- Konbuyu başlatan
- #61
E
evrensel-insan
Ziyaretçi
Cevap: Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin K
Dedigim gibi, bunu diyememesinin bence en belirgin nedeni, bunun bilinc ve farkinda olmamasi. Bir nedeni de evrensel onay almis ve olgu haline gelmis bir etigin olmamasi. Yine etik acisindan, politik ve ekonomik cikar sozkonusu.
Zaten bu algilansa; bugun bu konuda ikircimli davranilmaz. Yani Saddam yargilanirken, bir Bush'un yargilanmamasi aciklamamaz. Bugun Libya'ya saldirmis olan zihniyetin yargilanmamasi aciklanamaz.
Buradaki ana sorun, insansal tum degerlerin tanim tarif anlam ve iceriginin politik cikar temelinde algilanmasidir. Bir zihniyet "ben Libya'ya demokrasi getirmek icin saldiriyorum" diyor ve bunu gucu ve otoritesi ile mesru ve mubah kiliyorsa; ve bu bir sorun olarak algilanmiyorsa, hersey ortadadir.
Bir kisinin baska birini askerde, savasta ya da hakimin kalem kirmasi ile oldurebiliyor, normal bir oldurum de ceza aliyorsa; yani insanoglu oldurmeyi sarta duruma v.s. gore normal karsiliyorsa, ve bu sorun olarak algilanmiyorsa, hersey ortadadir.
Bir kisi elinde silahla okulu tariyor ve ceza goruyorken; Libya'ya saldiran bomba okulu yerle bir ediyor ve ceza goremuyorsa, bu sorun algilanmiyorsa; hersey ortadadir.
Kisaca WHO dahil, dunyada hic bir kurum ve kurulus; konuya insanoglu temelli yaklasmamaktadir. Cunku boyle bir bilinc ve farkindalik yoktur. Guc ve otorite her yaptigini "dogru, hakli mesru, mubah" lanse edip, bunun da gecerliligini sagliyorsa; ortada zaten insanoglu temelli bir yanasim ve bakis acisi yoktur.
Sorunun ozu de buradadir.
birinci olarak; herşeyden önce benim "bu bilinç durumu tıbbi bir hastalıktır" tezimde hiç bir kimseye ve/veya topluma bu hastalığı zorla dayatmak, zorla tedavi uygulamak gibi tepeden inme bir düşünce ve yaklaşımım yoktur..
ben sorunu dile getiririm,
bu sorunu özele indirgeyerek bir hastalık olduğu tezini ortaya atarım
ve bugünün dünyasında henüz bunun algılanamayacağını,
önümüzdeki on/yüzyıllar içinde kavranabileceğini
ve kişi ve/veya ailesi tarafından onay alındıktan sonra bir tedavi uygulanabileceğini dile getiririm..
ikinci olarak; insan ve toplum sağlığıyla ilgilenen tıp biliminde öyle bazı hastalıklar vardır ki;
-kişi genel olark sorunun algısında değildir
-kişi özel olarak hasta olduğunun farkında ve bilincinde değildir
-kişi hem kendine hem birlikte yaşadığı topluma zarar verdiğinin farkında ve bilincinde değildir
ne midir bu sorun ve hastalıklar?
-ileri derecede şizofreniler
-deliryum, psikozlar
-ileri derecede alzheimer(demans, bunama)
-ileri derecede zeka gerilikleri
-bir şekilde bilincini kaybetmiş ve değişik düzeydeki koma halindeki hastalar..
-öldürücü bulaşıcı bir hastalığı taşıyıp bundan haberli/habersiz toplum içinde bilinçsizce yaşayıp birçok kişiyi enfekte etme potansiyeli taşıyan(bu örnek tam oturmamakla berber bir çok durum için kabuledilebilirdir)
vs gibi hastalıklarda kişide "sorun algısı" yoktur.
bu kişilerde sorun algısı olmadığı için kendilerini hasta olarak kabul etmezler ve tedaviyi reddederler..
hem kendi bedensel ve psikolojik sağlıklarını hem de toplumun sağlığını tehdit ettiklerinin farkında ve bilincinde değillerdir..
o yüzdendir ki; bu tür hastalar genelde kendi isteğiyle/bilinciyle değil yakınları ve/veya toplum tarafından bir güvenlik merkezine yada sağlık kuruluşuna kandırılarak ya da zorla getirilmek zorunda kalır..
dünya sağlık örgütü(WHO) sağlığın tanımını şöyle yapmaktadır..
”Sağlık, yalnızca hasta veya sakat olmamak değil bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir.”bir başka deyişle
sağlığı “sadece hastalıklardan ve mikroplardan korunma değil, bir bütün olarak fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali” olarak açıklar.
şimdi burda fiziki/bedenen, ruhi/psikolojik açıdan tam bir iyilik hali konusunda kimsenin itirazı olmaz sanırım.. ama WHO bunlara ilaveten bir de "sosyal açıdan" bahsetmektedir..
şimdi dünya insanlığının binlerce yıllık tarihine ve günümüze bakalım.. hangi zamanda dünya insanlığı sosyal açıdan tam bir iyilik halinde bulunmuştur? günümüzde dünya insanlığı sosyal açıdan bir iyilik halinde mi yaşamaktadır?
bir insanın sadece kendi değerleriyle bezenmiş(dini inanç, milli/etnik kimlik vs) bir topluluk içinde tam bir iyilik halinde yaşarken,
farklı değerlerle bezenmiş(dini inanç, milli/etnik kimlik vs) bir toplulukla savaş içinde olması,
bir inanç, kutsanmış bir toprak bayrak parçası millet uğruna biribilerini öldürmeleri,
aç bırakmaları, işkence katliam uygulamaları, hak ve özgürlüklerini ellerinden almaya çalışmaları
kısaca insan gibi insana yaraşır bir biçimde yaşamalarına engel olan tüm bu durumlar için
dünya sağlık örgütü dünya insanlığı benim tanımıma göre "hasta bir zihniyet" taşıyor niçin dememektedir?
insaoğlunun din, tanrı, dil, ırk, miilet, etnik kimlik, ümmet, sağcı, solcu, teist, nonteist, para güç iktidar vs gibi "insandan öte" bu kavramlar için biribirini sürekli dışlamasına, öldürmesine, zulmetmesine ve dolayısıyla sosyal açıdan bırak iyilik halini tam bir felaket ortamında yaşamasına niçin hastalık demiyor?
yarın devam etmeye çalışırım..
Dedigim gibi, bunu diyememesinin bence en belirgin nedeni, bunun bilinc ve farkinda olmamasi. Bir nedeni de evrensel onay almis ve olgu haline gelmis bir etigin olmamasi. Yine etik acisindan, politik ve ekonomik cikar sozkonusu.
Zaten bu algilansa; bugun bu konuda ikircimli davranilmaz. Yani Saddam yargilanirken, bir Bush'un yargilanmamasi aciklamamaz. Bugun Libya'ya saldirmis olan zihniyetin yargilanmamasi aciklanamaz.
Buradaki ana sorun, insansal tum degerlerin tanim tarif anlam ve iceriginin politik cikar temelinde algilanmasidir. Bir zihniyet "ben Libya'ya demokrasi getirmek icin saldiriyorum" diyor ve bunu gucu ve otoritesi ile mesru ve mubah kiliyorsa; ve bu bir sorun olarak algilanmiyorsa, hersey ortadadir.
Bir kisinin baska birini askerde, savasta ya da hakimin kalem kirmasi ile oldurebiliyor, normal bir oldurum de ceza aliyorsa; yani insanoglu oldurmeyi sarta duruma v.s. gore normal karsiliyorsa, ve bu sorun olarak algilanmiyorsa, hersey ortadadir.
Bir kisi elinde silahla okulu tariyor ve ceza goruyorken; Libya'ya saldiran bomba okulu yerle bir ediyor ve ceza goremuyorsa, bu sorun algilanmiyorsa; hersey ortadadir.
Kisaca WHO dahil, dunyada hic bir kurum ve kurulus; konuya insanoglu temelli yaklasmamaktadir. Cunku boyle bir bilinc ve farkindalik yoktur. Guc ve otorite her yaptigini "dogru, hakli mesru, mubah" lanse edip, bunun da gecerliligini sagliyorsa; ortada zaten insanoglu temelli bir yanasim ve bakis acisi yoktur.
Sorunun ozu de buradadir.