Metafizik-Varlik Tartismasinin Sonu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Metafizik-Varlik Tartismasinin Sonu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 7,276 kez görüntülenmiş, 53 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Metafizik-Varlik Tartismasinin Sonu
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilindigi gibi insanoglu kendini bildi bileli felsefenin varlik ile ilgili dali olan metafizikte, ontolojik ve teolojik olarak varligin ne oldugunu tartismakta ve bu varlik tartismasinda akilci ve inancsal bir sonuca varamamaktadir.

Insanoglunun organi olan beyni ile bu organinin numenal yetisi olan dusunce; madde ve dusuncenin ilkligi, onceligi, tekligi, kesinligi, mutlakligi v.s. temelinde akilci ve inancsal ve ideolojik olarak, materyalizm ve nesnellik, idealizm ve oznellik ve daha sonradan yine insanoglunun herhangibir seyi ortaya koyumu olan kavramin da devreye girmesiyle, pozitivite ve isimcilik olarak uc koldan tartismaktadir.

Kisaca bu dile gelen aciklamalardan sonra, insanoglu eger bu konudaki cognitivizmini algi, bilgi, bilinc ve farkindalik olarak saglarsa; bu metafizigin varlik tartismasinin bilincli ve farkindalikli bir temelde anlamsizligini, gecersizligini, bilimsel ve bilissel olmadigini, gozlem vermedigini ayni teolojik noncognitivizm gibi, varliksal noncognitivizm olarak ortaya koyacaktir.

Bilindigi gibi evrensel-insan zihniyetinin temeli insanogluna dayanir ve onun her turlu ortaya koyum temelini veren yapilandirilmis dogal zihniyetin yapi ve isleyisini konusuna, kavramina veri ve degerine gore qua felsefesi (olarak) ve sorunsal resmini ortaya koyar. Buradaki algisal ve bilgisel ortaya koyumdaki evrensel-insan zihniyetinin amaci insanoglunu numenal yeti degeri olarak yasam ve iliskide, duzen ve sistemde, kurumlasma da ve her turlu teknik ve bilimde insanlastirmayi amaclamaktadir.

Buradaki insanlastirma bireyin kendisinden baslar ve birey kendini numenal yeti kullanimi olarak insanlastirirken, numenal paylasim olarak ta baska bireylerin maddelestirme, metalastirma, kullastirma, kolelestirme, tanrilastirma ve dusuncusuzlestirme temelli ve yaratilissal, inancsal, dogrusal, ideolojik dogal zihniyet cabalarina karsin; bilimsel, bilissel, bilgisel, kavramsal insanlasma ve insanlastirmayi amaclar.

Bu yazinin anlam ve iceriginin, evrensel-insan zihniyetindeki adi; BILISSEL ONTOLOJIK NONCOGNITIVIZM" dir.

Yukaridaki giristen sonra; once varligin ne oldugu tartismasina dahil olmadan, bilimsel olarak insanogluna her turlu bilgi ve algi tabani olan temelin fenomen olarak bir olgu oldugunu hatirlatalim.

Ayni hatirlatmayi; bilissel bilim olarak bir fenomen olan beynin her turlu fonksiyonu olan zihinsel faaliyetin de numenal yeti oldugunu hatirlayalim.

Hatirlamamiz gereken bir nokta da insanoglunun kendi dahil herseyi ortaya koyumunu evrensel kavram ile belirttigini ve bildirdigini hatirlayalim.

Bu hatirlamalardan sonra, materyalizmin soyle bir iddiasi vardir "insanoglundan once madde vardi, madde tek gercekliktir, bu kesindir ve mutlaktir, yani maddeden baska nesnel olan baska bir gerceklik yoktur."

Iste materyalizmin bilimsel yanlislamaya meydan vermeyen ustelik kesinli iceren bu soylemi hem bilimsellige hem de bilimsellik algisina terstir. Cunku bilimsellikte kesinlik ve suphe olmadigi gibi, mutlak degismez ve sabit te yoktur. Bilimsellik olgu ve bilgiye dayanir ve olgunun evrensel onayli gecerliligi de yanlislanana kadardir.

Aslinda materyalizmin bu indirgemeci, akilci ve ideolojik iddiasi; hem idealizm de hem de pozitivizmde de vardir.

O yuzden kimse metasfizigin varlik tartismasinda yer alan gorus ve ideolojilerilerden bazilarini disarida biraktigimizi dusunmesin. Cunku baslik tum varliksal ideolojik iddialarin sonu olarak verilmistir.

O yuzden bu aciklamada, varlik fenomen olarak gececektir.

Simdi yavas yavas konumuza girebiliriz. Soyle bir soru soralim "Dunya var mi?"

Iste evrensel-insan zihniyeti bu sorunun yanitini varligin var/yok akilci siniri ile degil, noktalama, indirgeme, ifade ile degil; tum rewsmini vererek ve aciklayarak verecektir.

Mesela soyle basliyalim. Diyelim ki dogumhanede dogmakta olan bir bebek acisindan, "dunya var mi?" iste buradaki cevabimiz sorunun yoneldigi olarak "hayir yok" olacaktir. Peki bu dunyanin varligi ne zaman bebek tarafindan varlanacak? iste burada da dogacak bebegin dunyayi algilamasi, eski nesillerden ogrenmesi ve bunu dile getirebilmesidir. Sorumuzu soyle soralim "Dogacak bebegin babasi icin dunya var mi?" bu soruya hic dusunmeden herkes evet diyecektir. Cunku bebegin babasi bebekten once dunyaya gelmis, dunyayi kendinden eski nesillerden ogrenmis ve algilamistir.

Buraya kadar bir algilama sorunu olmadigi dusuncesi ile konu devam etmektedir.

Peki "Dinazorlar devrinde dunya var mi?" Iste bu soru daiyice dusunmek gerekir. Cunku dinazorlar devrinde insanoglu ve algisi, bilgisi ogrenimi/ogretimi yoktur.

Ama materyalizm olarak burada alisilagelmis cevap "evet" olacaktir. Simdi bu "evet" i inceleyelim.

Birincisi evet bir insanoglu uretimidir. Peki insanoglunun olmadigi bir dunya da ayni dogacak bebek misali nasil olurda dunya var olur.

Burada bir mantik yurutelim. "Dinazorlar var ise varliklarini bir mekanda surduruyorlar, iste bu mekan dunya" Peki "Dinazorlarin "dunya" diye bir algisi bilgisi var mi?" olamaz, cunku bu KAVRAM algisi ve bilgisi insanogluna ait. Peki dinazorlar acisindan boyle bir algi var mi? Varsa bilre bu algi DUNYA KAVRAMI DEGIL, GOZLEM VE YANSI VEREN FENOMENDIR" yani bilimsel olarak insanoglunun olmadigi bir yer ve ZAMAN da baska bircanlinin algisina yonelik bir gozlem ve yansi veren taban varsa bu fenomendir.

Buradan cok onemli bir sonuca ulasiyoruz. Insanoglunun olmadigi zamanda, INSANOGLUNA AIT OLAN DUNYA KAVRAMI YOK AMA; YANSI VE GOZLEMI INSANOGLU DISINDAKI DINAZORLARA VEREN BIR FENOMEN VAR.

Buradan su sonuc cikar. Kavram bir insanoglu urunu olarak insanoglu varligi varsa var ve gecerlidir, ama kavramlasmamis bir fenomen insanoglunun olmadigi zaman da gecerlidir.

Peki, madem bizler henuz ortada yokken; fenomen olarak dinazor kavraminin varligini nerden biliyoruz?

Iste ucuncu kilit noktasi da burasidir. Dinazorlar dinazor kavrami olarak ancak ve ancak insanoglunun varliginda ortaya konabilir. Peki o zaman insanoglunun olmadigi bir ZAMANDA olan nedir? Iste bu bir kavram olarak dinazor olmamis olan fenomendir. Peki biz bu fenomenin varligini bizim olmadigimiz bir ZAMANDA nerden biliyoruz? Biz varken evrimsel bir bulgu elde ediyoruz, buna dinazor kavramini veriyoruz ve yine bilimsel olarak bunun gozlemsel ZAMANINI OLCTUGUMUZDE BU DINAZOR OLARAK KAVRAM VERDIGIMIZ FENOMENIN VARLIGININ BIZIM VARLIGIMIZDAN ONCE OLDUGUNU ZAMANSAL OLARAK ORTAYA KOYUYORUZ.

Simdi tekrar basa donelim. Zaman bir insanoglu urunu, kavram bir insanoglu urunu, fenomen bir insanoglu urunu. O zaman buradan soyle bir sonuc cikiyor. HERSEY INSANOGLUNA GORE.

Peki simdi ilk sorumuza donelim. "Dunya var mi?"

Dogmamis bebege gore yok.
Bebegin annesine gore var.
Yukaridaki iki aciklama insanoglunun varliginin oldugu bir donem.

Dinazora gore dunya yok. Cunku dunya insanoglu kavrami, ama dinazor algisinda bir yansi ve gozlem veren var, bu da insanoglu bilimsel literaturunde fenomen. O zaman dinazora gore, dunya yok ama, insanoglunca dunya diye kavramlanacak bir fenomen var.

Peki insanoglunun olmadigi bir ZAMANDA dunya var mi? Kavram olarak, fenomen olarak yok. Ama insanoglunun zamansal algisina gore var.

Demekki cevaplar.

Insanogluna gore
Insanoglunun kavramina gore
Insanoglunun fenomen kavramina gore
Insanoglunun zamansal belirlemesine gore.

Iste, materyalizmin "madde insanoglundan bagimsiz olarak vardir" aciklamasini simdi daha bir net algi ile ortaya koyabiliriz.

Dogmakta olan bir bebege gore madde yok. Cunku henuz onu ogrenmemis, algilamamis ve bilgisine ulasmamis. Su anda bu bilgi, algi sahibi bir insanoglu ferdine gore var.

Insanoglu turune gore var ve M.O. 4000 yilinda kavram olarak ortaya konmus. Peki M.O. 5000 yilinda, henuz madde kavrami olarak yok, ama gozlem ve yansi veren bir fenomen olarak var. Peki insanoglunun bulunmadigi ZAMANDA? Insanoglunun algi ve bilgisince maddenin yasi 13.7 milyar. Dolayisiyle, madde

Kavram olarak M.O. 5000 yilinda yok.
Fenomen olarak diyelim insanoglunun yasi evrimsel olarak 7 milyon , o zaman 8 milyon yil once fenomen olarak ta yok. Peki neye gore daha once var. INSANOGLUNUN MADDEYI GOZLEM ILE ORTAYA KOYAN ZAMANINA GORE VAR.

Iste butun bu temelde, kavram insanoglu ile ayni zamandadir, daha once yoktur.
Fenomen insanoglu ile ayni zamandadir, daha once yoktur.
Zaman insanoglu ile ayni donemdedir daha once yoktur.

Iste bu yoklar insanogluna goredir.

Bir dinazora gore kavram yoktur, ama ona yansiyan ve gozlem veren bir fenomen vardir ve bu fenomenin varligi insanoglundan bagimsizdir. Bir dinazora gore zaman yoktur, ama insanoglu dinazor fenomen varligini kendi varliginda dinazoru zamansal olarak kendinden once var oldugunu ortaya koymaktadir.

Insanoglundan once numenal yeti ve degerleri yoktur. Ama insanoglu oncesi bazi hayvanlarin beyin fonksiyonu vardir ve bunu insanoglu kendi varliginda ortaya koymaktadir. Kendi varligindan once oldugu da zamansaldir.

Demekki hersey insanogluna gore ortaya konur ve uc cesit konur. ZAMANA, KAVRAMA, FENOMENE GORE.

Madde kavram olarak M.O. 5000 yilinda yoktur, fenomen ve zamana gore vardir.
Madde fenomen olarak 8 milyar yil once yoktur, cunku algilayacak insanoglu yoktur; ama zamana gore vardir.

Maddenin ZAMANSAL (KAVRAMSAL VE FENOMENAL DEGIL) YASI 13.7 MILYAR, FENOMENAL (KAVRAMSAL DEGIL) YASI 7 MILYON, KAVRAM YASI, 6 BIN SENEDIR. Butun bunlar insanogluna ve onun kavramina, fenomenine ve zamanina goredir.

Peki bunlardan hangisi maddenin, insanoglu numenal yeti yasidir. Hepsi. Sonuctabilgi ve algi numenal yeti olmadan ne fenomenal, ne zamansal, ne de kavramsal ortaya konamaz.

Beyin olmadan da numenal yeti olamaz. Beyin ve numenal yeti olmadan da kavram olamaz. Kavram kendi de dahil, hem beyni hem de numenal yetiyi ortaya koyandir.

Iste bu temelde fenomen fiziksel bilgiye, numen sosyal bilgiye, kavram da her ikisine hitap eder. Insanogluna gore, insanoglu eliyle, insanogluna ait ve insanoglu monologuyla;
Fenomenin varligi /zamansal/kavramsal/zihinsel; numenin varligi da zamansal/kavramsal/fenomenal dir. Hepsi de insanoglu urunudur ve insanoglu varligi ile endekslidir. Insanoglu oncesi varlik, zamansal/fenomenal/kavramsal/ olarak farklilasabilir. Ayni madde gibi. Cunku bir fenomen felsefi ve bilimsel anlamda algi ve bilgi ile kavramlasir.

Boylece varligin metafizik temeldeki ilklik, teklik, kesinlik, mutlaklik, oncelik v.s. tartismasi boylece sona ermistir. Cunku bu tartismanin her birt ideolojik kolu olan materyalizmin maddesi ve nesnelligi, idealizmin dusuncesi ve oznelligi, pozitivizmin ise isimselligi icicedir ve fark ta dilin teke indirgeme sorunundan ve kesinlik noktalama yapilanisindan kaynaklanmaktadir.

Buradaki icicelik ile ic iceligi saglayan ve tartisan varlik farklarinin farkini algilamak ve biribirine rakip kilmak yerine bu farklaruin insanoglunun bir butununu olusturdugunu gorebilmektir.

Aksi bu tartismanin noncognatif bir icerikteki kisir dongusu ve anlamsizligi gereksizligini algilayamamaktir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
maddeden başka nesnel olarak nasıl bir gerçeklik yoktur.insanoğlunun ilşkisi sadece madde ilemidir.maddeden kastınız elle tutulur gözle görülür birşeymi sizce.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
uzun uzun felsefi anlatımlarla değilde bilimsel olarak kanıtlanmış örneklerle ilerlersek daha anlaşılır olacağını düşünüyorum.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
İnsanın doğumu evrenin doğumunun küçük bir örneği gibidir.her insan hatta her canlı ve hatta hatta cansız dediğimiz her madde bünyesinde bir evren barındırır.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
sizin tabirinizle numenal yeti olan beynin ilk fonksiyonları doğumlamı başlar.eğer öyleyse devinim dediğimiz hareket yetisi daha ana karnındayken nasıl çalışmaya başlamıştır.neden cenin annesinin karnını tekmeler.ve neden doğar doğmaz ağlarda gülmez.hiç doğduğunda kahkaha atan bir bebek duydunuzmu.neden ağlama gereği duyar.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Buraya kadar algılama sorunu olmadığı düşüncesi size göre olmayabilir bana göre vardır.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
biz evreni satırlardan değil bizzat kendinden çözebiliriz.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
ve bu evreni anlayabilmek için kutsal metinlere öğretilere insan yorumlarına ihtiyacımız yoktur.soruların cevabı kendi içinde saklıdır.özne nesne ilşkisinden neyi kastettiğinizi tam olarak anlayamadım.gözlem veren sadece nesnelermidir.evren kaç boyutludur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
maddeden başka nesnel olarak nasıl bir gerçeklik yoktur.insanoğlunun ilşkisi sadece madde ilemidir.maddeden kastınız elle tutulur gözle görülür birşeymi sizce.

Sizce, madde nasil bir varliktir-mustakil var olan mi/gercek olan mi?

Alt/ust siniri nedir?

Baslangici/sonu nedir?

Ya da sizce madde nedir?

Maddenin ne oldugunu madde mi, yoksa insanoglu mu ortaya koyar?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sizin tabirinizle numenal yeti olan beynin ilk fonksiyonları doğumlamı başlar.eğer öyleyse devinim dediğimiz hareket yetisi daha ana karnındayken nasıl çalışmaya başlamıştır.neden cenin annesinin karnını tekmeler.ve neden doğar doğmaz ağlarda gülmez.hiç doğduğunda kahkaha atan bir bebek duydunuzmu.neden ağlama gereği duyar.

Numenal yeti yeti olarak dogum ile baslar. Yalniz herhangibir veri, deger, tabu tasimaz. Yani insanoglu numenal yeti ile birlikte dogar, ama dogumda hic bir numenal yeti degeri tasimaz. Tum degerleri yasamdan ogrenir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
biz evreni satırlardan değil bizzat kendinden çözebiliriz.

Aynen evreni gozlemleyen ozne epistemolojik olarak ve alternatifsiz/rakipsiz bir tek biziz. Ayrica bu gozlem ne evreni ne de insanoglu turu disinda kalan baska fenomenleri de ilgilendirmiyor. Yani gozlem tek tarafli bir monolog. Sadece insanoglu algisi, bilgisi yetisi v.s. icerir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
cevap vermeden önce sabrınıza hayran olduğumu belirtmem lazım.yukarıda yazdıklarımı yazınızı sonuna kadar okumadan sabırsızlığım nedeniyle yazmıştım.bu forumdaki çoğu arkadaşı ve sizi kendim için bir nimet olarak görmekteyim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
cevap vermeden önce sabrınıza hayran olduğumu belirtmem lazım.yukarıda yazdıklarımı yazınızı sonuna kadar okumdan sabırsızlığım nedeniyle yazmıştım.

Ben lakabim ve site kitlesi adina memnunum. Cunku her gelen yanit ve onun aldigi yanit, hem konunun ve kavramin detaylanmasina hem de sadece yazarin dusuncesi ile sinirli kalmamasina ve katilimn almasina yariyor.

Sonucta lakabim olarak ben her seyi kendi beyin duzeyimce yaziyorum. Dolayisiyle bana gore acik olan bir aciklamanin baskasina acik gelmemesi, bana onu daha detayli aciklama firsati veriyor.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
hani arı kovanından bal almak için onları dumanla kızdırıp bala ulaşmak gerekirya,sizi neyin kızdırdığını bir türlü anlayamadım.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
benim için bilgi baldan daha tatlı.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
hani arı kovanından bal almak için onları dumanla kızdırıp bala ulaşmak gerekirya,sizi neyin kızdırdığını bir türlü anlayamadım.

Beni dusunce alis verisi ve bilgi paylasimi hic bir zaman kizdiramaz ve biktiramaz. Birey bilinc ve farkinda olan bir birey olarak hak ve ozgurluklerimin elimden alinmasi, polemik tartismalar, yanitlarin yaziya degil de yazara yonelik olmasi ve ustelik suclama, etiket, itham satasma v.s. temelli kisaca kisilik hakki ihlali icermesi. Birde yazilana yapilan duygusal aciklamasiz muhalefet, ornek "o oyle olmaz/sacmaliyorsun/yanlis biliyorsun/sen susun, busun" temelli okurun yazar olarak lakabim adima spekulatif etiketleme vermesi ve yazilani algilamak yerine, yazari "sen soylesin/soyle dedin" temelli onyargi ve pesin hukum ile suclamasi.

Bu tip yazismalar oldugunda genelde kitle okurunun mesaj algisi ve goz zevki adina konuyu uzatmiyorum. Yani onun gibi egosal, duygusal bir yazi dili ve uslubunu surdurmuyorum.

Cunku boyle bir yazismanin ne baslik ile ilgisi vardir, ne de bir dusunce ve bilgi paylasimi icerir. Sadece karsilikli atismadan baska bir ise yaramaz.

Sende boyle bir yanasim henuz gormedim. O yuzden gayet iyi gidiyoruz. :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst