Din

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Anketler kategorisinde fides tarafından oluşturulan Din başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,672 kez görüntülenmiş, 71 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Anketler
Konu Başlığı Din
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ferdinand Bardamu
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bundan bir kaç yıl öncesine kadar namaz kılan oruç tutan bir dindardım..şimdi atestim..

ama dogmalarım yoktur yarın ne olacağım belli olmaz..yeter ki aklım ve gönlüm tatmin olsun huzur bulsun
 

tethys

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Şub 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
dinler yüzünden tüm savaşlar tüm kavgalar:(
 

Nelibula

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Haz 2011
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
dinler sadece bahane ya da malzeme olabilir.Çünkü dinlerde zarar görür savaşlardan.Laiklik bu yüzden var.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
40
zayıf olanlarda vardır bu genelde... suçu bir başkasına, sisteme ya da bir kavrama yüklemek. halbuki din de diğerleri gibi insana ait bir olgu. bunun sebebi din deyip de kenara çekilmek sorumluluktan kaçmak değildir de nedir. savaşlarda para, toprak ne kadar etkili ise kadın merakı, ego tatmini, hırs da o kadar etkilidir. din ne kadar etkili ise dinsizlik de o kadar etkilidir.
bu konu o kadar tartışıldı ki,
artık diyecek bir şey bulamıyorum. günümüzde entelektüel olduğunu sanan insanların ilk saldırılarını kapitalizme ve dine düzenlemeleri,, hele bir de söz konusu savaşlar ise daha iyi bir hedef gösterilemez,, ne kadar aşağılık bir duruştur.
savaşlara hiç ama hiç katkı sağlamadıklarını düşünen bu insanlar aslında tüm diğer insanlar kadar savaşa ve kıyıma destek ayırırlar bütçelerinden. ama yok canım onlar değildir savaşa neden olan,,, din yahuu diiiin : ) ....
evinde boş boş oturan bir adamın savaşa olan katkısı amerikalı bir silah şirketinden daha fazladır ve asalakların sürüsüne bereket dediğimiz şu dünyada tutup da dini savaşlara neden olarak gösterebiliyorsunuz ya..... ne güzel!

ankete gelince ben müslümanım ve bunun bir aşaması yoktur. ibadetimi yaparım yapmam kime ne? sanırım ibadet azaldığında(yani tembellik arttığında) inancın kategorisi değişiyor. açıkçası ibadet azaldığında daha bir entel oluyor bu aşamaların adları. birileri çıkmış inanç markaları koymuş, birileri de sahiplenmiş bunları.
bize bu topraklara ait olan her şeyi dışlamak empoze ediliyor. kötüyüz büz kötüyüz... barbarız!... ayaklarımız kokar, yemek yerken ağzımızdan salyalar akar, gözümüze burnumuza sinekler konar... iğrenç bir ecdadımız var... ıyyyy
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
din denince aklıma ölçüler gelir ve buna ilintili olarak tabiki ahlak gelir. hep sorguladım durdum nasıl bir ahlak ile doğru insan olunabilir ? yani ahlakı hangi ölçütler üzerine kuracağız...mesela kimi toplumlarda kocası ölen kadın kocasının ölümünden sonra yakılarak öldürülür. kimi toplumlarda küçük yaşta evlilik ve dolayısıyla doğumla gelen bir rahatsızlık , lanetlenme olarak değerlendirilir ve küçük annecik evladıyla sokağa atılır.bunlar da insan ve halihazırda problemsizce yaşıyorlar kendilerince ve daha bir çok topluluk var böyle..bir başka örnek brooklyn deki yahudi cemaatler. hafta sonu sanırım cumartesi araç kullanmak yasak, kadın evlendikten sonra başını kapatır, koşersiz eşyalar -yiyecekler yenemez , kız erkek ayrı okullara gider esas eğitim tevrat eğitimidir sabahtan -öğleye kadar...bakınız bunca farklılık ve herbiri kendi içinde tutarlı bir yaşam süren toplumlar var.
demem o ki din bütün insanları ortak bir payda -ölçüt üzerinde toplamak ve düzene sokmak istiyor bunu da ahlakla yapıyor.bunda herhangi bir kötülük yok.özgürlük muhabbetine gelir takılır çoğu insan..efendim ben şöyle yapmak istiyorum ama din izin vermiyor ...aslında özgürlük zannettiğimiz şeyler ya da tam anlamıyla özgürlük tanımı yanlış bizde..ipini koparmış bir deli dana özgür dür denebilir mi? hastadır denir sanırım!
evet ortak ölçüt var mı? elbette var ve bunun için kitap ve peygamberler gönderilmiş ve onların yardımcıları ...inanmak zorunda olan insan neye inanacağını seçmeli fakat inandığı şey onu küçültmemeli , insanlıktan çıkarmamalı ..aksine ona değer katmalı...mesela semavi dinler insanı Allah'ın halifesi ve tüm eşyayı insanın hizmetkarı ilan etmiştir..bunun devamını ve ebedi olanını istersen şunlara uy şunlardan kaçın diye öğütler vermiştir...
insan mecburi iki istikamete yani yola sahip hep iki hiç üç olmaz...ya iyi ya kötü , ya dolu ya boş , ya ... ya... hep böyle gider....
sonuç ya kötülük yapmışsındır
ya da zorluklara göğüs gerip iyilik yapmışsındır
iyi - kötü nasıl tanımlanır
zor değil ...iyi dediğin şey vicdanında tiksinti veya kötü duygular oluşturmaz
köttü dediğin şey de vicdanın rahatsız olmasına neden olur
mesela binlerce yıldır fuhuş kötüdür, yalan kötüdür, hırsızlık kötüdür , adam öldürme kötüdür çoğalt işte bunları...bu aslında tüm insanların ortak bir sanatçının eseri olduğunu söyler...
sa gördüğünüz şeyler sabancıyı
koç kafası gördüğünüz şeyler koç u
ay-yıldız gördüğünüz şeyler türkiyeyi anımsattığı gibi tüm insanların ortak bir iyi -kötü tanımına sahip olmaları tek markadan geldiklerinin kanıtıdır...bu da evrimin geçersizliğine bir delil olabilir bu arada...neyse din gereklidir olmazsa olmazdır
ister inan ister inanma o senin sonuçlerına katlanacağın öz tercihin...
 

Kilimanjaro

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Tem 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
73
bundan bir kaç yıl öncesine kadar namaz kılan oruç tutan bir dindardım..şimdi atestim..

ama dogmalarım yoktur yarın ne olacağım belli olmaz..yeter ki aklım ve gönlüm tatmin olsun huzur bulsun
Hiç kaygılanma arkadaşım. Eğer aklın tatmin olursa gönlün de tatmin olacaktır... Yeter ki huzuru dogmalarda arama...
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Marx'ın ''Din bunalmış mahlukun iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi ve akılsız bir çağın aklıdır.Din halkın afyonudur'' lafı hep en kısa ve öz cümleler olmuştur benim için.

Şu varki din kitleleri uyuşturmak için müthiş bir silahtır.Örneğin fabrikada düşük maaşlarından dolayı isyan çıkaran işçiler tarihin birçok aşamasında Papaz'ın gelip ''İsyan etmeyin, şükredin'' demesiyle isyanlarını anında noktalamışlardır.Bunlar en basit örneklerdir.İslam, Hristiyanlık, Şintoizm farketmez.

Son olarak bir alıntı daha

Din . . . temel olarak korkuya dayanır ... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum.
Bertrand Russell
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Anket sorusunu yanlış buldum.Dinin hangi aşaması yerine "inanç konusunda tercihiniz" vb olabilirdi.Anketteki yanıtlar din aşamaları değildir.Bunlar inanç konusundaki farklı bakış açılarını ifade eden yaklaşımlardır..
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
Anket sorusunu yanlış buldum.Dinin hangi aşaması yerine "inanç konusunda tercihiniz" vb olabilirdi.Anketteki yanıtlar din aşamaları değildir.Bunlar inanç konusundaki farklı bakış açılarını ifade eden yaklaşımlardır..

Dinin hangi aşaması? Herhalde sıralama şöyle oluyor: Ateizm- agnostisizm- deizm ve teizm. Sonunda doğru yolu bulmuş oluyoruz. Panteizmi bir yere sokamadım, o da sıkışıverir artık araya bir yere. Hey allam ya.

Karamella da bu noktadan şikayetçiydi. Sen de şikayetçisin, evet bir yanlışlık mevcut...
 

haldun

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
din hakkında neden böyle düsünüyorsunuz ? nasıl böyle bır kanıya vardınız ?
 

haldun

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Marx'ın ''Din bunalmış mahlukun iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi ve akılsız bir çağın aklıdır.Din halkın afyonudur'' lafı hep en kısa ve öz cümleler olmuştur benim için.

Şu varki din kitleleri uyuşturmak için müthiş bir silahtır.Örneğin fabrikada düşük maaşlarından dolayı isyan çıkaran işçiler tarihin birçok aşamasında Papaz'ın gelip ''İsyan etmeyin, şükredin'' demesiyle isyanlarını anında noktalamışlardır.Bunlar en basit örneklerdir.İslam, Hristiyanlık, Şintoizm farketmez.

Son olarak bir alıntı daha

Din . . . temel olarak korkuya dayanır ... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum.
Bertrand Russell
nasıl böyle bir kanıya vardın daha kapsamlı acıklarmısın
 
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
eskiden dindardım , şimdi ise hiç bilmiyorum.Artık herhangi bir dine mensup değilim ama deist miyim ateist miyim...sürekli git gellerle zihnim bulandı
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Din afyondur. cümle sloganlaştırıldı Ooo çok popüler, kısa, net havalı.. peki bana afyon olmayan bişi söyleyin bakalım? kendinize bakın, yaşadıklarınızı düşünün..nasıl ayakta kalıyorsunuz hala? afyonlarınızı itiraf edin ? söyledikleri manada tek afyon din mi acaba? hayatı anladınız mı gerçekten? o zaman tekrar soruyorum;

afyon olmayan bir şey söyle?
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
dinin aşaması değilde teoloji dersek sanırım daha doğru olabilir.

TEOLOJİ

Teoloji, kelime olarak Yunanca θεος, theos(Tanrı) ve λογος, logos(bilgi) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Ancak logos biraz daha karmaşık bir kelimedir. Esasında logos “usla kavrama” anlamına gelir ve “duyguyla kavrama” anlamına gelen pathos kelimesinin karşıtı konumundadır. Yinede o dönemde ki us(akıl) rasyonel anlamda kullanılmaktaydı. Platon’a göre bilgi, logosta temelleri idealar hem düşünceler hem de bu düşüncelerin ilkesiz sonsuz nesneleridir. Logos ilahi kelam anlamında da kullanılmaktaydı. Böylece bu kelimelerin birleşimi olarak theos + logos= theology(teoloji) yani Tanrı bilim anlamına gelmektedir. Ama nasıl bir Tanrı?

Dinler uygarlıkların kültürel dış görünümlerini yansıtmada en önemli ayraçlardan biridir. Uygarlıkların bu kültürel algıları, kendi sistemleri içinde ifade bulur. Uygarlığa ait her birey bu sistem ile büyür, gelişir, kavrar, öğrenir, yorumlar, kelimelere anlam yükler, simgeleştirir vs. Ancak kendini beğenmiş 18. ve 19. yy Batı Uygarlığının sandığının aksine, uygarlıklar tek olmadığı gibi bu uygarlıklara ait sistemler de tek değildir. Bu sistemlerin kültürel algıları aynı olmaz, aynı olsa da sistemin bu algılara yüklediği anlamlar farklılaşır. Doğal olarak bir sistem içinde büyümüş birey, farklı sisteme ait bir kavramı kendi sistemi içinde kavramaya çalışır. Kavram, kendi sistemi içinde tutarlı olsa da bireyin kavramaya çalıştığı sistem içinde tutarsız görünür. Örneğin “Rab” kelime anlamı itibariyle muallim/öğreten/terbiye eden/görüp gözeten vs anlamına gelir. İbrani geleneklerinde peygamberlere de “rabbi”(ey muallim) şeklinde seslenilirdi. Oysa bugünkü İslam Ortodoksisi içinde düşünen birey bu kelimeyi Tanrı anlamında algılayıp eski bir metinde bir kişiye “rabbi” şeklinde ki seslenişi bir şirk olarak yorumlayabilir. Sistemlerin kelimelere yükledikleri manayı kavramak yerine mevcut sistem içinde başka sistemlere ait terimleri kavramaya çalışmak bizi yanılgılara götürecektir.
Kelime olarak Tanrı-Bilim anlamına gelen teolojiyi inceleyebilmek için sistemlerin Tanrı/Allah/Hak/Hüda/İlah vb kavramlara yükledikleri anlamı incelemeden bu sistemleri, sistemlerin kültürel dile gelişi olan dinlerin teolojilerini incelememiz mümkün olmayacaktır. Daha da derine inmek gerekirse, bu sistemlerin kavramlara yüklediği mananın sebeplerini ve bu sebeplerin o toplumun üretim ilişkileri ile olan bağlantısını incelemeden havanda su dövmekten daha fazlasını yapmış olmayacağız.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Ama nasıl bir Tanrı?

ben ancak insan ölçüleri ile anlayabilirim. sözü geldi aklıma. birde zekam bu dünyaya aittir sözü. bu iki tespiti önerme yapıp doğru kabul edersem.

biz hakkıyla Tanrının zatını tanımlayamayız dolayısı ile anlayamayız.

o zaman Tanrıya inanmamak neden neden cezayı hak ediyor çoğu dinde?

bir gün Tanrıyla yüzleşirsem inanmadım diye beni nasıl -haksız- çıkaracak? (Tanrı adildir)

inanmamak cezayı hak ediyorsa, varolan herşeyiin ağırlıkla inanma lehinde olması gerekir değil mi? duruma inkar denilebilmesi için?

....

görüşü, bilgisi olan paylaşsın lütfen..
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
ben ancak insan ölçüleri ile anlayabilirim. sözü geldi aklıma. birde zekam bu dünyaya aittir sözü. bu iki tespiti önerme yapıp doğru kabul edersem.

biz hakkıyla Tanrının zatını tanımlayamayız dolayısı ile anlayamayız.

o zaman Tanrıya inanmamak neden neden cezayı hak ediyor çoğu dinde?

bir gün Tanrıyla yüzleşirsem inanmadım diye beni nasıl -haksız- çıkaracak? (Tanrı adildir)

inanmamak cezayı hak ediyorsa, varolan herşeyiin ağırlıkla inanma lehinde olması gerekir değil mi? duruma inkar denilebilmesi için?

....

görüşü, bilgisi olan paylaşsın lütfen..
bu teist bir bakış açısının çelişkisi olabilir. :) ancak çoğu inançta aynı zamanda insan Tanrı'dan bir parça anlayışı esastır. Tanrı insanı kendi suretinde yaratır/ona kendi ruhundan üfler/doğu mistisizmde Tanrı soyluluk, ataların Tanrılar olması geçer.

bu durumda küçümsediğimiz insan zihni Tanrısal bir Potansiyel kazanmış olur. böyle bir zihin kendi özünü kavrayabilir mi? soru bu!

ancak bu kavrayışa sahip anlayışlarda inançsızların azabı farklı anlamda yorumlanır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
bu teist bir bakış açısının çelişkisi olabilir. :) ancak çoğu inançta aynı zamanda insan Tanrı'dan bir parça anlayışı esastır. Tanrı insanı kendi suretinde yaratır/ona kendi ruhundan üfler/doğu mistisizmde Tanrı soyluluk, ataların Tanrılar olması geçer.

bu durumda küçümsediğimiz insan zihni Tanrısal bir Potansiyel kazanmış olur. böyle bir zihin kendi özünü kavrayabilir mi? soru bu!

ancak bu kavrayışa sahip anlayışlarda inançsızların azabı farklı anlamda yorumlanır.

aynı anda hem inanıp hem sorgulanabilir mi? çelişki yok kardeş :) anlamaya çalışmak var,çelişkiden korkmamak var,kaçmamak var,kendinle yüzleşmek var...

neye inanıyorum ? neye inanmıyorum? bazen öyle zamanlar, durumlar olur ki ne kadar inandığınızı ancak o zamanlar idrak edebilirsiniz..inanmak sadece bir düşünce ürünü değildir yani..

Allah beni biliyor..O herşeyi biliyor..bu sebeble bir yerde ona kendinizi anlatmak, açıklamak zorunda kalmıyorsunuz..bu çok güzel birşey..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst