Kapitalizmin yerine ne gelmeli?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde THOUGHTS tarafından oluşturulan Kapitalizmin yerine ne gelmeli? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,804 kez görüntülenmiş, 183 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Kapitalizmin yerine ne gelmeli?
Konbuyu başlatan THOUGHTS
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan birazdahaderinmavi

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Devlet dediğiniz zaten bu çatışmanın bir tarafıdır, tarafsız değildir. Dediğim gibi hakim olan yahut ezen , sömüren sınıfın tarafıdır. Sınıf çatışmalarının asgariye indirgenmesi dediğiniz kölenin öldürülmek yerine kırbaçlandığı bir asgariye indirmeye benzeyebilir ancak. Devlet o sistem dediğinizin dışına çıkamaz, çıkar ise devlet olamaz ki zaten o sistemin vücut bulmuş hali devlettir , kendi kendinin dışına nasıl çıkabilir?..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Devlet dediğiniz zaten bu çatışmanın bir tarafıdır, tarafsız değildir. Dediğim gibi hakim olan yahut ezen , sömüren sınıfın tarafıdır. Sınıf çatışmalarının asgariye indirgenmesi dediğiniz kölenin öldürülmek yerine kırbaçlandığı bir asgariye indirmeye benzeyebilir ancak. Devlet o sistem dediğinizin dışına çıkamaz, çıkar ise devlet olamaz ki zaten o sistemin vücut bulmuş hali devlettir , kendi kendinin dışına nasıl çıkabilir?..
"Kuruluşu itibariyle toplumsal bir uzlaşıyı sağlamış" ve bağımsız bir devletten söz ediyorum."Bu nasıl olacak?" derseniz, burada bunu sayfalarca anlatmak gerekir. Şu kadarını söyleyeyim şimdilik: Öncelikle, dışa bağımlı komprador sınıfın tasfiye edilmesi gerekir.
Meseleye teorik tarafından girmek bizi hiçbir sonuca götürmez. Uygulamalardan söz etmiştim. Konuya oradan girersek, daha iyi noktalara ulaşırız diye düşünüyorum. Sizin bugüne kadarki karma ekonomi uygulamaları hakkında fikriniz nedir?
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
karma ekonomi "devletçilik" ilkesi adında ülkemizde uygulanmış olan bir sistem. Cumhuriyetin ilk yıllarında ne kadar işe yaradığı tartışılmaz. Ayrıca benim kota anlayışımla da örtüşüyor. Tabi tüm bunlara rağmen yeterli kapitale ulaşınca bozulacağı açık. Önemli olan kalıcılığı. Bu nasıl sağlanabilir?
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
karma ekonomi "devletçilik" ilkesi adında ülkemizde uygulanmış olan bir sistem. Cumhuriyetin ilk yıllarında ne kadar işe yaradığı tartışılmaz. Ayrıca benim kota anlayışımla da örtüşüyor. Tabi tüm bunlara rağmen yeterli kapitale ulaşınca bozulacağı açık. Önemli olan kalıcılığı. Bu nasıl sağlanabilir?
Atatürk'ün başlattığı sistem, kapitalistlerin yeterli sermaye birikimini sağlamaları yüzünden değil, ondan sonra gelenlerin, ülkeyi uluslararası sermayenin güdümüne soktuğu için bozulmuştur. Hem de yıllarca kafalara işlendiği gibi, DP iktidarıyla değil, çok daha önce, Atatürk'ün ölümünden hemen sonra başlamıştır yozlaşma. 1950 ye gelindiğinde batıya bağımlılığın tüm altyapısı hazırlanmıştı. DP iktidarı ile de batının tam uydusu olduk. Sistem devam etseydi, bugüne ulaşmaması için hiçbir sebep yoktu.

Sermeyenin aşırı güçlenmesi, güçlü ve bağımsız bir devlette mümkün değildir. Devlet, tekelleşmeyi önleyerek bunun önüne set çeker. Bu kadar basittir.

Emperyalizm, kendisi dışındaki bir sistemin başarılı olmaması için her yolu dener. Savaş dahil... Bizde bunu savaşsız yaptı. Hem de, katılmadığımız 2.Dünya Savaşı ertesinde, adeta, mağlup bir ülkeymişiz gibi. Bizde olanlar savaşta mağlup olan ülkelerde yapıldı. Ülkenin her yanı Amerikan üsleriyle doldu. Adeta işgal edildik. İlginç değil mi?

İran'da Musaddık hükümeti, Amerikancı bir darbe ile devrildi. Bugün ayakta kalan Küba ve Venezüela'yı da yıkmanın planlarını yapıyor Amerika... Kendi hallerine bırakılsalar başarılı olacakları kesindir. Küba, yıllardır süren ambargo ve engellemelere karşın halâ ayakta...
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
kapitalizmin yerine gelecek olan şeyin yine kapitalizmin yarattığı bir sistem olma olasılığı yüksek bence... onun küllerinden doğması da cabası olacak.
gelen gideni aratır mı? aratmaz mı? ayrıca nedir bu sistemler, o da ayrı konu. insanı değiştirmeden sistemi nasıl değiştiriyorsunuz. insanı değiştirince sonuç gene insan olabiliyor mu?
farklılaşmış bir insanın ihtiyaçları da farklı olacaktır... bu nasıl mümkün olabilir...? yani öngörülen yeni sistemin yeni insanla uyumlu olabileceğini nereden bilebiliriz... henüz o yeni insan olmamışken.
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
bir sistem hiçbir zaman pat diye değişmez. Zaman gereklidir. Çıkabilecek yeni bir sistem muhtemelen kapitalizme tepki olarak çıkacaktır. Taban tabana zıt olması da mümkün yani. Insanların değişimi zaman alır. Madem cumhuriyetin ilk zamanlarından bahsettik oradan devam edelim. Bilindiği üzere demokrasiye geçiş ile çok partili meclise geçiş arasında uzun sayılabilecek bir süre vardır. Bu süre büyük oranda halkın demokrasiyi daha benimseyememiş olmasından kaynaklandı. Aynı şekilde yeni bir sistem gelirse benimsemek zor olacaktır. Bu yüzden sistemi bir anda getirmek yerine tohumlarını atmak daha mantıklıdır. Ha meyvelerini biz göremeyiz belki. Ama gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.
 

THOUGHTS

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 May 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
İnsanları her zaman birileri yönetecek,asıl soru bu yönetenlerin kapitalizmdeki gibi bencil,duyarsız,cahil insanlar mı yoksa bunun tam tersi mi olacağı ve bu duyarlı,erdemli,bilgili insanların doğru bir şekilde oluşturulacağı, başa geçecekleri bir sistem gelişmesi.
 

THOUGHTS

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 May 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Gelecek nesilere iyi bir dünya bırakmak için bizim tohum değil meyvenin ta kendisini vermemiz gerekir.Eğer tohum verirsek onlara sistemle savaşmalarını,bizim savaşamadığımızı ve pas geçtiğimizi belirtmiş oluruz.

Belkide herkez tohum ekmekle uğraşırken kapitalist ağaç büyüdü.Ama asıl gerçek şu ki onlar doğru tohumu ararken doğru ağaç yakılıyordu.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
bir sistem hiçbir zaman pat diye değişmez. Zaman gereklidir. Çıkabilecek yeni bir sistem muhtemelen kapitalizme tepki olarak çıkacaktır. Taban tabana zıt olması da mümkün yani. Insanların değişimi zaman alır. Madem cumhuriyetin ilk zamanlarından bahsettik oradan devam edelim. Bilindiği üzere demokrasiye geçiş ile çok partili meclise geçiş arasında uzun sayılabilecek bir süre vardır. Bu süre büyük oranda halkın demokrasiyi daha benimseyememiş olmasından kaynaklandı. Aynı şekilde yeni bir sistem gelirse benimsemek zor olacaktır. Bu yüzden sistemi bir anda getirmek yerine tohumlarını atmak daha mantıklıdır. Ha meyvelerini biz göremeyiz belki. Ama gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.
Sistemler, devrimlerle veya savaşlarla yıkılır. Hiçbir zaman,yumuşak bir geçişle değişim mümkün olmamıştır.
 

THOUGHTS

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 May 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Bu devrimlerdeki kural şudur; İlk olarak bir düşünce ortaya atılır sana deli derler ve toplumdan dışlarlar sonra bazıları senin yanına katılır.Bu değişim ivmesi durmadan artar sonra eski düşünce senin küçümsenilemeyecek kadar güçlü olduğunu anlar ve savaş başlar.Genelde kural budur.

Vede;Eğer bir devrim olacaksa büyük olasılıkla sosyal koşulların kötü olduğu dönemde değil uzun bir yoksulluk ve baskı dönemi sonunda,bu koşulları iyileşmeye başladığı zaman olacaktır.(tocqueville-eski rejim)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
"Kuruluşu itibariyle toplumsal bir uzlaşıyı sağlamış" ve bağımsız bir devletten söz ediyorum."Bu nasıl olacak?" derseniz, burada bunu sayfalarca anlatmak gerekir. Şu kadarını söyleyeyim şimdilik: Öncelikle, dışa bağımlı komprador sınıfın tasfiye edilmesi gerekir.
Meseleye teorik tarafından girmek bizi hiçbir sonuca götürmez. Uygulamalardan söz etmiştim. Konuya oradan girersek, daha iyi noktalara ulaşırız diye düşünüyorum. Sizin bugüne kadarki karma ekonomi uygulamaları hakkında fikriniz nedir?

Şimdi şöyle günümüzden canlı ve bize yakın biryerden olaya bakalım..Verdiğimiz şehitlerin profiline bakın. Bunlar ya okuyamamış yahut da dar gelirli ailelerin çocuklarıdır. Bu iki sebebi de ayrıca birbirleri ile ilişkilendirebiliriz..Peki böyle bir durum neden ortaya çıkar? Çünkü devlet dediğiniz oluşum, böyle bir tablonun ortaya çıkmasına imkan verecek koşulların vücut bulmuş halidir, bu koşulların tasdik edilmesidir. Daha öncede belirttim, toplumun bir kesiminin bir başka kesim üzerinde kurduğu otoritedir devlet. Bu kadar somut bir oluşumdur.Yasalar çıkartılarak toplumun alt kesimlerinin üzerinde baskı oluşturulur. Bu kesimler çalışır didinir, ülkeleri için en çok onlar ölürler, işçi onlardır, asker onlardır. Bu kişilerin ölümleri gerek yasalar ile gerekse dini öğreti ile meşrulaştırılır, kutsanır vs...Etrafınızda nereye baksanız, gariban tabir ettiğimiz insanların ezilmişliğini görürsünüz, ve bu ezilmişlik bir türlü ortadan kalkmaz. Bu nedenle şehit düşmüş bir bürokrat, bir milletvekili çocuğu vs. göremezsiniz..Bankalar doğru dürüst bir karşılık gösteremese de hükümete yakın kişilere kolaylıkla krediler verirler..Sistemin özü zaten budur..Devlet dediğiniz şey bizzat bu eşitsizliğin korunması için vardır..Sizin bahsettiğiniz anlamda bir devlet mümkün olamaz..O dediğiniz durum ancak devletin yani bir kısım insanın diğer bir kısım insanın üzerindeki baskısının kalkması ile mümkün olabilir..devlet dahilinde nihai çözüme ulaşamazsınız..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
doğru dürüst bir devlet ve doğru dürüst bir üretim tarzı, kuşkusuz olanaklıdır... ve elbette olanaklı olmalıdır.... bu, kurulu düzenden memnun olmayanların kuracağı yeni bir düzenle olanaklı olur..., kişisel ya da gurup çıkarlarından arınmış bir hukukla, gelir dağılımı adaletiyle, eşit haklılık ve özgürlükle... bağlı yeni bir sosyo- ekonomik formasyon...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
doğru dürüst bir devlet ve doğru dürüst bir üretim tarzı, kuşkusuz olanaklıdır... ve elbette olanaklı olmalıdır.... bu, kurulu düzenden memnun olmayanların kuracağı yeni bir düzenle olanaklı olur..., kişisel ya da gurup çıkarlarından arınmış bir hukukla, gelir dağılımı adaletiyle, eşit haklılık ve özgürlükle... bağlı yeni bir sosyo- ekonomik formasyon...

Bu dediğiniz geçici durumdur..Nihai durumda devlete gerek kalmaz...Devlet geçici olarak korunur ve daha sonra varlık sebebi ortadan kalkar...
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Şimdi şöyle günümüzden canlı ve bize yakın biryerden olaya bakalım..Verdiğimiz şehitlerin profiline bakın. Bunlar ya okuyamamış yahut da dar gelirli ailelerin çocuklarıdır. Bu iki sebebi de ayrıca birbirleri ile ilişkilendirebiliriz..Peki böyle bir durum neden ortaya çıkar? Çünkü devlet dediğiniz oluşum, böyle bir tablonun ortaya çıkmasına imkan verecek koşulların vücut bulmuş halidir, bu koşulların tasdik edilmesidir. Daha öncede belirttim, toplumun bir kesiminin bir başka kesim üzerinde kurduğu otoritedir devlet. Bu kadar somut bir oluşumdur.Yasalar çıkartılarak toplumun alt kesimlerinin üzerinde baskı oluşturulur. Bu kesimler çalışır didinir, ülkeleri için en çok onlar ölürler, işçi onlardır, asker onlardır. Bu kişilerin ölümleri gerek yasalar ile gerekse dini öğreti ile meşrulaştırılır, kutsanır vs...Etrafınızda nereye baksanız, gariban tabir ettiğimiz insanların ezilmişliğini görürsünüz, ve bu ezilmişlik bir türlü ortadan kalkmaz. Bu nedenle şehit düşmüş bir bürokrat, bir milletvekili çocuğu vs. göremezsiniz..Bankalar doğru dürüst bir karşılık gösteremese de hükümete yakın kişilere kolaylıkla krediler verirler..Sistemin özü zaten budur..Devlet dediğiniz şey bizzat bu eşitsizliğin korunması için vardır..Sizin bahsettiğiniz anlamda bir devlet mümkün olamaz..O dediğiniz durum ancak devletin yani bir kısım insanın diğer bir kısım insanın üzerindeki baskısının kalkması ile mümkün olabilir..devlet dahilinde nihai çözüme ulaşamazsınız..
Söylediklerinizin, alıntı yaptığınız mesajımla bağlantısı yok. Ben karma ekonomiden söz ediyorum. Karma ekonomi ile bir itirazınız varsa bana yazın. Yok, itirazınız devlet kurumuna ise, bana değil, konuya cevap yazarak anarşizmi savunun.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
"Kuruluşu itibariyle toplumsal bir uzlaşıyı sağlamış" ve bağımsız bir devletten söz ediyorum."Bu nasıl olacak?" derseniz, burada bunu sayfalarca anlatmak gerekir. Şu kadarını söyleyeyim şimdilik: Öncelikle, dışa bağımlı komprador sınıfın tasfiye edilmesi gerekir.
Meseleye teorik tarafından girmek bizi hiçbir sonuca götürmez. Uygulamalardan söz etmiştim. Konuya oradan girersek, daha iyi noktalara ulaşırız diye düşünüyorum. Sizin bugüne kadarki karma ekonomi uygulamaları hakkında fikriniz nedir?


Devletten söz ediyorsunuz, sonra da gelip benim devlet ile ilgili size cevaben yazdığım ve söylediğiniz "uzlaşıyı sağlamış devlet" dediğiniz şeyin neden mümkün olamayacağı ile ilgili yazımı ilgisiz buluyorsunuz..Bu klişeden sıkıldım artık...Devlet tarifi veriliyor içi doldurulamıyor sonra benim yazım alakasızmış..Ne küçük oyunlar bunlar ...Bilginizi aşan konulara girmeyin insanların zamanını da almayın...Hep aynı mı olur arkadaş..Göz göre göre üstelik...
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Devletten söz ediyorsunuz, sonra da gelip benim devlet ile ilgili size cevaben yazdığım ve söylediğiniz "uzlaşıyı sağlamış devlet" dediğiniz şeyin neden mümkün olamayacağı ile ilgili yazımı ilgisiz buluyorsunuz..Bu klişeden sıkıldım artık...Devlet tarifi veriliyor içi doldurulamıyor sonra benim yazım alakasızmış..Ne küçük oyunlar bunlar ...Bilginizi aşan konulara girmeyin insanların zamanını da almayın...Hep aynı mı olur arkadaş..Göz göre göre üstelik...
Sizi "derin" ve "engin" bilginizle ve saygısız kişiliğinizle baş başa bırakıyorum.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Bu dediğiniz geçici durumdur..Nihai durumda devlete gerek kalmaz...Devlet geçici olarak korunur ve daha sonra varlık sebebi ortadan kalkar...

belki de düşündüğünüz kadar geçici filan değildir... belki de insanın evrensel özlemini gerçekleştirecek ve gerçekten 'insan ' olacağı koşulları, sağlayacak ve çok sonra, (eğer kendisine gereksinim kalmazsa, sönümlenecek) kendi geleceğini pilanyalarak yok olacak bir şeydir... yani, üretici güçlerin ve üretim ilişkilerinin üstünde bir hukuku olanaklı kılarak....
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Sizi "derin" ve "engin" bilginizle ve saygısız kişiliğinizle baş başa bırakıyorum.

Kendisine verilmiş alakalı cevapları, sırf bu konuda söyleyebileceği ancak bir kaç cümlesi olan ve devamını getiremeyeceği için alakasız olarak niteleyen bir kişiden isteyeceğim tek şey beni yalnız bırakması olabilir ancak ..İnceliğinize teşekkür ederim
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
belki de düşündüğünüz kadar geçici filan değildir... belki de insanın evrensel özlemini gerçekleştirecek ve gerçekten 'insan ' olacağı koşulları, sağlayacak ve çok sonra, (eğer kendisine gereksinim kalmazsa, sönümlenecek) kendi geleceğini pilanyalarak yok olacak bir şeydir... yani, üretici güçlerin ve üretim ilişkilerinin üstünde bir hukuku olanaklı kılarak....

Ben de zaten bunu kast ediyorum..Uzun vadede devletli bir çözüm değildir hedef.Devlet ancak bu hedefe ulaşmak için kullanılan bir araçtır....
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Kendisine verilmiş alakalı cevapları, sırf bu konuda söyleyebileceği ancak bir kaç cümlesi olan ve devamını getiremeyeceği için alakasız olarak niteleyen bir kişiden isteyeceğim tek şey beni yalnız bırakması olabilir ancak ..İnceliğinize teşekkür ederim
Kutlarım. Güzel bir kendi kendini avutma tarzı. Bir halk deyimi vardır: Benden ırak ol ...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst