Kapitalizmin yerine ne gelmeli?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde THOUGHTS tarafından oluşturulan Kapitalizmin yerine ne gelmeli? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,761 kez görüntülenmiş, 183 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Kapitalizmin yerine ne gelmeli?
Konbuyu başlatan THOUGHTS
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan birazdahaderinmavi

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ütopyalarda yönetenler değil tüm halk yaşar,benimkiyle pek uyuşmuyor.
En büyük düşünürlerde bunu düşünmüşse nasıl çocukca oluyor.

Lütfen yanlış anlamayın sadece sizin düşünceleriniz için demedim benimde yazdıklarımın sağlam temeli olmaz alıntıdan veya basit önerilerden öteye gitmez çünkü bunun için çok emek harcamış olmak gerek müthiş bir birikimimiz,araştırmamız olmalı belirli bir sistem üzerinden gitmemiz gerekir yine özür diliyorum geneli kapsadım en azından benim adıma böyle bu yeterlilik bende yok. şunu anlamadım yalnız ''Ütopyalarda yönetenler değil tüm halk yaşar,benimkiyle pek uyuşmuyor.'' vede bizim düşüncelerimizin üzerine temellendiğimiz şeyin kapitalizm in getirdiğinden daha vahim sonuçlar getirmeyeceğine nasıl emin olacağız.Kusursuz ve uygulanabilir bir sistem düşünüyorsanız Öyle bir sistem olmalı ki tüm olasılıklara bir çözüm üretebilmeli.
 

THOUGHTS

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 May 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Lütfen yanlış anlamayın sadece sizin düşünceleriniz için demedim benimde yazdıklarımın sağlam temeli olmaz alıntıdan veya basit önerilerden öteye gitmez çünkü bunun için çok emek harcamış olmak gerek müthiş bir birikimimiz,araştırmamız olmalı belirli bir sistem üzerinden gitmemiz gerekir yine özür diliyorum geneli kapsadım en azından benim adıma böyle bu yeterlilik bende yok. şunu anlamadım yalnız ''Ütopyalarda yönetenler değil tüm halk yaşar,benimkiyle pek uyuşmuyor.'' vede bizim düşüncelerimizin üzerine temellendiğimiz şeyin kapitalizm in getirdiğinden daha vahim sonuçlar getirmeyeceğine nasıl emin olacağız.Kusursuz ve uygulanabilir bir sistem düşünüyorsanız Öyle bir sistem olmalı ki tüm olasılıklara bir çözüm üretebilmeli.
Tartışmalarda bunun için var değil mi.Bende bu görüşümü burda açmamın sebebi bu, eğer benim göremediğim eksiklikleri varsa(ki pek çok var) bunları sizin gibi farklı deneyimleri olan kişilerin görmesi ve benimde bu eksikleri gidermeye çalışmam gerekiyor."tüm olasılıklara" ancak böyle ulaşılabilir.
Ben sahısen müthiş bir birikim ve araştırmaya elbette sahip değilim ama neredeyse benim gibi düşünmüş düşünürler var,onların emeği, araştırmaları,bilgileri,gözlemleri ve benimkilerde birlikte ortaya bu fikir ortaya çıkıyor.

"şunu anlamadım yalnız ''Ütopyalarda yönetenler değil tüm halk yaşar,benimkiyle pek uyuşmuyor.''"
ütopyalarda genelde bir toplum yaşar,düşünürler ütopyaları böyle düşünmüşlerdir.Benim bahis ettiğim ise yöneticilerin insanlarda ayrı yerlerde bulunmaları.Buda ütopyayla uyuşmuyor.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Bu kaos doğurmaz mı ne kadar hakim olabilecekler peki mesela düzeni sağlayacak bir emniyet birimine orduya gereksinim duyulacak ve silahlı gücü bunlar elinde tutacak bunların yönetimi ele geçirmesine kim ne mani olacak.
 

THOUGHTS

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 May 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Emliyet birimleri olacak yönetim uzakta olacak.Mesela bir kale düşünün büyük ve metalden bunun onlarca kat aşağısındada bizim yöneticiler olacak.Ordu ve emliyet birimleride emirlerini filozoflardan alacak,bir nevi genel kurmay başkanıda, filozof olacak.
Vede bence eğer bir devrim olurda bu sistem uygulanırsa zaten ordu makinerden başka bir şey olmayacak.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Avcı-Toplayıcı toplumlara kadar inmek gerekir çünkü eşitsizlik''iş bölümü''ile artış göstermeye başlamıştır sonra tarım toplumu mülkiyet edinme filan artarak çoğalmıştır.en az iş bölümü de avcı toplayıcı kabilelerdedir.Onlarda da güçlü olan v.s bazılarından üstündür herhalde.Tek başına adada yaşayana zaten sistem gerekmez sistem kendisidir sadece bazı işlerini sistemli yapar.Eşitsizlik iki veya daha fazla insan arasında ki ilişkilerinden çıkıyor tabi ama bu ilişkileri belirleyenler de insanlar sistemler bu ilişkileri düzene koymak için var ve bireyler istedikleri için ortaya çıkmıştır ''toplum sözleşmesi''

Sistemler bireyler istedikleri için ortaya çıkmazlar. Nasıl ki siz, sizden bağımsız maddi yaşam koşullarının içerisine doğdunuz, diğer insanlar da kendi belirlemedikleri bu koşulların içerisine doğdular. Bilinçleri bu koşullar tarafından belirlendi. Bir Norveçli örneğin Türkiye’yi sizin kadar umursamayacaktır zira kendisini ilgilendiren koşullar Türkiye topraklarında değil Norveç topraklarındadır.. Kişiler doğarken kapitalizmde mi yoksa sosyalizmde mi yahut da başka bir sistem de mi doğmak isteyip istemediklerine karar veremediklerinden, bu sistemleri öyle kolayca ne belirleyebilirler ne de ortadan kaldırabilirler. Bu ortadan kaldırış için belirli şartların oluşması gerekir..İkincisi örneğin insanlar önce İngilizce konuşurlar ve daha sonra İngilizcenin kurallarını ortaya koyan bir sistem geliştirirler. Yani kapitalizmin adı konmadan ve insanlar tarafından sistemleştirilmeden önce de kapitalizm vardır, ancak adı konmamıştır ve sistemleştirilmemiştir fakat vardır..

"Kapitalizmin yerine ne gelmeli?" den önce, "dünyayı kimler yönetmeli?" sorusuna cevap bulmak gerekir. Sistemin ne olacağını yönetenlerin iradesi belirler.

Kapitalizmin hakim sınıfı burjuvadır.Her sistem içerisinde, ki eğer o sistem sınıfsal farklılık yaratan bir sistem ise hakim sınıflar ve hakim olmayan sınıflar olacaktır..Kapitalizm için de durum aynıdır. Kapitalizm, kapitalistlerin yani üretim araçlarına sahip olan burjuva sınıfının ideolojisidir..Ancak sistemin ne olacağını yönetenlerin iradesi belirlemez. Sistem bir kere var olduktan sonra bu sınıfın iradesinden görece bağımsız olarak varlığını sürdürür. Çünkü kişilerin iradeleri ancak uygun şartlar altında nesnel gerçekliği değiştirebilir. Bu şartlar sağlanmamış ise ki buna Marksizm'de gerekli uygunluk yasası denir kişilerin iradeleri bir anlam ifade etmez.


Parayı ortadan kaldıramazsınız öyleyse kapitalizmin yerine de hiçbir şey getiremezsiniz.Bence boşa yorulmayın derim..

Para olgusu kapitalizmden öncedir. İnsan bir üretim fazlasına sahip olduğundan yani değişebilecek bir şeyleri olduğundan beri ticaret yapmıştır. Ve insan bu çok eski zamanlardan beri para kullanmıştır. Para olarak kullanılan şeyin ne olduğu değişiklik göstermiştir. Ancak bu sistemler örneğin köleci sistem kapitalizm değildir ve yine de paranın kullanıldığı bir sistemdir.

Zaten parayı da yok etsek bu seferde incir çekirdeği çıkar başımıza:)

Parayı değil, onu ortaya çıkaran koşulları değiştirmeniz gerekir..
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
''Eşitsizlik iki veya daha fazla insan arasında ki ilişkilerinden çıkıyor tabi ama bu ilişkileri belirleyenler de insanlar sistemler bu ilişkileri düzene koymak için var ve bireyler istedikleri için ortaya çıkmıştır ''toplum sözleşmesi''

Ekonomik sistemden ziyade İlkel hukuk sistemini kastetmiştim orada insanların haklarından feragat ederek buna uyması gerektiğinin insanlar tarafından kabul edildiği bir nevi düzen eşitlik v.s ihtiyacı çerçevesinde şekillendiğini yönündeydi ''toplum sözleşmesi örneğini bu yüzden verdim''

''Parayı değil, onu ortaya çıkaran koşulları değiştirmeniz gerekir''Bunu espri mahiyetinde söyledim zaten belli bir temele dayanarak değil yoksa para veya altını kaldırarak bir şey değişmeyeceği anlamak güç değil.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Bence para amaç değil araç olmalı.maalesef insanlar parayı amaç olarak görmekte.Bir insanın ürettiği şey diyelim buğday.Bu insan bir ton buğday üeritiyorsa bu onun ihtiyacından fazladır,elbetteki üretemediği ve ihtiyaç duyduğu şeyleri alabilmek için üretim fazlası olan buğdayını elbette paraya çevirmeli.Günümüzde takas ile ticaret yapılmadığı için paraya elbette ihtiyaç var.Yalnız sorun şurada;insanlar sadece ihtiyaç duydukları şeyleri elde edebilmek için üretim yapmıyorlar,ihtiyaçlarından katbekat daha fazla şeylere malik olma hırsındalar.Hep daha fazla para kazanma hırsı,yaşam standartlarını yükseltmek için her yolu mübah sayan bir zihniyet,açgözlülük insanları insanlıktan alıp tüketim canavarı haline getiriyor ki bu hırs;ne kadar çok mala mülke servete sahip olsalar da,bu hırs bir gün gelip kendi kendilerininde tüketimine yol açacaktır ki gidişat onu gösteriyor.Bakın şu Amerika'ya avrupa ya bankaların geri dönmesi mümkün olmayan kredilerle kendilerini daha da büyüyeceklerini zannedip halka bol keseden dağıttıkları paralar ve sonucunda bindikleri dalı kesen bir aptal gibi hem kendilerini hemde vatandaşlarını mahvettiler.Aynı durum bizim ülkemiz içinde geçerli bence bu düzenle batmamız yakındır derim..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Kapitalizmin hakim sınıfı burjuvadır.Her sistem içerisinde, ki eğer o sistem sınıfsal farklılık yaratan bir sistem ise hakim sınıflar ve hakim olmayan sınıflar olacaktır..Kapitalizm için de durum aynıdır. Kapitalizm, kapitalistlerin yani üretim araçlarına sahip olan burjuva sınıfının ideolojisidir..Ancak sistemin ne olacağını yönetenlerin iradesi belirlemez. Sistem bir kere var olduktan sonra bu sınıfın iradesinden görece bağımsız olarak varlığını sürdürür. Çünkü kişilerin iradeleri ancak uygun şartlar altında nesnel gerçekliği değiştirebilir. Bu şartlar sağlanmamış ise ki buna Marksizm'de gerekli uygunluk yasası denir kişilerin iradeleri bir anlam ifade etmez.
46 no.lu mesajım, tam da buna cevap niteliğinde.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Kapitalizmin yerine ne geleceği, küresel efendiler tarafından planlanmış durumda. "Venüs Projesi" ile, para bazlı ekonomik sitemden kaynak bazlı ekonomik sisteme geçilecek. Kurulacak yeni ultra modern şehirlerde, elitler bugünden çok daha mükemmel koşullarda yaşayacaklar. "Köle çoğunluk" ise, eğer sağ kalabilirlerse, bu şehirlerin dışında yaşamak, daha doğrusu ölmemek için mücadele verecek.

Burada da dediğim gibi bu efendilerin iradeleri abartılmış ...ikincisi Venüs projesi dediğiniz, benim bildiğim kadarı ile toptan bir dönüşüm hedefliyor, belirli bir grup yahut zümreyi hedef almıyor. İnsanlığın örgütlenme biçimini , doğa ile etkileşim biçimini değiştirmeyi hedefliyor.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Kapitalizmin yerine ne geleceği, küresel efendiler tarafından planlanmış durumda. "Venüs Projesi" ile, para bazlı ekonomik sitemden kaynak bazlı ekonomik sisteme geçilecek. Kurulacak yeni ultra modern şehirlerde, elitler bugünden çok daha mükemmel koşullarda yaşayacaklar. "Köle çoğunluk" ise, eğer sağ kalabilirlerse, bu şehirlerin dışında yaşamak, daha doğrusu ölmemek için mücadele verecek.

Ne demek köle çoğunluk,sağ kalabilmek,ölmemek için mücadele etmek...Bu çok uçuk bir fikir.Bu köle kesim hayatta kalamazsa o zaman tarlada çapa yapma işini burjuvanın çıkarttıkları mı yapacak.Sizin bu bahsettiğiniz bilim kurgu gibi bir şey.Bu kaynak bazlı sistem dediğiniz insan öğüten bir makine mi.nedir?
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Ne demek köle çoğunluk,sağ kalabilmek,ölmemek için mücadele etmek...Bu çok uçuk bir fikir.Bu köle kesim hayatta kalamazsa o zaman tarlada çapa yapma işini burjuvanın çıkarttıkları mı yapacak.Sizin bu bahsettiğiniz bilim kurgu gibi bir şey.Bu kaynak bazlı sistem dediğiniz insan öğüten bir makine mi.nedir?

Burada da dediğim gibi bu efendilerin iradeleri abartılmış ...ikincisi Venüs projesi dediğiniz, benim bildiğim kadarı ile toptan bir dönüşüm hedefliyor, belirli bir grup yahut zümreyi hedef almıyor. İnsanlığın örgütlenme biçimini , doğa ile etkileşim biçimini değiştirmeyi hedefliyor.
Venüs Projesi'ni iyi inceleyin. Aktvist kolu olan Zeitgeist hareketi,küresel çete ile dirsek teması halindedir. Bu gerçeği gören, hareketin Türkiye sorumlusu Oğuzhan Turgay Özdemir hareketten ayrıldı. Facebook'ta kendisi ile yazıştım bile... Sadece sahnedeki oyunu izlemeyin. Sahne arkasını da araştırın.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Soygunun resmi..[video=youtube;NHDYgtkfU9Q]http://www.youtube.com/watch?v=NHDYgtkfU9Q&feature=player_detailpage[/video]
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Venüs Projesi'ni iyi inceleyin. Aktvist kolu olan Zeitgeist hareketi,küresel çete ile dirsek teması halindedir. Bu gerçeği gören, hareketin Türkiye sorumlusu Oğuzhan Turgay Özdemir hareketten ayrıldı. Facebook'ta kendisi ile yazıştım bile... Sadece sahnedeki oyunu izlemeyin. Sahne arkasını da araştırın.

Biraz somut olsak...Mesela hangi çeteler ile nasıl bir temas?
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Ben tüm alanlarda eşitliği savunanlarla tanışana kadar kendime hayalperest derdim. Odak noktalarını atlıyorlar ve bunun farkında değiller. Bu sistem afedersiniz çiftlik domuzlarının üstüne kurulmuyor. Herkese eşit yemek herkese eşit para falan hayal bunlar. Marksist komünistler şu noktayı nasıl atlıyorlar şaşıyorum : diyalektiği ayakta tutan şey eşitsizliktir. Diyalektiği matematiğe dökelim... Sonuçta matematik de maddesel dünyada 'keşfedilen' bir düzen belirtisi. Tezi pozitif antitezi ise negatif algılayalım. Bir olayın olması için iki taraftan birisi baskın olmalı. Diyelim ki tez 5 değerinde olsun antitez de e değerinde. Ortaya 2 değerinde bir olay çıktı. Diyelim ki tez 4 değerinde antitez de 4 değerinde. Sonuç 0. Olay gerçekleşmedi. Merkezinizde eşitsizlik var hala katı eşitlikten bahsedip insanları kısıtlıyorsunuz. Ayrıca tam eşitlik halinde kendimiz olamazsınız. Olmanız istenilen kişi olursunuz. Ilk bölümde 'hayvan çiftliği'nden bahsedilmiş. Farklı olacağımızı düşünüyorsanız yanılırsınız.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Soyle bir soru soralim.

Kolelik, ozel mulkiyet ve insanoglu dahil maddenin; metaya, ve alinip satilan mala donusmesi her turlu etik deger, veri ve tabu, ideolojiler, inancsallar, dogrular, iyiler sistem ve duzenin olusturulmasi ve somutlastirilmasi v.s.; fizigin/biyolojinin/evrimin bir urunumudur, yoksa zihniyetin, dusuncenin, aklin fikrin v.s. bir urunumudur?
hiç biri... bütün bu saydıklarınız, insanın, toplumsal emek süreciyle geliştirdiği üretici güçlerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak (yani bu düzeye uygun olarak) ortaya çıkan, üretim tarzı ve onun özgül üretim ilişkileri tarafından belirlenir... eğer kızmazsanız, alt-yapının fonksiyonlarıdır... diyeceğim...
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Bunlar süreçtir. Tek bir şeyin ürünüdür denemez. Örneğin bir ideoloji, düşünce ve tecrübe sonucu oluşur. Ayrıca her şeyi işçi sınıfının ürünü olarak görmeyin. Ilk filozoflar döneminin burjuvasını oluşturuyorlardı.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Bunlar süreçtir. Tek bir şeyin ürünüdür denemez. Örneğin bir ideoloji, düşünce ve tecrübe sonucu oluşur. Ayrıca her şeyi işçi sınıfının ürünü olarak görmeyin. Ilk filozoflar döneminin burjuvasını oluşturuyorlardı.

elbette yalnızca mesajıyla eleştiri üreten genç arkadaşaların değil, onlara teşekkürüyle katılanların da, heyacanını ve kendilerini gösterme çabalarını anlayışla karşılamalıyız... ama ne yazık ki belirtmek zorundayım, alıntıladığım mesaj, kavramların anlamlarını öğrenme sabrı bile gösteremeyen, gereğinden fazla heyecanlı ve gereğinden fazla atak bir arkadaşımıza aittir... yalnız okul değil, hayat da öğreticidir; ama bu kadar genç yaşta/ bu kadar çabuk öğretememiş olabilir....
 

ideaswonderland

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Ortalamaya göre oldukça genç birisiyim evet. Ayrıca oldukça heyecanlı olduğumu da kabul ediyorum. Ancak fikirlerimi paylaşmanın ve eleştiri yapmamın ne zamandan beridir ataklık ve kendini gösterme çabası olarak nitelendirildiğini kavrayabilmiş değilim. Tabi yaşça daha büyük olanlar bunu benden daha önce kararlaştırmış olabilirler. Bu kısımdan 'öncesi' doğal olarak söz hakkımın olmadığı bir dönem. Hazır bu olaya girmişken şu okul meselesine de bi el atalım. Bir sayısal öğrencisi olarak sadece 3. sınıfta haftada 2 ders saati felsefe gördük. Alanımızla ilgili olsa gerek siyaset felsefesini 2 ders saatinde varlık felsefesini de 3 ders saatinde bitirdik. Tabi bu bitirme mevzusu 'muhteşem yüzyıl' eleştirilerinden fırsat bulundukça yapılan bir şeydi. Yani ben okuldan hiçbir şey öğrenmedim. Hatta muhteşem bir kibirle söyleyebilirim ki hocamıza bazı şeyler öğrettim. Hayatın öğreticiliğini asla reddetmem. Ancak belirteyim, sizler benim daha çok geride olduğumu düşünseniz de her şey yaşla bitmiyor. Tecrübe büyük oranda yaşa bağlı değil. Tabi muhteşem tecrübeli insanlar var, olmak zorunda. Bu yüzden tecrübe konusunda yazdıklarımı kişisel bir mesele yerine dönemsel bir mevzu olarak değerlendirmeniz daha faydalı olacaktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst