Werther Şiirleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Amatör Şairler ve Şiirler kategorisinde werther tarafından oluşturulan Werther Şiirleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 14,647 kez görüntülenmiş, 85 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Amatör Şairler ve Şiirler
Konu Başlığı Werther Şiirleri
Konbuyu başlatan werther
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan werther

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
YETMİYORSA SANA….

Sözlerim sana yetmiyor mu bu gece
Öyleyse yak beni
Beni yak ki kızıl süslü kor anlatsın sevdamı
Bu gece karadenize düşen yakamoz gibi
Parıldamalı gözlerin
Bu gece mabedinde tapınır gibi süzülür ellerin
Ve sen aydınlığınla sabaha benzemelisin
Aslını kıskandıracak kadar gerçek
Kıskançlığa direnecek kadar güçlü olmalı benzerliğin
Ve sen uyandığında aydınlığa gülümsemelisin

Gözlerim sana yetmiyor mu bu gece
Öyleyse yak beni
Beni yak ki siyah süslü isler anlatsın hasretimi
Bu gece duman kokmalı şehir
Titremeli dizlerin
Bu gece korkuyu hissetmeli tenin
Ve sen korkusuzluğunla yaşama benzemelisin
Aslını kıskandıracak kadar gerçek
Kadere yüz çevirecek kadar cüretli olmalı bedenin
Ve sen kaybolduğunda soyut yaşamında kendini bulabilmelisin

Ellerim sana yetmiyor mu bu gece
Öyleyse yak beni
Beni yak ki sahte bir turuncu anlatsın sana huzurumu
Bu gece güneşini kaybeden ay gibi
Kaybolmalı umutların
Bu gece tükenişe inanmalı aklın
Ve sen ruhunu toprağa koymalısın
Ölüleri kıskandıracak kadar suskun
Var olmaya inanmayacak kadar yok olmalısın
Ve sen huzura kavuştuğunda
Hiç hatırlamamacasına bedenimi unutmalısın…
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ynt: Yetmiyorsa Sana

gerçekten etkileyici bir çalışma.. yüreğine sağlık..
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ötekilere...

Ötekilere

Bir ateş yakmalı bu gece.
Tepeden inme damlalar
Parlasa da alevin üzerinde,
Bir idamlığın boynuna
Celladın vurduğu yalın kılıç gibi.
Yinede yakmalı ateşi.
Sonra başı gövdesinde olmayan idamlığı
Bekler gibi beklemeli.
Sevdalıyı izler gibi izlemeli.
Ve dönmeyeceğini bile bile beklediğin,
İklimi zor yollarda tükettiğin umudunu
Beklediğin gibi beklemeli,
İnadına büyümesini.
Sonra düşlemeli tükenişini.
Düşlerinde kayıplarının tükettiği ömrün gibi,
Faydasız ve zararsız olmalı tükenişi.
Hesap sormalı.
Aciz bir bedenin içine sıkışmış,
Kurtulmaya hevesi kalmamış,
Bir inanç gibi.
Kızıl korun içine hapsolmuş karanlığa,
Esaretinin hesabını sormalı.
Bir fırtına koparmalı sonra.
Dalgaların adaları vurduğu .
Geçmişe tanıklık eden kum tanelerini alıp içine,
Geriye içinden sökercesine bırakmalı
Şimdisi çamurdan geleceği yeni geçmişe tanıklık edecek,
Hükmü eskisinden farklı olmayacak yeni kum tanelerini.
Tıpkı yaşayıp ölen insanlar gibi,
Yerine yenilerini bırakıp gidebilmeli.
Hatta hiç yoktan feda etmeli ömürlerini ötekilere.
Yıllarca direndiği dalgalara böyle bırakmalı kendini.
Sonra bitmeli her şey.
Hakkını teslim edip doğaya,
Sonsuza veda edip sona yetişebilmeli.
Gördüm diyerek terk etmeli orayı.
Feda etmeli kendini ötekilere.
Yerini yenilere bırakıp çekip gitmeli…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ölüm kokusu

Ölüm kokusu

Keskin bir ölüm kokusu gecede
Sesi çıktığı kadar bağırıyor yalnızlık
Ses kesilince ölüyor ve öldürüyorum zamanı
Katili olduğum saatlerin hesabını soruyor yüreğim
Kalemimi kırıyor yokluğun
Cezam müebbet esaret,zindan bedenim
Volta bile atılmıyor sıkışmış yüreğim
Sense acizliğime ziyarettesin
Gelişinle gidişin aynı azaptı oysa
Oysa musallada kavuşacaktım sana
Sen yanımda olacaktın ben farkındasız
Toprağı düşleyecektim o an
Sen duygusuz kalacaktın ben faydasız
Sonra apansız bitecekti karşılaşmamız
Şimdi parmaklıklarda asılı kaldı düşler
Ellerimi uzattım çaresiz yinede öldüler
Bir beni bıraktılar bana birde sensizliği
Sarıldım sensizliğe çaresiz
Yoksa nefretim sarılacak boğazıma
Merhametim savunmasız kalacak
Bırakırsam sensizliği cezam idam olacak….
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
siyah ve beyaz(sen ve ben)

SİYAH VE BEYAZ(SEN VE BEN)

Belki bir akşam küskün bir bekleyişim olur seni
Belki bir akşam sözlerini anımsayışım
Yok saymadığım nadir bir zamandan seni
Hüzünlerimi toplarsın kârınmış gibi
Uzak eyle tanrım bizi deyişlerimi
Son bir tapınma gibi duyarsın
O vakit bir iman ölür sende
Umudun tükendiği gibi yiten bir bedende
Karanlık sarar etrafını sonsuz zindanda
Prangaların ateştin koru
Sıcak ve alevin renginde olur o vakit
Kibrin sonsuz günahından doğan ateşle beslenir zincirlerin
Ve sesin kesilir,sonra terk eder seni tüm ihanetin
Yokluğunla beyazlara sarılı ne kadar iyi varsa
Kirletmek için yeniden doğarsın
Sen siyahı bile kıskandıracak kadar karanlıkta
Bense bu fesatlığı yok sayacak kadar sevdalıyım
Ve ben beyazlara sarılmış son uykumda
Sensiz ve kedersiz bir inzivadayım
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
açma gözlerini

AÇMA GÖZLERİNİ

Sevdiğim kapat gözlerini.
Gözlerinden düşürme bu sefili.
Düşüreceksen illa ki avuçlarına düşür beni.
Avuçlarında olmalı bedenimin tükenişi.
Yinede kapa gözlerini sevdiğim.
Düşürme gözlerinden beni.
Ayrılırsam göz bebeklerinden evlat acısı gibi yakar ciğerimi.
Doğduğum şehirde yeni doğan bir çığlık bu gece.
Sevdam kadar yaşamaya hevesli,
Sevdam kadar koşmaya istekli
Ve sevdam kadar açtır sevgiye.
Bin yıllık bir çınarı yeni yetme bir fidana feda eder gibi
Kavgamın sedasını feda ettim yeni yetme sevda sözlerine
İşte bu yüzden kapa gözlerini
Açarsan gözlerini düşeceğim
Düşersem göz bebeklerini kaybedeceğim
Uğruna kavgamı kanlı sokaklarda bıraktığım
Yeni yetme sevda sözlerine sardığım
Ana kokusundan ayrılmış süt kokan çocuk gibi evladım
Kendi ellerimle onu avuçlarına gömeceğim….
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
yokluğuna direnmek

YOKLUĞUNA DİRENMEK

Şarabım gün ışığından kızıl değil ki
Sarhoş eylesin beni
Sarhoşluğum gelen gündendir benim
Sen bu şehirden gideli
Kadehim kırık,parçaları batar yüreğime
Bulutlardan kadeh yaptım sevdiğim
Sen ellerinle doldurasın diye
Deniz bile sarhoş bu gece
Hırçınlığını utangaç gelin edasıyla saklıyor
Derinlerinde kim bilir sevdiğim
Ne fırtınalar saklıyor
Ay gecede dönüyor
Dergahta pirler mey ile hakkı biliyor
Birse yaratanın nuru insanda
Benim nurum sen olmayınca yağmıyor
Kızıl bir sabaha uyanamadım gözlerinle
Kızıllığı şişede gözlerini ise günde arar dururum
Yolum tükenmiş sevdiğim
Senden gayrı meyde teselli bulurum
Akşamdan kalmadır hasretin
Sanki uzak diyarların karşı kıyısında bekleyişin
Varmış gibi hayal ederim
Söylesene sevdiğim
Ben kimim ki ölüme direneyim
Söylesene hasretim
Ben kimim ki yokluğuna direneyim…
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Werther Şiirleri

"bir ateş yakmalı" körlemesine
kıvılcımı yüreğin ta derinliklerinde
bir od olmalı içten-içe-içerek
yanmalı sonrakinin ellerinde....
...
teşekkürümdür arkadaş
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Nereye arkadaş
Selamın bana değil
Bağrı delip geçen şu türküye olsun
Yada bırak sessiz yürüyüşün daim olsun
Ya dünü bıraktın arkanda
Ya da meçhul yarına gidişin
Bundandır belki de yaralı kavağın gölgesinde bekleyişin
Yedekte nefesim olsa al kat ömrüne
Lakin ne nefes kaldı ne de mecal şu bedende
Yürüdüğün yollarda gidişine imrenir ancak
Ya da toz olup karışır bastığın toprağa
Hatta bu beden yoldaş olsun sana
Heybende taşı zararı olmaz
Zaten yurtsuz bir seferi ömrü
En son ellerinden inancının kayıp gittiğini gördü
Şimdilerde boş,ağırlıksız ve faydasız
Hatta kendinden daha çok başkalarına zararsız
Dağlarda söndürdüğün ateşeyse özlemin eğer
İçinde yak ateşi
Yanmaktansa korkun bil ki
Yansan da küllerin savrulacak dağlara
Ne hasret kalacak ne pişmanlık
Hatta en ufak bir şüphen varsa kavuşmaya
Seninle birlikte savrulacak dağlara
Sonrası huzur sonrası kavuşmadır aydınlığa
Selamın olacaksa böyle olmalı
Yorgun,aylak ve bitik
Hatta yokluğuna inat var olduğuna inandıracak kadar
Sevdalısı olmayıp ta uğruna ölebilecek
Öldüğü an yaşarken ağladığını hatırlamayacak kadar başı dik
Sonra sonunu bilmediğin yolda yürüyecek kadar seferi olmalı ruhun
Lakin bırakırsan özlemini yolda nasıl bir feryat olacak nasıl bir vurgun
O vurgunda solacak çehren,yaşın seksen olacak,bedenin yorgun
O yorgunluk ki habercisi gibidir vadenin
Sonra seferiyken tüketirsin yolları
Dönüşün siyahadır karanlıktır kaderin…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

ya onikiyi vuracak saat yahut beni.
fail tek kurban hala seçilmedi.
ancak her seçimin sonunda geçmişe karışacak biri
geçmiş olacak hayattan
diğeri hala diri.
lakin yaşamak ölmekten daha beterdi.
o halde seçilmeyi beklemeli.
yada susup yelkovanın akrebi
her saat başı yakalayıp
bırakışını tedirgin izlemeli.
yarınsızlığı bekler gibi...
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Deli Yüreğimde Hürriyet

Ah deli yüreğim;
Kaç sene geçti hicranının üzerinden.
Belki bir ömür verdin derinliklerinden.
Deli bir ağlayışsa akşamda hürriyet,
Ağlamakların en güzel yaşları döküldü belki de gözlerinden.

Şimdi ise sessizliğin yağmur gibi.
Çocuk gözlerdeki masumiyetin silueti sanki.
Aslında sustuğun anlar bile bir yakarış belki.
Doğan bir güneşse ufuklarda hürriyet,
İçindeki cesaret,Kara denizin suları kadar deli.

Ömrünü tükettiğinde içimde,
Sesini alışılmışın tersine işitemediğimde,
Ve yorgun bir inzivaya hasretim ben dediğinde,
İnatla büyüttüğünse ellerindeki hürriyet,
Son bir sükunettir sunduğu izsiz gidişinde.
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Bir mahpushaneyim
Kendimi bildim bileli soğuktur bedenim
Taş duvarlarım,geçit vermeyen parmaklıklarım vardır benim
Ha birde ömrünü bende tüketen mahkumlar saklarım içimde
On,yirmi,otuz,kırk sene ve idamlıklar
Demir prangalara teslim eder ölümün ellerine yollarım onları
Düşünesim vardır aslında sevdalısını,bacılarını ve analarını
Bir denizi yolladım ölüme
Bin denizmiş meğer dar ağacında
Yani o gece yağlı urganın ucunda
Binlercesini sallandırmışlar ben bilmemişim
Bilsem söndürür müydüm her sabah sırtımda güneşi
Biraz sadece biraz daha ışıktı belki de özlemi
Bilsem demirleri paslı penceremden usulca aydınlatırdım bedenini
Her sabah türkü söyler,şiir okurdu işkence sesli duvarımda
Yusuf’uyla Hüseyin’ini çağırırdı yanına
Parkası kurşun geçirmez,postalları ayağında
Öylece kendisi çıkmış içindeki sevdayla sehpaya
Daha nicesi ki can verdi ya da canını veresiye yazdırdı celladın defterine
Nasıl bir isyandı ki kan aktı penceremden
Zincir seslerine irkilen,korkulara yinede ruhundaki cephede direnen
Göğsünden gece yarısı çatışmada vurulmuş nicesi
Gelip geçti benden yolcu misali
Yüz yıllık asma kilit dahi
Vicdanına yenildi benim gibi
Eskidikçe yıllar heybeti söndü kilidin
Tutmaz olunca demir zinciri
Vedasız gitti bir gardiyanın avuçlarında
Rutubet yosunlaştıracak duvarlarımı
Yağmur çürütecek parmaklıklarımı
Ve seneler yaşlandıracak beni
O vakit beni de yıkacaklar
Yerimi kim bilir hangi karanlık zindanlar alacaklar
Yirmi birinci asırda hangi yeni yetme işkence odaları
Namertçe boğacak karanlığında mahkumları
Dillensem isyanım başlayacak
İsyanımda zincire vuracaklar belki beni de
Tanıklık edecekse asi çocuklar edecek gidişime
Bu kez hürriyette buluşuruz onlarla
Ellerinde güneşi taşıyıp getirecekler bana
Güneşi süzüp parçalanan bedenimde
Arındırınca çamurundan teslim edeceğim yüzlerine
Hatıraları aydınlıkta,hatıram hurdalıkta olacak
Bir hapislikte böyle son bulacak…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Eğreti duygular

Kaç gece çıkmışsa aydınlığa
Her aydınlığa çıkan geceden
Karanlıklar ödünç aldım.
Her sabahında ülkemin
Bir çocuğun umudu çalınmışsa elinden
Her umudu çalınan çocuktan
Yeni doğan sevinçler ödünç aldım.
Kaç zaman akıp gitmişse hayattan
Ömrümüzü tüketen dakikalardan
Ölüm korkularını ödünç aldım.
Kaç kez dönmüşse güneş etrafında dünya
Her geçen senede yiten insanlıktan
İyi niyetler ödünç aldım.
Kaç fırtına kopmuşsa denizlerde
Her kopan fırtınada çaresizliği resmeden kayıklardan
Bir deli özgürlük düşü aldım.
Ve kaç kez vurulmuşsam yitirdiğim ümitlerin hasretiyle
Kaç kez kaybetmişsem inancı kendi ellerimle
Kaç kere yıkılmışsam bir intihar gibi caddenin ortasında
Kaç karanlıkta sarhoş nefesi olup karışmışsam rüzgara
Kaç kez ölmüşsem sokakların soğuk taşlarında
Her yalnızlığı tüketen ruhumdan
Yeni bir hayat çaldım…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Bitecekse

Hüzünlerimin ardına saklanmış,
Çocuk masumluğuyla ürperen sevdam
Ellerini tuttuğumda fısıldar adını.
Gözlerim buğulanır yaşlardan.
Ardından yitirdiğim umutlarım,
Alır canımı ay karanlıkta.
Bense gün ışığını bekleyebilmek için kollarında,
Kimselere söyleyip de sırrımı,bozmadım tılsımı.
Zaten bilmesin kimseler seni.
Rüyalarım bile soluk bir siluet çizsin.
Ve ellerim tenine ulaştığında,
Düşlerimden bile habersiz,hikayemiz
Sonu olmayan bir kitabın son cümleleri gibi
Sonsuz ve soluksuz bitsin…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Geçmiş-gelecek

Ne garip şu insanlar
Önce geçmişlerinden nefret ederler
Bildikleri için
Sonra geleceği sevmezler
Bilmedikleri için
Oysa ne geçmiş siliniyor arkamızdan
Nede geleceğin habercisi geçer yanımızdan
Tersi olsa yaşam dediğin ne olacak
Geçmişi silsek gelecekteki biz
Geleceği bilsek geçmişteki biz
Terk etmeyecek mi bizi
Silmeyecek mi zaman sahneleri
Sonrası yalnızlık olmayacak mı sanki
Şimdinin öncesini ve sonrasını yitirmesi
Tek başınalığın tatsız ve amansız zehri
Soylu soysuzların,saten kravatlı soytarıların
Dilsiz sağır habercisi gibi baki
Ve gözlerindeki ateş kadar siyah olacaktır kederi
Lakin şeytanda melekse bir huri gibi
İnsanda şeytandır tıpkı bir melek gibi….
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Rüzgarla gelen

Keskin bir ayrılık kokusu gelir rüzgarla
Hicran dediğin soğuk bir akşam yürekte
Ve geçen her saniye alır canını geçmişin
Hüzünlü bir seyirdir pişmanlık kendinde
Ve esaretin peşine takılıp giden yıllara yetişemezsin
Ne kalırsa elde hesabı ağırdır,kaldıramazsın
Bir kefaret borcudur asılan boynuna,kurtulamazsın
Zincirleri kırarsın soğuk duvarlara asılı,karanlık zindanda
Yüreğinin karanlığında bitmez esaretin
Her geçen saniyede yargılanmadan asılırsın
Ve sükunet kurtuluşun olur ıssız kabrinde
Gün gelir avuçladığın toprağa karışırsın,gücünü tükettiğinde
Renklerin gecede,karanlığın gündüzde solar
Bir keder seni en zamansız anda yakalar
Sarhoşluğunla avunursun ve biter akşamlar
Sabahlar yürek sızlatır
Yalnızlığın vurur ömrünün sahiline
Acılar sığmaz olur bedenine
Kesilir ellerin kanın damlamaz toprağa
Öyle çekilir için,duymaz olursun ağıtları
Ve son gecende savurursun denize
Kaleminin eskittiği kağıtları….
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Seyir

Penceremden şehrin ışıklarını seyrettim dün
Yüzlerce ışığa gülümsedim gece boyu
Biliyorum ki o ışıklardan biri
Odanı aydınlatıyor,yüreğimi aydınlattığın gibi
Geceyi sevdim belki sende seviyorsundur diye
Elimi uzattım uykuya dalmış gölgene
Sabahı bekledim,seni uyanırken izlemek için
Uyandın,ben yine yanındaydım senin
Gökleri izleyişini gördüm ilk kez
Bugün ilk kez seni çizdim yapraklara
Savurdum sonra hepsini sonbahar rüzgarına
Şehrin her köşesine saldım seni
Usulca yaklaşıp arkandan kokunu çektim içime
Sonra gözlerini yazdım sandalların üzerine
Okyanusta yüzdüler peşlerinden gittim
Ben seni aldığın her nefeste yeniden sevdim
Bugün ilk kez gülüşünü türkülerle söyledim
Sen türküleri çok seversin bilirim
Sonra ağlayışını tuttum avucumda
Belli etmeden ağlayıp boğdum gözyaşlarımla
Uzaktan yürüyüşünü izledim yollar boyu
Belki öylece bana gelirsin,bir kör dilenci umudu
Yüreğinden çektim hüznünü toprağa işledim
Yağmurları kuruttum hasat vermesin diye
Umudundan bir parça alıp ağlayan bir çocuğa verdim
Gülümsedi,tıpkı senin gibi yaşamaya hevesliydi
Sen dağlardan seyre dalarken bu şehri
Ben kulağına fısıldadım sevdiğin şiiri
Bir ağacın gölgesindeydi sanki sesin
Rüzgarla birleşiyordu üzerinde şehrin
Gözlerimi kapatıp sessizce seni dinledim
İçime,ruhuma,bütün hücrelerime tek tek işledin
Gün batarken duruşunu ufuktan izledim
Akşam güneşinin yolunu aydınlatmasını bekledim
Kumsalda ayak izlerini takip ettim
Kayalıklarda oturşunu dalgaların arkasından seyrettim
Usulca oturdum yanına,başımı omzuna yasladım
Yansıması vuruyordu yüzüne ayın,öylece bakakaldım
Balıkçıların yanından geçtik beraber
Onlar yalnızca sana selam verdiler
Her zamanki yerde çayını içişini izledim ben
Sense denizi seyrediyordun en sevdiğin yerden
Azaptır geldiğimiz yollardan geri dönmek fikri
Şimdi aramızdaki uzaklığın acısı daha ağır sanki
Sevdamdan habersiz uykuya dalarken sen kederli
Hasretle öptüğüm gözlerin gibi,usulca kapattım pencereyi…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

bir ışık ararsan
yürümekten korktuğun yolda
korkunla cesaretini yakarsın
oysa bir fener yanmış uzakta
uzakları yakın edersen yolculuğunda
varacağın yerde aydınlığı yakalarsın...

sizlerin yorumları benim fenerim olsun ki varacağım sonda aydınlık olsun sevgi ve saygılarımla....
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Ya….ya da…

Ya dirimi yakın yaşıyorken hala
Ya da ölümü sürün toprağın altına
Yeter ki karışmasın küllerim rüzgara
Yeter ki acıtmasın ruhumu bu yurtsuzluk
Bedenim düşmemeli azabın kucağına
Ellerim yanmamalı ateşin sıcağında
Ve gözlerim kapanmamalı aydınlığa
Geçmeli ömür dediğin yolunun üzerinden
Uğramamalı yurtsuzluğuna
Mümkün iken kaçaklık kaçmalı belki de
Firari bir yalnızlık kazınmalı yüreğe
Sürgün edilmeden yedi diyar öteye
Sırtına yüklediğin düşlerle koyulmalı yola
Ya zamanı yakın akıyorken hala
Ya da zamansızlığa aldırmayın bu defa
Yeter ki pişmanlık diz çöktürmesin önünde
Yeter ki yetişeyim seherdeki bekleyene
Hala taşıyorken beden ruhu
Bir gayret avuçların içine almalı kızıl ufku
Kim aldanmamış ki kızıllığına
Sanki renginin ortasında
Nihayetle kucaklaşacak düşkünün biri
Sonra düşmüşlüğünü unutacak hasreti
Meydansız kavgalarda bulacak kederi
Her yüze gülene bağlayacak kendini
Sonra düşecek yeniden
Yerden aldığı metaneti gömecek yerine
Sabrını tüketecek ve aldanacak gidene
Gelene gecikecek varlığı
Kollarında taşıyacak mecalsiz kalmışlığını
Ömrüne ses verecek uzaktan
Yinede firari olacak vedası
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst