Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde cemozen tarafından oluşturulan Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 20,415 kez görüntülenmiş, 140 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?
Konbuyu başlatan cemozen
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan cemozen
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
default.jpg


Program: Oğuz Haksever ile Son Söz
Konu: Solda kırılma
Konuklar:
Ömer Laçiner: Birikim Dergisi yazarı
Doğan Tarkan: DSİP ( Devrimci Sosyalist İşçi Partisi ) başkanı
Ertuğrul Kürkçü: Sosyalist Gelecek sözcüsü ve Bianet koordinatörü
Erkan Baş: TKP ( Türkiye Komünist Partisi ) genel başkanı
İbrahim Aydın: Birgün Gazetesi yönetim kurulu başkanı

Dikkat ediyorum da son günlerde kime sorsanız anti-empeyalist. Atatürkçüsü de, ülkücüsü de, islamcısı da, ulusalcısı da hatta kimi liberaller bile.

Peki nedir bu herkesin karşı olduğu emperyalizm?

Açıkcası ben hep kavramlar üzerinden tartışmanın en doğrusu olduğunu düşünmüşümdür. Bir şeye karşı olabilmek için tanımsal olarak ne anlama geldiğini bilmek tabiatıyla en doğrusu olacaktır. Ki neye karşı olduğumuzu da bilelim.

Yukarıda linkini verdiğim videoda az çok kuramsal olarak bu sorunun yanıtı var. Kısaca; emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aşaması demektir. Bu sebeple en azından teorik düzlemde tutarlı bir anti-emperyalist olabilmek için kapitalizm karşıtı da olmanız gerekmektedir. Yani anti-kapitalist olunmadan, anti-emperyalist olunamaz.

Uzun lafın kısası; sizlerin bu konuda neler düşündüğünü merak ettiğim için bu konu başlığını açtım. Yukarıdaki videoyu da izledikten sonra düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim.

"Verimli bir tartışma zemini geliştirebilmek umuduyla" diyerek sözü size bırakıyorum. Evet nedir emperyalizm ve anti-emperyalizm?
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
[FONT=&quot]karşı duruş... böl parçala yönet veya yok et anlayışıdır!![/FONT]

[FONT=&quot]halen dünya coğrafyası ; sınırlarla bölünmüş…benzer kültürel dokudan gelen insan topluluklarının, örgütlü güçlerini merkeze bir yönelim ile birleştirip-birlikte yaşama iradesini! seçtikleri...ve adına DEVLET denilen kurumsal siyasi bir yapılaşmadan ibaret…[/FONT]

[FONT=&quot] devlet sisteminin kurulumu gereği getirisi merkezi iştirak şekli ki[/FONT]
[FONT=&quot]buradan benim anlamak istediğim sadece bu.. yani devlet merkezi bir otorite ve eleştirilemez bir sistem değil (olmamalı)[/FONT]

[FONT=&quot]ve yine bunun içindir ki [FONT=&quot](süreçte)[/FONT][FONT=&quot] sistemi; merkezi yönetim-tekelci zihniyet ile zorbalığa dönüşmekten, arı tutmak amaçlanmış ve bu[/FONT][FONT=&quot] kurumsal örgütlenme,[/FONT][FONT=&quot] ..devleti, vatandaşına rağmen işleyen - vatandaşın elini kolunu kendisine karşı bağlayan bir yaptırım mekanizmasına dönüşmekten alıkoyan bununla beraber vatandaşa da belli hukuksal sorumluluklar getirerek... karşılıklı hukuku ön gören...[/FONT][FONT=&quot] demokratik bir yapılanma adına birbirine konumu ([/FONT]güçlerin ayrılığı ilkesine dayanan [FONT=&quot]) itibariyle özerk kuvvetlerden müteşekkil, yasama yürütme yargı işlerliğine kavuşmuştur[/FONT][/FONT]

[FONT=&quot]ancak belirtmek gerekir ki teoride bu şekil bir yapılanma da olsa, her devlet kendi kitlesinin iradesini! yansıtacağından, işlerliği de yine O toplumun gösterdiği etkileşim ve gelişmelerin sonucunu yansıtan bir idare! şekli olacaktır.[/FONT]

[FONT=&quot]ve yine her hangi bir merkezi yönetim; asgari müşterekleri gözeten bir çaba- idare gösterse dahi ( ki genelde izlenen -sonuç, bu değildir .. gruplaşma hizipleşme ve sair unsuru tek yönlü gözeterek siyaset güdenler, ortamı gerer) eleştiri alacaktır, bu olumsuz gibi görünebilir ancak eleştirinin olması, dikkate alınıyorsa yapıcı ve geliştirici bir unsurdur da aynı zamanda [/FONT]

[FONT=&quot]buraya kadar yazdığım..devlet/sistem hk.genel düşüncelerim, günümüze gelirsek başta da dediğim üzere [/FONT]

[FONT=&quot]sınırları çizili bir coğrafi alan da benzer kültürel doku... [/FONT]
[FONT=&quot]ancak! ötekileştirilenlere karşı bir güçlenme siyaseti de DEVLET... ve çoğunlukla, devletler de kendi içinde kalmak-bütünlük adına en önemli harç olarak ulus-millet ve dini temel alarak kutsar! ve bu argümanları işler sürekli [/FONT]

---------------------------------------------------
tabi her şey gibi bu da bir aysberg.

görünen (veya görünmeyen) iş gücüne katıl-a-mayan/kullanılan, üretmeden tüketen!! arz-talep dengesi ş-aşmış ..büyük global sermayenin güdümünde ekonomiler, hantal bürokrasiler…yönetimler…idareler!!
--------------------------------------------------


kabul edelim etmeyelim halen mevcut durum bu iken…

[FONT=&quot]hem sistemin kendi kendini bitirmemesi için!!!(burada sözüm tabi ki devleti temsil için talip olan ve seçilen nemalanan! kadrolara) hem de mevcut sistemin, eksisini artısını haklı olarak tartışabilmek için (hangi yönde düşünürseniz düşünün)..seçici olarak, sorumluluğu da bilmek ve almak...sistemli bir hareket ile yine sistemin içinde olmakla un ufak olmadan haklarının talebini ve değişimin iradesini gösterebilmek gerekiyor.[/FONT]

bağımlılıkları bir bir ekarte edebilmek için, eğitim ve irade şart…

bir dolu kavram da anlayışın/kavrayışın kısıtlı olduğu mecrada...kısıtlanıldığınca tartışmaya gerekçe olarak sunulup-doğuyor haklı olarak

[FONT=&quot]ve tabi ki de her şey.. her durum süreçte eleştiriye açık (olmalı), ters geleni uygun görülmeyeni tartışmak muhalefet etmek şık bir durum ancak bu vur-kaç, hakaret ile küçümseme ile kimilerinin türlü çeşit dışlama senaryolarına razı olarak değil nedenlerimizin arkasında durarak (kendimiz dahil )yaşama, yaşama hakkına azami saygı ile olur[/FONT]

[FONT=&quot]olmuyorsa ne oluru düşünmek istemiyorum : ) dün-bugün-yarın da..vaktiyle-sebepler varsa, küçük! çaplı bir kıyamet! de olsa.. sonu vardır her şeyin..sadece seyrederek, geceyi ufkuna perde eden de, aydınlığa dilediğince eren de insan [/FONT]
[FONT=&quot]
dünden bu güne değişim!?
hemen olmuyor tabi
insan insanlığı! bilip-tanıdıkça çizili sınırlar da silinecektir!!!

diye düşünmekteyim
[/FONT]
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Hadi biraz daha ezber gıdıklayalım.

Ve şu soruyu soralım; Bizim Kurtuluş Savaşı'mız ulusalcıların ağzına sakız ettiği gibi anti-emperyalist bilinçle gerçekleştirilmiş bir mücadele midir?
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
anti emperyalist bilinçle veya değil... bu, savaşta emperyalistlere ve onların şark politikalarının komplolarına ..sonuçta, işgaline karşı direnç göstermiş bir halkın mücadelesini hafife aldırır mı?

nedenler-sonuçlar tartışılsın ve ezberlerimizi sorgulayalım da ( gıdıklama vs) sulandırmadan ve seyduna arkadaş soruya tşk ettiğine göre bu konuda daha geniş bir açılım/anlatımı bizimle paylaşacaktır umuyorum veya siz... soru cevap gitmesin bu konu tarih okumalarınızı /değerlendirmelerinizi bizimle paylaşırsanız , farklı değerlendirmelerde bulunacak arkadaşlar da yorumlarıyla katılacak ve ilk başta değindiğiniz verimliliğe kavuşulacaktır umuyorum
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
anti emperyalist bilinçle veya değil... bu, savaşta emperyalistlere ve onların şark politikalarının komplolarına ..sonuçta, işgaline karşı direnç göstermiş bir halkın mücadelesini hafife aldırır mı?

Öncelikle; anti-emperyalizm bir bilinçtir, dürtü değil. Bu sebeple çok da seçerek kullanmayı tercih ettim o kelimeyi. Yüzde 3ü, 5i okuma yazma oranına sahip bir halkın böyle bir bilince sahip olması da pek akıl mantık işi değil zaten.

Tarih okumalarına gelince; Beğenelim yada beğenmeyelim halkta Kurtuluş Savaşı'nın motivasyon aracı, "din elden gidiyor" sloganıdır. Direngisi, hilafete sahip çıkma refleksidir. Hatta doğuda "Ermenistan kurulacak" korkusudur. Yönetici kadrolara gelirsek; yine anti-kapitalist dolayısıyla anti-emperyalist olarak değerlendirilebilecek hiçbir unsur göremedim, göremiyorum ben. Daha ziyade paylaşım savaşında dışarda kalmama adına yöneticiler tarafından mücadelenin verildiğini düşünüyorum.

Açıkcası ben bu anti-emperyalizm sloganının, Kurtuluş Savaşı'na sonradan yakıştırıldığı hatta uydurulduğu kanaatindeyim. Ancak görüldüğü üzre bünyeye oturmuyor bir türlü. Sloganda kalmaktan öteye gidemiyor.

Yani uzun lafın kısası; maksat bir "aşağılama" yada "hafife alma" değil. "Taşları yerli yerine oturtma". Zaten ezber dediğimiz şey de biraz böyle gıdıklanmaz mı, yani bozulmaz mı?
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Halkın bilinçli olmamasının sebepleri o zaman da bu zaman da belli geçmişten bu güne süregelen yanlış eğitim politikaları...bununla beraber hamasi milliyetçilik ve din olgusunun istenildiğince empoze edilmesi vs.

ancak, dünya siyasi bir haritayken ve paylaşımcı! devletlerin yönetimleri de, türlü çeşit siyasi manevralar ile kendi milliyetçi-din unsurları ile bezeli çıkar politikalarını, ötekiler üzerine baskın kılma amacı güderken…tek başına barış güvercini uçurtulamadığı gibi... İşgalci kuvvetlere karşı ,o süreçte halkın ne şekil motive edildiğinden bahisle korku-dürtü-refleks değerlendirmeleri de taşları! yerine oturtmada eksik kalıyor

ve ne emperyalizmin türlü çeşit kılıkta atraksiyonları, ne niyetler ne de ezberler sanırım kolay bozulamıyor : (
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
ancak, dünya siyasi bir haritayken ve paylaşımcı! devletlerin yönetimleri de, türlü çeşit siyasi manevralar ile kendi milliyetçi-din unsurları ile bezeli çıkar politikalarını, ötekiler üzerine baskın kılma amacı güderken…

İyi işte biz de onu söylüyoruz. Bizim kurucu ideolojimiz de pek farklı değildi yani kendi milliyetçi hatta din hamasetiyle de kimi zaman süslü politikalarını, kendi yarattığı ötekiler üzerinde devam ettirdi. Ve hiç bir zaman da anti-emperyalizmin olmasa olmaz koşulu, anti-kapitalist olmak gibi bir derdi tasası da olmadı. Anti-emperyalizm kuramsal olarak, büyük emperyalist ile girdiğin çıkar savaşında darbe vurmuş olmaktan, nispi bir kazanım sağlamaktan ibaret değildir.

Denklem basit aslında; Anti-kapitalist olmayan, anti-emperyalist de olamaz.

ezberler sanırım kolay bozulamıyor : (

Bozulur bozulmasına da. Kayıtsız şartsız kurucuyu ideolojiyi sahiplenmişken, geçmişi ne olursa olsun paklamaya niyetliyken, ulusalcı resmi ideojinin salladığı her oltaya sorgulamadan düşmüşken zor tabii.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
@ Denklem basit aslında; Anti-kapitalist olmayan, anti-emperyalist de olamaz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kapitali...ist anlayışlarla! yayılmacı-sömürgeci sermayedar diktatörlerin, sınıf yaratan emperyalist faşizan uygulamalarına hooop eşitleyip ... ikisi de aynı şeydir! denklem basit demek olmaz, cem... ikisinin de kullandığı meta (hizmet değişim bedeli: para) aynı olduğundan ancak denklemin kuruluşunda, konumu-oturtuluşu ile değer anlayışı ş-aştığından (tam da bu yüzden) denklemi önce açmak ve karşı durulanı da bilmek gerekir

Para/kapital ve kapitalist! Emperyalist

insan ; duyma! düşünme konuşma dokunma vb .bir çok sebepten yakınlaşma ihtiyacında.. zaman içinde gruplaşma kolonileşme ile gelişen kültürler; farklı anlayışlara karşı, benimsedikleri ! ortak değerlendirmelerini korumak kollamak lüzumu hissetmiş! ve kendilerini -birbirlerini bu şekil sınırlandırmışlar!!
zaman içinde bu anlayışla sınırlar çizmeyi sorgulayacaklarına.. Siyaseten ,farklılıkları besleyerek örgütlenmiş ve devletleşmişler…

insanlığın kendince geliştirip kabul ettiği ve halen devam eden bu sistemde ... yasa-yargı-yürütme organlarının kurulumu ile işler bir merkezi idare altında birleşme (devlet) iradesinin seçilmesi yine o sisteminin; toplumun faydalanacağı...yatırım, dağılım, gelir, üretim dengesi (arz-talep) reel fiyat politikaları...vb. ekonomi politikası yürütmesini ..doğal olarak bir bütçe oluşumunu ve yine bu bütçenin de paylaşımda, dengelerin gözetilerek çeşitli hizmetler ile yatırıma (..barınma-korunma-sağlık-eğitim-sanayi- tarıma destek üretim alanı/kaynaklar,teşvikler.. vb) dönmesini gerekli kılar.
ki bu durumda, mal ve hizmetlerin (alış-veriş) karşılığı olan metanın da , dolaşımda olmakla piyasası oluşacaktır.

Sistemin; toplumda sosyal ve ekonomik rahatsızlıklar yaratmasına sebepler ... devlet idarelerinde görev alarak ekonomiye yön verenlerin; iç-dış siyaset ile ekonomi de piyasayı takip ve analizde, arz-talep dengelerini uzun-kısa vadede okumakta yetersiz kalmaları.. bütçe açıkları, yeni iş sahaları -kaynaklarını yaratamama, mevcut kaynakları değerlendir-e-meme, ihracat- ithalat dengesi! ile borçlanma vade-şartları, gelirlerin tahsili, verimlilik gözetmeksizin gereksiz yatırımlar- harcamalar ,krediler,teşvikler..vb. aklıma gelen gelmeyen bir çok sebep .

bu halde...sorun kapitalde değil, sorun... onu yönlendiren sosyal devlet sistemini dünden-bugüne oturt-a-mayan ,sorumluluk bilmeyen, talep etmeyenlerde …aşmış! para politikalarında .. kendi yaratımı! her olguya kaynağında çözüm aramayan ancak kör dövüşü seven insan unsurunda

İktidar hırsında sistemleri yönetimleri bile isteye kişisel-azınlık menfaatler hesabına kullananlarda… kendi çapınca menfaatler güderek ben yaptım oldu zihniyette görevliler ile yine aynı zihniyetin uzantısı sınır tanımayan!! sınıf atlamış!uluslar arası büyük sermayedarlar ile onların küresel pazar ekonomisine hakim olma-yön verme emeline bilir bilmez hizmet edenler ile yaranmaya-yamanmaya çalışanlarda ...onların faşizan uygulamalarında .

anti-emperyalist mücadele şart ve bir şekilde dolaşımda olması gereken değişim aracı (para/ kapital) değil sorun. Sorun... (sorumsuz) anlayış!!! ile çarpıtmayı seven her şeyi birbirine karıştırıp akıl bulandıran çok bilmiş -kapital isterk - tatminsizlerde... ..

bunları tatmin için yaşamadığımıza göre çoğunluğun bilincinde! birbirini dışlamadan bilineni-bilgiyi paylaşarak tartışarak! her tür emperyalist baskıya karşı dirençte , tavır ve destekte olmalı… ancak denklem kuruculara denklemin bölenine çarpanına .. toplayıp çıkaranına azami dikkat etmeli
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
@... büyük emperyalist ile girdiğin çıkar savaşında darbe vurmuş olmaktan, nispi bir kazanım sağlamaktan ibaret değildir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
tabi ki de değildir ancak olaylar kadar etmenlere-olgulara da değinerek ilerlemeli… emperyalist güçlerin devlet yönetimlerinin, çıkar paylaşımı -işgal ile..karşılığında bir halkın direnci/savunması.. neticede kendi devletini yeniden oluşturma süreci

bu aşamada,elde ne var!!? elde , kaybedilmiş canlar ve harap-viran olmuş toprak var.. bir de, ta en baştan tüm dünyanın paylaştığı bir devlet anlayışı ile devlet sisteminin de oluşumunda kullanılan unsurlar var (işlenmiş kültür..milliyetçilik-din vb) ki doğal olarak bu devlet de, yine bu unsurlarından beslenip pekiştirerek! kuracak-tesis edecekti kendisini …

esas yanlışlar süreçte.. (ama önce içimizde!zengin kültürümüzle bir bütün-barışık ve bunların bizi bölmesine-işlenmesine kaşınmasına fırsat vermeden ve yine görülen yanlışlar işlenirken de tepkimizi nefret kusarak veya savunma refleksiyle vermeden, özeleştiriye-tarafsız sorulamaya açık).. sosyal devlete işlerlik kazandıramayan ve bütün bunları da sislemek için etnik yapının sürekli kaşınarak kanatılmasında, denge tutturulamamış bütçelerle bağımlı ekonomilerle eğitimden kısılıp savaş-silah yatırımında, içte ve dışta gelişen egemen anlayışın! her türden duygu-durumu dibine kadar sömürme istencinde.

tek devlet!! tek lisan!! ve dünya insanına, emeğe saygı insana saygı ya... giden yol uzun , kestirmeden yol gösterenler mutlaka olacaktır ancak bunun bilincine erince, O yol açılacak ve tamamlanacaktır.
***

sağlık/ hstn. nedeniyle foruma bir süre ara veriyorum ,sizlere de birbirinizi yemeden : ) iyi forumlar diliyorum.
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Kapitali...ist anlayışlarla! yayılmacı-sömürgeci sermayedar diktatörlerin, sınıf yaratan emperyalist faşizan uygulamalarına hooop eşitleyip ... ikisi de aynı şeydir! denklem basit demek olmaz, cem...

Olur.

Şöyle ki;

Emperyalizmin olabildiğince açık ve tam bir tanımıyla başlamalıyız. Emperyalizm, kapitalizmin özgün bir tarihsel aşamasıdır. Bunun özgün niteliğinin üç yönü vardır: emperyalizm,
(1) tekelci kapitalizmdir;

(2) asalak, ya da çürüyen kapitalizmdir;
(3) cançekişen kapitalizmdir. Serbest rekabetin tekel tarafından ayağının kaydırılması, emperyalizmin temel ekonomik özelliği, özüdür.

Tekel kendini başlıca beş biçim altında ortaya koyar:
(1) Karteller, sendikalar ve tröstler —üretimin yoğunlaşması, kapitalistlerin bu tekelci birliklerinin doğmasına yolaçacak bir düzeye ulaşmıştır;
(2) büyük bankaların tekelci konumu— üç, dört ya da beş dev banka, Amerika, Fransa, Almanya'nın tüm ekonomik yaşamını denetim altına almaktadır;
(3) hammadde kaynaklarının tröstler ve mali oligarşi tarafından ele geçirilmesi (mali sermaye, banka sermayesi ile tekelci sanayi sermayesinin kaynaşmasıdır);
(4) dünyanın uluslararası karteller tarafından (ekonomik) bölüşümü başlamıştır. Daha bugünden, bütün dünya pazarına komuta eden ve bu pazarı kendi aralarında —savaş onu yeniden paylaştırıncaya kadar— "dostça" paylaşan böyle yüzden fazla uluslararası kartel vardır. Tekelci olmayan kapitalizm ortamındaki meta ihracından farklı olarak sermaye ihracı, oldukça ilginç bir olaydır ve dünyanın ekonomik ve toprağa değgin siyasal bölüşümüne yakından bağlıdır;
(5) dünyanın toprak bölüşümü (sömürgeler) tamamlanmıştır.

Viladimir İliç Lenin
Emperyalizm ve Sosyalizmdeki Bölünme
"Anti-kapitalist olunmadan anti-emperyalist olunmaz" önermesini beğenmiyorsanız. Bu leninist tarifin dışında emperyalizmin kapitalizmden bağımsız bir tanımlamasını getirmeniz gerekiyor. Yoksa söylediğiniz herşey boş laf olarak kalır.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Selam,
evet ne dense..denilse boş !


sebepler ve tesirleri-yayılımı, niyetlere göre.. şekillenmesi ile sonuçlarının gözlemi-aktarımı da, anlayışlara göredir.
anlayış farklılıkları ile aktarım, çoğunluk-boşluk yaratır…bir şekilde! telafisini sağlatmakla boşlukları doldurmak da zamanın işidir

ve yine bu nedenlerden değil midir her kafadan bir ses çıkması ile...halen, lenin vs. fikir adamlarının tespit,çözümlerinin-teorik izahatlarının da toplum anlayışı/ pratiğinde, boşlukta sallanması

hal böyleyken..ali veli tolga yazsa ne yazar nokta


 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Yahu başka birşey kullanın islamcılar da ülkücüler de kemalistler de, şart mı "anti-emperyalistiz" demeniz. Oturmuyor işte teorik olarak.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cok degil, bundan bir asir once, demokrasi,ozgurluk, adalet, esitlik, v.s. temelli kasvramlar,m sol icinde anilir ve antiemperyalizm olarak degerlendirilirdi.

Bugun artik, bu kavramlar emperyalizm ile birlikte algilanmaktadir.

Buradaki yasanan degisim nedir?, antiemperyalizmin anlam ve icerik degistirmesi mi, yoksa anti emperyalizmin kokerninin de emperyalizme dayanmasi mi?
Ozaman herhangibir demokrasiden,ozgurlukten, adaletten v.s. bahsederken bunun emperyalist bir zihniyet olmadigini nasil ortaya koyacagiz?

Emperyalizme karsi, emperyalist olma savasi verirken, anti emperyalizmi nasil ortaya koyacagiz?

Emperyalizmin kendi cikari adina, baska ulkeleri sekillendirmek icin yapmis oldugu demokratik, ozgurlukcu mudaheleleri, desteklerken, bunlarin anti emperyalist oldugunu nasil ortaya koyacagiz?

Bilhassa bugun caga ayak uyduramayan cografyalarinin toplumlarinin beyinleri bu konuda cok karisik.

Ya gostermelik demokrasi ve ozgurluge aldanarak onu one cikarip, kendilerini antiemperyalist sanip, emperyalizmi desteklediklerinin farkinda degiller, ya dahakikaten emperyalizmin bu ulkelere demokrasi ve ozgurluk getirecegine kendilerini inandirmislar.

Bugun kim bana, bir asir onceki demokrasi, ozgurluk v.s. kavramlarinin anti emperyalist bir icerige sahip oldugunu gosterebilir?

Bugun, bir asir onceki marxizm, leninizm, komunizm, sosyalizm algisinin bir emperyalist algi olmadigini kim gosterebilir?

Eger bir ulkeye sebep ne olursa olsun, disaridan mudahele onlara demokrasi ve ozgurlugu getirme adina ve hersey mubah olarak mesru kilinirsa, bunun adi ne olur?

Evet, konuyu daha fazla uzatmadan, kim bana anti emperyalizmi emperyalist zihniyetten farkli kilabilir?

Kim bana bir hareket nasil bir demokrasi, ozgurluk icerirse, bunun emperyalist zihniyet olmadigini gosterebilir?

Emperyalizm diyalektik olarak karsitini bunyesinde tasima adina, en guzel bir ornek degil mi?

Iste bu da bizi, diyalektigin disina cikmaya zorlayan bir durumdur, eger amac emperyalist zihniyet tasimiyor olacaksa!

Cunku, diyalektikte "olmayan" anlam ve icerigi yoktur. Bu da diyalektigin, en buyuk cikmazidir.

Cunku "olmayan" ile karsi olmak" farkini diyalektik olarak algilamak ve bilincine varmak, mumkun degildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilhassa, emperyalizm konusunda; bazi kavramlari algilamak ve farklarini ortaya koymak gerekir. Once emperyalizmi alalim. Dil anlatimi olarak; bir onerinin iki tane olumsuzu vardir. Bunlardan ilki; karsiti, yani anti-emperyalist digeri de, icermiyeni, yani, emperyalist olmayani non-emperyalist tir.

Bugun emperyalizme karsi savas vermek; hemen hemen mumkun degildir. Nedeni cok aciktir. Tum bilinen siyasal-sosyal-toplumsal inanclar ve dogrulanan ideolojiler, hem emperyalist zihniyetin bir urunudur, hemde hepsi soyle yada boyle emperyalizme hizmet eder. O zaman, 21. yuzyilda, anti-emperyalist olmak; ideoloji olarak mumkun degildir, sonucta tum anti-emperyalist gorunumlu ideolojiler emperyalizme hizmet etmekte ve emperyalizmin elinde bir koz olarak kullanilmaktadir.

Ozaman ne olacak? Emperyalizme teslim mi olacagiz? Eger, karsi olmak icin yola cikarsaniz, teslim olursunuz.

Demekki; oyle bir dusunce ureteceksinizki; bu dusunce; ne emperyalizmi, ne dini mentaliteyi, ne de onun her turlu uzantisini, bunyesinde barindirmayacak.

Iste daha once de belirttigim, bu dusunce sekli; non-emperyalist dusunce seklidir. Yani emperyalizm ile ilgili hicbir icerik icermeyen dusunce sekli.

Bunun icinde kilavuzumuz. Ne emperyalizme hizmet etmez? sorusudur.

Bir onceki yazimda acikladigim gibi;ayrimcilik emperyalizme hizmet ettiginden, siz birlestirici olacaksiniz.

Mikroayrimcilik emperyalizme hizmet ettiginden; siz antiayrimci olacaksiniz. Emperyalizm bireyci akilciligin cikari ile hareket ederken; sizin cikariniz insanlik olacak.

Emperyalizm, ayrimciligini farklarin ustunde uygularken; siz farklarin farkinda olarak onlarin esitligi temelinde birligini savunacaksiniz.

Emperyalizm; savastirip, kutuplastirip, birbirine dusman ederken; siz baristirmayi, butunlemeyi ve biribirine dost kilmayi one cikaracaksiniz.

Kisaca, emperyalizm; insandisi ve insanlikdisi, zihniyet tasirken; siz insan ozlu, insanlikdolu bir zihniyet tasiyacaksiniz.

Onlar, guc, otorite, baski, zorbalik, korku uygularken; siz, egitim, ogretim, birlik, beraberlik, anlayis, hosgoru,sevecenlik, saygi, esitlik, aydinlik, isik ,bilgi, bilinc, bilimsellik v.s. sunacaksiniz.

Insanin ve insanligin tek kurtulusu, refahi, insan gibi yasayip iliski kurmasi, bilimini, felsefesini ve her turlu dusuncesini, kendine, dogasina, cevresine ve evrenine ikircimsiz, cikarsiz, bencil olmayan, saklamasiz, acik ve net, hilesiz-hurdasiz, art dusuncesiz v.s. bir zihniyet asilamasiyla mumkundur.

Bu zihniyette non-emperyalist zihniyettir.

Yoksa, emperyalizme karsi gelecegim derken; bir bakarsiniz dusunce ve davranisinizla, kendinizi emperyalizmin kucaginda bulursunuz. Tabi farkina varabilirseniz. Yoksa, o kucak; bazan ideolojileriniz ve inanclarinizin dogruluk sabitligi acisindan aliskanlik yapar ve sizin "huzurlu ve rahat" hissetmenizi saglar.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Iste daha once de belirttigim, bu dusunce sekli; non-emperyalist dusunce seklidir. Yani emperyalizm ile ilgili hicbir icerik icermeyen dusunce sekli.
Bunu beğendim.Artık kendimizi "ne olduğumuzla" değil, "ne olmadığımızla" ortaya koyacağız...Olmayı beceremedik, belki "olmamayı" beceririz....To be or not to be...:S
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bunu beğendim.Artık kendimizi "ne olduğumuzla" değil, "ne olmadığımızla" ortaya koyacağız...Olmayı beceremedik, belki "olmamayı" beceririz....To be or not to be...:S

Aslinda konu "to be or not tobe" degildir. Bu dogal zihniyetin karsitliga mahkum etmis bir aldatmacasidir.

Konu "to have or not to have" dir. Yani, zihninde ya bir seyi tasirsin, ya da tasimazsin. Iste burada karsitliklari elemis olur ve karsitliklarin disina cikarsin. Yani emperyalist zihniyetin, kendisini ya da karsitini degil; onun disini zihnine tasirsin.

Zaten dogal dusuncenin yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisi seni otomatikman karsitliga hapseder. Bu karsitligin iki ucunuda iceren kendisi aslinda insandisi ve insanlikdisi olarak, senin disindadir. Iste sen non-insandisi ve non-insanlikdisi zihniyetine sahip olursan, cifte olumsuzlugun her iki ucunuda elimine eder,insansal zihniyete kavusursun.

Tabi bunun icin herseyden once insanoglu turunun varligini ve onun bir biri olarak kendi varligini algilaman ve bilince cikarman ve farkina varman gerekir. Iste o zaman tum bu "tobe and not to be" nin beraberce,insandisi ve insanlikdisi oldugunu algilar, birini ya da otekini olmakla, insan olunamayacagini ve insanlik sunulamayacagini numenal yeti olarak kavrar ve algilarsin.

Oyuzden A ya kendisini ya da karsitini tasir. A nin karsi A ve/veya A karsiti sahipligi, seni A disina cikarmaz, sadece A icinde tarafli, cikarci, bencil ve bunlari saglama adina da mucadeleci, baskici, zorlayici, guce, otoriteye tapan kilar. Onemli olan non A dir ve non A, A disinda kalir.

Asil algilanmasi gereken non A nin (insandisi ve insanlikdisi) olumsuzlugudur. Iste sen bir A olarak (insanoglu) aslinda non A olan (insandisi ve insanlikdisi) numenal yetini asil A ya yani insan ve insanliga, yani olmasi gereken yere geri getirirsin.

Bu yuzden de cikarsama,curutme, yanlislama, arinma, kurtulma zihniyetini A icin uygular ve onun disina cikarak, asil A yi ortaya koyarsin.

Belki biraz "karisik" gelebilir, ama; algilanmayan bir yer olursa, belirt; seve seve aciklamaya calisirim.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Aslinda konu "to be or not tobe" degildir. Bu dogal zihniyetin karsitliga mahkum etmis bir aldatmacasidir.

Anladığım, ortada bir totoloji olduğu...Anlamadığım, A'nın niçin Önce A dışına çıkması gerektiği...A dışına çıkan artık A olmaz ki ...Nasıl elini yüzünü yıkayıp Tekrar A olup, çıktığıyla (daha önce içinde olduğu A) ile özdeş olsun...Metinden hiçbirşey anlamadığımı ya da eksik/yanlış anladığımı düşünürseniz asla alınmam...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Anladığım, ortada bir totoloji olduğu...Anlamadığım, A'nın niçin Önce A dışına çıkması gerektiği...A dışına çıkan artık A olmaz ki ...Nasıl elini yüzünü yıkayıp Tekrar A olup, çıktığıyla (daha önce içinde olduğu A) ile özdeş olsun...Metinden hiçbirşey anlamadığımı ya da eksik/yanlış anladığımı düşünürseniz asla alınmam...

Bak soyle dusun. Aslinda A insandisi ve insanlikdisi oldugundan disina cikmak gerekiyor, Bu da non A ama non A seni insandisina ve insanlikdisinna cikariyor. Oyuzden sen bir insanoglu turu biri olarak seni insanliktan cikaran seyleri distalayip, tekrar insan olmak durumundasin.

Yani once A nin disina cikip, non A oldugunda dogal zihniyetin insandisi ve insanlikdisina cikmadigini algiliyorsun. O zaman ne yapacaksin, iste o zaman A nin non A sinin da seni insanlastirmadigini fark ediyorsun. Iste bu yuzden A, Karsi A, A karsiti ve non A nin da disina cikiyorsun. Bu dogal zihniyetin de disinacikmaktir. Non A ise dogal zihniyetin ne oldugunun algisi ve bilincidir.

Cunku A her turlu icerigiyle nonu da dahil, dogal zihniyettir. Non A dogal zihniyetin algisi ve bilinci, A dan kurtulmak ta (non A dahil) dogal zihniyet disidir.

Biraz daha aydinlandi mi?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Biraz daha aydinlandi mi?

Tüh, iyice karıştı...insan'ı soyutlaştırıp önce "insanlık'ı bulduk...Bu bir tümavarım..sonracıma "dış" kavramı ile mekansal bir soyutlama/belirleme daha yaptık..."dış"ı iç karşıtı olarak almamalıyım non dış olmalı?Şöyle sorayım:non a, a'nın yansıması mı?kendisi mi?yani kuşbakışı A'ya bakan "kim"?A'nın yine kendisi ise, baktığı/değerlendirdiği A "kim"? Mantığın çelişmezlik ilkesini alt üst ettiğinizi düşünüyorum...Ya da sonu Aşkın bir idealizmle bitecek (ne demekse) bir tarz?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Tüh, iyice karıştı...insan'ı soyutlaştırıp önce "insanlık'ı bulduk...Bu bir tümavarım..sonracıma "dış" kavramı ile mekansal bir soyutlama/belirleme daha yaptık..."dış"ı iç karşıtı olarak almamalıyım non dış olmalı?Şöyle sorayım:non a, a'nın yansıması mı?kendisi mi?yani kuşbakışı A'ya bakan "kim"?A'nın yine kendisi ise, baktığı/değerlendirdiği A "kim"? Mantığın çelişmezlik ilkesini alt üst ettiğinizi düşünüyorum...Ya da sonu Aşkın bir idealizmle bitecek (ne demekse) bir tarz?

Kusbakisi A ya bakan, A disinin bilincinde ve farkinda olan ve bu bilinc ve farkindalik ile non A dahil, A hem disindan ortaya koyan hem de distalayan. Yani notr gozlem sunan. A kendisi A olmayanin kendisini A olarak ortaya koyan. Yani, A disindan, A yi ortaya koyan.

Konu varlik olmadigi icin, burada metafizigin ontolojik ideolojileri gecerli degildir. Yani A ne insanogludur, ne de onun fenomeni ya da numenidir. A bir kavramdir. Non A kavramin disindan kavrami ortaya koymaktir.

Ortada bir uclem var. Bu uclem; A nin kendisi, A yi ortaya koyan ve ortaya konan A non A da bunlarin disinda. Ama bu non A aslinda A yi ortaya koyan ama ne kendisi, ne de ortaya konani.

Ortada soyutlastirma yok, sen noktalamasal olarak dusunuyorsun, sekilsel dusun yani soyut ile somutu yan yana koyabil ki, bu ikisinin verenini bulasin, yani uclemi bulasin.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst