Soyut bir sanat eseri insana ne katabilir ki?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde layosia tarafından oluşturulan Soyut bir sanat eseri insana ne katabilir ki? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,756 kez görüntülenmiş, 48 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Soyut bir sanat eseri insana ne katabilir ki?
Konbuyu başlatan layosia
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
""""Bir yazar der ki; sahilde idi sevgililer..
Bir yazar der ki;Mavi ile kahverenginin birleştiği yerde atıyordu bütünleşmiş iki kalp..

Kimisi doğrudan söyler kimisi, dolaylı ve süslü.. ki bildiğin gibi bu akımlar halinde ayrılmıştır..

Soyut çalışmalar derin olduğu için anlaşılması güç olan olmuştur hep..""""



ben tekrar aynı soruyu sorabilirim,,, somut sanat var mıdır?
demin bir albüm oluşturdum, rica edersem bakar mısınız... sizce oradaki "soyut çalışmayan" sanatçıların eserlerinde "soyut çalışan" sanatçılarınkinden daha basit bir anlatım mı var?
yukarıda yazdığınız iki cümlenin da bulunduğu yerlerde(eserin bütününde) inanılmaz etkiler yaratacak anlamları olabilir...
 

Meth

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Size kesinlikle katılıyorum.
Daha basit bir anlatım yok tabi ki bu verdiğim örneğin çok uç olmasından kaynaklandı sanırım.

Ancak ki orada ki duygu yerine orada ki güzellik önemli olmuştur günümüzde eleştirim onadır..
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
Somut sanat eseri belli kalıplar içerisindedir ve ona bakanı da belli kalıplar içinde düşünmeye sevk eder. Balık tutan bir adam resmi belli birşeyler gösterir. Soyut resimdeki renk ahengi ya da zıtlığı, fırça darbelerinin sertliği sanatçının ruh halini zihninizde canlandırmakla beraber o resimden birşey anlamaya çalışmayı size kazandırır. Soyut eserler düşünce zenginliğini sağlar.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Birşeyleri size kattıklarına göre değerlendirmeye başlarsanız işin içinden çıkamazsınız.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Soyut/somut sorununu çözelim bence.Sanat , soyutlamaya dayanır ama sanat eseri somuttur.
Soyut resim, realitede var olanların izlenimlerine, algılarına dayalı olmayıp,(enazından kısmen),sanatçının zihinsel/duygusal süreçlerince yaratılmış eserlerdir.(sürrealizm vb akımlar var yanılmıyorsam)Bu tip eserleri algılamak(dolayısıyla bunlardan zevk almak) kolay olmuyor benim için.Belki sanatçıya ilişkin yeterli bilgim var ise ürüne daha bilinçli bakabilirim.Benim anlamakta veya haz duymakta zorlanmam elbette eserin sanatsal değerinden bağımsızdır.O eser ben hoşlanayım diye yapılmadı.Sıradan bir insan olarak iletişim kurabildiğim bir tabloyu seyretmeyi tercih ederim.Yazarken, akılma bir soru takıldı.Sanat eserine "anlamak" için bakılır mı?Salt estetik haz değil midir önemli olan , eseri seyreden için?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Soyut ve somut arasında bir sorun olmadığına göre kastınızın sanat eserlerindeki soyutluğun ne anlama geldiği/gelmesi gerektiğine ilişkin olmalıdır. Yanıldıysam geri dönmelisiniz.

Soyut resim neden realiteden esinlenmemiştir yargısına varalım ki? Tam tersine tüm sanat eserleri realiteden esinlenirler. İnsanın ona katkısı onu zorlayan ve ona farklı bir boyuttan bakılmasını sağlamaktan başka bir şey değildir. Dolayısı ile sürrealist tüm eserlerin temelinde somut gerçeklikler vardır. Bu konuda en önemli örnek Salvador Dali’nin çalışmaları oluşturur. –konu resim ile ilgili olduğundan- Dali’nin tüm eserleri somutun algı-boyutunu tümden değiştirmesine dayalı ve fakat kelimenin tam anlamında muhteşem eserlerdir. Hiç de algılanamayan, anlaşılamayan türden değillerdir. Buradan şu sonuca varmak belki olanaklı olacaktır; sanatçının soyutlama becerisi eserin anlaşılabilmesini sağlayan en önemli etkenlerden biridir.

Eser sanatçısından koptuktan sonra ayrı bir kimlik kazanır ki artık yalnızca ona ait olmadığı gibi kişisel beğeni ile değeri sınırlı ölçüme tabi tutulamaz. Lili Marlen şarkısı buna çok iyi bir örnek olabilir.

Sanat eserleri anlaşılmayı/algılanmayı/farklı olanı göstermeyi konu edindiğine göre –ki farklı değerlendirmeler de yapılabilir- anlaşılmak içindirler , onların salt zevke hitap etmeleri beklenmemelidir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Soyut ve somut arasında bir sorun olmadığına göre kastınızın sanat eserlerindeki soyutluğun ne anlama geldiği/gelmesi gerektiğine ilişkin olmalıdır. Yanıldıysam geri dönmelisiniz.

Soyut resim neden realiteden esinlenmemiştir yargısına varalım ki?
Realiteden esinlenilecek elbette mesajımda( kısmen )de olsa realitenin, eserdeki yansıması ile ilgisi olmadığını söylemek istemiştim bu tarz eserlerde.

Tam tersine tüm sanat eserleri realiteden esinlenirler. İnsanın ona katkısı onu zorlayan ve ona farklı bir boyuttan bakılmasını sağlamaktan başka bir şey değildir. Dolayısı ile sürrealist tüm eserlerin temelinde somut gerçeklikler vardır. Bu konuda en önemli örnek Salvador Dali’nin çalışmaları oluşturur. –konu resim ile ilgili olduğundan- Dali’nin tüm eserleri somutun algı-boyutunu tümden değiştirmesine dayalı ve fakat kelimenin tam anlamında muhteşem eserlerdir. Hiç de algılanamayan, anlaşılamayan türden değillerdir.

"gözlerinin önüne kaç tane anüs koydum gizli gizli fark etmediler bile.Ne olduğu belli olmayan bir gerçeküstü nesne yaptığımda, aslında o nesne anüsün simgesel işlevini görür..."diyor Dali.Sürrealizmde sanatçının simgelerini bilmiyorsak, -ki açıklamazsa bilemeyiz- algılamak biraz zor olur bence...Dali de bıyık altından güler.

Dali sürrealizm yolculuğunu mistisizmle tamamlamıştır.Eski sürrealisttir yani.Hitler takıntısı nedeniyle sürrealistler topluluğundan dışlandığını da belirtmekte fayda var.

Buradan şu sonuca varmak belki olanaklı olacaktır; sanatçının soyutlama becerisi eserin anlaşılabilmesini sağlayan en önemli etkenlerden biridir.


Aynı düzeyde soyutlama becerisi olanlar anlayabilecektir bence.
Eser sanatçısından koptuktan sonra ayrı bir kimlik kazanır ki artık yalnızca ona ait olmadığı gibi kişisel beğeni ile değeri sınırlı ölçüme tabi tutulamaz. Lili Marlen şarkısı buna çok iyi bir örnek olabilir.
Buna tamamen katılıyorum.
Sanat eserleri anlaşılmayı/algılanmayı/farklı olanı göstermeyi konu edindiğine göre –ki farklı değerlendirmeler de yapılabilir- anlaşılmak içindirler , onların salt zevke hitap etmeleri beklenmemelidir.

Tartışılabilir ?Sanat eserinin böyle bir işlevle üretilip üretilmediğinden çok emin değilim.(yeterli bilgim de yok)Sanatla uğraşan katılımcılar belki aydınlatabilirler.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Dali'nin kişisel yaklaşımını hiç tasvip etmedim; yalnızca, örnek olsun diye eserlerinden söz ettim. Sanat eserlerini kişi ile/sanatçı ile birlikte değerlendirmek gerektiğinde Dali gözümde sanatçı bile değildir.

.../

öyle zaman olur ki; sanatçı görsel/işitsel/duyumsal küçümsemeleri de eserinde işleyebilir. Bunu neden yaptığının anlamı olmalıdır.

.../
Can Yücel'in eserleri/şiirleri güzel birer örnektirler.
Ahmed Arif ha keza...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Tarihin ilk-el sanatçıları mağaralardaki resim figürleri yapan sanatçılardı. Onlardan önce de sanat eserleri yapılmış ise buna dair arkeolojik kalıntılar henüz ele geçirilmemiş görünmektedir. Onlar ilk-el sanatçılar oldukları kadar el-in ilk orijinal eserlerini düşzel zeminde taşlara işleyen kişilerdiler; ve onlar gerçek sanatçılardı. Çünkü, sanat ile toplumsal üretim iç-içe, canlı birer dokunun parçasını oluşturmaktaydı. Sanatın toplumdan koparılışı ile sanat soyut denilen, entel bir alanda anlaşılmaz, üretimden kopuk bir işlev kazanmıştır. Bunun tarihi uygarlaşma denilen tarihle eş-zamanlıdır. İnsan kendine yabancılaştığı oranda sanat da insana ve topluma yabancılaşmıştır; soyut denilen sanatın anlaşılmazlığı da buradan gelmektedir. Çünkü o, kendi kaynaklarından uzakta bir tüketim nesnesini hedeflemektedir. Böyle olunca sanat ve sanatçının tarihsel diyalektiği yerli yerine oturamamakta ve sanat hem öznesine hem de toplumlara yabancılaşmaktadır. Öyle ise, sanat nedir?
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Sadece soyut olmasından ziyade bir sanat eseri insana ne katabilir bunu sormak lazım bence. Sanat toplumların ve dolayısıyla bireylerin doyumlarını karşılayabilir, düşünce dünyalarının kapılarını sonuna kadar açarak daha yaratıcı ve orjinal olma yolunda bir misal oluşturabilir. Kendini başkasının aynasından görme imkanı sağlayabileceği gibi , insanların başkalarının dünyasını anlatması gerektiğini de bize açıklar. Eğer soyut olursa işte o zaman bir adım daha ileri gidilebilir. Kimsenin görmediği , günlük yaşamımızda farkına varamadığımız küçük bilgilerin , detayların aslında hayatımıza nasıl yön verdiğini daha net olarak görebiliriz.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
forum başlığından uzaklaştık galiba...ancak, sanat ve sanatçıyı tanımlamadan soyut denilen sanat eserine ulaşmak olanaklı olmadığı gibi bu basamakları geçerek bir eserin kişiye/topluma ne katacağını tartışmak sanki öz-den uzaklaşmak gibi durmaktadır..
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Sanatın insana ne katabileceği konusuna dönmeliyiz Necdet Beyin dediği gibi.Soyut plastik sanatlara ilişkin son bir ekleme yapayım nacizane.Sanatçı , ör.sürrealistse, eserlerinde sadece bilinç boyutunu değil, çoğunlukla bilinç altını da yansıtır.Ressamın kendi içine bakışıdır yani eseri/resim için konuşursak) Algılayan özne, biliçaltını resmedebilen yeteneğe, yani sanatçıya hayranlık duyar.Çünkü O, kendi içselliğini de çözümlemiş/çözümleme yolunda olandır.Söz Dali' den açılmışken, Dalinin Güncesi , sanatçının kendi yaşamından kendi anlatımıyla kesitler aktarıyor.O'nun bir sözü ile bitiriyorum:"Bir gerçeküstücüyle aramdaki fark, ben gerçeküstücüyüm."
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
Soyut bir sanat eserinin insana ne katacağı, insanın ne kapmak ve ne kadar kapmak istediğine bağlıdır.
 

nilüfer

Üye
Yeni Üye
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Soyut bir sanat eseri derken;soyut sanattan mı bahsediliyor? Soyut sanattan(akımından) bahsediliyorsa örnekler neden sürrealizmden verilmiş? Sanatı soyutlama olarak düşünüyorsak bütün olarak değerlendirip akımların hepsini ele almalıyız o zaman da.Sürrealizmdeki psikolojik etkideki soyutluktan mı bahsediliyor yoksa ? Anlam karmaşası yaşanmış durumda bence.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
bana somut sanatla uğraşan bir sanatçı ya da sanat eseri örneği verin.. edebiyat, heykel, resim, müzik... ? :) ne olursa...
ve (sözde)soyut sanat ile somut sanat eserlerinin insana olan katkılarında örnekler verin...
ben veremem siz verin. ben burada çok takılıp kalıyorum. bu sorun çözülmeden herhangi bir tartışmanın ilerleyeceğine inanmıyorum.

sanatın insana olan katkısı ilaçlar ya da vitamin hapları gibi değildir. olamaz! eğer ruhunu rahatlatmak istersen veya için hoş olsun istiyorsan yoga yaparsın ya da gidip içki içersin. sanatla amaçlanan toplumu geliştirmek de olamaz ve aynı şekilde toplumun sanattan yararlanarak kendini geliştirmeye çalışması da anlamsız olur. sanat insanın "bakış açısını genişletir, farklı bakmasını sağlar" diye düşünmek de saçmalık olur. bunları sağlayan eğitim-öğretim, kültür abideleriyle muhabbet etmek falan da filan da .... dır.
sanatta amaç da araç da gelişim de sanatçıya yarar.
bir çerçevede sanat toplumu yansıtmaktan başka bir işe yaramaz. toplum sanat eserine baktığında kendini görür, bu çok hoşuna gitmez ya da çok hoşuna gider... aynaya bakmak insanın çok hoşuna gider yakışıklı ya da güzel olduğunda ve tabiki vakti olduğunda.. günümüzde ve kendi toplumumuzda halk sanat eserinde kendini göremez. biz de gidip dali nin, picasso nun tablosuna bakıp haz alırız... bu haz kendimizi gördüğümüzden değil kendimizi gördüğümüzü sandığımızdandır. bu arapça kuran okuyan imamı ağlayarak dinlemek gibi bir şey oluyor yanılmıyorsam. çünkü kuran okunurken ne anlatırsa anlatsın, dinlerken ağlamak ya da hüzünlenerek, belki coşkulanarak dinlemek gerekir, bize dayatılan budur, dayatılan ve öğretilen budur.
(sözde)soyut sanat yapıldığında gene aynı dayatmalarla karşı karşıya bırakılıyoruz. sanatçının hiç bir şekilde ifade etmediği(genelde bir şey ifade etmeden çizdiği) resimden bu kadar çok anlam çıkarmak ve bunun doğru olduğunu halka dayatmak delilik değil de nedir...?
guernica ya baktığında birinin çok güzel duygularla dolması saçmalığın ötesinde bir durum olur... rezilliktir. picasso duysa- görse ne düşünürdü...
diego valezguez i yorumladığı tablolarında ne anlatmak ister?

sanat elbet insanda bir "hoş" olma durumu yaratır ancak bu onun amacı değildir, kimse su içerken "dur bir hoş olayım" demez, mecburi bir ihtiyaç giderir ve mecburi olarak hoş olur. hoş olmak isteyen alkol alır... alkolu su gibi içmek ya da su içerken alkol etkisi beklemek akıllı işi olmaz...

ıslak ırmak - soyut sanat benzer saçma tamlamalar değiller mi?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
sanatta amaç da araç da gelişim de sanatçıya yarar.
Haklısınız.Ama gelişmiş toplumlarda, (en azından farklı sanat dallarının baskılanmadığı, sansürlenmediği..) sanata yöneliş, sanatla uğraşma, sanattan zevk alma kısacası kendini gerçekleştirme olanakları daha fazla...yani sanat toplumu değil, toplumsal yapı sanatı galiştiriyor veya tersi.Burada sanatın öznelliği, sanatçının da alabildiğine sınırsız ve özgür olmasıyla mümkün.

Resimden, baleden, konçertodan (klasikleri kastediyorum) çok hoşlanan biriyim.Müzik beni alır, biryerlere götürür.İçine girer yaşarım.Bestelerken Mozart acaba ne düşünmüştü diye sorgulamak aklımın ucundan geçmez..Yani ben de alabildiğine sınırsız kendimi yaşarım.Lise yıllarında "şair burada ne demek istemiş" sorusundan ve bu minval üzre işlenen edebiyat dersinden hep nefret etmişimdir.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
sanat sakinleştirici bir etki yapar... bu etkiyi veren çeşitli ilaçlar da vardır.
günümüzde sadece sanat değil, papatyalar bile sakinleştirici olarak görülüyorlar... papatya denince akla çay geliyor... tıpkı tavuk dendiği zaman akla tavuk döner gelmesi gibi... konyada askerim şuan ve tüm merkezi yerlerinin tüm sokakları tavuk döner kokuyor : )
neyse sakinleşmek için, dinlenmek için, bir hoş olmak için sanat eserini kullanmak doğru gelimiyor bana...
bugün mustafa sandal ya da serdar ortaç ın verdiği coşku çok daha güzel... her ne kadar popülerleşmiş sanatçılar olsalar da dinleyenlerdeki heyecan çok daha yüksek...
bu heyecan insana her şeyi yaptırabilir, en azından gözlemleyebildiğim kadarı ile... bir şeyin hiç bir şey yaptırmamasındansa, her şeyi yaptırması daha iyidir diye düşünüyorum...
tıpkı arapça dinlenen kuran ın insana hiç bir şey yaptırmadığı gibi.
sanat eserini dinlerken, izlerken, ya da okurken heyecanlanmak yerine sakinleşiyorsan,, uzaklara gidiyorsan, oturan adamsındır. oturan adam ya dinleniyordur ya da averelik yapıyordur.
sanat eserini boş zamanlara sıkıştırırsan(mesela dinlenme vakitlerine), mozart ı dinlerken, picasso ya bakarken ?neden? sorusunu sormazsın. ya da soracak enerjin kalmaz......
zaten belli bir sanat kültürünüz oluştuğunda, sanat eserlerini rahatça tanıyıp anlayabilirsiniz...

açıkçası diyeceğim şudur... günümüz sisteminin ilerleyebilmesi için, halkın sakin olması gerekiyor... her şeye rağmen mutlu ve mesut yaşaması gerekiyor... her şeyde güzellik bulabilmesi gerekiyor... anlatılan ne olursa olsun, onunla mutlu olabilmelidir ve aklına asla kötü şeyler getirmemelidir.
aklımız asla bulunduğumuz yerde olmamalı her zaman çok uzaklara gidebilmelidir...!
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
sanat sakinleştirici bir etki yapar... bu etkiyi veren çeşitli ilaçlar da vardır.
neyse sakinleşmek için, dinlenmek için, bir hoş olmak için sanat eserini kullanmak doğru gelimiyor bana...
sanat eserini dinlerken, izlerken, ya da okurken heyecanlanmak yerine sakinleşiyorsan,, uzaklara gidiyorsan, oturan adamsındır. oturan adam ya dinleniyordur ya da averelik yapıyordur.
sanat eserini boş zamanlara sıkıştırırsan(mesela dinlenme vakitlerine), mozart ı dinlerken, picasso ya bakarken ?neden? sorusunu sormazsın. ya da soracak enerjin kalmaz......
açıkçası diyeceğim şudur... günümüz sisteminin ilerleyebilmesi için, halkın sakin olması gerekiyor... her şeye rağmen mutlu ve mesut yaşaması gerekiyor... her şeyde güzellik bulabilmesi gerekiyor... anlatılan ne olursa olsun, onunla mutlu olabilmelidir ve aklına asla kötü şeyler getirmemelidir.
aklımız asla bulunduğumuz yerde olmamalı her zaman çok uzaklara gidebilmelidir...!

Sükunet konusunda girişte söylediklerinizle sonuç biraz çelişkili değil mi?Sakinleşmek, ruhsal-bedensel dengeyi yerliyerine oturtmaktır ve olması gereken bir şeydir.Müzik ya da tablo vb. buna yardımcı oluyorsa ne güzel!Başka birine ait bir yaratı, sizin de kendi iç dünyanızı yeniden yaratmanız için iki özneyi bir "olgu" düzeyinde buluşturuyor..Müzik zevkimiz ve seçimlerimiz bize ait olsalar da, herkes istediğini alıyor sonuçta.Sanatsal üretimler de bize açık büfe gibi seçenekler sunar, beğendiklerimizi seçer alırız.Bu sanatı/sanatçıyı kullanmak veya tüketmek değildir.Hayat da açık büfe değil mi sonuçta...
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Soyut eserlere anlam yüklemek hoşuma gitse de,somutlar daha çok çekiyor beni.
Somut olsun bence.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst