Ölüm karşısında bir yaşamı öyle değil böyle yaşamanın ne anlamı var?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Ölüm karşısında bir yaşamı öyle değil böyle yaşamanın ne anlamı var? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,285 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Ölüm karşısında bir yaşamı öyle değil böyle yaşamanın ne anlamı var?
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yo örneğin sokakta şarkı söyleyerek ve mırıldanarak ya da işte farketmez bi toplantı da hatta
içimden geldi diyebilir misiniz? biz ne kadar insanız bi şeyleriz

bi anekdotu var hayko'nun -sözler böyle olmayabilir- hikayeyi hatılıyorum ama olay böyle bu-dur
-
hayko ne oldu oğlum -canım sıkıldı felan -enerji geldi gibi bi şey (hoca haykoyu tanımaktadır -standart)
peki ne yapmak isterdin/nasıl geçer
bir takla atmak isterim/isterdim hocam /bi takla atarsam bi şeyim kalmaz-kendime gelirim
e gel o zaman bi takla at bakalım
hayko sınıfın önünde içinde bi takla atar ve yerine oturur

(sanırım konservatuar yada benzeri bi şey- hayko sormadan atsaydı taklasını ya da çıkıp gitseydi ya da gitmeseydi-kim dinleyecek-ne yapsaydı-hayko sıkılmış-daralmış mototon-oturaklar ve oturan insanlar işte hepsi bi kulübede bekliyorlar işte)
-şimdi bi iş toplantısında felan düşünün- düşünnelim hayko yu ; ya da beni farketmez ya da onu işte kimbilir kimi? kendinizi de?

bu bi örnek (hayko cepkinden gerçek ve birincil anlatım -anekdot adı üzerinde)
- şimdi biz nerdeyiz ? kimiz ve neyi yaşıyoruz biz ? ki?

iş ilişkilerinin barındırdığı yapaylık-dil ve iletişim zorluğu -herkese ayrı persona ve kişi takınnmak-standartlaştırılmış üretim ilişkileri belirsenmiş ve öte kanıksanmış katssal -kastik ilişkiler (ve insan ilişkisi olmanın ötesinde çıkmış gitmiş artıkta) ve gerçek güç kastı -
para ve basamak kastı-mevki kastı
üzerine basa basa ve büyük basa "kast" diyorum-rahatsız verici şeyler dizboyu
ritüelik ilişkiler yığını her şey -az insan kalmış-kalıyor bu dünyada çok az

insan yaratmazsınız-bu iş ilişkileri ve okul vb. kısıtlamalarla insan geliştiremezsiniz
insan her an kısıtlanmamalıdır-insan her an kısıtlanmamalıdır
insanın hareketi her an ve her an yeniden üstüste kı-sıt-lan-ma-mal-lı-dır
bu biçimin içine insan girmesini nasıl ya da nasıl girmesini bekler bu isnanlar-kaybolmuş insanlar
yüzüyüyorlar

---------- Mesajlar Birleştirildi at 00:05 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 00:04 ----------

para kazanmak aptalca-iş aptalca her şey aptalca bunu görmüyor musunuz?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 00:20 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 00:05 ----------

insanlar kast altında tutuluyorlar ve bunda rahatsızım-gizli kast
çok rahatsız hem de
ve insanlar gürleyecek buna inanıyorum

ve insanlar emir alıyorlar-(her yerden ve herkesten)
ne denirse yerine getiriyorlar bu para illeti için
paranın canı cehenneme
bilgisizliğin?
değiş ya da öl

---------- Mesajlar Birleştirildi at 00:32 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 00:20 ----------

kimse kimsenin üstü değildir-nerden çıkardınız bunları , çıkarıyorsunuz ya da neden onaylıyorsunuz neden? -paranız batsın emi!

neden onaylıyorsunuz-onaylıyoruz (ve görmezden gelmek herşeyi) bunları ve içine giriyoruz biz birlikte bunun hep birlikte artık
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
konuyla ilgili değil belki ama aklıma geldi ve konu açıldı
konuyu dağıttık zaten her zaman ki gibi
bi anekdot daha var

bir öğrenci evi kış günü-günleri
odunları kömürleri sobaları felanda yok sanırım bu çocukların/gençlerin
komşu bir soba mı veriyor ne?
(yine emin değilim ben hikayeden ama yakın buna anlattıklarım)
ne yakıcaz düşünüp taşınırken, komşunun odunları-
bir alıyorlar-iki alıyorlar felan
en son komşu hanım teyze nazik-sevecen ve güleç bi üslupla ya not bırakıyor ya da konuşuyor kendileriyle
hiç onları arsızlıkla-suçlulukla itham etmeden -olum bari haber verin gibi bi şey tam emin değilim
beki de bunlar çırasız yamaz deyip üste çıra gönderiyordur emin değilim
her neyse işte, biz herkesi herşeyi her an her yaptığı yapacağı için dinlemeden anlamadan artık arsızlar olduk-arsız bilir?

ne arımız kaldı ne varımız artıkta şu insan olmaya gelelim biz -burada böyle insan olunmaz-para insanın önünde kısttır-toplum seni yıkar durur
özgür eylem-güç ve para vb. üretemiyorsan vesselam diğer çarklar zor çarklar -kurulmuş herşey
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
istediğini söyleyemiyorsan her an damacana ve her an yapmacıktır ve ritüeliktir
öyle böyle takınmak
iş ilikileri, aile ilişkileri-diğer ilişkileri farketmez
adam din konuşur kafa sallarsın,adam patates
adam zaman
adam parasında bahseder işinden he dersin aynı

-şarkı söyleyip ölmek isteyen- miskinlikten değil adilikten çalışmak istemeyen adam-
eskiler olsa dağlar gezerdim-benim/bizim bu harmanda ne işimiz ey tanrı!
tibette olsam budiste giderdim manstıra felan kapanırdım-burda bi tımarhane var- tımar ediyorlar adamı-(hee ... ediyorlar)
toplumsan kaçamazsın-bir orta tutacaksın işte-iyi bir orta bulmalı
şiir yazarsın belki veli gibi evkafta memurluğu bırakıp ama belediye çukruna düşüp ölmeden önce cebinde beş kuruş varsa ya da yoksa? ya ailen varsa?
eğer mey-i gibi (neyzen) çocuk yaşta taç kelle görmemişsen başta ?
almanyada olsan beş kuruş nafaka verirler evde yatarsın
adamlar birbirlerine adıyla seslenir-bey yoktur ağa yoktur ya da çalışırsın da
benim bu göğüste ne işim var tanrı!

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:51 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:50 ----------

bu ölüm yerinde herkes ölmüş

bana -mı öyle gelir -bilmem
 

Nefret

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Kas 2015
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Insan yaşar öyle yada böyle . Evet sonludur da yaşam . Korkar da insan ölümden . Iki farklı yolla karşılaşır . Ilki carpediem -ani yaşa- . Kendini düşünür insan . Zaten ölecegim diger her şeyin ne önemi var . Haz almaya bakmaliyim düşüncelerine bürünür . Bir de benim gibiler vardır . Utilitarist tipler . Düşünür ve der ki mutlu yaşamam için toplumunda mutlu olmasi lazim . Çünkü ben toplumum . Bireyden çok ben insanogluyum . Bunlar tercih meselesidir . Insanin öyle yada böyle yaşamasınin anlami . Bir de zaten öleceğim uzatmaya ne gerek var düşüncesi vardır . Bu konu üzerinde yorum yapmak bu konuya leke düşürür . Isin özü -ki ne kadar özetleyebilirim bilmiyorum - öyle yada böyle yaşamanın anlamı yine insanin kendi faydasının kaynağına farklı yollardan ulaşmasidir . Yine benlik vardir temelinde . Yine kişisel fayda vardır . Ancak asıl erdem faydayı düşünmeden başkaları için yaşamaktır .
 

ÇaresizDüşünen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Nis 2016
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
hayatımın küçük bir kısmında bu gibi konuları düşünme fırsatım oluyo geri kalanı full sistemin içinde esir bir zihin tamamiyle hayvani duyglar karılar kızlar yemek yemek nefes almak küfürler eğitim vs vs ... beynımızın karmaşıklığı ve lanet olasık olasılık yuzunden aslında her sorunun doğru veya yanlış olma olasılığı var marsta yaşayan balinaların varlığından tutunda tanrının varlığına yokluğuna kadar. ancak kendi adıma konuşaım yaşadığım zamanın çoğğunu ele alınca çevrenın bir parçası olduğuna karar kılıyorum. bu soruların sonu yok araştırıp öğrenicez bu doğamızda var.mesela şuan kesin bir cümle kurdum (doğamızda var) bir doğruyu kabul ettim ve onun üzerine inşa ederek gidicem. sorunda burada beynınız farklı soruları yanyana getirip bi kombinasyon oluşturyo ancak sonsuz olasılık mevcut

---------- Mesajlar Birleştirildi at 03:54 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 03:47 ----------

bir yazımda yazmıştım bazen iki farklı olayın sonucunu aynı kabul ederiz örneğin matematikte -2 ile -2 nin çarpımı ve +2 ile +2 nin çarpımını +4 kabul ederiz farklı olgular aynı sonucu verebilir. ancak evrenin bir tarihçisi olmadığından bunun pek bir önemi yok arkadaşım :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
insan çöp olacaksa zaman çöplüğüne yitecekse ?

yaşamını ya da neyi savunuyor? ordan mı bakıyor?
bir zorunluluğu yaşıyor
ya da bir tutuncu

bir bütün olmalı ama değil mi? bir bütünlük
bütün bir yapım ya da amaç ve dizge
(bütünsel hayatları bir mantıklılığın dizgesi aydınlatabilir
- tüm bu şeyler 'mantıklı' ya da 'nedenli' ya da 'belirli' ya da "bir açıklaması var" sözlüğü)

amaç yoksa bile bütün bir yapımın yapımı

bir parçanın parçası olan bizler
ve bireysel hayatlar
ve parça kişilikler-kişiler- olan bizler ne yapıyoruz acaba
-bütün bizim parçamız mı?

bir bütün anlam içinde devinme olmalı
parçaların -parça oluşunun da-

hayır insan utanç duygusuna yaslanır niye?
ölünce bitecek bu utanç

hayır insan sorumluluk alır niye?
neye karşı
neden

insan kendinden mi yapılmıştır da ?zaman-
tüm bu şeylerden yapılmıştır diğer?
insanın materyali nedir?
zaman
kendine kendiliği kendi mi vermiştir
kendi özgür müdür-?
özgürlüğü neye karşıdır
özgürlüğü neye karşı sorumludur
ve tüm diğerleri de


-zamanı üstüsüte koyan nedir? zaman nedir? neye yaslanır o?
yaşamının anlamı nedir?
zaten bitmeyecek midir?

insanın kendi benliğine sorumluluk yükleme-n-mesinin anlamı nedir?
insanın kendine "kendimlik" -benlik- yüklemesinin daha anlamıyorsunuz?
zaman çöplüğüne yitmeyecek mi o hayat? o kendi onun mu?
o kendi kendinin mi? insan kennin mi? insan kendi kendinin mi?
insana kendilik yükleyen nedir? diğerlik yükleyen nedir? diğerleri de
insan bir şeydir ama "a" şeydir

b- o kendi evrenin
c- o kendi varlığın
kendini kendi kılan nedir?

biz burada neyi kavramak istemiyoruz da
diğerlerinden iyi yaşamaya ,ya da, kazanmaya debelenmek nedir?
seni diğerlerinden ayıran 'ayıranç' nedir?
de niye anlamaya debelenmek doğmaz? niye "anlanç" doğmaz

biz burada neyi kavrayamadık ve bilmiyoruz
neyi yanılıyoruz
zaman bir yanılgı mı? nasıl bir yapı ve nasıl bir yanılgı ve bizi nasıl aldatıyor bu algı bütünlüğü

ya da mekan?
neyi anlamıyoruz
ve neye eksenimiz dar-
zihnimiz/ufkumuz
neyi canlandıramıyoruz kafamızda
neyi kaçırıyoruz da olmuyor bu şeyler anlam doğmuyor ya da

bu anlam kurgu bulmuyor bu anlamsızlık gitmiyor
neden?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
çok saçma yazdım sanırım biliyorum
konuyu dağıttım
şöyle başladı sanırım
bozuk bi hayatı toparlamak
anlamı kaçmış -anlam nerde bulunacak ki?

birisi olmak ve bi şey olmayı vazgeçtim sanırım bi zamanlar ben!
işte bu isyanda sorumluluk nerde bulunsun!
ha sorumlu olmak onu seviyorum-bilinen sorumluluk çeşitleriyle -yeniden
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
''Bir zaman, Eskişehir Hapishanesi''nin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramı''nda oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raks ediyorlardı. Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış kızlardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen yaşında çirkinleşmiş, gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar, kat''î müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: ''Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz.'' Evet, gördüğüm hakikattir, hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefahetin elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru keyiflerine nefretle ve teellümlerle ağlayacaklardı.'' (Asâ-yı Mûsa, s.16)
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
''Bir zaman, Eskişehir Hapishanesi''nin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramı''nda oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raks ediyorlardı. Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış kızlardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen yaşında çirkinleşmiş, gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar, kat''î müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: ''Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz.'' Evet, gördüğüm hakikattir, hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefahetin elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru keyiflerine nefretle ve teellümlerle ağlayacaklardı.'' (Asâ-yı Mûsa, s.16)

Dünya hayatını; ölüm,ahiret,hesap günü disiplini içinde yaşamak hayatı anlamsız yapmaz mı? böyle bir yaşam şüphesiz imanı anlamlı yapar sadece. Tanrının hem dünyayı yaratıp hemde buradaki yaşama karışması tutarlı mıdır? Tanrı için imanın değeri, insan benliği,duyguları ve iradesinden daha mı yüksektir? daha mı önemlidir? neden daha önemlidir? madem iman bu kadar değerlidir öyleyse insanın değeri nedir?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
''Bir zaman, Eskişehir Hapishanesi''nin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramı''nda oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raks ediyorlardı. Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış kızlardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen yaşında çirkinleşmiş, gençliğinde iffetini muhafaza etmediğinden sevmek beklediği nazarlardan nefret görüyorlar, kat''î müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: ''Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz.'' Evet, gördüğüm hakikattir, hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefahetin elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru keyiflerine nefretle ve teellümlerle ağlayacaklardı.'' (Asâ-yı Mûsa, s.16)

o içerde ben dışarda -çok şey düşündüm yazamadım-kestiler fermanımey eman eman eman eman eman kestiler fermanımeey

aklıma bişey geldi
bizim buralarda bi adam var
sizin oralarda bi adam
önce kuşarla güllerle konuştuğunu söylerdurudu sonra başka şeylerle /daha büyük konuşulacaklarla konuştuğunu söylemeye başladı ondan sonra sı malum? mu? bilmem

hadiseyi müşaheade ettim efendim, duygusal hezeyanlar demiycem buna
çocuk benliği demiycem

ölür ise tenler ölür canlar ölesi değil idi -can ten değil idi aa aşık-hangi sözümüzü tuttun sen-hangi yolumuzu gittin sende hangi ışkımız ı derdin bu sefranda
demiycem
ben yazmaktan bıktım -bıkmaynlar yazsın bu kışta

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:11 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:08 ----------

ne hissettiğimi söylemiycem
üzgünüm o adam için-açıkçası bu-bunları yazan için
bir dağda kış olsaydık ben ona gösterirdim
gülmek ne ala memleket
gel oğlum ola ben sana ar edeyim
analar bir yiğit doğura ben sana dağ edeyim
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Dünya hayatını; ölüm,ahiret,hesap günü disiplini içinde yaşamak hayatı anlamsız yapmaz mı?
Evet, eğer ölüm, ahiret, hesap günü yegane değer görülürse hayat anlamsız olur. Ölüm sevimli olur, intihar akla gelir ama maalesef intihar da yasak edilmiş. Bu durumda çelişki olur. Çünkü belirlenen amaca bir an evvel gitmek yasaklanmıştır. Demek ki amaç bunlar değil.

Oysaki ölüm, ahiret ve hesap günü işaret tabelalarıdır. Asıl değerli olan onlar değil menzildir. Ama hedefe giderken tabelalar göz ardı edilmemelidir. Hedef sebebi ile işaretler değerlenir. Yani asıl değerli olan işaretler değil hedeftir.
Hedef, hamd etmektir. Bu uzun bir konu ama şunu söylemeliyim, hamd ibadetin aslı ve özüdür, ibadet yüceltmektir, fakrı-acziyeti ortaya koymaktır.

Tanrının hem dünyayı yaratıp hemde buradaki yaşama karışması tutarlı mıdır?
Mülk sahibinin mülkünü başıboş bırakması mı tutarlıdır?

Tanrı için imanın değeri, insan benliği,duyguları ve iradesinden daha mı yüksektir?
Hayır.
İnsan bir bütün olarak değerlidir.
Dünyevi bakılırsa, iman ile benlik ve duyguları ayırıp sorgularsak, benlik ve duygular daha önemlidir.
Rahman ismi bunu açıklıyor.
Uhrevi düşünülürse iman daha değerlidir.
Peygamberlerin ve mümin kulların dünyada çektiği ızdıraplar ortadadır.
Ecri ise Yaratanın onlardan razı olmasıdır.
Rahim ismi bunu açıklıyor.

Yani dünyevi değer için iman değil varlık ölçüttür.
Uhrevi değer için iman tek değil ama ilk ölçüttür.


insanın değeri nedir?
Onu Allah'ın yaratmış olması değerli kılar.
Dünya bu değerler ile doludur. Yaratılan diğer şeylerin hepsi onun için yaratılmıştır. Dünyalar kadar değerlidir.
Onun yaratana yönelmesi(iman) değerini artırır.
Nihayetinde değerli olmaya devam eder.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Evet, eğer ölüm, ahiret, hesap günü yegane değer görülürse hayat anlamsız olur. Ölüm sevimli olur, intihar akla gelir ama maalesef intihar da yasak edilmiş. Bu durumda çelişki olur. Çünkü belirlenen amaca bir an evvel gitmek yasaklanmıştır. Demek ki amaç bunlar değil.

Oysaki ölüm, ahiret ve hesap günü işaret tabelalarıdır. Asıl değerli olan onlar değil menzildir. Ama hedefe giderken tabelalar göz ardı edilmemelidir. Hedef sebebi ile işaretler değerlenir. Yani asıl değerli olan işaretler değil hedeftir.
Hedef, hamd etmektir. Bu uzun bir konu ama şunu söylemeliyim, hamd ibadetin aslı ve özüdür, ibadet yüceltmektir, fakrı-acziyeti ortaya koymaktır.


Mülk sahibinin mülkünü başıboş bırakması mı tutarlıdır?


Hayır.
İnsan bir bütün olarak değerlidir.
Dünyevi bakılırsa, iman ile benlik ve duyguları ayırıp sorgularsak, benlik ve duygular daha önemlidir.
Rahman ismi bunu açıklıyor.
Uhrevi düşünülürse iman daha değerlidir.
Peygamberlerin ve mümin kulların dünyada çektiği ızdıraplar ortadadır.
Ecri ise Yaratanın onlardan razı olmasıdır.
Rahim ismi bunu açıklıyor.

Yani dünyevi değer için iman değil varlık ölçüttür.
Uhrevi değer için iman tek değil ama ilk ölçüttür.



Onu Allah'ın yaratmış olması değerli kılar.
Dünya bu değerler ile doludur. Yaratılan diğer şeylerin hepsi onun için yaratılmıştır. Dünyalar kadar değerlidir.
Onun yaratana yönelmesi(iman) değerini artırır.
Nihayetinde değerli olmaya devam eder.

Tüm sözlerinizin sonucunda aynı yere varıyoruz gene ; Mülk sahibi kendi istediği gibi olmamızı istiyor.
ama
Böyle bir dünya (varlığından şüphe edilebilen yer) yaratıyor. nasıl eylemlerde bulunacağımızı görmek için böyle bir yer yaratıyor. ama sonrasında dolaylı da olsa mudahale ediyor.

yarattıkları ile konuşmak yerine sözler kullanıyor. ve işte sizde o sözlerden hepimiz gibi yorumlar çıkarıyorsunuz.

Tanrının bir şey yaratması sonrada ona şöyle ol demesini veya seni şu hedef için yarattım demesini tutarlı hale getirmek sanırım çok mümkün değil.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
ölüm bir türkü olsa kadın memeleri ona konabilirdi
ne yazacağımı artık hiç bilmiyorum
buralara
ve oralara da
heryere,
hiçyere
biryere
oraya ve burayada
isyan ve bayrak

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:50 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:50 ----------

karaladığım çöplükler beni doldurur mu?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:53 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:50 ----------

yaşamın bir anlamı var mı?
yoksa da bu ne de o ne ?
o değil bu ne?
evren yapıyordur birşeyler ve keşfetmek alabilesiye çılgınlık!
kabir azabıyla ilgili karaladıklarım yandı ve hiç
sessiz suskun oturyorum burda -bir başıma ve akşam ve gece -hiç
gel beraber akşam yapalım
felsefe felle başlayan bir çılgınlık
 

yaseekinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Eki 2016
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
"en son kişi sizin adınızı söylediğinde gerçekten ölürsünüz" gibi bir cümle vardı.
yani buradan hareketle, siz ölseniz bile kalıcı bir şeyler bıraktıysanız hala yaşıyorsunuz demektir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
ölümün kesitlere böldüğünü sandığımız şey ?
başladığını ve bittiğini varsaydığımız şey ve bittikten sonrası gibi alegoriler/saçmalıklar; zaman kavramına ilişkin yanılgılar ve çarpıtmalar
zaman bir sanrı makinesi

her şey bi arada zaman ileri ve geri gitmiyor bu çok basit aslında -bir bakarsanız-bazen
her şey aynı zamanda her yerde oluyor
 

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Oyle degil boyle yasamak.

Canlilar kendi dogalarinca yasarlar, oyle yasamayip boyle yasamak, sorunsallastirilis-baglami, iradenin dus-unulmesi temelinde. Ne denirse densin, her varlik, dahilinde bulundugu kosullara, kendi formuna-ozgu reaksiyonunu verir-verecektir. Adina insan denilen ise, kendi psiko-fiziksel niteliklerini tanima-kabiliyeti ve tanidigi olcude, algiladigi nesnelere anlam yukler, dolayisiyla kendisi gibi, bir digeri hakkindaki yargilari da yine "kendincedir". Bu baglamda bir ozneyi ilgilendiren, yine varliginin birimlerini temelleyen kendi oznel toplamidir.

Epikur der ki; "varken variz, yokken yokuz", bu baglamda olmek dusuncesi, zaten salt yasam esnasindaki bir dusunce, zihinsel bir form, dolayisiyla dusuncenin kendisi onemli degil, ancak dusunsel icerigin an icinde yasanilan hayatta-yarattigi etki asil unsur. Eger "irade" diye bir sey varsa, hayatta bazi seylerin ancak ortaya konan bir tur "efor" ile elde edilebilmeleri baglaminda, insan denilenin, kendi yasamini, -alamiyorsa- en azindan dusunsel-unsurlarini, kendi kontrolune-himayesine almak uzere pratiklerde bulunmasinin tutarli olacagini dusunuyorum.

Hayatin 'kendinde sey' olarak bir anlami tabi ki yok, hayatin anlami, anlami noktalamak, anlami hayata askin bir hale getirmek, zihinsel bir deluzyondan-otesine tekabul etmez, metafizik sapmadir. Zira an icindeki hayatta butun yuklemlerin sahibi "oznellik" denilen ozelliktir, ve her oznellik, var-olus kosullari itibariyle kendine ozgudur, oznellik denileni mumkun kilan durum bu.

O halde bir hayati niteleyen ilk etapta maddi kosullar, ikinci etapta oznelligin iradi fonksiyonlaridir, elbette bu fonksiyonlari soyuttaki 'birinci-sahis' baglamindan cikardiginizda, ayni kosullarin uzantisi baglaminda da ele alinabilmekteler, fakat bunun pratikteki -varsa bir- faydasi yine dusunsel icerikte belirginlesiyor, zira varlik, onu tecrube eden epistemolojik durumun onu tecrube etmesine iyedir, yani bir bakima varlik denilen, kendi varliginin esas-oznesi olarak varlasmaktadir.

Demek ki, oyle-boyle yasamak degil, saptanmasi gereken; 'en iyi sekilde yasamak'; temeli de, oznenin-ozgun bilincinin, kendi oznesinin ne derece bilincinde oldugu - olmali, herhalde.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
neden olamıyorum istediğim gibi var? ve neden bitmiyor durmuyor bu tantana- birden -öyle şeyler yerinde durur gibi
neden kaçamıyorum? neden çıkamıyorum birden? ölüm anlaşılmadan-tantanasızca birden
geride hiç bi eşy bırakmamış gibi birden olanlar dursundu

neden durduramıyorum bu şeyleri birden
neden bu oluşları durduramıyorum ve ters çeviremiyorum birden
neden olan değiştiremiyorum döndüremiyorum birden; sıkıca etkileyemiyorum
neden yağdıramıyorum bir kar havaya birden ve neden bir şaka bu gökyüzüne

neden bırakıp kaçamıyorum herşeyi -hiç bırakmamış gibi hiç kaçmamış gibi; hayattan kaçmış ama kaçmamış gibi ;yapmacağını yapmış gibi ama yapmamış gibi -birden
neden öyle bırakamıyorum bir yaşamı yerli yerinde aldırmadan
bana ne dayatıyor -neyi?
bir deliye dönüşüp, bir yoka dönüşüp, bir hiçe ya da yara-vara farketmez bir bilinmeyen olup o da farketmez-neden öyle her şey yerli yerinde durmuyor birden -
neden katlanılmaz çekilemz olanalr son bulmuyor birden- zaman neden salata

--
yani bir sabah işimi bıraksam aniden -oturduğum yerde otursam
öyle değil böyle yaşasam
bir sabah işe gitmesem kimseye hesap vermesem/kimseyi aramasam
işten atılsam ama her eşy yolunda gitse
param bitse ama herşey yolunda gitse
tüm dünya tersine dönse ama her şey yolunda gitse
hiçbişeylere aldırmasamda hiçbişeyleri umursamsam; hiçbişeyler bana batmasa
yani çıkıp bi kumsalda oynasam o gün hiç bi sorun olmasa
çocuklar tüm olanları anlasa -insanlar anlasa aldırmasa -yok ya yok ya demesler yok ya
kimse anlamadı beni
yo yo ben anlatamadım kendimi de ondan

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:10 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:07 ----------

yo örneğin sokakta şarkı söyleyerek ve mırıldanarak ya da işte farketmez bi toplantı da hatta
içimden geldi diyebilir misiniz? biz ne kadar insanız bi şeyleriz
.....................

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:21 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:10 ----------

neden gökyüzünden tüm insanlara bir şaka yapamıyorum bazen -umutlarınzı eskidi mi?
-neden içyüzünden her şeyin kelimeler ve anlamlar akmıyor bazen
-neden istediklerim içumutlarım cereyen etmiyor
yoksa ediyor mu?
tüm bu şeylere kim karar veriyor?
bi şeylerin olmasına ve oldurulmasına-öyle olmasına
gerçekliğin mekaniği var -bu çok sıkıcı

gözlemci nedir? kimdir? etkisi nedir gerçekliğe -nerede ne kadar başlar-olur

çok zararsız bi şeyleri yapmak bazen çok zararsız olmalı-tanrı oylamaya sunmalı-tanrı demokrasi getirmeli -eğlence getirmeli-sizin yönetimleriniz çok kötü-
bazne kimseye zarar vermeyen şeyler birden olmalı
Çok kötü bi tanrı seçmişsiniz başınıza- Hiç bi şeylere karar vermiyor
Onun işine son verin ve ona ceza verin yargılayın hatta-Bi daha tanrılık yapmasın o-
Gerçeğiniz berbat-neden aldırmıyorsunuz ? tüm bunlara -bu olanlara -bu çoktan hiç yoktan karmaşaya
çocuklar çıldırmış olmalı!
bi zamanki çocuklar ama tüm zamanki/zamanlardaki çocuklar harika olmalı

çocuklara bir tanrıyı sorduk ama sormadık öyle yazdık birden
iyi bir tanrı nasıl olmalıdır nelerle ilgilenmelidir
Çocuklar tanrının görevleri nelerdir
nasıl bir tanrı isterdiniz?
sizce tanrı neler yapmalı
nasıl olmalı
nasıl bi tanrıyı severdiniz?
hadi tanrıya görevler verelim-dönem ödevi-süperkahraman değil bu tanri bi şeyler başarmalı (mı?) heyy! tanrı kendini ispat etmeli diyor çocuklar şimdi
tanrı öylece durduğu yerde durur çocuklar
bir süper tanrı eskidi

yedibin şaka gücündeyim! heey durun

-tanrı döven -iten babaları kesin cezalandırılmalı hemen bu işler süperkahraman çocuklara defedilmemelidir

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:27 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:21 ----------

çocuklar babasıan kızmışsa nolucak tanrı sen necisin balim kimcisin sen? ha işin ne senin gücün ne ki naparsın sen -oturduğun eyrde oturma boş oturma çalış gerçekliği düzelt hemen bu ne bu her yer darmadağın etmişsin sen berbat bi gerçek yaratmışsınız-düzelt
süper tanrı tamam

süpertanrı uyuyor musun ne? kaldırım mi seni?
tanrı süperkahramanları bırak kendi işini yap
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yine burdayım
yaşamımı zorlamak istemiyorum ama
çok zorlamak /zordalamak (ve zor sokmakta) istemiyorum ama bir itme
-
kimim çayırlarda olmak istiyor
ya da kimim yatmak istiyor
kimim ıslanıp üşümemek
kafalarına dünyaları-nı geçirip hiç bi şey olmamasını -olmamış gibi yapmayı/olmasını -yine- istiyor yine

kalkıp bu evden-işten eve gitmek istiyorum
evi sevmezsem başka bir yere, eve
orayı sevmezsem buraya-bura olan yere
gidilecek bir yer var mı? zevkli bir yer

ve evet ıslanıp şimdi üşümemek istiyorum
yol diye nere gittiğimi bilmeden gitmek istiyorum
biri çıksın-bi şey olsun-bi yere gidelim

garip bi hikayenin içindeki gibi;
arkası takip bile edilemeyen bir zincir bir halinde şimdi tuhaflıklar olsundu
bir meraklar ve tesadüfler silsilesini izlesindi hayat ve
bura sıkıcı bu şeyler sıkıcı ben artık sıkılmak felan istemiyorum

garip bi şekilde insan kalmış olanlar ya da (zorda darda iyi de ve masal da -yeri geldi-) insanını (zahmetsizce) ortaya çıkarabilecekler varsa onlara sesleniyorum-ihtiyacım var

insan olan bi şeye de gün yaşadım dedirtecek bi şeyede
olay oldu- harbiden sahi gündü -bak yaşamda varmış -dedirtecek şeyler ertesi
geri dönmek istemiyorum
stabiliteye geri dönmek istemiyorum
eski statik yaşam
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Konu kaldığı yerden devam edebilir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst