Dövüş Klubü filmi üzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sinema Kulübü kategorisinde Kara Kalem tarafından oluşturulan Dövüş Klubü filmi üzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 566 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sinema Kulübü
Konu Başlığı Dövüş Klubü filmi üzerine
Konbuyu başlatan Kara Kalem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kış güneşi

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Bilindiği üzere film Chuck Palahniuk'ın romanından beyaz perdeye aktarılmıştır. Chuck Palahniuk romanlarında; kapitalizmin yarattığı insana aykırı ilişki biçimlerini; moda aracılığıyla dayatılan tüketim çılgınlığı, çeşitli uyuşturucuların yaygın bir eğilime dönüştürülmesi, ilaç sektöründeki kapitalist dürtü, kadın-erkek ilişkilerinin yozlaşması, medyanın, televizyonların insanları sistemin parçası yaptığını, bağımlı hale getirdiğini irdeliyor. Eleştiri oklarını sistemin yaşattığı ekolojik yıkıma, çok uluslu tröstlerin hegomanyasına, toplumsal yabancılaşma olgusu üzerinden işliyor. Filmde anlatıcımız bahsettiğimiz yabancılaşmanın fazlasıyla etkisinde bir karekter olarak karşımıza çıkıyor. Bir sigorta firmasında otomobil geri çağırma koordinatörüdür. İşi gereği ülkenin dört bir yanında araç kazalarının incelemek, rapor hazırlama görevindedir. Yaşamının çoğunu çalışmakla geçirip, gereksiz ve kendine dayatılan metaları almakla geçirmektedir. İş seyahatlerinden birinde (kendi bilincinde yarattığı) Tyler Durden ile tanışması hayatının dönüm noktasını oluşturmaktadır.Anlatıcımızın hataları, yanlışları ve pasif karekterinin eleştirisi üzerinden doğmuş, şekillenen bir Tyler Durden'i izliyoruz. Tyler Durden sistemin halklara dayattığı sorunların farkında olan buna karşı fikirleri olan ve bu fikirleri için mücadele eden aktivisttir.

‘İşte modern sanat.Satılmış olan araç sayısına A diyelim. Bunu önce B dediğimiz arıza yapma olasılığıyla sonra da ödenen ortalama tazminatla yani C'yle çarpıyoruz. A x B x C = X Eğer X geri çekmenin maliyetinden düşükse, geri çekmeyiz'
Anlatıcının çalıştığı sigorta firmasında; araçların geri çağırılması yukarıdaki denkleme bağlı olduğundan, insan ölümünün ya da sakat kalması denklemin ufak bir unsuru,basit bir istatisklik bileşenidir. Aslolan firmanın ya da sigorta şirketlerinin kârlarıdır. Anlatıcı da firmanın yaptığı kuralsızlıkları Ulaştırma Bakanlığına şikayet etmemesini, müdürüyle olan son görüşmesinde kendisini maaşlı bir harici danışman olarak tutması için tehdit unsuru olarak kullanır. Karekterimizin yaptığı iş üzerinden başlayan sistem eleştirisi, filmin devamında çeşitli biçimler alır.

Tyler’in insanlığın kurtuluşuna/ yabancılaşmanın aşılabilmesine dair yaratıcısına göre somut önerileri olmasına karşın; birkaç kredi kartı binalarını yıkmak sistemin işleyişine önemli zarar vermeyecek, aksine karşı saldırılarla grubun dağıtılması, yakalanmasına zemin hazırlayacaktır. Kitaptaki çözüm sorunun kaynağına eğilmeyi değil de sonucun ortaya çıkardığı biçim üzerinden kaba bir yıkıma indirgendendiği hissi uyandırdı bende- bu bakımdan tarihteki Ludistler’le benzerlikler kurdum- Sorun mülkiyet ilişkileriyse panzehiri bankalar, fabrikalar, tarlalar ve diğer üretim araçlarının yıkımı-yok edilmesi değil, onun kullanış biçimleri yani hangi sınıfın iktidarda olduğunun ve bunun nasıl alt edilebileceği üzerinden düşünmek ve harekete geçmek gerekir. Bir an için kredi kartı binalarının yıkıldığı, tüm borçların sıfırlandığını düşünsek dahi, egemen olan üretim-mülkiyet ilişkileri aynen devam edeceği için geçmişte borçlu olanlar tekrar borçlanmaya başlayacaktır. Yukarıdaki eleştirilerimin yanında, toplumsal ilişkilerin ne denli insana aykırı işlediğinin, sistemin kişileri sınıfsal çıkarları doğrultusunda dizayn ettiği, sapkınlaştırdığını, uyuşturucuların, alkolün kölesi yaptığını, insanı daha fazla meta satın almak için çalışan bir robota dönüştürdüğünün ve saygınlığın, başarının, mutluluğun parayla/satın alabilme gücüyle özdeşleştirdiği yabancılaşmış figürü vurucu bir tarzda teşhir ediyor.

 

Cry

Üye
Felsefe.NET
Katılım
28 Şub 2019
Mesajlar
212
Tepkime puanı
60
Puanları
28
"Yaptığın iş değilsin..Cüzdanındaki para, sırtındaki üniforman ya da sana bugüne kadar değer verilmesini sağlayan diğer özelliklerin. Aslında bunların seninle hiçbir ilgisi yok…Kendini saydam ve her an eriyebilecek bir kar tanesi gibi güzel ve eşsiz mi hissediyorsun? Sen aslında hiçbir şeysin. Çünkü sahip olduğun varlıklar gün gelip sana sahip olmaya başlarlar. Sonra ne mi olur? Önce uyuyamamaya başlarsın. Ardından çevrendeki her şeye yabancılaşmaya..Ve Tyler Durden ile tanışırsın. Tyler'ın her zaman inanmaya hazır olacağınız ve istek duyacağınız bir planı vardır. Aslında gördüğünü zannettiklerinin görülmediğini ve sandıklarının da apaçık ortada olduğunu fark edeceksin…"


****

6 ay boyunca uyuyamadım. Ve hiçbirşey gerçek gibi değildi. Ve herşey çok uzaklardaydı. Herşey, kopyanın kopyasının kopyası gibiydi. Herşeyin geliştirilmiş bir entegreden oluşturulmuş olduğunu düşünmeye başladım. IBM bilgisayarlarının kurduğu bir galaksi, Microsoft yazılımlarının kurduğu bir dünya…
. / .
Ve birden birşey oldu. Sanki…Bir binanın içinde kayboldum. Karanlık, sessiz ve ürkütücü…Özgürlüğü keşfettim. BÜTÜN UMUTLARIN KAYBOLMASI ÖZGÜRLÜKTÜ.
. / .
Aslında ölmek üzere değildim. Vücudumda kanser ya da başka bir mikrop yoktu. Etrafımdaki kalabalık, dünyanın ortasında yaşayan sağlıksız ama yaşamaya devam edebilecek bir böcek gibiydim…
. / .
Mağaranızdan içeriye adımınızı atın. Mağaranızın derinliklerine dalın. Orada size ilham veren hayvanı bulacaksınız.
. / .
Her gece ölüyordum ve tekrar doğuyordum. Sürekli olarak.
. / .
Marla'nın hayat felsefesi her an ölebileceği üzerine kuruluydu. Kendini bir trajedi olarak görüyor ama bunu dile getirmiyordu.
. / .
Bu benim hayatımdı ve dakika dakika sona yaklaşıyordum. Bu kez de başka bir uçakta uyanmıştım. Başka bir yerde ve zamanda uyanabilir misiniz? Peki başka bir insan olarak uyanabilir misiniz? Her seyahatim başka bir hayattı. Tek porsiyonluk kahve, tek porsiyonluk krema, tek porsiyonluk tereyağı ve mikro dalgada ısıtılmış yemek. Şampuanlar ve tek kullanımlık diş macunları. Her yolculuğumda tanıdığım insanlar, hepsi sanki tek kullanımlık arkadaşlar…
. / .
Belli bir zaman yaşamaya çalıştıktan sonra herkes sıfıra iner.
. / .
Uçağım her iniş kalkışında çakılmak için dua ederim. Ya da bir çarpışma…herhangi birşey..
. / .
– Biz neyiz o zaman?
– Bilmiyorum, tüketici belki de…
– Doğru. Bizler tüketiciyiz. Hayat tarzımızı geliştirmek için alışveriş yaparız. Cinayet, suç, toplu katliamları düşün. Beni ilgilendiren pazarlama dergilerinin 500 kanallı televizyon, kablolu yayın satmaları falan değil; uyuşturucu, haplar ve viagra…
– Evet bunu yapanlar var.
– Onların canı cehenneme! Onların hepsi kokuşmuş dostum. Koltuk takımlarının ve sehpaların canı cehenneme..Ben diyorum ki mükemmel olmayı bırakıp gerçeklere dönelim…Bu, modern hayatta yaşamak için benim bulduğum bir yol.
– Bilmiyorum, belki biraz radikal ama….
– Sahip olduğun şeyler aslında sana sahipler….
. / .
Kulüpte kaybetmek ya da kazanmak önemli değildi. Kelimeler önemli değildi. Dil, konuşmak için kullanılmıyordu. Bu, sanki kiliseye gitmek gibi birşeydi. Kavga bittiğinde aslında hiçbirşey çözümlenmiş olmuyordu. Hiçbirşey fark etmiyordu. Sadece hepimiz kurtarılmış hissediyorduk.
. / .
– En iyi sabun hammaddesi yağdır. Ve en kaliteli yağ insanlardan çıkar.
– Burası neresi?
– Bir klinik.
. / .
Kendimi şişedeki balık gibi yalnız hissediyorum. Artık bunu kaldıramıyorum. Bu gerçekten intihar sayılmaz. Sadece kalıpların dışına çıkmak istedim.
. / .
Ben, Jack'in karışan aklıyım. Kafama bir silah dayayıp duvarı beyin parçacıklarıyla boyamak istiyordum…
. / .
Olmam gerektiği gibi değildim. Ama ben halimden memnundum. Hayat doluydum. Apartman hayatına veda et. Kariyerini çöpe at.
. / .
– Babam üniversiteye gitmemi istedi. Bende O'nun zoruyla gitmiştim.
– Hikaye tanıdık geliyor.
– Her zaman "önce okul" diyordu. Bir gün, "baba, okul bitti, şimdi ne olacak?" dedim. O'da bana "bir iş bul" demeye başladı. Daha sonra "baba, 25 yaşına geldim" dedim. O'da "n'olmuş yani?" dedi. Bende O'na "yalnızım" dedim.
. / .
Hepimiz her şeyi farklı görmeye başlamıştık. Gittiğimiz her yerde olayları ölçüyorduk. Şu reklam panosundaki heriflere acıyordum. Kendilerini Calvin Klein ya da başkaları için ilginç şekillere sokuyorlardı. Bir erkek nasıl mı görünmeli? Lanet olası herifler sadece mastürbasyon malzemesi oluyorlar. Buna kendi kendini yok etmek denir.
. / .
– Elin birazcık yanacak ve orada bir iz kalacak.
– Ne yapıyorsun, canım yanıyor…
– Elini çekme! Asit orada yanacak ve bitecek. Acı olmadan, eziyet olmadan hiç birşey elde edemezsin. Kes şunu, bu senin elin ve şu anda yanıyor.
– Mağaramdan içeri giriyorum.
– Hayır yapma. Bunu ölmek üzere olan insanlar yapar.
– Elim yanıyor, lanet olsun!
– Hayır. Hissettiğin basit bir acı…Dinle, şimdi eline su döküp daha beter yanmasını mı istiyorsun?
– Yardım et lütfen…
– Önce teslim olman gerekli. Korkuya değil! Ama öldürecek kadar acıya…asla korkuya değil! Her şeyi yapmak isterken, hiçbirşey yapamaz duruma gelmişsin.
. / .
Belirli bir süre içerisinde herkes sıfıra iner.
. / .
– Süresi geçmiş bir kütüphane kimlik kartı, ne okuyordun Raymond?
– Orada çalışıyordum.
– Demek çalışıyordun. Sana ne okuyordun diye sordum.
– Biyoloji ile ilgili şeyler.
– Neden?
– Bilmiyorum..
– Ne olmak istiyordun Raymond?
– Veteriner…
– Hayvanlar demek..Bu demektir ki okula gitmen gerek.
– Hem de fazlasıyla.
– Ölmek ister misin?
– Hayır!!!
– Burada….dizlerinin üzerine çökmüş durumda, bir mağazanın kapısının önünde…
– Hayır hayır lütfen…
– Ehliyetini alıyorum. Gelip seni kontrol edeceğim. Nerede yaşadığını biliyorum artık. Eğer 6 hafta içinde veteriner olmak için gerekli işlemleri yapmaya başlamazsan öleceksin. Şimdi acele et. Koş Forrest koş…
. / .
Dövüş Kulubü, dünyanın en zeki insanlarından kurulu değildir. Ama bizler de bir potansiyel var. Daha fazla güçlenmek için. Lanet olası bir jenerasyon; benzincide pompacı olarak çalışan, garsonluk yapan ya da beyazlara kölelik edenler… Reklam anlayışının sadece görüntüsü değişti. Hala işimize yaramayan bi sürü boktan şey satıyorlar. Bizler, tarihin ortasında yaşayan insanlarız baylar. Bir amacı ya da mekanı olmayan. Büyük bir savaş yaşamıyoruz ya da büyük bir gerginliğin ortasında değiliz. Bizim savaşımız ruhani bi savaş. Gerginlik ise bizim hayatımız. Televizyon seyredip birgün hepimizin bir milyoner ya da şarkıcı olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ama olamayacağız. Yavaş yavaş bu gerçeği öğreniyorum. Ve çok çok kızmış durumdayım.
. / .
Bizler sıçrama yapabiliriz. Bankada ne kadar paran olduğu, kullandığın araba ya da yaşadığın yer…ya da lanet olası kıyafetlerin. Bunlar önemli değil. Bizler dünyanın şarkı söyleyen, dans eden atıklarıyız.
. / .
Sizler özel değilsiniz. Yakışıklı ya da snopta değilsiniz. Sizlerde dünyadaki diğer organik canlılar gibi sıradansınız.
. / .
Bak, peşinde olduğun insanlar aynı zamanda güvendiğin insanlardır. Biz, yemeğinizi pişiren ahçılarız, çöpünü toplayan çöpçüleriz. Telefonlarınızı biz bağlıyor, ambulanslarınızı bizler kullanıyoruz. Uyurken sizleri biz koruyoruz. Bizi rahatsız etme!
. / .
– Şu anda ölmek üzere olsan hayatın hakkında neler düşünürdün?
– Bilmiyorum. Eğer ölseydim hayatımın çok değersiz olduğunu düşünürdüm. Duymak istediğin bu muydu? Duydun işte yola dön haydi.
– Yeteri kadar iyi değildi.
– Lanet olsun!! Kulubün de, Marla'nın da, senin de…..Bıktım artık.
– Pekala, bitirelim o zaman.
– Direksiyonu tutsana..
– Şu haline bak! Acınacak haldesin.
– Ne anlatmaya çalışıyorsun?
– Daireni neden havaya uçurduğumu sanıyosun?
– Ne?
– Dairenin işini bitiren bendim. Basit bir gaz kaçağı değildi. Herşeyi kontrol etmekten vazgeç. Herşeyi oluruna bırak. Oluruna bırak gitsin!
. / .
Yapayalnızdım. Tek başıma. Tyler beni terketmişti. Şimdi ben Jack'in kırılan kalbiydim.
. / .
Sürekli tekrarlanan bir rüyanın içinde yaşıyordum. Gittiğim her yere daha önce de gitmiş hissediyordum. Görünmeyen adamı takip etmek gibiydi. Kurumuş kan kokusu, ayak izleri ve kavga belirtileri…Her zaman Tyler'ın bir adım gerisindeydim.
. / .
Biz kimseyi öldürmeyeceğiz dostum. Sadece özgür bırakacağız.

. / .
2,5 dakika kaldı. Bütün o yaptığımız şeyleri düşün dostum. Bu pencereden dışarı bakıp, finans tarihinin nasıl yok olacağını seyredeceğiz. Bunun bir adım ötesi ekonomik özgürlüktür.
. / .
– Hayatını değiştirmenin bir yolunu arıyordun. Bunu tek başına yapamazdın. Ben, her zaman olmak istediğin insanım. Ben görünmek istediğin gibiyim. Ben sevişmek istediğin gibi sevişiyorum. Ve asla senin olamayacağın kadar özgür biriyim.
– Bu mümkün değil, olamaz…
– İnsanlar bunu her gün yaşıyorlar. Aynaya bakıp başka biri olmak istiyorlar. Onlar başaramadı ama sen bunu başardın.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Dönemin diğer bir psikopat / Nihilist filmi olarak da alman yapımı "Das Experiment" yani "Deney" filmini önerebilirim.

Tema hemen hemen aynı: Bir hapishane kuruluyor. Buraki insanlar "mahkum" ve "gardiyan" olarak ayrılıyor. Ve deney böylece başlatılıyor. Başlarda mahkumlar gardiyanlarla top filan oynuyor. Sonra filmin ana teması olan "Güç arayışı dürtüsü" devreye giriyor. Tabi ki korkunç şeyler oluyor. Deney kontrolden çıkıyor. Deneyi yürüten doktorlar bile gardiyanların saldırısına uğruyor filan :)

Fight Club tabi daha başarılı. ABD yapımı olduğu için daha çok ses getiriyor. Yine de 20 sene sonra ele alınca katı nihilist yaklaşımı görmeden edemiyorum. Yani bir sistem eleştirisi var. Ama bu Marksist bir eleştiri desen değil. Klasik anarşizme yakın bir yorum desen değil. Filmin sonunda zaten Tyler Durdan'ın var olmadığını, adamın bir halüsinasyon olduğunu, Yani dövüş kulübünü başlatan kişinin halüsinasyon olduğunu anlıyorsun. O yüzden anarşist ideolojiyi akıllıca kullanan (başarılı) bir kurgusal yapıt diyebilirim.
 

kış güneşi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Eyl 2013
Mesajlar
36
Tepkime puanı
21
Puanları
8
Yaş
44
Üniversite Bölümü
fine arts
Dövüş kulübündeki sistemin insanı yok etme replikleri oldukça etkilidir.. sosyal medya sayfalarında hala vurucu olarak gezinir.."Nefret ettiğimiz işlerde çalışı, ihtiyacımız olmayan şeyleri alıyoruz" sözü zaten kapital sistemin 2+2 oluşturan bir söz.. köle gibi çalışıp, çalıştığın paranın hepsini, hata daha fazlasını yıne sisteme harcaman..

Brad pitde sanırım flimi flim yapan önemli bir karakter oldu..

"Deney" flimini sevmedim , sonrası testereye dönecek gibi vahşileşti..İnsanın sınırlarının gerçekte bu olduğunu bilmek istemiyorum.. Açlık anında, ölen kişiyi ınsanoğlu yediğini biliyoruz.. Fakat güç ve kontrolün ele geçmesi ile kontrolden bu kadar çıkmak, gerçekten bilimsel verilere dayalı olsa da bu aile mumkun mu bilmiyorum?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst