Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde telrunya tarafından oluşturulan Karalama Defteri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 207,194 kez görüntülenmiş, 1,750 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Karalama Defteri
Konbuyu başlatan telrunya
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan velevki

içimdekideniz

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 May 2011
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ne yaparsam yapayım. eksiklerimi onaramıorum.Hep yarım kalıyorum. yapmam gerekenler çoğalıyor.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49

"Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli.
Can gözünü açınca görüyor ki insan
En büyük düşmanıymış en çok güvendiği."

Ömer Hayyam


Ö.Hayyam'ın bu dörtlüğü bana , ilk gençlikte yazdığım bi kaç dizeyi hatırlattı (tşkler telrunya)


''..
İnsan, kendini en iyi dostu görse de

en kötü düşmanı da yine kendi, kendine

ve her şey

kendinden, kendine bir bencillikte

dostluk da düşmanlıkta yok* gerçeklikte!''

demişim o zamanlar...biz neysek O' diyorum şimdi de


*
yok yerine hikaye diyebilirmişim daha uygun düşermiş sanki : )
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33

Ö.Hayyam'ın bu dörtlüğü bana , ilk gençlikte yazdığım bi kaç dizeyi hatırlattı (tşkler telrunya)


''..
İnsan, kendini en iyi dostu görse de

en kötü düşmanı da yine kendi, kendine

ve her şey

kendinden, kendine bir bencillikte

dostluk da düşmanlıkta yok* gerçeklikte!''

demişim o zamanlar...biz neysek O' diyorum şimdi de


*
yok yerine hikaye diyebilirmişim daha uygun düşermiş sanki : )

Değişebilirsin belki : ) ben yazmamışım böyle bi'şeyler önceden, o yüzden Hayyam'dan faydalanıyorum. Bu, dizelerine hayranlığımdan kaynaklanmıyor da değil tabii. : )
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Sessizlik' .............

Kırlangıç uçtu başımın üstünden
Sessizliğim düştü kırıldı..
Parçalarını rüzgar kaptı, uğuldadı..
Savurdu denizin ötelerine ötelerine.
Bir çocuk eli uzandı Nuh'un gemisinden
Yakaladı sevinçle..
 
M

monaliza

Ziyaretçi
An oluyor ki; yakınımdasın bir nefes gibi
An oluyor yıldızlar kadar uzaksın.
Yakınlığın sıcacık
Uzaklığın buz gibi ama
Üşüyorum o anlarda.
Üşümeyi hiç sevmem oysa
Ben de uzaklaşıyorum sana
Üşüsende,üşümesende umurumda değil artık.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
An oluyor ki; yakınımdasın bir nefes gibi
An oluyor yıldızlar kadar uzaksın.
Yakınlığın sıcacık
Uzaklığın buz gibi ama
Üşüyorum o anlarda.
Üşümeyi hiç sevmem oysa
Ben de uzaklaşıyorum sana

Üşüsen de umurumda değil diyorum ama,
İnanma sen bana.
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Hayatın lezzetleri tattikca geride acı bırakıyor , baktikca ulaşamadıklarına özlem ve hırs doğuruyor. Her ulasilan lezzet geride acı bırakmaz elbet! Ama bu lezzetler de baskaları icin yaptığın iyiliklerden ibaret! Bu durum çelişki mı ? Yoksa zorunluluk mu? Yoksa hayata bakışımda mı problem!??

Şarkıları yazanlar, siir yazanlar, roman yazanlar sonra ampulü bulanlar, makinaları üretenler kendileri icin mı yaparlar yaptıklarını yoksa baskalarına mı hizmet ederler.. Kendime bir iyilik yapmak istiyorum ? ?? Kendim icin yaşamaktan vazgeçmek istiyorum .. Bunu heraklitos gibi ksnefones gibi yapamam ya da Spinoza gibi.!! Hayatla barışık hayatın icinde ama kendim icin nefes almamak üzre????
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
Perşembe ve sonrasındaki günleri geneliyle seviyorum. Kulaklıklarımla tek başıma umarsız yürürken de çok mutluyum. Geceyi de güzel bağlarsak memnun kalırım senden gün.
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
""""" ezilenler " dostoyevski nin okudğm ilk romanı oldu...
ahlaka dair ,aşka dair çok şey söylemiş.küçük Nelly nin yoksulluk içinde yaşayıp kıvrım kıvrım kıvranmasına rağmen ,kendisini ortada bırakan Prens babasına karşı haklı gururunun resmini ne güzel dökmüş satırlara. ...ve bir başkasının mutluluğu için çırpınıp duran vanya ve de nataşa ne güzel hedefler insanlar için...insandan maksat neymiş anlamış olduk yine ...
en harika bölümler ise karakter analizleri olmuş..alyoşa nın kadın ruhunu , başkasına bağlı kalmaktan hoşlanışını , hata yapsa da hep pişmanlığını yaşadığını , çocukluğunu ne güzel anlatmış..

şuraya bakın hayatımızı ne güzel resmetmiiş
"Son derece iyi , fakat zayıf sinirli kişiler hep böyledir.İyiliklerine rağmen kederlenmek, hiddetlenmek, onları adeta sarhoş eder.Bundan zevk alırlar ve mutlaka başkalarına ,suçsuz , çoğunda da en yakınlarından birine çatarlar. Mesela kadınlar, ortada incir çekirdeğini dolduracak bir sebep yokken kendilerini bedbaht hissetmek ihtiyacı duyarlar. ne ruhen zayıf ne de kadın tabiatlı erkekler de vardır ki bu bakımdan kadınlara benzerler.ihtiyar sebepsiz yere hır çıkarmak istiyor ,bu isteğini yenemediği için üzülüyordu"...
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
“Eğer yeniden gelme şansım olsaydı hayata…
tüm hatalarımı yeniden yaşardım” diyen şairin
dibe vurmuş umutsuzluğuyla karşı karşıyayım…
Bir daha dönemeyecek olmak… Bir daha başlayamayacak olmak…
Bir daha gelmeyecek olmak… Bir dahası olmayacak Olric…
Bir dahası hiç olmayacak…



Bazen sana ihtiyaç duyuyorum, anlatabilmek için. Ben olsam böyle anlatamam herhalde, iyi ki varsın Olric.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Pazar herkese pazar galiba. Siteye giren çıkan, mesaj yazan yok...
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
“Eğer yeniden gelme şansım olsaydı hayata…
tüm hatalarımı yeniden yaşardım” diyen şairin
dibe vurmuş umutsuzluğuyla karşı karşıyayım…
Bir daha dönemeyecek olmak… Bir daha başlayamayacak olmak…
Bir daha gelmeyecek olmak… Bir dahası olmayacak Olric…
Bir dahası hiç olmayacak…



Bazen sana ihtiyaç duyuyorum, anlatabilmek için. Ben olsam böyle anlatamam herhalde, iyi ki varsın Olric.

bir daha gelmeyeceksek bu hayata neden devam hataya???(öz eleştiridir)
 

sophia

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
29 May 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
bir lacivert geceye daha dalıyoruz. "bir"den başlamak üzere...tekrar bir başka "yedi"yi devirmek üzere...
devir,devir,devir...devran! bakalım nereye kadar devredecek?!
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
keşke herşeyi ekmek arasına koyup yiyebilseydim...mesela bugün bana otobüs durağında hangi otobüse binmesi gerektiğini soran aaamaaa yı ekmeğimin arasına koyup yiyebilsem..
sonra kağıt mendil satmaya çalışan tekerlekli sandalyedeki adamı ...
evlenmek üzre olup da nişanı atan çiftleri...
lüks araçlarda aylık 1000 tl ye yakın benzin masrafı olanları da...
ne bileyim belki herkesi kötü görüp kendimde hiç eksik bulamayan kendimi de 750 liralık içi boş şişman ekmeğimin içine doldurup bir güzel sindirsem keşke kendime gelebilsem
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
"Ölüm, her bir bireyin onu bir başkasına geçirme gibi bir imkan olmaksızın kendi başına karşılaması gereken tekil bir deneyimdir.”

Bunu da iyi anladım. Seni kendime hediye ediyorum canım cümle, Heidegger'in dudaklarından çıkışını hayal ederek yıllar sonrasına
 

nilüfer

Üye
Yeni Üye
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
tanrı mı insanı yarattı yoksa insan mı tanrıyı

Tanrı bizi sever, çünkü o yarattı bizi!
'İnsandır Tanrı'yı yaratan!'diye cevaplar zeki olanlarınız.
İnsanın tasarladığı şeyi sevmesi gerekmez mi?
Bu yüzden insan kendi yarattıklarını yadsımalı mı?
Mantık topallar-bunda bir şeytan işi var.
(Nietzsche/Şen Bilim)
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
içim ürperiyor ..bir yığın insan kendini beğenirmek için şehir şehir dolaşıyor...dolaştıkça kirleniyor ve kirletiyorlar....ne gerek var kaldırımları söküp polise atmaya ne gerek var ve de ne eline geçiyor erdoğan ın konvoynu taşlayınca ....bir polisi başından vurduğun taş bile senden daha temizdi fakat kirlettin onu ademoğlunun kanıyla, devletin polisinin kanıyla...ne yazık ettin kendine ...kalbin atttığın taş kadar farkında değil hayatın , yaşamanın...
ben bugün test ettim kendimi gel sen bana güven...insanın içinden; saldırganlığı , kabadayılığı ve öfkeyi salıklayan insandaki hayvani yönden geliyyormuş...ona ehemmiyet vermemek lazımmış... kötü söz sahibinin, kötü davranış sahibinin ...kirlendik yine ...kirlettik yine
 

gerdel

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2010
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41

Bugün felsefeyi bırakışımın 3. yılını doldurdum, artık kafamdaki ağırlık tamamen gitti. Hiçbir şeyin haklı ya da haksız olduğunu düşünmüyorum. Ölümden sanki daha az korkuyorum. İntihara da ne daha fazla yakınım ne de daha uzak. İnsanlardan artık hiç korkmuyorum, içimden hiç umursamak gelmiyor onları, bunun nedeni de ne hiç anlayamadım. Tüm takıntılarım ve gerginliğim kayboldu ve bunlar için felsefeyi suçlamak bile içimden gelmiyor. Halbuki önemliydi sanki geçmiş, sevmek, değer vermek... Şimdi ise öylesine. Birşeyleri bulmak, başarmak, bulamayacağımı anlamakla bile ilgili değil. Felsefe ister istemez hak veriyor birşeylere ancak kendime tarafsız bir gözle baktığımda, bir yabancı gibi duygulardan arınarak, böyle olmadığını gördüm. Ne haksızım ne de haklı, düşünmeye değmez. Böylesi daha güzelmiş boş boş bakmak, bin kilometre ötesini görmeye çabalamaktan daha güzelmiş.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst