Universe 25 Deneyi: Nüfus Artışının Toplumları Nasıl Yok Eder?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Deneyler kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Universe 25 Deneyi: Nüfus Artışının Toplumları Nasıl Yok Eder? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,624 kez görüntülenmiş, 56 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Deneyler
Konu Başlığı Universe 25 Deneyi: Nüfus Artışının Toplumları Nasıl Yok Eder?
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113

Fareler için bir ütopya neye benzer? Belki de bunun cevabı sınırsız yiyecekle dolu ve bu yiyeceği paylaşmak zorunda kalmayacağınız, fazla kalabalık olmayan bir fare apartmanı olabilir. Bu fikir size belki saçma gelecektir. Ancak 1968 ve 1970 yılları arasında, Amerikalı etolog John B. Calhoun’un (1917-1995),kırsal bir tesiste bulunan laboratuvarında fareler için kurduğu düzenek tam da böyleydi. Bunların tümü, John Calhoun’un nüfus yoğunluğunun davranış üzerindeki etkilerini incelemek için yaptığı deneylerin bir parçasıydı. Günümüzde Universe 25 Fare Deneyi olarak bilinen bu deney, giderek artan dünya nüfusunun olumsuz sonuçlarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyordu.​


calhoun-Mousetrap-min.jpg


Deneyinin adının Universe 25 (25. Evren) olmasının nedeni de kendisinin 1958 yılından itibaren benzer deneyi defalarca tekrarlamış olmasıydı.

Bu çalışmanın başlangıcında az evvel paylaştığımız bir fare ütopyasının içine dört dişi dört erkek toplam sekiz fare kondu. Farelerin çevresinde onlara vahşi doğada risk yaratacak hiç bir sorun yoktu. Yuvalanmaları için uygun yerler vardı. Bu fare apartmanın içinde tüneller aracılığı ile hareket ediyorlar ve her durumda kolayca besine erişebiliyorlardı. Ayrıca ortamın sıcaklığı fareler için ideal kabul edilen 20 derece civarına sabitti. Farelerin herhangi bir sağlık sorunları ya da üremeleri için bir engel yoktu. Yani bir fare için her şey mükemmel görünüyordu. Ancak sonuç pek de beklendiği gibi olmadı.

Universe 25 Düzeneği​

universe-25-780x576.jpg


Düzenekte her duvarda 16 tane tünel ve her tünelde 4 adet oda vardı.
Deney başladı. Kemirgenler ilk olarak 104 günlerini çevrelerine alışmak için harcadılar; bu, Calhoun’un “çabalama dönemi” olarak adlandırdığı bir aşama idi. Bu evrede her fare kendi alanını seçti, yuvasını düzenledi. Daha sonra da beklendiği üzere, yiyecek ve barınma sorunu kalmayan fareler, hızlı bir biçimde üremeye başladı. Deneyin bu bölümüne de “sömürü dönemi” adı verildi. Nüfus, yaklaşık olarak her 55 günde bir 2 katına çıkıyordu. 315. günde fare popülasyonu 620’ye ulaştı. Aslında halen çok büyük bir sıkıntı yoktu. Sonuçta düzenek yaklaşık 3000 fareyi alabilecek kapasitede hazırlanmıştı.

Ancak bu esnada ilginç bir durum gelişmeye başladı. Tüm bölmelerin birbirinin aynısı olmasına rağmen, yiyeceklerin belirli alanlarda daha fazla tüketildiği fark edildi. Zaman içinde bunun farelerin yemeklerini kalabalık içinde, birlikte yemeye başlaması nedeniyle olduğu anlaşılacaktı. Bu durumda bazı odalar kapasitesinin çok üstünde fare barındırırken, diğerleri ise yarı dolu ya da tamamen boş kaldı. Ancak bu aşırı sosyalleşme durumu da başka sorunları beraberinde getirdi.

Universe 25 Deneyinde Sorunlar Çıkmaya Başlıyor​

Bu bir araya toplanma durumu zaman içinde çiftleşmede bir düşüşe yol açtı. Yeni doğum oranı kısa sürede eski seviyesinin üçte birine düştü. Ayrıca fareler arasındaki sosyal bağlar kırılmaya başladı. Artan nüfus karşısında bazı erkek fareler, aniden amaç duygularını yitirmiş ve bu doğal rollerinden kopmuş gibi davranmaya başladılar. Kendi bölgelerini veya hamile dişileri savunmaya çalışmayı bıraktılar, etraflarındakilere olan ilgilerini kaybettiler. Kendi bölgelerinden uzaklaşıp çoğunlukla avluda dolanmaya başladılar. Tüm günlerini akılsızca yemek yiyerek ya da kendi aralarında kavga ederek geçirdiler. Bu erkekler fare toplumun “dışlanmışları” olarak isimlendirildi.

universe-25-1-780x439.jpg


Bunlar arasında daha baskın olanlar, belirgin bir şekilde daha gaddar ve şiddet eğilimli bir hale geldi. Durduk yere başkalarına saldırdı ve görünürde bir sebep yokken kavga etti. Baskın olmayan erkekler ise tersine aşırı derecede uysal ve pasif hale geldi. Bu nedenle de bazıları diğer erkeklerin tekrarlanan saldırılarının hedefi oldu. Bu arada dişi fareler arasında da başka türlü değişimler oluyordu. Onlar da yavrularını korumaktan vazgeçmeye başladılar. Nüfusun zirve noktası olan 2200 fareye 560. günde yani bir buçuk yılda ulaşıldı. Bu güne vardıktan sonrada üreme oranı neredeyse durdu. Ve nüfus düşüşü başladı.

Tüm bunlar olup biterken, Universe 25 evreninde tüm bu kargaşa ve bozulmanın ortasında, hiçbir zaman normal bir sosyal ilişkiye maruz kalmamış ve dövüşmeye, kur yapmaya, çiftleşmeye veya herhangi bir şeye kesinlikle ilgi göstermeyen yeni nesil fareler ortaya çıktı. Calhoun, bu anormal fare grubuna “güzel olanlar” adını verdi. Bu “güzeller” toplumdan tamamen kopmuş, normal fare davranışlarıyla bağlarını tamamen kaybetmişti. Bu fareler tüm zamanlarını yemek yiyerek, uyuyarak veya sürekli olarak kendilerini temizleyerek geçirdiler. Daha az kalabalık bölgelerde, toplumun geri kalanından uzak, barışçıl bir şekilde yaşadılar. Bu fareler görünüşte sağlıklı olmalarına rağmen aslen ruhen ölmüştü.

Universe 25 Deneyinden Alınacak Dersler

fare-780x432.jpg
Ütopyası tamamen çökmeden önce, Calhoun, yeni bir topluma salındıklarında daha üretken hayatlar yaşayıp yaşamayacaklarını görmek için güzel olanlardan bazılarını kafesten çıkardı. daha tenha, başka bir ortama koydu. Bununla birlikte, yeri değiştirilen fareler, önceki davranış kalıplarından hiçbir değişiklik belirtisi göstermedi. Yeni akranları arasında da çiftleşmeyi ve hatta etkileşime girmeyi reddeden münzevi fareler sonunda doğal sebeplerden öldüler.
610. günde nüfus 100 ün altına düştü. Calhoun’un tabiriyle ”ölüm evresi ‘başladı. Sonundaysa bu küçük grup, hiçbir doğum olmadan, yaşlılıktan birer birer öldü. Hayatta kalma dürtülerini yitirdikleri için son dişi farenin ölümü ile deney sonar erdi. 1972’de Calhoun, kemirgen ütopyasının sonuçları hakkındaki gözlemlerini paylaştı. Bu deney farelerin pek çok açıdan insana benzediğini ve herhangi bir baskı ya da stres olmadığında odaklarını, amaç ve kimlik duygularını kaybettiklerini kuramlaştırdı. Yaşamsal kaynakların bolluğu ve bunları elde etmek için hiçbir şey yapmaya gerek kalmaması nedeniyle, toplumsal rollere veya işlere duyulan ihtiyaç azalmıştı. Fareler, yemek yeme ve uyuma gibi fizyolojik gereksinimler dışında tüm işlevlerini yerine getiremez hale gelmişlerdi.
Geleceğe dair tüm iyimserliğine ve insanlığın onu değiştirme yeteneğine olan inancına rağmen Calhoun, tür olarak şehirlerimizin işleyişini değiştirmek için hiçbir şey yapmadığımız takdirde büyük tehlikeyle karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyardı. Calhoun’un çalışması bize cevap vermese de belki bazı önlemleri almamız konusunda ilham verebilir.
 

EvilBeauty

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ocak 2022
Mesajlar
52
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Konum
izmir türkiye
Üniversite Bölümü
bilg prog
nerde çokluk orda b.kluk nüfus arttıkça kalite düşer bunu kontrol etmenin bi yolu yok. Adaletsizlik çoğalır. Fırsat eşitliği azalır. Kapitalist sistemin bu duruma devam edeceğini düşünmüyorum. Savaşlar çıkarıp veya virüslerle nüfusu kontrol altına almayı denicekler. Başka yolu yok bu sorunun çözümü için. aaa virüs mü dedik bu bana bi yerden tanıdık geliyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
nerde çokluk orda b.kluk nüfus arttıkça kalite düşer bunu kontrol etmenin bi yolu yok. Adaletsizlik çoğalır. Fırsat eşitliği azalır. Kapitalist sistemin bu duruma devam edeceğini düşünmüyorum. Savaşlar çıkarıp veya virüslerle nüfusu kontrol altına almayı denicekler. Başka yolu yok bu sorunun çözümü için. aaa virüs mü dedik bu bana bi yerden tanıdık geliyor.

Konu zaten doğal olarak bu yorum üzerine gelişti

 
T

TENTEN

Ziyaretçi
İnsanlar şehirlerde bahçesi olmayan hapishane gibi evlerde büyüdükleri için hayvan ve bitki yetiştirmeyi bilmiyorlar.
Hazır gıda ile büyüyorlar.
Bilseler bile bir kişinin beslenmesi için ne kadar alan gerektiğini hesaplamıyorlar.
Bir senede yediği ekmeğin ağırlığını hesaplamak bile zor geliyor.
Forumlarda soruyorum bir senede kaç kilogram ekmek yiyorsunuz?
Bu ekmeği üretmek için gerekli olan buğday kaç metrekare alanda üretilir?
Dünya ortalaması yaklaşık 2000 kg/hektar.

Birde bazı universite diplomalı okumuş aptallar var.
Örneğin Katlı Topraksız tarım ile daha fazla ürün yetiştiriliyormuş diyenler.
Gübre bulunduğu yerden gelmiyor başkalarının toprağında alıp onların topraklarını gübre içeriği alarak fakirleştiriyorsun.
Bir metrekare alan için ne kadar enerj gerektiğini araştırmıyorlar. Araştırıp hazır bilgi alanlarada hesaplama yapmak zor geliyor.

1800-1900 yılllarda hesaplanmış kişi başına en az 10000 metrekare toprak alan kuralı hala geçerli. Bu hesap ılıman bölge kuşağı için geçerli. Kutup dairesi ile dönenceler arası için geçerli değil.
Daha düşük olursa yer kazanmak için diğer canlıların yaşaması için gerekli olan doğayı tahrip edersin.
Günümüzde olan durum bu.
Ağaçları kesip yerine ağaç dikmedikleri için havada karbondioksit miktar artıyor.
Denizlerdeki tatlı sulardaki yosunlar aşırı üreyip karbonu bedenleridne depolayamazlar. Çünkü daha hızlı çürürler.
Teknoloji bilim sana yol gösterir.
Ama birim alana düşen güneş enerjisi miktarını arttırmaz.
Bir ürünün genetiğini değiştirsen bile metrekareye düşen üretime miktarının bir sınırı vardır. sınırsız arttıramazsın.

Dindanların en az üç cocuk yapın ALLAH bakar yalanına ise hiç girmiyorum. :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İki ekleme yapalım.

Çin sınırlarında neredeyse 1,5 milyar insan yaşıyor nüfus sorunundan yakınarak toplumlarını yokediyor gibi görünmüyorlar. Bütün dünya Çin ülkesi olsaydı sanırım 40 milyar felan sığabilirdik.

Obezistan (CIA Birleşik Devletleri) sınırlarında 300 milyon kadar insan yaşıyor. Uydularıyla 1-1,5 milyar olsun. Bunlar dünyayı bölüşemiyor. Bütün dünya CIA yönetiminde tek dünya devleti olsaydı ve yani bütün dünya Amerika ülkesi olsaydı kimi sömüreceklerini ve yöneteceklerini, nereye savaş götürüleceğini hatta ne yapılacağını bulamazlardı..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İnsanlar şehirlerde bahçesi olmayan hapishane gibi evlerde büyüdükleri için hayvan ve bitki yetiştirmeyi bilmiyorlar.
Hazır gıda ile büyüyorlar.

Sence bilgi ve bilim yetiştirmeyi/üretmeyi biliyorlar mı?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birde bazı universite diplomalı okumuş aptallar var.

Alt sınıflara göre kim olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Neden üniversite diploması peşinde koşulur?

Alt sınıf bir beden işçisi olmama için
Üst sınıf olma için
Masabaşı işte çalışma için
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bu ekmeği üretmek için gerekli olan buğday kaç metrekare alanda üretilir?

Kahverengi kokarcadan sonra şunu gördük. Eğer çevrende bu böcek varsa buğday ve pirinç tek ya da ana seçeneğin olabilir çünkü başakta kıllar/tüyler var. Diğer her bitkiyi ve meyveyi emiyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İnsanlar şehirlerde bahçesi olmayan hapishane gibi evlerde büyüdükleri için hayvan ve bitki yetiştirmeyi bilmiyorlar.

Apartman insanları özgürlük bilmiyor. Özgürlük bilmeyen hiç bir şeyi bilmiyor
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
İki ekleme yapalım.

Çin sınırlarında neredeyse 1,5 milyar insan yaşıyor nüfus sorunundan yakınarak toplumlarını yokediyor gibi görünmüyorlar. Bütün dünya Çin ülkesi olsaydı sanırım 40 milyar felan sığabilirdik.

Obezistan (CIA Birleşik Devletleri) sınırlarında 300 milyon kadar insan yaşıyor. Uydularıyla 1-1,5 milyar olsun. Bunlar dünyayı bölüşemiyor. Bütün dünya CIA yönetiminde tek dünya devleti olsaydı ve yani bütün dünya Amerika ülkesi olsaydı kimi sömüreceklerini ve yöneteceklerini, nereye savaş götürüleceğini hatta ne yapılacağını bulamazlardı..
Doğa katliamı Çinde var.
Mao zedung serçeleri mesela yok etti.
Ülkenin çoğu kesiminde orman yok. Çöl.
Tek çocuk politikası vardı. Amerika gibi ülkelerden baskı gelince kaldırdılar.
Ekonomilerini de amerikan ekonomisine çevirdiler.
Gözükmeyen kesim düşük ücrete çalışıyorlar hala.
Hindistan gibi bir tarafta zenginler var diğer tarafta açlığı din haline getirmiş insanlar var.

Sence bilgi ve bilim yetiştirmeyi/üretmeyi biliyorlar mı?
Sanal olarak biliyorlar. Ama üretim araçlarına sahip olmadığı için üretemiyorlar.
Apartman insanları özgürlük bilmiyor. Özgürlük bilmeyen hiç bir şeyi bilmiyor
Hapishanede yaşıyorlar özgürlükleri yok.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sanal olarak biliyorlar. Ama üretim araçlarına sahip olmadığı için üretemiyorlar.

Hapishanede yaşıyorlar özgürlükleri yok.

Bir dakika. Apartmanda yetiştiği ve apartmana tıkıldığı için bitkiyi doğayı bilmeyen mesela bitki yetiştirmeyi anlamayan bilgi üretmeyi anlıyor öyle mi? Doğru mu anladım?

Plastikleri kendine tanıtarak mı öğrendi?

Her yerde ve zamanda ve koşulda hayatta ve ayakta kalırdım. Bilim.

Her yerde ve zamanda yanımda ve arkamda olanı kollar ayakta ve hayatta tutmak için çırpınırdım. Bilim.

Aynı yemeği kaçsak ona böler yerdik. Bilim
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İnsanlar şehirlerde bahçesi olmayan hapishane gibi evlerde büyüdükleri için hayvan ve bitki yetiştirmeyi bilmiyorlar.
Hazır gıda ile büyüyorlar.

Peki tersten soralım.

Doğar doğmaz kente yarı entegre ama yine de doğaya da yarı entegre koşullarda yetişselerdi. Sıcağı, soğuğu, ormanı, kuş avlamayı, başının çaresine bakmayı da aynı zamanda (tüm bunları iki bölümlü) öğrenselerdi ve toprak/doğa onlara anavatan ,anaev ve ataların kentten önceki daimi mekanı olarak tanıtılsaydı ve aslımız/köken bu denseydi kim olurlardı?

Bu bilimi mi üretirlerdi?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birde bazı universite diplomalı okumuş aptallar var.

Savaşlar varmış, savaşlar yapmışız ,sınırlar varmış, ülkeler varmış, bu millet çok büyükmüş ,sayılar varmış, matematik varmış,

Kim yazdı bunları?

Bu altyapının akademisi olsa ne olur?

Hiçbirini onaylıyor muyuz? Kendi elinden çıksa böyle yapar mıydın?

Oradan geçeli kaç yıl oldu? Ne değişti? Bunu istiyor muyuz? Ne yapıyoruz?
Burada kavga ediyoruz.

Kendi çocuğunu bu cendereye soktuğun gün ne hissettin?
Bunların hiçbiri işe yaramayacak ama düzen böyle, mış gibi yap, öğren kafaya sok sonra boşaltırsın mı?
İşle bir meslek edinmen için gerekli prosedür.

Utanıp yerlerin diplerine girdim. Bunu istemiyordum. Çocuk özgürce. Çocuk özgürce. Bunu istiyordum.
Benim yaşadığım saçmalığı yaşamasın istiyordum.

Ben onlarsam onlar kim? Ben insanım onlar kim?

Bunların hepsini onaylarken onaylıyoruz
Hayır onaylamıyorum. Ruhum batışacak. Gidene kadar çarpışacak.
Beni hiçkimse ilan edebilirsiniz. Toplumunuzdan sürebilirsiniz.

Bunlar nereden düzeliyor?
Bilen yok
Birini seçecekisn. O birini atayacak. Birileri birilerine oy verecek.
Ömür kaç sene.
Çocuğumun özgürlüğünü çaldırdığımda ben kimim?
Neye inanacağım? Soyuma bile inancım yoksa ben neye inanacağım.
Niye varoluyorum?

Kendi çocuğumun bilincini örgütleme, kendi çocuğumun kafasını doldurma yetkim yoktu. Toplum dediğiniz örgütün başıma getirmediği kalmadı. Hala da öyle.
Nasıl bir toplumdu ki? Kağıt üstünde özgür demokratik ,çoksesli ...
Kafamda yıkıksınız. Kendi kafalarınızda ne haldeyseniz o.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Doğa katliamı Çinde var.
Mao zedung serçeleri mesela yok etti.
Ülkenin çoğu kesiminde orman yok. Çöl.
Tek çocuk politikası vardı. Amerika gibi ülkelerden baskı gelince kaldırdılar.
Ekonomilerini de amerikan ekonomisine çevirdiler.
Gözükmeyen kesim düşük ücrete çalışıyorlar hala.
Hindistan gibi bir tarafta zenginler var diğer tarafta açlığı din haline getirmiş insanlar var.

Ben Çin hayranı değilim. Çin'i kusursuz toplum olarakta tasavvur etmedim ama doğu batıya göre daha bilge, yerleşik ve adımları daha uygun ve ılımlı ve ya da kültürel tarihsel geçmiş üstüne kurulu ve toplumsal ahlak olarak daha dengeli vs.

ve dediğim şu.

Yeryüzünde 8 milyar Çin'li yaşasa, sadece Çin diye bir ülke ya da Çinli diye bir millet olsa onlar 40 milyarı birbirini yemeden refah içidne sığdırırdı ve bunun tersi.

Bana soruyorsan Çin ataların öğretisine, kendi kültürel belleğine dönmeli, hizalanmalı. Saçma progpaganda metinlerini ve komünist partirlerinin uzun bilmem kaçıncı yol konuşmasını okudum. Kendi bilgleleri ve yakın tarih avrupa bilgesi sayılanın içiçe geçtiği tuhaf metin.

Yine de Çin toplumu çoğunun hayal ettiği yer. Uzaktan göründüğü gibi değil. Şu an en idealize edilmiş ülke.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sanal olarak biliyorlar. Ama üretim araçlarına sahip olmadığı için üretemiyorlar.

Çocuklarıma bırakmak istediğim ülke, bilim, bellek, dünya bu değildi. Ben kendi başımızın çaresine bakabildim ve bakarım da.

Çocuklarıma bırakmak istediğim bu değil.

Bir şeylerin değişmesini istediğimizde ya hiçkimseyiz ya gerçeğe toslarız. Toplum ,ilgileler örgütlenmelidir, birleşmelidir ve birleşecekler 80 e ayrışmıştır ve ayrışanlar tekrar 800 e ayrışmıştır. Temel etikte, yasa da, yordam da bir şey de anlaşmalıyız/uzlaşmalıyız. Tek başına hiçkismesin ve çoklaşmaya çalıştığında da çok az senin gibi .Bu yüzden kadere/olana/duruma karşı hiçkimse olmamak için yazıyorum. Kendi sesim kadar ..
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İnsanlar şehirlerde bahçesi olmayan hapishane gibi evlerde büyüdükleri için hayvan ve bitki yetiştirmeyi bilmiyorlar.

Ben yazıyorum çünkü çocuklarım nesillerim, onların nesillerinin bu denilen hale ve üst başlıktaki hale gelmesini istemiyorum. Bunu onaylamıyorum.. Ben niye taraf olayım. Ben niye toplumsal alanda başımı ağrıtayım, zıtlık tpki çekeyim?

Doğal olarak hayatta kalma yaşamı sürdürme dürtüsü en güçlülerden biri. Doğal olarak üreme neslini sürdürme de. Doğal olarak neslini, nesillerini koruma da.
Doğal olarak türünün ya da kan/soy bağının özgürlüklerini ya da kendilerini savunmayı sağlayacak öğrenimi ya da başlarıının çaresine bakabilmeyi öğretme/aktarma da doğal sorumluluk:
Toplum bunu yapmadı/yapmıyor.
Doğal olarak toplum tarafından yokedilmiş, yapılmıyor, çarpırtıldı/bölündü. Doğal olarak toplum yok. Doğal olarak özgürlükler salata. Doğal olarak çarpışacağız.

Yaşamı neye kutsayalım? Ne anlama oturtalım? Bir devamlılık/süreklilik, bütünlük, görmeyeceksek. Kendimizi, parçalılığı, hiçleyip duralım mı?
İsteyen dursundu ve durmayana karşışmasındı. Öyle görmeyene karışmasın.

Büyük resimde ben de bir anlam görmüyorum. Büyük resimde ben de bir savaş görmüyorum.
Şimdi yaşama yapıyorum. Belli amaç değer dizgerleri ile varolabilirim. Diğer durumda o zaman kendimi kaldırıp atmam gerekir. hİeç dönüşmem eylemsiz tepkisiz kalmam gerekir.

Biz erdemi, etiği nereye oturtacağız? O zaman ne için yaşıyoruz?

İyiyi güzeli niye arıyoruz?
Bu yaşamda rahat etmek için. Ataların senin rahat etmen için mi varoldu?
Hayatta kaldılar ve fizik yapında genetiğinde saklılar. Senden önce her yaşayanın canlı akan ve senden sonraya akan bağlanan dna'sı sende kodlu. Birikim.Bağlantı.

Yazıyorum çünkü kendimi, türümü koruyorum ve savunuyorum.
Kendimce. Ne kadar oluyorsa. Olmuyorsa da olmuyorsa da benim yöntemim o deniyorum.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Bir dakika. Apartmanda yetiştiği ve apartmana tıkıldığı için bitkiyi doğayı bilmeyen mesela bitki yetiştirmeyi anlamayan bilgi üretmeyi anlıyor öyle mi? Doğru mu anladım?

Plastikleri kendine tanıtarak mı öğrendi?

Her yerde ve zamanda ve koşulda hayatta ve ayakta kalırdım. Bilim.

Her yerde ve zamanda yanımda ve arkamda olanı kollar ayakta ve hayatta tutmak için çırpınırdım. Bilim.

Aynı yemeği kaçsak ona böler yerdik. Bilim
Bilgi üretme yöntemi ile uygulama aynı şey değil.
Sanal ezber eğitim görüyorlar.
Kitaplarda internette var bilgi.
Toprağı tohumu yoksa nerede yetiştirecek?
Almaya kalksa yüksek ücrete satıyorlar.
Ayaklanırsa hatta şikayet ederse terorist anarşist damgası yiyorlar.
Eskiden bir yer çevirip toplumdan uzakta yaşabilirdin.
Şimdi her yer sahipli.
Hayvanlarını saldığın çayırlar şimdi tapulu.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bilgi üretme yöntemi ile uygulama aynı şey değil.
Sanal ezber eğitim görüyorlar.
Kitaplarda internette var bilgi.
Toprağı tohumu yoksa nerede yetiştirecek?
Almaya kalksa yüksek ücrete satıyorlar.
Ayaklanırsa hatta şikayet ederse terorist anarşist damgası yiyorlar.
Eskiden bir yer çevirip toplumdan uzakta yaşabilirdin.
Şimdi her yer sahipli.
Hayvanlarını saldığın çayırlar şimdi tapulu.

Şunu dener misin?

Kedi ve köpekleri insanlaştırma. Fabl gibi.

Doğadan alındılar evlere koyuldular kendilerini evde buldular ya da ataları doğadaydı ve geliştiler kentler kurdular evlere yerleştirler. Aradan binyıllar geçti. Apartmanda plastikle büyüdüler. Bilim yaptılar ve yapıyorlar. Artık gözlükleri bile var hatta taşıyamadıkları kadar geniş göbkelere sahipler.. Bir gün özgürlük, felsefe, gelecek üzerine konuşuyorlar ve bir kedi/köpek çıktı ve tam vahşi doğada değil ama doğada biraz daha serbest büyümüş ve diğer kedi/köpeklere bakarak bir şeyler anlatmayı denedi. Kedi/köpekler hiç oralı olmadı. Üstün bilim heil! dedi .Peki...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yırtamayan yırtıcılar oldular ve bitki burgerleri üretiyorlar . Eminim ataları onları hayal etti ve onlara dönüşmek istedi.

Felsefeyi bari rahat bırakın ya da bölünmeliyiz. Tüm bunlarla uğraşmak istemiyorum. Bu uygun zemin değil. Kamuya açık alanda kendini açmak, fikrileri açmak kendini yargıya açtı ve bu yargı benim tarafımda koyulmadı ve bu yargı kaldırılmıyor. Özgürlük salatanız sadece bir salata ve bilişsel uygun düzeylenmemiş/konumlanmamış bir yerleştirme ile nailetişimde boğuşturulduk .Anlamsız. Güç ziyanı.

Uygarlığınız ,elitleriniz, bilimleriniz herşeyiniz size kalmalı ve bu konumlamayla orada olmayı istemezdim/seçmezdim. Bu bir toplumsal ortaklık biçimi değildi. Sözde yazılı kurallarınız salatalık.

İçinde insanlar olan bir yer arıyorum. İnsan arıyorum. İçinde insan olan insan arıyorum. Güne bak.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bilgi üretme yöntemi ile uygulama aynı şey değil.
Sanal ezber eğitim görüyorlar.

Benim anlattığm ya da demek istediğim farklı. Bunu anlıyorum.

Hepinize ve herkese yeniden ve tekrar batı topluluğunu ve ürettikleri bilimsel paradigmaları gözden geçirmeyi öneriyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst