Alıntılar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Alıntılar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,834 kez görüntülenmiş, 53 yorum ve 3 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Alıntılar
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tanrı, var olan her şeyin nedensiz nedenidir

Daha sonraki filozofların bu argümana verecek pek çok karşılığı oldu. Kimisi, her şeyi başlatan nedensiz bir neden olması gerektiği konusunda Aquinas'a katılsanız bile, bu nedensiz nedenin Tanrı olduğuna inanmanız için belirli bir sebep olmadığına işaret ederler. Nedensiz bir ilk nedenin son derece güçlü olması gerekirdi ancak bu argümanda, onda dinlerin genellikle Tanrının sahip olduğunu varsaydığı özelliklerden herhangi birinin olması gerektiğini öneren hiçbir şey yoktur. Örneğin böyle bir nedensiz neden, mutlak iyi ya da her şeyi bilen olmak zorunda değildi. Kişisel bir Tanrı yerine bir çeşit enerji dalgası olabilirdi.

Felsefenin Kısa Tarihi, Nigel Warburton
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yaşam, dünyanın içine fırlatılıp atılmış; aydınlık kendisini karanlıkta bulmuş, ruh bedenin içine hapsolmuştu. Gnostiklerin dünya yabancılığı köktenci bir karamsarlıktı. İnsanı tanrıların en kötüsü zorla var etmiş, fikrini bile somadan onunla 'ilgisi olmayan ve kurallarının onun kuralları olmadığı bir dünyanın içine bırakıverip gitmişti. Özüne yabancılaşmış bir evrendi dünya.

...

Felsefenin bütün bu yüzyıllar boyunca el ele yürüdüğü kilise, gnostisizmin köktenciliğini, dünyayı iyi bir tanrının yarattığı, ancak insanin kötü olduğu ve kötülükler yaptığı düşüncesiyle hafifletmeye çalıştı. Dünya, insan için yaratılmış olduğu gibi, iyi, doğru ve güzeldir. Ama insan, ona verilen özgürlüğü yanlış kullanmıştır.

Kötülük, Tekilcilik, Postmodernizm, Zeynep Sayın
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Çoğunluk baskısı ya da zorlayıcı yetkeye karşı direnebilen bir tek kişi bile, diğerlerinin de cesaret bularak direnebilmesine yol açabilmektedir.

Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar, Çiğdem Kağıtçıbaşı
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır." - Epiktetos
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Daha geç dönem Stoacılar arasında en iyi bilinenlerden biri olan Epiktetus (İS 55-135), hayatına bir köle olarak başladı. Birçok badire atlattı, açlığı ve acıyı öğrendi, bacağını zehirli bir böcek ısırdıktan sonra topal kaldı. Bedenlerimiz birer köle de olsa zihinlerimiz özgür kalabilir dediğinde kendi deneyimini tarif ediyordu. Bu sadece soyut bir teori değildi. Acı ve dertle nasıl başa çıkacağımız hakkında pratik tavsiyeler içeriyordu öğretisi. Özü şuydu: "Düşüncelerimiz bize bağlıdır."

Felsefenin Kısa Tarihi, Nigel Warburton
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
22 Temmuz 1209 günü Güney Fransa'da Kathar'ların yaşadığı Beziers'e saldıran askerler, kent halkının kiliseye sığınmış olduğunu görmüş; kilisede hıristiyanların da olabileceğini düşünmüşlerdi. Komutanları Başrahip Citeaux'ya bu kaygıyı dile getiren askerlerin aldığı yanıt, çok açıktı: "Hepsini yakın! Tanrı, kendi kullarını ayırt eder!"

Kötülük, Tekilcilik, Postmodernizm, Zeynep Sayın
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
“Hastane, Batı toplumunun sembolik merkezi olarak kilise ve parlamentonun yerini almıştır.”

Ivan Illich - Medical Nemesis
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Adil olmayan yasalar mevcuttur: Onlara itaat etmekle yetinelim mi, yoksa bu yasaları değiştirinceye kadar onlara itaat mi edelim, yoksa bu yasaları ihlal mi edelim? Bu tür bir devlet yönetimi altında insanlar genellikle çoğunluğu ikna edinceye kadar beklemek gerektiğine inanırlar. Eğer yasalara karşı gelirlerse, çözümün mevcut kötülükten daha kötü olacağını düşünürler. Fakat bilinmelidir ki, devletin kendisi çözüm olarak mevcut kötülükten daha kötüdür

En iyi hükümet, en az yöneten hükümettir.

Şunu hepimiz kabul etmeliyiz ki içimizdeki canlılığı ve gücü öldürmek dışında hükümet kendi başına hiçbir işe yaramıyor

Henry David Thoreau​

 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birey tam olarak bir insan olmak istiyorsa, ahlaki bakımdan özerk hale gelmeli ve hayatını kendi kontrolü altına almalıdır.

Sokrates Öncesi ve Sonrası, Francis MacDonald Cornford
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Ölümü dışarıda bırakan tüm düşünce ve eylemler, yaşamı mülk edinme çabasına götürür insanı. Pek çok ilişki, bu olanaksızlık, bu yalan, yani yaşamın mülk edinilebileceği düşüncesi üzerine kurulmuştur. "Ebediyen" diye bir sözcüğün varlığı, bunun en iyi örneği. Zamanı iptal ederek ölümü durdurmak, sadece kendi yaşamlarımız konusundaki açgözlülüğümüzün bir belirtisi değildir, aynı zamanda, yeryüzünde ne var ne yoksa hepsini birden sahiplenme çabasına işaret eder."

Cehenneme Övgü, Gündüz Vassaf
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"İyi yönetilen bir devlette cezalar azdır. Bunun nedeni bağışlamaların çokluğu değil, suçluların azlığıdır: Çökmekte olan bir devlette suçluların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar."

Toplum Sözleşmesi, Jean-Jacques Rousseau
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kendi aklına göre yaşamayı öğrenemeyen biri, başkalarının verdiği kararlara göre yaşamaya mahkûmdur.
Bu da onu köle yapar.

Yanlış da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir - Hypatia,
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.

William Shakespeare

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
'Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. "

_George Orwell
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
(Bütün) bölümlemeler hatalıdır, ayrılıklar (farklar) hayal ürünüdür.
Objektif (mutlak) bir bakış açısından bakabilme yeteneğine sahipsiniz neden göreli bakıyorsunuz?, Göreli (subjektif) bakışın size ne yararı var?

Maharaj (Bir Hint fakiri/köylüsü)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Merak bir filozofun en düşkün olduğu şeydir çünkü felsefenin bundan başka bir başlangıcı yoktur.

Platon
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anarşizm, insanlığa ve onun potansiyellerine inanmak üzerine kurulmuştur. Başka felsefeler insanın kendi kendini yönetemeyeceğinde, insanların yönetilmesi gerektiğinde ısrar ederler. Bugünlerde çoğu insan, Devlet ne kadar güçlü olursa toplumun da o kadar başarılı olacağına inanıyor. Biz kendimizi böyle aptalca düşüncelerden kurtardık

Biz, eğitimle gençleri tip kakmakla ve küçük düşürmekle sağlıklı bir yolda ilerlemesinin sağlanamayacağını anlamış bulunuyoruz. Çocuk gelişiminde özgürlüğün, hem çocuğa hem topluma ilişkin olarak daha iyi sonuçlar sağladığını öğrendik.

İşte, bayanlar baylar, bu Anarşizm'dir.

Toplumun her birimi açısından özgürlük ve imkânlar arttıkça, birey de toplum da daha iyi bir yola girecek, daha yaratıcı ve yapıcı bir hayat bütünlüğü sağlanacaktır. Bu, kısaca, benim hayatımı adadığım idealin özetidir.

Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir, Emma Goldman
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Yönetilmek!;

Bu hakka, bu bilgiye ve de bu erdeme sahip olmayan insanlar tarafından gözetlenmek, izlenmek, yönlendirilmek, yasalara maruz bırakılmak, düzenlenmek, damgalanmak, vaaza tabi tutulmak, denetlenmek, değerlendirilmek, ölçülmek, sansür edilmek, emre boğulmaktır.

İşte hükümet, işte adalet, işte ahlak!"

Pierre-Joseph Proudhon

Sosyalizm, Michael Newman
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
(Ekleyenin notu: 'Foco' amca biraz biliyordu/farkındaydı, şimdikiler -felsefenin- anlamını bile bilmiyor/unuttu)

Alıntı

150 yıldan beri batı kültürünün temel karakteristiklerinden biri söz konusu: Özerk bir faaliyet olarak felsefe kayboldu. Bu konuda, belirtilmeyi hak eden sosyolojik bir semptom var: Felsefe günümüzde üniversite
profesörlerinin mesleğinden başka bir şey değil.

Hegel’den bu yana felsefe, görevi felsefe yapmaktan çok, öğretmek olan akademisyenler tarafından öğretiliyor. Geçmişte batı’nın en yüksek düşüncesinden kaynaklanan şey günümüzde eğitim alanında en az değere sahip faaliyet konumuna düşmüştür: Bu olgu, felsefenin muhtemel rolünü, işlevini ve özerkliğini çoktan yitirdiğinin kanıtıdır.

Şimdi, “Felsefe nedir?” sorusuna kısaca cevap verirsem, tüm bir kültürün temelinde bulunan kökensel bir tercihin yeri olduğunu söyleyebilirim.

Bu, “kökensel tercih” kavramını biraz açıklayabilir misiniz?

M . F o u c a u lt: Kökensel tercihten anladığım şey, yalnızca saf ideler alanındaki spekülatif bir tercih değil. İnsan bilgisi, insani faaliyet, algı ve duyumsamadan oluşan tüm bir bütünün sınırlarını çizen bir tercih.
Yunan kültüründe kökensel tercih Parmenides’tir, Platon’dur, Aristoteles’tir. Yunan kültüründe politik, bilimsel ve edebi tercihin, en azından büyük bir bölümünün çıkış noktası bu filozofların bilgiye dair işledikleri temel ilkedir. Aynı nedenle, ortaçağın kökensel tercihi, filozoflar tarafından gerçekleştirilmiş olmasa da, en azından felsefeyle ilişki halinde oluşmuştur. XI. ve XII. yüzyıllarda Platoncu felsefenin durumu da böyledir, ardından on üçüncü ve on dördüncü yüzyıllarda Aristotelesçi felsefenin durumu da böyledir.
Descartes, Leibniz, Kant ve Hegel de kökensel bir tercihi temsil ederler: Bu tercih, çıkış noktası olarak felsefeyi alır ve felsefenin bağrında da, tüm bir kültürle, tüm bir bilgi alanıyla, tüm bir düşünce biçimiyle ilişkidedir.

Özerk faaliyet olarak felsefenin yerine getirdiği kökensel tercihin son örneği muhtemelen Hegel olmalıdır. Çünkü -kabaca - Hegelci felsefenin özü tercih yapmamaktır, yani tarih içinde yapılmış tüm tercihleri kendi felsefesi içinde, kendi söylemi içinde toplamıştır.

İzlenimim odur ki, Batı dünyasında, 19. yüzyıldan beri, belki de 18. yüzyıldan beri gerçekten felsefi olan tercih, başka deyişle kökensel tercih, felsefeden kaynaklanmayan alanlan çıkış noktası alarak yapılmaktadır. Örneğin, Marx’ın gerçekleştirdiği analizler anlayış olarak felsefi değildir ve onları felsefi olarak kabul edemeyiz. Bunlar, bizim kültürümüz için temel ve belirleyici kökensel tercihlerin bazılarını kaçınılm az kılan tamamen politik analizlerdir. Aynı şekilde, Freud filozof değildi ve filozof olmak gibi bir niyeti de hiç yoktu. Ama onun cinselliği betimlemesi, nevrozun ve deliliğin özelliklerini bu şekilde gün ışığına çıkarması, kökensel bir tercihin söz konusu olduğunu göstermektedir. İyice düşünüldüğünde, Freud’un yerine getirdiği böyle bir tercih bizim kültürümüz için Bergson ya da Husserl gibi çağdaşlarının felsefi tercihlerinden çok
daha önemlidir.

Şunu ileri süremez miyiz? Bizim dönemimizin, yani ondokuzuncu ve yirminci yüzyılın politikadan ve bilimden yana tavır alarak felsefeyi bir yana bıraktığını varsaym anın tamamen yanlış olduğu söylenemez mi? Daha ziyade şunu demek gerekir: Kökensel tercih geçmişte özerk bir felsefenin faaliyetiyle yerine getirilmişti, ama günümüzdeki yeri, ister bilimsel olsun, ister politik ya da edebi, başka faaliyetlerin içindedir.

Bu nedenle, eserlerim esas olarak tarihle ilgili olduğu ölçüde, XIX. ya da XX. yüzyılı
ele aldığımda, felsefi eserlerdense edebiyat eserlerinin analizine dayanmayı tercih ediyorum . Örneğin, Sade’ın yerine getirdiği tercihler, bizim için, XIX. yüzyılda olduğundan çok daha önemlidir.
Ve bu tür tercihlere bağlı kalarak tamamen belirleyici tercihlere yöneldik. İşte bu nedenle, bizim kültürüm üzün bazı kökensel tercihler yerine getirdiği yer edebiyat olduğu ölçüde ben de edebiyatla ilgileniyorum .

Foucault Sonsuza Giden Dil Seçme Yazılar s.262-63
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Adı konulmamış ve kimsenin birbirine anlatmadığı bir korku egemendi herkese.

Jack London Adem'den Önce, Jack London
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst