Hukuksal bir sorun değil bu..Pozitif, evrensel hukuk elbette yasalar gereğince, hukuk insanları eliyle hayata geçirilecek..İnsanların adalet(sizlik) algısı, hayata eşit şartlarda, eşit fırsatlarla, (sosyal, ekonomik, fiziksel...)başlayamamanın getirdiği sıkıntılarla kendini gösterir.Hatta bunun hukuki yansımaları da olabilir..Kazanacağını bildiği bir davada avukat tutacak parası yoksa, devletin dağıttığı adaletten payını alamıyorsa, buradaki ezilmişlik da diğerlerine eklemlenir.Dolayısıyla kendini bunalmış, yalnız bırakılmış hisseden (algılayan) insan, psikolojik telafi mekanizmalarını devreye sokar ve görece rahatlar.."etme-bulma dünyası", "kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz"...Buna ben de inanırım,inanmak istediğim için inanırım..Gözlemlerimi, bu inancı doğrulama yönünde realize ederim..Böylece umudumu canlı tutar, kin ve nefrete, mağduriyet edebiyatına, kurban rolü oynamaya enerjimi harcamam.Kayıplarımın hayatın başka yönlerinden telafisi olduğunu düşünürüm.."şerden hayır doğar" vs..Böyle algılamayan birey de, temellendirmesini başka türlü yapar...Gelelim sevgili numenal yetiye, ve dahi bilimselliğe...İahi adalete inancım beni kendimle, toplumla daha barışık ve sabırlı kılıyorsa, bir çeşit uyuşturup sakinleştiriyorsa -bile- onu "istiyorum"..İnancımı değil ama sükunetimi ve dinginliğimi gözlemleyip , buradan somut bir veri elde edebilirsiniz...
