Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,758 kez görüntülenmiş, 68 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi?
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bir kisi kendince ya da kendinden istenence bir rehber hazirladiginda, bu rehber eger toplumu yonlendirecek ve yaptirima koyacak bir anlam ve icerik tasiyorsa; bu rehberde, insanliga, bilime, cagdaslasmaya yonelik maddeler olmalidir.

Eger bir rehber sadece korku salmak ve insanoglunu bir nicelik olarak sadece verilene boyun egmeye suru psikolojisi temelinde yonlendiriyorsa, bu rehber insanliga ne saglar?

Evet kuran denen ve islam dini temelinde bir rehber olarak algilanan kitapta, insanliga evrensellige cagdasliga ve bilime ait ne vardir?

Oldugunu dusunenler ya da soyleyenler bunu ayetler ile gosterebilir mi?

Eger bu denilenlerin disinda Kuran'in bir amaci oldugu dusunuluyorsa, Kuran'in amaci nedir?

Insanogluna ne vermek istemektedir?
 

felsefehayat

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 May 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
şunu unutma "insanlık" denilen güruh, her zaman bu bahsettiğin dini sistemlerin yaratıcısı olmuştur, bu yüzden en baştan bana göre yanlıştır.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
inansın veya inanmasın insanlığın muhalefet etmeyeceği tek emir OKU'maktır..ancak okumayla evrensel çağdaş ve insan olunabilir..dünyada oku diye başlayan ne bir öğreti ne bir din ne de evrensel bir kitap yoktur..bu tek emir bile başlı başına onun evrenselliğine en güzel örnektir..hayat okumayla başlar..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83


Bu siteyi incelerseniz ve videoları izlerseniz bir çok matematiksel hesaplamaların Kur'an'da geçtiğine şahit olabilirsiniz. Bu konu kısaca özetlenecek kadar basit değil çok uzun araştırmalar gerektiriyor fakat özet ve ön bilgi açısından bu siteden faydalanabilirsiniz.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Yukariudaki video basliga uygun degil.

Cunku ne cagdas, ne bilimsel, ne evrensel ne de insansal. bir yonelim gostermiyor.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yukariudaki video basliga uygun degil.

Cunku ne cagdas, ne bilimsel, ne evrensel ne de insansal. bir yonelim gostermiyor.

Gayet bilimsel bence neden bilime aykırı buldunuz? Ayetler ile bilimin bugün buldukları çakışıyor işte daha ne olmalıydı? 1400 yıl öncesinde yazılmış bir kitap ve simetrik bir tasarım sizce bu mümkün müdür?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Gayet bilimsel bence neden bilime aykırı buldunuz? Ayetler ile bilimin bugün buldukları çakışıyor işte daha ne olmalıydı? 1400 yıl öncesinde yazılmış bir kitap ve simetrik bir tasarım sizce bu mümkün müdür?

Cunku matematik ve onun mantigi soyuttur ve insanoglu urunudur.

Bir rakamdan istedigi cikarimi yapabilir ama bunun bilimselbir temeli yoktur.

Matematik fizigin ve kimyanin soyut tabanidir.

Mantik ta beynin soyut tabanidir.

Her ikiside fenomen olarak insanogluna gozlem verir ve bu gozlemden bilim olgu temelli deney temelli somut ve soyut cikarimlarda bulunur.

Kuran'da bir insanoglu yazilimi oldugundan mumkundur.

Yani fizikte kimya da ve beyinde bir gizem mucize mistisizm aramaz.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cunku matematik ve onun mantigi soyuttur ve insanoglu urunudur.

Bir rakamdan istedigi cikarimi yapabilir ama bunun bilimselbir temeli yoktur.

Matematik fizigin ve kimyanin soyut tabanidir.

Mantik ta beynin soyut tabanidir.

Her ikiside fenomen olarak insanogluna gozlem verir ve bu gozlemden bilim olgu temelli deney temelli somut ve soyut cikarimlarda bulunur.

Kuran'da bir insanoglu yazilimi oldugundan mumkundur.

Yani fizikte kimya da ve beyinde bir gizem mucize mistisizm aramaz.

Bilgisayar programları kullanmak sureti ile bugün bile yapılamamış ki zaten videoda da ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu rakam ile söylüyor. 1400 yıl önce böyle bir dizilim yapılması insan aklı ile mümkün değildir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bilgisayar programları kullanmak sureti ile bugün bile yapılamamış ki zaten videoda da ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu rakam ile söylüyor. 1400 yıl önce böyle bir dizilim yapılması insan aklı ile mümkün değildir.

Yapan kim?

Ayrica "dusuk ihtimaller" insanogluna gozlem veren her olgu da var.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yapan kim?

Ayrica "dusuk ihtimaller" insanogluna gozlem veren her olgu da var.

Bu simetri tespit edildikten sonra bilgisayar programları ile yapmak için uğraştılar fakat sürekli hata verdi. Videoda adı geçen doçentin bu konuda kitabı da var. Kutsal Gizemler sitesinden araştırmalar hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Doç.Dr. Halis Aydemir'in Kuran'da Simetri kitabı diye de bulabilirsiniz. Gerçi şimdi prof. oldu sanırım.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bu simetri tespit edildikten sonra bilgisayar programları ile yapmak için uğraştılar fakat sürekli hata verdi. Videoda adı geçen doçentin bu konuda kitabı da var. Kutsal Gizemler sitesinden araştırmalar hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Doç.Dr. Halis Aydemir'in Kuran'da Simetri kitabı diye de bulabilirsiniz. Gerçi şimdi prof. oldu sanırım.

Tamam da hem kutsal hem gizem zaten bilimsel degil, metafizik.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Tamam da hem kutsal hem gizem zaten bilimsel degil, metafizik.

Sitenin adı Kutsal Gizem olabilir ya da kitabın adı sonuçta araştırma yapıp, ortaya koyanlara ve sonuca bakmak gerekiyor. Kur'an'daki simetrik tasarım Metafizik bir durum değildir. Videodaki ayetlerde ifade edilenler, bugün bilim ile doğrulanmıştır.

Siz nasıl değerlendirmek istiyorsanız öyle değerlendirin, ona bir sözüm yok, alıştık artık:)

 

Neo

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2012
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
37
Yeteri kadar bilimsel değil mi?

10171041_1681931015371376_8556284901277697050_n.jpg
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Sizi burada Kuran da ki bilimselliklere boğsak ne değişecek çok merak ettim doğrusu.

Evrensel gerçekten öğrenmek istiyorsun musun?
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Evrensel-insan bu konuyu baskasi acsa doneler sunmaya calisir, elimden geldigince samimiyetle cevaplardimda isin icine sen girince sevki kaciyor gercekten. Beyefendi ne yaxilirsa yazilsin kaale almayacaginiz sorularin cevaplari sizi neden ilgilendiriyor?

Gel sen siyasete devam et bulasma hic bu konulara.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Evrensel-insan bu konuyu baskasi acsa doneler sunmaya calisir, elimden geldigince samimiyetle cevaplardimda isin icine sen girince sevki kaciyor gercekten. Beyefendi ne yaxilirsa yazilsin kaale almayacaginiz sorularin cevaplari sizi neden ilgilendiriyor?

Gel sen siyasete devam et bulasma hic bu konulara.

Burasi bir kitle platform bir kisinin yazdigi sadece bir kisiyi degil, tum site kitle platformunu ilghilendiriyor.

Onemli olan konular ve kavramlar uzerinde bilgi ve dusunce paylasmak degil mi?

Varsa paylas, benim yanit vermem onemli degil.

Onemli olan site okur/yazar kitlesinin bilgilenmesi ve katkida bulunmasi.

Ayrica benim neyi "kale alipalmiyacagim" hakkinda neden onyargili ve pesin hukumlusunuz?

Eger bir kisi varsa bilgisi ve dusuncesi bir konu ya da kavramda paylasir.

Eger yoksa zaten ya paylasamamasina bahaneler uydurur, ya da yazdiklari ile basligi sabote eder ve yaziyi degil; yazari hedef alir.
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslam'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.(En’âm 125 )


De ki: "Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)" Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz.(Yunus 101 )
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslam'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.(En’âm 125 )


“Allah, kimi hidâyete erdirmek isterse, onun kalbini İslâm’a açar; kimi de saptırmak isterse, göğe (gökte) yükseliyormuş gibi, kalbine darlık ve sıkıntı verir. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık (sıkıntı) çökertir.”
(Enam, 6/125).


Allah, insanın düşüncesine, niyetine ve inkârına göre onun yoldan çıkmasına izin verir ve onun yoldan çıkışını tescil eder.


Ayette ikinci konumdaki kimselerin yaşadığı psikolojik durumun,
göğe doğru yükselenlerin hissettiği fizyolojik sıkıntıya benzetilmesi
ilgi çekicidir. Zira bilindiği gibi, yükseğe çıkıldıkça hava basıncı düşer ve irtifaın artması oranında nefes almak da güçleşir. Böyle bir tabiat kanunun henüz bilinmediği bir dönemde Kur'an'ın bu kanunu açıkça ifade etmesi onun kesin bir mûcizesidir.

Âyetin bu kısmında yer alan
harec
kelimesi,
"içine girilmeyecek kadar ağaçları birbirine girmiş bir vadi"
anlamına da gelmektedir. Başka bir ifade ile vahşi hayvanların, çobanların içine giremeyeceği kadar birbirine girmiş ağaçlık demektir. Bunun anlamı, o insanın psikolojik anlamda çok zahmet çekeceğidir. İnkâr eden insanın kalbindeki haller, vahşi hayvanların bile giremeyeceği kadar ağaçları birbirine girmiş bir ormana dönüşecektir.

Bunun kadar önemli olan diğer bir husus da, menfi duyguların etkisinde kalan insanların yaşadığı psikolojik sıkıntıların ve açmazların bu âyette mükemmel bir şekilde teşhis ve veciz bir benzetmeyle tasvir edilmiş olmasıdır.

Buna göre kötü niyet, kıskançlık, inatçılık gurur ve kibir, zevk ve menfaat tutkusu gibi psikolojik âmillerin etkisine kapılan kâfirler, akıllarını duygularına kurban ederler; bu tutumda ısrar ettikçe, tıpkı yükseldikçe nefes alma güçlüğü çekenler gibi, Müslümanlık ve Müslümanlar karşısında giderek artan bir sıkıntı ve huzursuzluk hissederler; hak ve hidayet üzerine rahat ve sağlıklı düşünme imkânından gittikçe uzaklaşırlar; İslâm'ın anlatılması canlarını sıkar, inat ve inkârlarını arttırır, haksız davranışlara sevkeder; böylece ebedî hayat ve kurtuluş demek olan hidayete ulaşma imkânını da giderek kaybederler.

Bütün bunlar, Allah'ın küllî kanunlarının zorunlu bir sonucu olarak, olumsuz duygu ve tutkularının, kötü niyetlerinin esiri olanlar için kaçınılmaz bir durumdur.

Bu benzetmenin ortak yönü sıkıntıdır. On dört asır önce bugünkü müspet ilmin ve tecrübenin tasdik ettiği bir gerçeği yansıtan böyle bir benzetmenin yapılması -Kur’an’ın i’cazı bakımından- çok mânidârdır.

Ayetin sonundaki,
"Allah inanmayanların üstüne böyle murdarlık verir."
cümlesine de dikkat çekmek uygun olacaktır. Ayetteki
rics
kavramı,
recese
kalıbından alınınca,
"devenin kükremesi"
gökle beraber kullanılınca, "bulutların hareket edip göğün çok gürlemesi, birinin işine mani olmak"; recüse kalıbı da "pis olmak, çirkin iş yapmak"; bina kelimesiyle kullanılınca, "sarsılmak"; rics şeklindeki isim kalıbı da "murdar, necis, pislik, günâh, çirkin iş, işkence, hışm, gadap, lanet, küfür, şeytanın vesvesesi"; mercûs kalıbı da "karışıklık, düzensizlik" mânalarına gelmektedir.

İnanmayan insanlar hem kendi hayatlarını, hem de insanlığın hayatını kirletiyorlar.
Esas gönül çevresinin kirlenmesi gerçek kirlenmedir.
Çevre bilimi ve mühendisliğini gönülden başlatmak gerekiyor. Aklını kullanmamak ve iman etmemek, hem ferdi, hem toplumları, hem de bütün insanlığı kirletmekte, murdar hale getirmektedir. Bunun anlamı, beynini ve gönlünü çalıştırmayan insanların murdar hale gelecekleri, bu halleriyle yaptıkları her işi ve bulundukları her çevreyi kirletmiş olacaklarıdır.

Âyetin bu kısmına dikkat edilirse, inanmadıkları için Allah murdarlığı o insanlara vermektedir. Kulun inancı veya eylemi ilâhî takdîri harekete geçirmektedir. İnanmayan insanlara dünyada murdarlık, öteki dünyada da lanet ve azap vardır. Râzî'nin naklettiğine göre, Zeccâc, rics kavramına
"lanet ve azap"
mânasını vermektedir.

Bu ayette küfrün sıkıcı, bunaltıcı, ümitsizliğe düşürücü olduğu belirtildikten sonra devamındaki ayette:
“İşte bu (İslâm Dini), Rabbin dosdoğru yoludur. Düşünüp idrâkini kullanabilen bir millete âyetleri bir bir yeterince açıkladık.”
buyurularak, insan aklına ve idrâkine seslenilir ve Kur'ân'daki hakikatlere yönelmeleri istenir.

Bu ayet, özellikle aydın kişilerin Kur'ân üzerinde ciddi araştırma yapmalarını, binlerce yıl geriye gidilerek ortaya konan ilmî hakikatlerin o zaman mümkün olup olmadığı üzerinde düşünmelerini öneriyor.

Bir topluluk Allah'a dosdoğru inandıktan sonra ilim ve irfanını, akıl ve idrâkiyle bütünleştirip Kur'ân'ın getirdiği hakikatleri anlarsa, artık o topluluk için hem dünyada, hem de âhirette esenlik vardır. Özellikle âhirette ebedî saadet yurdu olan
Daru's-Selâm (Selâmet yurdu veya bu isimdeki Cennet)
hazırlanmıştır. Onların bu iyi amellerine karşılık Allah'ın dostluğu da büyük bir mükâfat olarak verilir.

Kaynaklar:
bk. Razi, Mefatih; Kur’an Yolu, Heyet; Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri; Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, ilgili ayetlerin tefsiri.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:33 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:30 ----------

BİLİME IŞIK TUTAN AYET;
Allah (c.c) 17. Cüz’de yer alan diyor ki: “Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, Biz sizi, topraktan, sonra nutfe’den (sperm), sonra alaka’dan (embriyo), sonra yaratılışı belirli belirsiz bir çiğnem et parçasından yarattık ki, size açıktan göstereceğimizi gösterelim”..
Yine 18. Cüz’de yer alan diyor ki: “Andolsun ki Biz insanı, çamurdan meydana gelen bir öz ve süzmeden yarattık. Sonra onu bir nutfe (sperma) olarak sağlam bir karargaha koyduk. Sonra nutfeyi alaka (embriyo)ya çevirdik. Arkasından alakayı bir çiğnem et yaptık. Onun arkadasından da, bir çiğnem eti kemik yaptım ve kemiklere et (adale) giydirdik. Sonra da onu başka bir yaratık olarak inşa ettik (yani belli bir devreden sonra diğer canlılardan ayırarak istidadına göre bir şekil verdik).
23. Cüz’de yer alan de diyor ki: “Sizi annelerinizin karnında, üç karanlık içinde hilkatten hilkate (nutfe, alaka, mutga) intikal ettirerek yaratmaktadır…”. Bilindiği gibi rahim, dışından içe doğru üç dokudan meydana gelir: Parametrium, miometrium, endometrium. Bu dokuları, su, ısı, ve ışık geçirmez zarlar sarmıştır.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:33 ----------

asırlar öncesinden günümüze ışık tutan Kur'an ilmi...

ANKEBUT SURESİNDEKİ İNANILMAZ ENLEM-BOYLAM MUCİZELERİ
Ankebut suresinde böylesine açık ve net bir mucizenin olabileceğine inanamayacaksınız.
Ankebut suresinin sure numarası 29 dur. Bu surenin 38. ayetinde Semud ve Ad kavminden bahsedilerek, onların yaşadıkları yerler hakkında beyanda bulunulduğu ve açıklama yapıldığı belirtilmektedir. İster istemez tam bu ayette bu kavimlerin yaşadığı yerler hakkında açıklama yapıldığının belirtilmesi, bu yer belirlemenin bir çeşit navigasyon koordinatıyla gerçekleşebileceğini düşündürdü. Dünya üzerinde bildiğiniz üzere ancak paralel ve meridyenlerle (enlem-boylam) bir yer belirleme mümkündür. Bunun için iki veri gereklidir: Enlem ve boylam değerleri.
Kuran-ı Kerim?deki ayetlerin de bir koordinatı bulunur. Bunlar o ayetin Kuran?ın neresinde olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Tahmin edeceğiniz üzere Ankebut suresi 38. ayetin koordinatı olan (29: 38) verilerini enlem ?boylam değeri olarak uyarladığımızda ortaya çok şaşırtıcı bir mucize çıkmaktadır. Gerçekten de 29. Kuzey paraleli ile 38. doğu meridyenin birleştiği nokta, ayette geçen kavimlerin yaşadığı bölgeye isabet etmektedir. Semud kavmi, Ad kavminin devamı olan bir toplumdur. Ad kavmi helaka uğradıktan sonra ilk yaşadıkları bölge olan Arabistan Yarımadasının güneyinden, kuzeye göç etmişler ve Semud kavmini oluşturmuşlardır. Aynı bölge bu bakımdan Ad ve Semud?un yaşadığı yerlere karşılık gelmektedir. Aynı şekilde 36. ve 37 ayetlerde bahsedilen Medyen kavminin yaşadığı bölge de tam olarak 29. paralel ile 36. Ve 37. meridyenlerin birleştiği yerlere karşılık gelmektedir. Üstelik Semud kavmnin yaşadığı yerle ilgili olarak Medine (Hicaz) ile Şam arasındadır deniyor ve Medine ile Şam arasına bir doğru çizdiğimizde tam orta noktası 29. kuzey paraleli ile 38. doğu meridyeninin kesiştiği noktaya rastlıyor. Bu coğrafi bölgelerin haritaları ve haritalar üzerindeki enlem-boylam gösterimleri ilgili çalışmada kaynaklarıyla birlikte mevcuttur.
Bunlarla da bitmiyor. Lut Gölü?nün coğrafi konumu ve Hz. Musa?nın denizi yardığı tahmin edilen bölgelerin de koordinatları sure ve ayet numaralarıyla işaretlenmiş.
Neden kuzey paralelleri ve doğu meridyenlerinin esas alınması gerektiğinin de çok basit bir açıklaması vardır. Sure ve ayet numaraları doğal olarak pozitif tamsayılardan oluşmaktadır. Koordinat düzleminde her iki unsurun da pozitif olduğu bölge (+x, +y), dünya haritasına uyarlandığında kuzey paralelleri ile doğu meridyenlerine karşılık gelmektedir. (Ekvatoru x- ekseni, 0 derece boylamını da y- ekseni olarak varsayıyoruz. )
Ayrıca neden Ankebut?... Ankebut örümcek anlamına gelir. Surenin bir ayetinde örümceğin evinden bahsedilir ve sure adını bu ayetten alır. Örümceğin evi, bilindiği üzere örümcek ağındandır. Örümcek ağı şekil itibariyle doğadaki yapılar içerisinde paralel ve meridyenlere en çok benzeyenidir. Üstelik El-Ankebut kelimesi teknik bir terim olarak, lehva üzerindeki şebeke ( ağ, örgü, ızgara) anlamına gelmektedir. Tıpkı bir haritanın üzerindeki enlem- boylam çizgileri gibi?
Daha ne kadar açık bir mucize bekleyebiliriz ki..


---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:56 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:40 ----------

Rum suresi/41..
"Allah'ın buyruklarını yerine getirme konusunda ihmalde bulunanların yapıp ettikleri yüzünden karalarda ve denizlerde çürüme ve bozulmalar meydan geldi..Bu şekilde, Allah belki doğru yola dönerler diye onların yaptıklarının kötü sonuçlarını kendilerine tattıracaktır.."
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst