varoluş gizemine yanıt

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde bahira8080 tarafından oluşturulan varoluş gizemine yanıt başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,657 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı varoluş gizemine yanıt
Konbuyu başlatan bahira8080
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

bahira8080

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Şub 2012
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Varoluş gizemine yanıt? Soruyla başlamak gerekir, derinde yatan ipuçlarını deşifre etmek için. Adem’in (a.s) kitapta yazıldığı gibi balçıktan varoluşuna mı, materyalist düşüncenin kurucusu Karl Marks’ın öğretisi olan atom parçacıklarının rastgele çarpışması kuramına mı ya da Darvin’in evrim teorisine mi inanmalı? Belki de aşikar olan, fakat yaradılış teorisini basite indirgemesi yada kaos yaratabileceği korkusuyla insanlardan saklı tutulan, başkalarının vakıf olduğu, biz aptalların göremediği başka varsayımları mı düşünmeli?

Materyalist Görüş;(Allah’ın sonsuzluk kavramının içinde yer alması ve malumunuz sahip olduğumuz düşünce sisteminin kimyası gereği her başlangıcın bir sonu her sonun bir başlangıcı olması temel alındığından hiçbir varlığın bu yapının dışında kalamayacağı düşüncesi dinin varoluşunu farklı yorumlamaya sebep olmuştur.) İnsanoğlu ezelden beri ya da düşünme becerisinin geliştiği çağlardan günümüze hayatına anlam verebilme çabasıyla, belki de bu görüşün aksine kendi varlığının anlamsızlığı ve ölüm korkusunun kendisini hiçliğe sürükleyeceği korkusu ve korkularını bastırma içgüdüsüyle içinden çıkamayacağı bir mücadeleye sürüklenmiştir. Bu mücadele insanoğlunun zaferiyle yani ölümsüzlüğü beraberinde getiren bir ölüm ve bunu tasarlayan bir tasarımcı, tasarlayanın öğretileri ve bu öğretileri Adem oğluna kabul ettirecek seçilmiş kabul gören bir aydının rehberliğiyle, sonuçlandı.

Darvin her ne kadar din karşıtlığı düşünce ve duygularla hareket etmemiş olsa da teorisi bu duruma zemin hazırlamış fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Allah’ın varlığını inkâr etmek önyargıdır. Niyet fikri, fikir de zikri şekillendirir. Dini öğretileriyle, kazanımlarıyla, içte ve dışta yansıttığı ahenkle, vicdan da yarattığı dengeyle duygularda vuku bulduğu saflıkla ele almalı. Varoluşun cevabı şu soru da saklı. Tanrı dört kitabının birçok ayetinde neden ben yerine biz demeyi tercih etmekte?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Ara form'dan ne algiliyorsunuz. Mesela dinazorlar kuslar ve surungenlerin bir ara formu degil mi? Ya da sudan karaya cikmis bir balik, surungen olmadan once evrimsel yasam suruyor, bu ara form degil mi?

Ayrica konu Allah'in varligini "inkar/kasbulden" ziyade Allah'in kim ne oldugu ve bunun hangi temele dayandigi sorusudur.

Ayrica neden tanri'yi sadece 4 din ile kisitliyorsunuz?, Dunya genelinde ve tarihsel olarak baska tanrilar yok muydu?
 
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Darvin her ne kadar din karşıtlığı düşünce ve duygularla hareket etmemiş olsa da teorisi bu duruma zemin hazırlamış fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Ben biyolog değilim ama bu konuda uzman olan bir çok akademisyen arkadaşım var(yerli ve yabancı akademisyenler)
Bilimsel çevre bunlar değil de kimdir?
Hiçbiri kuşku ile bakmıyorlar
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Varoluş gizemine yanıt? Soruyla başlamak gerekir, derinde yatan ipuçlarını deşifre etmek için. Adem’in (a.s) kitapta yazıldığı gibi balçıktan varoluşuna mı, materyalist düşüncenin kurucusu Karl Marks’ın öğretisi olan atom parçacıklarının rastgele çarpışması kuramına mı ya da Darvin’in evrim teorisine mi inanmalı? Belki de aşikar olan, fakat yaradılış teorisini basite indirgemesi yada kaos yaratabileceği korkusuyla insanlardan saklı tutulan, başkalarının vakıf olduğu, biz aptalların göremediği başka varsayımları mı düşünmeli?

Materyalist Görüş;(Allah’ın sonsuzluk kavramının içinde yer alması ve malumunuz sahip olduğumuz düşünce sisteminin kimyası gereği her başlangıcın bir sonu her sonun bir başlangıcı olması temel alındığından hiçbir varlığın bu yapının dışında kalamayacağı düşüncesi dinin varoluşunu farklı yorumlamaya sebep olmuştur.) İnsanoğlu ezelden beri ya da düşünme becerisinin geliştiği çağlardan günümüze hayatına anlam verebilme çabasıyla, belki de bu görüşün aksine kendi varlığının anlamsızlığı ve ölüm korkusunun kendisini hiçliğe sürükleyeceği korkusu ve korkularını bastırma içgüdüsüyle içinden çıkamayacağı bir mücadeleye sürüklenmiştir. Bu mücadele insanoğlunun zaferiyle yani ölümsüzlüğü beraberinde getiren bir ölüm ve bunu tasarlayan bir tasarımcı, tasarlayanın öğretileri ve bu öğretileri Adem oğluna kabul ettirecek seçilmiş kabul gören bir aydının rehberliğiyle, sonuçlandı.

Darvin her ne kadar din karşıtlığı düşünce ve duygularla hareket etmemiş olsa da teorisi bu duruma zemin hazırlamış fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Allah’ın varlığını inkâr etmek önyargıdır. Niyet fikri, fikir de zikri şekillendirir. Dini öğretileriyle, kazanımlarıyla, içte ve dışta yansıttığı ahenkle, vicdan da yarattığı dengeyle duygularda vuku bulduğu saflıkla ele almalı. Varoluşun cevabı şu soru da saklı. Tanrı dört kitabının birçok ayetinde neden ben yerine biz demeyi tercih etmekte?

yazdığın yazıya bir çok kişi sahip olduğunu zannettiği "kısır" fikirlerin ışığında dilediğince cevap verip ortada ispatı olmayan bazı şeyleri ispatlama peşinde olacak,
bazıları ise yine anlaşılmaz kelimeleri "bir çoğu şahsi uydurma ile oluşturulmuş...) bir araya getireceği cümleler ile bir şeyler söylüyormuş gibi yapacak ama hiç bir şey söylemeyecek...

beni ilgilendiren ise son cümlen ve cümlende belirttiğin "biz" ibaresi...
islam literatüründe "biz" aynen "allah" lafzı gibi üzerinde kaç güreşilen bir kelimedir,çünkü bu kelime sadece islam bakışı ve kuran anlatımı ile açıklanmaya çalışıldığında ortaya net ve ikna edici kabul edilebilir bir anlatım-açıklama konulamamıştır,
kuran içerisinde "hurufu mukatta" denilen harfler de bu kapsamdadır...

senin dediğin 4 kitabın dışında olan ve satanizme kaynak olan metinlerin bir kısmında yukarıdaki kelimeleri açıklamaya,en azından doğru anlamaya yarayacak anlatımlar vardır,
ama bu anlatımlar,bu gün bizim (dinli-dinsiz/inançlı-inançsız hepimizin) ayaklarımızın altındaki zemini kaydırma,sahip olduklarımızı kökten yıkma tehlikesi taşıdığı için genelden saklanmaktadır...

dikkat ederseniz; veya ilgilendi iseniz,sağ kol dinsel metinlerde "şeytan" kötülüğü temsil eder ve bu metinler bunun dışında bir araştırmaya izin vermez,
keza sol kol metinlerde benzer kötüleme vardır,ama biraz farkla; o metinlerde kötülemenin nedeni de anlatılır:

mesela; bu anlatımlardan birisi bana "biz" ifadesinin ardında olanı anlamama yardımcı olmuştu...

" (biz);sizi yaratmaya çalışırken,alemlerin rabbi ile aramızda nefs konusunda ayrılık çıktı,bunun üzerine ben yukarıya huzura çıktım,döndüğümde siz yaratılmıştınız" (şeytanın kitabı ayetleri...)
yukarıya alıntıladığım anlatımın bulunduğu kitap;insan oğlunun ihtiyaç gereği "BİZ DENİLENLER TARAFINDAN" "laboratuvar ortamında yaratılmasını" ve bu sırada yaşananları,bunların sonuçlarını anlatmaktadır,
bu anlatılanları kuran anlatımları ile yan yana koyduğumuzda ve ortak noktaları aldığımızda ortaya çok ilginç bir metin çıkmaktadır,
işte bu anlatımları ortaya sürüp "acaba" denilecek hale getirmek;

1-sağ kol dinsel metinlerdeki yaratılış anlatımlarını,
2-marksist yaklaşımı,
3-darwinizmi çöpe atmak demektir...

yıllardır,kumran yazıtları denen bilgilerin açık edilmemesi,urfa göbeklitepe de çıkanların saklanması vs insanı rahatsız etmelidir demem gerekir ama,
bu yazdıklarım bile kafa karıştırmaya yeter...

bir örnek daha vereceğim,
isteyen araştırabilir;
kuranda;"biz ne zaman bir peygamber göndersek mümkün değil ki şeytan ona musallat olmasın" der ve kuranda surelerin bazılarının başında huruf-u mukatta vardır,
yukarıda bahsettiğimiz kitapta da benzer bir ifade vardır,
"biz, sizi kul olmanız için aracı olarak gönderilenleri her zaman engelleyeceğiz,sizin kul olmanızı değil gerçeği bilmenizi istiyoruz..."

yani; daha önce "allah" lafzı için yazarken söylediğim gibi; allah= HU dairesi içerisinde alemlerin rabbi-şeytan simetrisini barındırandır,
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Varoluş gizemine yanıt? Soruyla başlamak gerekir, derinde yatan ipuçlarını deşifre etmek için. Adem’in (a.s) kitapta yazıldığı gibi balçıktan varoluşuna mı, materyalist düşüncenin kurucusu Karl Marks’ın öğretisi olan atom parçacıklarının rastgele çarpışması kuramına mı ya da Darvin’in evrim teorisine mi inanmalı? Belki de aşikar olan, fakat yaradılış teorisini basite indirgemesi yada kaos yaratabileceği korkusuyla insanlardan saklı tutulan, başkalarının vakıf olduğu, biz aptalların göremediği başka varsayımları mı düşünmeli?

Materyalist Görüş;(Allah’ın sonsuzluk kavramının içinde yer alması ve malumunuz sahip olduğumuz düşünce sisteminin kimyası gereği her başlangıcın bir sonu her sonun bir başlangıcı olması temel alındığından hiçbir varlığın bu yapının dışında kalamayacağı düşüncesi dinin varoluşunu farklı yorumlamaya sebep olmuştur.) İnsanoğlu ezelden beri ya da düşünme becerisinin geliştiği çağlardan günümüze hayatına anlam verebilme çabasıyla, belki de bu görüşün aksine kendi varlığının anlamsızlığı ve ölüm korkusunun kendisini hiçliğe sürükleyeceği korkusu ve korkularını bastırma içgüdüsüyle içinden çıkamayacağı bir mücadeleye sürüklenmiştir. Bu mücadele insanoğlunun zaferiyle yani ölümsüzlüğü beraberinde getiren bir ölüm ve bunu tasarlayan bir tasarımcı, tasarlayanın öğretileri ve bu öğretileri Adem oğluna kabul ettirecek seçilmiş kabul gören bir aydının rehberliğiyle, sonuçlandı.

Darvin her ne kadar din karşıtlığı düşünce ve duygularla hareket etmemiş olsa da teorisi bu duruma zemin hazırlamış fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Allah’ın varlığını inkâr etmek önyargıdır. Niyet fikri, fikir de zikri şekillendirir. Dini öğretileriyle, kazanımlarıyla, içte ve dışta yansıttığı ahenkle, vicdan da yarattığı dengeyle duygularda vuku bulduğu saflıkla ele almalı. Varoluşun cevabı şu soru da saklı. Tanrı dört kitabının birçok ayetinde neden ben yerine biz demeyi tercih etmekte?
sayın Bahira,
elbette her insan gibi belirli temeller üzerinden hareket etmektesiniz. ancak farklı olarak bu temelleri alternatifleri olmadan sabit bir açıyla ele alırsanız temel aldığınız değerlere ait sonuçlardan başkasına ulaşamazsınız. elbette ki böylesi ussal deney sağlıklı olmayacaktır.

"başlangıcı olan her şeyin birde sonu vardır" tezini dayanak edinen görüşten biri teist bakış açısıdır. kıyamet dayanağı olarak evrenin bir zamanda yaratıldığını ve sonunda yokolacağına dayanak alınıyordu. ancak benzer şekilde Allah'ın ruhları, cenneti ve cehennemi de belirli bir zamanda yarattığının anlatılmasına rağmen bunların yokolacağı yerine bunlarla ilgili ebedi bir yaşam sunulmaktadır. eğer başlangıcı olan her şeyin birde sonu olacaksa o zaman cennette bir zaman yaratıldığından dolayı bir zaman yok olmayacaktır. tabi ruhlarda ölümlü olmalıdır. ama aynı bakış açısı ruhların ve cennetin sonsuzluğundan ve burada ebedi bir yaşamdan da söz eder.

ayrıca araform konusunda artık bir uzlaşmaya karar verilmek zorundadır. Harun Yahya anlayışıyla araformu bir çeşit yarı balık yarı kurbağa gibi bir anlayış evrimi anlayamamak olur. zira bulacağınız her araform ile sonraki canlı arasında da bir araform gerekecektir. zira evrim milyarlarca yılda küçük küçük değişimlerle oluşmaktadır. örneğin virüsler cansızlarla canlılar arasında bir araform kabul edilebilir. balıkların kalpleri iki odacıklıdır. sürüngenlerin ise üç odacıklıdır. kuşlar ve memelilerin ki ise dört odacıklıdır. ancak bir sürüngen olan timsahın kalbi bir perde ile dört odacıklı olacak şekilde evrimleşmiştir. böylece timsah sürüngenlerle memeliler arasında bir araform kabul edilebilir. yoksa vücudunun yarısı balık yarısı kurbağa şeklinde bir araform aramak evrimi anlayamak olur.

Tanrı anlayışının nasıl ele alınması gerektiği konusunda sana katılıyorum ancak Allah'ın varlığını inkar etmek değil kabul etmek bir önyargıdır. kötü anlamda kullanmıyorum bu kelimeyi. zira varlığı kanıtlanamayan bir şeyi var kabul etmek önyargıdır. sadece dini termilojide buna İNANÇ adını veriyoruz.

kutsal metinlerde yaratanın kendinden BİZ şeklinde bahsetmesi ise ayrı ve uzun bir konudur. ayrıca ele almayı çok isterim.

muhabbetle
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
evrenin yaşı; 13-14 milyar yıl diyorlar..

dünyanın yaşı; 4.500 Milyar yıl ..

Canlıların gözlemlenmesi; 2,5 milyar yıl..

İnsanın yaşı 150-200 Bin yıl diyorlar..

şimdide yaklaşık 1000 yıl içinde dünya insanın yaşaması için gerekli koşulları kaybedecek diyorlar..

Kepler teleskobuna göre milyonlarca ışık yılı mesafelerde bile yaşayabileceğimiz bir yer yok evrende..

evrime soruyorum? ee biz sonuna mı denk geldik yani?

bu rakamlara göre (doğrularsa eğer,bana göre gariplik var) adaletin bu mu evren demek istiyorum:)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
evrenin yaşı; 13-14 milyar yıl diyorlar..

dünyanın yaşı; 4.500 Milyar yıl ..

Canlıların gözlemlenmesi; 2,5 milyar yıl..

İnsanın yaşı 150-200 Bin yıl diyorlar..

şimdide yaklaşık 1000 yıl içinde dünya insanın yaşaması için gerekli koşulları kaybedecek diyorlar..

Kepler teleskobuna göre milyonlarca ışık yılı mesafelerde bile yaşayabileceğimiz bir yer yok evrende..

evrime soruyorum? ee biz sonuna mı denk geldik yani?

bu rakamlara göre (doğrularsa eğer,bana göre gariplik var) adaletin bu mu evren demek istiyorum:)

hayatı anlayan her insan mutsuzluğa mahkumdur diyor Nietzsche..benim koşullarım dışındakilerin benim için ANLAMI ne diyor Camus..

anlam yüklemek zorunda değiliz demeyin (gıcık oluyorum) yüklemiyorsan buradada (sitede) olmaman gerekirdi..çelişme kendinle kandırma kendini ve bizi..

burda herşey garip ya..

bilinç korkunç bir lanettir..düşünürsün,hissedersin acı çekersin diyordu birileride..

evrim miş bing bang mişş.. evrenin başlangıcı çözülemez..hayatın başlangıcıda..

Öyleyse...

bana bir dayanak verin dünyayı yerinden oynatayım..arşimet..

dayanaklarınız evrim ve bing bang ise..geçiniz:) (yarı espridir he, yanlış anlaşılmasın))
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
donkişot @ ...adaletin bu mu evren...

:) hay sen çok yaşa ne güldüm

hayata/evrensel gelişmeler ışığında açığa çıkmış/açıklanmış olANlar la...varsayımlar..hikaye... mit.. vb.:her ne varsa.... değerlendirmem şöyle (anlam yüklemiyor-budur! demiyorum- düşüncemi paylaşıyorum biline :) )
---
öz /kaynak ve onun uzay/zamanı ..halden hale reaksiyonu (değişim-dönüşümü vs)
formatın alt yüzü güdüsel etki-tepki ara yüzü; düşün/düşüncenin ve akıl yürütmenin alanı.. görünen ise kararlılık! gibi duruyor : ))
duruyor değil tabi durağanlık yok gerçekde ve ''ben'lik'' de yok - her hal'de- diyorum

Adem! zürriyetiyle beraber ve fakat BİLİNC' i de madde vücut formu da TEK'de... görev-sırada
her- yaşam formu, aktarımla ..gelişimde.. üreme de ,Haya tini bu şekil yaşamakla sürdürmekte

ahir/et...sonraki/ zamanı 'BEN'liğine kapılma-kul olma'

Cennet veya cehennemini kur lâkin uzaklarda-uzağında arama!... ekende sensin biçecek olanda (zihniyet meselesi yani)
TEK GERÇEK BİZ'İZ...Anlayışı yükseltmeli ki anlam olsun yarına-anlamı olsun yarınların, gelip tekrar bulacağımız!

ancak -tabii ki- diyebilirsin, acı benim acımsa bir/diğeri duymuyorsa.. ben anlamam yüksek anlayış ve saire ki bunda da haklısın : ))



arsa üstünde- hak sahibiyiz ve çok katlı her katında daireler fln bir bina düşünelim...

bu çok katlı binanın katları arasında merdiven de mevcutken yani deneme -yanılma dizine-ayağına kuvvet tırmanmak t a, mümkünken katlar arası
asansörü de mevcut bilinç de asansörde mukim..Her akli selim sakin! bu asansörü, bakımına-talimata dikkat ederek kullanabiliyor ve bu asansör akl'eden her yolcusunu yükseklik korkusu veya alt kat kompleksi ...fofisi! vs yoksa (ki bu anlamda ruhsal ölçer de psikiyatr gibi ) talebini karşılıyor ve en önemlisi bina sakinleri!! vicdan sahibi yangın merdivenini de düşünmüş- koymuşlar binaya...bu şekil BİR İNŞAA yani.


örneği geçtik ki tekrar gelelim sadede...şimdi bu bize alanımızı dar eden tepemize çıkan-anlayış sızımız!! ne olacak-ne yapacağız -diyorsun-
olacağı şu
tepetaklak olacak! benlik senlik de yokken hani!! : ))
---
selamlar-iyi forumlar
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
"Varoluşun Gizemi" gibi bir konuyu ele alacaksiniz ki sizin, benim, butun canlilarin ve cansizlarin, butun evrenin varolusunu icine alan bir konu, yani bundan otesi yok, bir insanin dusun anlaminda gidebilecegi en ileri nokta; bunu ele aliyorum diye burada konu acacaksiniz, ikinci lafiniz "ara fosil yok, o yuzden evrimi eliyoruz" olacak.

Size basarisiz standup girisiminiz icin tesekkur etmekten baska birsey gelmiyor aklima.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Varoluş gizemine yanıt? Soruyla başlamak gerekir, derinde yatan ipuçlarını deşifre etmek için. Adem’in (a.s) kitapta yazıldığı gibi balçıktan varoluşuna mı, materyalist düşüncenin kurucusu Karl Marks’ın öğretisi olan atom parçacıklarının rastgele çarpışması kuramına mı ya da Darvin’in evrim teorisine mi inanmalı? Belki de aşikar olan, fakat yaradılış teorisini basite indirgemesi yada kaos yaratabileceği korkusuyla insanlardan saklı tutulan, başkalarının vakıf olduğu, biz aptalların göremediği başka varsayımları mı düşünmeli?

Materyalist Görüş;(Allah’ın sonsuzluk kavramının içinde yer alması ve malumunuz sahip olduğumuz düşünce sisteminin kimyası gereği her başlangıcın bir sonu her sonun bir başlangıcı olması temel alındığından hiçbir varlığın bu yapının dışında kalamayacağı düşüncesi dinin varoluşunu farklı yorumlamaya sebep olmuştur.) İnsanoğlu ezelden beri ya da düşünme becerisinin geliştiği çağlardan günümüze hayatına anlam verebilme çabasıyla, belki de bu görüşün aksine kendi varlığının anlamsızlığı ve ölüm korkusunun kendisini hiçliğe sürükleyeceği korkusu ve korkularını bastırma içgüdüsüyle içinden çıkamayacağı bir mücadeleye sürüklenmiştir. Bu mücadele insanoğlunun zaferiyle yani ölümsüzlüğü beraberinde getiren bir ölüm ve bunu tasarlayan bir tasarımcı, tasarlayanın öğretileri ve bu öğretileri Adem oğluna kabul ettirecek seçilmiş kabul gören bir aydının rehberliğiyle, sonuçlandı.

Darvin her ne kadar din karşıtlığı düşünce ve duygularla hareket etmemiş olsa da teorisi bu duruma zemin hazırlamış fakat şu ana kadar ara dönem canlı fosili bulunamadığından bu teoriye sahip çıkmak bilimsel çevre tarafından da kuşkuyla bakılmaktadır. Bu nedenle üzerinde durmak manasız.

Allah’ın varlığını inkâr etmek önyargıdır. Niyet fikri, fikir de zikri şekillendirir. Dini öğretileriyle, kazanımlarıyla, içte ve dışta yansıttığı ahenkle, vicdan da yarattığı dengeyle duygularda vuku bulduğu saflıkla ele almalı. Varoluşun cevabı şu soru da saklı. Tanrı dört kitabının birçok ayetinde neden ben yerine biz demeyi tercih etmekte?
varoluşun gizemi filan gibi büyük sözler etmeden önce, ''materyalist düşüncenin kurucusu karl marx'' ın ''atom parçacıklarının rastgele çarpışması kuramı''...vb. gibi neresini nasıl düzelteceğimizi bilemeyeceğimiz kadar, ağır hatalar yapmamaya dikkat etseniz nasıl olur acaba...
 

Goethe

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Allah’ın varlığını inkâr etmek önyargıdır. Niyet fikri, fikir de zikri şekillendirir. Dini öğretileriyle, kazanımlarıyla, içte ve dışta yansıttığı ahenkle, vicdan da yarattığı dengeyle duygularda vuku bulduğu saflıkla ele almalı. Varoluşun cevabı şu soru da saklı. Tanrı dört kitabının birçok ayetinde neden ben yerine biz demeyi tercih etmekte?

Öncelikle, önyargı olan Allah'ın varlığını inkar etmek değil, Allah'ın varlığını kabullenmektir. Bu kimine göre doğru bir önyargıdır kimine göre yanlış ancak günümüz müslümanlarını ele alırsak, Allah'ın varlığına inanmak bir önyargıdır. Çünkü çoğu neye inandığını bilmeden inanıyor, kuranı okumuş olanları bile çok az bulabiliyoruz ve bu önyargı küçük yaşlardan itibaren sosyal çevrenin etkisiyle başlıyor. Ön yargı olan bu değil mi sence?
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Teşekkür ederiz konu paylaşımınız için.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst