- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 23 Ara 2012
- Mesajlar
- 4,763
- Tepkime puanı
- 319
- Puanları
- 83
Rus Fizikçinin Açıklaması Hem İkna Edici, Hem de Ürkütücü!
Daha önce Fermi Paradoksu’yla açıklanmaya çalışılmış bu açmaza bu defa bir başka açılım getirildi. Rus fizikçi Alexander Berezin’in "İlk giren, en son çıkar" teorisine göre, bir medeniyet ne zaman ki kendi sınırlarını aşıp yıldızlararası uzayda ilerlemeye başlarsa, kaçınılmaz olarak önüne çıkan tüm medeniyetleri yok eder! Böyle söyleyince Kurtuluş Günü filmindeki gibi kötücül bir uzaylı ırkı tahayyül etmenize gerek yok.
Berezin’in metaforuna göre bu durumun bir inşaat sahasının karınca yuvasını yok etmesinden bir farkı yok.
İnşaati yapanlar karıncalardan nefret ettiği için böyle yapmıyor. Yalnızca bunun derdine düşmelerini sağlayacak herhangi bir sebep bulunmuyor.
Peki biz bu durumda karınca yuvası mıyız, yoksa onu yok edecek olan uygarlık mı?
Berezin’e göre ikinci ihtimal ağır basıyor. Yaşamın devamlılığının en güçlü itkisinin büyüme olduğunu söyleyen Berezin, büyümenin bir uygarlığın sınırlarını aşmasında kilit bir role sahip olduğunu ve bir defa sınırlarını aşan bir uygarlığın önüne çıkan diğer tüm güçsüz uygarlıkları yok edeceğini ifade etmiş.
İnsanoğlu olarak henüz uzaylılarla karşılaşmadık fakat Amerikanın keşfi ve kolonyalizm süreçleri bu duruma o kadar da yabancı olmadığımızı ispat eder nitelikte.
Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce karınca mı olacağız, yoksa onu ezip geçen dev ayak mı?
Kaynak:
Daha önce Fermi Paradoksu’yla açıklanmaya çalışılmış bu açmaza bu defa bir başka açılım getirildi. Rus fizikçi Alexander Berezin’in "İlk giren, en son çıkar" teorisine göre, bir medeniyet ne zaman ki kendi sınırlarını aşıp yıldızlararası uzayda ilerlemeye başlarsa, kaçınılmaz olarak önüne çıkan tüm medeniyetleri yok eder! Böyle söyleyince Kurtuluş Günü filmindeki gibi kötücül bir uzaylı ırkı tahayyül etmenize gerek yok.
Berezin’in metaforuna göre bu durumun bir inşaat sahasının karınca yuvasını yok etmesinden bir farkı yok.
İnşaati yapanlar karıncalardan nefret ettiği için böyle yapmıyor. Yalnızca bunun derdine düşmelerini sağlayacak herhangi bir sebep bulunmuyor.
Peki biz bu durumda karınca yuvası mıyız, yoksa onu yok edecek olan uygarlık mı?
Berezin’e göre ikinci ihtimal ağır basıyor. Yaşamın devamlılığının en güçlü itkisinin büyüme olduğunu söyleyen Berezin, büyümenin bir uygarlığın sınırlarını aşmasında kilit bir role sahip olduğunu ve bir defa sınırlarını aşan bir uygarlığın önüne çıkan diğer tüm güçsüz uygarlıkları yok edeceğini ifade etmiş.
İnsanoğlu olarak henüz uzaylılarla karşılaşmadık fakat Amerikanın keşfi ve kolonyalizm süreçleri bu duruma o kadar da yabancı olmadığımızı ispat eder nitelikte.
Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce karınca mı olacağız, yoksa onu ezip geçen dev ayak mı?
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.