mutluluk ve mutsuzluk yanılsamadan mı ibaret?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Soruyor! kategorisinde gonlumgocebee23 tarafından oluşturulan mutluluk ve mutsuzluk yanılsamadan mı ibaret? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 663 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Soruyor!
Konu Başlığı mutluluk ve mutsuzluk yanılsamadan mı ibaret?
Konbuyu başlatan gonlumgocebee23
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

gonlumgocebee23

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Ağu 2019
Mesajlar
15
Tepkime puanı
6
Puanları
3
mutluluk ve mutsuzluk zihnimizin bir yanılsaması olabilir mi? yani bize mutsuzluk gibi gelen şey bir başkasına öyle gelmiyorsa mutluluk ve mutsuzluk yanılsama mıdır?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
mutluluk ve mutsuzluk zihnimizin bir yanılsaması olabilir mi? yani bize mutsuzluk gibi gelen şey bir başkasına öyle gelmiyorsa mutluluk ve mutsuzluk yanılsama mıdır?

''gibi gelen şeye'' öznel olan diyebiliriz, öyleyse gerçek denilene olan yaklaşımınızda hangisi baskın,

öznel olan mı?nesnel olan mı?

yanılsama olanla olmayanı bu bakış açısı ayıracaktır..

elbet ikisi iç içe, ve duruma göre değişken. duygu dünyamda öznellik baskındır benim, ve mutluluk mutsuzluk yanılsama falan değil sonuna kadar gerçektir.. zamanın geçerek,geçmişte kalanı artık hissedilemez,anlamlandırılamaz hatta hatırlanamaz hale getirmesi o anın gerçeğini değiştirmiş olmaz..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
mutluluk bir doygunluktur; bilinci gerektirir, örneğin yalnızlığın bilincinde ise doygun ve mutludur, değilse aç ve mutsuzdur. Her halde yaşanılan bir gerçekliktir, yanılsama değildir.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Mutluluk ve aksinin evsensel bağlamı, ortaklaşabilmesi nedir? X coğrafyasında Y birey bir olay karşısında mutlu olabilirken , bu duruma yakın olan/olmayan bir şey karşısında kişinin moral biçimi farklı durumlar alabilir. Geçen yıl 14 milyon çocuk önlenebilir hastalıklardan ve yetersiz beslenmeden yaşamını yitirdi, Eğer kendimizi yalıtık hissedebiliyorsak; ölenlerden biri yakınımız olup olmaması başka sonuçlar/hisler doğurabili. Milyarlarca insan temel barınma ve yiyecek gereksinimlerinden yoksun halde yaşamını idame ettirmeye 'çalışıyor'. Yazılı ve görsel basın kapitalizmin yarattığı bu sonuçlara sınıfsal ve politik konumlarından dolayı paylaşma değeri duymaz. Sistemin dayattığı felsefe biçimi ve bilgi teorisi etkisi altındaysanız; mutluluğu, özgürlüğü, yabancılaşmanın aşılmasını, ezilen sınıflardan bağımsız, fanuslara sınırlanmış,fildişi kulelerinde yaşayan bireyin kendini ilgi duyduğu alandaki geliştirmesiyle ilişkilendirilebilir. Halbulki biz bu satırları yazarken siyasal bilincimizden bağımsız milyarlar temel barınma, sağlık, beslenme, giyinme gibi temel ihtiyaçlara muhtaçtır.
Kapitalizmin bu derece egemen olduğu dünya coğrafyasında sizce mutluluk ne derece mümkündür ?
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Mutluluk ve aksinin evsensel bağlamı, ortaklaşabilmesi nedir? X coğrafyasında Y birey bir olay karşısında mutlu olabilirken , bu duruma yakın olan/olmayan bir şey karşısında kişinin moral biçimi farklı durumlar alabilir. Geçen yıl 14 milyon çocuk önlenebilir hastalıklardan ve yetersiz beslenmeden yaşamını yitirdi, Eğer kendimizi yalıtık hissedebiliyorsak; ölenlerden biri yakınımız olup olmaması başka sonuçlar/hisler doğurabili. Milyarlarca insan temel barınma ve yiyecek gereksinimlerinden yoksun halde yaşamını idame ettirmeye 'çalışıyor'. Yazılı ve görsel basın kapitalizmin yarattığı bu sonuçlara sınıfsal ve politik konumlarından dolayı paylaşma değeri duymaz. Sistemin dayattığı felsefe biçimi ve bilgi teorisi etkisi altındaysanız; mutluluğu, özgürlüğü, yabancılaşmanın aşılmasını, ezilen sınıflardan bağımsız, fanuslara sınırlanmış,fildişi kulelerinde yaşayan bireyin kendini ilgi duyduğu alandaki geliştirmesiyle ilişkilendirilebilir. Halbulki biz bu satırları yazarken siyasal bilincimizden bağımsız milyarlar temel barınma, sağlık, beslenme, giyinme gibi temel ihtiyaçlara muhtaçtır.
Kapitalizmin bu derece egemen olduğu dünya coğrafyasında sizce mutluluk ne derece mümkündür ?

Yakınımız olmayan başkalarını düşünmek umursamak neden doğru olan /olması gereken sizce?

aslında bende size yakın düşünüyorum ama bazen kızıyorum kendime, insanoğlu alçak,bencil,nankor,hain,yalancı bir zavallı belkide, o düşündüğümüz insanlar eline güç veya imkan geçse kötü biri olacaklar belkide...
 

yazar yazamaz

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
23 Nis 2011
Mesajlar
57
Tepkime puanı
1
Puanları
6
hem bağlasan durmaz hem neye çaredir
mutluluk dedikleri osuruktan teyyaredir
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Mutluluk duyguların ve düşüncelerin harmanlanıp ortaya çıkmasından dolayı oluşan birer etmendir Bir başka insanı mutlu eden etmen diger insanı mutlu etmiyorsa burada yaşanmışlıklar ve mutlulukta elde edilen çabalar ağır basıyor diyebilirim...

İnsan dünyada ne kadar deneyimlerse hayata bakışı ve hayatı anlaması da bir o kadar değişken olabiliyor Mutluluk dünyada ki en güzel saf ve duru olandır böyle anlarda insanın 😅😁 hayatı bir sıfır önde götürebilmesi ne kadar güzeldir diyebilirim...

Mutlu olmak insanımıza yakışıyor ve bunu eksiltmemek umuduyla diyelim..

Böyle.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Mutluluk, hormonlara bağlı olduğu için her koşulda insan kendini mutlu hissedebilir. Mutsuz bir insana antidepresan verildiği zaman, kendini iyi hissetmeye başlıyorsa mutluluk ya da mutsuzluk bir yanılsama olarak kabul edilebilir diye düşünüyorum.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Is2/Kara Kalem

Kişilerin davranışlarını etkenler konusunda genin mi yoksa çevresel etkilerin mi baskın olduğu tartışılan bir konudur. Ben çevresel etkilerin, toplumsal ilişkilerin baskın olduğu ve insanların ‘saf’, biçimlendirilmemiş doğduğunu devamında karar alma mekanizmalarının toplumsal ilişkileri, çevresel koşulları bağlamında incelenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bu konuda Leon Kamin, Steven rose gibi biyologların yazdığı ‘Genlerimizden ibaret Değiliz’ kitabını önerebilirim.

Ebeveynlerimiz, çocuklarımız, yakın akrabalarımız, eş dost çevremiz; yetiştiğimiz, geliştiğimize dair ortak bir geçmiş barındırır, acıları-mutlulukları bizi daha fazla etkilemesi; toplumu, ezilenleri, horlananları düşünmemizi gerektirmeli. Toplum sınıflardan oluşur ve eğer ki geçinmek için emeğini satan ezici çoğunluğa mensup isek; onlarla acılarımız, sorunlarımız, ortak olduğu kadar çözüm önerilerimiz, sorunların aşılmasına dair beraber hareket etme zorunluluğumuz; birey-toplum ikilemi arasındaki çizgiyi flulaştırır.

Somutlayalım; Emekçilerin çoğunluğu yoksulluk sınırının yarısı kadar bile geliri olmayan insanları; GDO’lu, ucuz, sağlıksız besinlere mahkum ediyor. Termik santrallerle, fosil yakıtlarla beslenen fabrikalar/işletmelerde zehir solunumu çeşitli kanser türlerine yakalanma oranı oldukça artar. Sistemin yarattığı ekolojik tahribat, ormanların talan edilmesi, sınıfsal ve politik çıkarlarından dolayı mümkün olduğunca yenilenebilir enerji yerine elde edilmesinde ve kullanılmasında doğayı tahrip eden kömür, benzin,madenler.. türevleri kullanılması havayı zehirliyor. Kanserin yakın bir geçişte ortaya çıktığı ve gün geçtikçe artarak çoğaldığı bilinen bir gerçek. İşsizliğin genel bir eğilim olması ve gün geçtikçe artması, depresyonların, intiharın, lumpenleşmenin, uyuşturucu bağımlığı gibi bir çok sonuçları olabilmektedir.

Özetle temel sorun: kapitalizm, peki çözüm ?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ebeveynlerimiz, çocuklarımız, yakın akrabalarımız, eş dost çevremiz; yetiştiğimiz, geliştiğimize dair ortak bir geçmiş barındırır, acıları-mutlulukları bizi daha fazla etkilemesi; toplumu, ezilenleri, horlananları düşünmemizi gerektirmeli. Toplum sınıflardan oluşur ve eğer ki geçinmek için emeğini satan ezici çoğunluğa mensup isek; onlarla acılarımız, sorunlarımız, ortak olduğu kadar çözüm önerilerimiz, sorunların aşılmasına dair beraber hareket etme zorunluluğumuz; birey-toplum ikilemi arasındaki çizgiyi flulaştırır.

İkiside fazla akılcı nedenler değil mi?

''düşünmemizi gerektirmeli / beraber hareket etme zorunluluğu'' bu durum belirli bir bilinç düzeyine ulaşmış ve dünyaya hakim düzeni ve insanlığı az çok kavraya bilmiş insanlar için geçerli olabilir. ancak ülkemizde böyle insanlar yeterli sayıda değil gibi geliyor bana. ha bu durumdaki herkeste halk için birşeyler yapmaya niyetli değil zaten.
ayrıca ben başkaları düşünmemizin; sosyal canlı (sürü üyesi) olmamızdan kaynaklı güdülerden ve iyilik,adalet,doğru gibi kavramlardan kaynaklı duygulardan temelini aldığını düşünüyorum. ve tabiki sizin belirtiğiniz nedenlerde bunun içinde.



Özetle temel sorun: kapitalizm, peki çözüm ?

Çözüm tabiki dünya nimetlerinden herkesin olabildiğince adil faydalanması, kötü yaşam koşullarının ve yoksulluğun yok edilmesi. ama nasıl olur bu bilmiyorum. vahşi insanın düzeninin vahşi kapitalizm olması hiçte şaşırtıcı değil. halkın bilinçlenmesi ve hakkını araması en gerçekçi çözüm yolu gibi görünüyor. ama nasıl? bu bir ütopya gibi ve insan doğası değişmedikçe buna ulaşılabileceğini sanmıyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst