- Katılım
- 23 Ara 2012
- Mesajlar
- 4,763
- Tepkime puanı
- 319
- Puanları
- 83
Kimyasal silah üretiminin önüne geçilemediği gibi tespit edilmesi en zor kitle imha silahlarından biridir. Yapılan alanların tespiti çok zordur çünkü basit bir apartman dairesinde bile imalatı mümkündür. Bu durumda bu tür silahları kimler üretiyor, nerede ve nasıl kullanıyor tespit edilmesi çok zordur.
Esad mı kullandı, muhalifler mi ya da başka bir ülke veya kişiler mi kullandı bunun tespit edilmesi, tespit edilse bile bu tespitin güvenilirliği tartışmaya açıktır. Bir ülke, herhangi bir grubu ya da bir başka ülkeyi zora sokmak istiyor ise bu tür silahlar kullanıp, o hedef ülke ya da gruba fatura kesilmesini sağlayabilir. Ajanlar, casuslar, piyonlar v.s.
Dünyalar barışı sağlanabilmesi için tüm ülkelerin gelirlerinin vatandaşlarının yaşam koşullarını sağlayama yetiyor olması gerekmektedir. Bu kadar hızlı bir nüfus artışı varken artık dünya kaynakları insanlara yetmiyor ve büyük ülkeler de farklı kaynak arayışına giriyor. Müslüman ülkeler ise maalesef kendi içlerinde bir birlik sağlayamadıkları için açık hedef haline geliyorlar. Dini değerlerin insanları bölmek için en etkili silah olarak kullanıldığı bir çağda insanlar kendi sonunu kendi hazırlıyor. Arap ülkelerinde insanların bu kadar geride kalması, özgürlüklerinin kısıtlanması ve bu uğurda ölmek zorunda olmaları İslam'ın suçu gibi gösterilse de aslında İslam'ı bu kitlelere hükmetmek için başkalaştıran insanların, iktidarların suçudur.
Toprak kavgası, petrol kavgası, din kavgası derken bir de mezhep kavgaları başladı ki bu en tehlikeli kavgadır. Bu tür kavgalarda, savaşlarda kazanan olmaz fakat kaybeden çoktur.
Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım fakat dünyalar barışının bir hayal olduğunu düşünüyorum. Ülkelerin liderleri ülkelerin kaderlerini belirliyor. Suriye saatli bir bombadır ve tüm dünyayı karıştıracak bir savaşı başlatacak kadar stratejik bir noktadır. Suriye'ye yapılacak müdahale her ne ise böyle günlerce basında duyurularak anlamını yitirmiş, trajikomik bir duruma dönüşmüştür.
Esad mı kullandı, muhalifler mi ya da başka bir ülke veya kişiler mi kullandı bunun tespit edilmesi, tespit edilse bile bu tespitin güvenilirliği tartışmaya açıktır. Bir ülke, herhangi bir grubu ya da bir başka ülkeyi zora sokmak istiyor ise bu tür silahlar kullanıp, o hedef ülke ya da gruba fatura kesilmesini sağlayabilir. Ajanlar, casuslar, piyonlar v.s.
Dünyalar barışı sağlanabilmesi için tüm ülkelerin gelirlerinin vatandaşlarının yaşam koşullarını sağlayama yetiyor olması gerekmektedir. Bu kadar hızlı bir nüfus artışı varken artık dünya kaynakları insanlara yetmiyor ve büyük ülkeler de farklı kaynak arayışına giriyor. Müslüman ülkeler ise maalesef kendi içlerinde bir birlik sağlayamadıkları için açık hedef haline geliyorlar. Dini değerlerin insanları bölmek için en etkili silah olarak kullanıldığı bir çağda insanlar kendi sonunu kendi hazırlıyor. Arap ülkelerinde insanların bu kadar geride kalması, özgürlüklerinin kısıtlanması ve bu uğurda ölmek zorunda olmaları İslam'ın suçu gibi gösterilse de aslında İslam'ı bu kitlelere hükmetmek için başkalaştıran insanların, iktidarların suçudur.
Toprak kavgası, petrol kavgası, din kavgası derken bir de mezhep kavgaları başladı ki bu en tehlikeli kavgadır. Bu tür kavgalarda, savaşlarda kazanan olmaz fakat kaybeden çoktur.
Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım fakat dünyalar barışının bir hayal olduğunu düşünüyorum. Ülkelerin liderleri ülkelerin kaderlerini belirliyor. Suriye saatli bir bombadır ve tüm dünyayı karıştıracak bir savaşı başlatacak kadar stratejik bir noktadır. Suriye'ye yapılacak müdahale her ne ise böyle günlerce basında duyurularak anlamını yitirmiş, trajikomik bir duruma dönüşmüştür.