Tutulan Bir Ürünün Piyasan Geri Çekilmesi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Tutulan Bir Ürünün Piyasan Geri Çekilmesi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 959 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Tutulan Bir Ürünün Piyasan Geri Çekilmesi
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Son dönemlerde çok sık karşılaştığım bir durum var: Kaliteli ve tutulan bir ürünün aniden piyasadan çekilmesi.

Kozmetikten tutun da araba, ilaç, gıda gibi her sektörde aynı sorunla karşılaşmaya başladık. Örneğin Coca-Cola'nın çok kişi tarafından tercih edilen ürünü Zero'yu kaldırması ya da Palmolive, Nivea, Loreal gibi markaların en tutulan ürünleri üretmemeye başlaması gibi daha birçok örnek verilebilir.

İyi de bir marka neden başarı elde ettiği ve müşterinin memnun olduğu ürünleri o kadar yüksek satış grafiklerine rağmen piyasadan çekmeye karar verir ki? Bazı yorumlara göre çok tutulan bir ürün diğer ürünlerin satışını düşürdüğü için üretmeme kararı alıyorlarmış, böyle bir şey gerçekten mümkün olabilir mi?

İnsanların en memnun olduğu ürünleri geri çekmek yerine tercih edilmeyenlerin üretiminin durdurulması gerekmez mi? Bu nasıl bir mantıksızlıktır hiç aklım almıyor.

"Kanserin tedavisi bulundu ama ilaç firmaları yüzünden açıklanmıyor." söylemleri de doğru olabilir bu durumda çünkü ortada bir tuhaflık var.
 
Son düzenleme:

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Tahminimce,

Çok rağbet gören ve piyasadan kaldırılan ürün, markanın reklamı yerine geçiyor ve müşteriyi markaya alıştırıyor. Örneğin, Coca-cola zero'ya alışkın olan kişi en yakın tadı yine başka bir coca cola ürününde buluyor ve bu sefer -tam tatmim olmasa da- diğer coca cola ürününü almaya başlıyor.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Tahminimce,

Çok rağbet gören ve piyasadan kaldırılan ürün, markanın reklamı yerine geçiyor ve müşteriyi markaya alıştırıyor. Örneğin, Coca-cola zero'ya alışkın olan kişi en yakın tadı yine başka bir coca cola ürününde buluyor ve bu sefer -tam tatmim olmasa da- diğer coca cola ürününü almaya başlıyor.

Zero için Coca-Cola'nın açıklaması şu şekilde olmuştu: "Normal kolanın sağlıksız olarak algılanmasına sebep olduğu için tekrar kırmızı renkte etiketle ve şekersiz ibaresi ile piyasaya süreceğiz." Bu açıklamayı kabul etmeyen kullanıcılar ise tadının aynı olmadığını iddia ediyorlar.

Kozmetik markaları da sonuç veren ve müşterinin memnun olduğu ürünleri ani bir kararla üretmemeye başlayabiliyorlar. Reklam amaçlı yaptıklarını düşünmüyorum sanki işe yarıyor olmasından rahatsız gibiler çünkü o zaman estetiğe harcanan para miktarı düşecek. Nasıl ilaç firmalarının arkasında aynı isimler varsa piyasada boy gösteren ve bize farklı marka gibi sunulan ürünlerin de arkasında da aynı kişiler olabilir. Örneğin geçenlerde dermokozmetik markalarından birisi yine çok beğenilen ve sonuç alınan ürünü piyasadan çekti. Bu ürüne alternatif sundukları ürünün fiyatı ise 5 katı daha pahalı yani önce insanlara beklentilerini ucuz bir marka üzerinden sağlıyorlar sonra da bu kaliteyi bu fiyata değil ancak şu fiyata alabilirsin diye başka bir markaya yönlendirmeye çalışıyorlar. İyi de bu iki firmanın bağlantısı nedir? Görünürde aralarında bağ yok gibi ancak bu paslaşmayı başka türlü açıklamak için de çok saf olmak gerekiyor.

Sonuç olarak birçok açıdan piyasada istedikleri gibi oynama yapabiliyorlar ve tüketiciyi bir şeylere mecbur bırakıp, hedeflerine ulaşıyorlar. İhtiyacınız olmayan ürünlere-hizmete bile sahip olmanız gerektiğine farkında olmadan ikna ediliyorsunuz.


Kanserin çaresini bulan doktor öldürüldü.
Araştırmacı DR. Bradstreet’in kliniğine baskın yapılıp araştırmalarına el konulduktan sonra, bir nehirde ölü olarak bulundu.

Kaynak:


İlaç Sanayi mi Ölüm Sanayi mi?
Jeff-Bradstreet-300x169.jpg


Üstünde durulmak istenen konu sağlık endüstrisinin ve ilaç sektörünün oyunları. Kanser, AIDS, Otizm gibi hastalıkların laboratuvar ortamında üretildiğine, bilinçli olarak insanlara yayıldığına dair deliler sunan güçlü araştırmacılar var/vardı. Örneğin; Dr. Jeff Bradstreet adını hiç duydunuz mu ya da bir yerlerde okudunuz mu?

Dr. Bradstreet Güney Florida Üniversitesi Fen Bilimleri ve Tıp Fakültesi mezunu. Uzay tıbbı yüksek lisansını yapmış. Sonrasında otizm vakfı başkanlığı yapıyor ve hayatını otizmi araştırarak ve çözüm arayarak sürdürüyor. Çalışmalarında, otizmli çocukların kanında Nagalase adında bir enzime rastlıyor. ( Bu enzim bağışılık sistemimizi yani GcMAF enzimini baskılayan, HIV, Hepatit B, Hepatit C, Herpes ve kanserli hücreler tarafından salgılanan bir enzim. Normal şartlarda GcMAF deformasyona uğramış hastalıklı hücreleri bulup imha ederken, vücuda Nagalase enzimi girdiğinde işlevini sürdüremiyor. Böylece hasta oluyoruz.)

Dr. Bradstreet aynı zamanda Nagalase enziminin vücut tarafından doğal olarak üretilmediğini tespit ediyor. Bu soruda aklına, o halde bu enzim kanımıza nasıl karışıyor? sorusunu getiriyor ve yanıtın aşılar olduğunu anlıyor. Zaten yaptığı bu keşif nedeniyle öldürülüyor. Her ne kadar ölümü intihar olarak tanımlansa da toplum vicdanında bu hikâye kabul görmüyor. Arama motorunuzdan Florida’da öldürülen doktorlar yazarsanız Dr. Bradstreet’in ölümünün son doktor ölümü olmadığını da görebilirsiniz.

Kendi aramızda konuşurken dünyada bu kadar çok kanser vakası olduğu halde ve tıp her geçen gün ilerlediği halde neden kesin tedavinin hala bulunamamasına şaşırıyor olabiliriz. Bunun nedeni özellikle üretilip, insanlığı yok ederek para kazanma amacından kaynaklanıyor olamaz mı?

Aşağıdaki istatistik bilgilerini incelerseniz, durumu çok daha net görebilirsiniz:

2012 yılında dünya çapındaki kanser istatistiklerine göre, dünyadaki yeni kanser vakalarının sayısı 14,1 milyon (vakaların 7,4 milyonu erkek, 6,7 milyonu ise kadın). Bu rakamın 2035 yılında 24 milyona çıkması bekleniyor. Kanserden ölümler ise 8,2 milyonu bulmuş. (Cancer Research UK, World Cancer Research Fund International ). Sağlık bakanlığından elde edilen verilere göre, Türkiye’nin kanser haritası ise; Türkiye’de yılda yaklaşık 174.000 kişiye kanser teşhisi konuluyor. Vakaların 103.000’i erkek, 71.000’i kadın.

Kaynak:
 
Son düzenleme:

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
Çok fazlaca okuyoruz ilaç sanayinde dönen oyunları hatta tüm sektörlerde batının yaptığı manipülasyonları...
Hastalıkları yayanlar, sonra onun çaresini bulup ilacı satanlar, aracı satıp benzin almaya mecbur bırakmak gibi. hep aynı mantık..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Çok fazlaca okuyoruz ilaç sanayinde dönen oyunları hatta tüm sektörlerde batının yaptığı manipülasyonları...
Hastalıkları yayanlar, sonra onun çaresini bulup ilacı satanlar, aracı satıp benzin almaya mecbur bırakmak gibi. hep aynı mantık..

Sistemin içine farkında olmadan hepimiz çekiliyoruz, sektörler farklı bile olsa tuzaklar hep aynı.

Sağlık ise telafisi en zor olanı fakat yine de paranoyakça yaşamak da doğru değil, sadece olabildiğince çok bilinçlenmek gerekiyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst