Ne alaka? Allah'a inandığım filan yok diyen sizdiniz.
Allah'a inanmıyorum, dolayısıyla müslüman da değilim. Sorun ne?
Ne alaka? Allah'a inandığım filan yok diyen sizdiniz.
dinler yüzünden tüm savaşlar tüm kavgalar
Hiç kaygılanma arkadaşım. Eğer aklın tatmin olursa gönlün de tatmin olacaktır... Yeter ki huzuru dogmalarda arama...bundan bir kaç yıl öncesine kadar namaz kılan oruç tutan bir dindardım..şimdi atestim..
ama dogmalarım yoktur yarın ne olacağım belli olmaz..yeter ki aklım ve gönlüm tatmin olsun huzur bulsun
Anket sorusunu yanlış buldum.Dinin hangi aşaması yerine "inanç konusunda tercihiniz" vb olabilirdi.Anketteki yanıtlar din aşamaları değildir.Bunlar inanç konusundaki farklı bakış açılarını ifade eden yaklaşımlardır..
Dinin hangi aşaması? Herhalde sıralama şöyle oluyor: Ateizm- agnostisizm- deizm ve teizm. Sonunda doğru yolu bulmuş oluyoruz. Panteizmi bir yere sokamadım, o da sıkışıverir artık araya bir yere. Hey allam ya.
nasıl böyle bir kanıya vardın daha kapsamlı acıklarmısınMarx'ın ''Din bunalmış mahlukun iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi ve akılsız bir çağın aklıdır.Din halkın afyonudur'' lafı hep en kısa ve öz cümleler olmuştur benim için.
Şu varki din kitleleri uyuşturmak için müthiş bir silahtır.Örneğin fabrikada düşük maaşlarından dolayı isyan çıkaran işçiler tarihin birçok aşamasında Papaz'ın gelip ''İsyan etmeyin, şükredin'' demesiyle isyanlarını anında noktalamışlardır.Bunlar en basit örneklerdir.İslam, Hristiyanlık, Şintoizm farketmez.
Son olarak bir alıntı daha
Din . . . temel olarak korkuya dayanır ... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum.
Bertrand Russell
Ama nasıl bir Tanrı?
bu teist bir bakış açısının çelişkisi olabilir. ancak çoğu inançta aynı zamanda insan Tanrı'dan bir parça anlayışı esastır. Tanrı insanı kendi suretinde yaratır/ona kendi ruhundan üfler/doğu mistisizmde Tanrı soyluluk, ataların Tanrılar olması geçer.ben ancak insan ölçüleri ile anlayabilirim. sözü geldi aklıma. birde zekam bu dünyaya aittir sözü. bu iki tespiti önerme yapıp doğru kabul edersem.
biz hakkıyla Tanrının zatını tanımlayamayız dolayısı ile anlayamayız.
o zaman Tanrıya inanmamak neden neden cezayı hak ediyor çoğu dinde?
bir gün Tanrıyla yüzleşirsem inanmadım diye beni nasıl -haksız- çıkaracak? (Tanrı adildir)
inanmamak cezayı hak ediyorsa, varolan herşeyiin ağırlıkla inanma lehinde olması gerekir değil mi? duruma inkar denilebilmesi için?
....
görüşü, bilgisi olan paylaşsın lütfen..
bu teist bir bakış açısının çelişkisi olabilir. ancak çoğu inançta aynı zamanda insan Tanrı'dan bir parça anlayışı esastır. Tanrı insanı kendi suretinde yaratır/ona kendi ruhundan üfler/doğu mistisizmde Tanrı soyluluk, ataların Tanrılar olması geçer.
bu durumda küçümsediğimiz insan zihni Tanrısal bir Potansiyel kazanmış olur. böyle bir zihin kendi özünü kavrayabilir mi? soru bu!
ancak bu kavrayışa sahip anlayışlarda inançsızların azabı farklı anlamda yorumlanır.