sosyal bilimler neden küçümsenir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Durdur bu nikahı memurbey tarafından oluşturulan sosyal bilimler neden küçümsenir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,124 kez görüntülenmiş, 50 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı sosyal bilimler neden küçümsenir?
Konbuyu başlatan Durdur bu nikahı memurbey
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Ama dedigin gibi, dusunmeyen, dusundurtmeyen ve dusunmeye onem vermeyen bir toplumda, bir sosyal bilimcinin cikmasi cok zordur. Bu matematikci bile olsa, ezbercidir ve uretken, teretken degildir.

Daha acısını söyleyeyim. Matematik doktorası yapıyorum ve bana her yerde, faydalı bir şeylerle uğraşsana, diyorlar.

Bunu kaç kişi söyledi sayısını bilmiyorum
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Daha acısını söyleyeyim. Matematik doktorası yapıyorum ve bana her yerde, faydalı bir şeylerle uğraşsana, diyorlar.

Bunu kaç kişi söyledi sayısını bilmiyorum


Matematik doktorası yapan birine 'faydalı bir şeylerle uğraş' diyen zihniyete sadece gülerek cevap vermek gerekir.Bu zihniyet üzerinde oturduğu sandalyenin dahi matematikten ibaret olduğunu algılasa belki saygı duyması gerektiğini bilir.

Ayrıca bir şey daha belirteyim;pozitif ve doğa bilimleriyle uğraşan bir bilim adamı,felsefeyle ilgisi yoksa o da eksiktir.Çünkü bu bilimler dahi felsefeden doğmuştur
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
şimdi hala devam ediyor mu bilmem ama lisedeyken sayısalcılar eşitağırlıktakilerle,, tüm bölümler sosyalcilerle daga geçerlerdi. ama ortadaki gerçek aslında en keyifli olan bölümün sosyal bölümler olduğuydu... ben eşitağırlıkta idim...
sosyal bilimlere karşı taaa lisede başlayan bu ciddiyetsizliğin ileri hayatta da kendini öne çıkarması bana çok normal gibi geliyor...

buarada "yer" de uzayın bir parçası değil midir, faşist?
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
şimdi hala devam ediyor mu bilmem ama lisedeyken sayısalcılar eşitağırlıktakilerle,, tüm bölümler sosyalcilerle daga geçerlerdi. ama ortadaki gerçek aslında en keyifli olan bölümün sosyal bölümler olduğuydu... ben eşitağırlıkta idim...
sosyal bilimlere karşı taaa lisede başlayan bu ciddiyetsizliğin ileri hayatta da kendini öne çıkarması bana çok normal gibi geliyor...

buarada "yer" de uzayın bir parçası değil midir, faşist?


Uzayın parçasıdır ama bir çok koşuluyla farklı özellikleri vardır.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ben yeryüzünde ki adını dile getirdim.Ben yasa değişmez demedim,tartışılamaz diyorum.Arada ki farkı da aşağıda belirttim.Tekrar okumanızı rica ediyorum.Yani sizle ben burada oturup pozitif bilim yasalarını tartışamayız.Ama bir bilim adamı bilimsel yöntemle yasaları değiştirebilir ve ya geliştirebilir.Ama bu bilim adamın gözlemidir,geliştirmesidir,tartışması değil.


Zaman ayırdığınızda bütün sosyal bilimlerin kanun dediğiniz söylemlerini sizinle tartışırız.
tartışılmasa nasıl değişecek?
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Bana tartışılarak değiştirilmiş bir bilimsel yasa gösterin.(ama benim anladığım bilimsel yasalardan sizin sosyal bilim yasalarınız değil)
biri değil hepsi tartışılarak değişmiştir. ama sanırım tartışma ile ne kastetiğimizde bir sorun var.

atom bölünemez anlamına gelen bir kelimedir ancak atomun bugün parçalanabildiği bilinmektedir. en basitinden Sicim Teorisi hakkında tartışmaları 11. boyutun bulunana kadar bilimde tartışmaların nasıl sürdüğünü aratırarak bulabilirsiniz.

sizin pozitif bilimleri salt bilim kabul etmenize dayanarak söyleyebilirim ki bilimsel yasalar mutlak değildir, değişime açıktır. ayrıca bu yasaların uygulanamadığı yerler vardır. maddenin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceği kabul edilirken karadelikten nasıl madde kaçtığını nasıl açıklarız? yahut big bang anında ki evrenin genişleme hızını düşünürsek -ki ışık hızından çok fazla olmalıdır- bunu nasıl açıklayacağız? amacım ne? amacım sizin bilimsel yasalara neredeyse doğma şeklinde bağlanışızdır. sosyal bilimlerin de yasaları vardır ve onlarda pozitif bilimler gibi mutlak değildir. sadece sosyal bilimlerde nesnelliğe henüz ulaşılamamıştır. bu sosyal bilimlerin değil insanlığın siyasi durumuyla alakalıdır.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
biri değil hepsi tartışılarak değişmiştir. ama sanırım tartışma ile ne kastetiğimizde bir sorun var.

atom bölünemez anlamına gelen bir kelimedir ancak atomun bugün parçalanabildiği bilinmektedir. en basitinden Sicim Teorisi hakkında tartışmaları 11. boyutun bulunana kadar bilimde tartışmaların nasıl sürdüğünü aratırarak bulabilirsiniz.

sizin pozitif bilimleri salt bilim kabul etmenize dayanarak söyleyebilirim ki bilimsel yasalar mutlak değildir, değişime açıktır. ayrıca bu yasaların uygulanamadığı yerler vardır. maddenin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceği kabul edilirken karadelikten nasıl madde kaçtığını nasıl açıklarız? yahut big bang anında ki evrenin genişleme hızını düşünürsek -ki ışık hızından çok fazla olmalıdır- bunu nasıl açıklayacağız? amacım ne? amacım sizin bilimsel yasalara neredeyse doğma şeklinde bağlanışızdır. sosyal bilimlerin de yasaları vardır ve onlarda pozitif bilimler gibi mutlak değildir. sadece sosyal bilimlerde nesnelliğe henüz ulaşılamamıştır. bu sosyal bilimlerin değil insanlığın siyasi durumuyla alakalıdır.


Evet tartışmadan ne anladığımıza bağlı.Belirttiğiniz bütün değişiklikler tartışmadan değil bilim adamının şüphelerinden doğmuştur.Tartışma olarak ele alacaksak da onu şöyle düşünüyorum;bunu sadece bilim adamları tartışabilir faşist ile leprechaun değil.

Kısaca bu sitede klavyenin başına geçip kimse pozitif ve doğa bilimlerini tartışamaz.Bunu tartışmak bu bilimlerle uğraşanlara aittir.

Bizim burada yaptığımız tartışmaların tümü sosyal bilimlerin konusudur.

Ayrıca sosyal bilimlerin nesnelliğe ulaşabilmesi mümkün değildir,çünkü ortada nesnellik yok.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Tartışma olarak ele alacaksak da onu şöyle düşünüyorum;bunu sadece bilim adamları tartışabilir faşist ile leprechaun değil.
siz bizim burada sosyal bilimleri tartıştığımızı mı sanıyorsunuz? :)

mesela forum sitelerinde ki bir tartışma ile kayda geçmiş bir tarihi gerçek var mı? insanlar öyle inanıyor diye kabul edilmiş coğrafi bir tanım var mı?

lütfen!

pozitif bilimler, deneye dayanır. burada deney yapamazsınız. ama bilimsel koşulları sağlayarak leprechaun yahut faşist deney yapmak isterse yapar. sosyal bilimlerde ise deney düşüncenin kendisidir, akıl yürütmedir. bu sebeple çoğunlukla sosyal bilimler üzerine konuşuruz. yoksa aynısını bilimde de tartışırız. evrim konusunda, paralel evren konusunda vs bunlar henüz kanunlaşmış değillerdir.

sizin hatanız pozitif bilimde kanunlaşmışlarla sosyal bilimde henüz kanunlaşamamızları kıyaslamanızdır. mesela siz İstanbul'un fethinin 1453 yılında olup olmadığını tartışır mısınız? siz Dünyanın ekseninin kaç derece eğik olduğunu tartışır mısınız? :)
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
siz bizim burada sosyal bilimleri tartıştığımızı mı sanıyorsunuz? :)

mesela forum sitelerinde ki bir tartışma ile kayda geçmiş bir tarihi gerçek var mı? insanlar öyle inanıyor diye kabul edilmiş coğrafi bir tanım var mı?

lütfen!

pozitif bilimler, deneye dayanır. burada deney yapamazsınız. ama bilimsel koşulları sağlayarak leprechaun yahut faşist deney yapmak isterse yapar. sosyal bilimlerde ise deney düşüncenin kendisidir, akıl yürütmedir. bu sebeple çoğunlukla sosyal bilimler üzerine konuşuruz. yoksa aynısını bilimde de tartışırız. evrim konusunda, paralel evren konusunda vs bunlar henüz kanunlaşmış değillerdir.

sizin hatanız pozitif bilimde kanunlaşmışlarla sosyal bilimde henüz kanunlaşamamızları kıyaslamanızdır. mesela siz İstanbul'un fethinin 1453 yılında olup olmadığını tartışır mısınız? siz Dünyanın ekseninin kaç derece eğik olduğunu tartışır mısınız? :)


Ben kendimi çok iyi ifade edebilen biri değilimdir.Ama bu kez anlaşmazlığın sebebi ben değil,karşımda ki olduğunu görüyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki benim bu başlığa yazıyor olmam sosyal bilimleri küçümsemek anlamına gelmiyor.Ben bir sosyal bilim okumaktayım şuan.Yani karşınızda pozitif ve doğa bilimleri okuyan(okumuş) ve sosyal bilimleri küçümseyen biri yok.Bunu bilin ki ön yargılarınızdan sıyrılın.

Olaya iki eksende baktığımı daha öncede belirtmiştim,bunlardan biri olgusallık,diğeri fayda...

Kanun olgusal olan ve bulunduğu yer,zaman itibariyle fayda veren değişmez bilgidir benim için.Bunu değiştirecek olanlar bilim adamlarıdır.Ben kanun dediğimiz bilgileri değiştirecek ne bilgiye ne de algıya sahibim.Tartışılamazdan kastım budur.Ama siz derseniz ben bilim adamıyım gözlem yapıp bilimsel yöntemlerle şuan bulunan kanunları değiştireceğim,buyurun yapın ama ben yine bunun tartışmasına girmem.Kendi adıma -ister buna dogmatik deyin ister başka bir şey - doğa ve pozitif bilimlerin tartışması(kanunlarının yoktur,kanunlaşmamış bilgileri kendimce ele almaya çalışırım örneğin evrim TEORİSİ) yoktur.


Sosyal bilimlere gelince sosyal bilimler herhangi bir olgusallığı olmayan kaynağı insan olan ve tanım yapmaktan öteye gidemeyen öğretilerdir.Örnek vereyim iyice anlaşılsın.Sosyoloji:'İnsanın bilinçli olarak yaptığı eylemleri inceler ve tanımlar'.Yani sosyoloji sürekli devinim içinde olan insan ilişkilerini inceleyen ve tanımlayan bir öğretidir.Burada ki değişkenliğin kaynağı insandır.İnsan zihni sürekli değişir bu değişim onun eylemlerini de değiştirir işte sosyoloji bunları sadece tanımlar,çözüm üretemez.Ya da iktisat sosyal bilimler arasında en olgusal(!) olan iktisat bile insanların arasındaki alış-verişler üzerine kuruludur.Bu öğretinin de kaynağı insandır.İnsan değiştikçe alış-veriş anlayışı da değişir,böylelikle iktisat teorisinin olgusal dediği her kanun kendiliğinden yok olur.Fakat olgusal saydığı kanunların dahi o zaman içinde olgusal olmadığını birazcık incelerseniz görürsünüz.Tekrar belirteyim ki (anca anlaşılıyor) bu nedenlerden dolayı ne küçümsüyor ne de aşağılıyorum.Sadece kendi algımla tespit yapıyorum.


İşte verdiğiniz örnekte olduğu gibi İstanbul'un fethinin 1453 olduğunu söyler bize tarih.Bunun tartışması tabi ki yoktur,zamanda olanı tanımlamış ve ya belirtmiştir.Bu örnekte benim yaklaşımıma ters düşen bir durum yok.

Geçenlerde benim aristo mantığını kullandığımı söylemiştiniz.Ben o başlıkta onu neden kullandığımı yazdım.O başlığa bir göz atarsanız memnun olurum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst