... m. suphi ve yoldaşlarının kimin tarafından öldürüldüğü biraz tartışmalıdır; ama ağırlıklı görüş yahya kaptan ve adamlarına yıkar bu cinayettleri... kurtuluş savaşının yöneliminin sosyalizme doğru olması durumunda, türkiye cumhuriyeti'nin kurulup kurulamayacağı sorusunun bilimsel bir niteliği yoktur; çünkü tarih için zar atılamayacağı gibi remil de söz konusu olamaz... '' t.c. neyden ve nasıl bağımsız olarak kuruldu'' diye soruyorsunuz... çok gereksiz ve yersiz bir soru... yine de yanıtlayalım: savaşılarak , emperyalizmden bağımsız bir ülke olarak kuruldu......
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
tarihin, varsayımlar üzerinden tartışılabileceğinden çok kuşkuluyum... osmanlı işgalcilere karşı direnme, sevr barışını reddetme ve sonuna kadar savaşma iradesini gösterseydi, atatürk belki de o direnen osmanlının bir paşası olarak, mücadeleye katılacaktı... neyse bu tartışma yanlış bir kanala girmemeli... evet, türkiye sosyalizme hazır değildi ve ''ne farkı var'' dediğiniz rusya'dan çok farkı vardı... ama isterseniz bunu başka başlıkta tartışalım ; sosyalist devrimin koşulları, öznel ve nesnel koşulların olgunlaşmışlık düzeyi, devrimci durum..vb. üzerine onlarca kitap yazılan birçok problemi içeren, son derece karmaşık bir problemdir (siz de kabul edersiniz ki,yalnızca rsdip bile çok önemli bir farktır)... '' tc nin sosyalist olmaması kimin işine gelirdi'' diye soruyorsunuz; bir avuç aydından başka (dünya emperyalist sisteminden, galata bankerlerine; yobaz din adamlarından, m.kemal'in en yakın arkadaşlarına kadar) kimin işine gelmezdi ki... m. suphi ve yoldaşlarının kimin tarafından öldürüldüğü biraz tartışmalıdır; ama ağırlıklı görüş yahya kaptan ve adamlarına yıkar bu cinayettleri... kurtuluş savaşının yöneliminin sosyalizme doğru olması durumunda, türkiye cumhuriyeti'nin kurulup kurulamayacağı sorusunun bilimsel bir niteliği yoktur; çünkü tarih için zar atılamayacağı gibi remil de söz konusu olamaz... '' t.c. neyden ve nasıl bağımsız olarak kuruldu'' diye soruyorsunuz... çok gereksiz ve yersiz bir soru... yine de yanıtlayalım: savaşılarak , emperyalizmden bağımsız bir ülke olarak kuruldu......

Varsaayimlar ustunden tartismiyoruz. Sadece tarihi olarak her tarafin her turlu olanagini degerlendirmeye ve tarihi kim anlatiyorsa, onun subjektivitesinden anlatildigini algilamaya calisiyoruz. Olur istersen, neden Lenin'in Sosyalizm savasi verdigini, Ataturk'un vermedigini ve de onledigini ve yine istersen; Lenin'i ve SSCB'ni kendi pragmatik yararina yonelik nasil kullandigini farkli bir baslikta degerlendirelim. Ben onu sorarken, isgalci emperyalist gucleri kastetmistim.

TC tarihinde tartismali olmayan bir konu var mi? Nedendir acaba? Bunca katliam, linc, oyunlar, ayak kaydirmalar v.s.? Herhalde toplumumuzun sosyolojik ve psikolojik bilincalti sartlandirilmisligi bu olsa gerek. Karanlik bir tarih. "Bilimsel nitelik" derken neyi kast ettigini algilayamadim.

Eger son cumledeki yanitin senin icin yeterli ise, tartisacak bir durum yok. Ama tarih oyle demiyor ve demedigini de gosterdi.

Ya da bagimsizlik kavramina verdigimiz anlam ve icerikler farkli. Cunku Turkiye hic bir zaman Osmanli'nin ilk toprak kaybi ve Karlofca andlasmasindan sonra bagimsiz olamamistir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
aslında yüzyüze olmadıkça, verimlilik bakımından, geniş bir alana yayılan yüzeysel bir tartışmadan çok, daraltılmış bir alanda derinleşen tartışmalardan yanayım.. ama anlaşılan sizin tarzınız, (sanki yüzyüze konuşuyormuşuz gibi) arka arkaya birçok kapsamlı soruyla tartışmayı genişletme yönünde gelişiyor... neyse, ... türk devrimini, ulusal kurtuluş savaşını, atatürk'ü bir çinliymişim gibi değerlendirebilirim; ama bu 'çinli olma durumum' beni nötr algılı yapamaz... konuyu kavrayıp anlayabilmem için; içine girmem, kim ne istiyor, kim haklı kim değil, neden öyledir,...vb. bir dizi değerlendirme içeren bir yorum yapmam gerekir ki, ancak bu yolla konu hakkında bir 'hüküm' verebileyim... sizin örneğiniz çin japon savaşında, japonyanın saldırgan ve işgalci tutumunu saptamadan ya da gözardı ederek, olay kavranıp bir hüküm kurulabilir mi... son abd - ırak savaşını değerlendirmek istesem, kendimi yeni zellanda'lı bir yerlinin yerine de koysam; yani istediğim kadar nötr algıyla da yaklaşsam yine de ''''abd emperyalizmi tarafından, asılsız bir bahaneyle, b.m. üyesi egemen bir ülke, çok büyük sivil kayıplara ve ağır tahribata yol açacak şekilde işgal edilip parçalanmıştır'''' şeklinde bir yargıya varırdım ve bu yargı birçokları açısından ''tarafsız'' sayılmazdı ve aslında onlar haklı olurdu; yani ulaşabildiğim en nötr algılı yargı bile, o kadar da nötr filan değildir...

Dediginin olabilmesi icin; tartismayi saglayan ortak alginin saglanmasi gerekiyor. Bende zaten bunu saglayabilmek icin onca soru soruyorum. Cunku yanitlarin bana senin algin hakkinda bir ip ucu saglayacak. Ben notr algili olasiniz diye soylemedim, o bir bilinc ve farkindalik isidir. En azindan taraf olmama adina tarihe bakilabilecegini gostermek icin o ornegi verdim. Cunku hala "yorum" diyorsunuz. Ben ise olanin, oldugu gibi dile gelmesinden bahsediyorum.

Bakin en guzel ornegi vermissiniz.

"saldirgan ve isgalci tutum" peki simdi soralim, neden bazi bakis acilarinca emperyalist zihniyetin her turlu saldirisi ve isgalci tutumu; "demokrasi" olarak algilaniyor ve yapilanlar mesru ve mubah yapanlarca kilinabiliyor. Buna en guzel ornek, RTE'nin bu konuya yanasimi.

Demekki "saldirgan ve isgalci tutum" herkes icin gecerli degilmis. Konuya bakilan ...e goreye gore degerlendiriliyormus.

Zaten buradaki taraflilik; insan haklasri hak ve ozgurlukler evrensel hukuktan yana olmak. Bu da zaten insandan yana olmaktir. Yani bir akilci inancin dogruladigi izm ya da politik/ekonomik bakisin cikari soz konusu degildir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Varsaayimlar ustunden tartismiyoruz. Sadece tarihi olarak her tarafin her turlu olanagini degerlendirmeye ve tarihi kim anlatiyorsa, onun subjektivitesinden anlatildigini algilamaya calisiyoruz. Olur istersen, neden Lenin'in Sosyalizm savasi verdigini, Ataturk'un vermedigini ve de onledigini ve yine istersen; Lenin'i ve SSCB'ni kendi pragmatik yararina yonelik nasil kullandigini farkli bir baslikta degerlendirelim. Ben onu sorarken, isgalci emperyalist gucleri kastetmistim.

TC tarihinde tartismali olmayan bir konu var mi? Nedendir acaba? Bunca katliam, linc, oyunlar, ayak kaydirmalar v.s.? Herhalde toplumumuzun sosyolojik ve psikolojik bilincalti sartlandirilmisligi bu olsa gerek. Karanlik bir tarih. "Bilimsel nitelik" derken neyi kast ettigini algilayamadim.

Eger son cumledeki yanitin senin icin yeterli ise, tartisacak bir durum yok. Ama tarih oyle demiyor ve demedigini de gosterdi.

Ya da bagimsizlik kavramina verdigimiz anlam ve icerikler farkli. Cunku Turkiye hic bir zaman Osmanli'nin ilk toprak kaybi ve Karlofca andlasmasindan sonra bagimsiz olamamistir.
isterseniz, sizin için kabul edilemez gibi göründüğü belli olan, (ve aslında sorduğunuz bir soruya yanıt olarak yazdığım) son cümle üzerinde, konuyu kapsamının dışına taşırıp yaygınlaştırmadan, tartışmaya çalışalım... son cümlemi tekrar ediyorum; evet, türkiye, savaşılarak ( yani önümüze sürülen fatura, anadolu çocuklarının kanıyla ödenerek) ve emperyalizmden bağımsız bir ülke olarak, kurulmuştur... bir itirazınız mı var...nedir... buyrun...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
isterseniz, sizin için kabul edilemez gibi göründüğü belli olan, (ve aslında sorduğunuz bir soruya yanıt olarak yazdığım) son cümle üzerinde, konuyu kapsamının dışına taşırıp yaygınlaştırmadan, tartışmaya çalışalım... son cümlemi tekrar ediyorum; evet, türkiye, savaşılarak ( yani önümüze sürülen fatura, anadolu çocuklarının kanıyla ödenerek) ve emperyalizmden bağımsız bir ülke olarak, kurulmuştur... bir itirazınız mı var...nedir... buyrun...

Yazin biraz duygu icermek ile birlikte, soruyu soyle soralim. Emperyalizm ve bagimsizlik?

Bu iki kavrami kurulus olarak aciklar misin?

Senin bu iki kavramdan once ne algiladigini aciklarsan, ben de ona gore yanitimi veririm.

Bir ulkenin kendini isgal eden guclere karsi savasimi baskadir, bu savasimin icerigi baskadir.

O yuzden benim algimda, ne verilen savas anti emperyalisttir, ne de bagimsizlik kazanilabilmistir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Yazin biraz duygu icermek ile birlikte, soruyu soyle soralim. Emperyalizm ve bagimsizlik?

Bu iki kavrami kurulus olarak aciklar misin?

Senin bu iki kavramdan once ne algiladigini aciklarsan, ben de ona gore yanitimi veririm.

Bir ulkenin kendini isgal eden guclere karsi savasimi baskadir, bu savasimin icerigi baskadir.

O yuzden benim algimda, ne verilen savas anti emperyalisttir, ne de bagimsizlik kazanilabilmistir.
1) emperyalizm kavramı gibi genel kavramlar, genellikle çok katmanlıdır... evet, günümüzde emperyalizm, kapitalizmin özgül bir aşaması (yani tekelci, banka sermayesiyle sanayi sermayesinin kaynaştığı ve son derece yoğunlaşan bu sermayenin aynı zamanda devletle de kaynaştığı, meta ihracının yerine sermaye ihracının ağırlık kazandığı, hangi ülkeye ait olduğu belirsizleşen dev şirketlerin ve fonların hükümran olduğu...vs. bir aşama) olarak ortaya konabilir ama kavramın bu özgül anlamının dışında daha geniş bir anlamsal içeriği de vardır ve bu da daha çok, (kapitalist üretim ilişkileri egemenlik kazanmadan da geçerli olan) fetihçilik,yayılmacılık, klasik tipte sömürgecilik ya da komşu zayıf ülkeleri askeri tehditle vergiye bağlama...vb. şekillerde kendini gösteren, sömürü biçimleridir... ancak günümüzde bu kavramın içeriği, kapitalizmin en yüksek aşaması olarak belirginlik kazanmıştır...2) bağımsızlık, bir ülkenin (içinde yer alan şu ya da bu sınıfın, toplumsal katmanın filan değil de bütünüyle ülkenin), hem hukuken, hem siyasal olarak, hem de ekonomik, askeri,..vb. alanlarda, dışa karşı özgürlüğünü ifade eden bir kavramdır... burada dikkatle ayırt edilmesi gereken şey, bağımsızlığın, karşılıklı ilişkilerle- çıkarlarla birbirinden etkilenme süreciyle, ortadan kalkmış sayılmaması gerektiğidir... 3) yalnız bizim kurtuluş savaşımız değil, (...cezayir'den... vietnam'a kadar...) bütün kurtuluş savaşları antiemperyalist karakterdedir ve bunu söyleyebilmek için, bu savaşların emperyalizme karşı verilmiş olduğunu bilmek yeterlidir...
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Peki Osmanlinin kullerinden ortaya cikan kurtulus savasinin ve TC hukumetinin kurulusunun "bagimsiz" oldugunu soyleyebilir misin?

Eger oyle dusunuyorsan, nerden ve nasil "bagimsiz?"

Cok partili duzene gecis ile yani 2. dunya savasi ile Ataturk'un olumu arasinda bir on yil biler yok. Sence nasil oluyorda, ustelik Ataturk'un en yakin silah arkadasi, Inonu eliyle "evrensel-insan'in savlari" yururluge giriyor?

Ancak vakit bulabildim yanıtlamak için..Bağımsızlık kavramına hangi pencereden baktığınıza bağlı..Yani:
1-Lozan da yaşanan süreci değerlendirip, batılı emperyalistlerin ortadoğu planlarında hiç değilse "kabile olmayan", düzenli ordusu bulunan bir ülkenin (Türkiye Cumhuriyeti) varlığına gereksinim duymaları, uzun vadeli planlarında kendilerine fazla ters düşmeyecek bir yönetimi desteklemeleri, yıllara yayılmış bir stratejiyle de ülkenin kontrol, denetim gerekirse finansman vs etkin olmaları sonucunda "cevazlı bir bağımsızlık" olduğu düşünülebilir.Abd ve avrupanın çıkarları temelde çatışmaz ortadoğu ve TC sözkonusu olduğunda.
2-Zafer kazanmış ve düşmanı topraklarından atmış canla başla savaştıktan sonra yeni bir döneme başlamanın heyecanını yaşayan yoksul bir halkın yeniden toparlanıp çağa eklemlenme serüveni.
Ben 2.n'den bakmayı tercih ederim.
Çokpartili sisteme geçişle Milli Şef dönemi bitmiş, siyaset tüm kurum/kurallarıyla işlemeye başlamıştır.Sermaye birikimi ve kapitalistleşme bundan sonra sistematik bir seyir izleyerek günümüze kadar gelecektir.İnönü, 2.dünya savaşına katılmayarak savaşın sıkıntılarını üzerinde hisseden ve bunun faturasını Chpye çıkaran hoşnutsuz halka rağmen devam edemezdi.Dp, tam da küçük Abd olma hayalinin gerçekleşmesi için elinden geleni yaptı ve yeni bir kentli sermaye sınıfının oluşmasını hızlandırdı.Sermaye olmadan kapitalizm olmaz.Demokrat parti, liberal ekonominin önün açtı.İnönü eliyle bilfiil yapılan birşeyden bahsetmedim.Halk, 2 dünya savaşının yıkımından uzak kalmakla ne kadar müteşekkir olması gerektiğini değil, karneyle alabildiği ihtiyaçlarını hatırlar hep..Bu yüzden Dp ya dört elle sarıldı.
Özetle, kurtuluş savaşı kurtuluş savaşından başka bir şey değildir.Bağımsızlık konusu farklı tartışmalarda ele alınabilir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ancak vakit bulabildim yanıtlamak için..Bağımsızlık kavramına hangi pencereden baktığınıza bağlı..Yani:
1-Lozan da yaşanan süreci değerlendirip, batılı emperyalistlerin ortadoğu planlarında hiç değilse "kabile olmayan", düzenli ordusu bulunan bir ülkenin (Türkiye Cumhuriyeti) varlığına gereksinim duymaları, uzun vadeli planlarında kendilerine fazla ters düşmeyecek bir yönetimi desteklemeleri, yıllara yayılmış bir stratejiyle de ülkenin kontrol, denetim gerekirse finansman vs etkin olmaları sonucunda "cevazlı bir bağımsızlık" olduğu düşünülebilir.Abd ve avrupanın çıkarları temelde çatışmaz ortadoğu ve TC sözkonusu olduğunda.
2-Zafer kazanmış ve düşmanı topraklarından atmış canla başla savaştıktan sonra yeni bir döneme başlamanın heyecanını yaşayan yoksul bir halkın yeniden toparlanıp çağa eklemlenme serüveni.
Ben 2.n'den bakmayı tercih ederim.
Çokpartili sisteme geçişle Milli Şef dönemi bitmiş, siyaset tüm kurum/kurallarıyla işlemeye başlamıştır.Sermaye birikimi ve kapitalistleşme bundan sonra sistematik bir seyir izleyerek günümüze kadar gelecektir.İnönü, 2.dünya savaşına katılmayarak savaşın sıkıntılarını üzerinde hisseden ve bunun faturasını Chpye çıkaran hoşnutsuz halka rağmen devam edemezdi.Dp, tam da küçük Abd olma hayalinin gerçekleşmesi için elinden geleni yaptı ve yeni bir kentli sermaye sınıfının oluşmasını hızlandırdı.Sermaye olmadan kapitalizm olmaz.Demokrat parti, liberal ekonominin önün açtı.İnönü eliyle bilfiil yapılan birşeyden bahsetmedim.Halk, 2 dünya savaşının yıkımından uzak kalmakla ne kadar müteşekkir olması gerektiğini değil, karneyle alabildiği ihtiyaçlarını hatırlar hep..Bu yüzden Dp ya dört elle sarıldı.
Özetle, kurtuluş savaşı kurtuluş savaşından başka bir şey değildir.Bağımsızlık konusu farklı tartışmalarda ele alınabilir.

Son cumlene aynen katiliyorum. Yalniz bunun neyden "kurtulus" ne kadar ve neyden "bagimsiz" ve de "anti-emperyalist" olup olmadigi tamamen konuya ...e gore bakis acisidir.

Cunku bir seyden bagimsiz olmak baskadir, bir seyden fiili kurtulmak baskadir. Emperyalizme karsi olmak baskadir, emperyalist olmamak/olamamak baskadir.

Soyle bir ornek vereyim. Bir fakir zengin karsiti midir?, zengin olmak icin mi ugrasir, zengin olmamak/olamamak durumunda midir?

Uc bakis acisinin da bilinc ve farkindaligi farklidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst