Karl Marx ve Realizm

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ödev kategorisinde gülden tarafından oluşturulan Karl Marx ve Realizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,948 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ödev
Konu Başlığı Karl Marx ve Realizm
Konbuyu başlatan gülden
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Süreyya Önal

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Cevap: karl marx yardım

Sağ sekter bir eğitim ve öğretimin hakim olduğu Turkiye'deki bir okuldan mezun bana ve benim gibi bir zamanlar öğrencilik yapanlara sağ sekter anlayışa sahip eğitimciler tarafından da bilimsel olarak okutulduysa/öğretildiyse bu anlayış (marksizm'e) buna bilimsel değil demek cehaletten başka bir şey değildir.
Ütopik demekle kişi ancak kendi kişiselliğini yansıtır. Thomes More'dan ya da birilerinden etkilenmek o kişinin takliti mi demek? Hepimiz birilerinden etkilenmedik mi? Bilim zaten birikimli olarak ilerlemez mi? Ben Thomes more'un ütopyasını hiç ekonomi de bilimsel olarak ele alındığını bilmem.ekonomi ütopyalarla mi uğraşıyor peki? Marksizm bu kadar soyut olsaydı bu kadar bilim dalı neden kaile alsın? Tamam eleştirin de bilimsel değil demek de komik kaçıyor hani:) yaptığı tahliller çözümler yöntemler ortadadır.bilimsel sosyalizm demekle marksizm kastedilir ister beğenmeyin ister karşi çıkın realist bakış acısını yansıtır.sosyalizmi inceleyince de neden marksizmin bilimsel denilerek ayrıldığı anlaşılır.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Cevap: karl marx yardım

Merhaba,
Konu açılma nedeninden biraz sapabilir, lakin birkaç notum olacak yazılanlara dair.Tarihsel bir olguyu ya da kişiyi incelerken tarihsel bağlamından koparmamak ve neden-sonuç bağlamında incelemekle tutarlı sonuçlara ulaşabiliriz.Bu bağlamda Marx ya da tarihte ekol öncüsü kişileri incelemek titiz bir çalışma gerekiyor.

“bilimsel/realist sosyalizm derken reailist sosyalizm akımı diye bir şey yok. Reel Sosyalizm diye Bir model var. Ki bu Lenin'in uyarlamasıydı. Marx sol hegel'ci ve ütopyacıydı
Karl Marx Hegelden ayrılır iken Thomes More'ın Ütopya eserinden çok fazla etkilenmiştir”

Marks, teoriyi sadece felsefi bağlamından kopararak dünyayı değiştirecek eylem teorisi olarak zihinlere kazımıştır, kendinden önceki sınıflı toplum karşıtlarının aksine çabasını geleceğin insanı/toplumu üzerine aforizmalar kurmak yerine günü değiştirmenin yolu geçmişin nesnel eleştirisi ve mücadele ile olacağını belirtmiştir. Emek-sermaye arasındaki karşıtlığı, çeşitli toplumsal formasyonlarda biçim değiştirsede özünün sömürü sistemi olduğunun tahlili ve eleştrisidir, ilkel “komünal” toplum bir zorunluluk toplumudur, insanın doğa üzerindeki acizliği, üretimin ilkel araçlarla gerçekleştirilmesi, bunla beraber yaşamak için paylaşma zorunluluğu. Halbuki ( eğer kurulabilirse ) komunist toplum/dünya aksine bilinçli insanlığın özgür faaliyetidir, insanlığın sınıflara bölünmesinin sonucu paylaşım savaşlarını, yoksulluğu, yabancılaşmayı, ekolojik dengesizliği var edeceği ve derinleştireceğinin bilincinde olan ve “ yeteneğine göre üreten, ihtiyacına göre paylaşan” insanların sistemidir. More’un ütopya sında bir küçük toprak parçası üzerinde yaşayan insan ilişkilerini ele alır, yazarın-filozofun zihnindeki “ülke”yi tasvir eder, üretim/paylaşımı, din kurumlarını/görevlilerini insanlar arası savaşları engelleyecek bir kurum olarak ele alır. Marx’a göre savaşların nedeni sınıflardır ve toplumu, sistemi değiştirmenin itici gücünü; öncü bir elitin zihin tasarımı değil sınıflar ve mücadelelerinde aramanın gerektiğini söyler. Bu bağlamda Marksı algılamak için teorik bir çaba kadar pratik bir yoğunlaşma gerekiyor. Vakit darlığından aceleyle yazıldı, yazılanlarüzerine fırsat olduğunda devam ederim.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: karl marx yardım

bu övünmemiş halin ise pehh :) ha bide şu var bilimsel/realist sosyalizm derken reailist sosyalizm akımı diye bir şey yok. Real Sosyalizm diye Bir model var. Ki bu Lenin'in uyarlamasıydı. Marx sol hegel'ci ve ütopyacıydı. İlgililere duyurulur. :)

şaşılacak şey... sizin bahsettiğiniz karl marks değil de başka biri mi yoksa... kendi kendisini öyle tanımlamasa da diyalektik ve tarihsel materyalizmin kurucusu olan adama, idealizmin tepe noktasındaki adamın takipçisi denilince; insan, bu iddianın neresini nasıl tartışacağını/düzelteceğini şaşırıyor...marks'ın öğrenciliğinde, doktora tezinden önce, sol hegelci çevrelerde bulunması ve en çok eleştirildiği dönemde hegel'e sahip çıkması onu hegelci yapmaz... ve ilgililer bilir ki, marksizmin kaynakları, fransız sosyalizmi,alman felsefesi ve ingiliz ekonomi politiğidir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: karl marx yardım

ayrıca şunu da eklemek gerekir ki, marks'a ütopyacı filan demek, marks'dan önceki sosyalizm anlayışlarını ve marksizmin sosyalizm anlayışını bilmediğimizi itiraf ve ilan etmek demektir...
 
P

pissen

Ziyaretçi
Cevap: karl marx yardım

Ütopya, aslında olmayan, tasarlanmış olan ideal toplum şekli anlamı taşır. Köken olarak Yunanca "yok/olmayan" anlamındaki ou, "mükemmel olan" anlamındaki eu ve "yer/toprak/ülke" anlamındaki topos sözcüklerinden türemiştir. Kullanımı Thomas More'un 1516'da yazdığı De Optimo Reipublicae Statu deque Nova Insula Utopia veya kısaca Utopia isimli kitabıyla yaygınlaşmıştır. kaynak wiki

Tarihsel materyalizm ve Bilimsel Materyalizm sınıflı toplum ilişkisinden çok / idealizm karşısında bir rol oynayan düşünce akımlarıdır marx üretici güçlerin sınıfsal biçimlenmesini alıp kendi ideasını ortaya koyarken düşüncelerini ve örneklerini ilkel komünal topluma dayandırsa'da bunun en somut örneğini More'ın Ütopya eseri olmuştur.

Şimdi bana komünist toplumu anlat desem ne anlatacaksın birazdahaderinmavi merak ediyorum. Hiç var olmamış yayaşanmamış, tecrübe edilmemiş bir düzen hakkında neler diyeceksin. Buyrun meydan sizin :) İstediğin komünist kaynağı kullanabilirsin. İlkel komünal toplum ve ütopya adasında ki bütün örneklerini tek tek kalem kalem büyük bir keyifle çürüteceğim.
 
P

pissen

Ziyaretçi
Cevap: karl marx yardım

İlkel komünal toplum ve ütopya adasın dışında ki bütün örneklerini tek tek kalem kalem büyük bir keyifle çürüteceğim. eksik yazmışım :)
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Cevap: karl marx yardım

Bak işte utopya olmayani ve hicbir zaman olmayacak duzenin adi.su an marksizmin olmaması olmayacak anlamını taşımaz.lütfen bu ayrıma dikkat ediniz.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Karl Marx hakkında yardım

marks, hegelci değildir... bunu marksizm alanındaki literatüre yabancı olmayan herkes bilir ve marksizmin birkaç kavramını ödünç alarak, ucuz yargılar üretip rahatça saçmalayabilecek kadar cahil olmayan hiç kimse, ciddiye alarak tartışmaya çalışmaz... literatürde ''bilimsel materyalizm'' diye bir kavram yoktur, materyalist felsefenin tezleri, temel ilkeleri ve dayanakları bilimsel olsa da, literatürde, mekanik, diyalektik ve tarihsel gibi nitelemelerle anılmıştır... bilimsel diye nitelenen, materyalizm değil, sosyalizmdir ki, bu niteleme marks'ın sosyalizmini, kendinden önceki sosyalizm anlayışlarından ayırt eder... bilimsel sosyalizm anlayışı, ilkel konünal toplumdan filan esinlenerek oluşturulmamıştır... tarihte görülmemiş ölçüde ciddi bir kapitalizmin ekonomi politiğinin eleştirisinden, üretim tarzı,üretim ilşkileri,üretici güçler, meta, gerekli emek zamanı, ek emek zamanı, artı değer..vb. herbiri hakkında onlarca ciltlik yapıtlar ortaya konmuş kavramlar üretilmiş ve paris komünü deneyiminden, dünya işçi sınıfı hareketinin deneyimlerinden vb. yararlanılarak bilimsel sosyalizm anlayışı ortaya konmuştur ... ve bütün bir yirminci yüzyıl boyunca, bütün dünyada bir şekilde bilimsel sosyalizmden etkilenmemiş ciddi bir siyasi,toplum bilimsel, felsefi,sanatsal, kültürel ..vb. bir çalışma yapılamamıştır...bilimsel sosyalizmi,özgün kaynaklarından değil de internet ansiklopedilerinden öğrenmeye çalışarak, eleştirisine soyunmak, ciddiye alınabilecek bir tavır değildir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
reel sosyalizmi eleştirmek, -burada tartışılmasını neredeyse olanaksız hale getirecek kadar zor ve karmaşık nedenlerle yıkıldığı için mi acaba?- çok ucuzladı, deyim yerindeyse, destesi on paraya düşürüldü... ömründe marks'ın bir tek yapıtının önsözünü okuma/anlama sabrını gösteremeyenler, kolay ve ucuz üstelik de kesin hükümler kuruyorlar ve ne yazık ki bu cehaletlerini, milyonlarca insana ulaşan yayınlarla bütün dünyaya dayatıyorlar...bunu yaparken de, daha yirmi dört yaşındayken yazdığı, 'iktisadi ve felsefi elyazmalarını' bile okumadığından, utanmıyorlar... tinin görüngübilimi'nin ne zaman yayınlanıp ne zaman ve nasıl türkçeye çevrilebildiğinden habersiz olanlar, önsözünü bile okumadan/anlama çabasını harcamadan, hegel uzmanı kesiliyorlar... tarihte benzeri görülmemiş büyüklükte, dünya nüfusunun yarısından çoğunu peşinden koşturan, bugün , örneğin keyfini sürmeyi düşündüğü emeklilik hakkını bile ona borçlu olduğunu bilmeden, iki buçuk cümlelik bilgisiz fikirle sosyalizm hareketine saldırmayı, marifet sanıyorlar... burada ahmaklık, kendi sınıfını algılamamak/anlamamaktır... ve sefalet, tarihin olmuş bitmiş bir şey değil, devam eden bir süreç olduğunu farkedememenin sefaletidir...
 
P

pissen

Ziyaretçi
efendim efendim gene solcu damarlarınız kabarmış, ne olmuş diyalektik yerine bilimsel yazdıysam oradan ak sakallı ihtiyarın hayranı olarak mı görünüyorum ki özen göstereyim yazılarıma. Benim tek megal ideam, yemek içmek sevişmek :p Eski bir karşı devrimci olaraktan ilk önce hegelciliği bir öğren sonra sol hegelciliğin ne demek olduğunu ve marx'ın bunu nerede nasıl kullandığını araştır derim ki senin algına en iyi politzer'in felsefenin temel ilkeleri hitap eder biraz daha derinmavi :)

I. YÖNTEM NEDİR?
"Yöntem"den, bir amaca varılan yol anlaşılır. Descartes, Spinoza, Hegel gibi en büyük filozoflar, yöntem sorununu özenle incelemişlerdi; çünkü, onlar, gerçeğe varmanın en usa-uygun yolunu bulmayı kendilerine iş edinmişlerdi. Marksistler, anlık ve aldatıcı görünüşlerin ötesindeki gerçeğe doğrudan bakmak isterler; bu yüzden, yöntemin onlar için (sayfa 43) çok büyük bir önemi vardır. Yalnız bir tek bilimsel yöntem, dönüştürücü, devrimci bir eylemi, bilimsel dünya anlayışı içinde oluşturmak olanağını sağlar. Diyalektik, materyalist bir dünya anlayışına tamıtamına uygun gelen tek yöntem, işte bu yöntemdir. Bu incelemenin önümüzdeki altı dersini diyalektik yönteme ayıracağız. Ama, kendimizi, özet niteliğinde bir başlangıçla bu işe hazırlamamız uygun olur. Diyalektik yöntem (bilimsel olan) ile metafizik yöntem (bilimsel olmayan) arasında bir karşılaştırma, bunu kolaylaştıracaktır.
kaynak :

marx bu kadar şeyi kıçından üretmedi heralde, bir takım düşüncelerin gölgesinde şekillendi teorisi. hegel ve özellikle spinoza okumadığını varsayarak benim iddeam marx'ın teorisinin bak TEORİ yani = KURAM bir ütopyanın üzerine kurulduğunu söylüyorum ki. Dünyanın büyük bir çoğunluğu benimle hem fikir. Marx ve teorileri dünya için bir kahanetten öte bir şey olmayıp olasılık hesapları içerisinde bir varsayımdır. Aksini iddea ediyorsan laf ebeliği yapmadan ve diğer başlıkta altını çizdiğim gibi bana ilkel komünal topluma ve ütopya eserine dayanmadan komünist toplum örnekleri ve yapısı hakkında bir izah yap. Salt olarak Diyalektik mataryelizm ile komünizmi nasıl açıklayacaksın merak ediyorum. Bilimsellikten söz edip elinde hiç bir veri olmadan olmayan,hiç var olmamış bir şey üzerine sözcüklerini sabırsızlıkla bekliyorum biraz daha derim mavi :)
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
yalnız sizin değil, bozkırda dolaşan uyuz eşşeklerin de tek düşüncesi yemek, içmek ve sevişmek... ama onların, edepsizlik etmemek gibi, aklının ermediği konularda ahkam kesmemek gibi bir üstünlükleri de var... onlara rastlayınca; sularınız temiz, otlarınız bol ve taze , karşı cinsten eşşekleriniz çok olsun ... deyip geçiyorum...pissen...
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
pissen adındaki arkadaşa; bu felsefe sitesinin polemik sitesi olduğunu bilmiyordum doğrusu, yöntemine sadık kalarak tartışmak ayrı bir şeydir, "dil çıkarmalı gülümsemeli" bir polemik çıkarmak ayrı şeydir,"ne olmuş "tarihsel" yerine "bilimsel" yazdıysam" demek te yazdığın yazıyı ve karşındakini ciddiye almadığını gösterir ki zaten hayattaki tek amacının yemek içmek ve sevişmek olduğunu söyleyerek bunu da dolaylı olarak itiraf etmiş oluyorsun, ayrıca hegelciliğin ve sol hegelciliğin ne olduğunu senden öğrenmek isterim ancak kendi cümlelerinle anlatırsan sevinirim...
 
P

pissen

Ziyaretçi
yalnız sizin değil, bozkırda dolaşan uyuz eşşeklerin de tek düşüncesi yemek, içmek ve sevişmek... ama onların, edepsizlik etmemek gibi, aklının ermediği konularda ahkam kesmemek gibi bir üstünlükleri de var... onlara rastlayınca; sularınız temiz, otlarınız bol ve taze , karşı cinsten eşşekleriniz çok olsun ... deyip geçiyorum...pissen...

eşeklerin doğasıyla insanın doğası arasında ki tek fark eşeklerin bu işi doğal yollardan yapması insanların ise kendini zorlayarak yapmasıdır biraz daha derin mavi. Senin edep haya dediğin şeyler insanlara özgü bir toplumsal ahmaklığın hayal ürünüdür. Yemek içmek sıçmak sevişmek ve bunları söylemek insanın doğasında yoksa biliniz ki o insan hayvanlarda bile olan temel özelliğini kaybetmekle birlikte, tüm doğa kanunlarını hiç'e sayıyor demektir ki. Bunun diyalektiğe ters olduğunu benim sana söylemem komik olur.

Şimdilik sana kısa bir cemal süreyya pasajı geçeyim de insan ilişkilerinin nasıl kavramlar içerisinde kurulduğu konusunda bir fikrin olsun.

Kökü dışarda bir aşk,
Dante ile Beatrice´inkine
Fena öykünüyor.

İşgalci bir aşk bu,
Samanlık sevişenin diyor
Başka şey demiyor



şimdi gelelim diğer konuya :)

ben size hani şu diyalektik mantığın kurucusu olan sizin bilmediğiniz hegel'ide sol hegelciliği'de rahatlıkla anlatırım 'da siz bana ilk önce kaç mesajdır yazamadığınız komünizmin ütopya ve ilkel komünal topluma dayanmadan nasıl bir şey olduğunu bir anlatın. Ben size hafta sonu hegel ve marx diyalektiği arasında size bir makale yazacağım. Hatta kapak olsun diye aziz çalışlar'ın ( boru değil bu adam) materyalist felsefe tarihi sözlüğünden pasajlar alıp kendi makalemden ayrı tutup sizin kültürünüzü şenlendireceğim de siz ilk önce kıvırmadan bana bilimsel yönden şu komünizmi anlatın bir arkadaşlar.

Unutmayınız ki burada karşı devrimi sahiplenen ben olup marksist olan sizlersiniz. Yani iddea sahibi siz iseniz savınızı ortaya koyun bende onları afiyetle bal kaymak gibi ekmeğin üzerinde ezeyim.

messier senin cevaplarında bu yazıda yeterince mevcut ama kendi cümlem le hegel'ciliği sorduğun için ayrı bir paraf açıyorum. Hegel diyalektik yöntemin babasıdır. Marx diyalektiği kıçından uyurma dı derken hegel'den esinlendiğini söyledim. marx ve hegel arasında ki en büyük ayrım mutlak idealizm kavramı olup hegelin öz farkındalık yaklaşımına marx ın fenomen ile yani öz ile görünüşün arasındaki farkındalıkla cevap vermesidir. Hegel cevaplarını idealizm içerisinde arar iken marx tarihsel materyalizm içerisinde aramıştır.

Eğer hegeli konuşacaksan buyrun hegel ile ilgili bir başlığa geçelim. Yoksa marksist solculukla ne hegel ne spinoza nede idealizm anlaşılır.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Ben de sana telefondan değil de bilgisayardan yazabildiğim zaman cevap yazacağım c.süreya'nin sidikli kontu:)
Bir de sana ütopyanın hic bir zaman olmayacak bir düzen olduğunu söyledim.karşı darbecilikten övünen gurur duyan bir zamanların çakma anarşist sidikli kontu dürtülerinden fırsat kalıp bir ara okumaya fırsat bulursa tabi.anlıyorum sizi dürtülerinizle uğraşmakla pek meşgulsunuz ama nacizane bir haber vereyim de size emrivaki yapmayayim dedim:)
 
P

pissen

Ziyaretçi
pissen adındaki arkadaşa; bu felsefe sitesinin polemik sitesi olduğunu bilmiyordum doğrusu, yöntemine sadık kalarak tartışmak ayrı bir şeydir, "dil çıkarmalı gülümsemeli" bir polemik çıkarmak ayrı şeydir,"ne olmuş "tarihsel" yerine "bilimsel" yazdıysam" demek te yazdığın yazıyı ve karşındakini ciddiye almadığını gösterir ki zaten hayattaki tek amacının yemek içmek ve sevişmek olduğunu söyleyerek bunu da dolaylı olarak itiraf etmiş oluyorsun,/QUOTE]

Şimdi felseciler yahut felsefe ile ilgilenenler dil çıkarmaz mı yahut gülümsemez mi demek istiyorsun messier. İnsanın felsefe ile ilgilenmesi için odun mu olması gerekiyor. Gerçi ben bu forumda böyle bir odun tanıyorum ya o odun'nun bile bana hak verip isyan ettiği çok noktayı biliyorum. :) efendim ben genel olarak çoğu düşünce ve yazıyı ciddiye almadığım gibi klavyemden tarihsel kelimesi bilimsel olarak çıkmış. daha derin mavinin benim soruma cevap veremediği için kişisel polemik içerisinde benim kelimelerime saldrıacak polemiğe girmesi gayet anlaşır bir şey iken sizin olaya böylesine bodoslama dalmanız anlaşılmaz bir durum çünkü çok özen göstermesem de ben bu sitede girdiğim tüm tartışmaları elimden geldiğimce tamamlamaya çalışıyorum ve söylediklerimin biraz daha derin mavide bir anlayışla karşılandığını rahatlıkla düşünüyorum. Çünkü hoşunuza gitmeseniz de buda benim tarzım benim düşüncelerim. İnsanlara birebir hakaret edip aşşalamadığım sürece tüm düşünceleri yerden yere vurmak benim varoluştan gelen bir hakkım.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
marx'ın teorisinin bak TEORİ yani = KURAM bir ütopyanın üzerine kurulduğunu söylüyorum ki. Dünyanın büyük bir çoğunluğu benimle hem fikir. Marx ve teorileri dünya için bir kahanetten öte bir şey olmayıp olasılık hesapları içerisinde bir varsayımdır.pissen

Verimli bir tartışma somut olgular üzerinden yürütendir, kavramı varoluş nedeninden koparıp farklı mecralara çekmek havanda su döğmeden farksızdır.Somutlayalım; Teori bilimseldir, fen bilimlerinde ele alırsak gözleme, deneyle ulaşılabilen bilimsel bir çabadan bahsedebiliriz. Sosyal bilimlerde ise gerçek/yaşanmış ilişkilerden, somut gerçeklikten yola çıkar.Ne marx ne de teorisini bilimsel yapan olgu gelecek üzerine kurguları değil, bilakis yaşadığımız kapitalist sistemin nesnel eleştrisidir. Bu dünyada milyarlarca insan gerekli temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa, önlenebilir hastalıktan, savaşlardan yaşamını yitiriyorsa kapitalizm ve üzerimizdeki etkileri olasılık değil, dünyanın bir gerçeğidir. ( kapitalizmi yarattığı tahribattan hem fikir iseniz, marxın kapitalizm üzerine fikirlerini paylaşın o konuda da tartışırız ) marx’ta geleceğin/komünist dünyaya/insanına dair ayrıntılı bir eser bulamazsınız, fiziksel/teorik enerjilerini sosyo-ekonomik sürecinin tahlili, emeğin kurtuluşu için çabalamışlardır, çünkü marx filozof/kahin değil, devrimcidir.

Tarihsel materyalizm ve Bilimsel Materyalizm sınıflı toplum ilişkisinden çok / idealizm karşısında bir rol oynayan düşünce akımlarıdır marx üretici güçlerin sınıfsal biçimlenmesini alıp kendi ideasını ortaya koyarken düşüncelerini ve örneklerini ilkel komünal topluma dayandırsa'da bunun en somut örneğini More'ın Ütopya eseri olmuştur.pissen

Marksizmi felsefeyle bağlaşlaştırmak, felsefik bir dal karşıtlığına indirgemek onun varoluş nedeni olan dünyayı değiştirme amacına tezattır. Bu görüş ekonomik, siyasal, dini kısaca alt ve üst yapı kurum ve eleştrilerini görememekle kalmaz, çabanın özündeki anlamanın ancak ve ancak değiştirme olgusuyla anlam kazanacağını unutur.More’un eseri gelecek üzerine yapılmış bir kurgudur, filozofun ideal toplum modelini resmetle beraber hayatla bağıntısı yoktur.Marksizmse aksine varlığını, gücünü sistemin eleştrisi üzerinden vareder, işçi sınıfının ancak bir devrimci yapı içerisinde toplumsal bir özne olabileceği ve düzeni değiştirebileceğini görebiliriz.İktisadi yazıları, artı değer teorileri burjuva ekonomi profösörlerinin dahi kabul ettiği eserdir.
 
P

pissen

Ziyaretçi
:) oy be ölem ölem kül olam ya. aynıları aynı ayrıları ayrı yere koyalım biraz.

hegel
sol hegel
diyalektik mantık
tahrisel materyalizm
diyalektik materyalizm
marksizm
komünizm
vs. vs.
bunlar iç içe girmiş aynı şeyler olmayıp birbirlerine dağlar kadar yakın ama bir o kadarda uzak başka şeyler.

Ben ne diyorum
marx sol hegelciydi > hegel kim diyalektiğin babası
mark ütopyacıydı - neye ütopya diyorum materyalizme yada marksizme mi?
hayır komünizme
peki komünizm ne - sınıfsız bir toplum anlayışı değil mi - varmı yeryüzünde iflas eden komün deneyimlerinden, ilkel komünal toplumdan , ütopya eserinden başka bir örneği.
bildiğin varsayım - megal idea.
Ben burada yol yöntem amaç araç ilişkilerini tartışmıyorum. Bir insan ben komünistim diyorsa ütopyacıdır*. Bıktım size laf anlatmaktan. Ama buldum cevabı alın size türkiye'li yoldaşınız mahir çayanın ADA şiiri kapak olsun :)

* her iki anlam'da ütopya komünist toplumu en iyi ifade eden kitaplardan birisidir. Tuvaletler altından yapılmıştır. gerisini siz düşünün yani.
ütopya var/olmayan bir şey olsa da insan zihninde canlandığı için bir megal ideadır.

ADALI

(Gömerek Cevahiri Kalbime, Dönerim Hain Hücreme)

Taş duvar, demir karyola ve yerlerde sayısız izmaritler,
helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
insanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,
arkasında Mehmet.

Görevi dakikası dakikasına beni denetlemek
mehmedim utanıyor, kahroluyor.
"askerim ağam n'aparsın" diyor.
Aslında o' da tutsak.
Ben hücre içinde, o hücre önünde.
Günde beş kez büyük başlar bakar içeriye;
yüzlerinde tecessüs.
"çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar
imparatorluğuna kafa tutan adalılar"
ama yine de "çılgın adamın" karşısında
bir eziklik duyuyorlar, o başka,
gündüz, gece diye bir ayrım yoktur hücrede,
zaman ve mekan özümlenmiş artık.
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren.
Işık yirmi dört saat yanar.
Bir nefes, bir dumandır yoldaşım.
Cigaramı her çekişimde duman olur,
uçar giderim, ta uzaklara,
çoğu kere ada'ma giderim,
cigaramın dumanı, beni memleketime;
ada'ma götürür.
Kahpe İstanbul'un, kahpe bir bölgesinde,
bir evdeyim yoldaşlarımla beraber.
Bu ev, yoldaşlık- dostluk-kardeşlik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir.
Bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki...
Ev de değil ada, ada!
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin
ve her çeşit
aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan,
karanlık denizi'nin ortasında,
güneşi batmayan bir ada.
Ben ne şuralıyım, ne buralı,
adalıyım adalı,
ada'm ormanlıktır.


Dostluk, yoldaşlık, mertlik ormanı,
bütün ada'mı kaplar.
Erdemin güneşi, yirmi dört saat aydınlatır adamı
biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.
Ben adalıyım ey kahpe hücre, ada'lı
doğru ya sen nereden bileceksin ada'mı.

Asırlık, feodal,
militarist, hücre.

Ya sen, öküze benzemek için kasılan, şişen
haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin adamı?
Dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir ada
yeryüzünde yoktur.
Değilmi ki karanlıklar cücesi, zavallı acuze?
Ya sen yarasalar şairi, pişkin cacomcho?
Değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur.
Böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır.
Senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi?
Senin dediğin eşyanın değil,
karanlığın tabiatına aykırıdır.
Karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler...
Yarının Türkiyesi'nin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler...
Ada'm kalabalıktır hain hücre:
elde mitralyözüyle,
Sierra Maestra'da, Falcon'da, Vietnam'da
Mozambik'te, Angola'da, Sina çöllerinde...
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler.
Zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı...
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar
benim evlatlarımdır kahpe hücre.
Benim adamın ormanlıklarından aldıkları fideleri,
"birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına

Kel dünya, ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor,
güzelleşiyor artık.
İyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni.
Seni yerle bir edecek adalılar'ı iyi tanı.
Ada'm ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye
dudak bükme, orospunun dölü utanç duvarı
evet ada'mı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi birçok adalı çirkef suların altında,
ama boşuna sevinme, ada'm batmaz, yok olmaz
ada'm sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.
Hepsi o kadar.

Mahir ÇAYAN
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
marks, hegelci filan değildir... hegel'den aldığı idealist karakterli diyalektik gelişme anlayışını; yani gelişmenin tez, anti-tez ve sentez üçlemesiyle gerçekleştiği ve tezin kendi anti-tezini yarattığı ve belirli bir nicel birikim süreci sonucunda, birbiriyle mücadele halindeki tez ve anti-tezin, nitel bir sıçramayla en ileri yönlerinin bir sentez halinde yeni bir birlik oluşturduğu ve bu yeni sentezin kendi iç çelişkileri sonucu hızla bir tez ve anti-tez haline dönüşerek, yeniden bir mücadele ve nicel birikim sürecine geçildiği şeklinde özetlenebilecek, diyalektik gelişme fikrini; ideanın,objektif geistin,mutlak fikrin ...dünyasından alıp, gerçek somut dünyaya, doğaya ve topluma uyarlanması anlamına gelecek bir ''ayakları üstüne oturtma'' operasyonuyla, materyalist karakterli bir diyalektik gelişme anlayışına dönüştürmüştür...marks daha 1841 yılında, yani 23 yaşında ' epikürcü ve demokritci doğa felsefeleri arasındaki fark' konulu doktora tezinde, lucretius,epikuros ve demokritos üzerinden hegel'i eleştirmiş ve 1843 yılındaki ''hegel'in devlet ve hukuk felsefesinin eleştirisi'' ile ve ''kreuznach defterleriyle'' , hegel'den kesin olarak kopmakla kalmamış, aynı zamanda tam karşı kampta safını seçmiştir...kendinden önceki materyalizmi, antik çağdan, büchner moleschott, vogt, feuerbach..vb. kadar incelemiş ve materyalizmi, materyalist bir karakter kazandırdığı diyalektik gelişme anlayışıyla birleştirerek, indirgemeci,vulgar ve mekanist özelliklerinden arındırmıştır... bu saatten sonra marks'a genç hegelci, sol hegelci...filan demeye kalkmak; 19. ve 20. yüzyıl felsefesiyle ve belki de marksizmle , dumanlı birahane ortamlarında, kulak misafirliği düzeyinde ilgilendiğimize bakmadan, cehaletimizden gelen, kolay ve ucuz hükümler verme cesaretimizi sergilemek demektir...

marks ütopyacı falan değildir... aslında insanlığın eşitlik,kardeşlik, dayanışma gibi özlemlerinin bir ifadesi olarak ütopik sosyalizm anlayışı uzun bir tarihe sahiptir...thomas more'dan saint-simon'a charles fourier'den robert owen'e kadar bir çok hümanist, kapitalist toplumdaki üretim ilişkilerinin insanlık dışılığını gözleyerek, toplumu daha akılcı bir temele oturtmanın çarelerini aradılar,planlar yaptılar ve denemelerde bulundular... fakat kapitalist üretim ilişkileri, yeterince analiz edilemediğinden, tarihsel materyalizm anlayışının eksikliğinden, düşledikleri sosyalizmin, burjuvazinin ikna edilmesiyle, eğitimle..vb. sağlanabileceğine inandılar... marks'ı kendinden önceki ütopyacılardan kesin bir şekilde ayıran, kapitalist üretim ilişkilerinin analizi, üretim tarzı,üretici güçler, altyapı, üstyapı..vb. kavramlar ve genel olarak tarihsel materyalizm anlayışının ortaya çıkarılmış olmasının sonucu olarak,sınıf savaşımı ve sosyalist devrimle sosyalizmin kurulabileceği fikridir...ve bu da marks'ın sosyalizm anlayışına hayalci değil, bilimsel bir karakter kazandırır...açıklamaya gerek yok ki, ''bilimsellik'' bilimin verilerine uygunluk demektir... sosyalizme geçiş sürecini, ''burjuvaziye rica etmeye, burjuvaziyi ikna etmeye'' bağlayan, ütopik sosyalizm anlayışını; ''sınıf mücadelesi,ayaklanma, sosyalist devrim..'' diyen marks'a yamamaya çalışmak; ahmaklık ve cehaletten kaynaklanan bir ukalalık gösterisidir ve hiç belli olmadığı için belirtmeliyim ki, bu düşüncelerin, pissen kardeşle bir ilgisi yoktur....
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
'büyük' fikir adamı- karl marx ın, kurulu! sisteme karşı;
- kaynak, her hangi bir düşünce akımından.. tezini, destek niteliğinde benz-eşler kullanıp.. geliştirmesi de pek tabidir bu arada-
eleştirel doktrini, döneme damgasını vurmuş..sonrasında da üzerinde-n tartışılabilecek nitelikli esaslı bir kaynak..muhakkak
- - -
insanlık tarihi; ilkel... komünal döneminden bugüne, kaba..akilane..toplulukla alış-veriş ..para.. devamında devlet sistemli-koordineli zeka..! ekonomik....hep ' İLK/EL- GÜÇ İSTEMİ' tabanlı seyreden, muhtelif açılım-bölünmeleri ile de (din-milliyet-kültür...çoğaltarak )
ancak! imtiyazlı sınıflı toplum anlayışında ilerleme! gösterebilmiş

ki SOSYAL GERÇEK.. azınlıklı olarak- belli teoriler ışığında tartışmaktan öteye gidemezken çoğunlukla, pratik olan..! egoların körüklediği
cehennemindeki insanlığımızda! yine realde.. mevcut kapitalist düzenin zehirli ağının etkisinde, devletleri ve onların görünür görünmez çeşitte yönetim aygıtları ile.. sönümlenmiş gibi!

ve/lâkin...köleliğin, çeşitli kılık-şekline üç-beş (toplu-kıyım) hayat zaiyatı duy/arsızlığı olarak bakan! toplum
kitle imha nın da yolda!! olduğunu idrak edecek mecbur!!! aklını başına geç de olsa devşirecek
ve dikta-diktetörlerine kurban olmaya bir son verecektir (düşünüp/ taşınmak! düşünüp kaçırmak.. ezmek.. hele ki GÜÇ gösteri ! değildir-anlayacaktır )

bu durum, gelecek de.. uzak! olsa da
- ve yine bu ateş hiç de romantik mum ateşi harareti düşüncesinden olmayıp.. tam bir odun kırımı ile onun ateşi olsa da : ) -

'ütopya ! ' neden olmasın :)
- - -

Karl Marx'ın düşünce/ sistemi, toplumsal- yönetimsel görüş-görüleri ile ideal- çözüm önerileri nedir.. kuramının diğer düşünce sistemlerindeki yerinin, karşılaştırmalı analizi vs...

konuda -konu üzre- işleyebilecek b/ilgili paylaşımcı arkadaşların tartışması benim gibi (nerdeyse 30 yıl öncede kalmış kısıtlı okuma-bilgisi) eksiği olan arkadaşlara da muhakkak iyi gelecek..fides,pissen, daha derin mavi, karakalem, messier ve tabi Gülden'e de ve diğer katılımcılara da- şimdiden- toplu tesekkürüm olsun bu arada...

bir rica/ öneri /soru..nasıl sayarsanız artık...birbirinin fikrini çürütmek hakaret olmadan veya 'yerden yere vurmak' da yanlış-eksik gördüğünü açmakla, tamamlamakla tüm bunlar da tartışmak denen kültürle mümkün.. değilmi! diye de ekleyim

kolay gelsin.. iyi forumlar dileklerimle.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst