Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Neden Tüm İnsanlar Felsefeyle İlgilenmez

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
Yani her insan felsefe düşünemez aklı buna yetmez diyorsunuz öyle mi kabaca?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yani her insan felsefe düşünemez aklı buna yetmez diyorsunuz öyle mi kabaca?

Hayir, oyle demiyorum. Bir sey ile ilgilenmek; bilinc ve farkindalik isidir, diyorum. Ayrica kisinin duzeyinin getirdigi etki onem ve ilgiye baglidir.
 

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
Bir tetikleyici ister yani benim sahsi olarak felsefeyle ilgilenmem büyük bir olay sonrası olmuştu.Fonksiyonlar gibi her olay insanın zihninde bir fikir yazıyor ve gelişiyor.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Herkesin; hedefleri,hayalleri, umutları,sevdikleri, hoşlandıkları, keyifleri var.. ve felsefe bunların hiçbirine uymaz..

bu sorunun sebebini şu soruda aramak lazım; Felsefe ne vaad ediyor? Felsefe ile gidilebilecek yer neresi?

Hayatı anlayan herkes mutsuzdur demiş Nietzsche :)
 

Aydın

Yeni Üye
5 Haz 2012
66
0
0
32
Toplumlar hiçbir zaman felsefeye değer vermez.Onların aklı pratiktir.Onlar "nasıl daha çok para kazanabilirim ?","nasıl kadınları becerebilirim?","nasıl güçlü olurum?" gibi pratik şeylerle akıllarını sınırlar.Onlara felsefeden bahsederseniz saçmaladığınızı düşünür,hatta buna kanıt olarak aptalca bir şekilde diğer insanların da öyle düşündüğünü söyleyebilir.Toplumun düşüncesinden sıyrılıp bir an olsun kendi aklıyla hayatını sorgulamaya cesaret edemezler.Böyle insanlar öldüğünde de hayliyle dünya bir şey kaybetmiyor...
 

Ferdinand Bardamu

Yeni Üye
30 Nis 2012
1,302
1
0
43
o ilgilenenler dediğiniz sınırlı azınlık.

Mesela bizler gibi...felsefeyle ilgilenenler baştaki soruyu bu yüzden sormuştum neden??

Birincisi insanların gelir elde edebilmek amacı ile hayatlarının çoğunu fiziksel çalışma (çoğu çalışan fiziksel emeğini kullanarak çalışmaktadır) ile geçirmek zorunda oluşu..Çünkü kapitalist sistem geliri adil dağıtmaz ve çalışan yığınların emeğini değersizleştirip yaptıkları işi monotonlaştırarak, kişileri fiziksel efor sarf eden robotlara dönüşmeye mecbur bırakır..Yalnızca mutlu bir azınlık başkalarının emeği üzerinden gelir elde ederek , kendine boş zaman yaratma şansına sahiptir ve haliyle çalışanların gözünde felsefe bu hakim sınıfların bış lakırdılarıdır..

İkincisi (sizin eleştirdiğiniz) insanların felsefenin anlamsızlığı ile ilgili söylediklerinde haklılık payının oluşudur..Çünkü felsefi duruşların çoğu hayat pratiğinden uzak, soyut ve maddi gerçeklerden kopuktur. Bunlar için felsefe, salt bir akıl yürütme ve güzel söz söyleyebilme ,yahut söz söyleyen kişi açısından öznel bir mutluluk yahut kendini tatmin edebilme ile sınırlıdır..Çoğu felsefi akım , kişilerin hayatlarını ızdıraba dönüştüren o maddi koşulları değiştirmek için bir yol göstermez , yahut da gösterdikleri yol bu ızdıraba katlanabilme ile ilgilidir ondan kurtulmak ile değil..Örneğin tersanelerde , hayatını üç kuruş için kaybeden o insanların bulundukları maddi ortamı değştirmek için çabalamayan felsefe, elbetteki o insanların nazarında amlamsızdır ve boş konuşmadır.Efendi efendi! sen oturduğun yerden konuşuyorsun ancak ben burada ölüyorum , senin o kelimelerin beni hayatta mı tutacak? diyen bir kişinin haklılığı karşısında, felsefe anlamsızlaşır...

Felsefe salt hayatı anlayabilmek için değil , onu değiştirmek için de varolmalıdır..İşte Marksizmin büyklüğü de bundandır...Ezilenlerin ezilmişliğini ortadan kaldırmak amacı güden bir felsefedir..Sahip olduğu bu amaç ise hakim olanların esas korkularıdır ..İşte bu sebeple Marksizm asılsız bir biçimde itham edilmekte ve karalanmaktadır..
 

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
O kişilerin zamanlarının olmaması ve düşünmeyi küçük görmelerinden(uzak,soyut) kaynaklanıyor diyorsunuz.
 

IdeaFante

Yeni Üye
21 Kas 2011
76
0
6
31
İnsana, küçüklüğünden itibaren, dışarıdan yüklenen bilgi ve sorumluluklar, onların yaşam'a, evrene, diğer insanlara vs. her şeye alışması için çoğu zaman yeterli oluyor. Bunlar yeterli olmadığı zaman, insanı tatmin etmediği zaman felsefe başlıyor.

Hemen hemen tüm durumlarda kullandığım bir bakış açısıyla açıklayacağım bir de.

Dışarıdan bakıldığında bir insan ve bir hayvan birbirinden ayırt edilebilir. Ama genel olarak bir insan ve hayvanın özellikleri kesin sınırlarla ayırt edilemez. Kesin sınırlar kavramı anahtarımız oluyor. İki insan arasından biri daha hayvandır, iki hayvan arasından biri daha insandır diyebiliriz.

Hayvan ve insanın çoğu anatomik yapısı benzer, insan beyni daha gelişmiş. Hayvandan insana doğu gidildikçe bir gelişme olduğu kesin fakat bir dönüm noktası yok. Doğrultu aynı, insanın felsefeye ilgi duyma olasılığı varsa hayvanın da vardır. Kelimeler bizim düşüncemizi kısıtlıyor bu konuda. Birine insan birine hayvan kelimesini kullanmak yetmiyor.

Konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum :) İnsan ve hayvanın bu konu ile bağlantısını tam olarak açıklamak istemiyorum. Ama söylemek istediğimi anlayanlar vardır :)
 

birazdahaderinmavi

Yeni Üye
29 Ara 2011
1,442
1
0
60
biyopsikososyal bir varlık olarak, insanın gereksinimlerinin bir hiyerarşisi vardır ve felsefe tüm diğer alt gereksinimlerin doyurulmasıyla ortaya çıkıp belirginlik kazanabilecek bir gereksinimdir... ama kabul etmek gerekir ki, akıl ( hüküm melekesi) sahibi olarak, insana en yakışan zihinsel etkinlik alanıdır... ve geleceğin toplumu insana bu alandaki etkinlikleri için daha geniş olanaklar sunacaktır...
 

sakal

Yeni Üye
8 Nis 2012
2,000
1
38
Buraya kadar insanların felsefeyle neden ilgilenmedikleri hakkında herkesin kendine göre çıkarımları olduğu anlaşılıyor,yani tartıştığımız konu hakkındaki görüşler bizi yararlı bir sonuca götürecekmi,ortak bir nokta bulunamayacağı muhakkak gibi görünüyor.Bence bu tüm insanları nasıl felsefeye yakınlaştırırız nasıl sorgulayıcı bir düşünce sahibi yaparızın tartışılması bence daha verimli fikirler ortaya koyacaktır.Çünkü sağcısı solcusu,muhafazakarı milliyetçisi genelde benim görüşüm sorgulamacı bir zihniyet olmadan körükörüne (kendilerinin sandıkları) başkalarının fikirlerinin koyu savunucusu oluyorlar.Daha ilköğretimden itibaren bir sorgulamacı eğitim sistemi verilmeli bence.Neden nasıl ne zaman nerede gibi sorular sadece çoocukların saf akıllarıyla sordukaları sorular olarak kalıyor.ve ebeyen anne baba öğretmen ne derse o doğrudur gibi bir zihniyetle yetişen bu çocuklar işte gelecekte sorgulamadan,neyi savunduğunu bilmeden (yetişip?) verimsiz,fikir üretmeyen
boş nesiller olarak ortaya çıkıyorlar.Bence sorun burada neden sorgulamacı bir eğitim sistemimiz yok,hatta eğitim sistemimiz yok...
 

birazdahaderinmavi

Yeni Üye
29 Ara 2011
1,442
1
0
60
Buraya kadar insanların felsefeyle neden ilgilenmedikleri hakkında herkesin kendine göre çıkarımları olduğu anlaşılıyor,yani tartıştığımız konu hakkındaki görüşler bizi yararlı bir sonuca götürecekmi,ortak bir nokta bulunamayacağı muhakkak gibi görünüyor.Bence bu tüm insanları nasıl felsefeye yakınlaştırırız nasıl sorgulayıcı bir düşünce sahibi yaparızın tartışılması bence daha verimli fikirler ortaya koyacaktır.Çünkü sağcısı solcusu,muhafazakarı milliyetçisi genelde benim görüşüm sorgulamacı bir zihniyet olmadan körükörüne (kendilerinin sandıkları) başkalarının fikirlerinin koyu savunucusu oluyorlar.Daha ilköğretimden itibaren bir sorgulamacı eğitim sistemi verilmeli bence.Neden nasıl ne zaman nerede gibi sorular sadece çoocukların saf akıllarıyla sordukaları sorular olarak kalıyor.ve ebeyen anne baba öğretmen ne derse o doğrudur gibi bir zihniyetle yetişen bu çocuklar işte gelecekte sorgulamadan,neyi savunduğunu bilmeden (yetişip?) verimsiz,fikir üretmeyen
boş nesiller olarak ortaya çıkıyorlar.Bence sorun burada neden sorgulamacı bir eğitim sistemimiz yok,hatta eğitim sistemimiz yok...

sorgulamayı öne çıkaran ve özendiren bir eğitim sistemimiz yok... çünkü..... egemen olanların egemenliklerini kolaylıkla sürdürebilmeleri, sorgulamacı bir eğitim sistemini değil de; ezberci, ''otur, ben ne dersem odur''cu bir eğitim sistemini gerektiriyor... ve egemenler de gereğini yapıyorlar.....
 

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
hayvanla insanı ayıran nedir?:hayvan yavaş öğrenir ve yeni herhangi bir fikir... üretemez.İnsanı hayvandan ayıran yönde budur zaten "üretebilme yeteneği".Dışardan bakıldığında insan beden olarak sadece gelişmiş bir maymundur onu farklı kılan şüphesiz zihnidir.Onu kullanmayanın bir hayvandan farkı olmaz.
 

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
sorgulamayı öne çıkaran ve özendiren bir eğitim sistemimiz yok... çünkü..... egemen olanların egemenliklerini kolaylıkla sürdürebilmeleri, sorgulamacı bir eğitim sistemini değil de; ezberci, ''otur, ben ne dersem odur''cu bir eğitim sistemini gerektiriyor... ve egemenler de gereğini yapıyorlar.....
kesinlikle katılıyorum.toplumun saygı gösterdikleri eğitim sistemiyle büyük yere gelen insanlar ,aslında en kandırılmış kişiler.
 

sakal

Yeni Üye
8 Nis 2012
2,000
1
38
sorgulamayı öne çıkaran ve özendiren bir eğitim sistemimiz yok... çünkü..... egemen olanların egemenliklerini kolaylıkla sürdürebilmeleri, sorgulamacı bir eğitim sistemini değil de; ezberci, ''otur, ben ne dersem odur''cu bir eğitim sistemini gerektiriyor... ve egemenler de gereğini yapıyorlar.....

Ozaman neyi tartışıyoruz burada,düzenimi yıkalım.
 

THOUGHTS

Yeni Üye
22 May 2012
116
0
0
29
Eğer düzen yanlışsa elbet yıkılacak.Ya bu gün yada yarın belkide yıkılıyor bile olabilir
 

sakal

Yeni Üye
8 Nis 2012
2,000
1
38
tarih dediğimiz şey, eğer bir özgürleşme tarihi değilse, bir anlamı olabilir mi...ve insan toplumu, kurulu düzeni yıkıp, yerine yenisini kurarak bugünlere gelmedi mi...

Evet öyle ama şu anda yaptığımız tartışmanın boş olmaması için 30.mesajımdan devamla insanlara düşünmeyi,sorgulamayı,aldığı bütün bilgileri olduğu gibi kabul etmemeyi,araştırmaya yönelmeyi bu eğitim sistemi içine nasıl sokulabilirin üzerinde devam etmek isterim.
 

Ferdinand Bardamu

Yeni Üye
30 Nis 2012
1,302
1
0
43
Kişilerin bilinçlerini ancak sahip oldukları maddi koşulları değiştirerek değiştirebilirsiniz..Bu maddi düzlemi değiştirmeden onların bilinçlerinin değiştirilebileceğini düşünmek idealizme tutunmak anlamına gelir..Bu da bir insaat işçisine ,sürekli olarak operanın güzelliğinden bahsederek, onu bir opera tutkununa dönüştürebilmeyi iddia etmek kadar anlamlıdır..
 

sakal

Yeni Üye
8 Nis 2012
2,000
1
38
Kişilerin bilinçlerini ancak sahip oldukları maddi koşulları değiştirerek değiştirebilirsiniz..Bu maddi düzlemi değiştirmeden onların bilinçlerinin değiştirilebileceğini düşünmek idealizme tutunmak anlamına gelir..Bu da bir insaat işçisine ,sürekli olarak operanın güzelliğinden bahsederek, onu bir opera tutkununa dönüştürebilmeyi iddia etmek kadar anlamlıdır..

Neden işi hep maddiyata bağlıyorsunuz,bugün bir inşaat işçisisnin eline piyangodan en büyük ikramiye çıksa,(ki ülkemizde bunun örnekleri çok)hemen kendini düşünce dünyasınamı atacaktır.Kazandığı ikramiyeyi,ezilirken hayalini kurduğu üst tabakanın yaşantısına erişmek için çarçur edecek ve nasıl paraya para kazandırırımın hesaplarını kuracak,temelinde zaten ticarete ekonomiye dair bir tecrübesi olmadığından birde bakmışsın iki sene sonra dımdızlak ortada kalacaktır.Bu örnek çok uç bir örnek.yapıcı olmak gerekirse insanları asıl düşünmeye sevkedecek şeyin maddiyatla alakası yoktur.Bu örnek bizi bir sonuca götürmez.İnsanların eğitim kaliteleri yükseldikçe bence zaten refah ve kazanılan şeylerin ortak paylaşımı,eşitlik ve benzeri şeyler insanlar bilinçlendikçe kendiliğinden zaten gelir.Önemli olan bence insanların maddi durumlarını düzeltmekten önce eğitim kalitelerini yükseltmek vede fikir düşünce üretmelerini artıracak olanaklar hazırlamak daha öncelikli sanırım.Tüketim çılgını bir ülke olduk çıktık,daha kazanmadığımız parayı harcamay başlattı bu kapitalist sistem bize.Ceplerinde simit alacak parası olmayan gençlerin elinde bilmem kaçyüzliralık telefonlar gezer oldu..Bu gidiş iyi bir gidiş değil.Maddi olanaklar nekadar genişlerse genişlesin,refah düzeyimizi nekadar yükseltmeye çalışırsak çalışalım bu bizi kalkındırmaz.Gidişatımız bunu gösteriyor..
 

Ferdinand Bardamu

Yeni Üye
30 Nis 2012
1,302
1
0
43
Ben maddiyat derken kişinin gelirini kastetmiyorum..Maddi olandan kasıt kişinin dışında olanlar anlamındadır yoksa bir kişinin gelirinin ne kadar olduğu değildir.Bu gelir meselesi de elbette söz konusudur ancak olayın sadece bir yönüdür.Kişi içine doğduğu şartların (ki o şartlar maddi/materyal/nesne den kaynağını alırlar) kişinin bilinci üzerinde etkili olduğunu belirtiyorum..Yani bu şartlar kaynağını materyalden yani nesneden aldığı için maddi vurgusunu yapıyorum..Bu vurgu da benim materyalist bir görüşe sahip olmamdandır..
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst