Osmanlı'da Hukuk

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Hukuk kategorisinde fides tarafından oluşturulan Osmanlı'da Hukuk başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,095 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Hukuk
Konu Başlığı Osmanlı'da Hukuk
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Osmanlı Devleti'nde Hukuk Sistemi

OSMANLI DEVLETİ’NDE HUKUK


Teokratik bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti’nde, devletin ve toplumun yönetimi İslam hukukuna göre düzenlenmiştir(şeriat düzeni). Bu düzende müslüman halk şeriat kurallarına göre yönetilirken, yabancı ve azınlıklar ise kapitülasyonlar nedeniyle kendi hukuk kurallarını uyguluyorlardı. Dolayısıyle Osmanlı Devleti’nde hukuk birliği yoktu.

II. Mahmut ve tanzimat dönemlerinde İslam Hukukunun dışında kalan alanlara yeniden el atmak, hiç olmazsa o konularda laik ve akılcı düzenlemelere gitmek istenildi. Ama hukukun en önemli bölümleri dine dayalı olduğu için onlara dokunulamıyordu. Bu durumu ile Osmanlı Hukukunun TC Hukukuna göre aksak yanları şöyle sıralanabilir:

Kadınlara tanınan haklar çok sınırlı idi. Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip değillerdi. Yönetime katılamazlardı. Ufak tefek bazı işler dışında istedikleri mesleğe giremezlerdi. Aile yaşamında erkeklerle aralarında eşitlik yoktu. Bir erkek dört kadınla evlenebilir, dilediği kadar da cariye tutabilirdi. Boşanma hakkı erkeğe tanınmıştı. Kız çocuklar erkeklere göre daha az miras alırlardı. Mahkemelerde iki kadın, bir erkek tanık yerine geçerdi. Oysa ki günümüzde bu durum tamamiyle değişmiş, kadın ile erkek eşit duruma gelmiştir. Kadınlar siyasete katılabilir, aile hayatında kadın ile erkek eşit sayılmaktadır. Kadınlar istedikleri mesleği yapabilmektedir.

Ekonomi ve ticaret hayatını düzenleyen kurallar yetersizdi. Ceza Hukuku alanında eksiklikler vardı. Yargılama yöntemleri pek ilkeldi. Kadı tek yargıçtı ve mahkemede dilediği gibi hareket ederdi. Ayrıca, bütün bu kurallar bugünkü kanun kitapları gibi derli toplu metinler biçiminde toplanmamıştı. Bunun için uygulayıcıların istedikleri maddeleri bulabilmeleri çok zordu. Günümüzde bu durumun tam aksine bütün kanunlar bir kitapta toplanmış ve mahkemede birkaç tane yargıçtan oluşan karar heyeti görev almaktadır ve bu kurul kendi kafasına göre kanunlara göre karar vermektedir. Kendi istediği maddeyi çıkarma yetkisi yoktur.

Bir devlet bütün vatandaşlarına aynı hukuku uygulamalıdır. Hukuk birliğin temellerindendir. İşte Osmanlı Devletinde bu özellik yoktu. Devlet nüfusunun önemli bir bölümü müslüman değildi. Müslüman olmayanlara kendi hukukları uygulanırdı. Müslümanlar ise, Osmanlı Devletinde Sünni mezheplerin hukukuna tabi idiler. Her mezhep mensubu kendi imamlarının kurallarının uygulanmasını isteyebilirdi. İşte bu temel aksaklık Osmanlı Devletindeki hukuk birliğini bozmuş, parçalanmanın kolylaşmasını sağlamıştır. Günümüzde böyle ayrılık olmaması TC hukukunun birliğnin bozulmamasına dolayısıyle devletin içinde iç karışıklıkların çıkmasına engel olmaktadır. TC hukuku temel olarak İsveç hukukuna dayanmaktadır. Hukukta her vatandaş eşit sayılmış ve herkese aynı kurallar uygulanmaktadır.

Osmanlı Devleti, Fransız ihtilali fikirlerinin de etkisiyle hukuk alanında bir takım ıslahat hareketlerine girişmiş, bağımsız mahkemeler oluşturmuş, yabancı ve azınlıklara hukuksal ayrıcalıklar tanınmıştır.

Meşrutiyet döneminde anayasal düzene geçildikten sonra, hukukta birliği sağlamak ve kargaşayı önlemek amacıyla Mecelle adıyla bir medeni kanun hazırlanmıştır. Ancak hanefi mezhebinin kurallarına göre hazırlanan ve dinsel yönü ağır basan Mecelle kanunu, Osmanlı Devletindeki sorunları çözmeye yeterli olmamıştır.

Hukukta Laikleşmenin Nedenleri:

a-) Yeni kurulan Türk Devletinin din toplumu(ümmetçilik) düşüncesi yerine Türk milliyetçiliği esasını benimsemesi

b-) Mecelle kanunun sorunları çözmede yetersiz kalması

c-) Hukukta ikiliğin ortadan kaldırılmak istenmesi

d-) Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş bir yapıya kavuşturma düşüncesi
 

Hiç

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Dördüncü paragrafın sonlarına doğru kelime eksikliğinden kaynaklı bir cümle düşüklüğü mevcut. Bunun dışında birkaç yerde daha anlamsal cümle düşüklükleri mevcut.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Dördüncü paragrafın sonlarına doğru kelime eksikliğinden kaynaklı bir cümle düşüklüğü mevcut. Bunun dışında birkaç yerde daha anlamsal cümle düşüklükleri mevcut.
4.Paragrafta "karar vermektedir" yerine "karar vermemektedir" olmalı.Metni okuyup hataları bulmanızı ve haberdar etmenizi takdir ediyorum.Düzeltme fırsatı yaratıyorsunuz.Keşke düzeltilmiş halini de yazsaydınız.Ayrıca "anlamsal cümle düşüklüğü" olmaz."Cümle düşüklüğü" veya "anlam bozukluğu" olur.
 

Hiç

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
4.Paragrafta "karar vermektedir" yerine "karar vermemektedir" olmalı.Metni okuyup hataları bulmanızı ve haberdar etmenizi takdir ediyorum.Düzeltme fırsatı yaratıyorsunuz.Keşke düzeltilmiş halini de yazsaydınız.Ayrıca "anlamsal cümle düşüklüğü" olmaz."Cümle düşüklüğü" veya "anlam bozukluğu" olur.

Kavramlar konusunda bu kadar katı olmamaktan yanayım. Eğer cümlenin yada kelime grubunun ne olduğu muğlaklığın ötesinde bir anlama ulaşabilmiş ise bu kullanım yanlış değildir. Düzeltme işini yazı sahibine bırakmak istedim, üslup konusunda sorunlarım var, ötesi ukalalığa kaçabilirdi.


Ve eğer tamamı okuyacak olursanız, "ve bu kurul kendi kafasına göre kanunlara göre karar vermektedir." cümlesinde fiil eksiği olduğunu görürsünüz. "ve bu kurul kendi kafasına göre -değil-, kanunlara göre karar vermektedir." olmalıdır doğrusu.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Kavramlar konusunda bu kadar katı olmamaktan yanayım. Eğer cümlenin yada kelime grubunun ne olduğu muğlaklığın ötesinde bir anlama ulaşabilmiş ise bu kullanım yanlış değildir. Düzeltme işini yazı sahibine bırakmak istedim, üslup konusunda sorunlarım var, ötesi ukalalığa kaçabilirdi.


Ve eğer tamamı okuyacak olursanız, "ve bu kurul kendi kafasına göre kanunlara göre karar vermektedir." cümlesinde fiil eksiği olduğunu görürsünüz. "ve bu kurul kendi kafasına göre -değil-, kanunlara göre karar vermektedir." olmalıdır doğrusu.
Düzeltme işini yazı sahibine bırakmak konusunda haklısınız.Burnumu soktuğum için özür diliyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst