Parca ve Butun/Kap ve Icerik Uzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe'ye Giriş kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Parca ve Butun\/Kap ve Icerik Uzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,988 kez görüntülenmiş, 54 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe'ye Giriş
Konu Başlığı Parca ve Butun\/Kap ve Icerik Uzerine
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Gunumuzun epistemolojik gelismisligi temelinde; canli ve cansiz tum varliklarin; ortaya atilmis en kucuk parcasi belirlenmistir. Parca konusunda; evrimci ve bilimsel girisimler her zaman gozlemlendigi halde; yaratisiscilik ve akilli tasarim, hic bir zaman parca ile ilgilenmemis ve parcayi; tanriya teslim etmis ve mahkum kilmistir.

Hem evrim, hemde bilim ise; parca konusunda, en kucuk parcaya epistemolojik temelde ulasabilmek ve onu ortaya koyabilmek icin devamli gozlem ve teori uretmektedir. Her parcanin, ki epistemolojik olarak; hem ortaya konabilir daha kucugu ve hemde kendi tek butunu olacaktir. Buradaki, ilk butun; ayni parcalarin olusturdugu birimsel butundur. Mesela atom. Fakat, bu birimsel butunlerde, aslinda baska bir butunun parcasidir ve bu butun parca iliskisi bu sekilde surer gider. Ana butune gelindiginde; bu bilimsel olarak; bugun evren temelinde ortaya konmustur.

Yaratiliscilarin butunu ise bellidir, Yaratan, ki bu Allah, ilah, tanri v.s. olarak kavramlastirilmistir. Yaratilisciligin; parca ile ilgilenmemesinin disinda; butunde de, bir sabitligi soz konusudur. Bilim ise; bugun butunu orata epistemolojik temelde koymus olsa bile; bilimselliginden dolayi, onu da sorgulamakta ve nedenlemektedir.

Dini ve tanrisal temelde; bazi ideolojiler; evren-tanri bagini bir cesit inanc olarak ortaya koymuslardir. Her iki temelde de, goruldugu gibi.

Buradaki inanclar panteizm ve panenteizmdir. Her ikiside evreni fenomen olarak tanrilari ile ozdeslestirirler. Biri evrenin yaraticisi olarak alirken, digeri evren=tanri esitligini one surer. Buradaki ana sorun evrenin mekan olmasidir. Tanri bir mekandan ziyade bir varliksal anlam ve icerikte algilandigindan, tanrinin mekani ikileminde tanri mekan zamansal sorunu ortaya cikar. Tanri zamansiz kilinsa bile, bir mekani olmasi gerekir. Bu acidan yaratilisciligin bir baslangici ve sonucu olmasi yaninda; bilimin hem parca, hem de butun temelindeki epistemolojik olarak gozlem ve teorileri daimi olarak surmektedir.

Iste, bundan dolayi; yaratiliscilik sabit; bilim ve bilimsellik ise, epistemolojik duzeyde degiskendir. Yaratiliscilik, ancak; bilimin bu epistemolojik degisimine karsi; kendi inanci capinda bazi cevaplar turetmektedir. Ki, akilli tasarimcilikta bunlardan biridir.

Konuyu eger kap ve icerik temelinde ele alirsak; bilime gore epistemolojik kap, evren; yine bilime gore icerik ise; cesitli katagoriler temelinde siniflandirilmis; ve her katagorinin kendi bilim dali yaratilmistir.

Bu konuda ise; yaratisciligin, belirtebildigi bir inanc yoktur. Yani, tanri bir kap degildir, cunku insanoglu veya diger varliklar, tanrinin icinde, bunyesinde yer almaz. Sanki; tanri bir yerde; evren ve icindekiler baska bir yerdedir. Buradaki icerikte, yaratiliscilarin inancina gore; tanrinin icerigidir, yani nelere "muktedir"oldugu ve "ne" oldugu. Tanri kap olarak; algilanmadigindan; icerikte; kabin kapsami icinde bulunan, icinde barinan veya icinde yer alan v.s. olarak algilanmaz.

Butun bu aciklamalarin isiginda; insanoglunun en buyuk cikmazi ortaya cikmaktadir. Bilimsel olarak; epistemolojik temelde; ne parcanin en kucugune, ne de butunun en buyugune ulasamayacak olan insanoglu; nedense, kendisi de; bir butunun parcasi ve bir kabin iceriginin bir parcasi olarak; hem parcanin, ki bu parca hem kendi turu anlaminda, hemde kendi biri anlaminda, hem de butunun; ne oldugunu ortaya koymaya calismaktadir.

Bu parca/butunu ve kap/icerigi ortaya koyus; birincisi; sadece kendi turunu ilgilendirir; baska ve kendi turu disindaki parcalari hem kapsamaz hem de baglamaz.

Ustelik; insanoglu turu, sanki tum parcalarin sozcusuymus gibi; sirf kendi algisiyla butunu/kabi ortaya koymaya calismaktadir.

Bir parca ve iceriginin, butun ve kabini ortaya koymasi ancak kendi parca ve icerigi adina mumkundur, baska parca adina degildir.

Ustelik kendi parcasi dahil, parcalarida, butunlerini de ancak epistemolojik olarak ve temelde ortaya koyabilen insanoglu, parca ve icerigi, parca butununu v.s. yi de bu acidan sonlandirma olarak ortaya koyamamaktadir. Bu hem bilimsellige ters olur, hem de boyle bir sonlama inanctan oteye gecemez.

Bugun ve ayni turden olan bizler icin, herzaman; insanoglu; bir parca/icerik olarak sormus-cevaplamistir. Ne bu sorular-cevaplar bitecek; ne de bu sorular ve cevaplar; hem insanoglu turunun disindaki herhangi bir parcayi baglayacak, ne de insanoglunun kendi disindaki bu parcalar adina; yaptigi parca/butun ve kap/icerik sozculugu gecerli olacaktir.

Ayrica, bu zaten; butunun/kapin kendisini de ilgilendirmez. Cunku;

Butun/kap ve insanoglu disinda kalan parca ve icerik, ayni parcanin ve icerigin birer uyesi olarak ancak bizler eliyle, bizim algimiz ile ortaya konabilir. Bizim kendi parca ve icerigimiz de buna dahildir. Bizim disimizda kalan ve yine bizim algimiz ile ortaya konan, kendi kendini ortaya kendi adina koysa bile, bizim bu ortaya konani kendi algimiz disinda koyan adina algilayacagimiz bir dialogumuz yoktur. Ayrica bu oznel ve teleolojik icerik, yine sadece biz insasnoglu turune aittir. Baska parcalarin ya da butunun boyle bir icerigi oldugunu dusunmek, onlara kendi yeti ve ozelliklerimizi yuklemekten baska bir sey degildir. Bu temelde ortaya koyamayis ve konanlara cevap veremeyis olmak ve boyle bir sorunu olmamak insanoglu disindaki her parca icin gecerlidir.

Bu da bize;"evren, sirf dunya yasami icin mi var?" sorusuna; "evren ve dunya, sirf insanoglu icin mi var?" sorusunu sordurtur.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Tanrı; herşeye gücü yeten/hiçbirşeye ihtiyacı olmayan....... ..... şimdi bu özeliklere sahip bir Tanrıya inanan bir insanın onun için zamanda olduğu gibi mekandada bir anlayış zorlugu ile karşılaşması mümkün degil ..çünkü ilk baştaki özellikleride zaten akılsal yargılamalarla anlaması tam olarak mümkün değil:) işte ben mantık dizininde/zincirinde, elimde geldiğince buna dikkat ederim/farketmeye çalışırım..

örneğin Dinlere yöneltilen; bu dinin Tanrısı bizi korkuyla, Cehennemle inanmaya/ emirlerine itaate zorluyor mantıksal çıkarımı mesala..Tanrı bunu isteseydi ortaya gerçek bir tehdit koyar, yada gösterir bu istediğini zaten alırdı.. bu ve benzeri bağlantısı kırık mantıkla Tanrı reddedilmez.. çünkü senin inandığın Tanrı diğer özelliklerinde böyle birşey (anlattığım durum) yapmayacağını beyan ediyor ve Tanrının kendi özelliklerinede sığmıyor zaten bu mantalite.... o zaman böle mantık yürütme kökten reddet..

kısaca Tanrıyı gerek dinlerde gerekse dogada/kainatta sadeleştirmeler yaparak yargılamak yanlış sonuçlara götürebiliyor..

tekrar sorgulamanıza dönersem ve kendi aklımın yettiğince cevaplamaya çalırsam sorgulamanızı şöyle derim;

Tanrı herşeyin dolayısıda -Hiç-liğinde sahibidir..o hiçliğede hükmedebilir yani.. mekan mantıksal kurgusu Konu Tanrı olunca dörtbir yanından kırılır ve dökülür..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Tanrı; herşeye gücü yeten/hiçbirşeye ihtiyacı olmayan....... ..... şimdi bu özeliklere sahip bir Tanrıya inanan bir insanın onun için zamanda olduğu gibi mekandada bir anlayış zorlugu ile karşılaşması mümkün degil ..çünkü ilk baştaki özellikleride zaten akılsal yargılamalarla anlaması tam olarak mümkün değil:) işte ben mantık dizininde/zincirinde, elimde geldiğince buna dikkat ederim/farketmeye çalışırım..

örneğin Dinlere yöneltilen; bu dinin Tanrısı bizi korkuyla, Cehennemle inanmaya/ emirlerine itaate zorluyor mantıksal çıkarımı mesala..Tanrı bunu isteseydi ortaya gerçek bir tehdit koyar, yada gösterir bu istediğini zaten alırdı.. bu ve benzeri bağlantısı kırık mantıkla Tanrı reddedilmez.. çünkü senin inandığın Tanrı diğer özelliklerinde böyle birşey (anlattığım durum) yapmayacağını beyan ediyor ve Tanrının kendi özelliklerinede sığmıyor zaten bu mantalite.... o zaman böle mantık yürütme kökten reddet..

kısaca Tanrıyı gerek dinlerde gerekse dogada/kainatta sadeleştirmeler yaparak yargılamak yanlış sonuçlara götürebiliyor..

tekrar sorgulamanıza dönersem ve kendi aklımın yettiğince cevaplamaya çalırsam sorgulamanızı şöyle derim;

Tanrı herşeyin dolayısıda -Hiç-liğinde sahibidir..o hiçliğede hükmedebilir yani.. mekan mantıksal kurgusu Konu Tanrı olunca dörtbir yanından kırılır ve dökülür..

Benim mesajlarimda konu tanrinin kabulu/reddi, varligi/yoklugu ve inanmasi/inanmamasi, sudur/degildir'i degil; Bilimsel olarak bir kavram oldugu ve ifadesinin de bilimsel olmadigidir. Fenomenal goruntu vermeyen hic bir sey bilimsel degildir. Bu baslikta da tanrinin zamandan bagimsiz olarak algilanmasi halinde bile, mekandan bagimsiz olamaz. Bu da tanriyi mekansiz yapar, ya da bir mekana ozdes kilar. Bunu da panenteizm ve panteizm olarak acikladim, hepsi bu.

Sonucta tanri kavramini ifade etmek ve tanri kavrami bunyesinde olumlu/olumsuz bir taraf almak, beynin bir akilci ihtiyacidir. Bu ihtiyaca ancak ihtiyac duymayan, tanri kavramini da diger kavramlar da oldugu gibi notr algi ve disaridan bakis acisi ile, yani tanri disi dile getirir. Evrensel-insan zihniyetinin yaptigi da budur.

Benim bir birey olarak serbest dusunurlugum, tanrinin varliksal degil, sosyal bilgi temelindedir ve herturlu ve herbiri dahil hic bir tanriya inanc besleme ve duyma ihtiyacinda degilim. Hicligi ve yoklugu ben nedir basliklarinda acikladim. Bunlar sadece insanoglunun varladiginin olumsuz ifadeleridir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Benim mesajlarimda konu tanrinin kabulu/reddi, varligi/yoklugu ve inanmasi/inanmamasi, sudur/degildir'i degil; Bilimsel olarak bir kavram oldugu ve ifadesinin de bilimsel olmadigidir. Fenomenal goruntu vermeyen hic bir sey bilimsel degildir. Bu baslikta da tanrinin zamandan bagimsiz olarak algilanmasi halinde bile, mekandan bagimsiz olamaz. Bu da tanriyi mekansiz yapar, ya da bir mekana ozdes kilar. Bunu da panenteizm ve panteizm olarak acikladim, hepsi bu.

Sonucta tanri kavramini ifade etmek ve tanri kavrami bunyesinde olumlu/olumsuz bir taraf almak, beynin bir akilci ihtiyacidir. Bu ihtiyaca ancak ihtiyac duymayan, tanri kavramini da diger kavramlar da oldugu gibi notr algi ve disaridan bakis acisi ile, yani tanri disi dile getirir. Evrensel-insan zihniyetinin yaptigi da budur.

Benim bir birey olarak serbest dusunurlugum, tanrinin varliksal degil, sosyal bilgi temelindedir ve herturlu ve herbiri dahil hic bir tanriya inanc besleme ve duyma ihtiyacinda degilim. Hicligi ve yoklugu ben nedir basliklarinda acikladim. Bunlar sadece insanoglunun varladiginin olumsuz ifadeleridir.

eyvah eyvah:( yazımı birdaha okuyunca şahıs eklerimin gayet yanlış anlaşılmaya uygun oldugunu fark ettim..size yönelik değil o şahıs ekleri genele yönelik ama evet öyle anlaşılmıyor... öncelikle kusura bakmayın üstad..Benim en yakın arkadaşlarımda oldukça fazla sayıda A- deist ve teist var..alışkınım yani :) elbette tarafım bu durumdan hoşnutum diyemem ama kolay kolay hırçınlaşmam bu sebeble..yanlış olmasın efenim size yönelik yazmadım bir kez daha tenzih ediyorum..sizin deyimizinle yazara yönelmedim:) ama asla yönelmem diyemem onuda söleyim :)


epistemolojik zemindeki rasyonellik yada mantıksallıkla mekan zorunluluğuna katılmıyorum..heryerde olmak ,hiçbiryerde olmamak mantıksal karşılığını doğuruyor.aynı şeyi ifade etmiş oluyoruz..nese böle karmaşık oldu..


mekanı hiçlikten ayıran nedir? boşluk kime göre neye göre mekandır? hiçlik kime göre neye göre mekan değildir? epistemoloji/bilim ikilisi bunun cevabını verebilir mi? kısaca epistemoloji yada bilim bilmediği Tanrıya mekanı nasıl zorunlu kılar? bu zaten bilimsel olamaz ki..evrenin dışı hakkında bilinen bişi yok hiçlik hakkındada varlığın olumsuzu tanımı hiçbirşey ifade etmiyor..kısaca durum karmana çormana üstad..

benim dediğim Tanrı özellikleri itibari ile hiçlik karşısında noksanlık göstermiyecek onada hükmedecektir özetle..Sınırlanamaz bir kudreti ne sınırlayabilir? sınırlarsa kudret sınırsız değildir..sonucu çıkar mantık baştan çöker .. mantıksal çıkarımım ve anlatmaya çalıştığım budur...
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
bu konuyu keşkem Sevgili Okur Yazar görsede düşüncesini paylaşsa..Mekan- sızlık tam onluk konu ya.. gör bu konuyu sevgili Okur Yazar ..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
eyvah eyvah:( yazımı birdaha okuyunca şahıs eklerimin gayet yanlış anlaşılmaya uygun oldugunu fark ettim..size yönelik değil o şahıs ekleri genele yönelik ama evet öyle anlaşılmıyor... öncelikle kusura bakmayın üstad..Benim en yakın arkadaşlarımda oldukça fazla sayıda A- deist ve teist var..alışkınım yani :) elbette tarafım bu durumdan hoşnutum diyemem ama kolay kolay hırçınlaşmam bu sebeble..yanlış olmasın efenim size yönelik yazmadım bir kez daha tenzih ediyorum..sizin deyimizinle yazara yönelmedim:) ama asla yönelmem diyemem onuda söleyim :)


epistemolojik zemindeki rasyonellik yada mantıksallıkla mekan zorunluluğuna katılmıyorum..heryerde olmak ,hiçbiryerde olmamak mantıksal karşılığını doğuruyor.aynı şeyi ifade etmiş oluyoruz..nese böle karmaşık oldu..


mekanı hiçlikten ayıran nedir? boşluk kime göre neye göre mekandır? hiçlik kime göre neye göre mekan değildir? epistemoloji/bilim ikilisi bunun cevabını verebilir mi? kısaca epistemoloji yada bilim bilmediği Tanrıya mekanı nasıl zorunlu kılar? bu zaten bilimsel olamaz ki..evrenin dışı hakkında bilinen bişi yok hiçlik hakkındada varlığın olumsuzu tanımı hiçbirşey ifade etmiyor..kısaca durum karmana çormana üstad..

benim dediğim Tanrı özellikleri itibari ile hiçlik karşısında noksanlık göstermiyecek onada hükmedecektir özetle..Sınırlanamaz bir kudreti ne sınırlayabilir? sınırlarsa kudret sınırsız değildir..sonucu çıkar mantık baştan çöker .. mantıksal çıkarımım ve anlatmaya çalıştığım budur...

Rica ederim. Sen eger yazara yonelirsen ve bu konuda da kisiselligi one cikarirsan! merak etme, ben seni uyaririm. :)

Yapilandirmaci epistemolojik temelinde her sey bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugu icin, spatiotemporal temeldeki bir algi soz konusudur. Zaman ve yer insanoglu parcasini tamamlayan bir butundur. Yerde ikamet eder, zamanda yasar. "hicbiryerde olmamak" soyleminin hic bir mantigi yoktur, sadece aklin bir inancidir. Hiclikte bosluk olarak bir mekandir. Eger bir seyden bahsediliyorsa, o mutlaka mekansaldir. Mekansal olmayan sey olamaz. Nerede sorusu mekani belirler. Bilim tanrinin yerinin akilda oldugunu pekala bilir. Tanrinin mekani akildir. Buradaki bilimsellik, tanri degil; bu kavramin insanoglu uzerindeki her turlu etkisinin gozlemidir. Zaten kullandigin "hukmetmek" eylemi aklin bir urunudur. Bu da tanrinin mekanini akil olarak belirler. Dolayisi ile insanoglu ya aklinda tanriya bir anlam ve icerik ve ifade verir, ya da verilmisi gozlemler. Bilimsel olan ikincisidir.

Bana kudretin tanimini yaparmisin? Aklin inandigi ve kendine dogruladiklarinda mantik aranmaz.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Rica ederim. Sen eger yazara yonelirsen ve bu konuda da kisiselligi one cikarirsan! merak etme, ben seni uyaririm. :)

Yapilandirmaci epistemolojik temelinde her sey bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugu icin, spatiotemporal temeldeki bir algi soz konusudur. Zaman ve yer insanoglu parcasini tamamlayan bir butundur. Yerde ikamet eder, zamanda yasar. "hicbiryerde olmamak" soyleminin hic bir mantigi yoktur, sadece aklin bir inancidir. Hiclikte bosluk olarak bir mekandir. Eger bir seyden bahsediliyorsa, o mutlaka mekansaldir. Mekansal olmayan sey olamaz. Nerede sorusu mekani belirler. Bilim tanrinin yerinin akilda oldugunu pekala bilir. Tanrinin mekani akildir. Buradaki bilimsellik, tanri degil; bu kavramin insanoglu uzerindeki her turlu etkisinin gozlemidir. Zaten kullandigin "hukmetmek" eylemi aklin bir urunudur. Bu da tanrinin mekanini akil olarak belirler. Dolayisi ile insanoglu ya aklinda tanriya bir anlam ve icerik ve ifade verir, ya da verilmisi gozlemler. Bilimsel olan ikincisidir.

Bana kudretin tanimini yaparmisin? Aklin inandigi ve kendine dogruladiklarinda mantik aranmaz.

ahaa !! moderatör olduğunuzu unuttum bir an iyi mi ! ya bu arada üstad ben geldiğimden beri hiç uyarı almadım ..bozuluyorum bazen:) tatlı su anarşisti oldum ben galiba:)

Mekansal olmayan şey olamaz ! hayır! bu sırtını bilinmeyene dayamaktır..ki bilinmeyenlerin ensesi bayağı kalındır :)

Tanrının Mekanı Akıldır ! gönülde de olabilir ama..:)

ben mantık dizinini elimden geldiğince kırmamaya çalışıyorum..

Kudret sorunuzdan kastınızı anladım..bu konuyu biraz zamana bırakalım üstad ..çünkü bu açtığınız konu çok çok çok bilinmeyenli..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
ahaa !! moderatör olduğunuzu unuttum bir an iyi mi ! ya bu arada üstad ben geldiğimden beri hiç uyarı almadım ..bozuluyorum bazen:) tatlı su anarşisti oldum ben galiba:)

Mekansal olmayan şey olamaz ! hayır! bu sırtını bilinmeyene dayamaktır..ki bilinmeyenlerin ensesi bayağı kalındır :)

Tanrının Mekanı Akıldır ! gönülde de olabilir ama..:)

ben mantık dizinini elimden geldiğince kırmamaya çalışıyorum..

Kudret sorunuzdan kastınızı anladım..bu konuyu biraz zamana bırakalım üstad ..çünkü bu açtığınız konu çok çok çok bilinmeyenli..

Oradaki "uyari" simdiki gibi, tirnak icinde olacakti, kusura bakma!

Dedimya akilda mantik aranmaz. Bilimde mekansiz ve zamansiz bir sey olmadigi halde, aklin inancinda olmasi da bunu gosteriyor, zaten. Bilim bilimsel olarak bilinmiyen hakkinda akil yurutmekten ziyade, gozlemini dile getirir. Dogru Kuran'da bildigim kadariyla, beyin yerine kalpten bahsediliyor.

Sadece kudret kavramindan ne algiladigini ve bu kavrama nasil bir anlam ve icerik verdigini sordum.

Biliyorsun, matematikte bilinmiyenli denklemler vardir, ama cozumu ile beraber.

Bir; sence butun mudur, parca midir? Mustakilligi var midir, yok mudur?
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Oradaki "uyari" simdiki gibi, tirnak icinde olacakti, kusura bakma!

Dedimya akilda mantik aranmaz. Bilimde mekansiz ve zamansiz bir sey olmadigi halde, aklin inancinda olmasi da bunu gosteriyor, zaten. Bilim bilimsel olarak bilinmiyen hakkinda akil yurutmekten ziyade, gozlemini dile getirir. Dogru Kuran'da bildigim kadariyla, beyin yerine kalpten bahsediliyor.

Sadece kudret kavramindan ne algiladigini ve bu kavrama nasil bir anlam ve icerik verdigini sordum.

Biliyorsun, matematikte bilinmiyenli denklemler vardir, ama cozumu ile beraber.

Bir; sence butun mudur, parca midir? Mustakilligi var midir, yok mudur?

akılda mantık aranmaz mı !! et tırnaktan ayrılmaz ..

Özel Kutsal Kitap ismi zikretmişsiniz üstad ..işte bu sohbeti/paylaşımı kökünden sarsar..özel isimler anılmadanda birçok şey anlaşılabiliyor zaten..öyleyse bu bir elzem mi? değil ..faydası mı çok, zararı mı?

Kudret; kelimesini kime yönelttiğime ve cümle içindeki yerine göre değişebiliyor..Kudret kısaca insanda ; kendine hakimiyet,hükmetme,zaafları insanı sarssa bile anlık bile olsa yıkılmama,güçlü olma, anlamında ..

Bilinmeyenli denklerde mantık bütünlü süreklilik (kural anlamında sabitlik) arz eder ve duruma göre esneklik göstermez..ama insan çoğu zaman sorgulamalarında bu mantık zincirini kırar, esnetir, sündürür,kendine çeker v.s yani sonunda Saçma /uyumsuza getirir..ama kendi süper anlamlar(!) çıkarır..bir bakarsınız tüfek saçmalarını birleştirip tank mermisi yapmış :)

Bir; neyin biri? nasıl bir bir? modern bilime göre parça diye bişi var mı? bütün diye bişi var mı? her parçanın, parçası var mı yok mu? bütün nerede bitiyor ki Parça başlıyor? vs vs
Üstad isterseniz bende size cevaplanamıyacak ama bir amaca hizmet edecek birkaç soru sorayım?

ama hayır! bunlar bize birşey kazandırmaz..siz inandığınız doğrulara göre işletiyorsunuz tüm sistemleri (akıl,mantık.bilim,bilgi vs).. serbest düşünürüm diyorsunuz! inanın hiç öyle görünmüyor..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
@akılda mantık aranmaz!

-mantıkta akıl aramamızın mahzuru yoktur umarım :)-


akla sahip olup! ve dahi..o'aklı yürütmeden ne gözlem ne gözlem'e yönelme ne gözlemleme süreci olmazken...
bilimde; kimyadan olup, yine kimyası geregi reaksiyonda velâkin ölçümlenemeyen geçişlerde olan,! her/bir oluşumu -o' oluş/um- ol ay/dınlanıncaya (bizce) olgu gözlem verinceye degin- mekansız zamansız (ancak) VAR/sayar!

insan, bu biyolojik formasyonu ile bilinçli olsun.... vel hâsıl!!! kaynağı-n-da, bilinç olmasın -bilinci içermesin- herşey, tesadüfi gelişime bağlansın-olsun!
--işte bu şekil düşünmek mantıksız ve ben bir mantığa! ve O' mantıkta da bir akl'a ihtiyaç duyuyorum-

dolayısıyıyle düşünüyorum ki..
canli tabiatın biyolojik gelişiminin soy agacını bilim daha bunca öngörüp detaylandırıp çizememişken
Kur'an!! diyor.... ki -''cebrail/vah'y'' melek-e!! bildiriyor.. halefi (beni adem)(elçi) aktarıyor -

Âl-i imrân 59 :'....onu topraktan yarattı. sonra ona “ol” dedi. o da -hemen- oluverdi.

şimdi o devirden bu devire ilimi bilimi gözlemi deneyi ile gelişen insanlık ilk canlı oluşumdan gelişim ile en ileri form insana değin tabiatını gözlemliyor ve bu 'topraktan oluşum'u yerli-yerine isterse düzgün oturtabiliyor da

biyolojik soy ağacı- dünyada canlı hayat /toprak ve OLuşum Süreci!

─ Bitkiler
├─ Mantarlar
├─ Protistler
├─ Bakteriler
─ Hayvanlar
├─ Omurgasızlar └─ Omurgalılar ├─ Kuşlar ├─ Sürüngenler ├─ Balıklar ├─ Amfibiler └─ Memeliler ├─ Etçiller ├─ Deniz memelileri ├─ Kemirgenler ├─ Yarasalar ├─ Böcekçiller ├─ Keseliler └─ Primatlar ├─ Önmaymunlar ├─ Maymunlar └─ İnsansılar ├─ Gibon ├─ Şempanze ├─ Goril ├─ Orangutan └─ İnsan

demem o ki Kur'an kalbden ziyade beyin'e beyinle hitap ediyor ve.. ne az düşünürsünüz/hiç düşünmezmisiniz diye defaatle de tekrar ediyor

ve/fakat...Bilime yönlendirdiği halde bilmek için niyet ve amel ile, egoyu aşmak.. üst bir çaba içinde olup, İnsanlıga! onun birliğine ermek gerektiğinden...
insan sa henüz kendi nefsine hizmetin hazzına doyamadığından-dengeyi sağlayamadığından!!... ve yine O'nun... birliği!ndeki ikili mana dualiteyi -anlamaya - çalışmadan inandık kabul ettik deyip de ancak kendi birine hizmet etmekten vazgeçemediğinden... olacak, parça bütün -kap içerik daha çook tartışmalıdır!

Kuranın yolu gösteren ışığı...uyarısı-önerisi-tebliği, anlayışta takılı olduğu halde uygulamada deneme, yanılma -yine de-yol alınıyorsa ve halen bu gelişme yavaş diye düşünülüyor sa
diyebiliriz ki... ha deyip hak'ı usulünce bilmedikçe, hakkı niyet ile amele işlemedikçe insanın kaderi de insanliğin kederi de- akibeti de degişmez

ne diyebilirim ki-başka... kudretinden sual olmayan O' insana, kıyamıyor-kırmıyor ! velâkin zamanı var gelişsin anlayışı deyi ekip biçtirip kendim ettim kendim buldum dedirtiyor
Hayat...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
akılda mantık aranmaz mı !! et tırnaktan ayrılmaz ..

Özel Kutsal Kitap ismi zikretmişsiniz üstad ..işte bu sohbeti/paylaşımı kökünden sarsar..özel isimler anılmadanda birçok şey anlaşılabiliyor zaten..öyleyse bu bir elzem mi? değil ..faydası mı çok, zararı mı?

Kudret; kelimesini kime yönelttiğime ve cümle içindeki yerine göre değişebiliyor..Kudret kısaca insanda ; kendine hakimiyet,hükmetme,zaafları insanı sarssa bile anlık bile olsa yıkılmama,güçlü olma, anlamında ..

Bilinmeyenli denklerde mantık bütünlü süreklilik (kural anlamında sabitlik) arz eder ve duruma göre esneklik göstermez..ama insan çoğu zaman sorgulamalarında bu mantık zincirini kırar, esnetir, sündürür,kendine çeker v.s yani sonunda Saçma /uyumsuza getirir..ama kendi süper anlamlar(!) çıkarır..bir bakarsınız tüfek saçmalarını birleştirip tank mermisi yapmış :)

Bir; neyin biri? nasıl bir bir? modern bilime göre parça diye bişi var mı? bütün diye bişi var mı? her parçanın, parçası var mı yok mu? bütün nerede bitiyor ki Parça başlıyor? vs vs
Üstad isterseniz bende size cevaplanamıyacak ama bir amaca hizmet edecek birkaç soru sorayım?

ama hayır! bunlar bize birşey kazandırmaz..siz inandığınız doğrulara göre işletiyorsunuz tüm sistemleri (akıl,mantık.bilim,bilgi vs).. serbest düşünürüm diyorsunuz! inanın hiç öyle görünmüyor..

Sen gonulden bahsedince, aklima o ornek geldi ve verdim. Herhangi bir niyet ve/veya amac gutmedim.

Sence bu guc tanridan mi geliyor?

Pozitif bilimlerde zaten esneklik yoktur, hersey bir bilim dalina gore disipline, formule, teoriye dayanir. Yani sadece bilgi uygulanir, dusunce uretimi gerekmez.

Sosyal bilimler ve sosyal bilgi ise, tamamen goreci ve degiskendir. Esneklik te burdan gelir. Ama sorun, goreci ve degiskenligin kendinde degil; farkli inaclar ve ideolojik etik degerlerde olmasidir. Mesela namus algisi torede bellidir, ama baska bir toplumda da baska turlu bellidir. Iste bu bellilik inanc ve aliskanligi kendi belliliginde sabittir. Fark ise belirlenen sabitliklerin farkliligi, goreciligi ve degiskenligi degildir, sabit farklari biribirine gore goreci ve degiskendir.

Kisaca sabitler degisken degildir, sabit farklari biribirine gore degisken ve gorecidir. Yani namus ile ilgili olarak sabit inanc ve etik yonlendirim ve yaptirim verilene gore aynidir. Ancak verilen sabit inan ve etik yonlendirim ve yaptirimlar farkli toplumlarda farkli verilir.

Iste bu sordugun sorular zaten metafizigin varliksal tartismasidir. Benim inandigim dogrular yoktur. Serbest dusunce tum inanilmis ve ideolojik dogrulari hic birinde yer almadan ve hic birinden taraf olmadan gozlemleyebilme ve hepsini kendi dogruluk sorunu bunyesinde numenal insanliga gore dile getirebilmedir.

Iste burada olan gozlem inancsal ideolojik dogrularin sabitligi, sahipliligi, farkliligi, goreceliligi ve sabitlik farklari ve cesitliligidir. Bu da sosyal bilimlerin olgu olabilmesini onler ve sadece bilimsel gozlem ile olgusal bulgu ve statistik veriler ortaya koyar. Yani "su namus algisindaki gozlemin verdigi ortak sorun bu iken, su namus algisindaki ise budur", gibi.

Iste bu temelde serbest dusunce kendi inancsal ve ideolojik dogrusu olmadigi gibi, tum inancsal ve ideolojik dogrulara da esit mesafededir, birini digerine tercih etmez, birini digerine ustun/alt kilmaz ve hepsini kendi inanc dogrusu bunyesinde gozlemler ve sorununu dile getirir.

Sen serbest dusunceden ne algiliyorsun?, bu konuda bir baslik ta var. Buradaki dusuncenin serbestligi olan herhangibir olumlu/olumsuz inancsaldan ve her turlu etik ideolojik yonlendirim ve yaptirimdan sabitlik sahiplik savunu/karsi cikistan serbest olmak ve numenal yetiyi bir inancsal ve ideolojik dogru ile sinirlamamak ve ufkunu kapatmamaktir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
@akılda mantık aranmaz!

-mantıkta akıl aramamızın mahzuru yoktur umarım :)-


akla sahip olup! ve dahi..o'aklı yürütmeden ne gözlem ne gözlem'e yönelme ne gözlemleme süreci olmazken...
bilimde; kimyadan olup, yine kimyası geregi reaksiyonda velâkin ölçümlenemeyen geçişlerde olan,! her/bir oluşumu -o' oluş/um- ol ay/dınlanıncaya (bizce) olgu gözlem verinceye degin- mekansız zamansız (ancak) VAR/sayar!

insan, bu biyolojik formasyonu ile bilinçli olsun.... vel hâsıl!!! kaynağı-n-da, bilinç olmasın -bilinci içermesin- herşey, tesadüfi gelişime bağlansın-olsun!
--işte bu şekil düşünmek mantıksız ve ben bir mantığa! ve O' mantıkta da bir akl'a ihtiyaç duyuyorum-

dolayısıyıyle düşünüyorum ki..
canli tabiatın biyolojik gelişiminin soy agacını bilim daha bunca öngörüp detaylandırıp çizememişken
Kur'an!! diyor.... ki -''cebrail/vah'y'' melek-e!! bildiriyor.. halefi (beni adem)(elçi) aktarıyor -

Âl-i imrân 59 :'....onu topraktan yarattı. sonra ona “ol” dedi. o da -hemen- oluverdi.

şimdi o devirden bu devire ilimi bilimi gözlemi deneyi ile gelişen insanlık ilk canlı oluşumdan gelişim ile en ileri form insana değin tabiatını gözlemliyor ve bu 'topraktan oluşum'u yerli-yerine isterse düzgün oturtabiliyor da

biyolojik soy ağacı- dünyada canlı hayat /toprak ve OLuşum Süreci!

─ Bitkiler
├─ Mantarlar
├─ Protistler
├─ Bakteriler
─ Hayvanlar
├─ Omurgasızlar └─ Omurgalılar ├─ Kuşlar ├─ Sürüngenler ├─ Balıklar ├─ Amfibiler └─ Memeliler ├─ Etçiller ├─ Deniz memelileri ├─ Kemirgenler ├─ Yarasalar ├─ Böcekçiller ├─ Keseliler └─ Primatlar ├─ Önmaymunlar ├─ Maymunlar └─ İnsansılar ├─ Gibon ├─ Şempanze ├─ Goril ├─ Orangutan └─ İnsan

demem o ki Kur'an kalbden ziyade beyin'e beyinle hitap ediyor ve.. ne az düşünürsünüz/hiç düşünmezmisiniz diye defaatle de tekrar ediyor

ve/fakat...Bilime yönlendirdiği halde bilmek için niyet ve amel ile, egoyu aşmak.. üst bir çaba içinde olup, İnsanlıga! onun birliğine ermek gerektiğinden...
insan sa henüz kendi nefsine hizmetin hazzına doyamadığından-dengeyi sağlayamadığından!!... ve yine O'nun... birliği!ndeki ikili mana dualiteyi -anlamaya - çalışmadan inandık kabul ettik deyip de ancak kendi birine hizmet etmekten vazgeçemediğinden... olacak, parça bütün -kap içerik daha çook tartışmalıdır!

Kuranın yolu gösteren ışığı...uyarısı-önerisi-tebliği, anlayışta takılı olduğu halde uygulamada deneme, yanılma -yine de-yol alınıyorsa ve halen bu gelişme yavaş diye düşünülüyor sa
diyebiliriz ki... ha deyip hak'ı usulünce bilmedikçe, hakkı niyet ile amele işlemedikçe insanın kaderi de insanliğin kederi de- akibeti de degişmez

ne diyebilirim ki-başka... kudretinden sual olmayan O' insana, kıyamıyor-kırmıyor ! velâkin zamanı var gelişsin anlayışı deyi ekip biçtirip kendim ettim kendim buldum dedirtiyor
Hayat...

Kuran, 1400 yil oncesinin cografi ve toplumsal yapi ve isleyisine yonlendirim ve yaptirim getiren bir etik, metafizik rehber olabilir. Bu sadece o tarihi, toplumu ve cografyayi baglar. 21. yuzyilda bu rehberligini her yonuyle yitirmistir. Bugun her yonuyle farkli bir dunya, farkli yasam ve iliskiler, farkli teknik ve bilimsel duzey ve farkli bilgi ve algi mevcuttur.

1400 yil oncesinin bir rehberini gunumuze tasimak ve adapte etmek, sadece aklin inancindan ve bu inanci sabitleyip, sahiplenmesinden ve de her turlu muhafazakarligindan ve yeninin onunu kesme mucadelesinden baska bir sey degildir.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Kuran, 1400 yil oncesinin cografi ve toplumsal yapi ve isleyisine yonlendirim ve yaptirim getiren bir etik, metafizik rehber olabilir. Bu sadece o tarihi, toplumu ve cografyayi baglar. 21. yuzyilda bu rehberligini her yonuyle yitirmistir. Bugun her yonuyle farkli bir dunya, farkli yasam ve iliskiler, farkli teknik ve bilimsel duzey ve farkli bilgi ve algi mevcuttur.

1400 yil oncesinin bir rehberini gunumuze tasimak ve adapte etmek, sadece aklin inancindan ve bu inanci sabitleyip, sahiplenmesinden ve de her turlu muhafazakarligindan ve yeninin onunu kesme mucadelesinden baska bir sey degildir.

Sayın evrensel insan bir önceki mesajınızda,

evrensel insan@ 'Kuran'da bildigim kadariyla, beyin yerine kalpten bahsediliyor' sözünüz üstüne

''cebrail/vah'y'' melek-e!! bildiriyor.. halefi (beni adem)(elçi) aktarıyor - demişim... -ki indiği tarihte belli ve kendini takdimi de yunus-57:'...bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi' şeklindedir zaten

ve... (kitapla beraber, o dönemin insanına bilinç yansımasının en ileri bilgileri açılmış-aktarılmış
ancak yakın döneme değin kutsallık zırhıyla donanıp tabu haline getirildiğinden, çok daha fazla alanda insanlığa ışık tutacak ve gerektiğince her çagda çağına uygun.. tartışılıp yorumlanarak, misyonunu yerine getirecek bir kitap...değişmesinden tereddütle korunmaya alınıp giderek dokunulmaz!! olmuş ..

İçerik anlayış olarak 2 kısım denilebilir ki -müteşabih ayetler muhkem ayetler...müteşabih ayetler anlayışa!! bağlı .nasıl ? zaman içinde tefsire izaha -tekrar/tekrar-açık .Muhkem ayetler ise ümmetin sosyal yaşamına bir nizam getirmek kuran ahlakını tesis etmek için gerek görüldüğü üzere peyderpey inen ayetler anlamı herkesce açık düz mantık iletilen)....kısaca bu

yoksa tabi ki de
evrensel insan@Bugun her yonuyle farkli bir dunya, farkli yasam ve iliskiler, farkli teknik ve bilimsel duzey ve farkli bilgi ve algi mevcuttur.

sonuç olarak yukarda fikriyatımı daha da açtığım üzere aşağıdaki yorumunuzu benim yorumuma cevap/ karşılığı olarak değerlendirmedim (çünkü anlatmak istenenin karşılığı değil)

evrensel insan@1400 yil oncesinin bir rehberini gunumuze tasimak ve adapte etmek olmadığını sadece aklin inancindan ve bu inanci sabitleyip, sahiplenmesinden ve de her turlu muhafazakarligindan ve yeninin onunu kesme mucadelesinden baska bir sey degildir.




***


kompleks yapıyı bölmekle, 'nasılı' müsbet bilim olarak tek geçerken
somut gerçegine ulaşılamamış ancak -her şeyin temelinde olan, t/öz ile temel prensiplerin oluşum/ hareket ilk aşamasının neliği nedenliği meseli 'ni ve yine halen metafizik alanda olup karanlığı! çözümlenemeyeni...

atıl- hurafe-batıl ile eş tutmak... ne gerçek özgür bilince sahip bilim insanının işidir ne de bilinmeyenle ilgili ve gerçeğine erimi amaç edinmiş düşün- ilim insanının işidir
olsa olsa... spekülatif meta pazarlayıcılarının, bilir bilmez bilim tapınıcıları ile din adına! kutsallar yaratıp tapınma ritüelinde olanların şekil yapanların egosunun putlarının yansımasıdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sayın evrensel insan bir önceki mesajınızda,

evrensel insan@ 'Kuran'da bildigim kadariyla, beyin yerine kalpten bahsediliyor' sözünüz üstüne

''cebrail/vah'y'' melek-e!! bildiriyor.. halefi (beni adem)(elçi) aktarıyor - demişim... -ki indiği tarihte belli ve kendini takdimi de yunus-57:'...bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi' şeklindedir zaten

ve... (kitapla beraber, o dönemin insanına bilinç yansımasının en ileri bilgileri açılmış-aktarılmış
ancak yakın döneme değin kutsallık zırhıyla donanıp tabu haline getirildiğinden, çok daha fazla alanda insanlığa ışık tutacak ve gerektiğince her çagda çağına uygun.. tartışılıp yorumlanarak, misyonunu yerine getirecek bir kitap...değişmesinden tereddütle korunmaya alınıp giderek dokunulmaz!! olmuş ..

İçerik anlayış olarak 2 kısım denilebilir ki -müteşabih ayetler muhkem ayetler...müteşabih ayetler anlayışa!! bağlı .nasıl ? zaman içinde tefsire izaha -tekrar/tekrar-açık .Muhkem ayetler ise ümmetin sosyal yaşamına bir nizam getirmek kuran ahlakını tesis etmek için gerek görüldüğü üzere peyderpey inen ayetler anlamı herkesce açık düz mantık iletilen)....kısaca bu

yoksa tabi ki de
evrensel insan@Bugun her yonuyle farkli bir dunya, farkli yasam ve iliskiler, farkli teknik ve bilimsel duzey ve farkli bilgi ve algi mevcuttur.

sonuç olarak yukarda fikriyatımı daha da açtığım üzere aşağıdaki yorumunuzu benim yorumuma cevap/ karşılığı olarak değerlendirmedim (çünkü anlatmak istenenin karşılığı değil)

evrensel insan@1400 yil oncesinin bir rehberini gunumuze tasimak ve adapte etmek olmadığını sadece aklin inancindan ve bu inanci sabitleyip, sahiplenmesinden ve de her turlu muhafazakarligindan ve yeninin onunu kesme mucadelesinden baska bir sey degildir.




***


kompleks yapıyı bölmekle, 'nasılı' müsbet bilim olarak tek geçerken
somut gerçegine ulaşılamamış ancak -her şeyin temelinde olan, t/öz ile temel prensiplerin oluşum/ hareket ilk aşamasının neliği nedenliği meseli 'ni ve yine halen metafizik alanda olup karanlığı! çözümlenemeyeni...

atıl- hurafe-batıl ile eş tutmak... ne gerçek özgür bilince sahip bilim insanının işidir ne de bilinmeyenle ilgili ve gerçeğine erimi amaç edinmiş düşün- ilim insanının işidir
olsa olsa... spekülatif meta pazarlayıcılarının, bilir bilmez bilim tapınıcıları ile din adına! kutsallar yaratıp tapınma ritüelinde olanların şekil yapanların egosunun putlarının yansımasıdır.

Size Kuran'in "gokten indigini" inandiran veriniz nedir? Kuran'in yazari kimdir/nedir? 21. yuzyilda hala "gokten bir seylerin inecegi" fikrine inanc besliyor musunuz?

Ayrica sizce gercek nedir ve neyin gercek oldugunun sizce olcutu nedir? hurafe ile imanin sartlari arasinda ne fark vardir?

Neyse, konu ozel istersen girmeyelim. Cunku benim amacim senin inancin uzerine degil, inancin kendisi uzerine. Ama ister istemez, sorular sahsina yonelik olacak, dolayisiyle cevaplarda. Bu acidan konu sizin kendinize dogruladiginiz inanciniz degildir, konu olan inanc kavraminin ne oldugudur.

Cunku konu bilimsellikten uzak, tamamen metafizik konudur. Cevaplar da bilimsellikten uzak ve metafizik olacaktir.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
gerçeklere gelmemiz bu hızla zor olacak çünkü yazımda ,'gökten inmiş' tabirini nerede okudunuz ya da hangi ezbere okuma bu
gerçekliğe sizin melekeniz ne kadar ne kadar vakıfsa benimki de o kadar vakıf! ancak toplasak şu hikayatı bırakın 1400 senedir anlaşılamayan hk.ahkamı 14 snlik hükmü yok lafazanlığında sınırını yeri gelmisse bilmek lazım ki....bu durumda metafiziğe hiç girmesek bence de yeridir.
konu kapanmıştır benim açımdan

21 yy da ve yeni yıl da ...akıl-fikir anlayış her birimize : ) saygılar evrensel insana!
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
21 yy da ve yeni yıl da ...akıl-fikir anlayış her birimize : ) saygılar evrensel insana!

Yukaridaki dileklerine aynen katiliyorum. Sorulari gorusunuzu ogrenmek adina sormustum, tartismak adina degil. Neyse konu zaten dusunce bazinda ele alinamayacaksa, kapanmasi yerindedir. Cunku ister istemez konu toplumumuz kisilerinin ozel ve kisilik kimlik degerleri haline gelmistir. O acidan konuyu kisiden alip dusunce temelinde dile getirmek te pek olasi degildir.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
devrinin önünde olup aklı; evvel-ahire temiz niyetle yoran!!!! varlıkta(peygamber) evrensel kaydı temiz bilginin..ve dahi düşüncenin zuhur etmesini.. gökten inmiş klişesi ile tabir edip, kitabın yazarını soran forum üyesine...

'Size Kuran'in "gokten indigini" inandiran veriniz nedir?' deyip aynı msjın sonunu
''amacim senin inancin uzerine degil...'gorusunuzu ogrenmek adina sormustum, tartismak adina degil' şeklindedevam eden msjlarınızda da görüldüğü gibi
samimiyet yoksunu, kendi çapınızda!!! safi megalomansınız ve es kaza size yazana 1581 mesaj boyunca tekrar takrar hemen her konuda temcit pilavı gibi servis ettiğiniz özetiniz

doğal zihniyetin oluşumu......konusundan alıntı
@.....Sonucta benim vermek istedigim algi numenal iceriklidir. Yani benim duzeyimdeki matematiksel/mantiksal evrensel-insan zihniyetinin algi ve gozlemini her insanoglu beyni saglayabilir.Tek fark bu duzeye numenal yeti olarak erismektir ...
: ))) bu

allahtan :) gereksiz sabır gösteremeyenlerdenim... sizin msjlar, üstüne 5N1K nedir? ... az biraz temiz hava almak lazım...de mi
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
devrinin önünde olup aklı; evvel-ahire temiz niyetle yoran!!!! varlıkta(peygamber) evrensel kaydı temiz bilginin..ve dahi düşüncenin zuhur etmesini.. gökten inmiş klişesi ile tabir edip, kitabın yazarını soran forum üyesine...

'Size Kuran'in "gokten indigini" inandiran veriniz nedir?' deyip aynı msjın sonunu
''amacim senin inancin uzerine degil...'gorusunuzu ogrenmek adina sormustum, tartismak adina degil' şeklindedevam eden msjlarınızda da görüldüğü gibi
samimiyet yoksunu, kendi çapınızda!!! safi megalomansınız ve es kaza size yazana 1581 mesaj boyunca tekrar takrar hemen her konuda temcit pilavı gibi servis ettiğiniz özetiniz

doğal zihniyetin oluşumu......konusundan alıntı
@.....Sonucta benim vermek istedigim algi numenal iceriklidir. Yani benim duzeyimdeki matematiksel/mantiksal evrensel-insan zihniyetinin algi ve gozlemini her insanoglu beyni saglayabilir.Tek fark bu duzeye numenal yeti olarak erismektir ...
: ))) bu

allahtan :) gereksiz sabır gösteremeyenlerdenim... sizin msjlar, üstüne 5N1K nedir? ... az biraz temiz hava almak lazım...de mi

Sizin ile kisisel tartismaya girmeyecegimi belirttim. Soz sahibinindir den yola cikarak, tum mesajinizin sadece sizin dusuncenizi yansittigini vurgulamak yeterli sanirim.

Sizin gosteremedikleriniz, zaten algilayamadiklarinizdir. Cunku bilginin bittigi yerde paylasim da biter. Anlasilan o ki, iyi niyeti su istismar edecek kadar da bilgi fakirisiniz. Bu size son mesajimdir, yalniz ayni sekilde kisisel ve kisiye yonelik dil ve uslup kullanildiginda gereken yapilacaktir.

Umarim, anlasilmistir.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
@bu size son mesajımdır

olsa iyi olur..siz neyin kafasını yaşıyorsunuz bilmiyorum ama hem kişiye yazıp hem de laf ebeliği yapmak
moderatörlüğünü de kendi işine geldiğince suistimal etmek ve birbirinin aynı msjları dizip karşısındakine bilgi fakiri demek
bunlar size ait eylem söylem! msj trafiği

sadece zaman kaybısınız şimdi istiyorsanızz silebilirsiniz
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
@bu size son mesajımdır

olsa iyi olur..siz neyin kafasını yaşıyorsunuz bilmiyorum ama hem kişiye yazıp hem de laf ebeliği yapmak
moderatörlüğünü de kendi işine geldiğince suistimal etmek ve birbirinin aynı msjları dizip karşısındakine bilgi fakiri demek
bunlar size ait eylem söylem! msj trafiği

sadece zaman kaybısınız şimdi istiyorsanızz silebilirsiniz

Yoo, hayir silmeyecegim. Kimin ne "fakiri" oldugunu okuyanlar karar verecektir. Ayrica atmis oldugunuz iftirayi da silmeyecegim. "moderatorlugu kendi isine geldigince su istimal etmek" iftirasini. Ayrica bu iftirayi size kanitlatmak gibi bir dusuncemde yok. Bilginizin olmadigi kisilerle ugrasmanizdan belli.

Sonucta herkes kendi beyin duzeyini dile getiriyor, nasil olsa.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst