- Katılım
- 8 Nis 2012
- Mesajlar
- 2,000
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 38
rüyalar sizce bir gözlem verenmidir.yada başka bir özün bilgi aktarımımıdır.
Bu ortaya koymuş olduğunuz doğal zihniyet sorununu aşmanın bir yolu yokmudur.
rüyalar sizce bir gözlem verenmidir.yada başka bir özün bilgi aktarımımıdır.
benim isteğimle karşıdaki perdenin oynaması aklımın oyunumudur.kendimde böyle bir özellik yada yeti herneyse yokken bu nasıl olur.
sizce zaman bükülürmü?mekana göre farklılıklar arzedermi?
aldığım cevaplar beni pek tatmin etmesede teşekkürederim.verdiğiniz linki müsait bir zamanda incelerim sağolun.
Neden bi fizik ötesi olduğunu düşünüyoruz ya da olabileceğini varsayıyoruz, Buna ihtiyaç mı duyuyoruz?
bu sorular çok uzayabilir ve cevaplar çeşitlenbilir, Oldukça çeşitlenbilir ama cevap asla şu değildir, Doğaya bakıp korkularına yüce varlıksal karşılıklar aramak, Yaşam varsa bi ölüm sonrası olmalı, ötesi de olmalı, süreğen olmalı gibi basit ve yüzeysel çözümler ve çıkarımsamalar değil bunlar; Tam aksine düşünce doğuştan itibaren, kendini bilişten itibaren metafizik ögelerin ve fizik sonrasının fizik dışının olduğu/olacağı bilgisi ve sezisi ile donanmış ve dolu benim durumumda; Bu saf ve öylecek kendiliğinden biliş ve kavrayış, Bu bizim için bi biliş ve seziş, Hiç bir kurumlanmış teolojik öge olmasın ne olurdu bilmiyorum ama varlar ve gerçeklik böyle şekillenmiş ve tüm bunlar da bize bi şey yansıtıyor ve anlatıyorlar;
Şimdi maddi dünyaya bakıp, sade bi gözlemle fizik ötesi vardır ya da yoktur biz bunu yapmıyoruz ki; yapamayız ki, ,Bu soruları sormuyoruz ki, Örneğin gökyüzü hakkında ne biliyoruz ki, Onda uçuyoruz, ama arızalanıp düşüyorlarda; Evler yapıyoruz ve çöküyor, Soruyoruz ve düşünüşüyoruz ve düşüncemizde izlenimler seziler ve cevaplar beliriyor, Beliren cevaplar ve izlnemisel edinimler bunlara güveniyo muyuz? Evet bazen oldukça;
Varolan her şey düşüncedir ya da düşünce formlarıdır, Bu ifade benim daha sonraları metafiziksel-spritüel deneysel çalışamlarla edinilmiş bi veride geçen bi ifade, Ama bu ifade öncesinde beni hiç okumadan da benim zihnimde ve varlığımda ve düşünüşümde yani kısaca bilişimde ve kavrayışımda vardı; Her gün aynı işi yapan bi ustayı ya da bi çiftçiyi düşünün hatta, Onun kavrayışı kendiliğinden gelişir, Hiç bir kavramla ya da okumayla öğrenemez o işini, Bi çok şeyi sorsanız size anlatamaz ve kavramsallaştıramaz, Ama o uğraştığı işi özümsemiş ve kavramıştır, Düşünce soyutlarla ve imgelerle verilerle çalışırken de buna benzer sözcükleri olmayan yüksek kavrayışlar ve ustalıklar geliştirir, Her şey kavramlara indirgenemez ve kavramlarla tanımlanamaz, Hiç bir felsefi ifadesi ya da düşünü olmayan çok yüksek varlık kavrayışı olan insanalr bulunabilir ve sıradan insanlardır onlar;
Düşünce göz kararıyla çalışır, Ölçümlere ihtiyacı yoktur, Öylece bilir her şeyi, Farkındadır aslında, Ama ne zaman onlardan kavrayışlardan ve bilişlerden kelimeler yapmayı denese olmaz bu, Uymaz kelimelere, Neden uğraşayım ki bununla der;
Öğrenme işi öğrenme işidir;
Düşünce düşüncedir, VE düşüncenin tüm varoluşu saran dolaşan bi dalga, dalgalanım ya da ışınım benzeri olduğunu düşünüyorum, bunu düşünüyorum çünkü aksini düşünenem, Düşünceyi bi beyin fonksiyonu olarka tanımlayamam, Örneğin benim saçmalık olur bu ve bunu denemek, DÜşündüğümde olanları düşündüğümde olanlar anlatır,
Her şeye maddi gözlemsel gerekçeler aramak zorunda ve durumunda değilim,
Kendime kendi varlığımı ve varoluşumu ispatlamama gerek yok, Varolmak için ispata ihtiyacım yok; Bi uçağı uçurmak için gökyüzünün varlığını ispatlamaya gerek yok, Sadece varolurum Yalın ve doğal
Bir dusuncenin tutarliligi onun pratikteki isleyisidir. Yani teori pratik birlikteligi.
..--..--..
Onemli olan bil.imsel ve bilissel olma acisindan bir dusucenin, pratikte alinabilecek gozleminin bulunmasidir. Diger temeldeki dusunce ise ideolojik inancsal olarak sadece aklin inandigi gercekligi kendine dogrulamasidir. Ilki tum insanoglunu kapsar, ikincisi ise sadece dogrulayani kapsar, ilki gozlemsel yanlislanabilir, ikincisi ise yanlislanamaz. Yani dogrulayan da yanlislayanda sadece kendi ideolojik inancsal dogrulamasinin gerceklestirmesi temelindedir. Bu durumda soylenecek tek sey, bilimsel ve bilissel olmadigi ve tartismanin da ancak bir kisir dongu oldugu sadece ikna olma etmeye ve de aklin dogrulamasini kendine yeterli buulmasina baglidir, yani kesinlik; buradaki bulunan dogru cesitli nedenlerden sallanirsa da ortaya suphe cikar.
Iste aklin ideolojik inancsal dogrulamasi kesinlik ve suphe arasinda gider gelir.
Bilimsellik te ise gecerlilik ve yanlislanabilirlik belirleyicidir.
Gozlemsel bir temeli olmayan hic bir aklin sorusuna bilimsel yanit verilmez. Cunku bu yanit ayni sou gibi ideolojik iancsal bir dogrulama olur ve bilimsellik icermez.
Butun bu aciklamalar ile ilgili basliklar mevcuttur ve detayli o basliklarda adi gecen konu ve kavram islenmistir.