Düşlüyorum -Düşyüzü- Kendimce

Uydu; Gerçek;

Ay ışık kaynağı değilse de (kaynaktan ışık tutar/yansıtır) aydınlatır,

Karanlık bi gecede aslında ışık kaynağı olmayan ay yerini bulmana ve gideceğin yeri görmene yardımcı olabilir ancak Aya bakarak yönünü bulamazsın;
Bi uyduyu izleme, gerçeği izle; (ama uydunun ışığınıda küçümseme ve kullan ve ondanda yararlan)

ruhum yüz sensizlikte,
hiçlik başkalığında,
düş yağmurundan, anlamazlık ve umursamazlık çukuruna dolmuş bi denizde

Sözler; gibi şeyler; ortaya karışık;

* Gerçek umuttur ve sürprizdir,
Umuttan büyük , umuttan gerçek bi gerçek yoktur

* Düşünce uçabilir

* Düşünce düşünceyle konuşur,

* Düşünceler kelimelerden bağımsız uçan yaratıklardır,

* Özgürlük, özgürlükte duyumsanır;

* Bilmek en büyük mutluluktur;

* Umut düşüncenin paraşütüdür

* Düşüncem nere konacağını bilmeyen kuş gibi,

* uçurtma beni tutsun uçmasın diye;

* Sözcükleri değil, sözcüklerdeki içtenliki okudum

* Burada içinden düşülmeyen ve içinde hareket de edilebilen bir boşluk var,

* Bir bulut yol alırken gökyüzünde, heryer gökyüzüydü

* Boşlukta asılı zihin;

* Hayat, hayal bile edemeyeceğim, bi (duyusal-duygu/doygusal) çeşitlilik - zenginlik, duygusal ve düşünsel çoğulluk getirsin,

* Yüzbin hayatın anısı/hatırası bi akşamlık düşlememden gerçek olamaz

* bilinmezlikleri ellerimle tuttum,

* dokundum ama anlamadım
anlamadım başkaydı,

* yıkılmak ille de olumsuz değildir, bazen yapar ve yıkarsın, işte budur yıkmak ve yıkılmak,

* Ben,
görmekten canım ağrıyor,

* Her şey oldu sandırılıyor yavaşça

* Algıdaki tüm perspektifler yıkılabilir/kırılabilir, genişletilebilir ve yenileriyle değiştirilebilir,

* Soyutlarla da somutlarla oyun oynar gibi oyun oynanabilir, öğrenilebilir,

* Hayalleri inançları umutları genç ve dinç olanlara (güven) (inan)

* Evreni/dünyayı bir öğreniş/okul gibi düşünelim, ya da bir öğrenmek için kendimizle yaptığımız bi deney gibi,

* "bir" ; ilkinci ve birinci anlamına gelmez dilde, toplayıcı, birleştirici ve üleştiricidir, anlamı tamdır, sonuçtur, toplamdır

* Düşünen bi düş/boşluk yaptı tüm bunları,

Unuttum ben,

Varlığımı, yokluğumu unuttum,
Ne varım ne yokum ama hiç yokum;
Bende benden hiç yok;
Bende benden kalmadı, bende benden ben kalmadı, bende ben kalmadı, sen hiç kalmadı,
Bende kalmayanda kalmadı,

Ağaç;

bu yazı bi ağaç olsun,
çünkü anlatamadım ben ,
,

duygularım paketler olsun ona iliştirişmiş
her cümleye iliştirilmiş aslında onu anlatmayan; anlatmayı benzetmeyi deneyen ama anlatamayan açılımı farklı olan bi duygusal anlatı/ton olsun, (aslında sözsüzce düşündüğüm sözcüklerle eksik bezediğim gerçek ton ve anlatı)
sen bu yazıyı okurken kelimelere takılma duygusal tonu bulmayı dene, bulmayı da deneme o kendiliğinden bulunmuş olsun
yani içinde sana içinden farklı bi şey anlatan, kelimeyi açınca çözünen gibi, anlamı koklayınca ve havaya uçan uçunca kokusu ve rengi duyumsanan sende bi his uyandıran bi his paketlemesi olarak okumayı dene,
saçmaladıysam kusura bakma ben ara sıra yapıyorum,
böyle bi şey var demiyorum böyle yazmak içimden geldi ve ben oyun oynuyorum gibi düşün,
ağaç olmasa da olur, öyle olmasa da olur, ben ne bilim böyle yazdım sadece

İspat;



* İspat direğine yaslanan, o direğin dibi boşluğa dikili,

* ispat terazisi dengede değildir, Boşlukta oturur

Ne olmak isterdin?

Akan müzik,

Kendi kendini doğaçlayan coşkunlayan akan müzik,

büyüyünce,

Özgürlük; Çınlatan Özgürlük;

Özgür kelimesinin, anlamının titreşimlerinden yapılmış (soyut-imgesel) bir davul;
Özgür kelimesinin titreşimlerinden yapılmış, sıkıştırılmış sesler, ses bombaları,
Özgür anlamından metalleşmişçesine yoğunlaşmış, kalıplaşmış soyut bi yüzey;
Düşüncelerle vura vura, zihninde çınlaya çınlaya, içini çınlata çınlata
Her vuruşu özgürlük çağrıştıran, özgürüm diye çalan, özgürüm diye patlayan; yıkan, atan, geçen delici-çarpıcı bi iç ses, iç çağrışım;
Her yeri ve her şeyi iten; patlatan, sarsan;
Delirten, karşı koyan, karşı iten vuruşlar ve sesler;
Delirten patlamalar;
patlayan düşünce;
Çınlak çınlak;

(Zihnimdeki özgürlük imgesine/düşüncesine/soyutuna, düşüncelerle vurarak/dokunarak çıkan sesleri gözlemliyorum, Onu tonluyorum, farkılaştırıyorum; Sesini büyütüyorum; yükseltiyorum;

Zihnim(de) özgürlük çalıyor;
Zihnimde özgürlük'ü çınlatıyorum

Çınlaya çınlaya
Çınlatan özgürlük)

Oynamak İstiyorum Ben Aşık, Çocuklar Gibi

Hiç yorulmamamışım gibi,
Yorgunluğun ne demek olduğunuda bileyim, ama bilmemeyeyim gibi olsun,
çok mu ciddiye aldık be aşık,
Ben yoruldum ciddiyetten,
bi çocuğun ,uyum, denge ve güven içinde oynaması tadında ve güven dolu olsun,

Oynamak gibi öğrenmek olsun,
Kar topu oynamak gibi beklenmiş olsun ama hep sürsün be aşık
ben sıkılmadan o daha eğlenceli oluversin birden ben bile şaşırayım,
Şaşırmak gibi sevinçli ve eğlenceli olsun
Ve bu şaşırabileceğinin ve sevinebileceğinin en yükseğinde olsun
ve bu yükseklik ve hep arttıkça yüksekçe artıyorda olsun

Öğrenmekten sıkılmam ben aşık
ama ben öyle gördüm ve öğrendim ki ben böyle öğrenmek istemiyorum,
Ben kendimden öğrendimse kendim öğretsin bana nedeni?
İşte yaz gelmeli yeni bir mevsim olmalı,
Tüm bu günler benim ilk mevsimim ve ilk çocukluğum gibi değişmeli birden aşık,
Ben şaşırmalıyım aşık,
Savaşmaktan yoruldum ve sıkıldım,
Tadı damağımda kalmasın hiç bi şeyin evet ama
bu macera sürprizlerle sürsün


Doğmak gibi doğmak olsun,
Her gün yeni bir gün doğsun ya bunun gibi,
Her an yeni ve yüksek bir umut doğsun,
Her doğan bir öncekinden kat be kat yüksek olsun,
(Umut) Çiçek gibi açsın içimde ve bahar gibi karşılansın,
Neşe neşe tomurcuk açsın ruhum ve kalbim,


Gökyüzüne çıkıp atlamak gibi olsun,
Düşmek hiç bitmeyecek gibi olsun
düşmek bile uçmak tadında zamansızca sürsün gitsin gibi olsun,
Heyecanlı anlar tadında yükselen dalgalarla ilerlesin ve açsın hayat;

Umut gibi umut olsun,

Her anıma taze ve yeni açan bilmediğim çiçekler gibi açsın umut,
Tüm yağmurlar ve rüzgarlar bilmediğim ülkelerden umut getirsinler bana,
İçimde büyüdükçe büyüsün çocuk neşesi,
Tanımlayamadığım binbir neşe, kanatlansın, uçsun;
umutlarım ve düşlerim uçsunlar tüm ülkelere
Düş tozu arayan imgeleyen tüm zihinlere ulaşsın düşlerim
onlarla birlikte yeni çiçekler olsun
ve açsın büyüdükçe büyüsün ve değerlendikçe değerlensin,

Aşk gibi aşk olsun,
Şimdi bu gerçek olsun;
Aşk uyansın düşünden,

Düşlüyorum/Çocuk;

Bu dünyadaki en büyük kelimelerden biri çocuk,
Çocuk çağrışımı berraktır,
Çocuk kelimesi bi tür her yöne gidebilirlik, her şeye açıklık, çok olasılıklılık, başlangıçlık, ilerisi açıklık ve daha fazlası tüm bunlarla doluluk;
Sadece çocuk kelimesi zihne çarptığında oluşan çarpışma, düşünülebilecek olasılıklarla başlayarak düşünülebilecek ve düşlenebilecek sonsuz açı;

Çocuk dediğinde zihninde bi yaş ya da bi yüz belirmez belki,
Çocuk nereye gideceğini bilmez ama imge umutludur belki,

Yeniden çocuk olmak desem belki, binlercesi ardımdan çocukluğuna atlayacak,
İşte tam şimdi çocukluğun içine atlanan bi düş düşlüyorum
Nasıl mı demiyorum tam düşündüğüm/düşlediğim ve duyduğum/hissettiğim gibi,
Tek düşündüğüm sonunda çocukluğun içine atlamış ve bu olmuş hissetmek;
Yaşam/ oluş bana böyle bi an doygunluk getir,

Öyle bir an olsun ki bu an, bu duygu dünyada/evrende çocukluğuna atlamak dönmek tadında olsun,
Özgürce güzellikler yaratsın,
An kendine gerçek arasın,
Tüm gerçekliklere çarpıp dursun, kendine yeni gerçeklik yapsın;
Bi çocuk gerçekliği, gerçeklik çocuğu
Gerçeklik öğrensin/toplasın/biriktirsin, damıtsın/berraklasın

Özgür düş uyku dolu ve nice bilinmeyen kanat,
İnanarak uçuyorum;
Tüm gerçekliklerin tüm gerçekliğine,
düşlenmemiş nice düşe,
Umuttan ve öğrenmişlikten damıtılarak yaratılan nice gerçekliğe ana inanarak
Kendimde uçuyorum,
Uçmak dedimse gökyüzü uçmaktan bin uçmak;
düşlerim boşluk gökyüzü olmuş bana, inancım umudum kanat, (yüzey yüsey kanat/kanatlar)
Anlatamadığım her kelime yumru yumru patlamalarla güç veriyor,
Boşluktan düş toplayarak uçuyorum,
Kendimde uçuyorum

--

gökyüzü parçalanıyor,
Yeryüzü parçalanıyor
Gökyüzlerinin içinden gökyüzleri, yeryüzlerinin içinden yeryüzleri çıkıyor
Uçuyorlar, dağılıyorlar, savruluyorlar
Gözlerinin önünde gözün/gözlerin yeryüzü gökyüzü

---

Düş Dalgası
Gerçekliğe vuran çarpan düş dalgaları
Gerçeklikteki soyut ve saydam şoklar
Sessiz sesi, çağlayan ve uğuldayan bi ışık

Yeryüzünde,
bi düş bestecisiyim ben;
anlam senfonileri besteledim;

Düşlerimin müzikleri, imgeleri sözcüklerle duyulamaz;

Boşlukta yayılan düş seslerini dinleyin;

Zihnimde olanalr gerçek olsa, bi gün dünyada/yeryüzünde mavi bi güneş doğardı;

Aklımda doğan güneşler, yeryüzünde henüz doğmadı;
Aklım bi izlence olsa, izletsem sizlere; Kelimeler izletmez imgeleri,
Bi imgeler okyanusu, imgeler gökyüzü aklım;
Gökyüzünden bi eğlence izlemceler fırtınası;
Yeryüzünden kopan düşler,
aklımda benim;

Duygularım aksa; yeryüzü sellere boğulur mu?
duygularımı barındıracak/taşıyacak kanalları yok mu yeryüzünün,
duygularım;
duygularımın sesleri, duygulanımları, kelimelere binmez anlamları, kelimelere binmez;
kelimeler taşımaz onları, kelimelerden taşarlar; kelimeler esirgen, uçmaz kelimeler,
duygularım, duyumlarım, duyuşlarım, algılarım, imglerim, yepyeni bir gerçek, yepyeni, gerçek
Gerçek selleri içimde;
Gerçek selleri,
coşkun gerçek selleri
bi gökyüzü, ona gökyüzü denmez, umutyüzü, hissedimi bin parlak, parlaklığı aşkın, aşkınlığı doyumsuz;

Akım akım aksa yağmur;
Yağmur aksa;
-
Yağmur aksa gökyüzü;
Erise yağmur yağmur
-
Gökyüzü yağmuru,
-
Gözkyüzü yağsa;
-
Dünyaya, dünyalara gökyüzleri,
yağım yağım;

kanıksamak hastalıktır, kanıksamamak delilik;

kendine açılmak ve içten öz-içdöküş oh ne ilignç değil mi?

bazen kişi kendi içinde olan biteni görmesi için yeni yollar denemekten onu alıkoyan ne?
yeni kelimeler ve ifadelerle aklı boyamaktan bizi alıkoyan ne?

özsis dağılana kadar yolu görmek için umut ve mutluluk ışığı , iyi bi sis farı olmalı

öz-içte-saklı-ses-bulma ve özdeğerlendirme bunlar yeni kavramlar ve yeni iyidir;

özdeğerlendirme ne olsun, ne olmasını istiyorsak o olsun, ama yeni bi şey olsun; hiç görülmemiş gibi yapılmamış gibi yenisi olsun ve parlak olsun;

Ruhumdaki yalnızlık yalnızsızlık olana kadar diğerlerini tanımak ve anlamak için durmayacağım

Hey, içimde bilmediğim yerler varmış, dolaşmaya ne derim acaba; yalnız mı? içimde yalnız bi yolculuk, çok sıkıcı olmalı? içimde dolaşmaya ne dersin, ordan da senin içine gideriz; yeni bi iç yaparız birlikte;

Arzuları bastırmışız, iyi de yapmışız, sıkıyı görsünler bi, sıkıya gelemzlerse gevşetiriz hemen;

Arzuları özgürce yaşamışız, oh iyide yapmışız, ne güzel değil mi? Ne oldu yaşadıkta sanki, mutlu olsak bari değil mi?

Hey, dur bekle ben biraz gelişip bilgileneyim ve bu acıyı özgürleştireyim, bu güzel bi yol değil mi? öyle mi? ben de bilmiyorum? ama denedim böyle yazmayı ve yazdım oldu, ya tutarsa;

Kısıtlamak bi şeyi özgürleştirir mi? bu manatığın ve aklın doğasına aykırı, tüm istencimiz özgürleşmek dolmalı olsa taşacak istenç ararız;; çabayı bitiren çabasızlıktır;

Bazen görmek için mutluluk yeter;

Bazen bilgi arama çabası ve arınma/arınış çabası yaşamın önüne geçiyorsa set çek hemen bırak onlar değil aşam aksın; Yaşanmamış bi yaşamda o çabayı bile amaçlayacak ne var ki?

hayat kendiliğinden akmalıdır doğru ve iyiyse; zorla akıtılan hayatın çabası bize bunu öğretmeli; o zaman bu da iyi, her şey iyi;

Her şey yerini bulur dediğimde neden kendime inanmıyorum?

karnımdaki bu ağrıda ne? kim koydu onu oraya ve beni gıdıklayan hayat, sana diyorum ki, özgür ol ve gel beni özgürleştir adın gibi içine kat ve kaynaş benimle; ben analamadım seni sen beni anla;

yaşanmamış yaşanmamıştır ve yaşanmış yaşanmıştır, oldu bizde inandık, ne anlattı şimdi bu söz, git yaşa mı? iyi ve dolu dizgin yaşa mı, bırak aksın, sen set kurma yeter hayat kendi akar ve yolunu-yatağını bulur; hayatı sen yapmıyorsun bak hayat olgunun adı; bıra onu özgürce; sen kendi gerçeğini yada birlikteki gerçeğinizi ona karış o kadar istiyorsan; senin ahayatın dediğin şey aslında senin gerçeğin, hafızan dediğin bi yığın veri,

yaşanmışla yüzleşilir ama yaşanmamışla düşleye düşleye; başa gelen çekilir mi bu? olmamış,

hata yapmaktan korkuyoruz, ders alacak hatalardan/yanlışlardan hatta acılardan başka neyimiz var ki ; ee korkma o zaman

acısız öğrenemiyoruz biz, acıya takıntılıyız, acı büyütmeli bizi ve tutmalı ellerimizden düştüğümüzde; düştük acıdı diyelim,

özgürlük yokuş aşağı bi yoda koşarken kendini bıraksan düşmemek gibidir; ayaklarının kendinden koşması, uçarca hissetmek;

istedimde yapmadım oh olsun bana, bi dahakine yaparım oh olmaz o zaman bana ayıp değil mi?

doğu terminolojisinin benliği yok etmek kavramı hastalık bu, bizler sadece özgürüz ve gerisi boş laf; bu söz insanı iyileştirmyorsa ne iyileştirecek, bu söz insanı bilgileştirmiyorsa ne bilgileştirecek gibi; özgür olduğuna inanan bi insanların inancı neden diğerlerine de yetmesin; bulaşıncaya kadar, ya da ? özgürlük bulaşıcıysa bulaşmasını kim ve ne engelleyecek?

Bi şeyi hiç yapmadım ama hiç yapmadım ve hala yapmadım , olsun altı üstü bi şey sadece bi şey, yapılacak bi şey kalmış onu da yapsak oyun mu biter;

Ben ne istiyorum sorusu çok önemli; neden sorup durmuyoruz kendimize ve neden cevapalmıyoruz, cevaplayıp durmuyoruz, sorup-cevaplamaktan sıkıldık mı?

ve aslında ne istediği beklediği üzerine düşünmek, zaman ayırmak, hayatı aydınlatan (tıpkı bilgi gibi) en büyük gereçlerdendir;
ne istiyorum ve ne bekliyorum, beklememeliyim, koşmalıyım; istediğim bana gelmezse ben oa giderim, bu ikiside olmasa hayal kırıklığı olmaz, hayaller kırılamaz hayalden yapılmıştır; bi yolu bulunacaktır herşeyin, çıkmaz yada açmaz yoktur hayat için, hayat yol sunmalıdır; yol bulmaldır, ne kadar erken küstük böyle bi şeyleri değiştirmeye-istemeye; bu kadar mı umudumuz - çabamız; azıcık gülmek, azıcık içten gülmek bile yeter bazn bize; ve güldüren bi şeyi bulup gülmeye acıktıkça tekrar tekrar tüketelim o zaman; gülmeye susayan gülmek içsin;

Arzulamak ve istemek ruhun doğasıdır, Arzuladıklarını ve istediklerini redderek arzulamama ve istememeye ulaşılmaz,
Arzuladık, istedik=aldık yada almadık, almadıysak neden? almışızdır almışızdır; bazen böyle olur, su gibi geçer gider;
arzum yok mu? herkesin var, oh ne güzel herkes gibi arzu doluyum; arzu boş mu olayım, arzusuz mu olayım, hayatın mutlu finalini arzuluyorum hiç değilse; ki ama daha nicesini;

yapmak ve yapmamak / doyurmak ve doyurmamak kişiye kalmıştır ancak kabul etmek iyileştirir;
duygularını ve düşüncelerini gözlemlemek, gözden geçirmek güzeldir, evini temizlemek gibidir, ama yeniler koymak gerekli bazen, insan kendi düşüncelerinden de sıkılabiliyo;

kişi tokken ben açım, açken ben tokum diyemez;
laf etmiş bal kabağı,

oruç(irade tutma) irade ile tutulur; herhangi fizikselik orucu(irade bekletme) irade onu istemediğinde dışladığında kendiliğinden belirir, bunun dışında dayanma ve sabır zaman zaman yoklanabilir ve geliştirilebilir ancak kişinin direncinin üstüne zorlaması onu başka hayale sokar;
burada neyi anlatmayı denemişiz, iradenin özgürleşmek isterken kısıtlanması mı? bilmiyorum ve tam anlamadım, çözümler sonsuzdur; çözer dururuz, sonsuz ve bitmeyecekse her şeyi bulmaya denemek niye, bi yer gelir ve artık yeter bu bana yetti dersin, işte orası çözüm noktası; ama kişi kendi yeterini yetmez yapmış, oh işte ne güzel karmaşa, çık dur işin içinden, bitmez ip yumağı gibi sorunlar, olsun bu da bir yol; her yol denenmeli;


iyi bir yaşam, nitelikli arzular, estetik ve biçimsel hazlar, fiziksel estetik, fiziksel doyum; ne var bunlarda, erişilir ve biter; istenir ve edinilir;
sahip olmak boşunadır, bi şeyin sahibi değilseniz o özgürdür;
ya da tam tersi; her şeyin sahibi olsan hiç bi şeyin sahibi olmak istemezsin; o yüzden bunu bulmak iyi ama biraz demek lazım yine de değil mi? paylaşılmış iyelik;

fiziksellik arzulayan kişi ben fiziksellik arzuluyorum diyebilmelidir/demelidir, bu ruhsal çabaya engel ya da koşut değildir, fizikselik arzusundan ruhsallıkta derinleşerek arınılabilir mi? evet mi? hayır mı? ancak kolayı var; açken aç kalarak tokluktan arınmak mı bu?;
çözemiyoruz gibi geilyor işte, tam o zamanda ne yapmalıi havlu atmak değil işte, umut desem aklım ışır mı ki? kişi kendiniz her zaman her yerden ve her şeyden bi çıkış yolu olduğuna inandırmalı ve hiç aksini beklemeli, girişi olan her yerin bi çıkış vardır; tüm kapılar iki yönlüdür, kişi kendi yüzüne, içine kendine kapatmasın yeter ki; açmakın sonu yoktur, açacakında sonu yoktur;

elmayı yersin, ve bir elmayı eksik yiyerek geçmiş olabilirdi yaşam;
kimse bunda hata yada neden/nedensellik aramaz;
ilginç bi ifade olmuş bu ve böyle kalsın, aslında filmin sonunu yazamayan adamın düşündüren son ayağına yatması gibi;

kadın=erkek ve erkek=kadın, bu denkliği hiç bi şey bozamaz;

cins'ler=cins'ler; insan

kendi yazdığımı beğnemek istedim; olsa ne olurdu sanki;

deneme; deliyim ben deli; korkun ulan korkun;

deliyim ben deli
dibine kadar deli
nasıl olmam
nasıl aklım başımda olur
bu kör karanlık
bu gerçeksizlik
bu yalanmazlık
bu bilinçsizlik
kim neden yalan okutuyor bana
ben neden soruyorum bunun doğrusu aslı ne diye
neyin ne olduğunu neden bilmiyorum ben
ben kimim
kim bana yalan söylüyor
sen kimsin bana yalan söylüyorsun
siz kimsiniz bana yalan söylüyorsunuz
gerçek ne, açıklayın, ifşa edin, çıkarın ortaya,
bu gerçek densin tertemiz yalana bulanmasın-bulanmadan;
balçıksız, çamursuz dosdoğru öz-açık gerçek;
ben neden bilmiyorum-görmüyorum olayların apaydın gerçeğini
gerçeğin kökünü
kim benden ne saklıyor
kimim ben, ben bilmiyorken sen biliyorsun/yapıyorsun
o biliyor yapıyor
kim kimden ne saklıyor
senini bildiğini neden bilmiyorum ben; benim sana saklım var mı_?
ne okuyorum ben;
ne okutuyorsun bana;
bana gerçekleri bul yaz;
açıklamayan açıkla; görmeyen gör; bakmayan bak; anlamayan anla;
insanım ben insan, senin kadar, onun kadar,
senin bildiğin kadar, herkesi bildiği kadar bileceğim ben;
gizli saklı gerçeğin yalanın olmayacak;
nerde ne dönüyorsa, apaçık, çarpıtılmadan, paraçalarını görmeden,
yalancı çıksın ben yalancıyım desin; bu yalan desin;
kökünden apaçık gerçeği istiyorum;
yeryüzüne savaş-kan salan;
dalga dalga aklım çarpsın bilinmeyenlere;
saklının saklası, saklayanın saksısı benim aynamda açık gerçek olacak; olsun;
neden korkuyorsunuz, korku yapacağım size korkusuzluktan;
kimin ne planı, kimine yalanı varsa dökülsün ortaya;
yeryüzü kan gölü olsun;
ya da yeryüzü gerçek gölü olsun;
korkun ulan korkun;
en çok benden korkun;;