- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #1
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
Fareler için bir ütopya neye benzer? Belki de bunun cevabı sınırsız yiyecekle dolu ve bu yiyeceği paylaşmak zorunda kalmayacağınız, fazla kalabalık olmayan bir fare apartmanı olabilir. Bu fikir size belki saçma gelecektir. Ancak 1968 ve 1970 yılları arasında, Amerikalı etolog John B. Calhoun’un (1917-1995),kırsal bir tesiste bulunan laboratuvarında fareler için kurduğu düzenek tam da böyleydi. Bunların tümü, John Calhoun’un nüfus yoğunluğunun davranış üzerindeki etkilerini incelemek için yaptığı deneylerin bir parçasıydı. Günümüzde Universe 25 Fare Deneyi olarak bilinen bu deney, giderek artan dünya nüfusunun olumsuz sonuçlarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyordu.
Deneyinin adının Universe 25 (25. Evren) olmasının nedeni de kendisinin 1958 yılından itibaren benzer deneyi defalarca tekrarlamış olmasıydı.
Bu çalışmanın başlangıcında az evvel paylaştığımız bir fare ütopyasının içine dört dişi dört erkek toplam sekiz fare kondu. Farelerin çevresinde onlara vahşi doğada risk yaratacak hiç bir sorun yoktu. Yuvalanmaları için uygun yerler vardı. Bu fare apartmanın içinde tüneller aracılığı ile hareket ediyorlar ve her durumda kolayca besine erişebiliyorlardı. Ayrıca ortamın sıcaklığı fareler için ideal kabul edilen 20 derece civarına sabitti. Farelerin herhangi bir sağlık sorunları ya da üremeleri için bir engel yoktu. Yani bir fare için her şey mükemmel görünüyordu. Ancak sonuç pek de beklendiği gibi olmadı.
Universe 25 Düzeneği
Düzenekte her duvarda 16 tane tünel ve her tünelde 4 adet oda vardı.
Deney başladı. Kemirgenler ilk olarak 104 günlerini çevrelerine alışmak için harcadılar; bu, Calhoun’un “çabalama dönemi” olarak adlandırdığı bir aşama idi. Bu evrede her fare kendi alanını seçti, yuvasını düzenledi. Daha sonra da beklendiği üzere, yiyecek ve barınma sorunu kalmayan fareler, hızlı bir biçimde üremeye başladı. Deneyin bu bölümüne de “sömürü dönemi” adı verildi. Nüfus, yaklaşık olarak her 55 günde bir 2 katına çıkıyordu. 315. günde fare popülasyonu 620’ye ulaştı. Aslında halen çok büyük bir sıkıntı yoktu. Sonuçta düzenek yaklaşık 3000 fareyi alabilecek kapasitede hazırlanmıştı.
Ancak bu esnada ilginç bir durum gelişmeye başladı. Tüm bölmelerin birbirinin aynısı olmasına rağmen, yiyeceklerin belirli alanlarda daha fazla tüketildiği fark edildi. Zaman içinde bunun farelerin yemeklerini kalabalık içinde, birlikte yemeye başlaması nedeniyle olduğu anlaşılacaktı. Bu durumda bazı odalar kapasitesinin çok üstünde fare barındırırken, diğerleri ise yarı dolu ya da tamamen boş kaldı. Ancak bu aşırı sosyalleşme durumu da başka sorunları beraberinde getirdi.
Universe 25 Deneyinde Sorunlar Çıkmaya Başlıyor
Bu bir araya toplanma durumu zaman içinde çiftleşmede bir düşüşe yol açtı. Yeni doğum oranı kısa sürede eski seviyesinin üçte birine düştü. Ayrıca fareler arasındaki sosyal bağlar kırılmaya başladı. Artan nüfus karşısında bazı erkek fareler, aniden amaç duygularını yitirmiş ve bu doğal rollerinden kopmuş gibi davranmaya başladılar. Kendi bölgelerini veya hamile dişileri savunmaya çalışmayı bıraktılar, etraflarındakilere olan ilgilerini kaybettiler. Kendi bölgelerinden uzaklaşıp çoğunlukla avluda dolanmaya başladılar. Tüm günlerini akılsızca yemek yiyerek ya da kendi aralarında kavga ederek geçirdiler. Bu erkekler fare toplumun “dışlanmışları” olarak isimlendirildi.Bunlar arasında daha baskın olanlar, belirgin bir şekilde daha gaddar ve şiddet eğilimli bir hale geldi. Durduk yere başkalarına saldırdı ve görünürde bir sebep yokken kavga etti. Baskın olmayan erkekler ise tersine aşırı derecede uysal ve pasif hale geldi. Bu nedenle de bazıları diğer erkeklerin tekrarlanan saldırılarının hedefi oldu. Bu arada dişi fareler arasında da başka türlü değişimler oluyordu. Onlar da yavrularını korumaktan vazgeçmeye başladılar. Nüfusun zirve noktası olan 2200 fareye 560. günde yani bir buçuk yılda ulaşıldı. Bu güne vardıktan sonrada üreme oranı neredeyse durdu. Ve nüfus düşüşü başladı.
Tüm bunlar olup biterken, Universe 25 evreninde tüm bu kargaşa ve bozulmanın ortasında, hiçbir zaman normal bir sosyal ilişkiye maruz kalmamış ve dövüşmeye, kur yapmaya, çiftleşmeye veya herhangi bir şeye kesinlikle ilgi göstermeyen yeni nesil fareler ortaya çıktı. Calhoun, bu anormal fare grubuna “güzel olanlar” adını verdi. Bu “güzeller” toplumdan tamamen kopmuş, normal fare davranışlarıyla bağlarını tamamen kaybetmişti. Bu fareler tüm zamanlarını yemek yiyerek, uyuyarak veya sürekli olarak kendilerini temizleyerek geçirdiler. Daha az kalabalık bölgelerde, toplumun geri kalanından uzak, barışçıl bir şekilde yaşadılar. Bu fareler görünüşte sağlıklı olmalarına rağmen aslen ruhen ölmüştü.
Universe 25 Deneyinden Alınacak Dersler
610. günde nüfus 100 ün altına düştü. Calhoun’un tabiriyle ”ölüm evresi ‘başladı. Sonundaysa bu küçük grup, hiçbir doğum olmadan, yaşlılıktan birer birer öldü. Hayatta kalma dürtülerini yitirdikleri için son dişi farenin ölümü ile deney sonar erdi. 1972’de Calhoun, kemirgen ütopyasının sonuçları hakkındaki gözlemlerini paylaştı. Bu deney farelerin pek çok açıdan insana benzediğini ve herhangi bir baskı ya da stres olmadığında odaklarını, amaç ve kimlik duygularını kaybettiklerini kuramlaştırdı. Yaşamsal kaynakların bolluğu ve bunları elde etmek için hiçbir şey yapmaya gerek kalmaması nedeniyle, toplumsal rollere veya işlere duyulan ihtiyaç azalmıştı. Fareler, yemek yeme ve uyuma gibi fizyolojik gereksinimler dışında tüm işlevlerini yerine getiremez hale gelmişlerdi.
Geleceğe dair tüm iyimserliğine ve insanlığın onu değiştirme yeteneğine olan inancına rağmen Calhoun, tür olarak şehirlerimizin işleyişini değiştirmek için hiçbir şey yapmadığımız takdirde büyük tehlikeyle karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyardı. Calhoun’un çalışması bize cevap vermese de belki bazı önlemleri almamız konusunda ilham verebilir.