Size Dayatılanlardan Özgür Kalabiliyor musunuz?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Soruyor! kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Size Dayatılanlardan Özgür Kalabiliyor musunuz? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,055 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Soruyor!
Konu Başlığı Size Dayatılanlardan Özgür Kalabiliyor musunuz?
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İnsanlar sürekli olarak yaşamlarındaki sıradanlık ve dayatmalardan şikayet eder fakat o beğenmedikleri ortamdan da kolay kolay kopamazlar. Herkes belli markalara yönelir ya da benzer tarzda yaşar ama eleştirmeye gelince sanki kendisi bu sistemin dışına çıkabilmiş gibi ahkam keserler.

Medyanın bize dayattığı belli kalıplar var ve bir çoğumuz maalesef bunun dışına çıkamıyoruz. Nasıl görüneceğimizden tutun da ne yiyeceğimize kadar başkaları karar veriyor. Kendi tarzımızı yaratmak yerine hep birilerine benzemeye ya da benzetilmeye çalışılıyoruz. İyi de başkalarını taklit ederek ya da özenerek nasıl kendimiz olabilir ve beraberinde mutluluğu yakalayabiliriz ki?

Hayatın getirdiklerini öncelikle olduğu gibi kabul etmek ve duruma göre çözüm üretmeye çalışmak gerekiyor ki ne Ayşe'nin ne de Mehmet'in yaşamı bizim için ölçü olmasın.

Yaşadığınız bu hayatta kendinizi olduğu gibi ifade edebildiğinize inanıyor musunuz yoksa sizler de birilerinin kopyası olarak yaşamak gafletine mi düştünüz? Koşullara boyun eğenlerden misiniz yoksa her durumda kendi yolunu çizenlerden mi?

e-motivasyon.net_ozdeyis.net_umut_ozdeyisleri_care_bulmak_ozlu_sozleri.jpg
 
Son düzenleme:

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Söylediklerinde çok haklısın dostum...

Özenti aslında özün kimyasından ayrılması gibidir her insanda ayrı dna kodları vardır ve her insanın metabolizması kimyası ve doğası çok farklıdır insanın kendini keşfedebilmesi ve iyi kötü yanlarını iyi ayırt edebilmesi gereçktende çok önemlidir..

Her insanın kendi rotasını kendisinin çizebilmesinin yanı sıra kendi ayakları üzerinde de durabilmesi de oldukça önemlidir bizlere sunulan uzun gibi gözüken kısa olan dünya hayatında aslında keşfedebileceğimiz ve yaşayabileceğimiz o kadar güzel şeyler var ki öncelikle bu güzellikleri görüp gerçek manada hissedebilmek gerekir bir insan ne zaman kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenirse o insan kendi hayatının rotasını çizmeyi rahatlıkla keşfedebilecek sonrasında ise öğrenebilecek kanaatindeyim insanların hayatlarında özentiyi çıkarması bunun yanı sıra ise kıskanma duygusunu da bastırması gerekir bu ikili bizlerin nefislerinde olan bir durumdur Nefse hakim olabilmek iradeyi kontrol edebilmek anlamına gelmektedir iradesini kontrol edebilen bir insan ise kendini sever ve kendini daha iyi tanıyacak oldukça güzel vakitleri olur bu yüzden söylenir ki seveceksen ilk önce kendini sev diye...kendini seven etrafınıda zamanla sevmeye başlar lakin aşırı sevgi büyük egoları beraberinde getirir o yüzden herşeyin oldugu kadarını yettiği kadarını alabilmek gerekir..

Böyle.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Söylediklerinde çok haklısın dostum...

Özenti aslında özün kimyasından ayrılması gibidir her insanda ayrı dna kodları vardır ve her insanın metabolizması kimyası ve doğası çok farklıdır insanın kendini keşfedebilmesi ve iyi kötü yanlarını iyi ayırt edebilmesi gereçktende çok önemlidir..

Her insanın kendi rotasını kendisinin çizebilmesinin yanı sıra kendi ayakları üzerinde de durabilmesi de oldukça önemlidir bizlere sunulan uzun gibi gözüken kısa olan dünya hayatında aslında keşfedebileceğimiz ve yaşayabileceğimiz o kadar güzel şeyler var ki öncelikle bu güzellikleri görüp gerçek manada hissedebilmek gerekir bir insan ne zaman kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenirse o insan kendi hayatının rotasını çizmeyi rahatlıkla keşfedebilecek sonrasında ise öğrenebilecek kanaatindeyim insanların hayatlarında özentiyi çıkarması bunun yanı sıra ise kıskanma duygusunu da bastırması gerekir bu ikili bizlerin nefislerinde olan bir durumdur Nefse hakim olabilmek iradeyi kontrol edebilmek anlamına gelmektedir iradesini kontrol edebilen bir insan ise kendini sever ve kendini daha iyi tanıyacak oldukça güzel vakitleri olur bu yüzden söylenir ki seveceksen ilk önce kendini sev diye...kendini seven etrafınıda zamanla sevmeye başlar lakin aşırı sevgi büyük egoları beraberinde getirir o yüzden herşeyin oldugu kadarını yettiği kadarını alabilmek gerekir..

Böyle.

Öncelikle hoş geldin elbisss, seni yeniden gördüğüme sevindim.

Özenti yaşamlar sonucu her yerde birbirinin aynı insanlar görmeye başladık hatta bu gruplara dahil olmadığında, seni eski kafalı ya da çağa ayak uyduramamakla itham ediyorlar oysaki kendileri bu anlamsız işlere harcadıkları vakit ile zaten ne dünü anlayacak ne de bugünü yaşayabilecek kapasiteye sahip değiller. Kendi gibi davrandığını iddia edenlerin çoğu da yine bir takım etkilere maruz kalmış durumdalar. Rol model benimsenebilir elbette ya da bir insanın fikirlerinden de etkilenilebilinir fakat taklit etmek ya da tamamen ona benzemeye çalışmak hiç anlaşılır bir durum değildir.

Estetik cerrah bir tanıdığımla geçen gün konuşurken şöyle bir ifade kullandı: "Her kadın elinde bir fotoğrafla geliyor ve o kişiye benzemek istiyor. Bu tip ameliyatların insanı rahatsız eden bir durum varsa yapılması gerektiğini maalesef anlatamıyoruz çünkü tek kalıp bir güzellik algısı dayatılıyor topluma, onun dışında kalanlar da kendini yetersiz hissetmeye başlıyor ve parası bir tarafa, bizler bile bu işten bıktık artık" dedi.

İrade vurguna da katılıyorum ve zaten toplumları bu kadar boş işlere yönelten de iradesizliktir. Dayatılanı sorgulamak ve kafa tutmak ancak çok güçlü bir irade ile mümkün olabilir.

Aynı tip giyinen, aynı tip yaşayan, aynı yerlere giden, aynı markaları edinen ve aynı fikirleri savunan insanlarla nereye varacağımızı artık kestirmek mümkün değil ayrıca insana olan inancımı kaybedip, yapay zeka ile daha fazla şansımız olacağını düşünmeye başladım ne yazık ki...

İnsana değer katabilecek hiçbir şeye yeterli ilgi yok ama şov yapmaya gelince mangalda kül bırakmıyorlar.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Her şeye bireysellik getir. Taklit etmek, hayatı ıskalamaktır. Taklitçi olmak, nevrotik olmaktır. Bu dünyada aklı başında olmanın tek yolu; bireysel, özgün olmaktır. Kendine özgü ol!
Osho

İnsanların çoğu, kendileri değil başkalarıdır; düşünceleri başkalarının düşünceleridir; yaşamları başkalarını taklittir ve tutkuları ise alıntılardır.
Oscar Wilde

Başkalarına benzemeye çalışarak benliğimizin dörtte üçünü kaybederiz.
Arthur Schopenhauer

Kendi yaşam biçimini seçmeyi dünyaya ya da dünyadan kendi payına düşene bırakan birinin, maymunun taklit etme yetisinden başka hiçbir yetiye gereksinimi yoktur.
John Stuart Mill
 

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
"İnsanları kandırmak,kandırıldıklarına ikna etmekten daha kolaydır"Mark Twain
İnsanlara sorsan kendileri karar verirler özgür iradeleri vardır,ama sistemin dayattığı algı oyunlarına alet olurlar.
Bu ancak yüksek farkındalık ile aşılabilecek,dışarıdan gelen dayatmalardan uzaklaşma ile mümkün olur.Yoksa kim ile, ne ile, zaman geçirirsen ona benzemeye başlarsın istemsiz olarak.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Hoşbulduk Teşekkürler bende seni gördüğüme sevindim @Lefty...

Öncelikle meseleyi iyi anlayabilmek için gerçekten de tarafa yada degerlere hangi bakış açısıyla baktığımızın oldukça önemi olduğunu düşünmekteyim şöyle izah edelim önümüzde iki tane bardak olsun ve içleri boş olsun devamında ise yanımızda da bir şişe su olsun sonrasında herkesten bu resme bakmalarını isteyelim ve herkesten ortak yanıtlar geleceği gibi bir çok kesimde çekimser kalacaktır çekimser kalanların çoğu ise yazıların devamını okumak isteyecektir

Aslında düşünce ve fikirlerde hatta yaşam koşullarında da portreler dışarıdan bakıldığı üzere gözükğr ta ki içerisine girip gerçeği yaşmadığımız ana kadar gözükür yukarıdaki iki içi boş bardak ve bir şişe suyu merak edenleriniz oldukça olmuştur onu izah etmeden önce şunu söylemek isterim

Yaşam insana aslında bir çok güzellikleri sunar fakat güzellikler sunulduğu kadarıylada aslında yaşam içerisinde oyunun birer parçası olmuş olursunuz Hayatımızda bir çok akış ve süreçler yaşadık işte bu süreçler insanların gelişim ve bakış açılarında da oldukça etkili olacaktır ve bu esnaya kadar bir çok fikir düşüncede gelecektir bakalım biz bu boş iki bardak ve ve bir şişe su ile neler yapabiliriz..

Boş iki su bardağını aralarında 2 metre mesafe olacak şekilde konumlandırıyoruz sonrasında ise bu bardaklardan birine yanımazdaki şişe su ile yarısına kadar su dolduruyoruz sonrasında ise diğer boş su bardağına ise agzına kadar su dolduruyoruz taşacak vaziyette...

ve bu işlemi bitiriyoruz sonrasında oluşan taploya bakıyoruz biri agzına kadar su ıle doldu ve taştı dıgerı ıse yarısına kadar doldu bu resme baktıgımızda aslında özenti ile o kadar çok doldurduk ki neredeyse herşey kaçtı gitti digerini ise sadece kendi benliğimizle olan güzel şeylerle doldurduk ki aslında bize yeteri kadarı olanı ile aldık...

Eğer olaya farklı bir bakış açısıyla bakmış olsaydık buradan şunu elde etmiş olurduk aslında bakmanızı ıstedıgım esas bakış açısı bu olması gerektıgıdır ıkı bardakta aslında su ıle doldu bırı tasana kadar dıgerı ıse yarısına kadar su ıle doldu eğer oto kontrolumuz var ıse bızler ıkı bardagı aynı anda dokemeyeceğımızı aynı anda dokemeyecegımızı ıyı bılıyoruz demektır oncelıkle yarıya kadar dolu olan bardagı dokucez ve ne kadar gıttıgını gozlemlıcez sonrasında ıse agzına kadar dolup taşanı dokucez ne kadar gıttıgını gozlemlıcez aslında her ıkısıde kendı degerıne kadar gıdecek ıste bu noktada şunu ögrenmış olucaz içleri ne kadar dolmuş olursa olsun mutlaka bir gün sıfırlanabileceğidir..

O yüzden hayata bakarken doldurmak yönünden değil herkesin yada herşeyin iyi tarafından bakıp değerlendirmel gerektiğidir bugün boş bardağada bakabiliriz yarın dolu bardağada bakabilir ama ılk etapta her ınsan boş bardak gıbıdır bu aşamada insan ne kadar bardagını doldurursa doldursun bardagın ne tarafından bakabıldıgıdır yanı burada sızlere esas anlatmak ıstedıgım husus Insanı degerlerımızın daha on planda olabılmesı gerektıgıdır Insan bardagın guzel tarafından bakmaya ne zaman ögrenırse bardağın ıçı boş olsada aslında ınsan kendını ufak şeylerle özgür kılabiliyor hatta mutlu etmeyi başarabiliyor demektir İnsan özgür iradesiyle bugün ıkı boş bardağı su koyarak doldurduysa aslında insan her zaman özgürdür demektir önemli olan insanın kendi özgürlüğün farkında olması gerektiğidir

Kimse sen özgürsün demez ama bunu sen diyebilirsin tıpkı boş bardakları su ile doldurdugumuz gibi yeter ki her dolan bardak içerisine İnsan ve degerler eklenebilsin...

Böyle..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
O yüzden hayata bakarken doldurmak yönünden değil herkesin yada herşeyin iyi tarafından bakıp değerlendirmel gerektiğidir bugün boş bardağada bakabiliriz yarın dolu bardağada bakabilir ama ılk etapta her ınsan boş bardak gıbıdır bu aşamada insan ne kadar bardagını doldurursa doldursun bardagın ne tarafından bakabıldıgıdır yanı burada sızlere esas anlatmak ıstedıgım husus Insanı degerlerımızın daha on planda olabılmesı gerektıgıdır Insan bardagın guzel tarafından bakmaya ne zaman ögrenırse bardağın ıçı boş olsada aslında ınsan kendını ufak şeylerle özgür kılabiliyor hatta mutlu etmeyi başarabiliyor demektir İnsan özgür iradesiyle bugün ıkı boş bardağı su koyarak doldurduysa aslında insan her zaman özgürdür demektir önemli olan insanın kendi özgürlüğün farkında olması gerektiğidir

Kimse sen özgürsün demez ama bunu sen diyebilirsin tıpkı boş bardakları su ile doldurdugumuz gibi yeter ki her dolan bardak içerisine İnsan ve degerler eklenebilsin...

Böyle..

Özgürlük bazen koşullar ile sınırlanmış gibi algılansa da bazen en özgür gibi görünenler en büyük esaret içinde olanlardır. Bazı insanlar sahip olduklarının kölesi haline gelir ve her an kaybetme korkusu içinde yaşarlar ki bundan büyük tutsaklık olamaz, beyin özgür değilse asla tam manası ile huzur bulamazsın. İnsanlar yaşamları boyunca esir olacak bir şeyler buluyorlar maalesef...

Sağol yorumun için, görüşürüz...
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Özgürlük bazen koşullar ile sınırlanmış gibi algılansa da bazen en özgür gibi görünenler en büyük esaret içinde olanlardır. Bazı insanlar sahip olduklarının kölesi haline gelir ve her an kaybetme korkusu içinde yaşarlar ki bundan büyük tutsaklık olamaz, beyin özgür değilse asla tam manası ile huzur bulamazsın. İnsanlar yaşamları boyunca esir olacak bir şeyler buluyorlar maalesef...

Sağol yorumun için, görüşürüz...

Sende sagol farklı bir bakış açısı ama bazı söylediklerinde haklısın insanın ilk özgür olacağı yer beyindeki sahip olduklarıdır lakin beyin özgür olsada aslında bakış açısıda insan için çok önemlidir söylediğim üzere bardağa insanın hangi bakış açısıyla bakabileceği önemlidir beyin bardağı bardak olarak algılar ona bır tanımlama yapamaz bu esnada bıze yetışen en buyuk yardımcı kalp ve ruh ılışkısıdır ınsan et kemık ve su ve kandan ıbarettır ama ınsan kalp ıkle ruh ılıskısı çok onemlıdır denıldıgı uzere ınsan sadece algılamakla degıl ınsan olabılmenın feyızıyle de şerbetlenmesı ve mayalanması gerektıgıdır ınsanı en özgür kılacak degerler ıse sahıp oldugu guzel bır kalp ı olması gerektıgıdır o yuzden denılır ya uzulme bardagına sular damla seklınde damlasada sen tasalanma onlar bır gun bırıkır ama sana meyva olur ama baskasına meyva olur sen yeterkı sukret yaradan sana yada senın vasıstasıyla bır baskasına meyvalar mutlaka verebılır onemlı olan sunulan nımetlerı gorebılmek ve bolca sukretmektır bu bıle ozgur olabılmenın en guzel fazıletlerındendır dıyebılırız..

O yuzden denılırya fazılet aramak ıstıyorsan önce şükretmekten geçer diye her insan bir değildir her insan her olaya aynı pencereden bakamaz ama paylaşmak ve etrafa ışık dagıtmak ıste ulaşabıldıgı kadarıyla her ınsan bır zerre mutlaka gelır kanaatındeyım.

Görüşmek üzere..

Öyle.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sende sagol farklı bir bakış açısı ama bazı söylediklerinde haklısın insanın ilk özgür olacağı yer beyindeki sahip olduklarıdır lakin beyin özgür olsada aslında bakış açısıda insan için çok önemlidir söylediğim üzere bardağa insanın hangi bakış açısıyla bakabileceği önemlidir beyin bardağı bardak olarak algılar ona bır tanımlama yapamaz bu esnada bıze yetışen en buyuk yardımcı kalp ve ruh ılışkısıdır ınsan et kemık ve su ve kandan ıbarettır ama ınsan kalp ıkle ruh ılıskısı çok onemlıdır denıldıgı uzere ınsan sadece algılamakla degıl ınsan olabılmenın feyızıyle de şerbetlenmesı ve mayalanması gerektıgıdır ınsanı en özgür kılacak degerler ıse sahıp oldugu guzel bır kalp ı olması gerektıgıdır o yuzden denılır ya uzulme bardagına sular damla seklınde damlasada sen tasalanma onlar bır gun bırıkır ama sana meyva olur ama baskasına meyva olur sen yeterkı sukret yaradan sana yada senın vasıstasıyla bır baskasına meyvalar mutlaka verebılır onemlı olan sunulan nımetlerı gorebılmek ve bolca sukretmektır bu bıle ozgur olabılmenın en guzel fazıletlerındendır dıyebılırız..

O yuzden denılırya fazılet aramak ıstıyorsan önce şükretmekten geçer diye her insan bir değildir her insan her olaya aynı pencereden bakamaz ama paylaşmak ve etrafa ışık dagıtmak ıste ulaşabıldıgı kadarıyla her ınsan bır zerre mutlaka gelır kanaatındeyım.

Görüşmek üzere..

Öyle.


Bu sitede çok defa yazmışımdır ve örneklerini de gördüm. İnsanları zora sokan koşullar gibi görünse de çoğu zaman olaylara bakış açılarıdır ve esareti yaratan da budur yani villada oturup da mutsuz nice insan var çünkü yaşamda, doğru algılama şekli ile mutlu-özgür olma şansımız doğru orantılıdır.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Bu sitede çok defa yazmışımdır ve örneklerini de gördüm. İnsanları zora sokan koşullar gibi görünse de çoğu zaman olaylara bakış açılarıdır ve esareti yaratan da budur yani villada oturup da mutsuz nice insan var çünkü yaşamda, doğru algılama şekli ile mutlu-özgür olma şansımız doğru orantılıdır.
Villada oturup nice mutsuz insanlar evvela mutlaka vardır lakin tek göz odada kalıp ta yaşamda mutlu olan insanlarda mutlaka vardır mesele mutluluğu aramak değil mesele mutluluğa özgür şekilde ulaşabilmektir mesele dünyalık sahip olanlarda mutluluk aramak değildir mesele buranın dünyanlık birer durak olduğunu bilip en ufak şeylerden bile insanın kendisine mutluluk eriştirebilmesidir.

Dünyada parasız çark ne yazık ki dönmüyor lakin ihtiyacı kadarı yeteri kadarıda insanın şükretmesine vesile olabiliyor o yüzden insanın kendini tanıyabilmesi ve her daim kendi özgürlüğünü kendi iç dünyasında yaşayabilmesi çok önemlidir..

Mesela
Bu siteye gelip yer yer yazılar karalıyoruz burada bizim gibi bir çok insan var bazıları yazmayı tercih ederken bazıları okumayı tercih ediyor bazıları ise anlık girip çıkıyor ama aradaki nuansı görebiliyormuyuz bilemem ben söylemek isterim..

Sanal ortamdaki her platform birer geçiş duraklarıdır kim nerede olmak istiyorsa orada oluyor böyle platformlarda bizi diri tutan sahip olduğumuz nicklerimizdir buralarda çok zengin insanda olur orta hallide yada düşük düzeyli insanlarda olur ama mutlaka burada herkes eşit haklara sitee kurallarına sahiptir kimse sitede konumdan dolayı ötekileştirme yapılamaz lakin insiyatif her zaman admin önünde olur burada insanı özgür kılan saygısı duruşu ve ifade biçimleridir İnsan hangi pltformda olursa olsun saygınlıgından kışılıgınden ve durustlugunden ödün vermemesi çok önemli aslında herşey özenti ile başlar bir başkasının villada yaşaması ve hayatını örneklemek aslında o kişinin yaşam tarzının takip edilmesine dönüşür zamanla yaa orada ben olsam farklı şekilde olurduma gelir ve özenti ile durum devam eder..

Bizler başkalarına bakarak değil başkalarının deneeyimlerinden kendimize ders pay ve ödev çıkararak kendi yaşantımıza değerler biçmek bence daha mantıklı geliyor Benim hayatımı bir başkası yaşamayacak kendi hayatımı kendi hür özgür yaşamımımla kendim olduğu kadarıyla şekillendiririm diyebilmek gerekir..

Böyle.
 

Gezgin

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Ara 2009
Mesajlar
26
Tepkime puanı
2
Puanları
3
Yaş
38
Bu taklitçiliğin özünde taklit edilenin bir şeyleri daha doğru yaptığı düşüncesi var.

Sizce en doğru var mı yoksa herkesin doğrusu farklı mı? En doğruya inanıyorsanız özenmeniz olası.

Geçen minibüste kalıplaşmış doğruların dışına çıkmış saçını ve tırnağını maviye boyatmış bir kız görmüştüm. Kolunda bir dövme vardı. Dövmede "freedom" yazıyordu.

 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Bu taklitçiliğin özünde taklit edilenin bir şeyleri daha doğru yaptığı düşüncesi var.

Sizce en doğru var mı yoksa herkesin doğrusu farklı mı? En doğruya inanıyorsanız özenmeniz olası.

Geçen minibüste kalıplaşmış doğruların dışına çıkmış saçını ve tırnağını maviye boyatmış bir kız görmüştüm. Kolunda bir dövme vardı. Dövmede "freedom" yazıyordu.


Zamanın moda akımına uymak aslında o zamanın en dogru trendlerine ayak uydurmakla olabiliyor ve o zamanın trendine uymakla en doğru o olduğuna inanılıyor ve böylelikle aslında en doğru şekil ve imaj bu olabileceği durumuna geliyor ve buda beraberinde özenti ile gelen imaj değişikliği diyebiliriz..

İnsanın doğasında özenti hep var bir başkası gibi olma bir başkasına benzeme bir başkası gibi hareket etme aslında özgün olabilmek insanın kendi doğasını yaşayabilmesi en güzel olanı fakat bu durumu ne yazık ki çok az insan başarabiliyor...insan illa ki birşeylere özenebiliyor..

Minübüsteki kızın saçlarını maviye boyatmasıda aslında kendini farklı kılmıyor özgürlük akımı içerisinde olan gruplara gelen özentiyle kaynaklı diyebiliriz.

Böylece.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu taklitçiliğin özünde taklit edilenin bir şeyleri daha doğru yaptığı düşüncesi var.

Sizce en doğru var mı yoksa herkesin doğrusu farklı mı? En doğruya inanıyorsanız özenmeniz olası.

Geçen minibüste kalıplaşmış doğruların dışına çıkmış saçını ve tırnağını maviye boyatmış bir kız görmüştüm. Kolunda bir dövme vardı. Dövmede "freedom" yazıyordu.


Doğrular herkese göre elbette değişebilir fakat taklitçiliğin doğru olması pek mümkün görünmüyor çünkü insanın tüm özgünlüğünü yitirmesine sebep oluyor.

Saç rengi ya da dövme aykırılık kabul edilemez bana kalırsa fakat çoğu insan yadırgıyor. Dövme yaptırmakla ya da saçı maviye-turuncuya boyamakla özgür olunduğunu sanmak da mantıklı değildir.

Kısacası taklit edilenin doğruluğunu kontrol edecek insan pek yok çünkü böylesi işlerine geliyor. Çoğunluğa uymak her zaman insanda güven hissi yaratır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst