- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 1 Haz 2011
- Mesajlar
- 90
- Tepkime puanı
- 17
- Puanları
- 8
Marx maddi üretim araçlarına sahip olan sınıf, fikri üretim araçlarına da sahiptir der. Bu bağlamda; kavramlar soyutlandığı tarihsel çağın üretildiği toplumsal sınıfın ideolojik izlerini, bakış açılarını taşır. Marx’a kadar yabancılaşma kavramı, kâh ruhun maddeye dönüşümüyle kâh öznel ruhla, mutlak ruh/tin arasındaki bütünleştirilmeyle ilişkilendirilir. Feuerbach’a kadar yabancılaşmayı ortaya koymaya ve aşılmasına dair idealizm hakimdir.
Marx Feurbach’ın teorik çabasının dinsel yabancılaşmanın ufkunu aşamamasından, eleştirinin temelinin dine yöneltmesini, idealizmin kurgusundaki dünyayı maddi temele oturtmanın yeterli olamayacağını, dünyanın ve sistemin kendi işleyiş yasalarında, çelişkileriyle açıklanmayla tamamlanması gerektiğini belirtir.
Marx’ın yabancılaşmaya yaptığı özgül katkı; idealist biçimlerinden, kaba matertalist biçimden ayrırarak; iş bölümü ve özel mülkiyet gibi kavramların öncüllüğünde ,toplumun sınıflara bölünmesine vurgu yapar. Yabancılaşmış emek, yabancılaşan bilinci ve biçimlerini yaratır.
Yabancılaşma; insana aykırı ilişkilerin hüküm sürdüğü bir dünyada özellikle son mülkiyet-üretim biçimi olan kapitalizm de yaşamın her alanında genlerimize kadar ulaşan bir illet halini alıyor. Emeğin ikili karekteri -kullanım,değişim değeri- üretenin kendi emeğinin kendinden bağımsız bir hal alması yabancılaşmasının meta ayağını oluşturuyor. Meta yabancılaşmanın maddi yüzüdür, işçinin alınteriyle ürettiği ürünün kendinden bağımsızlaşması, kendine karşı bir güç olarak karşında durmasıdır, İşçi sermaye için ürettiği ölçüde kendine, topluma, emek ürününe de bir o kadar yabancılaşır.
Sermayenin emeğe olan hiyeraşik boyunduruğu yanında ezilen sınıflara zihinsel araçlar vasıtasıyla;nasıl düşünmesi gerektiği, karşılaşıldığı toplumsal bir soruna bakış açıları ve sistem içi sağ-sol politik figürler , tüketim kültürünün bir yansıması olan ‘moda’ ile kısaca ezilen halkları olan-biteni izleyen edilgen bir ‘yığına’ dönüştürme amacı taşır. Burjuva yazılı-görsel basının varoluş özü sınıflı toplum ilişkilerinin meşrulaştırılması, sistemin kendini yeniden üretmesidir.
Toplumsal bir sorunun bertaraf edilmesi; sorunu yaratan durumların kaynağına inilmesi, nesnel duruma uygun çözüm önerileri ve pratik mücadele süreçlerini beraberinde getiriyor. Marx yabancılaşmanın ortadan kaldırılabilmesini; emeğin özgürleşmesine başka bir deyişle; dünya ezilenlerinin, mülkiyetten yoksun bir halde bırakılmasına ve yabancılaşmanın yaşamın tüm yönlerinde ezilenler için gittikçe ağırlaşan bir hal almasına bağlamasına ve evrensel açıdan işçi sınıfının iktidar olmasıyla mümkün olacağını belirtiyor. İşçi sınıfının evrensel kurtuluşu, yabancılaşmış emeğin ortadan kalkması, yabancılaşmış bilinci ve biçimlerini ortadan kaldıracağını belirtir.
Marx Feurbach’ın teorik çabasının dinsel yabancılaşmanın ufkunu aşamamasından, eleştirinin temelinin dine yöneltmesini, idealizmin kurgusundaki dünyayı maddi temele oturtmanın yeterli olamayacağını, dünyanın ve sistemin kendi işleyiş yasalarında, çelişkileriyle açıklanmayla tamamlanması gerektiğini belirtir.
“Feuerbach, dinsel kendine-yabancılaşma olgusundan, dünyanın biri dinsel, biri yersel dünya olarak ikileşmesi olgusundan hareket ediyor. Yaptığı iş, dinsel dünyayı layik temeline oturtmaktan ibarettir. Oysa bu layik temelin kendi kendisinden kopması ve kendisini bağımsız bir diyar olarak hayal alemine yerleştirmesi olgusu, ancak bu layik temelin kendi kendisini bölmesi ve kendi kendisiyle çelişmesi ile açıklanabilir.’ Marx, Alman İdeolojisi
Marx’ın yabancılaşmaya yaptığı özgül katkı; idealist biçimlerinden, kaba matertalist biçimden ayrırarak; iş bölümü ve özel mülkiyet gibi kavramların öncüllüğünde ,toplumun sınıflara bölünmesine vurgu yapar. Yabancılaşmış emek, yabancılaşan bilinci ve biçimlerini yaratır.
Yabancılaşma; insana aykırı ilişkilerin hüküm sürdüğü bir dünyada özellikle son mülkiyet-üretim biçimi olan kapitalizm de yaşamın her alanında genlerimize kadar ulaşan bir illet halini alıyor. Emeğin ikili karekteri -kullanım,değişim değeri- üretenin kendi emeğinin kendinden bağımsız bir hal alması yabancılaşmasının meta ayağını oluşturuyor. Meta yabancılaşmanın maddi yüzüdür, işçinin alınteriyle ürettiği ürünün kendinden bağımsızlaşması, kendine karşı bir güç olarak karşında durmasıdır, İşçi sermaye için ürettiği ölçüde kendine, topluma, emek ürününe de bir o kadar yabancılaşır.
Sermayenin emeğe olan hiyeraşik boyunduruğu yanında ezilen sınıflara zihinsel araçlar vasıtasıyla;nasıl düşünmesi gerektiği, karşılaşıldığı toplumsal bir soruna bakış açıları ve sistem içi sağ-sol politik figürler , tüketim kültürünün bir yansıması olan ‘moda’ ile kısaca ezilen halkları olan-biteni izleyen edilgen bir ‘yığına’ dönüştürme amacı taşır. Burjuva yazılı-görsel basının varoluş özü sınıflı toplum ilişkilerinin meşrulaştırılması, sistemin kendini yeniden üretmesidir.
Toplumsal bir sorunun bertaraf edilmesi; sorunu yaratan durumların kaynağına inilmesi, nesnel duruma uygun çözüm önerileri ve pratik mücadele süreçlerini beraberinde getiriyor. Marx yabancılaşmanın ortadan kaldırılabilmesini; emeğin özgürleşmesine başka bir deyişle; dünya ezilenlerinin, mülkiyetten yoksun bir halde bırakılmasına ve yabancılaşmanın yaşamın tüm yönlerinde ezilenler için gittikçe ağırlaşan bir hal almasına bağlamasına ve evrensel açıdan işçi sınıfının iktidar olmasıyla mümkün olacağını belirtiyor. İşçi sınıfının evrensel kurtuluşu, yabancılaşmış emeğin ortadan kalkması, yabancılaşmış bilinci ve biçimlerini ortadan kaldıracağını belirtir.