Ludwig Wittgenstein

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Filozoflar kategorisinde faust tarafından oluşturulan Ludwig Wittgenstein başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,089 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Filozoflar
Konu Başlığı Ludwig Wittgenstein
Konbuyu başlatan faust
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan bsra
F

faust

Ziyaretçi
Ludwig Josef Johann Wittgenstein, (d. 26 Nisan 1889 – ö. 29 Nisan 1951). Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.

Mantık ve dil felsefesi konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeye önemli katkılarda bulunmuştur. 20. yüzyılın en önemli filozoflarından sayılır.

Ölümünden sonra, defterlerinden, makalelerinden ve ders notlarından seçilmiş birçok yazısı yayınlanmış olmasına rağmen, hayatı boyunca yayınladığı tek kitap, 1921'de Cambridge'de Bertrand Russell'ın gözetimi altında bir öğrenciyken yayınlanan Tractatus Logico-Philosophicus isimli eserdir. Kendisine doktorasını sağlayan Tractatus 'un yayınlanmasıyla felsefenin bütün problemlerini çözdüğüne inanmış, çalışmalarını bırakmış ve ilkokul öğretmenliği, bir manastırda bahçıvanlık ve kızkardeşinin Viyana'daki evinin mimarlığı gibi çeşitli işlerle ilgilenmiştir. Buna mukabil, 1929'da, Cambridge'e dönerek bir öğretim görevi üstlenmiş ve önceki çalışmalarını gözden geçirmiştir. Zirvesine, ölümünden sonra yayınlanan ikinci eseri Felsefî Soruşturmalar'da ulaşan yeni bir felsefî yöntem ve lisan anlayışı geliştirmiştir.

Erken dönem çalışmaları, büyük ölçüde Russell'ın mantık çalışmaları, Alman felsefeci Gottlob Frege ile olan kısa süreli bir öğrenim ve Arthur Schopenhauer'den etkilenmiştir. Tractatus yayınlandığında, Viyana Çevresi adını almış pozitivist grup üzerinde hayli etki yaratmıştır. Bununla beraber, Wittgenstein kendini bu okuldan saymamış ve mantıksal pozitivizm'in Tractatusla ilgili olarak ciddi yanlış anlamalar taşıdığını ifade etmiştir.

Her iki dönem eserleri de Analitik Felsefe, bilhassa Lisan Felsefesi (Dil felsefesi), Zihin Felsefesi ve Hareket Teorisi'nin gelişimi üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Wittgenstein'ın metodunu sürdüren öğrencileri ve çalışma arkadaşlarından Gilbert Ryle, Friedrich Waismann, Norman Malcolm, G.E.M. Anscombe, Rush Rhees, Georg Henrik von Wright ve Peter Geach sayılabilir. Wittgenstein'dan etkilenen çağdaş felsefeciler arasında James Conant, Michael Dummett, Peter Hacker, Stanley Cavell ve Saul Kripke bulunur.

Mantık dersleri, aldığı notlar ve yazdığı felsefi pek çok metnin yanında, Türkçe'de de Nisan yayınlarından bir çevirisi bulunan 'Zettel' isimli, kişisel gündelik notlarının toplandığı eser oldukça önem taşımaktadır. Bu eserde, Avusturyalı filozof, mantık profesörü Wittgenstein'dan öte, gerçek anlamıyla düşünen ve keşfeden bir insanı, handiyse meraklı bir çocuğu görürüz. Wittgenstein 'başkasının derinlikleriyle oynamamak' gerektiğini ve 'herkesin acısının kendine' olduğunu da burada aldığı notlarda aktarmıştır.

Modern zamanların çileci,kavgacı ve doğrucu dervişi.O herşeyden önce bir hakikat avcısı ve gerçek sorgulayıcısıdır.Modernizmin puslu ve bulanık ortamlarında yer yer yıkılıp kalsa da evrensel doğrulardan vazgeçmemiştir.anlamın gruplararası bir kullanım olduğunu ,kişinin de bu olumsuz durumda şişedeki sinek gibi sıkışıp kalmışlığının ancak felsefece yol göstermeyle ( dil oyunlarının anlaşılması ) kurtulanabileceğini işaret etmiştir.

Tıbben, otizmin bir türü olan asperger sendromu teşhisiyle değerlendirilen düşünür, Avrupanın sayılı zenginlerinden biri olmasına rağmen bu şaşaalı hayata yüz çevirmiş ve hayat anlayışının gereği olarak mistik kristalleşmeler denebilecek yoksunluğu,yalnızlığı ve çileyi seçmiştir.

Avusturya'da kız kardeşi için yaptırdığı bir ev vardır. Bu evde Wittgenstein 'kendisi için bir mekan yaratma' üzerine sorgulanımlarını nihayete erdirmiş, mimari üzerine tüm öngörüsünü ortaya koyduğu gibi, 'mekan yaratımı' üzerine yepyeni fikirlere girişmiştir.

Wittgenstein ve dil

Dilin yapısına yönelik mantıksal çözümlemeden hareket eden ve sonunda bir çeşit dil metafıziğine ulaşan Wittgenstein için dilin en önemli karakteristiği, "söylenebilen" ve "gösterilebilen" arasındaki ayrımda bulunur. Dil ve dünya arasında resimsel bir ilişki kurabilmek için katı kurallar konulması, doğal olarak dilin işlevi dışında kalan alanları kendiliğinden getirmiştir. Wittgenstein bizim mantık uzayımızın sınırları dışında kalan, dolayısıyla dile getirilemeyen bu tip alanların varlığını inkar etmek yerine, onları "söylenemeyen" alan olarak muhafaza eder.

Bir çok felsefeci Wittgenstein için felsefenin ölümü tabirini kullanılırlar. Çünkü o "Konuşamadığın ve akıl yürütemediğin şeyler hakkında sus." der.

Bibliyografya Felsefe Ekibi
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
Sympotes

KADEH ARKADASIM* WITTGENSTEIN
Oncelikle oznel yorumumu yapayim, cevaplar biriktikce felsefece ele almaya da baslarim. Kendisini anlamak oldukca zor oldugu icin forumdaki diger insanlarin Wittgensteindan ne anladiklarini gercekten merak ediyorum. Bu yuzden en cok deger verdigim yoldaslarimdan birinin hayatini ve dusuncelerini anmayi oncelikle forumdaki arkadaslarima birakiyorum ve simdilik ne biliyorsam kendime saklayacagim.

Felsefe tarihinde kiyida kosede kalmis olmakla birlikte benim icin en degerli filozoflarin basinda gelir(bu yuzden kendisini anlamak icin senelerimi verdim). Basligi acan arkadasima cok tesekkur ederim, cok memnun oldum.

NOT: Muhterem buyugum Oruc Aruobanin Wittgenstein cevirileri vardir. Fakat bu cevirilerde (genellikle en can alici yerlerde) hatalar bulunmaktadir. Bu hatalar yuzunden Wittgensteinin ifadeleri celisik gibi gorunebilmektedir. Eger Almancaniz varsa, lutfen Wittgensteini Almanca aslindan okuyunuz.

*Kadeh Arkadasi: Sympotes (Yun.)
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
“Ey Tanrım ! Beni aklı başında olmaktan koru ve zeki insanlarla konuşarak beynime fahişelik yapılmasına izin verme…”

Gerçek Delisi Son Filozof Wittgenstein
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Heiddegger in "Düşünme, ancak yüzyıllardır kutsanan aklın, düşünmenin en büyük düşmanı olduğunu kavradığımız noktada başlar." sözünü hatırladım, akıl ne büyük engel hadi salalım iplerini : )


“Ey Tanrım ! Beni aklı başında olmaktan koru ve zeki insanlarla konuşarak beynime fahişelik yapılmasına izin verme…”

Gerçek Delisi Son Filozof Wittgenstein
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
1 ) Çünkü dikiş tutturamamış aristokrat rolünü benimsemişti.
2) Çünkü hiçbir zaman Heidegger gibi "Heil Hitler" yazmamış, Sartre'ın yaptığı gibi Komünist Partisi'nin kuyruğuna yapışmamıştı.
3) Çünkü dostluğa inanıyordu. Bir dost, diyordu, anlamsızlık alanında birlikte kilometrelerce yol alabileceğiniz biridir.
4) Çünkü, kendinden nefret etmenin sıkıntılı ve başarısızlığa yargılı peygamberi Otto Weininger'in hayaleti, yaşamının sonuna kadar ona eşlik etti.
5) Çünkü onu Avrupa'nın en zengin insanlarından biri yapan aile mirasını geri çevirdi.
6) Çünkü yaşamının son yıllarında öğrencilerine pek ender olarak verdiği ahlak derslerinden biri şuydu: "İnsan, kafasının içini boş şeylerle doldurmamalı."
7) Çünkü birinin çıkıp, entelektüel dünyanın Augias ahırlaı-ını temizlemesi gerekiyordu. Wittgenstein, bu işi yapmak için kendisinin seçilmiş olmasına her zaman şaşırmıştı .
8)Çünkü Bertrand Russell ona, bir Dünya Barış ve Özgürlük Örgütü kuracağını haber verdiğinde, Wittgenstein bıyık altında gülmüştü. "Öyle sanıyorum ki, demişti bunun üzerine Russel, siz kendi adınıza bir Dünya Savaş ve Kölelik Örgütü kurmayı yeğlerdiniz." Wittgenstein bu düşünceye ateşli bir biçimde katılmıştı: "Evet, ben daha çok böyle bir örgütü yeğlerdim!"
9) Çünkü felsefenin hiçbir düşünce toplumunun yurttaşı olmadığını ileri sürüyordu. Hatta Wittgenstein'ı filozof yapan, bu köktenci tuhaflığıydı.
I0) Çünkü Tractatus logico-philosophicus'u yayımlayan editöre, o~Okuduklarından hiçbir şey anlamayacak olan okurun kinini kusabilmesi için, kitabın sonuna on-on iki boş sayfa eklemesini önermişti. Ayrıca yıldız falına inananların, yıldızların kendisi hakkında ne söylediğini öğrenmelerini sağlamak için, kitabın kapağına doğum tarihinin ve saatinin konmasını da istemişti...
11) Çünkü onun ülküsü, bir dilbilgisi damlasının içinde bir felsefe bulutu yoğunlaştırmaktı.
12) Çünkü kendi kendine sürekli şu soruyu soruyordu: Yalnızca belli bir yeteneği varsa ve bu yetenek de yok olmaya başlamışsa. insan ne yapabilir? En iyisi, bu yetenekle birlikte yok olmak değil mi?
13) Çünkü prostat kanserine yakalandığını öğrendiğinde, üzüldüğü şeyin bu tanı değil de, doktorunun ona, bu hastalığın kesin olarak tedavi edilebileceğini söylemiş olmasıydı. "Yaşamayı sürdürmeye hiç de hevesli değilim," cevabını yapıştırmıştı ona.
14) Çünkü şöyle diyordu: "Benim düşüncelerim, İngiliz garlarında bilet gişelerinin üzerine yapıştırılan şu afişe benzer: "Bu yolculuğu ille de yapmanız gerekiyor mu?" Bunu okuyan birinden şöyle bir cevap beklenebilir: "İkinci kez düşünecek olursam, hayır."
15) Çünkü yaşamı boyunca hiç kravat takmamıştı.
16) Çünkü atom bombasını acı fakat sağaltıcı bir ilaç olarak görüyordu.
17) Çünkü Schopenhaueı-'a sadık kalarak, çocuk yapmanın suç olduğunu düşünüyordu ve kendisine tutkun bir genç kıza bir gün, bunun gerçekte bu sefil dünyaya yalnızca bir varlık daha bırakmaktan başka bir işe yaramayacağını söylemişti. Ayrıca, insanların bu dünyada çok uzun süre yaşadıklarını düşünüyordu.
18) Çok günah işlediğinin ve bu günahların hiçbir şekilde bağışlanmayacağının bilincindeydi. Onun gözünde Tanrı acımasız bir yargıçtı; Tanrı'yı başka türlü düşünemiyordu.
19) Çünkü her türlü felsefi kanıt getirmenin sıradan bir edim olduğunu düşünüyordu. Russell'a itirafta bulunarak, bir çiçeği çamurlu elleriyle kirletmek istemediğini söylemişti.
20) Çünkü kendine şu soruyu soruyordu: "Şimdi, geçmiş olduğu zaman nereye gidiyor ve geçmiş nerede?" İşte, diyordu,felsefede insanın başına en çok dert açan sorulardan biri.
21) Çünkü Wittgenstein ile Thelonious Monk arasında tuhaf yakınlıklar var. Ona da, Monk'a da öykünmeye olanak yok - ikisi de çok karmaşık, çok kendine özgü. İkisi de sessizliğin müzikçisi.
22) Çünkü Ingeborg Bochman doktora tezini onun üzerine hazırladı.
23)Çünkü Iaabelle Huppert, Wernwr Schroder ‘in Malina başlıklı filminde , Wittgenstein’ı konu alan bir ders veriyor.
24)Çünkü Michel Haneke’nin Bir Rastlantının Zamandiziminden 71 Parça başlıklı filmi, doğrudan onun felsefesinden, İngiliz Derek Jarman'ın Wittgenstein filmi de onun özyaşam öyküsünden esinleniyor.
25) Çünkü Freud'u yalnızca bakış açımızı değiştiren biri olarak değil, yeni bir bakış açısı yaratan, modernliğin en büyük estetik tanrılarından biri olarak görüyordu.
26) Çünkü felsefe alanında yarışı kazanan, diyordu, en yavaş koşmasını becerebilen kişidir. Ya da: Varış noktasına en son ulaşan kişidir. "Filozofların," diye yazıyordu, "birbirlerini şöyle selamlamaları gerekir: `Ağırdan al!' "
27) Çünkü, neden felsefe yaptığı sorulduğunda, felsefe yapmanın hiçbir işe yaramadığını, ayrıca, bunu yapmakla insanın kendisinden başka kimse- ye zarar vermediğini, söylüyordu.
28) Çünkü Vazgeçiş Okulu'nun bir başka Schopenhauerci yandaşı olan ve gelip geçenlere cehennemin yolunu soran, ayrıca kendi kendini aldat- maktan korktuğu için itiraflarını yakan Louise Brooks'la aynı ailedendi.
30) Çünkü kötü haberleri her zaman iyi haberlere yeğ tutuyordu -karanlık önsezileri böylelikle doğrulanmış oluyordu- ve Gottfried Keller'in şu cümlesi, en sevdiği alıntılar arasındaydı: "Her şey yolunda gidiyorsa, bunun böyle olması için hiçbir neden olmadığını unutma."
31 ) Çünkü verdiği unutulmaz konferanslardan birinde, Karl Popper'ı uzun bir maşayla tehdit etmişti.
32) Çünkü o olmasaydı, Wittgensteirı'ırı Yeğeni'ni, Thomas Bernhard'ın o başyapıtını tanımamış olacaktık.
33) Çünkü ünlü Mind dergisinde çıkan felsefe yazılarını okumanın saçma olacağını, Street and Smith'in yayımladığı polis romanlarının bu konuda çok daha doyurucu olduğunu ileri sürüyordu.]
34) Çünkü en beğendiği deyişlerden biri şuydu: "O lânet olası şeyi rahat bırak!"; bu deyişi fiyakalı bir abartıyla söylüyordu ve bu sözler yaklaşık olarak, şeylerin olduğu biçimiyle iyi oldukları, bir şeyleri değiştirmeye özellikle kalkışılmaması gerektiği anlamına geliyordu.
35) Çünkü, üniversitede dersini bitirir bitirmez, en yakındaki sinemaya koşup bir western ya da müzikli komedi izliyordu. Her zaman da en ön sıraya oturuyordu.
36) Çünkü felsefe üzerinde çalışmanın, insanın öncelikle kendi üzerinde çalışması anlamına geldiğinin bilincindeydi. İnsan hangi noktaya erişmişse, ancak o düzeyde yazabilir.
37) Çünkü çevresine şunu salık veriyordu: "Bir başkasının derinlikleriyle sakın oynama!"
38) Çünkü şöyle diyordu: "Avaz avaz saçmalamak seni özellikle utandırmasın! Dikkat edeceğin tek şey, kendi ağzından çıkan saçmalıklar olmalı!"
39) Çünkü üniversitede yapılan felsefe eğitimini hor görüyor ve orada "dürüst bir çalışma yapılabilmesinin mucize olduğunu" söylüyordu.
40) Çünkü söylemlerindeki göz boyama oyununa direnmekte uzmandı. Diogenes, soytarıların dilini kullanarak filozofların dilini çürütmüştü;
in da bizim felsefi şişinmelerimizin altına yerleştirdiği odurıları tutuşturdu.
41) Çünkü insanın anlamasına olanak bulunmayan şeyleri sanmasına yol açan felsefi basitleştirmelerden iğreniyordu.
42) Çünkü elli yaşını geçtiği halde; gençlerle korkunç karmaşık kileri yaşayabiliyordu.
43) Çünkü kendi yaşamını düşünmenin ya da düşünmeye çalışmanın, mantık problemlerini çözmekten hem daha zor, hem daha dürüst bir davranış olduğu kanısındaydı. "Bir insan bile olamadıktan sonra, mantıkçı olmak neye yarar?" diyordu kendi kendine.
44) Çünkü başarısız bir keşişti - bu özelliği, yaşamöyküsünü en iyi yazan kişinin gözünden de kaçmamıştı ... Monk'un adına yazgılı bir keşiş.
45) Çünkü Gilles Deleuze'ün öfkelenip başkalaşmasına, savcıya dönüşerek onu felsefeyi katletmekle suçlamasına yol açmıştı.
46) Çünkü Birinci Dünya Savaşı sırasında en tehlikeli görevlere gönüllü olarak katılmıştı. Korkunun, dünya üzerindeki varlığımız hakkında yanlış düşünmemizden kaynaklandığı inancındaydı. Siperlerde Tolstoy'u, Schopenhauer'ı ve Nietzsche'yi okuyordu.
47) Çünkü filozofların sorunlarını, onların düşündüğünden daha çılgın şeyler düşünerek çözebileceğimizi söylüyordu.
48) Çünkü, pozitivizmin en köktenci yuvası olan Viyana Çevresi'ne bir konferans vermek üzere çağrıldığında, dinleyicilere Rabindranath Tagore'- dan mistik şiirler okumayı yeğlemişti.
49) Çünkü ün peşinde koşma özleminin, düşüncenin ölümü olduğu kanısındaydı [/b] .
50) Çünkü Norveç'te tek başına iki yıl yaşama kararından sonra onu caydırmaya çalışan Russell'a, akıllı insanlarla konuşarak akıl fuhuşu yaptığı karşılığını vermişti. "Orada karanlıklar içinde kalacağını söyledim," diye anlatıyor Russell, "O da bana ışıktan nefret ettiğini söyledi. Bunun üzerine, ona deli olduğunu söyledim, o da bana: `Tanrı beni zihin sağlığından koru- sun!' diyerek karşılık verdi." Wittgenstein, bütünüyle işte bu sözlerdedir.

ROLAND JACCARD
 

bsra

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Ara 2013
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Wittgenstein'la ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olan var mı.. ? :confused:
 

bsra

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Ara 2013
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
:)
teşekkür ederim..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst