- Konbuyu başlatan
- #21
- Katılım
- 6 Ocak 2011
- Mesajlar
- 118
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 85
Cevap: XVIII nci yüzyılda Fransız e
Voltaire’e göre ideal –
Filozofun buyurduğu “budanmış kâinat” ‘da, bazı ilkeler kararlı durur ve yeni bir yapının temelini teşkil eder: iyi uygarlaşmış bir toplumda yaşamak, tabii dini uygulamak ve ahlak yasasına kendini uyarlamak gerektirir.
Siyasi ideal- Voltaire hükümdarı değil keyfi yönetimi kınar; ama hükümdar davranışını aklın icaplarına uydurmalıdır. Filozofların yol gösterdiği bir prens, bizzat kendisi de bir filozof olursa, kendi rızasıyla vazgeçilmez özgürlükleri vererek halkını mutlu eder, bizzat felsefi düşünceyle olgunlaşmış tabası da seve seve onun koruyuculuğunu kabul edecek, “aydın despotizm” in yasası altında halkın mutluluğu sürecektir.
Dinsel ideal – Voltaire yerleşik dinleri kabul etmez; ama tanrısal bir ilke halinde akli inancı değil. Ona göre akıl dünyanın tek açıklaması olan bir tanrının varlığını tanıtlar: “gerekli, ebedi, üstün ve zeki olmak”. Bu mimar ve işçi tanrı, değişmez yasalarla dünyayı yönetir, evrensel düzene dikkat eder, icabında, kendini, güçsüzü koruyan, ödüllendirici ve öç alan bir tanrı gibi gösterir. Dine gelince, o halk için gereklidir; ama doğmaları, törenleri (ayinleri) uzaklaştırmalı ve kendini tanrıbilimsel bir sistem gibi değil de bir devlet kurumu gibi ortaya koymalıdır.
Ahlaki ideal – Voltaire büyük meseleler üzerine mütevazı ve dürüst düşünceleri değil de metafizik teorileri kabul etmez. Ruhun doğası, kötülüğün mevcudiyeti, insanın kaderi üzerinde tartışır ama kesinlemelerinde daima çok tedbirlidir. Beşeri özgürlükle evrensel determinizm (gerekircilik) i bağdaştırmağa özen gösterir, kötümserliğini asla kısır bir ümitsizliğe vardırmaz. Her şeyden önce yararlı eylem üzerine titrer ve pratik bir sağduyululuk öğretir. İnsan kendi mutluluğunu kurmalıdır ve mutlu olsunlar diye yakınlarına yardım etmelidir: en büyük erdem yardım severliktir, insan türünün en büyük yasası çalışmadır.
Voltaire’in felsefi eseri – Partizanlık Voltaire’i göklere çıkardı ya da karaladı. Bu gün onun fikirlerini bağnaz olmayan bir şekilde yargılamak ve değerleri içinde takdir etmek gerekir.
Voltaire’in felsefesi birçok bakımdan yetersizdir. İnkârda ateşli olan Voltaire yıktıklarının yerine daima bir şey koymamıştır. Mutlak monarşiyle mücadele etti ama Prusya’da ki kendi tecrübesiyle aydın despotizmin bir ütopya (hayal ürünü) olduğunu gördü. Hıristiyanlığa karşı savaştı ama ona karşı belirsiz, anlaşılmaz, yüceltmeyen, teselli etmeyen bir deizm ileri sürdü. Öteki dünya üzerine söylenen büyük varsayımlarla savaştı ama kaderin tedirginliğini duyan insanlar düşünceyle ondan asla kurtulamayacaklardır.
Bununla beraber Voltaire’in pratik sağduyululuğu yerini korumaktadır. Eseri bir yaşam sanatı ve bir eylem programı içermektedir. İnsanlık için derin bir aşkla, insanın geleceğinde sağlam bir inanç göstermektedir. Uygarlığın ilerlemesine ve insanların mutluluğunu samimi olarak istemiş olmasına kesin inanması ona minnettar olunmayı gerektirir.
Sunar Yazıcıoğlu
Voltaire’e göre ideal –
Filozofun buyurduğu “budanmış kâinat” ‘da, bazı ilkeler kararlı durur ve yeni bir yapının temelini teşkil eder: iyi uygarlaşmış bir toplumda yaşamak, tabii dini uygulamak ve ahlak yasasına kendini uyarlamak gerektirir.
Siyasi ideal- Voltaire hükümdarı değil keyfi yönetimi kınar; ama hükümdar davranışını aklın icaplarına uydurmalıdır. Filozofların yol gösterdiği bir prens, bizzat kendisi de bir filozof olursa, kendi rızasıyla vazgeçilmez özgürlükleri vererek halkını mutlu eder, bizzat felsefi düşünceyle olgunlaşmış tabası da seve seve onun koruyuculuğunu kabul edecek, “aydın despotizm” in yasası altında halkın mutluluğu sürecektir.
Dinsel ideal – Voltaire yerleşik dinleri kabul etmez; ama tanrısal bir ilke halinde akli inancı değil. Ona göre akıl dünyanın tek açıklaması olan bir tanrının varlığını tanıtlar: “gerekli, ebedi, üstün ve zeki olmak”. Bu mimar ve işçi tanrı, değişmez yasalarla dünyayı yönetir, evrensel düzene dikkat eder, icabında, kendini, güçsüzü koruyan, ödüllendirici ve öç alan bir tanrı gibi gösterir. Dine gelince, o halk için gereklidir; ama doğmaları, törenleri (ayinleri) uzaklaştırmalı ve kendini tanrıbilimsel bir sistem gibi değil de bir devlet kurumu gibi ortaya koymalıdır.
Ahlaki ideal – Voltaire büyük meseleler üzerine mütevazı ve dürüst düşünceleri değil de metafizik teorileri kabul etmez. Ruhun doğası, kötülüğün mevcudiyeti, insanın kaderi üzerinde tartışır ama kesinlemelerinde daima çok tedbirlidir. Beşeri özgürlükle evrensel determinizm (gerekircilik) i bağdaştırmağa özen gösterir, kötümserliğini asla kısır bir ümitsizliğe vardırmaz. Her şeyden önce yararlı eylem üzerine titrer ve pratik bir sağduyululuk öğretir. İnsan kendi mutluluğunu kurmalıdır ve mutlu olsunlar diye yakınlarına yardım etmelidir: en büyük erdem yardım severliktir, insan türünün en büyük yasası çalışmadır.
Voltaire’in felsefi eseri – Partizanlık Voltaire’i göklere çıkardı ya da karaladı. Bu gün onun fikirlerini bağnaz olmayan bir şekilde yargılamak ve değerleri içinde takdir etmek gerekir.
Voltaire’in felsefesi birçok bakımdan yetersizdir. İnkârda ateşli olan Voltaire yıktıklarının yerine daima bir şey koymamıştır. Mutlak monarşiyle mücadele etti ama Prusya’da ki kendi tecrübesiyle aydın despotizmin bir ütopya (hayal ürünü) olduğunu gördü. Hıristiyanlığa karşı savaştı ama ona karşı belirsiz, anlaşılmaz, yüceltmeyen, teselli etmeyen bir deizm ileri sürdü. Öteki dünya üzerine söylenen büyük varsayımlarla savaştı ama kaderin tedirginliğini duyan insanlar düşünceyle ondan asla kurtulamayacaklardır.
Bununla beraber Voltaire’in pratik sağduyululuğu yerini korumaktadır. Eseri bir yaşam sanatı ve bir eylem programı içermektedir. İnsanlık için derin bir aşkla, insanın geleceğinde sağlam bir inanç göstermektedir. Uygarlığın ilerlemesine ve insanların mutluluğunu samimi olarak istemiş olmasına kesin inanması ona minnettar olunmayı gerektirir.
Sunar Yazıcıoğlu