Ebedi yasadan Evrensel Ahlaka

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde tazmanyayahnisi tarafından oluşturulan Ebedi yasadan Evrensel Ahlaka başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 924 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Ebedi yasadan Evrensel Ahlaka
Konbuyu başlatan tazmanyayahnisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan elbiss

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sizce evreni kuşatan bir edebi Tanrı veya mutlak iyinin temsil ettiği ebedi yasa varmıdır?

Varsa burdan evrensel ahlak kuralları çıkar mı?

Ben Mutlak iyinin Tanrı olduğunu düşünüyorum Rabbimiz yani ve o yüzden evrensel ahlak kurallarına inanıyorum...

Ama bence dünyayı bir üçleme yönetiyor İrade,İyilik,Kötülük

Amon İrade

Ra İiyilik

Seth de kötülüğü ifade ediyor...


Rabbim Ra olduğu için ben savaş şiddet karşıtı ve kul hakkına riayet eden ve evliliği kutsayan yani zina karşıtı biri olarak kendimi konumlandırıyorum...

Saygılarımla...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:21 ----------

Eskiden sabiiliğe ve mısır dinine hayrandım fakat okudukça onlarında bozulduğu kanısına vardım...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Evrenin temel yasalarından ve en önemlisi şudur;"Benzer, benzeri çeker" yani ne ekersen onu biçersin. İşte bu yasa tam bilinmediği için insanlar, yaşamlarındaki olumsuzlukları Allah'ın verdiği bir gazap olarak algılıyorlar oysa ki ruh kaç yaşam boyunca, neler sonucu hak etti o olumsuz olayı, sadece Allah bilebilir.

Yine çok negatif bakış açılı bir bayan tanıyorum, aslında iyi bir insan fakat olayları hep olumsuz görüyor. Yaklaşık 5 yıldır tanıyorum, bu olumsuzluğu sebebi ile başına gelmeyen kalmadı ama bir türlü bakış açısında problem olduğu sebebi ile, o kötü olayları yaşadığını, anlatamıyoruz. Lazerle göz tedavisi sırasında az kalsın kör oluyordu, eşi kendisine büyük darbeler verdi, yolda yürürken defalarca (7 kez sanırım) ayağını kırdı ya da lifleri koptu. Kısacası huzur yok hayatında ve her gün olumsuz bir olay yaşıyor. Şu an, bu sebeple şehir değiştirmeye karar verdi böylece olumsuzluklardan kurtulacağını sanıyor fakat gittiği yerde de, aynı bakış açısı ile devam ederse, benzer olayları mutlaka yaşayacaktır.

Evrensel ahlak kuralı oluşturmak çok zor çünkü ahlak kuralları her toplumda farklı değerlendiriliyor. Bireysel ahlak kuralı olmayan insanlara evrensel ahlak kuralı da işlemez. Ahlak kurallarından bazıları da aslında hatalı yani insanlara fayda değil zarar veriyor. Bu sebeple kişiler kendi ahlak kurallarını, kendi yaşamlarına göre belirlemelidir. Toplum ya da bir başkası dayatma yapmamalıdır fakat işte o seviyede insan bulmak çok zor yani kendi otokontrol mekanizmasını devreye sokabilecek kişilerin sayısı az. Çoğu insan zaten insanı biyolojik bir makine kabul ediyor, güdülerinin ya da hormonlarının kölesi bir zavallı gibi değerlendiriyor. Bu durumda kendi standartlarımızı kendimiz belirlemeliyiz, genele yaymak çok zor olacaktır. Herkes kendini gerçeğini bilip, öyle yaşarsa zaten sorun kalmayacaktır.

Zina yasası bu yüzden önemli yoksa insanları zora sokmak değil amaç çünkü bazı insanlarda vicdan çalışmıyor. Diğer başlıkta bahsettiğim kadın işte bu konuya iyi bir örnek teşkil ediyor. Eşinin parası ile sevgilisini besliyor ya da sağda solda hava atıyor. Eşi de çocukları da bu kadını ne yazık ki "insan" zannediyor, işte acı olan tarafı bu. Karşı tarafta da hata var tabii, evli bir kadının parasını yiyecek kadar zavallı biri olduğu için utanması gerekirken, o zat da sanki önemli bir insanmış gibi etrafta dolaşıyor.

Başkalarının yaşamları beni ilgilendirmez aslında ancak bu kadınla maalesef, sosyal bir proje kapsamında sürekli karşılaşmak zorunda kalıyorum. Bu tip insanlara ahlak nedir, nasıl anlatabiliriz ki? Mümkün değil, bu sebeple kendi yaşamımıza odaklanmalıyız.
 
Son düzenleme:

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Anlattığınız tarzda insanlar sadece kadınlardan oluşmuyor bir çok ve kadınlardan daha çok eşini aldatan erkek var ki ben bekarken bile bir gün evleneceğin duygusuyla belirli ahlaki standartlarda yaşamak gerektiğini savunuyorum bence kader yorumunuz hatalı bir insan çok kötü diye basına illa kötü bir olay gelecek diye bir şey yok, imtihan dunyası olduğu için insanlara belirli bir süre veriliyor bence hatalarından dönmek için dönmeyende zaten ahiretde karşısına çıkar yaptıkları sanırım, tabii bu kısım inancım gereği böyle,

Tanrıyı saflaştırma gnostik olma konusunda fikirlerinizi merak ederim yani ceza veren Tanrı iyi olabilir mi?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 15:05 ----------

Peki Ra diye bir melek tanrı olsa sadece iyi ve iyilik yapan insanlar için iyiliği isteyen onu nasıl değerlendirirdiniz aynı şeyleri söylesekte sn:Lefty vardığımız sonuçlar aynı olmuyor...

Siz sonuçta bir tanrıya inanırken ben sabiiliğin Tanrısına inanıyorum bu inanç ayrımını ve acabileceği kazançları ve kayıpları insanlık alemini düşünerek nasıl değerlendirirsiniz?

Yani insanların buyuk kısmı böyle bir dine inansa daha çatışmasız bir dunya ortaya çıkmaz mı?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:17 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 15:14 ----------

Yoksa ahlak kuralları olarak aynı şeyleri söylüyoruz...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Anlattığınız tarzda insanlar sadece kadınlardan oluşmuyor bir çok ve kadınlardan daha çok eşini aldatan erkek var ki ben bekarken bile bir gün evleneceğin duygusuyla belirli ahlaki standartlarda yaşamak gerektiğini savunuyorum bence kader yorumunuz hatalı bir insan çok kötü diye basına illa kötü bir olay gelecek diye bir şey yok, imtihan dunyası olduğu için insanlara belirli bir süre veriliyor bence hatalarından dönmek için dönmeyende zaten ahiretde karşısına çıkar yaptıkları sanırım, tabii bu kısım inancım gereği böyle,

Tanrıyı saflaştırma gnostik olma konusunda fikirlerinizi merak ederim yani ceza veren Tanrı iyi olabilir mi?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 15:05 ----------

Peki Ra diye bir melek tanrı olsa sadece iyi ve iyilik yapan insanlar için iyiliği isteyen onu nasıl değerlendirirdiniz aynı şeyleri söylesekte sn:Lefty vardığımız sonuçlar aynı olmuyor...

Siz sonuçta bir tanrıya inanırken ben sabiiliğin Tanrısına inanıyorum bu inanç ayrımını ve acabileceği kazançları ve kayıpları insanlık alemini düşünerek nasıl değerlendirirsiniz?

Yani insanların buyuk kısmı böyle bir dine inansa daha çatışmasız bir dunya ortaya çıkmaz mı?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:17 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 15:14 ----------

Yoksa ahlak kuralları olarak aynı şeyleri söylüyoruz...

Kaderden bahsetmiyorum aslında, anlatmaya çalıştığım şey şu:

Kader nedir? İnsanın tekamül planı doğrultusunda bu yaşamda karşısına çıkacak olan olaylardır. Bu planda evlilik sizin için faydalı değilse, dünya yerinden oynasa evlenemezsiniz, o koşullar asla oluşmaz, işte bu kaderinizdir.

Kur'an ne söylüyor? "Herkes yaptığının karşılığını alır, zerre kadar hak başkasında kalmaz.", diyor yani kötü insan diye bir tanımlama zaten yok sadece kötü seçimler var. İnsan yaşamı boyunca yaptığı seçimlerin karşılığını alır. Örneğin: ben komşumun çocuğuna vurabiliyorsam (hiç kimse görmese bile Allah biliyor), yarın benim çocuğum varsa başına aynısı gelir anlamında değil de, başka türlü bir belayı yaşamıma çekerim, demektir. İnsanlar dünyaya tek yaşam ile gelmiyor, ruhun ömrü insan yaşamı ile kıyaslanamaz. Ruh çok sayıda yaşamı ve bedeni deneyimliyor fakat bu "Reankarnasyon" anlamına gelmiyor, ruhun olgunlaşması için her şeyi denemesi gerektiği anlamına geliyor. Benim bedenimi kontrol eden ruh ile ben aynı şey değilim. Ruh bana ait değil, ruh benim gölge varlık olan bedenim üzerinden tekamül ediyor. Benim adım Ahmet ise, ruhun adı Ahmet demek değildir. Ruh, bugün Ahmet ile var olur yarın Mehmet ile ya da Julia olabilir. İşte bu hiçlik makamıdır yani "Ben yok sadece O var." anlamına gelir. Biz kendimizi o kadar benimsiyoruz ki, bu bedenin geçici bir araç olduğunu ve bizim gerçekte bir hiç yani gölge bir varlık olduğumuzu unutup, kendimizi Ruh zannediyoruz. Oysa biz sadece ruhun çok az bir parçasına sahip, gölge varlıklarız.

Tanrı ceza vermiyor aslında kendi cezamızı, seçimlerimiz ile kendimiz belirliyoruz. Elli tane adam öldürüp, intihar etmek beni o elli canın bedelinden kurtaramaz. O bedel ödenene kadar hem bu dünya hem öte alemde bana zor koşullar var demektir.

Sabiiler, bizden farklı bir nesilin temsilcileri yani Nuh Tufanı öncesi yaşayan, bizim ırkımızdan daha üstün özelliklere sahip bir topluluktu, doğal olarak onların sevap-günah kavramı da çok farklıydı çünkü bilinç yapıları bizden çok daha ileri düzeydeydi.

Ra ise yönetici bir varlık, tanrı diye de geçer ama asla "Bir" yani "Allah" değildir. Yönetici varlıklardan birisidir sadece. Sabii tanrısı ya da Mısır tanrısı dediğiniz zaman birer yönetici varlığı kastedersiniz ki, hepsi Alemlerin Rabbi Allah'a bağlıdır, O'nun hükmündedir. Kısacası böyle bir ayrım bizim çağımızda olmaz fakat o dönem tanrılar (yönetici varlıklar) ile insanlar bir arada yaşıyordu çünkü o devir bizimkinden çok ileri bir dönemdi. Tanrılar yani yönetici varlıklar ile Allah asla aynı şey değildir.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Evrendeki tek ve gerçek yasa fizik yasalarıdır. Evren ve dolayısıyla siz olduğunuz sürece var ve geçerli olacaklardır. Bu yasaları çiğneyemezsiniz çünkü siz de bu yasaların bir sonucu olarak var olmuşsunuzdur.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Evrendeki tek ve gerçek yasa fizik yasalarıdır. Evren ve dolayısıyla siz olduğunuz sürece var ve geçerli olacaklardır. Bu yasaları çiğneyemezsiniz çünkü siz de bu yasaların bir sonucu olarak var olmuşsunuzdur.

Fizik yasaları görünen yasalardır, bir de gizli yasalar vardır. Örneğin: Mentalizm Yasası, Rezonans Yasası, Devresellik Yasası, Nedensellik Yasası v.s

Fizik yasaları çiğnenebilir aslında ve Parapsikoloji'nin konusudur. Astral Seyahat da bir fizik yasası ihlalidir ve Hitler bu konuda en iyi örnektir. Herkesin yapabileceği bir şey değil tabii, özel bazı çalışma ve teknikler gerektiriyor.
 

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
Kaderden bahsetmiyorum aslında, anlatmaya çalıştığım şey şu:

Kader nedir? İnsanın tekamül planı doğrultusunda bu yaşamda karşısına çıkacak olan olaylardır. Bu planda evlilik sizin için faydalı değilse, dünya yerinden oynasa evlenemezsiniz, o koşullar asla oluşmaz, işte bu kaderinizdir.

Kur'an ne söylüyor? "Herkes yaptığının karşılığını alır, zerre kadar hak başkasında kalmaz.", diyor yani kötü insan diye bir tanımlama zaten yok sadece kötü seçimler var. İnsan yaşamı boyunca yaptığı seçimlerin karşılığını alır. Örneğin: ben komşumun çocuğuna vurabiliyorsam (hiç kimse görmese bile Allah biliyor), yarın benim çocuğum varsa başına aynısı gelir anlamında değil de, başka türlü bir belayı yaşamıma çekerim, demektir. İnsanlar dünyaya tek yaşam ile gelmiyor, ruhun ömrü insan yaşamı ile kıyaslanamaz. Ruh çok sayıda yaşamı ve bedeni deneyimliyor fakat bu "Reankarnasyon" anlamına gelmiyor, ruhun olgunlaşması için her şeyi denemesi gerektiği anlamına geliyor. Benim bedenimi kontrol eden ruh ile ben aynı şey değilim. Ruh bana ait değil, ruh benim gölge varlık olan bedenim üzerinden tekamül ediyor. Benim adım Ahmet ise, ruhun adı Ahmet demek değildir. Ruh, bugün Ahmet ile var olur yarın Mehmet ile ya da Julia olabilir. İşte bu hiçlik makamıdır yani "Ben yok sadece O var." anlamına gelir. Biz kendimizi o kadar benimsiyoruz ki, bu bedenin geçici bir araç olduğunu ve bizim gerçekte bir hiç yani gölge bir varlık olduğumuzu unutup, kendimizi Ruh zannediyoruz. Oysa biz sadece ruhun çok az bir parçasına sahip, gölge varlıklarız.

Tanrı ceza vermiyor aslında kendi cezamızı, seçimlerimiz ile kendimiz belirliyoruz. Elli tane adam öldürüp, intihar etmek beni o elli canın bedelinden kurtaramaz. O bedel ödenene kadar hem bu dünya hem öte alemde bana zor koşullar var demektir.

Sabiiler, bizden farklı bir nesilin temsilcileri yani Nuh Tufanı öncesi yaşayan, bizim ırkımızdan daha üstün özelliklere sahip bir topluluktu, doğal olarak onların sevap-günah kavramı da çok farklıydı çünkü bilinç yapıları bizden çok daha ileri düzeydeydi.

Ra ise yönetici bir varlık, tanrı diye de geçer ama asla "Bir" yani "Allah" değildir. Yönetici varlıklardan birisidir sadece. Sabii tanrısı ya da Mısır tanrısı dediğiniz zaman birer yönetici varlığı kastedersiniz ki, hepsi Alemlerin Rabbi Allah'a bağlıdır, O'nun hükmündedir. Kısacası böyle bir ayrım bizim çağımızda olmaz fakat o dönem tanrılar (yönetici varlıklar) ile insanlar bir arada yaşıyordu çünkü o devir bizimkinden çok ileri bir dönemdi. Tanrılar yani yönetici varlıklar ile Allah asla aynı şey değildir.

Aynen katılıyorum, tabi başımıza gelen kötülükler hayır olabilir biz onu şer biliriz, onlar bu konudan farklıdır.
Herkesin titreşim frekansı vardır ona göre olayları yorumlar.

Hakikat kitabını şiddetle tavsiye edebilirim okumadıysanız.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Tanrı savaş ve şiddet karşıtı değildir, İslam savaş hukukuna göre İslam Devleti ilk önce karşı devlete İslam'ı tebliğ eder, kabul etmezse vergi vermesini ister, hem müslüman olmaz, hem de vergi vermezse karşı devlete savaş açar, dolayısıyla İslam, savaş ve şiddet karşıtı değildir, militaristtir.
 

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kaderden bahsetmiyorum aslında, anlatmaya çalıştığım şey şu:

Kader nedir? İnsanın tekamül planı doğrultusunda bu yaşamda karşısına çıkacak olan olaylardır. Bu planda evlilik sizin için faydalı değilse, dünya yerinden oynasa evlenemezsiniz, o koşullar asla oluşmaz, işte bu kaderinizdir.

Kur'an ne söylüyor? "Herkes yaptığının karşılığını alır, zerre kadar hak başkasında kalmaz.", diyor yani kötü insan diye bir tanımlama zaten yok sadece kötü seçimler var. İnsan yaşamı boyunca yaptığı seçimlerin karşılığını alır. Örneğin: ben komşumun çocuğuna vurabiliyorsam (hiç kimse görmese bile Allah biliyor), yarın benim çocuğum varsa başına aynısı gelir anlamında değil de, başka türlü bir belayı yaşamıma çekerim, demektir. İnsanlar dünyaya tek yaşam ile gelmiyor, ruhun ömrü insan yaşamı ile kıyaslanamaz. Ruh çok sayıda yaşamı ve bedeni deneyimliyor fakat bu "Reankarnasyon" anlamına gelmiyor, ruhun olgunlaşması için her şeyi denemesi gerektiği anlamına geliyor. Benim bedenimi kontrol eden ruh ile ben aynı şey değilim. Ruh bana ait değil, ruh benim gölge varlık olan bedenim üzerinden tekamül ediyor. Benim adım Ahmet ise, ruhun adı Ahmet demek değildir. Ruh, bugün Ahmet ile var olur yarın Mehmet ile ya da Julia olabilir. İşte bu hiçlik makamıdır yani "Ben yok sadece O var." anlamına gelir. Biz kendimizi o kadar benimsiyoruz ki, bu bedenin geçici bir araç olduğunu ve bizim gerçekte bir hiç yani gölge bir varlık olduğumuzu unutup, kendimizi Ruh zannediyoruz. Oysa biz sadece ruhun çok az bir parçasına sahip, gölge varlıklarız.

Tanrı ceza vermiyor aslında kendi cezamızı, seçimlerimiz ile kendimiz belirliyoruz. Elli tane adam öldürüp, intihar etmek beni o elli canın bedelinden kurtaramaz. O bedel ödenene kadar hem bu dünya hem öte alemde bana zor koşullar var demektir.

Sabiiler, bizden farklı bir nesilin temsilcileri yani Nuh Tufanı öncesi yaşayan, bizim ırkımızdan daha üstün özelliklere sahip bir topluluktu, doğal olarak onların sevap-günah kavramı da çok farklıydı çünkü bilinç yapıları bizden çok daha ileri düzeydeydi.

Ra ise yönetici bir varlık, tanrı diye de geçer ama asla "Bir" yani "Allah" değildir. Yönetici varlıklardan birisidir sadece. Sabii tanrısı ya da Mısır tanrısı dediğiniz zaman birer yönetici varlığı kastedersiniz ki, hepsi Alemlerin Rabbi Allah'a bağlıdır, O'nun hükmündedir. Kısacası böyle bir ayrım bizim çağımızda olmaz fakat o dönem tanrılar (yönetici varlıklar) ile insanlar bir arada yaşıyordu çünkü o devir bizimkinden çok ileri bir dönemdi. Tanrılar yani yönetici varlıklar ile Allah asla aynı şey değildir.

Sabiilik hakkında benden çok bilginiz var,kader yorumunuzda iyi beğendim ama benim kader ustune çok okumam yok ama inancım İyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğidir...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:04 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:02 ----------

Tanrı savaş ve şiddet karşıtı değildir, İslam savaş hukukuna göre İslam Devleti ilk önce karşı devlete İslam'ı tebliğ eder, kabul etmezse vergi vermesini ister, hem müslüman olmaz, hem de vergi vermezse karşı devlete savaş açar, dolayısıyla İslam, savaş ve şiddet karşıtı değildir, militaristtir.

Aslında islam barış dinidir ve çağlarda değişmiştir artık savaşlar lüzümsüzdür bir takım hokkabazların tuzağına düşmemek lazım savaşlar insanlığın en acı yüzü olmuştur...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:05 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:04 ----------

Evrendeki tek ve gerçek yasa fizik yasalarıdır. Evren ve dolayısıyla siz olduğunuz sürece var ve geçerli olacaklardır. Bu yasaları çiğneyemezsiniz çünkü siz de bu yasaların bir sonucu olarak var olmuşsunuzdur.

Hobbes da öyle diyor dimi efendim ama ben decartı destekliyorum..:):rolleyes:
 

elbiss

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
464
Tepkime puanı
7
Puanları
18
Sizce evreni kuşatan bir edebi Tanrı veya mutlak iyinin temsil ettiği ebedi yasa varmıdır?


ALLAH en yücedir En bilgindir bu koonuda Kutsal Metinler İnsanlığa Yasa gibidir ve uyulması gerekmektedir. burada bir çok bilgi Allah tan insanlığa peygamberler iletilmiştir...Her söz her ifade birer yasa ve kuraldır..



Varsa burdan evrensel ahlak kuralları çıkar mı?


İnsan suresi ne ve bir çok surelere baktıgımızda devamında ise peygamber yaşantılarına bakıp örnek aldıgımızda AHLAK üzerinde oldukça vurgular yapılmaktadır bununla birlikte dini yaşam biçimleri de ahlak yaşam tarzı içerisindedir...


Helak olan kavimleri incelediğimizde lut ve semud kavmindeki ahlaki dejenerasyonun anlatıldıgı durumlarda ahlakı yapının bozuldugu ve sorun oluşturdugu teşkil etmektedir...Ahlak hem insanın hemde ruhun vazgeçilmez meyvasıdır diyebiliriz.


Ben Mutlak iyinin Tanrı olduğunu düşünüyorum Rabbimiz yani ve o yüzden evrensel ahlak kurallarına inanıyorum...



Yoktan var eden ve herşeyi en iyi bilendir....Mutlak dogru yalnızca ALLAH tır....İnsan dünyada sınav ve imtihan için vardır burada en iyi ödüller toplayan kullara cennet müjdelenmiştir..



Ama bence dünyayı bir üçleme yönetiyor İrade,İyilik,Kötülük



Dünyayı yöneten ALLAH ın hakimiyeti ve eşşsiz iradesidir.



Amon İrade

Ra İiyilik

Seth de kötülüğü ifade ediyor...


Rabbim Ra olduğu için ben savaş şiddet karşıtı ve kul hakkına riayet eden ve evliliği kutsayan yani zina karşıtı biri olarak kendimi konumlandırıyorum...

Saygılarımla...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:21 ----------

Eskiden sabiiliğe ve mısır dinine hayrandım fakat okudukça onlarında bozulduğu kanısına vardım...



Arayış sadeşe rabbimize dönük olmalıdır Hayranlık sadecece ALLAH a sunulur....Diye de dip not sunmak isterim.


Böyle
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst