Saygı mı sevgi mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde admelih tarafından oluşturulan Saygı mı sevgi mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,252 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Saygı mı sevgi mi?
Konbuyu başlatan admelih
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

admelih

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Kas 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Değerli felsefe.net forum üyeleri,

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki genel tartışma alanı için kullanıcılara ayrılmıs alanda kesinlikle siyaset tartışma amacım yok sadece bi konuda görüşlerinizi almak isterim.

Atatürk'ü sevmek mi saygı duymak mı ?
 

idealist

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
eğer bana soracak olursanız size şunu söyleyebilirim;
saygı zorunluluktur
sevgi istemdir
yani bir insana sevmeye bilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız
bu yüzden
kişilik saygı değil sevgidir;çünkü zorunlu olmadan yapılan şeyler güzeldir...
sağlıcakla...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sevgi dogaldir. Saygi numenal algi, bilgi, bilinc ister. Sadece insanogluna ozgudur.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Ben babamı çok severim ve babama saygı duyarım. Atatürk de Türk Milletinin babası sayılmalıdır bence ve ben de bir Türk olarak Milletimizin Babası olan Atatürk'e hem saygı duyuyorum hem de sevgi besliyorum.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Sevgi/iyi/doğru dışında neyden beslenirse beslensin saygı şekilciliktir, bürokrasidir..ama toplumsal yaşam içinde vazgeçilmezdir,gerekliliktir.. iletişimin,sinerjinin ,güzelin ,iyinin, doğrunun başlangıcıdır, ha illa iyiyi güzeli başlatır diye bir şart yok tabi :) o zaman kısaca başlangıç/ big bangdir:) diyelim

Atatürkü önce -kendileri- anlamaya çalışsın insanlar..ona göre karar versinler..bilmeden birşeyi seven insan aynı sebeble nefrette edebilir ..ikiside yanlıştır bana göre..
 

idealist

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
saygı zorunluluktur sevgi ise hiç zorunluluk duygusuyla bağdaşmaz bu yüzden sevgi daha güzeldir...
 

Emperyoro

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Kas 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Zorla olan saygı saygı değildir bana göre.
 

Beril

Üye
Yeni Üye
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
210
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Değerli felsefe.net forum üyeleri,

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki genel tartışma alanı için kullanıcılara ayrılmıs alanda kesinlikle siyaset tartışma amacım yok sadece bi konuda görüşlerinizi almak isterim.

Atatürk'ü sevmek mi saygı duymak mı ?

Taraf olmak düşünceyi hapseder.Elbette çok seslilik olmalı! Düşünceleri ,hisleri fanatizme dönüştürmeden idrak edebilirsek kendimizde zaten ortada sorun kalmayacak.Sevgili Atatürk te bunu istedi Türk ulusundan.''Beni görmek demek beni görmek değil;benimilkelerimi,düşüncelerimi görebiliyorsan beni görmüş olursunuz''demiştir.Atatürk anlaşılmalı bence.Çünkü gerçek saygının olduğu yerde sevgi de kendiliğinden yeşerir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Saygı,sevgiden doğar.Sevmediğimiz hiçbir şeye saygı duyamayız.Çünkü sevmediğimiz her şeyle sürekli bir mücadele içindeyizdir.Buna savaşta diyebiliriz.Savaştığımız herhangi bir şeye de (ideoloji,insan,din vb)saygı duymamız imkansızdır.Atatürk konusuna gelince tarihi olayları kendi değerlerine göre yorumlayan birey, o kişiyi yapıktıklarından(düşündüklerinden,yazdıklarından vs.) dolayı sevebiliyorsa saygı da duyacaktır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Saygı,sevgiden doğar.Sevmediğimiz hiçbir şeye saygı duyamayız.Çünkü sevmediğimiz her şeyle sürekli bir mücadele içindeyizdir.Buna savaşta diyebiliriz.Savaştığımız herhangi bir şeye de (ideoloji,insan,din vb)saygı duymamız imkansızdır.Atatürk konusuna gelince tarihi olayları kendi değerlerine göre yorumlayan birey, o kişiyi yapıktıklarından(düşündüklerinden,yazdıklarından vs.) dolayı sevebiliyorsa saygı da duyacaktır.

Saygi sevgiden degil; algidan, biligiden, bilincten ve farkindaliktan dogar. Saygi duymadigin da seni sevmez. Aksine bir seye saygi duymak onu sevdigin icin degil; onun kendine yonelik dusunce/davranis ve uygulayis hak ve ozgurlugu oldugu icindir.

Bence sayginin tanimini yapmak yararli olur. Cunku senin saygidan ne algiladigin sana bu cumleleri yazdirir.

Benim saygi algim, farkin farkina varmak, hic bir farki one cikarmamak ve de yok saymamak ve her farki kendini ortaya koydugu gibi algilasmak ve icsellestirmek. Yani kisiyi kendini ortaya koydugu gibi algilamak ve kendi degerlerine yoneltme empozesine girmemek. Kendi degerlerini baskasina zorla, mudahele ile baski ile dayatmamak.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Saygi sevgiden degil; algidan, biligiden, bilincten ve farkindaliktan dogar. Saygi duymadigin da seni sevmez. Aksine bir seye saygi duymak onu sevdigin icin degil; onun kendine yonelik dusunce/davranis ve uygulayis hak ve ozgurlugu oldugu icindir.

Bence sayginin tanimini yapmak yararli olur. Cunku senin saygidan ne algiladigin sana bu cumleleri yazdirir.

Benim saygi algim, farkin farkina varmak, hic bir farki one cikarmamak ve de yok saymamak ve her farki kendini ortaya koydugu gibi algilasmak ve icsellestirmek. Yani kisiyi kendini ortaya koydugu gibi algilamak ve kendi degerlerine yoneltme empozesine girmemek. Kendi degerlerini baskasina zorla, mudahele ile baski ile dayatmamak.

Saygı duyamayacağınız bir görüş ve ideoloji ya da herhangi bir şey olursa ne yapacaksınız ? Benim saygı tanımım sevgi duyduğum herhangi bir şeye (bu şey bir birey,yeryüzü,görüş,kitap vs) ona sevgi duyacağım kadar benim gerçekliğim olduğu için saygı göstermektir yani onu yüceltmektir.Buna yüceltme diyorum çünkü benim yüksek ideallerime laik olabilmiş ve benim sevgimi hak etmiştir.Bana sevgi gibi bir değeri yaşattığı içinde ona saygı duyarım değer veririm(bu bir kadın bile olabilir).

Empoze konusuna gelince kimse kimseye kendi değerlerini empoze etme şerefine malesef ulaşamayacaktır.Zihinin bütünüyle kontrolü mümkün olmadığına göre birey o değerlere kendi iç dünyasında sevgi duymayacak ve değerlere hapsolmamış olacaktır.İçselleştirilmeyen hiç bir şey bireyde var olmaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Saygı duyamayacağınız bir görüş ve ideoloji ya da herhangi bir şey olursa ne yapacaksınız ? Benim saygı tanımım sevgi duyduğum herhangi bir şeye (bu şey bir birey,yeryüzü,görüş,kitap vs) ona sevgi duyacağım kadar benim gerçekliğim olduğu için saygı göstermektir yani onu yüceltmektir.Buna yüceltme diyorum çünkü benim yüksek ideallerime laik olabilmiş ve benim sevgimi hak etmiştir.Bana sevgi gibi bir değeri yaşattığı içinde ona saygı duyarım değer veririm(bu bir kadın bile olabilir).

Empoze konusuna gelince kimse kimseye kendi değerlerini empoze etme şerefine malesef ulaşamayacaktır.Zihinin bütünüyle kontrolü mümkün olmadığına göre birey o değerlere kendi iç dünyasında sevgi duymayacak ve değerlere hapsolmamış olacaktır.İçselleştirilmeyen hiç bir şey bireyde var olmaz.

Her zaman yaptigimi numenal insan ve insanlik adina sorunlarini dusunce olarak dile getirecegim. Zaten bir onceki mesajinizda bahsettiginiz dogal dusunceyi beb su anda olan dusunce olarak ve disaridan bakis acisi ve notr algi ile gozlem temelinde konusuna ve kavramina gore sorunsal resmini dile getiriyorum.

Umarim bu konuda bir yanlis anlasilma yoktur. Belki siz bunu sorgulayarak kendi acinizdan bireyci kurtulusa eriyorken, ben birey bilinci temelinde sadece kendimde degil; baskalarina da gozlemi sorunlari dile getirerek vermeye calisiyorum.

Konu "empoze etme serefine ulasmak" degil; robotlastirma, bananecilestirme, bireycilestirme, cemaat, suru psikolojisi ve korku felsefesinin yaptigi budur.

Bilhassa toplumumuzda olan ve toplumsal kisilik temelli biz/oteki ayrimciligi ve her turlu kutuplasma mucadelesinin temelinde "ben dogruyum/hakliyim v.s. o yanlis/haksiz v.s." empoze mucadelesi surmektedir.

Ingilizce de iki farkli kullanim vardir. Birincisi "to have it in mind" digeri "to own it in mind" Bu iki fark o kadar farkli iki bilinc ve farkindaliktir ki; biri her turlu degeri sahiplenirken ve kendine uymayana karsi cikarken, digeri sadece kullanir ve paylasir ve icsellestirerek once kendi beynindeki savasima son verir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Her zaman yaptigimi numenal insan ve insanlik adina sorunlarini dusunce olarak dile getirecegim. Zaten bir onceki mesajinizda bahsettiginiz dogal dusunceyi beb su anda olan dusunce olarak ve disaridan bakis acisi ve notr algi ile gozlem temelinde konusuna ve kavramina gore sorunsal resmini dile getiriyorum.

Umarim bu konuda bir yanlis anlasilma yoktur. Belki siz bunu sorgulayarak kendi acinizdan bireyci kurtulusa eriyorken, ben birey bilinci temelinde sadece kendimde degil; baskalarina da gozlemi sorunlari dile getirerek vermeye calisiyorum.

Konu "empoze etme serefine ulasmak" degil; robotlastirma, bananecilestirme, bireycilestirme, cemaat, suru psikolojisi ve korku felsefesinin yaptigi budur.

Bilhassa toplumumuzda olan ve toplumsal kisilik temelli biz/oteki ayrimciligi ve her turlu kutuplasma mucadelesinin temelinde "ben dogruyum/hakliyim v.s. o yanlis/haksiz v.s." empoze mucadelesi surmektedir.

Ingilizce de iki farkli kullanim vardir. Birincisi "to have it in mind" digeri "to own it in mind" Bu iki fark o kadar farkli iki bilinc ve farkindaliktir ki; biri her turlu degeri sahiplenirken ve kendine uymayana karsi cikarken, digeri sadece kullanir ve paylasir ve icsellestirerek once kendi beynindeki savasima son verir.

İşte bütün tartışmamızın temelini insana tamamen uçlar da bakıyor olmamız.Ben insanın güdülerinin dayatılan değerle bastırıldığını söylüyorum siz bunlar güdü değil doğal zihniyetin gereği insanlaşamama sorunu diyorsunuz.

Size bir soru sormak istiyorum şuanınızı düşünün sadece bir dk düşünün.Bu bir dk sonunda size diğer bireylere görünmemenizi sağlayacak bir yüzük vereceğim bu yüzüğü takınca siz bir dk önceki sizle aynı mı olacaksınız.Bu örnekle insanlar üzerine bir yorum yapabileceğimizi düşünüyorum.Bence başka bir başlık altın da(örneğin insanın doğası olabilir bu) değerleri ya da kavramları değilde insanı tartışmamız daha doğru olacaktır.Sizce de öyle mi ?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
İşte bütün tartışmamızın temelini insana tamamen uçlar da bakıyor olmamız.Ben insanın güdülerinin dayatılan değerle bastırıldığını söylüyorum siz bunlar güdü değil doğal zihniyetin gereği insanlaşamama sorunu diyorsunuz.

Genel hatlari ile bu alginiza katiliyorum. Ayrica umarim ikisi arasindaki fark ta algilaniyordur.

Size bir soru sormak istiyorum şuanınızı düşünün sadece bir dk düşünün.Bu bir dk sonunda size diğer bireylere görünmemenizi sağlayacak bir yüzük vereceğim bu yüzüğü takınca siz bir dk önceki sizle aynı mı olacaksınız.Bu örnekle insanlar üzerine bir yorum yapabileceğimizi düşünüyorum.Bence başka bir başlık altın da(örneğin insanın doğası olabilir bu) değerleri ya da kavramları değilde insanı tartışmamız daha doğru olacaktır.Sizce de öyle mi ?

Tabi olabilir, ama benim algimda insanoglu dogasi diye bir olgu yoktur. Bunu veren insanoglu dogal zihniyeti vardir. O yuzden konu insanoglunun fenomenal degil, numenal yeti degerleridir. Cunku fenomeni hareket ettiren bunlardir.

Bu acidan istersen, su baslikta devam edebiliriz. Bu arada sorunuzu ve sizce onemini aciklarsaniz, yanitin "ayni/farkli" olmasinin ne gibi bir algi farki doguracagi da algilanmis olur.

http://www.felsefe.net/felsefeye-giris/5431-numenal-quotinsanlasamamak-konusu.html
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Saygi sevgiden degil; algidan, biligiden, bilincten ve farkindaliktan dogar. Saygi duymadigin da seni sevmez. Aksine bir seye saygi duymak onu sevdigin icin degil; onun kendine yonelik dusunce/davranis ve uygulayis hak ve ozgurlugu oldugu icindir.

Bence sayginin tanimini yapmak yararli olur. Cunku senin saygidan ne algiladigin sana bu cumleleri yazdirir.

Benim saygi algim, farkin farkina varmak, hic bir farki one cikarmamak ve de yok saymamak ve her farki kendini ortaya koydugu gibi algilasmak ve icsellestirmek. Yani kisiyi kendini ortaya koydugu gibi algilamak ve kendi degerlerine yoneltme empozesine girmemek. Kendi degerlerini baskasina zorla, mudahele ile baski ile dayatmamak.

Saygı konusundaki fikirlerinize aynen katılıyorum.Saygı, emek, eğitim ve düşünsel çaba ile ulaşılabilir olandır.Sevgi, duygudaşlıktan doğan spontane/pragmatik içselleştirilmiş/yakın hissetme vb. ögeler de içerir.Ortak algı/çıkar/gereksinim bittiğinde de sona erer(annelik içgüdüsü dışında).
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
Saygının zorunluluk olduğu söylenmiş. Ben de öyle düşünürdüm ta ki aklıma şu soru gelene kadar: "Hitler'e saygı duyabilir miyiz?"
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Saygının zorunluluk olduğu söylenmiş. Ben de öyle düşünürdüm ta ki aklıma şu soru gelene kadar: "Hitler'e saygı duyabilir miyiz?"

....ve insan korku ve güç karşısında eğildi...içindeki ahlak yasasını çiğneyerek sapkınlara saygı göstermeyi öğrendi..en büyük düşmanını kendi eli ile büyüttü..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
....ve insan korku ve güç karşısında eğildi...içindeki ahlak yasasını çiğneyerek sapkınlara saygı göstermeyi öğrendi..en büyük düşmanını kendi eli ile büyüttü..

Konu insanoglunun korku ve guc karsisinda egilmesinden ziyede, kendi turu bunyesinde bu kavramlari kendini cikarci, ayrimci kilmak icin kendi turune karsi kullanmasidir. Yani sadece egilmedi, ayni zamanda egdi.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst