Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Ölüm'ü Kabullenmek

yumitrix

Yeni Üye
15 Nis 2020
1
2
3
Bir yakınınızı kaybettiğinizde hissettiğiniz o duyguyu nasıl anlatırsınız?

Yani önce bi inanmıyorsunuz, fakat zaman geçtikçe, taşlar yerine oturdukça anlıyorsunuz ki o asla geri gelmeyecek.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Anlatabilecek bir duygu değil.. ama kısmende olsa tarif etmeye çalışırsam, öldüğü düşüncesine bakmak uçurumdan aşağı düşüyor hali gibi, düştüğünüzü görüyor ama birşey düşünemiyorsunuz,sadece o düşme anını yaşıyor ve o tuhaf duyguyu hissediyorsunuz..başka deyisle öldü gerçeğine karşı bir düşünce geliştirilemiyor..ve tabiki sürekli o uçurumdan düşer halinde kalınamıyor.. düşüncelerinizi oradan çekiyor ve hayata bakıyorsunuz tekrar..başka şansınızda yok sürekli uçurumdan aşagı düşemezsiniz..

ve dostum zamanla duygu ve düşüncelerin dönüşecek..yaşa ve gör.. ne diyeyim başka..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
Acıyı ve Hüznü tarif etmek yersiz olur ancak düşen ocaklarda daha belirğin yaşanabiliyor...

Ölüm her insan için kaçınılmaz ve yaşanması gereken duygulardan biri....Nasıl hayatta bir çok duyguları alıp yaşarken hissediyorsak ölüm anında da bunu hissedeceğiz....

Acının düştüğü ev birer matem havası içerisinde olur hani derler ya sözün bittiği an diye gerçektende öyle bazen şaka gibi görürsün olmaz dersin ama hayatın şakası yoktur zamanı vakti geldiğinde istediği kişiyi aramızdan alır...

O yüzden derler ya güzel günlerin her anını sevdiklerinizle doya doya yaşayın diye çünkü böyle günlerin telafisi bir daha yoktur...

Sevgiyle kalmak dileğiyle diyelim..

Böyle.
 

NuriKara

Yeni Üye
3 Ara 2018
565
106
43
Bir insan ölünce artık acı çekmez, niye üzülüyoruz o zaman? Birincisi bir insan yakınını kaybedince kendisi için üzülür. Sadece kendisi için üzülmesede her insan kendisi için üzülür. Artık onsuz yaşaması gerekir çünkü. Gandi öldüğünde hintliler ve birtakım severleri böyle yüce gönüllü bir insanın ölmesine artık bu dünyayı güzelleştiremeyecek olmasına üzülmüşlerdir.

Bazı insanlar öldüğü gerçeğini kabüllenmek istemezler. Hayatlarından çıkarmayı kabüllenmeyi istemezler. Bir anıya dönüşsün istemezler. Bazıları bunu ihanet gibi algıladıklarını söyler. Bazıları bunu kendileri için yaptıklarının farkında değil...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Bir insan ölünce artık acı çekmez, niye üzülüyoruz o zaman? Birincisi bir insan yakınını kaybedince kendisi için üzülür. Sadece kendisi için üzülmesede her insan kendisi için üzülür. Artık onsuz yaşaması gerekir çünkü. Gandi öldüğünde hintliler ve birtakım severleri böyle yüce gönüllü bir insanın ölmesine artık bu dünyayı güzelleştiremeyecek olmasına üzülmüşlerdir.

fazla maddeci ve çıkarcı /bencil bir yorumlama.. herşeyi akla ve doğaya dayandırarak açıklamak isteyenlerin düşüncesi bu, evet böyle yapılınca daha bilimsel olunuyor ancak mızrak çuvala sığmıyor..varlık ve varoluş bilebildiğimizin ve kavrayabildiğimizin çok ötesinde, bu büyük gerçegi hafife almamak gerekiyor bana göre..
 

ÜstünKişi

Yeni Üye
21 Ocak 2018
744
114
43
Bir süre üzülüp bu duyguya sebep olan hormon hangisiyse onun geçmesini beklerim (veya diğer güçlü duyguları açığa çıkaracak şeyler yaparak içinde bulunduğum durumdan kurtulmaya çalışırım.) Sonrasında durumu değerlendirip, zihnimde o kişinin olmadığı yeni bir gelecek planı çizerdim.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
yaşamak ölmek içindir; ölümsüz bir yaşam formu henüz bulunmamaktadır; öyle ise onun kabulü zaten yaşamı kabul etmekle başlayan bir olgudur. sonsuz evrende canlılar sonlu bir hayat yaşar ve ölüm her şekilde bir bahane bularak hayatı sonlandırır; yok olan- yahatımızdan ansızın çıkan- tüm canlıların o ana kadar doldurdukları yerin boşluğu, sevincin hüzünle yarıldığı bir yerdir ve o yerin verdiği hüzün kişiye göre farklı algılanır, yaşanır...her hal ve şartta bir iz kalır geriye; o ize temas ederek, dokunarak, dillendirerek hüznün yarattığı boşluğu doldurmaya çalışır ve sıramızı bekleyerek hayatı devam ettiririz...
 

karalüferböceği

Yeni Üye
20 Şub 2019
24
14
3
23
fazla maddeci ve çıkarcı /bencil bir yorumlama.. herşeyi akla ve doğaya dayandırarak açıklamak isteyenlerin düşüncesi bu, evet böyle yapılınca daha bilimsel olunuyor ancak mızrak çuvala sığmıyor..varlık ve varoluş bilebildiğimizin ve kavrayabildiğimizin çok ötesinde, bu büyük gerçegi hafife almamak gerekiyor bana göre..
İki saattir NuriKara'nın yorumunu sizin anlattığınız gibi benzer bir yazı ile cevaplamaya çalışıyorum[dum]. Yazamamamın sebebi geçmiş ben ve şimdiki benin ve hissediyorum ki gelecek benin çatışmasından dolayı. Bu hepimiz için geçerli. Aslında problemin sebebi belli. Bilim ve inanç... Nerede bilmeliyiz, nerede inanmalıyız? Hepimiz cahilliğe kurban gitmemek için insanoğlunun bilgi yığınına sığınıyoruz. İnanılan her şeyin daha sonra yanlış olup bize hata yaptırma ve bunalıma sürükleme ihtimali var çünkü. Özellikle insan gibi her şeye mantık arayan bir canlı için inanç ve mantık dengesi hayati. Bu konunun forumunu okurken ve az önceki cevabımı yazmaya çalışırken beni bu çok zorladı. Önerim hepimiz ne bilimsel gerçekleri[psikiyatri hafife alınmamalıdır, ahlaki etiği oluşturur] ne de soyut inançları[tanrı,sevgi,vb.] sadece görelim, bütüne bakalım bütün olalım.
 
  • Sevdim
Tepkiler: ls2

ÜstünKişi

Yeni Üye
21 Ocak 2018
744
114
43
İki saattir NuriKara'nın yorumunu sizin anlattığınız gibi benzer bir yazı ile cevaplamaya çalışıyorum[dum]. Yazamamamın sebebi geçmiş ben ve şimdiki benin ve hissediyorum ki gelecek benin çatışmasından dolayı. Bu hepimiz için geçerli. Aslında problemin sebebi belli. Bilim ve inanç... Nerede bilmeliyiz, nerede inanmalıyız? Hepimiz cahilliğe kurban gitmemek için insanoğlunun bilgi yığınına sığınıyoruz. İnanılan her şeyin daha sonra yanlış olup bize hata yaptırma ve bunalıma sürükleme ihtimali var çünkü. Özellikle insan gibi her şeye mantık arayan bir canlı için inanç ve mantık dengesi hayati. Bu konunun forumunu okurken ve az önceki cevabımı yazmaya çalışırken beni bu çok zorladı. Önerim hepimiz ne bilimsel gerçekleri[psikiyatri hafife alınmamalıdır, ahlaki etiği oluşturur] ne de soyut inançları[tanrı,sevgi,vb.] sadece görelim, bütüne bakalım bütün olalım.

İnanç, mantık dengesi dışarıdan bakıldığında her ne kadar sağlıklı gözükse de aslında insanoğlunun en büyük ikiyüzlülüklerinden birisidir.

İnsan zihninde anlayamayacağını düşündüğü şeyi temsil eden bir hayal yaratır ve buna inanır. Ancak hayatını sürdürebilmesi için gerçek şeyleri bilmeye de ihtiyacı vardır, bu yüzden bu işlerinde mantığını kullanır. İşte bu inanç-mantık dengesidir; insan etkileyebileceği şeylerde mantık arar, etkileyemeyeceği şeylere inanır.

Ölümü kabullenmek mantık-inanç dengesine güzel bir örnektir. İnsan ölümün öncesine etki edebilirken sonrasına etki edemez. Ölüm öncesi için tıp, eczacılık vb. bir çok kapsamlı bilgi öğrenmişken, ölüm sonrası için inançları "cennete cehenneme gitti, şehit oldu vb." öteye gidemez, ancak yine de bunlara bağlılıkla inanmayı sürdürür.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
İki saattir NuriKara'nın yorumunu sizin anlattığınız gibi benzer bir yazı ile cevaplamaya çalışıyorum[dum]. Yazamamamın sebebi geçmiş ben ve şimdiki benin ve hissediyorum ki gelecek benin çatışmasından dolayı. Bu hepimiz için geçerli. Aslında problemin sebebi belli. Bilim ve inanç... Nerede bilmeliyiz, nerede inanmalıyız? Hepimiz cahilliğe kurban gitmemek için insanoğlunun bilgi yığınına sığınıyoruz. İnanılan her şeyin daha sonra yanlış olup bize hata yaptırma ve bunalıma sürükleme ihtimali var çünkü. Özellikle insan gibi her şeye mantık arayan bir canlı için inanç ve mantık dengesi hayati. Bu konunun forumunu okurken ve az önceki cevabımı yazmaya çalışırken beni bu çok zorladı. Önerim hepimiz ne bilimsel gerçekleri[psikiyatri hafife alınmamalıdır, ahlaki etiği oluşturur] ne de soyut inançları[tanrı,sevgi,vb.] sadece görelim, bütüne bakalım bütün olalım.

Evet. bende şu an için tamda dediğiniz konumdayım. İslamla bağımı kopardıktan ve tırnak içinde boş bir inanç olduğunu anladıktan sonra topyekun Tanrı,iman veya inanç karşıtı olmadım. çünkü biliyorum ki bunlar birbirinden ayrı kavramlar. belki bunda bilimi ve metodolojisini gerçeğe giden en güvenilir yol veya tek yol olarak görmemem de etkilidir. bilimsel olana elbet saygım var.ancak bana göre bilim metodolojiside fena halde yanılıyor olabilir. bilimin varlık ve varoluşu topyekun kavradığına inanmak bence iman gibidir. (inanan ve güvenen) insanı,duygularını,aklını ve yaptıklarını yüceltmiyorum bizlerde diğer canlılar gibiyiz. bizleri ve eylemlerimizi önemseyen bir yaratıcı veya tanrı olduğunada inanmıyorum. ancak temellendiremesem de iyiliğe inanıyorum, yani iyi olmanın bir anlamı olabileceğine inanıyorum ve varlığın ve varoluşun şuan için kıyısından bile gecemediğimiz bambaşka bir realiteye sahip olabileceğine inanıyorum..

bu muthiş gizemi çözdüğünü söyleyen hatta ima eden her doktrine şüpheyle bakmalıyız, kimsenin elinde mutlak hakikatten bahsedecek kanıt yok, kanıtı bu kadar güçsüzken hakikattan bahsetmek küstaklık gibi geliyor hatta bana,olasılıklardan ve kişisel inancından bahsedenlerse bence en doğru yaklaşım içinde olanlardır..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
İnanç, mantık dengesi dışarıdan bakıldığında her ne kadar sağlıklı gözükse de aslında insanoğlunun en büyük ikiyüzlülüklerinden birisidir.

İkiyüzlülük olarakta tanımlanabilir elbet ama biraz sert kaçmış sanki genç,freudun inançlara sanrı demesi gibi sert. biz insanoğlu tamamen akıllı yaratıklar değiliz çok karmaşık bir bileşkeyiz, asla tamamen tutarlıda olamayız. yani başka deyişle paradoksal bir canlıyız..

sende bunları görebiliyorsundur, ne demek istediğimi anladığını düşünüyorum..
 

ÜstünKişi

Yeni Üye
21 Ocak 2018
744
114
43
İkiyüzlülük olarakta tanımlanabilir elbet ama biraz sert kaçmış sanki genç,freudun inançlara sanrı demesi gibi sert. biz insanoğlu tamamen akıllı yaratıklar değiliz çok karmaşık bir bileşkeyiz, asla tamamen tutarlıda olamayız. yani başka deyişle paradoksal bir canlıyız..

sende bunları görebiliyorsundur, ne demek istediğimi anladığını düşünüyorum..
Amacın sert olması değildi. İkiyüzlülükten kastım: İnsanların mantığı hayatlarının her alanında kullanırken aynı doğallıkta mantıksız inançlarına bağlı kalabilmeleridir.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Serçe

Yeni Üye
14 Eyl 2021
136
30
28
Teslimiyet hissediyor insan. Ne için mücadele ettiğini ve edeceğini düşünüyorsun herşey boş geliyor.
 

EvilBeauty

Yeni Üye
13 Ocak 2022
52
17
8
fazla anlamlar yüklediğimizi düşünüyorum hayata bu bir döngü evrim her zaman uyum sağlayanın ve güçlü olanın hayatta kalmasını sağlar bütün olay bu. Özel mözel olduğumuza inanmıyorum. Dünya kötü adaletsiz çirkin bir yer. Ama adaletli davrandığı bi yer var oda ölüm. Fight dirty diye bi terim var batıda kullanılır yaygın olarak bunu uygulayarak hayatını yaşayanlar hayatta kalma olarak daha yüksek şansa sahip oluyolar veya kaliteli yaşamak olarak. Evet dünya iyilerin kazandığı bir yer değil. Öteki tarafın olmasını yürekten çok istesemde dolayısıyla insanların bu dünyadaki suçlarından cezalandırılmasınıda aynı şekilde böyle bi yerinde olduğuna inanmıyorum. Ne düşünmem nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyorum sadece çok sinirliyim onu biliyorum.
 

Serçe

Yeni Üye
14 Eyl 2021
136
30
28
Eğer ödül ve ceza kavramları olmasaydı evet fazla anlam yüklemiş olurduk. Ama bu hikayenin sonunda bedeller ve ödüller oldugunda insan kendine yolculuğa çıkıyor zaman zaman ve nereye gideceğini bilmemek ruhaniyeti darlıyor.
Ciddiye almamak ve düşünmemek aptallık olur. Hassas bir Terazi de tartılmak var işin sonunda.
 

Raphael

Yeni Üye
4 Ocak 2022
189
39
28
Ölümden kurtulmak için en iyi yöntem mumyalanmaktır. Kişinin organları çıkartılıp mumyalandığında ve doğru sihirli formüller okunduğunda (Tabi bmumyalanmış bedenin taş mabedin içerisinde ölümden sonra harcayacağı paralarla da muhafaza edilmesi gerekir) zaten gerçek manada ölüm söz konusu değildir. Kişinin ruhu mabedin içinde heykellerin içinde filan yaşamaya devam etmektedir.
 

EvilBeauty

Yeni Üye
13 Ocak 2022
52
17
8
Ölümden kurtulmak için en iyi yöntem mumyalanmaktır. Kişinin organları çıkartılıp mumyalandığında ve doğru sihirli formüller okunduğunda (Tabi bmumyalanmış bedenin taş mabedin içerisinde ölümden sonra harcayacağı paralarla da muhafaza edilmesi gerekir) zaten gerçek manada ölüm söz konusu değildir. Kişinin ruhu mabedin içinde heykellerin içinde filan yaşamaya devam etmektedir.
fazla dikkat çekiyosun yapma
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst