E
evrensel-insan
Ziyaretçi
bence numunel bakmaya gerek yok benim düşünce sistemin sizden şurada ayrılıyor ben olaya kant gibi bakmıyorum. Bence hayatta kendi kendisinin nedeni olan şeyler ve o şeylerden doğan başka şeyler vardır. Akıl burada edilgendir değişebilir kendi içerisinde farklı şeyler gösterebilir. Burada as olan eşyanın ve maddenin doğasıdır ki varoluş sebebine inmeksizin burada şekillenir. Biz sonra algılarımız ile kavrayıp şekillendirir ve bir adım ileri götürdüğümüzü düşünürüz ki burada yapmış olduğumuz şey inovasyondan başka bir şey değildir.
senelerce önce arkadaşlar arasında bir konuşmamız da çıkardığımız bir önermeden bahsediyim size.
dil konuşur, akıl destekler, akıl konuşur dil destekler , akıl akıla hitap edince tüm diller ortadan kalkar.
akıl bu konuşmada numenal çıkartımları hiçliğe indirgemediği gibi varlıkla dolduruyor. Ama akıla esas gücünü veren şey temel etki maddenin kendisidir. Maddenin yorumlanışı düşünceye şekil verir. Düşünce madde olmadan var olmaz.
dedikleri gibi önce bir gaz bulutuyduk sonra sıkıştık ve tozlarımız evrenin her bir yanına dağıldı. Abartmaya gerek yok. İnsan sınırlıdır daha doğrusu insan tarafından tanımlanan her şey sınırlıdır. Hukuk bu insan düşüncenin içerisindeki sınırları ( ki bu sınırlar maddesel gerçeklikten yansıyanlardır) düzenlemek için
oluşturulmuştur.
Salt düşünsel olarak bakarsak hukuk düşüncelere müdahale edemez zaten. Hukuk tüm gücünü sosyojik yapı üzerinde yani nesnel konumlanış üzerine kurmuştur. Orta çağ avrupasını ve köleci toplumu es geçersek.
Maddenin ve esyanin "dogasi" nedir?
Kime/neye gore odur?
Bir seyin dogasi kendinden midir, yoksa insanoglunun gozleminin bir bilgisimidir?