Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

ÖZGÜRLÜĞÜMÜN ADI AHLAKSIZLIK (5 Nolu Yazım)

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
ahlak ve özgürlük bunlar bir bardağın içerisinde duran zeytinyağ ve su gibidir.. ucuz içkiler içip ucuz kadınlarla yatmak.. ve bir yol kenarında daha önce hiç bilmediğin bir yerde dudakların kurumuş bir şekilde uyanmak.. seni terk eden geceye ve doğan güne inat ilkel acılarını da alıp yanına gülümseyip yola devam etmek. Sırf toplum böyle düşünüyor aksini ispat edeceğim diye yapılan şeyler değil bunlar.. Bunlar birebir mutsuzlukla yalnızlıkla dışlanmışlıkla.. ve geçmişsiz bir hayatın hisseli metinleri ile ilgili şeyler.. kabul etsende etmesen de..

derler ki; unutmak özgürlüktür.. soramadan edemeyeceğim belki senin özelin öznelin ama ; sen neyi hatırlıyorsun sevgili talha..

vicdanınla düşüncelerinin uyum göstermesi yalnız seni kendi içinde aklar.. oysa insan kendi içinde aklanma ihtiyacını yalnız sosyal konularda hisseder. Zaten insan sosyalliğin dışında bir yaşama eylemini idame ettiren bir h'iç'tir.

küfür ve serbest yaşam konusunda düşüncelerine katılmakla birlikte dibe vurduğum zamanlarda sıklıkla yaşadığım şeyler. ben bunu kentsoylu hüzünlerim diye isimlendiriyorum. edip canseverin deyimili ile puslu düşün katı gerçeğe katışmasıda diyebiliriz. çok sesli bir sessizliğin senfonoside diyebiliriz.

gidemediğin ama hep kaldığın bu yerde tek ucuz olan sensin dostum..arabana aldığın kaldırım oruspusu bunu benden önce sana şöylemiş olmalı.. oysaki hatırlasın özgürlük bir başka şey..

mesela bedenini açlığa yatırıp ölümle salamura yapanlar; mesela o ucuz kadınların senin arabana değilde kendi arabasına binmesi.. özgürlük karanfillerin varoşlarda çamurlarda açması gibi bir şey olmalı.. özgürlük bu karanlık kanlı sistemin gölgesine sığınıp kendine yer açıp aklamaktan daha başka bir şey olmalı..

o eski mübarek tanrıya gelince; haleluya.. o kendini bizimle sınırlamadığı gibi bizide kendi ile sınırlamamış.. biz birbirimizi; birbirimizle sınılarmışız.. kah adına ahlak demiş kah töre kah kural; kah ana yasa deyip bunları toplum kuralı haline getirmişiz.

Kuzeys yorumunu beğenmekle beraber kullandığım kelimelerin hepsi somut anlamda değil, imgesel bir kullanım. Fahişelerle yattığım tabi ki gerçek değil ama bunları anlatmalıydım. Özgürlüğün tanımı: Tüm etkilerden bağımsız olmaktır. Ahlak bir etkiyse tam bir özgürlükten söz edemeyiz. Herkesin düşüncesine saygı duyarım çünkü düşünmek zahmetli bir iştir.
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
ak sakallı ihtiyarın dediği gibi sevgili Talha; Teorinin geriliğinden pratiğin yeşilliğini göremezsin.Şizoid yada şizofren değilsen tabii. bence özgürlüğü farklı bir noktada aramışsın. Ahlak zaten doğası gereği bir cosinus'un bir parçasıdır. Bir oluşumun gölgesinde doğar ve oluşumun etkileşimsel gerçeğinde vücut bulur.

ben senin ki gibi bir zahmete girmiş olsaydım : Tanımlamak Sınırlamaktır sözünden yola çıkardım.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
ak sakallı ihtiyarın dediği gibi sevgili Talha; Teorinin geriliğinden pratiğin yeşilliğini göremezsin.Şizoid yada şizofren değilsen tabii. bence özgürlüğü farklı bir noktada aramışsın. Ahlak zaten doğası gereği bir cosinus'un bir parçasıdır. Bir oluşumun gölgesinde doğar ve oluşumun etkileşimsel gerçeğinde vücut bulur.

ben senin ki gibi bir zahmete girmiş olsaydım : Tanımlamak Sınırlamaktır sözünden yola çıkardım.

Şizofren ve şizoid kısmı dışında yorumunuzda kendi adıma sıkıntı duymadım. "Tanımlamak sınırlandırmak" sözüne gelelim, tanımlamam sınırlandırmaksa tersinden yola çıkarak sınırlandırmak tanımlamadır diyebilirim, bu yeni önermenin olumsuz hali ise sınırsız tanımlanmamış olandır derken sınırsızın tanımı yapılmış ve sınırsız sınırlanmıştır ve yeni bir çöküş daha...
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
sevgili talha hadi ben kafam iyiyken yazıyorum da sen böyle ters bir önermeyi nasıl yazıyorsun. henüz lisedesin bilgilerin tazeyken a2 = b2 + c2 − 2bccos& şunu bi düşün diğer yandan. tanımı olmayan hiç bir şeyi sınırlayamazsın. yani buna tersinden bakamazsın. ek olarak şifrozen ve şizoid tanımlamaları yıkıcı yada kötü anlamda bir vurgulama değil.bir çok yazar ve düşünürün temel özellikleri arasında yer alır bence..
 

Macavity

Yeni Üye
23 Eyl 2009
138
0
0
40
Kuzeys yorumunu beğenmekle beraber kullandığım kelimelerin hepsi somut anlamda değil, imgesel bir kullanım. Fahişelerle yattığım tabi ki gerçek değil ama bunları anlatmalıydım. Özgürlüğün tanımı: Tüm etkilerden bağımsız olmaktır. Ahlak bir etkiyse tam bir özgürlükten söz edemeyiz. Herkesin düşüncesine saygı duyarım çünkü düşünmek zahmetli bir iştir.

Hayır özgürlüğün tanımı her türlü etkiden bağımsız olmak değildir, öyle olmak zorunda değildir. İki tür özgürlük anlayışı vardır; negatif özgürlük ve pozitif özgürlük. Adlarından da anlaşılacağı gibi, ilki değillemelerden (... olmayan şeklinde) ibaret bir özgürlüktür, ama ikincisi değilleme yapmak yerine pozitif tanım verir (... olandır şeklinde). Sizin bahsettiğiniz negatif özgürlüktür ve benim benimsediğim özgürlük anlayışı bu değil. Aslında alıntılar yaptığınız Nietzsche'nin özgürlükten anladığı da bu değildir (ayrıca Hobbes, Locke, Rousseau... dahil hiçbir siyaset kuramcısının anladığı da bu değildir). Pozitif özgürlüğün en net ifadesi Spinoza'dadır. Nietzsche ve Spinoza'nın ortak özelliği, özgürlüğü güçten hareketle tanımlamalarıdır. Bu da gayet anlaşılır bir durum. Çünkü özgürlük kendi gücünü görünüşe çıkarmadır. İnsanın gücü dahilinde olmayan şeyi yapabilme özgürlüğü de yoktur. Görüldüğü gibi bu pozitif bir özgürlüktür. Ancak herkes kendi gücü dahilinde olanı yapma özgürlüğüne sahipse, zorunlu olarak güçler karşı karşıya gelecektir. İşte burada özgürlük pozitif içeriğini kazanır; özgürlük, kendi gücü dahilinde olanı belirleme, bunun dışında kalanları başkalarının özgürlük alanı olarak tanıma, yani kendi sınırlarını çizmedir. Bu da hiçbir belirlenimi olmama değil, kendi kendini belirlemedir (self-determination). Nietzsche'nin üst insanı da yığınlardan üstün olduğu için onlardan güçlü, dolayısıyla da özgürdür. Ancak Nietzsche de bu gücü ve özgürlüğü yalnızca üst insana verir. Bu ise diğerlerinin özgür olmayacağı anlamına gelmez. Onlar, Spinoza'da olduğu gibi, kendi sınırlarını bilmekle özgür olacaklardır.



Şizofren ve şizoid kısmı dışında yorumunuzda kendi adıma sıkıntı duymadım. "Tanımlamak sınırlandırmak" sözüne gelelim, tanımlamam sınırlandırmaksa tersinden yola çıkarak sınırlandırmak tanımlamadır diyebilirim, bu yeni önermenin olumsuz hali ise sınırsız tanımlanmamış olandır derken sınırsızın tanımı yapılmış ve sınırsız sınırlanmıştır ve yeni bir çöküş daha...

Bu akıl yürütmenin sorunu dil ile gerçeklik arasında bir ayrım yapmamasında. Yani "...dır" şeklindeki her önerme tanımlı bir şeye karşılık gelmez. Ben bir şey hakkında o bilinemez dediğimde onu biliyor olmam. Bu dilin özelliğinden kaynaklanan bir ifadedir, anlamı da onun bilinebilir olmadığıdır. Burada da sınırsız tanımlanamazdır demek, sınırsız tanımlanabilir değildir demektir. Yani tanım verilmiyor burada, negatif önerme kurularak tanımlama imkanının olmadığı ifade ediliyor. Bir çöküş yok.

Son olarak özgürlük ve ahlak yasasından bahseden ve felsefi olma iddiasında olan bir yazı, özgürlüğün ahlakın birinci şartı olduğundan da bahsetmelidir bana göre. Özgürlük ahlakın karşıtı değil, tam tersini olmazsa olmaz koşuludur. Özgürlüğü varsaymadan ahlak yasasından söz edilemez. Çünkü kendi kararlarını verebilme özgürlüğü olmayan kişi, davranışlarından da sorumlu olmaz. Bu durumda da ahlak söz konusu olmaz. Felsefe ve felsefi tartışmalar kavramların gündelik dildeki anlamlarının dışına çıkar, bu nedenle sadece gündelik dilde düşünmek felsefi sorunları ele alırkan yeterli değildir. O konunun felsefi olarak nasıl kavramsallaştırıldığı da bilinmelidir. Bu, özgürlük gibi felsefi derinliği oldukça fazla olan bir kavram için zorunludur.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst