Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,757 kez görüntülenmiş, 68 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı Kuran'da Insanliga, Bilime, Evrensellige, Cagdaslasmaya Yonelik Bir Ayet Var mi?
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bak evrensel-insan kardeşim;

sana ezbere söylemedim "bazı ideolojiler ve klişe kavramlar"ın tesirinde kalıp konuştuğunu..

Mesela din hakkındaki söylemlerin Durkheim'in savlarının tekrarrı..yani klişe söylemler..

Uzaktan yakindan ilgisi yok. Bu sadece senin kendi beyin duzeyinin bilgisi ve algisi temelinde bir benzetmedir.

Ayrica neden sen illa boyle bir benzetmeye gerek duyuyorsun?

Benim bana ait bir zihniyetim ve bunun getirdigi her konu ve kavramda niteliksel bir bilgi algi tecrube duzeyim var.

Bak sana ilginç bir olgu söyleyeyim ki senin savının temelinin ne kadar çürük olduğun u anlayasın;

-bu toplumda dine,Allah'a inandığı halde hiç ibadet-uygulama yapmayan hatta hayatı boyunca 1 kez bile

secdeye gitmeyen milyonlarca insan vardır yaşadığımız toplumda,biliyorsun değil mi?..

Dogaldir cunku dinin uygulamali sartlarini yerine getirmezler sadece tanri ile olan inanmak kismini yerine getirirler, yani deisttirler.

Şimdi o hiç uygulama yapmayan milyonlar var ya;

yarın Allah,din,vatan için gözünü kırpmadan ölüme gider..

Bu da normaldir cunku uygulamadigi sartlar sonucta bir tanri inanci timeline dayanir.

Ayni sekilde bir ideolojik inanc temelinde de dayanabilr, ya da baska bir etik degree olan inanc.

Hah,işte senin anlamadığın,anlayamadığın veya ezberlediğin klişe düşüncelerin inanmana izin vermediği

o "İnanç" ve inanma sayesinde olur bu..

Yukarida acikladim, inanc ile uygulama bagini.

Adamın kendine küfredersin oralı olmaz;

ama Allah'a,dine küfredersin seni bir yumrukta yere serer..

Sonucta yaptigi uygulamadir, yani; "yumruk atmak"

İşte o uygulamadan değil "inanç"tan kaynaklanır..

Evet uygulama bir seyden kaynaklanir da bu sadece inanc degildir. Ideoloji de olabilir bir izm de bir etik de. Kisaca benimsenmis bir degerdir.

Lütfen,kabuğunu kır artık..

Kimin bir kabukta oldugu ortada.

Öğrendiklerin elbette zararlı değil;

ben,naçizane bütün felsefi sistemleri,düşünürleri tanımaya çalışırım..

mesela budist olan Rene Guenon un budist inancını da okurum

müslüman olduktan sonraki eserlerini de..

Roger Garaudy'nin "Dieu est mort-Tanrı öldü" kitabını da okurum ama müslüman roger garaudy de

okurum..

Hz.ALİ der ki;

"konuşana değil ne konuştuğuna bak.."

Ben Mani-Çu'nun veya Lao tsu'nun inancından önce söylediklerine bakarım,bana ne gibi faydaları var

diye..

Ama bazıları gibi "kendi ideolojime veya dinime aykırı" diye karşı çıkmam..

Sen de,lütfen,Kur'an veya tüm kutsallara bu amaçtan yaklaşmaya çalış..

vesselam..

Burada da bir fark var.

Ogrenmek baskadir, ogrendigini algilamak baskadir, ogrendigini bilmek baskadir, bildiginin bilinci ve farkindaligi baskadir. Butun bunlari ortaya koymak ve uygulamak ise bambaskadir.

Iste o yuzden en basitinden, Islam'in rehberi olan kuran her bir muslumanin rehberidir ama; hic bir musluman pratikte yani uygulamada biri birine benzemez.

Zaten bu son cumleyi algilayabilsen ve reel dunyadan gozlemleyebilsen; inanc ile uygulamanin biri biri ile olan iliskisini ve farkini da algilarsin.

O yuzden biraz ezber bozman, aklini kullanman ve yazilanlar uzerinde dusunmen ve kendi kendinde fikir teatisi yapman gerekiyor.

Tabi "kayitsiz sartsiz, sorgusuz sualsiz ve sadece kalb ile iman ve dil ile ikrar" yapmiyorsan!

Onu bile yapsan senin gibi ayni onu yapandan uygulama olarak farklilasirsin.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
:)) Deist,hiç bir dini inanca,sisteme inanmayan ve dinlerin tüm metafizik olgularını-emirlerini dışarıda bırakıp yalnızca Tanrı'ya inanan insanlardır..
Ne müslüman "Deist" olabilir nede Deist "uygulamalı dindar" olabilir..

Arkadaşım;

senin bir önceki yazında dile getirdiğin din ve tanrı inancının kökenleri 1 asırlık Durkheim sosyolojisi'nin

din ve tanrı anlayışıdır..Marksist felsefenin de yıllardır temel savlarından olur.. :)

Neyse şu kutsal günlerde kimseyi daha fazla incitmeden naçizane önerimi tekrar edeyim;

lütfen,kendi klişe söylemleriniz ve dünya görüşleriniz üzerinde durduğunuz kadar

her görüş ve düşünceye de açık olun..

Kırın kabuklarınızı..

vesselam..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
:)) Deist,hiç bir dini inanca,sisteme inanmayan ve dinlerin tüm metafizik olgularını-emirlerini dışarıda bırakıp yalnızca Tanrı'ya inanan insanlardır..
Ne müslüman "Deist" olabilir nede Deist "uygulamalı dindar" olabilir..

Neden olmasin? Islamin sartlarini uygulamayan ve sadece imanin sartlarina inandigini soyleyen musluman deisttir.

Yani dini hic bir uygulamasi yoktur.

Arkadaşım;

senin bir önceki yazında dile getirdiğin din ve tanrı inancının kökenleri 1 asırlık Durkheim sosyolojisi'nin

din ve tanrı anlayışıdır..Marksist felsefenin de yıllardır temel savlarından olur.. :)

Uzaktan yakindan ilgisi yok. Hangisi "din uygulamadir, inanc degildir" demis ve nerde ispat et.

Neyse şu kutsal günlerde kimseyi daha fazla incitmeden naçizane önerimi tekrar edeyim;

lütfen,kendi klişe söylemleriniz ve dünya görüşleriniz üzerinde durduğunuz kadar

her görüş ve düşünceye de açık olun..

Kırın kabuklarınızı..

vesselam..

Kusura bakma ama sen ezber bozamadigin icin ufkunu asan bu yazilari ancak kendi alginca baska seylerle ozdeslestirme cabasindasin.

Ben her gorus ve dusunceye acigim.

Sen bunun aksini ispat edemezsin.

Cunku serbest dusunur, hic bir dogmalasmis inanc ve ideolojinin tarafi degildir.

Zaten boyle olmadigi icin de bu temeldeki kavramlari disaridan ve notr olarak dile getirir.

Senin tarafin ise ancak bunu senin karsi tarafin olarak algilar ve kendi bilgisince de ozdeslestirmeye calisir.
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Sayın @lütfiakarçay havanda su dövmektesin.
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Son derece ciddiyim.

Evrensel karaya ak dese ona kara detirtemezsin. En fazla o senin algın diyecektir. Tecrübe ile sabittir.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Yine burada bazı arkadaşlarımızın düştükleri kavram kargaşasını izah etmek adına bir kaç noktaya ışık tutmakta fayda görüyorum;

-Dine inanılmaz ama uygulanır savını tashih etme adına..

İman(inanç) ikiye ayrılır;

-taklidi iman
ve
-tahkiki iman..

Birincisini,zannediyorum evrensel-insan,bu konulara yabancı olması bakımından
izah ederken klişe felsefi kavramlarla izah etmeye çalışmış ama konudan uzaklaşmış..

Taklidi iman;
kişinin aile ve çevresinden görerek,yaşayarak kabul ettiği iman anlayışıdır..Burada araştırmadan çok
gördüklerini uygulamak vardır ama "iman"(inanç) bağlamında şüphe olmaz,şüphe olduğu an da zaten "iman" şüpheyi kabul etmez..Saf,ari bir inanç anlayışıdır.
Ama daha sonra kişiler araştırma yoluyla "tahkiki iman" konumuna çıkabilirler..

"Tahkiki iman" anlayışına gelince;
İslam'ın müslümanlara tavsiye ettiği "inanç" yöntemi budur..
araştırma
öğrenme
sorgulama..
Yani kabul ettiği inanç sistemine bilinçli olarak bağlanma..

Her iki durumda da ortak bağ "inanma"dır..
Burada uygulamadan önce kişi Allah katında "inanmak"la yükümlüdür..
İman olmadan "eylem" olmaz zaten..
Bir insanın "inanma"dan bir ömür boyu Allah'a ibadet etmesi absürd bir eylem olur..
Felsefe-Kelam ilmindeki "cevher-araz" örneğinden hareket edersek daha iyi idrak etmek için;

İman "cevher"dir..
Eylem(ibadetler) "a'raz"dır..
A'razların varlığı ancak ve ancak "cevher"in varlığı ile mümkündür ve varlıkları ona bağlıdır..
Yani insan inanmadan eyleme girişemez..
Anne-babasından görerek inansa da
araştırmalarından sonra inansa da değişmez..

İkincisi;
Kur'an "bilim" kitabı değildir..
Yani oturup Kur'an'dan fizik-kimya-biyoloji-matematik kuramları çıkaramazsınız.. :)
Kur'an ve diğer İlahi Kitaplar sadece düşünme-akletme-sorgulama konusunda insanlara ışık tutmak
adına yol gösterir ve "rehber" olur..
Zaman zaman da asırlara göre içinde "gizemler" barındırır,niçin?
İnsanın acziyyetini ve kendisinin "mucizevi" yönünü göstermek,işaret etmek için..
Müşahhas bir örnek olarak "Alak" kelimesini yineleyelim..
1440 sene önceki insan,bunun insanın ana rahmindeki ilk şekillenmesi olan "bir çiğnemlik et"
olduğunu anlarken,
bugünki insan elde ettiği bilimsel veriler ışığı altında bunun "embriyo" olduğunu idrak eder..

Buna benzer örnekler çoktur..
Bütün bunlar insana düşünmesi,akletmesi açısından ışık tutmak ve yol gösterme adına yapılır..
Kur'an bir "Rehber"dir..
Ve sizler onun rehberliğinde yolunuza(maddi-manevi) ışık tutarsınız..

vesselam..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 16:27 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 16:18 ----------

Son derece ciddiyim.

Evrensel karaya ak dese ona kara detirtemezsin. En fazla o senin algın diyecektir. Tecrübe ile sabittir.
:)
Yok,ben evrensel-insan arkadaşımıza da saygı duyuyorum..
Her fikri dinlemek lazım..
Belki insan olarak zaman zaman çıkmazlarımız,yaşadığımız kavram kargaşaları vs.. olabilir..
Bunları bazen tartışarak ve araştırarak öğrenip tashih edebiliriz..
Arkadaşımız,anladığım kadarıyla,din ve inançla ilgili kavramlara biraz yabancı..
Belli ki bazı felsefi klişe kavramlarla bunları izah edebileceğini zannetmiş ama bunlar çok farklıdır..
Ebu Hanife'nin sözlerini ve görüşlerini
August Compte'un savlarını tartışabilirsiniz ama dinin kutsallarına onlara yaklaştığınız gibi
yaklaşamazsınız..
Sıkıntı burda..

vesselam..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Son derece ciddiyim.

Evrensel karaya ak dese ona kara detirtemezsin. En fazla o senin algın diyecektir. Tecrübe ile sabittir.

Evet, su evrensel-insan'a satasirken; ne kadar da kendinizi desifre ediyorsunuz.

Zaten sizlerin baska turlu kendinizi desifre etmesi de olanaksiz gorunuyor.

Evet, sirf kendi kendinizi desifre etme Adina; satasin, evrensel-insan' a.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 18:12 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:58 ----------

Yok,ben evrensel-insan arkadaşımıza da saygı duyuyorum..
Her fikri dinlemek lazım..
Belki insan olarak zaman zaman çıkmazlarımız,yaşadığımız kavram kargaşaları vs.. olabilir..
Bunları bazen tartışarak ve araştırarak öğrenip tashih edebiliriz..
Arkadaşımız,anladığım kadarıyla,din ve inançla ilgili kavramlara biraz yabancı..
Belli ki bazı felsefi klişe kavramlarla bunları izah edebileceğini zannetmiş ama bunlar çok farklıdır..
Ebu Hanife'nin sözlerini ve görüşlerini
August Compte'un savlarını tartışabilirsiniz ama dinin kutsallarına onlara yaklaştığınız gibi
yaklaşamazsınız..
Sıkıntı burda..

vesselam..

Konu burda yabancilik degil; sadece beyin duzeyine gore neyin ne oldugunun neden ve nasil oyle oldugunun algi bilgi ve gozlem farki.

Ustelik bu fark; inanir ya da inanmaz icin; olan bitenin icinden degil de, disindan.

Yani sorunun disindan soruna bakis.

Cunku inanir da inanmaz da sorunun icindedir ve ancak kendi tarafindan bakar.

Kendi tarafindan (inanc bunyesinde inancli ya da inancsiz olarak) bakis, hic bir zaman sorunu ortaya koyamaz. Sadece kendi hangi tarafta ise, karsi tarafi kendine rakip alir.

Halbuki felsefi bakis; bir resmin butunune kasrsitlari ile birlikte disaridan bakabilmek ve tum resmi ortaya koyabilmektir.

Iste benim kavram ve konulari tarasf olarak ifade etmek yerine, taraflar disi olarak ortaya koymam; sana "yabanci" gelebilir.

Mesela ben ne dini ne de inanci ozel bir din ve inanc olan islam ile sinirli tutmam.

Ayrica inanc bile din ile sinirli degildir.

Din de dini anlam ve icerik ile sinirli degildir.

Burada konu bir seyin kutsalligi da degildir. Cunku kutsallikbir seye bir taraftir.

Dolayisi ile baslik bir incil, bir tevrat, bir zebur ya da baska herhangibir dinin rehberi ve hatta dogmatic sabit yoneten ve yonlendiren her bir baska ideoloji izm ve degerler icin de gecerlidir.

Cunku bir seyin yukaridaki nitelikleri tasimasi icin; dogma olmamasi, sabit olmamasi, mutlak ve degismez olmamasi sadece akli urunu ve onun somutlastirmasi olmamasi gerekir.

Cunku tum sabit dogmalar otoriter yonetim ve yonlendirimler, ciktigi donem ve cagin zaman ilerledikce disiunda kalarak gericilesir, tutuculasir, ve sadece savunma Adina da karsi tarafa saldiriya gecerler.
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Seninle yeniden tartışmaya girmek istemiyorum Evrensel.

Amacım @lütfiakarçay'ın yapmaya çalıştığının bir işe yaramayacağı.

@lütfiakarçay siz kavramları düzeltmeye çalışıyorsunuz ama ben daha yanlış söylediği harfi düzeltemedim. E harfinin A olduğunu iddia ediyor ve E diyenlerin algılarından kaynaklandığını söylüyor.

Konunun linki burada ve kendisi ile ciddi yazıştığım son konudur. Siz bilirsiniz ama dost tavsiyesi varsa boş vaktiniz daha verimli bir yerde harcayın derim. Fıkra bölümü bile daha verimli olabilir. :)

Selametle.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Seninle yeniden tartışmaya girmek istemiyorum Evrensel.

Amacım @lütfiakarçay'ın yapmaya çalıştığının bir işe yaramayacağı.

@lütfiakarçay siz kavramları düzeltmeye çalışıyorsunuz ama ben daha yanlış söylediği harfi düzeltemedim. E harfinin A olduğunu iddia ediyor ve E diyenlerin algılarından kaynaklandığını söylüyor.

Konunun linki burada ve kendisi ile ciddi yazıştığım son konudur. Siz bilirsiniz ama dost tavsiyesi varsa boş vaktiniz daha verimli bir yerde harcayın derim. Fıkra bölümü bile daha verimli olabilir. :)

Selametle.

Bu senin bilecegin is.

Yalniz bunu yapabilmen icin, lakabimi ekrana oynamaman gerekiyor.

Eger lakabima kitle onunde satasirsan, layik oldugun yaniti alirsin.

Eger benle tartismaya girmek istemiyorsan, lakabima bulasma ve kitleye ekran onunde oynama.

Birakher bir okur ve yazar baska bir yazar hakkinda kendi kararini kendi versin.
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Seninle yeniden tartışmaya girmek istemiyorum Evrensel.

Amacım @lütfiakarçay'ın yapmaya çalıştığının bir işe yaramayacağı.

@lütfiakarçay siz kavramları düzeltmeye çalışıyorsunuz ama ben daha yanlış söylediği harfi düzeltemedim. E harfinin A olduğunu iddia ediyor ve E diyenlerin algılarından kaynaklandığını söylüyor.

Konunun linki burada ve kendisi ile ciddi yazıştığım son konudur. Siz bilirsiniz ama dost tavsiyesi varsa boş vaktiniz daha verimli bir yerde harcayın derim. Fıkra bölümü bile daha verimli olabilir. :)

Selametle.

@alpi, @lütfiakarçay'ın felsefe, tarih, edebiyat gibi alanlarda gerçekten bilgili, kültürlü ve ufku geniş bir üye olduğunu gözlemliyorum. Tek farkı bazıları gibi kendi hayal aleminde ürettiği anlamsız kuram ve terimlerle değil, gerçek bilgiyle yazıyor, bu çok açık, tabii ki anlayana.

Senin ne demek istediğini de gayet iyi biliyor ve sana hak veriyorum. İyi niyetli bir uyarıda bulunuyorsun.

Ancak ben arzu ederim ki; @lütfiakarçay bilgilerini paylaşsa, -evrensel anlar veya anlamaz (ki,anlamayacağı kuvvetle muhtemel)- ve biz o güzelim bilgilerden yararlanabilsek.

Lakin, bilgi dağarcıyı dolu olduğu belli olan @ lütfiakarçay arkadaşımızın bize ayıracak vakti olmayabilir :(
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
@alpi, @lütfiakarçay'ın felsefe, tarih, edebiyat gibi alanlarda gerçekten bilgili, kültürlü ve ufku geniş bir üye olduğunu gözlemliyorum. Tek farkı bazıları gibi kendi hayal aleminde ürettiği anlamsız kuram ve terimlerle değil, gerçek bilgiyle yazıyor, bu çok açık, tabii ki anlayana.

Senin ne demek istediğini de gayet iyi biliyor ve sana hak veriyorum. İyi niyetli bir uyarıda bulunuyorsun.

Ancak ben arzu ederim ki; @lütfiakarçay bilgilerini paylaşsa, -evrensel anlar veya anlamaz (ki,anlamayacağı kuvvetle muhtemel)- ve biz o güzelim bilgilerden yararlanabilsek.

Lakin, bilgi dağarcıyı dolu olduğu belli olan @ lütfiakarçay arkadaşımızın bize ayıracak vakti olmayabilir :(

"siracinin sahidi bozaci."

Sizleri davranislarinizdan o kadar yakindan taniyorum ki; sizleri sizden daha iyi taniyorum.

Beni uzen nokta ise, sizlerin herbirinizin kendinizi bile tanimiyor olmasidir.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Arkadaşlar,

forumu yeni tanıyorum ve sizlerin görüşleri,düşünceleri konusunda da çok aşinalığım yok..
Tek fark ettiğim evrensel nickli arkadaşın forumdaki konumu;
kurucu
sözcü
admin vs..
bilmiyorum zira tek başına bütün linkleri ve timeline'ı adeta işgal etmesi..
Galiba bu hızla devam ederse kendinden başka kimse kalmayacak ve muhteşem bir
"monolog"a imza atacak..
Umarım kendisiyle ilgili yaptığım bu objektif eleştiriden bir hisse çıkarır..
Eğer biraz empati yapar ve tarafsız bir gözle siteye ve forumlara göz atarsa kendi bile sıkılabilir..
.......

Diğer bir nokta;
eleştiri ve cevap verme üslubu konusunda üyelerin daha bir teenni ile hareket edip
nezaket sınırları içinde kalmaları..
İnsanların her halükarda eksikleri,bilgi zafiyetleri olabilir..Zaman zaman tashihler ve hatırlatmalar
olduğunda bunları "kompleks"e çevirmenin ve yanlışta inat,ısrar etmenin faydası olmaz..
Bir insanın ve bilgi dağarcığının tüm alanları ve konuları ihata etmesi zaten insan fıtratına
aykırı bir durumdur..
Dolayısıyla;
insanların iyi bildikleri,
bildikleri
az bildikleri
bilmedikleri
alanlar ve konular,hele söz konusu felsefe ise,mutlaka vardır..
Bizim bildiğimiz veya bildiğimizi zannettiğimiz felsefi kavramlar,yerleşik klişe deyimler ve savlar
her konu ve alana tatbik edilebilecek özellikler değildir..
Eğer siz Lao Tsu ile evren ve insan,evrensel ahlak ilkeleri üzerinde konuşup tartışıyorsanız
-hadi gel şimdi Budizm ve "tripitaka(budizmin kutsal metinleri)" üzerine tartışalım ve eleştiri
getirelim diyemezsiniz..
Zira o konuda siz hürsünüz;
hür iradeniz ve düşüncenizle o dine ve kutsallarına inanırsınız veya inkar edersiniz..
O din ve inanç ile ilgili Lao Tsu'nun yorumlarına eleştiri getirebilirsiniz,
amaaa...
o dini ve kutsallarını doğrudan hedef almak,eleştirmek selahiyetine sahip olamazsınız..
Bu,o insanların masumiyetlerine ve mahremiyetlerine girmek demek olur..

Müşahhas örneği kendimizden verelim;
Ebu Hanife veya Şafii'nin Kur'an ayetleri veya Sünnet ile ilgili yaptıkları yorumları,ictihadları
bilginiz dahilinde,eleştirebilirsiniz..
Çünkü siz de o insanlarla konuşma,algılama,tartışma hususlarında eşitsiniz..
Fakat doğrudan Kur'an ve ayetlerini veya Peygamberi beğenmeme,eleştirme lüksüne sahip değilsiniz..
Ona sahip olabilmeniz için sizin de "vahiy" sahibi olma,indirme,açıklama gibi insan-üstü vasıflara sahip olmanız gerekir!..

Fakat şunu yapabilirsiniz;
Yeryüzündeki insanların inandıkları ve isimlendirdikleri dinleri-inançları değil de soyut olarak
din ve tanrı anlayışını,teolojiyi sorgulayabilirsiniz..
Ateiizmi de,Deizmi de seçebilirsiniz..
Hegel gibi "idealist" bir panteist,
Spinoza gibi bir "monist" veya mutlak panteist,
Diderot ve Compte gibi kiliseye isyan edip ateist bir çizgiyi tercih edebilirsiniz..

Yani;
din ve tanrı eleştirisini soyut olarak yapabilirsiniz
ama
"Bana Kur'an'dan şunu getirin,bunu getirin" derseniz siz doğrudan soyut alandan çıkıp "somut" olarak
kutsallarla mücadeleye girişmiş olursunuz..

Burada gördüğüm sıkıntı bu..
Her konuya aynı klasik klişe kavramlarla ve yorumlarla yaklaşmayın lütfen..

vesselam..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Arkadaşlar,

forumu yeni tanıyorum ve sizlerin görüşleri,düşünceleri konusunda da çok aşinalığım yok..
Tek fark ettiğim evrensel nickli arkadaşın forumdaki konumu;
kurucu
sözcü
admin vs..
bilmiyorum zira tek başına bütün linkleri ve timeline'ı adeta işgal etmesi..
Galiba bu hızla devam ederse kendinden başka kimse kalmayacak ve muhteşem bir
"monolog"a imza atacak..
Umarım kendisiyle ilgili yaptığım bu objektif eleştiriden bir hisse çıkarır..
Eğer biraz empati yapar ve tarafsız bir gözle siteye ve forumlara göz atarsa kendi bile sıkılabilir..

Neden boyle dusunuyorsunuz?

Ben burada konui ve kavrama gore bilgi ve dusunce paylasiyorum.

Siz farkli bir sey mi yapiyorsunuz?

Eger farkli bir sey yapiyorsaniz, nedir?, eger yapmiyorsaniz; sizing ya da digerlerinin benden farki nedir?

Bu sorulari aciklarsaniz ve dusuncenizi bu aciklamalar temelinde bu acikladiklariniz ile desteklerseniz, sevinirim.

Ustelik sizin ile ayni algidaki digger arkadaslara da bir aciklama yapmis olursunuz.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Neden boyle dusunuyorsunuz?

Ben burada konui ve kavrama gore bilgi ve dusunce paylasiyorum.

Siz farkli bir sey mi yapiyorsunuz?

Eger farkli bir sey yapiyorsaniz, nedir?, eger yapmiyorsaniz; sizing ya da digerlerinin benden farki nedir?

Bu sorulari aciklarsaniz ve dusuncenizi bu aciklamalar temelinde bu acikladiklariniz ile desteklerseniz, sevinirim.

Ustelik sizin ile ayni algidaki digger arkadaslara da bir aciklama yapmis olursunuz.
Size bunun cevabını "özel"den yazmam daha uygun ve şık olur..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Size bunun cevabını "özel"den yazmam daha uygun ve şık olur..

Neden, burasi bir kitle platformu, ben size kitle onunde sordum; sizde luften kitle onunde yanitlayiniz.

Ayrica boyle dusunen bir siz degilsiniz.

Dolayisi ile yanitiniz, boyle dusunen digger yazar arkadaslara da yardimci olur.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:19 ----------

Sitede "yeniyim" demissiniz ve umarim kalici ve katilimci olursunuz.

Soyle bir bakin, site forum bunyesindeki felsefi, akademik, bilimsel ve hatta etik (milli, dini, siyasal, sosyal, ahlaki, toplumsal v.s.) baslikve yazilara; icerikli ve kapsamliolanlarinin buyuk cogunlugu alintidir.

Yani yazar arkadaslar genelde baslik olarak alinti paylasiyorlar.

Belki benim tek farkim, gerektiginde alinti paylasmak ve o alintiyi neden paylastigimi aciklamanin yaninda; hemen hemen hepsi lakabima ait basliklar ve yazilardir.

Bunun boyle oldugunu teyid etmek Adina, profilimden basliklarima bakabilirsiniz.

Iste genelde digger arkadaslarin alinti olarak paylastigi felsefi akademik bilimsel ve etik basliklarda birer monolog olarak duruyorlar.

Eger bir yazi yanit almiyorsa ya da yazi ile ilgili bir yanit almiyorsa bu kimin "kabahati?" yaziyi paylasanin mi?

Ben ayrica her yanit gelen yazima, gelen yanit temelinde de aciklayici yanitlarimi veriyorum ki, konu farkli bilgi ve dusunceler ile daha bir cesitlensin ve detay kazansin ve okumak isteyene yazmak isteyene bir on bilgi olsun diye.

Tartismak baska sey, iddiaslasmak baska sey, yazarlarin biri birini hedef almasi baska sey, laf olsun diye yazmak, sirf muhalefet olmak icin yazmak, basligin konusundan kopmak yazilanlarin bir anlam ve icerikte olmasi baska sey; yazilan bir yaziya parallel ayni konu ve kavramda bilgi ve dusunce alis verisi yapmak baska seydir.

Ben genelde kitle platformlarinda sonuncusunu tercih ederim.

Cunku digerleri kitle onunde degil, ancak "karsilikli yazismalarda" gecerli olandir.

Burda amac sadece bilgi ve dusunce paylasmak da degil; ayni zamanda okura bir seyler sunmak ve yazara da ilgisine onemine etkisine yonelik yazma sevki vermektir.

Kisaca hem paylasarak hem de sunarak bir "basvurulabilecek bilgi ve dusunceler platformu" olusturmak ve isteyenin istedigi zaman bu olusturumdan yararlanabilmesini saglamaktir.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Neden, burasi bir kitle platformu, ben size kitle onunde sordum; sizde luften kitle onunde yanitlayiniz.

Ayrica boyle dusunen bir siz degilsiniz.

Dolayisi ile yanitiniz, boyle dusunen digger yazar arkadaslara da yardimci olur.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:19 ----------

Sitede "yeniyim" demissiniz ve umarim kalici ve katilimci olursunuz.

Soyle bir bakin, site forum bunyesindeki felsefi, akademik, bilimsel ve hatta etik (milli, dini, siyasal, sosyal, ahlaki, toplumsal v.s.) baslikve yazilara; icerikli ve kapsamliolanlarinin buyuk cogunlugu alintidir.

Yani yazar arkadaslar genelde baslik olarak alinti paylasiyorlar.

Belki benim tek farkim, gerektiginde alinti paylasmak ve o alintiyi neden paylastigimi aciklamanin yaninda; hemen hemen hepsi lakabima ait basliklar ve yazilardir.

Bunun boyle oldugunu teyid etmek Adina, profilimden basliklarima bakabilirsiniz.

Iste genelde digger arkadaslarin alinti olarak paylastigi felsefi akademik bilimsel ve etik basliklarda birer monolog olarak duruyorlar.

Eger bir yazi yanit almiyorsa ya da yazi ile ilgili bir yanit almiyorsa bu kimin "kabahati?" yaziyi paylasanin mi?

Ben ayrica her yanit gelen yazima, gelen yanit temelinde de aciklayici yanitlarimi veriyorum ki, konu farkli bilgi ve dusunceler ile daha bir cesitlensin ve detay kazansin ve okumak isteyene yazmak isteyene bir on bilgi olsun diye.

Tartismak baska sey, iddiaslasmak baska sey, yazarlarin biri birini hedef almasi baska sey, laf olsun diye yazmak, sirf muhalefet olmak icin yazmak, basligin konusundan kopmak yazilanlarin bir anlam ve icerikte olmasi baska sey; yazilan bir yaziya parallel ayni konu ve kavramda bilgi ve dusunce alis verisi yapmak baska seydir.

Ben genelde kitle platformlarinda sonuncusunu tercih ederim.

Cunku digerleri kitle onunde degil, ancak "karsilikli yazismalarda" gecerli olandir.

Burda amac sadece bilgi ve dusunce paylasmak da degil; ayni zamanda okura bir seyler sunmak ve yazara da ilgisine onemine etkisine yonelik yazma sevki vermektir.

Kisaca hem paylasarak hem de sunarak bir "basvurulabilecek bilgi ve dusunceler platformu" olusturmak ve isteyenin istedigi zaman bu olusturumdan yararlanabilmesini saglamaktir.

Bu kadar uzun meramınızı anlatmaya gerek yoktu evrensel arkadaşım..
Eğitimci bir insan olarak kısa-öz yazabilirdiniz..
Çok yazmak ve açıklamak haklı olmak için yeterli bir sebep değildir..

Öte yandan;
ben,naçizane yazdığım yazıları ve düşüncelerimi paylaşmak,forum üyelerinin takdirine bırakmak istiyorum..
Daha önceki yazılarımda olduğu gibi..
Her üye beğenip beğenmemekte,kabullenip eleştirmekte elbette hürdür..
Çok fazla alıntı yapmak,paylaşmak ve her alıntı için başlıklar açmanın vs..forumun
ve üye olanların kalitesini artıracağı kanaatinde değilim..
En zor ve güzel yazı en az ve kısa olarak anlatılan yazıdır..
Özellikle makalelerde..
Ben size forumun ve sizin selametiniz ve ahengi için öneride bulundum..
Polemiklerden ve demagojiden kaçınarak yazmanın ve tartışmanın önemini vurguladım..
Yoksa kimse kimsenin inancı veya fikrini sorgulama ve tazyikle değiştirme güç ve ayrıcalığına sahip değildir..

vesselam..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bu kadar uzun meramınızı anlatmaya gerek yoktu evrensel arkadaşım..
Eğitimci bir insan olarak kısa-öz yazabilirdiniz..
Çok yazmak ve açıklamak haklı olmak için yeterli bir sebep değildir..

Öte yandan;
ben,naçizane yazdığım yazıları ve düşüncelerimi paylaşmak,forum üyelerinin takdirine bırakmak istiyorum..
Daha önceki yazılarımda olduğu gibi..
Her üye beğenip beğenmemekte,kabullenip eleştirmekte elbette hürdür..
Çok fazla alıntı yapmak,paylaşmak ve her alıntı için başlıklar açmanın vs..forumun
ve üye olanların kalitesini artıracağı kanaatinde değilim..
En zor ve güzel yazı en az ve kısa olarak anlatılan yazıdır..
Özellikle makalelerde..
Ben size forumun ve sizin selametiniz ve ahengi için öneride bulundum..
Polemiklerden ve demagojiden kaçınarak yazmanın ve tartışmanın önemini vurguladım..
Yoksa kimse kimsenin inancı veya fikrini sorgulama ve tazyikle değiştirme güç ve ayrıcalığına sahip değildir..

vesselam..

Ben her zaman daha net anlasilsin diye, mesajimi genis anlatirim.

Kisa ve oz algi yanilgisi yaratabilir.

Siz "hakli olmayi" hak kavramini neye gore ve ne ile olcuyorsunuz?

Ayrica, size bu konuda "hakli olmak" ne anlama geliyor?
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Ben her zaman daha net anlasilsin diye, mesajimi genis anlatirim.

Kisa ve oz algi yanilgisi yaratabilir.

Siz "hakli olmayi" hak kavramini neye gore ve ne ile olcuyorsunuz?

Ayrica, size bu konuda "hakli olmak" ne anlama geliyor?



"Hak" kavramının karşılığı sadece Kur'an ve İslami literatüründe vardır;

diğer dillerde bu kavramı tam olarak karşılayan bir kelime,deyim yoktur..

Mesela fransızcada buna karşılık olarak "droit" kelimesi kullanılır ama droit kelimesi

kavramsal olarak hak-hukuk-doğru-gerçek-sağ vs gibi çok değişken anlamlar ihtiva eder..

Diğer dillerde de aynı şekilde bu kavramı tam ve bire bir,mot a mot karşılayan bir kelime

yoktur..

"Hak",Kur'an'daki kullanımı ve anlamı itibarıyla insanın hem doğuştan getirdiği hem de

sonradan kazandığı "dokunul(a)maz edinimler"dir..

Haklı olmak?..

Bu;kişinin inanç,ideoloji,ahlak ve kültür anlayışına göre farklılıklar da arz edebilir..

Ne demek?

Şu demek;

mesela bir "ateist" ya da bir "budist"i İslam Toplumu ve değerlerine göre yargılama

lüksünüz olamaz..

"Hakk" kavramının İslam Dini ve Toplumu içinde kazandığı anlama göre yargılarsanız

aslında "haksızlık" etmiş olursunuz..

Bir müslümanı da marksist felsefe ya da budist" gelenekler dahilinde yargılamaya

kalkarsanız aynı hataya düşersiniz..

O zaman yapılması gereken nedir?..

İnsanların ortak olduğu temel "evrensel değerler" vardır..

Eğer tüm insanlığın ortak olduğu bu değerler çerçevesinde insanları yargılarsanız o zaman

"hak" kavramı en azından Kur'an'dakine yakın olarak gerçekleşmiş olur..

Örneğin;

Şu anda Çin hükümetinin Doğu Türkistan müslüman azınlığa karşı yürüttüğü "haksız!"

işkence ve zulüm insanların doğuştan getirdiği "yaşam ve mülk edinme" haklarını

ihlal,evrensel insani değerleri çiğnemektir..

Bunda tüm insanlık müşterektir..

İsterseniz tersi bir durum olarak düşünün;

örneğin bir müslüman toplum içinde hıristiyan ya da başka bir "azınlık"a karşı işkence ve

zulüm yapılması gibi..

Dolayısıyla "hakk" kavramının "müşterek" olarak doğru algılandığı evrensel değerler-

durumlar olduğu gibi insanların ve toplumların bireysel ve toplumsal olarak algıladığı

"izâfi" yanı da vardır..

Bana göre,size göre,ona göre..

Türk toplumuna,Fransız toplumuna,Çin toplumuna göre..

Müslümanlık,Hıristiyanlık,Budizm,ateizme göre gibi..

Burada da ateist,dindar-muhafazakar,nötr,deist,liberal vs.. inanç ve görüşlerde

insanlar var..

Siz "qua felsefesi"ne göre,

diğeri İslami perspektife göre

bir diğeri liberal,

başka biri deist anlayışa göre olaylara bakış açısı getiriyor..

Yani hepimiz "izâfi" bakış açısına sahibiz..

O halde müşterek bir nokta bulmak gerekiyor..

Nedir o..?

Burası felsefe bağlamında olayların-düşüncelerin paylaşıldığı ve tartışıldığı bir forum ve

ortamsa kendi perspektiflerimizin yanında felsefe-mantık-sosyoloji ve psikoloji gibi objektif

kriterleri ve bakış açılarını da ölçüt olarak alacağız..

Müştereklerde birleşmesini bileceğiz..

O takdirde bir nebze olsun belki "hakk" bağlamında değil ama "doğru-gerçek" bağlamında

buluşabiliriz..

Yoksa tüm dünyanın,tıbbın ve modern psikolojinin "hastalık-hormonal bir sapma" olarak

nitelendirdiği bir "sosyal ve psikolojik travma-eşcinsellik"i sırf AKP muhalifi olmak adına

desteklemek,elbette, ne haklılıktır ne de doğruluktur..

Yapılması gereken bu insanları terapiye almak ve tedavi etmek,toplumda yayılmasının

önüne geçmektir..

Tartışma,Aristo'nun ilk defa bilimsel olarak ortaya koyduğu gibi "retorik" olmalıdır..

Karşıdakileri dinleyerek ve anlamaya çalışarak diyalektik bir sunum..

Evet sevgili evrensel-insan;

beni fazla yorma..

Çok fazla zamanım yok..

Yazmak ama herkese faydalı olacak tarzda..

Sadece kendine yarayanları değil..

Böyle olursa "Güzel" ve "retorik" olur..

vesselam..
 
Son düzenleme:

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
"Hak" kavramının karşılığı sadece Kur'an ve İslami literatüründe vardır;

Hayir, hak kavrami evrensel hukukun insan haklarindaki her bir insanoglunun haklaridir.

diğer dillerde bu kavramı tam olarak karşılayan bir kelime,deyim yoktur..

Mesela fransızcada buna karşılık olarak "droit" kelimesi kullanılır ama droit kelimesi

kavramsal olarak hak-hukuk-doğru-gerçek-sağ vs gibi çok değişken anlamlar ihtiva eder..

Diğer dillerde de aynı şekilde bu kavramı tam ve bire bir,mot a mot karşılayan bir kelime

yoktur..

Ingilizcedeki karsiligi "rights" olarak coguldur. Ya da "right" olarak ozneldir.

"Hak",Kur'an'daki kullanımı ve anlamı itibarıyla insanın hem doğuştan getirdiği hem de

sonradan kazandığı "dokunul(a)maz edinimler"dir..

Haklı olmak?..

Bu;kişinin inanç,ideoloji,ahlak ve kültür anlayışına göre farklılıklar da arz edebilir..

Ne demek?

Şu demek;

mesela bir "ateist" ya da bir "budist"i İslam Toplumu ve değerlerine göre yargılama

lüksünüz olamaz..

"Hakk" kavramının İslam Dini ve Toplumu içinde kazandığı anlama göre yargılarsanız

aslında "haksızlık" etmiş olursunuz..

Hak kavrami evrensel hukuk adalet ozgurluk temelindedir. Konu yargilama degil, sorgulamadir. Kimse kimsenin hakkini yargilayamaz.

Yargilama hukuk ve adalet temelindedir. Iste hakli olmak ta burda gecerlidir.

Cunku hakli olmakta bir eylem soz konusudur ve bu eylemde ancak hukuki ve adalet cercevesinde degerlendirilir.

Bir müslümanı da marksist felsefe ya da budist" gelenekler dahilinde yargılamaya

kalkarsanız aynı hataya düşersiniz..

O zaman yapılması gereken nedir?..

İnsanların ortak olduğu temel "evrensel değerler" vardır..

Eğer tüm insanlığın ortak olduğu bu değerler çerçevesinde insanları yargılarsanız o zaman

"hak" kavramı en azından Kur'an'dakine yakın olarak gerçekleşmiş olur..

Hayir,m kuran insanliga gore degil; sadece "iman edenler" e gore yargilar. Yani, insanoglunu "iman eden/mumin ve iman etmeyen olarak ayirir.

Ozu de insanlik degil; iman ve sadece ozel olan islam dini temelli imandir.

Örneğin;

Şu anda Çin hükümetinin Doğu Türkistan müslüman azınlığa karşı yürüttüğü "haksız!"

işkence ve zulüm insanların doğuştan getirdiği "yaşam ve mülk edinme" haklarını

ihlal,evrensel insani değerleri çiğnemektir..

Bunda tüm insanlık müşterektir..

İsterseniz tersi bir durum olarak düşünün;

örneğin bir müslüman toplum içinde hıristiyan ya da başka bir "azınlık"a karşı işkence ve

zulüm yapılması gibi..

Dolayısıyla "hakk" kavramının "müşterek" olarak doğru algılandığı evrensel değerler-

durumlar olduğu gibi insanların ve toplumların bireysel ve toplumsal olarak algıladığı

"izâfi" yanı da vardır..

Demekki hak evrensel hukuki ve insan haklari temelinde degerlendiriliyormus, kurana gore degil.

Herseyden once kuran herkesi kapsamaz, sadece islam dini ve inanisini kapsar.

Evrensel hukuk temelli insan haklari ise herkesi kapsar ve hukuk temelindedir. Yani hukukta evrensel olarak hak da tum insanoglunu kapsayarak adildir.

Bana göre,size göre,ona göre..

Türk toplumuna,Fransız toplumuna,Çin toplumuna göre..

Müslümanlık,Hıristiyanlık,Budizm,ateizme göre gibi..

Burada da ateist,dindar-muhafazakar,nötr,deist,liberal vs.. inanç ve görüşlerde

insanlar var..

Siz "qua felsefesi"ne göre,

Qua felsefesi "tum resme gore" dir.

Diger saydiklarin, "rtesmin bir penceresine gore" dir.

diğeri İslami perspektife göre

bir diğeri liberal,

başka biri deist anlayışa göre olaylara bakış açısı getiriyor..

Yani hepimiz "izâfi" bakış açısına sahibiz..

Iste bu saydiklarin tum resmi vermez, herbiri tum resim bunyesinde farkli pencerelerdir. O yuzden de herkesin penceresi kendi tarafidir. Tum resim ise pencereden degil; resmin disindan verilir.

O halde müşterek bir nokta bulmak gerekiyor..

Nedir o..?

Burası felsefe bağlamında olayların-düşüncelerin paylaşıldığı ve tartışıldığı bir forum ve

ortamsa kendi perspektiflerimizin yanında felsefe-mantık-sosyoloji ve psikoloji gibi objektif

kriterleri ve bakış açılarını da ölçüt olarak alacağız..

Müştereklerde birleşmesini bileceğiz..

O takdirde bir nebze olsun belki "hakk" bağlamında değil ama "doğru-gerçek" bağlamında

buluşabiliriz..

Dogru da gercekte "tum resmi" kapsamaz. Sadece pencereye goredir ve bir pencerenin dogrusu/gercegi digger pencereye dogru ve gercek olmayabilir.

Mesela idealizmin penceresine gore varlik temelinde dogru ve gercek diyelim A iken, materyalizm penceresine gore varlik temelinde dogru ve gercek B dir.

Yoksa tüm dünyanın,tıbbın ve modern psikolojinin "hastalık-hormonal bir sapma" olarak

nitelendirdiği bir "sosyal ve psikolojik travma-eşcinsellik"i sırf AKP muhalifi olmak adına

desteklemek,elbette, ne haklılıktır ne de doğruluktur..

Burda dur.

Birincisi tibben ve modern psikolojide ve de her turlu insanoglu iliskisinde, heterosexuellik sadece cinsel uretim icindir. Bunun disindaki cinseliliskiler, ne hastaliktir ne de hormonalbir sapmadir.

Ayrica evrensel hukuk insan haklari temelinde iki yetiskinin rizalari ile aralarindaki iliski onlarin hakkidir ve ZORLAMA, ILISKIDE OLANLARDAN BIRININ COCUKOLMASI, TECAVUZ

olmadiktan sonar da ortada ne bir suc ne de hukuki bir yaptirim yoktur.

Burada desteklenen de, cinsel iliskisini bu evrensel hukuk ve insdan haklari temelinde yasamak isteyenlerin hakkidir.

Yapılması gereken bu insanları terapiye almak ve tedavi etmek,toplumda yayılmasının

önüne geçmektir..

Yapilmasi gereken, bu kisilerin cinsel iliskisine kimsenin karismamasidir.

Bu bir hastalik degildir ki tedavi edilsin.

Bir kisi hetero ise heterodur, degilse de degildir.

Fiziki olarak homo olmayan bir kisiyi, kimse homo yapamaz.

Ayrica bir insanoglunun "erkekligi ve kadinligi orani %60-40 dir.

Yani %60 erkek ya da disi olan, %40 erkeklik ya da disilik tasir.

Tartışma,Aristo'nun ilk defa bilimsel olarak ortaya koyduğu gibi "retorik" olmalıdır..

Karşıdakileri dinleyerek ve anlamaya çalışarak diyalektik bir sunum..

Bir seyin tartismasi baskadir, fikir alis verisi baskadir.

Tartismak demek, bir konu ya da kavram uzerinde iki tarafinda kendi dogrusunu digger tarafa dayatmasi demektir.

Fikir alis verisi demek, iki tarafin kendi fikrini bir biri ile paylasmasi demektir.

Evet sevgili evrensel-insan;

beni fazla yorma..

Yazarken mi yoruluyorsun, ben tek parmak yazdigim halde yorulmuyorum. Cunku sahip oldugu bilgi ve dusunceyi paylasmak isteyen yorulmaz.

Seni yoran nedir?

Çok fazla zamanım yok..

"Fazla" nin olcutu nedir? Herkesin oldugu gibi herkesin bir zamani vardir ve zamani neye nasil ve neden harcayacagini da kendi bilir.

Bence zaman da yorgunluk ta sadece bahanedir.

Cunku insanoglu hem sevdigi bir seyi yaparken yorulmaz, hem de sevdigi bir seyi yapmak icin ona ihtiyaci olan zamani ayirir.

Yazmak ama herkese faydalı olacak tarzda..

Sadece kendine yarayanları değil..

Böyle olursa "Güzel" ve "retorik" olur..

vesselam..

Buna kim karar verecek?

Cunku ben kendimce faydasi olmayacak hic bir paylasimda bulunmam.

Buradaki sorun bana gore faydali olanin baskasina gore faydali olup olmadigidir.

Bunuda ben site kitlesine gore bilemem, ancak kend algimdaki faydali olan seyleri paylasirim.

Ayrica her konu ve kavramdaki paylasilan her bir farkli dusunce ve bilgi, beyin dagarcigi acisindan da zaten faydalidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst