kendimizce/aforizmalar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan kendimizce\/aforizmalar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 68,115 kez görüntülenmiş, 511 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı kendimizce\/aforizmalar
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Neden insan yapmak için anlamaya çalışmaz da, anlatabilmek için anlama çabasına girer?

Diye sormuştum. Siz şöyle cevap vermiştiniz

gerçekten de "anlatabilmek için anlama çabasına" girilmiş olsaydı bu da iyi bir durum sayılır. çoğunlukla anlama çabası olmadan kendini kanıtlama çabası ile söz ve edimlerde bulunulduğunu belirtmek isterim.

(Teşekkür etmek için aradan bayağı bir zaman geçti ama yinede teşekkür ederim cevabınız için.)

Aslında tam olarak söylemek/sormak istediğimi buydu. Basit bir yaklaşımla; anlatmak yada kendini kanıtlamak çabasında olmayanların başarı elde ettiğini görüyoruz. Dinimiz de bu yönde tavsiyede bulunuyor:

"Asra and olsun ki insanlar hüsrandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna." Asr Suresi.

Sıralamaya dikkat edin.

Neden anlatmak yada kendini kanıtlama çabası ağır basıyor da yapmak/fiile dökmek göz ardı ediliyor. Yapmayı, söz etmenin önüne nasıl geçirebiliriz?

(Daha önce de söylemiştim. Bir perakende mağazada müşterilerin izin verdiği aralıklarda yazıyorum dolayısı ile odaklanamıyorum, yazdıklarımda anlam bozukluğu olabilir. Anlayışınıza sığınıyorum. )
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
söz-den dönmek her zaman mümkün -iyi bir durum olmasa da- iken, eylemden dönmek asla mümkün değildir; bu nedenledir ki, eylem her zaman sözden daha etkili ve doğurgandır, ancak bu, teorinin içinden çıktığı pratikten daha önemsiz olduğu anlamına da gelmemelidir.
...
katılımlarınız için ben de size teşekkür ediyorum.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
tercih yapabilmek insanı diğer türlerden ayıran önemli bir ayıraçtır; tercihler içerisinden eşitlik ya da kölelik arasında yapılan tercih ise insanı diğerinden ayıran ikinci bir ayıraçtır; ne ki, köleliği tercih edenler asla efendilerini sorgulayamaz ve kendilerince değil efendilerince biçilmiş donlar içinde bir hayat yaşarlar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
red etmeyi bilmeyenler, gün geldiğinde neden red edildiklerini de anlamayacaklardır.
 
F

faust

Ziyaretçi
Önce sizinle dost olurlar sonra rakibiniz, sizi geçemeyeceklerini anladıklarında ise düşmanınız olurlar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Bütün canlıların yavruları güzeldir; insana dair olanları ayrıca masumdur; bütün canlılar büyüt, gelişir ve olgunlaşırlar; olgunlaşan hiçbir canlının yavrusu insan yavrusu gibi kirlenmez, çirkinleşmez, kötüleşmez...insandaki bu kirlenme, kötüleşme, çirkinleşme ilk-el zamanlardan günümüze paylaşım kavgasındaki yaratmaları ile bu yaratılarının kendine ait olduğunu fark edemiyor olmasındandır; ne yazık ki o masum çocukların tüm geleceği kirlenmiş bireylerin beyinlerindeki fitne – fesatla, kirlenmiş düş ve eylemleriyle şekillenmektedir; ilk masumiyeti gören olmuş mudur ki?!
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
ve bazen susmak gerekir; dil yaraladığında...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Kendi kendinize açtığınız yaralarda suskunlukta mümkün değildir haykırışta. daha acıdır .daha üzücü.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
hayatı boyunca en az bir şeyi değiştirmek isteyen kişi mutlak surette bir şey yapmak durumundadır; o, bir şeyi yapmıyorsa eğer aslında hiç bir şey yapmamış demektir; ancak bu durum bile, bir şey yapmaktır; bu yapılan şey ise, kendini kandırmak olarak tanımlanacaktır.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
saldırganlık ne denli içselleştirilmiş ise, o denli erk-egemenlik toplumsal düzlemde kabul görmüş demektir; bu durum ise "ana-merkezli" paylaşımcı toplumsal yapılanmadan o kadar uzaklaşmak ve insanın tükenmişliğe ramak kalmasına eş-değer bir durumdur; aşılamaz olmayan ters-yüz olmuş yapı yeniden doğrultulabilir; ancak, herkese görev düşmektedir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan kendi hakkının dilencisi olmamalı; dilenmeyi meşrulaştıran/kanıksayan ya da ona karşı çözümsüz kalan toplumlar direnmeyi değil dilenmeyi, ayakta durmayı değil diz çökmeyi, özgürlüğü değil köleliği seçmiş/tercih etmiş demektir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
'Hak' konusunda efendilerin yarattığı akıl bulanıklığını öylesine içselleştirdik ki artık kimse kendini köle olarak algılamıyor.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
dayanışma, paylaşma istenci ve sorumluluk bilinci olmadan olanaksız olan bir düzlemdir; bireysellik onun tam karşısında duran ve ona gereksinim duyandır; liberal düşünce ortaklaşmanın tüm olanaklarını yok sayarak kendini vaz-geçilmez, var-olmanın koşulu/özendireni/sınırlı olanın sınırsız görüngüsü gibidir; asıl yanıltanın bu paradigma olduğu görülmez ise, insan türü paylaşımın ne olduğunu asla öğrenemeyecek ve bu öngörüsüzlüğü ile gelecekteki kuşaklarını sakat bırakacaktır; öyle ise, hem öğrenmek hem de devinmek için bir parça hareket etmeyi tez-elden denemek yine insan türünün yapacağı belki de en olumlu edimidir; sahi düşünürün dediği gibi; "insan bir tür müdür?"
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
unuttuk yakın geçmişimizi; yok saydık uzak geçmişimizi; bu güne el-ayak-kulak verdik; oysa ne kadar anlatılmayanlar vardı yaşanılan ve hiç kimsenin duyumsamadığı; günlere takılıp kaldık, bu günden dünü yorumlamaya kalktık; oysa ki, bir yerden ve bir zaman diliminden kopup gelen çığlıklar insana dair çığlıklardı ve onlar bu gün için atılmış çığlıklardı; Spartaküs özgürlük meşalesini kendisi için yakmadı bin yıllar ötesinden?! Demirci Kawa'nın melaşesi, Nemrut'a karşı İbrahim'im ateşiyle tutuştu...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
herkes kendi şarkısını söylermiş; her çocuğun öyküsü de farklı değil mi? çocuklara öyküler anlatırken kahramanlara yer vermemek, ötekileştirmemek, tüketimi değil paylaşmayı öğretebilmek, öykülendirebilmek çok mu zor?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
hayat ve insanı çok basit algılarla yorumlamaya alıştırılmamızdan olsa gerek onu hep basite alıyoruz; insan doğduğu günden itibaren sosyalleşme adına şekillendirilirken bunu içselleştiren kişilikler sosyal diğerleri ise a-sosyal kabul edilirler; hakikat, insan bunun neresinde diye sormak tüm sosyal statüleri sarstığı için mi sorulmayan sorulardan bir tanesi diye düşünmeden etmek mümkün değil!. buna kimler adımıza karar vermektedir?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insanlar içselleştirdikleri ve buna bağlı olarak bulundukları edimlerin kendi öz-istençlerinin sonucu olduğuna inanır/böyle olduğunu düşünür; oysa bir çok edim kendi istencinin belirlediği edimler değildir ve bunun kişi üzerinde bir baskısı olmaz. Kolay olan ve akıntı ile ilerlemek insanlaşmanın kendine yabancılaştığı olumsuzluklar olarak onunla beslenir. İçselleştirmesi gereken edimler ise akıntının tersine olan edimler olup, bunun için göstermesi gereken dirence öz itibariyle sahip olduğu halde bu edimi ortaya çıkarmada üşengen davranır. Ne demişler ihraç edilemeyen tek şey var "devrim" ...insan kendi devrimini yaratmadıkça öznelleşemez.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
aynı teknede hamur ile çamuru karmaya kalkarsanız elde ettiğiniz şey ekmeğe benzemeyecektir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan kendi ile barışık olmalı; belki de en sessiz, en çetin ve en yapıcı savaş insanın kendi ile yaptığı savaştır; çelişkiler bu şekilde aşılarak barışık olma durumu ortaya çıkar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Dünya Kadını susmayı tercih ettikçe, yer-yüzü-cenneti çöl gibi kavrulmayı sürdürecektir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst