Zaman Uzerine

yazdın yazdın da bir cevap veremedin...

Herseyde oldugu gibi, zaman kavramsal olarak vardir. Kavramsal olarak var olan zamanin ifadesi ise; ifadeyi edenin zamana bakis acisi ve bakis icerigine gore degismektedir.

Zaman, kavramsal olarak var oldugu icin, hem oznel, hemde nesnel algilanabilir. Maddenin degisimini, izah icin zaman kullanilir. Herseyde oldugu gibi, kavram soyuttur ve dusuncenin bir urunudur.Yine herseyde oldugu gibi, kavram bir ozne veya nesneyle ozdeslestirilir.

Zaman kavrami, degisim-donusum-baskalasimi, izah edebilmek icin kullanilir. Yasamin iliskisini ve toplumsalligini saglamak icin kullanilir.

Zaman, sevgi gibi, dogru gibi v.s. soyut degerlerin somuta tasindigi ve bir somutla ozdeslestirilen bir kavramdir. Yine her kavramda oldugu gibi, goreceli bir kavramdir. Dolayisiyle soru "Zaman varmi-yokmu?" sorusu degil; "Zaman kavrami nedir ve nasil olusturulmustur?" sorusudur.

Tarih sahnesine kavram tanistirildiktan ve her dalda incelendikten ve kavram evrensel temelde kanitlandiktan sonra, var-yok tartismasi kisir ve yetersiz bir tartismadir.

Yapilmasi gereken, kavramin ne oldugunun ve nasil olusturuldugunun ve neyle ozdeslestiginin aciklamasini yapmaktir.

Zaman kavram olarak vardir ve bu inkar edilemez. Eger zaman kavram olarak varsa, ne olarak yoktur?.

Ayrica, yer insanoglunun algisina gore, kendiyle paralel olsa bile, zaman ters orantilidir. Yani insanoglu zamana karsi bir yaris surdurmektedir. Mustakil var olan varlik icin de zaman, dogumuyla baslar ve olumuyle sona erer. Evrensel temelde ise zamanin basi veya sonu yoktur. Devameden ve degismeyen bir surectir.

Zamanin duragan hareket ve duraganligini soyle izah edebiliriz. Bugun zamansal olarak sinirlandirilmistir. Gece 12 den baslar ve gece 12 de degisir. Zaman surecinde yasam suren icin ise bugun degismezdir. Yani bugune gece 12 de girer ve gece 12 de tekrar bugune girer ve boylece bugun degismez halini alir. Iste bu temelde, zaman duraganligin hareketi durdurmasi ve de duragan ile hareketin tekrar durdurulmasi arasinda gecen surectir. Sonucta bir seyin zamansal ifadesi, onun durdurulmasidir. Bu temelde zaman hem belirli bir noktadir, hem de belirli/belirsiz bir surectir. Mekanin zamana ihtiyaci yoktur, zamana ihtiyac duyan mekanda yasam suren insanoglunun mustakil var olan varligi ve mustakil var olan varliklarin birlikte yasam ve iliskileridir. Gecmis belirtilmis bir zamansal olcumun disinda ortaya konamaz ve gelecekten de belirtilmis bir zaman olcumu vermeden bahsedilemez. Ama daimi yasanan bugundur ve andir. An duragan, degisken, hareket olarak surekli suregelen bir surectir.

sana başka bir konu ile ilgili olarak ta belirtmiştim...

senin konuşulan tanımları insan algısına dayandırmanın,zaman konusun da yukarıda yazdıklarının bir anlamı olmadığının en basit karşılığı; işin içine insan algı-idrak-farkındalığını katmadan,hatta insanı yok sayarak düşündüğümüzde bile var olan sistemin nizamını sağlayan olgunun adı ne olabilir sence???
eğer kendini ölmüş varsayabilseydin,kendinin yıkandığını,kefenlenmek üzere hazırlanırken etrafındakilerin durumlarını değerlendirebilseydin,
yukarıda örneklediğim gibi bunu insan dışında da düşünebildiğinde sistemin sistematiğinin insan algısı dışında oluşturulan paradigmasının "zaman" dan başka bir şey olmadığını anlaman çok kolay olurdu...

dinsel metinlerin hemen hemen hepsi,zaman için aynen insan gibi mahluktur der ve yaratıldığını söyler,
inisiye olarak aktarılan (ezoterik) bilgilerin ilk öğretileni "zaman"dır,
hayat dediğimiz öyle kuru kuruya söylemlerden ibaret değil dostum...

Mor ve Ötesi' Alıntı:

sana başka bir konu ile ilgili olarak ta belirtmiştim...

senin konuşulan tanımları insan algısına dayandırmanın,zaman konusun da yukarıda yazdıklarının bir anlamı olmadığının en basit karşılığı; işin içine insan algı-idrak-farkındalığını katmadan,hatta insanı yok sayarak düşündüğümüzde bile var olan sistemin nizamını sağlayan olgunun adı ne olabilir sence???
eğer kendini ölmüş varsayabilseydin,kendinin yıkandığını,kefenlenmek üzere hazırlanırken etrafındakilerin durumlarını değerlendirebilseydin,
yukarıda örneklediğim gibi bunu insan dışında da düşünebildiğinde sistemin sistematiğinin insan algısı dışında oluşturulan paradigmasının "zaman" dan başka bir şey olmadığını anlaman çok kolay olurdu...

dinsel metinlerin hemen hemen hepsi,zaman için aynen insan gibi mahluktur der ve yaratıldığını söyler,
inisiye olarak aktarılan (ezoterik) bilgilerin ilk öğretileni "zaman"dır,
hayat dediğimiz öyle kuru kuruya söylemlerden ibaret değil dostum...

Genişletmek için tıkla ...

Dogal zihniyet algisi ve bu alginin getirdigi gonullu/zoraki teslim olma/alma duzen ve sistemi. Yoneten/yonlendirilen ayrimi, kisaca insanogluna yine kendinin giydirdigi, egosal, bencil, ayrimci, cikarci, guce ve otoriteye dayanan insandisi ve insanlikdisi insanoglunu ya bir mal/meta ya da bir kul yapan emir eri haline koyan, verilere, degerlere, tabulara yasamini harcarttiran bir zihniyet.

Benim bir seyi varsayabilmem icin, onu yasamama gerek yok. Cunku varsayilabilecek olan sey senin diule getirdigin anlamda gozlem veren seydir. Yani bir oluye yasayanlarin nasil dusunce ve davranis ile yanastigini ortaya koyabilmek icin, kendini olmus varsaymanin bir geregi yok. Sonucta bir kisi bir oluye nasil davraniyorsa, kendi de oldugunde yasayanlar oyle davranacaktir.

Tabi ortada bir istem ve vasiyet yoksa.

evet,
ısrar boşuna...

Güzel bir paylaşım teşekkürler