Kapitalizmin yerine ne gelmeli?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde THOUGHTS tarafından oluşturulan Kapitalizmin yerine ne gelmeli? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,832 kez görüntülenmiş, 183 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Kapitalizmin yerine ne gelmeli?
Konbuyu başlatan THOUGHTS
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan birazdahaderinmavi
F

Fetâ

Ziyaretçi
Şöyleki kapitalizm dediğinizin dönemleri vardır ve piyasaya müdahale edildiği zamanlar olduğu gibi edilmediği zamanlarda olmuştur. Ancak her ikisi de kapitalizmdir. Siz müdahale edilmeyen kapitalizmden bahsediyorsunuz..her kapitalizm aynı değildir...Keynesyen anlayış da kapitalist sistem içerisindedir ancak bu anlayışta devlet ekonomiye müdahale eder..klaisk iktisadi sistem anlayışında ise evet devlet jandarma devlettir ve ekonomiye müdahale etmez..
Kapitalizm, piyasaya müdahale etmezse, yaşayamaz. Oluşumu da yaşaması da buna bağlıdır.
Sistem, gerek duyduğunda Keynesyen politikalara yönelir. Müdahale etmemesi, piyasaya değil, sermayeye müdahale etmemek şeklinde olmuştur hep... Piyasa her an sermayenin kontrolü altındadır ve sistem gereği olmak zorundadır.
Sermaye, bugün eriştiği akıl almaz güç ile, istediği anda tüm dünya ekonomisini istediği kanala yönlendiriyor, uyguladığı para politikalarıyla. Krizler, bize söylendiği gibi, ekonominin doğal seyri ile meydana mı geliyor?
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
kapitalizm kendisini dahi sömüren bir sistemdir. Tüm sistemi basite indirgeyelim ve tek bir ürünü ele alalım. Üretici olarak ürünümü ihtiyaç olan bir bölgede yüksek miktarlara sattım diyelim. Bir süre sonra üretim devam etmesine rağmen ihtiyacın azalmasından dolayı talep azalıyor. Arz sabit kaldığı için yeni pazar ihtiyacı doğuyor. Ben yeni pazarlara açılıyorum. Oradaki talebi de karşılıyorum. Bir bölümden sonra ulaşabileceğim her yerdeki talebi karşılıyorum. Talep ise sürekli azalıyor. Arz sabit kaldığında mallar elimde patlıyor. Üretim için tüm paramı harcıyorum ve iflas ediyorum. Al sana ekonomik kriz.
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
kurtulmak için 3 seçenek var. İlki sınırsız pazar sağlanması.. Küçücük dünyada mümkün değil gibi. Ikincisi sürekli sektör değişimi. Böylece ihtiyaca göre sektör değiştirip iflas etmem. Üçüncüsü ise kota uygulaması. Eğer adil ve doğru bir kota uygulaması uygulanırsa krizler aşılabilir.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
kapitalizm kendisini dahi sömüren bir sistemdir. Tüm sistemi basite indirgeyelim ve tek bir ürünü ele alalım. Üretici olarak ürünümü ihtiyaç olan bir bölgede yüksek miktarlara sattım diyelim. Bir süre sonra üretim devam etmesine rağmen ihtiyacın azalmasından dolayı talep azalıyor. Arz sabit kaldığı için yeni pazar ihtiyacı doğuyor. Ben yeni pazarlara açılıyorum. Oradaki talebi de karşılıyorum. Bir bölümden sonra ulaşabileceğim her yerdeki talebi karşılıyorum. Talep ise sürekli azalıyor. Arz sabit kaldığında mallar elimde patlıyor. Üretim için tüm paramı harcıyorum ve iflas ediyorum. Al sana ekonomik kriz.
Üretimi azaltırsın, işçileri kapının önüne koyarsın, iflas da etmezsin. :) Zaten uygulamada yapılan da bu.
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
ha yukarıda tekelleşmeye değinmemişim. Ama muhataplarım açılma evresinde şirket birleştirme yönteminin sıkça kullanıldığını ve arzı düzenleyebilmek için tek çatıda toplanıldığını anlayabilecek kadar bilgili insanlar.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
kapitalizm kendisini dahi sömüren bir sistemdir. Tüm sistemi basite indirgeyelim ve tek bir ürünü ele alalım. Üretici olarak ürünümü ihtiyaç olan bir bölgede yüksek miktarlara sattım diyelim. Bir süre sonra üretim devam etmesine rağmen ihtiyacın azalmasından dolayı talep azalıyor. Arz sabit kaldığı için yeni pazar ihtiyacı doğuyor. Ben yeni pazarlara açılıyorum. Oradaki talebi de karşılıyorum. Bir bölümden sonra ulaşabileceğim her yerdeki talebi karşılıyorum. Talep ise sürekli azalıyor. Arz sabit kaldığında mallar elimde patlıyor. Üretim için tüm paramı harcıyorum ve iflas ediyorum. Al sana ekonomik kriz.

İnsan ihtiyaçları azalmazlar aksine insan ihtiyaçları sürekli olarak artış gösterirler. İktisat bliminin en temel varsayımı kaynakların yetersizliği , buna karşın ihtiyacların sınırsızlığıdır..Bundan 30 yıl önce cep telefonu yahut bilgisayar ve buna bağlı olarak internete olan talep şimdiki seviyede değilken , bu unsurlar insan hayatına girip yayılmış ve neticesinde birer lüks olmaktan çıkmış ve sıradan ihtiyaçlar haline gelmişlerdir ..İstenirse bu örnekler çoğaltılabilir..Kriz yaratan şey talep yetersizliği değildir, talep yetersizliği krizin bir sonucudur ...
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
yani diyorsunuz ki mallar elimde patlayınca değil elimde kalmayınca iflas ederim. Peki ben malımı sürekli satabilecekken nasıl olur da kaynak sıkıntısı yaşarım? Nasıl olsa alacaklar.. Ham madde değeri artarsa ürün değeri de artar. Sonuçta satılır. Kâr yine aynı kalabilir. Eğer fiyat yükselirse satmam zorlaşır. Mal yine elimde patlar. Her türlü aynı yere geliyor nedense.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
kurtulmak için 3 seçenek var. İlki sınırsız pazar sağlanması.. Küçücük dünyada mümkün değil gibi. Ikincisi sürekli sektör değişimi. Böylece ihtiyaca göre sektör değiştirip iflas etmem. Üçüncüsü ise kota uygulaması. Eğer adil ve doğru bir kota uygulaması uygulanırsa krizler aşılabilir.

Sınırsız pazar sağlansa da kişilerin ekonomik gelirleri satılan metaları alacak düzeyde değilse sorun çözülmez..

Sektörü öyle pat diye değiştiremezsiniz her değişim bir maliyet demektir. Ayakkabı üreten bir fabrikayı buzdolabı üreten bir fabrikaya dönüştüreceksiniz örneğin..Ne kadar zor olduğunu kendiniz hesabedin.

Kota uygularsanız krizi daha da yaygınlaştırırsınız. Üstelik talep yetersizliği de söz konusu ise 1929 buhranında ABD'nin ve devamında diğer ülkelerin kota uygulamalarının sonucunda olduğu gibi tarihe büyük buhran olarak geçen nur topu gibi bir küresel kriziniz olur...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
yani diyorsunuz ki mallar elimde patlayınca değil elimde kalmayınca iflas ederim. Peki ben malımı sürekli satabilecekken nasıl olur da kaynak sıkıntısı yaşarım? Nasıl olsa alacaklar.. Ham madde değeri artarsa ürün değeri de artar. Sonuçta satılır. Kâr yine aynı kalabilir. Eğer fiyat yükselirse satmam zorlaşır. Mal yine elimde patlar. Her türlü aynı yere geliyor nedense.

Hammadde fiyatı artarsa maliyetler de artar..Önceden 3 liraya satabildiğiniz bir malı artık 4 liraya satmak zorunda iseniz, bu artış sizin mallarınıza olan talebi ki eğer o mal normal mal ise azaltır.Piyasada satılan malların çoğu normal maldır.Kısacası daha az satabilmek demek daha az kar elde edebilmek anlamına gelir..Kar aynı kalır gibi bir varsayım yapamazsınız, büyük olasılıkla karınız düşer..İşin püf noktası ucuza üretip çok satabilmektir..
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
ilk iki seçeneği imkansız olduğunu belirtmek için yazmıştım. Anlaşılmamış demekki. Sürekli benim yanlış okuduğum söylenir. Yine yanlış mı okuyorum yoksa orada "adil ve doğru bir kota" mı yazıyor? Talep azlığı bir krizin sonucu olması gerekmiyor muydu?? Nasıl oldu da kriz sebebi oldu ki?
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
yazımın da son kısmını okumamışsınız galiba. "Eğer fiyat yükselirse satmam zorlaşır. Mal yine elimde patlar" yazıyor. Sizin mesajınızla arasındaki farkı anlamış değilim.
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
ayrıca oradaki kâr tek üründen kazanılan kârdır. Ve sürekli talep ve sürekli satım durumunda kârım değişmez.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
ikinci seçeneğin imkansızlığı nerede yazıyor?

Adil ve doğru kota nedir?

Kriz eğer üretimden kaynaklanıyor ise, örneğin hammadde fiyatları yükselmiş ise talep, artan maliyetler ve neticesinde artan fiyatlar sebebi ile yetersiz kalır ve bir sonuç halini alır..Ekonomik hayat durağan olmadığından ve bir çevrime sahip olduğundan azalan talep, fiyatlar eski halini alsa dahi hemen tepki vermeyebilir ve yetersiz düzeyde kalır yani kısacası bir sebep haline dönüşebilir..ekonomik hayat gerçek ve canlıdır, durağan değildir..
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
şimdilik vaktim olmadığı için "adil ve doğru kota" yı sonra açıklayacağım. Talebin sebebe dönüştüğü noktada talebin azalmasını etkileyen şey nedir? Yoksa sebebe dönüşmesi için başka bir kriz mi gereklidir?
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Uygulanabilecek en doğru ekonomik sistem karma ekonomidir. Uygulamalar göstermiştir ki sosyalist ağırlıklı da olsa, kapitalist ağırlıklı da olsa, karma ekonomi toplumlar için en yararlı sitemdir. Tabii ki devletin adam gibi yönetilmesi şartıyla.
Fakat, bu sitemi uygulamak için, kapitalist sistemin dışına çıkmak,bağımsız bir devlet olmak şarttır. Buna da, bu günkü dünyaya hakim olan emperyalist sistem izin vermez. "Terörist devlet" ilan ediliverirsiniz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Tüketicilerin gelirinin baskı altında tutulmasıdır. Toplumun çoğunluğu ücretli olarak çalışır ve ücretler genellikle aşağı baskılanırlar..Talep ettikleri malları çoğu zaman alabilecek güçte değillerdir ki zaten bu sebeple kredi kartları vasıtası ile tüketimlerini finanse ederler..Gelirin az oluşu talep edilen mal miktarının da az olduğu anlamına gelir..
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Uygulanabilecek en doğru ekonomik sistem karma ekonomidir. Uygulamalar göstermiştir ki sosyalist ağırlıklı da olsa, kapitalist ağırlıklı da olsa, karma ekonomi toplumlar için en yararlı sitemdir. Tabii ki devletin adam gibi yönetilmesi şartıyla.
Fakat, bu sitemi uygulamak için, kapitalist sistemin dışına çıkmak,bağımsız bir devlet olmak şarttır. Buna da, bu günkü dünyaya hakim olan emperyalist sistem izin vermez. "Terörist devlet" ilan ediliverirsiniz.

devletin adam gibi yönetilmesinin tanımını yapmanız gerekir...Kime göre adam gibi...Toplumsal sınıfların çıkarı birbirlerinin aleyhinedir..Bir işveren işçisine daha az ücret vermek isterken, bir işçi ücretini arttırmak isteyecektir..Devlet hangisinden yana olacak..Birinden yana tavır alır ise diğerini karşısına almak zorundadır, başka seçeneği yoktur. Devlet herzaman bir sınıfın diktası anlamı taşır ve bu hakim sınıfın çıkarlarını korur,devletin varlık sebebi budur..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
devletin adam gibi yönetilmesinin tanımını yapmanız gerekir...Kime göre adam gibi...Toplumsal sınıfların çıkarı birbirlerinin aleyhinedir..Bir işveren işçisine daha az ücret vermek isterken, bir işçi ücretini arttırmak isteyecektir..Devlet hangisinden yana olacak..Birinden yana tavır alır ise diğerini karşısına almak zorundadır, başka seçeneği yoktur. Devlet herzaman bir sınıfın diktası anlamı taşır ve bu hakim sınıfın çıkarlarını korur,devletin varlık sebebi budur..
Öncelikle, böyle bir devlet, yapısı itibariyle sınıf çatışmalarını da asgariye indirmiştir, toplumsal bir uzlaşma sağlamıştır zaten.Sistemin dışına çıkabilme becerisini gösterebilen bir devlet, adil bir yönetimle, tüm problemleri de aşar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst