Kadınlar ve Felsefe

Aslında felsefe dedim ama biraz olayı genişletmek istiyorum,

Niye kadınların felsefeye ilgisi azdır? Neden kadınların sayısal alanlara ilgisi azdır? Tarihte çıkmış kadın filozof sayısını da örnek verebilirim ama benim tarihle falan işim olmaz, ben kendi gözümün gördüğü yer üzerinden gözlem yaparım.

Girdiğim bir çok forumda ve gerçek hayatta karşılaştığım kadınlar arasında felsefe alanına ilgi çok düşük. Bu forumda kadınlar olduğunu biliyorum ama ben genele vurduğumuzda sayının neden düşük olduğunu sorguluyorum.

Ben en pısırık gözüken kadının bile iradesine ve zekasına önem veriyorum. İsteseler felsefe ve sayısal alanda EN AZ erkekler kadar başarılı olabilirlerdi.

Ama bunu bilinçli olarak tercih etmediler, oysa ki instagram gibi bir platforma tüm kadınlar koşarak gittiler.

Forumdaki kadınların katılımını bekliyorum ve onların ağzından bunların sebeplerini duymak isterim.

konu başlığı yanlış olmuş, islam ülkelerinde neden? kadın felsefeciler yetişmiyor olucaktı,gelişmiş ülkelerde hatta afrika ülkelrinde bile dinsiz toplumlarda kadınlar çok zekidir, aynı zamandada
felsefe üzerine çalışmalar yapmıştır, özellikle arap ülkelerinde, kadınlar 2 . sınıf olduğu için
ve altyapı olmadığı için kadınlar gelişmemiştir, bunun en büyük nednide islam ülkelerinde
bu tarz eylemler yasaklanmıştır, hatta idam cezası vardır.
şeriat hukukunda kadınlar köledir, söz sahibi olmaları anlamsizdir.
kadınlar sex kölesidir, eğer kadın kendi başına felsefe eğitimi aldığı saptanırsa kırbaçlanır.
biz boşuna eleştirmiyoruz, müslümanların işine gelince zina günahtır ama cennette zina
helaldir, diyen bir ayete inanmaları herşeyi açıklıyor sanırım.

tarihte görmezden gelinen hristiyan kadın felsefeciler vardır, ama bir tane müslüman felsefeci yoktur. nedenını çok net açıkladık.

ANTİK ÇAĞ –
1. Krotonlu Theano (M.Ö 600)
Antik Çağ’ın biline ilk kadın filozofu Krotonlu Theano’udur. M.Ö. 600-550 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.

Kendisi Pythagoras’ın (Pisagor) eşi, öğrencisi ve ilk takipçilerinden biridir. Matematik, geometri ve felsefe ile uğraşmıştır. Eşinin ölümünden ardından Pythagoras Okulu’nu yönetmiş ve kız öğrencilere ders vermiştir.

Theano diğer Pythagorasçılar gibi evrenin sayılardan kurulduğunu öne sürmüş, matematik ve müziğe önem vermiş ayrıca reenkarnasyon öğretisini savunmuştur.

2. Miletli Aspasia (M.Ö 470 – 400)
Antik Çağ’da ele alabileceğimiz diğer bir düşünür Miletli Aspasia’dır. Sokrates’in kendisinden ders aldığı ve felsefe ve retorik bilgisinin çok derin olduğu söylenmektedir.

Hem Platon’un hem de Aristophanes ve Xenophon’un eserlerinde kendisinden söz edilmektedir.

Devlet adamı olan Perikles’in partneri olmasının yanı sıra kimi tarihçiler Aspasia’nın genelev işlettiğini ve aynı zamanda fahişelik yaptığını belirtmişlerdir.

3. İskenderiyeli Hypatia (M.S 350 – 415)
Antik Çağ’ın en meşhur kadın düşünürü İskenderiyeli Hypatia’dır. Filozof, gökbilimci, matematikçidir.



Bir Pagan olan Hypatia, günümüze kadar ulaşmış olan sayılı kaynaktan biri olan Yunan tarihçi Socrates Scholasticus’un “Historia Ecclesiastica” adlı eserine göre, İskenderiye’nin en önemli iki figürü olan, İskenderiye Valisi Orestes ile İskenderiye piskoposu Cyril arasında anlaşmazlıklara sebebiyet verdiği ve politik işlere karıştığı gerekçesi ile 415 yılında Kıptî Hristiyan bir çete tarafından taşlanarak öldürülmüştür.

genelde bu felsefciler roma çagında yaşamış yünanlı filozoflardır..
düşünün hypatia bile o dönemlerde yaşamış romalı bir felsefecidir. yani islam topraklarında bile yaşıyan hristiyan pagan karışımı avrupalı lejyonerdir.. enteresam değilmi??
bir tane müslüman felsefeci yok..

bu felsefeciler genelde yünanlılardan çıkar, yünan ırkı sayessindede dünyaya yayılmış idolojiler
sayesınde müslüman bilim adamları bile onlardan ilham almıştır ibni sina ve diğerleri ..
frabii..... hatta ömer hayyam bile...
müslüman ianncının mantıgı bu, gelişmek ve geliştirmek yerine sabit bir kitapa tapmak
o kitabı ezberledinizmi? hafiz oldunuz gitti. sonra sistediğiniz soytarılıgı yapın helaldir derler.

işte en kritik! noktaya geldik peki!! bu kadınların suçumu? yoksa islamın katı kurallarının sonucumu?
herşey ortada zerre kadar aklınız varsa anladığınızı düşünüyorum.

şu forumda islamda kadının yeri ve değeri diye bir konu başlığı açsam inanın
sert eleştirilere maruz kalırım.

benim anlamadığım şu sizin allahınız bu adama madem ceza vericek ( bu adam bir kıza tecavüz etmiş)cehennemde yanıcak o zaman neden? ölen erkeklere 15 yaşında çıtır huriler veriyor 72 adet..bunun mantıgı nedir?

kahin bi sus ya 5 mesaj birden attın.

ben konuyu açarken din konuşmak için açmadım, sadece kadın üyelerin yorumunu merak ettim. Pes ya.

cagri' Alıntı:

Aslında felsefe dedim ama biraz olayı genişletmek istiyorum,

Niye kadınların felsefeye ilgisi azdır? Neden kadınların sayısal alanlara ilgisi azdır? Tarihte çıkmış kadın filozof sayısını da örnek verebilirim ama benim tarihle falan işim olmaz, ben kendi gözümün gördüğü yer üzerinden gözlem yaparım.

Girdiğim bir çok forumda ve gerçek hayatta karşılaştığım kadınlar arasında felsefe alanına ilgi çok düşük. Bu forumda kadınlar olduğunu biliyorum ama ben genele vurduğumuzda sayının neden düşük olduğunu sorguluyorum.

Ben en pısırık gözüken kadının bile iradesine ve zekasına önem veriyorum. İsteseler felsefe ve sayısal alanda EN AZ erkekler kadar başarılı olabilirlerdi.

Ama bunu bilinçli olarak tercih etmediler, oysa ki instagram gibi bir platforma tüm kadınlar koşarak gittiler.

Forumdaki kadınların katılımını bekliyorum ve onların ağzından bunların sebeplerini duymak isterim.

Genişletmek için tıkla ...

Bu konu daha önce de birçok kez konuşulmuş olsa da ,şu an ki yaklaşım içerdiği samimiyet ile birtakım açıklamaları hakediyor

Felsefeyi; tanımsal bilgilerle öğrenmektense,bizzat düşünsel olarak hayata entegre ettikleri için,olgun bir filozofun erdiği son nokta olarak''bilen söylemez,söyleyen bilmez''kalıbında olduklarını düşünüyorum.
Bir kadın yaratımsal olarak daha nobran,hoyrat bir erk iradenin içinde varolmaya,baş göstermeye güç yetirebiliyorsa zaten ziyadesiyle çözümleme yapmış ve neden sonuçlarıyla bir hayat alanı oluşturacak huzura ermiştir.Felsefe den beklenen daha nedir ki?
Artık zaman yüzeysel,pikselsel ,şekilsel gösterilerin zamanı,zamanına ayak uydurabilecekler mutlu olurlar,felsefeden (verdiği sonsuz huzursuzluk dışında )beklenen mutluluk dışında nedir ki?

Hadi şu klişeyi de anmadan geçmeyeyim,toplum onların bir hipotez üretmesini sağlayacak boş vakit verdi mi kadına,beşikten tabuta hep çekip çeviren olmadı mı kadın,evi,çocukları,işi,aileyi,hayatı,odayı,mutfağı,düşünme fırsatı bulan erkekler birkaç laf ettiler,onları da erkekler dinledi ve beğendiler.En pısırık görünen kadın bile en az erkekler kadar zeki ve yetenekliydi ve bu yüzden sayısal ve düşünsel yeteneklerin erkek egemeninde insanı köşkte yaşatmayacağını farkettiler,

derim ben.

Felsefenin temellerinden biri yaratıcılıktır. Fakat buradaki yaratıcılık üstüne koyma, birikme, sürdürme şeklindedir.

Felsefenin yanında bahsettiğiniz siyaset de ideoloji birikimidir. Çünkü siyasal örgütlenmeler bir temel üzerinden beslenmek zorundadır.

Bunu feedback mekanizması ile beslemenin de üzerinde bir konuma koyabilen geri yönlü etkiler ve sonucu alınan ileri yönlü tepkiler oluşturur. Burada daha karmaşık bir ilişki söz konusudur. Atıf yapılan zamanlar kısa değil uzundur.



Sebebini bilmiyorum. Fakat kadınlarda birikimciliğin gelişmediğini söylebilirim. Tekrar ediyorum yaratıcılık değil geriye dönük etki ileriye dönük tepki birikimciliği.



Bu soruya verilebilecek olası cevaplar için temel niteliğindedir.

Güzel peki,bu( birikimcilik) kadının hayatında ne kadar var ya da yok,hangi sonuclara bakarak karar verebiliyoruz.
(araya iki üç bağyan arkadasta bişeyler yazaydı keske)

meyelan' Alıntı:

Güzel peki,bu( birikimcilik) kadının hayatında ne kadar var ya da yok,hangi sonuclara bakarak karar verebiliyoruz.
(araya iki üç bağyan arkadasta bişeyler yazaydı keske)

Genişletmek için tıkla ...

Azizim, sistematik birikimciliğin birinci şartı eylem/hareket ve ikinci şartı ödevleştirme/sorumluluklaştırmadır.



Tam burada, daha temel ayırımda, kadın ve erkeğin şu yönde ayrıştığını görüyoruz:

Erkek için ilk şart olumlu ikinci şart olumsuz.

Kadın için ilk şart olumsuz ikinci şart olumlu.



Aile içindeki oynanan rolleri ele alalım.

Baba işe gider: İlk eylem başarılı.

Baba işten çıkar: İlk eylem durağan, başarısız değil (Yeni bir iş bulana kadar.)

Anne ev ile ilgilenir: İkinci eylem başarılı.

Anne ev ile "sürekli" ilgilenir: İkinci eylemin teyiti.



Bu gibi sosyokültürel veriler büyük ölçüde değişkenlik göstermez. Formu değişebilir, belirtelim.



Gelgelelim felsefe ve siyaset bir ayrıcalıktır. Bunlarla ilgilenen kişiler hem ilk şart hem de ikinci şart gerçekleştirebildiği sürece tuğlanın üstüne tuğla koyar.

Bundan hareketle şartlarından birinde gözle görülür ya da görülmez bir sakatlık olan filozofun felsefesi, siyasetçinin ideolijisi dinlenmez.

Babanın işe gitmesi eylemi,başarilı birinci eylem;demişiz.Şöyle mi açayım anlamak için.Bir birikim( eğitim,kültür,vs sosyal donanımlar kazanıp)yapıp baba işe gider.Yeni bir değer üretmeye devam eder.Yani bir backround vardır.Akşam işten sonra yorgunum deyip hiç bir extra göreve yanaşmaz ve sabah yine 16 yılda yaptığı birikimin tuğlalarını yerdeğiştirir devam eder.Tuğla ocağına dönüp ateşin önünde yeni tuğlalarla uğraşmak istemez.
Kadın da adam işe gittikten sonra "ev hanımlığı denen bilumum iş "durağanlığında dönüp durur ve ne tuğlayı piriketten ayıracak fikir sahibidir,ne de tuğla ocağını çay ocağından ayiracak bir düşsel fanzin kurgusu.Dolayısıyla bırakalım felsefe ve siyaset dünyasında oluo bitenleri güncel politik haberleri bile tolere edecek zihni mücadeleye sahip değildir.
Bu sabah bi yargı bi öfke var üstümde hayrolsun.

Kadınlar; günlük olaylar ve dünyevi ilişkiler/kaygılarla o kadar ilgililer ki sanırım varoluşsal kaygılara odaklanamıyorlar..

evet, görüyorlar ancak odaklanamıyorlar gibi..

bilgi birikim olarak oldukça iyi seviyede kadınlar biliyorum.. siz konuşursanız varoluş üzerine konuşurlar..aha dersiniz dünyanın ve olayların farkında..ama sanki umrunda değil, duyguları derin değil, veya dediğim gibi odaklanamıyor..

bilmiyorum..ama bizi de geri çekiyorlar sanki..günlük olaylar,ilişkiler ve kaygılarla o kadar ilgililer ki bizi de alıkoyuyorlar ..

dip not: bu yazdıklarım çevremdeki kadınları tanıdığım kadar,anlayabildiğim kadar ve aklımın yettiği ve empati yapabildiğim kadarı ile sınırlıdır..

ls2' Alıntı:

Kadınlar; günlük olaylar ve dünyevi ilişkiler/kaygılarla o kadar ilgililer ki sanırım varoluşsal kaygılara odaklanamıyorlar..

evet, görüyorlar ancak odaklanamıyorlar gibi..

bilgi birikim olarak oldukça iyi seviyede kadınlar biliyorum.. siz konuşursanız varoluş üzerine konuşurlar..aha dersiniz dünyanın ve olayların farkında..ama sanki umrunda değil, duyguları derin değil, veya dediğim gibi odaklanamıyor..

bilmiyorum..ama bizi de geri çekiyorlar sanki..günlük olaylar,ilişkiler ve kaygılarla o kadar ilgililer ki bizi de alıkoyuyorlar ..

dip not: bu yazdıklarım çevremdeki kadınları tanıdığım kadar,anlayabildiğim kadar ve aklımın yettiği ve empati yapabildiğim kadarı ile sınırlıdır..

Genişletmek için tıkla ...

Eşitlikçi bir görev dağılımı olsaydı belki,oturup düşüneyim biraz bari der ve varoluşsal açmazlara kafa yorabilirlerdi.Fırsat eşitsizliğinin altını kalın çizgilerle çiziyorum.
Dipnotun altına imzamı atarım.

sayın [MENTION=6483]cagri[/MENTION] bi zahmet araya bi fikir filan mı ekleseniz

meyelan' Alıntı:

sayın [MENTION=6483]cagri[/MENTION] bi zahmet araya bi fikir filan mı ekleseniz

Genişletmek için tıkla ...

Ben başlıkta ls2 nin yazdıkları haricinde diğer mesajları anlamadım Ben en karmaşık düşünceleri bile basitleştirerek, basit bir dille yazan bir insanım. Sizin yazdıklarınıza katkı yapamayacağım.

Kadınların neden felsefeyle ilgilenmediklerini aslında biliyorum ama burda benim için önemli olan bir kadının ağzından bunları duymaktı.

Varoluşa kafa yor, harika bir filozof ol, ya da inanılmaz bir gitar virtüözü ol , ya da harika bir teknolojik buluş yap. Erkeksin diyelim, sonuçta gidip yine güzel bir kadına bakıyorsun.

Kadın ne yapıyor, haliyle gidip güzelliğine kafa yoruyor. Sayısal işleri ve varoluş sancısını erkeklere bırakıyor. Instagram kadınların güzelliklerini ortaya koydukları bir yerdir, bu yüzden tüm kadınlar koşarak instagrama gitti.

...ve fakat bir kadın bile bu başlık için iki kelam etmedi,instoşa koyabilecek malzeme yok burada çünkü..eyvallah ..

Bunun nedeni; kadının hem kadın hem de düşünen bir varlık olarak insanlık tarihi boyunca hep ezilmiş baskı altında tutulmuş olması.

Faydalı bir konu olmuş fikri olan var mı?