Kadına Şiddet Konusunda Sizce Hangi Taraf haklı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Ümit Zafer Bağcı tarafından oluşturulan Kadına Şiddet Konusunda Sizce Hangi Taraf haklı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,782 kez görüntülenmiş, 36 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Kadına Şiddet Konusunda Sizce Hangi Taraf haklı?
Konbuyu başlatan Ümit Zafer Bağcı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Ben seni sadece Allah yarattı diye, onun bir kulun olduğun halde onu görmezden geliyorsun belki ön yargılarını kırıpta şu saçma evrim bataklığından çıkarsın diye muhatap alıyorum. Sorduğum hiçbir soruya mantıklı cevap veremiyorsunuz. Ordan burdan sitelerden bulduklarınız ise bilimle hiç örtüşmüyor. Benim garip bir huyum var, başka insanlarıda nedense çok önemserim. Ya bırak ne hali varsa diyemiyorum. Zaten sana birşey kabullendirme amacında değilim. Sadece felsefe yapıyoruz ama birşeyler senin zoruna gidiyor. Anlamadım bende. Yazdıklarımızın hepsini en baştan oku bak hangi soruna cevap vermedim, üstelik bazı cevaplarıma saçma dedin onlarıda paylaş bir daha açıklayayım. Ama sen hiç cevap vermiyorsun, şu evrimi savunuyorsan eğer bence onu tanımış biri olarak savun. Evrimi tanımadan savunma. Bilmiyorum onu savunmakla birşey mi elde ediyorsun ama hadi neyse. Ben felsefeme devam edeyim.
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Günümüzde kadına şiddet bir etiket haline geldi ve günah keçisi ilan edildi.

Kadına şiddet,erkeğe şiddet,hayvana şiddet hep birdir aslında.Hepsi de şiddettir.

Öncelikle şiddet aslında bir ezilme ya da haksızlığın sonucu olabilir.O anda yapılabilecek herhangi bir şey kalmadığında başvurulan son çare diyebiliriz.Peki ya bu son çareye başvurtacak kadar neler yaşanabilir?

İnsanların hayatları çeşitlidir.Hemen hemen her anımızda bizi son çareye başvurtacak olaylar olabilir.Bu normaldir.Karşıdaki bizden fikren üstün olduğunda ya da bir konu hakkında haklı taraf olduğunda kendimizi yenilmiş ve kaybetmiş olarak hisseder ve fikrimizi ya da kendimizi çeşitli yollarla kabul ettirmeye,teyit ettirmeye çalışırız.Şiddet de bu yollardan biridir.

İşte aslında şiddet basit bir kazanma/kaybetme sonrasında başvurulan bir eylem.Hayatta kazanma da olabilir kaybetme de.Önemli olan bu oyunu hilesiz oynayabilmek.
 

Celebhol

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2016
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Türkiye'deki bir felsefe forumunda böyle konular görmek beni şaşırtmıyor. Gerçek çok bariz değil mi? Tabii ki de her zaman şiddete uğrayan haksızdır. Haksız olmasa şiddete uğramazdı. Bilindiği üzere, zorbalar ve despotlar her zaman haklı sebeplerle donanmıştır. Hitler, Stalin, Mao vb. tarafından öldürülen kişilerin hepsi de, bunları hak etmiştir. Hatta hayatında hiç şiddet uygulamamış insan, haksızların en büyüğüdür ve acilen dövülmelidir. Güzel bir sopanın çözemeyeceği hiç bir sorun yoktur. Karınız sizin barzo olduğunuzu mu düşünüyor? Ağzının ortasına oturtun bakalım, bir daha bunu dile getirebiliyor mu. Ya da hayatınız çok monoton ve bu sizi sıkıyor mu? Her sabah, çoluğu çocuğu şöyle bir dövün ve ferahlatıcı etkiyi yaşayın. Kafa pasparlak olsun, güne öyle başlayın.

Oo bir de anti-evrim tartışması dönmüş. Absürdizm akımı burada çok güzel çiçek vermiş. Çayları çekip geliyorum.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu başlığı açan üyemiz çok genç bir üyeydi, yaşı itibari ile görüşleri de ortada fakat bu güzel bir örnek aslında bu fikre sahip gençlerimiz var ve zamanla yanıldıklarını anlayacaklarını umuyoruz. Yetersiz araştırma, kulaktan dolma bilgiler ile yaşayan kitlelere güzel bir örnek teşkil etmiş. Felsefe formunda seviye düşürülmeden her konu tartışılabilmeli bence çünkü özgür bir platformdan bahsediyoruz. Küfür ve hakaret olmadıkça kişiler her konuyu açabilmelidir.
http://www.felsefe.net/serbest-kursu/1632-islamiyette-kadinlar-dovulebilir-mi.html

Şiddetin her türlüsüne sonuna kadar karşıyız, haklı bir taraf aramaya gerek bile yoktur. Şiddet gösteren taraf acizdir ve iletişim kabiliyeti yoktur, kendini ancak bu şekilde ifade edebildiğini sanmaktadır ancak zavallı bir duruma düştüğünün idrakinde de değildir.
İşkence, dayak, sözlü şiddet hepsi ruhsal bir çalkantıya işaret eder ve şiddetin büyüğü küçüğü olmaz, bağırmak bile çok büyük şiddettir.
 
Son düzenleme:

Celebhol

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2016
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu başlığı açan üyemiz çok genç bir üyeydi, yaşı itibari ile görüşleri de ortada fakat bu güzel bir örnek aslında bu fikre sahip gençlerimiz var ve zamanla yanıldıklarını anlayacaklarını umuyoruz. Yetersiz araştırma, kulaktan dolma bilgiler ile yaşayan kitlelere güzel bir örnek teşkil etmiş. Felsefe formunda seviye düşürülmeden her konu tartışılabilmeli bence çünkü özgür bir platformdan bahsediyoruz. Küfür ve hakaret olmadıkça kişiler her konuyu açabilmelidir.
http://www.felsefe.net/serbest-kursu/1632-islamiyette-kadinlar-dovulebilir-mi.html

Şiddetin her türlüsüne sonuna kadar karşıyız, haklı bir taraf aramaya gerek bile yoktur. Şiddet gösteren taraf acizdir ve iletişim kabiliyeti yoktur, kendini ancak bu şekilde ifade edebildiğini sanmaktadır ancak zavallı bir duruma düştüğünün idrakinde de değildir.
İşkence, dayak, sözlü şiddet hepsi ruhsal bir çalkantıya işaret eder ve şiddetin büyüğü küçüğü olmaz, bağırmak bile çok büyük şiddettir.
Eh, bunların tartışılması gerektiği konusunda haklısınız. İnsan, bu şekilde doğruyu görebilir. Ancak, Türkiye'nin en büyük felsefe sitesinde bu ve benzeri konular görmek, seviyenin ne derecede olduğunu da gösteriyor. Şöyle diyeyim; ben, Mars'a gitmenin yollarının tartışılacağı bir yer beklerken, daha pusulayı yeni icat eden bir yer buldum. Buradan daha komplike felsefi tartışmalar yapılabilen bir anime forumu hatırlıyorum. Tikel bir örnek olsaydı böyle demezdim zaten ama değil.
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Kadına şiddet konusunda haklılık yoktur.Ancak mağdurların kadınlar olduğu kesindir.



Kadın kavramının günümüzde şiddetle yanyana gelmesi o kadar vahim ki...

Ancak kadınların boş durmaması,bir arada ve bütün olarak durması lazım.Ancak bunu feminizm denen ve kadınların toplum içinde yaşadıkları eziyetlerden beslenip,erkeklere farazi bir savaş açarak zaten acı bir görünüme sahip tabloya bir kaç fırça darbesi vuran leş ve çöplük ideolojik bir akımla değil;samimi ve içten bir şekilde bir kadının ihtiyaç duyduğu en temel hissi,güven hissini,birbirlerine vermeleri suretiyle gerçekleştirmeleri lazım.

Evli-bekar,genç-yaşlı,güzel-çirkin değil mesele.Eğer yanlış bir durum hukuken önlenemiyorsa ki günümüzde bu konu önlenemiyor,artık sorun kemikleşmiştir.

Bu kadar derin bir sorun varken ortada "Ben evliyim." "Ben bekarım." gibi maddi gerekçelerle bu sorundan kaçmasın kadınlar.Bir kadın tokat yediğinde,acısını bin kadın hissetsin.

Çünkü kadın yapar.Yaptı da.



Kalk kadın!Elde ettiğin her şey kendin için.Bu hayatta var olduğunu ispatlamak için karşı cinsinle boşuna ve kuru kuruya savaşma.İlla bu gerçeği ispatlamak istiyorsan çalış,üret ve değer kat.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kadına şiddet konusunda yol almamız için öncelikle, kadınları zavallı bir mal gibi gören hastalıklı zihniyetlerin tedavi edilmesi gerekiyor. Kendinden güçsüze yönelen zaten aciz bir yaratıktır, insan olarak bile değerlendirilemez. Kadınlar da bu şiddet karşısında tavrını koymalı, katlanmanın bir seçenek olmadığını anlamalıdır. Anne şiddete katlanırsa, kız çocuğu da katlanıyor ve sonra eşinden gördüğüne de katlanmak zorunda kalıyor.

Uzaktan tanıdığım bir bayan var, bir kaç sefer kollarında morluk gördüm ve çok samimi olmadığım için soramadım fakat anladığım o ki, eşi dövüyor. Kadının iş yeri var, evi var ve bu adam ikinci eşi, neden dayanıyor bu eziyete diye düşünürken, bir ara yolda denk geldik. Cesaretimi toplayıp, "Kollarınıza ne oldu böyle?" dedim. Gözleri doldu, "Eşim ile sorunlarım var fakat ikinci evliliğim olduğu için ailem sakın boşanma." diye baskı yapıyor, dedi. "İkinci kez boşanacaksın, dul bir bayan olmaktansa başında bir kocan olsun." gibi saçma bir düşünce ile ailesi boşanmasına karşı çıkıyormuş. Bu kadın ekonomik özgürlüğü olduğu halde bu eziyete aile ve toplum baskısı sebebi ile katlanmaya çalışıyor çünkü boşanmış bayana kötü gözle bakan, ruh sağlığı bozuk tipler halen her yerdeler. O adamın derdi ne peki, eşini dövecek kadar nefret ediyorsan niye halen o evdesin? Kadın da sessiz kaldıkça ve ailesinden destek göremedikçe adam her geçen gün daha fazlası ile geliyor, umarım sonu felaket olmaz.
 
Son düzenleme:

muratkarahan

Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Tem 2010
Mesajlar
169
Tepkime puanı
4
Puanları
18
Yaş
30
Soru kökünden farklı şeyler konuşmak iyi olacaktır. Çünkü kadına şiddet deyip haklılık sorgulaması yapmak bir şeyleri meşrulaştırmanın yolunu açmak işlevi görebilmektedir. Kadına şiddeti olayları parçalayarak inceleyerek değil ataerkil yapının varlığını kabul edip ekonomi politik ve sosyolojik gerçekleri ortaya koyarak incelemek gerekmektedir. Karşı tepkinin yolu örgütlenmekten geçmektedir. Toplumsal farklılıklarıda gözeterek kadının cinsiyet rolleri ve toplumdaki konumu üzerine düşünmek ve örgütlülük çerçevesinde dönüşümlere neden olabilmek önem arz etmektedir. Doğumdan itibaren öğretilen tüm cinsiyet kodlarına bu açıdan yaklaşılmalı diye düşünüyorum.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Şiddet uygulayan taraf. Çünkü en eski ve insan hayalleriyle oluşmamış kendiliğinden gelişmiş olan doğa kanunlarında güçlü olan haklıdır. Günümüz ahlaki değerlerinde ve buna bağlı olarak kanunlarda kadın haklı olabilir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Şiddet uygulayan taraf. Çünkü en eski ve insan hayalleriyle oluşmamış kendiliğinden gelişmiş olan doğa kanunlarında güçlü olan haklıdır. Günümüz ahlaki değerlerinde ve buna bağlı olarak kanunlarda kadın haklı olabilir.

Kim haklı, anlamadım yazdıklarınızı, biraz açar mısınız? Güçlü olan haklıdır derken ne demek istiyorsunuz? Aklıma bir de şu söz geldi: "Acımasız olanlar, güçsüz olanlardır."
 
Son düzenleme:

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Kim haklı, anlamadım yazdıklarınızı, biraz açar mısınız? Güçlü olan haklıdır derken ne demek istiyorsunuz? Aklıma bir de şu söz geldi: "Acımasız olanlar, güçsüz olanlardır."

Demek istediğim haklılık kişiden kişiye göre değişir. Şiddet uygulayan kişi kendisinin haklı olduğunu düşünür. Kendisine şiddet uygulanan kişi kendisinin haklı olduğunu düşünür. Bu duruma şahit olan kişi acır ve şiddet uygulananın haklı olduğunu düşünür,. Şahit olup, şiddet uygulayana düşünsel olarak kendisini yakın gören kişi şiddet uygulayanın haklı olduğunu düşünebilir. Kısacası ortada kesin bir haklılık durumu yoktur, sadece şiddet uygulayan ve şiddet uygulanan vardır.

Benim görüşümü sorarsanız kadına şiddet ve bunu meşru gören düşünce şu an yaşadığım çevrenin refah seviyesini olumsuz yönde etkiliyor bu yüzden herhangi bir şiddet olayına karşıyım. Ancak beni ilgilendirmeyen bir konuda kimin kime şiddet uyguladığı umrumda olmaz.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Demek istediğim haklılık kişiden kişiye göre değişir. Şiddet uygulayan kişi kendisinin haklı olduğunu düşünür. Kendisine şiddet uygulanan kişi kendisinin haklı olduğunu düşünür. Bu duruma şahit olan kişi acır ve şiddet uygulananın haklı olduğunu düşünür,. Şahit olup, şiddet uygulayana düşünsel olarak kendisini yakın gören kişi şiddet uygulayanın haklı olduğunu düşünebilir. Kısacası ortada kesin bir haklılık durumu yoktur, sadece şiddet uygulayan ve şiddet uygulanan vardır.

Benim görüşümü sorarsanız kadına şiddet ve bunu meşru gören düşünce şu an yaşadığım çevrenin refah seviyesini olumsuz yönde etkiliyor bu yüzden herhangi bir şiddet olayına karşıyım. Ancak beni ilgilendirmeyen bir konuda kimin kime şiddet uyguladığı umrumda olmaz.

Güçlülük ile haklılık arasında bir bağlantı kuramadım, kaldı ki doğada canlılar keyfi şiddet uygulamıyor, hayatta kalma mücadalesi içinde yaşanan bazı gerçekler var. İnsan ise aklını kullanmak sureti ile haklılık ve haksızlık konusunda ayrım yapabilir. Çocuğa şiddet uygulayan taraf da güçlü taraftır, bir ülkeyi işgal etmeye çalışan daha gelişmiş ülke de, fakat gerçekte haklı mıdır? Böyle bir kıyas yapılamaz.

Şiddet uygulayan kişi sağlıklı bir birey olamaz, kime uygularsa uygulasın kadın ya da erkek fark etmez.

Beni ilgilendirmeyen bir konuda da duyarlı bir insan olmayı seçerim çünkü görmezden gelmek vicdanımı rahatsız eder. Haklı mı haksız mı sorgulaması aslında başlığı açan kişinin hatalı yazımından kaynaklanıyor, kadına şiddet konusunda ortada sadece haksızlık vardır.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Güçlülük ile haklılık arasında bir bağlantı kuramadım, kaldı ki doğada canlılar keyfi şiddet uygulamıyor, hayatta kalma mücadalesi içinde yaşanan bazı gerçekler var. İnsan ise aklını kullanmak sureti ile haklılık ve haksızlık konusunda ayrım yapabilir. Çocuğa şiddet uygulayan taraf da güçlü taraftır, bir ülkeyi işgal etmeye çalışan daha gelişmiş ülke de, fakat gerçekte haklı mıdır? Böyle bir kıyas yapılamaz.

Şiddet uygulayan kişi sağlıklı bir birey olamaz, kime uygularsa uygulasın kadın ya da erkek fark etmez.

Beni ilgilendirmeyen bir konuda da duyarlı bir insan olmayı seçerim çünkü görmezden gelmek vicdanımı rahatsız eder. Haklı mı haksız mı sorgulaması aslında başlığı açan kişinin hatalı yazımından kaynaklanıyor, kadına şiddet konusunda ortada sadece haksızlık vardır.
Sen kendi ahlak kurallarına göre doğru olan hak kavramının bakış açısıyla bakıyorsun. Ben neyin neye göre haklı olduğuna değil hak denilen şeyin göreceli olduğunu ve belirli bir kitlenin ahlak kurallarının yargılarına indirgenemeyeceğini söylüyorum. Demek istediğim şiddet uygulayan ve uygulanan arasındaki haklılık durumu kişiden kişiye göre değişir ortadaki tek gerçek şiddet eylemidir. Bu şiddet eylemi doğru veya yanlış değildir çünkü
doğru veya yanlış görecelidir. Bu eylemin sonuçları sadece faydalı veya zararlı olabilir ki bu da toplumun tepkisiyle ölçülebilir.(Bu kısımda çoğunluğun ahlak kuralları doğrudan rol alıyor.)
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sen kendi ahlak kurallarına göre doğru olan hak kavramının bakış açısıyla bakıyorsun. Ben neyin neye göre haklı olduğuna değil hak denilen şeyin göreceli olduğunu ve belirli bir kitlenin ahlak kurallarının yargılarına indirgenemeyeceğini söylüyorum. Demek istediğim şiddet uygulayan ve uygulanan arasındaki haklılık durumu kişiden kişiye göre değişir ortadaki tek gerçek şiddet eylemidir. Bu şiddet eylemi doğru veya yanlış değildir çünkü
doğru veya yanlış görecelidir. Bu eylemin sonuçları sadece faydalı veya zararlı olabilir ki bu da toplumun tepkisiyle ölçülebilir.(Bu kısımda çoğunluğun ahlak kuralları doğrudan rol alıyor.)

Ahlaki olarak bakmıyorum aslında tam da en alt satırda belirttiğiniz üzere, zararları kısmına odaklanıyorum. Doğru ve yanlış göreceli kavramlar olabilir fakat kadına şiddet konusunda güçler eşit olmadığına göre ve taraflardan birinin haksızlık yaptığı, o tarafın da erkek olduğu ortada değil midir?

Şiddet eylemi tabii ki duruma göre değerlendirilir fakat burada mağdur olan kadındır, ne yapmış olabilir ki bu şiddeti hak edecek? Savunma gücü bile yok. Örneklemeye çalıştığınız şiddet olaylarında genelde taraflar eşit koşullara sahip oluyor.

Ahlaki bir sorundan çok daha fazlası bana göre çünkü güçlünün, güçsüzü ezdiği bir tablo ile karşılaşıyoruz, ahlaki-ahlaksız ya da doğru-yanlış ayrımından öte, haksız bir durum.

Ahlak kurallarının insanda yarattığı baskı konusuna bir itirazım yok, toplum insanları olmadıkları birisi gibi rol yapmaya zorluyor çoğu zaman fakat bu kadına şiddet konusu, tüm din ve kurallardan bağımsız, insanlık meselesidir.

 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kadına şiddet ya da şiddet konusu doğal bir süreç olarak değerlendirilemez. Koşullara göre değişkenlik göstereceği konusunda hemfikiriz fakat bir kadın bir erkeğe ne yapıyor olabilir ki, bu aşağılayıcı durumu yaşamak zorunda kalsın?
Madem şiddet uygulayacak kadar kendini kaybediyor erkek, bu durumda bir daha o kadının yanına yaklaşmaması gerekmez mi? Şiddet uygulayan erkeklerin pişkin pişkin hiçbir şey olmamış ve sanki o kadının onuru hiç kırılmamış gibi davranmaya devam ediyor olmaları da, bana çok itici geliyor.

Ahlaki bir sorun değil çok daha rahatsızlık verici bir adaletsizlik var ortada. Şahsen ben de bazen çevremdeki tüm sorunlardan kendimi soyutlamak istiyorum fakat duyarsız yaşamak da insanı zamanla hissizleştirmeye başlıyor.

Bir önceki yorumlarımda bahsettiğim kadın gibi bazı kadınlar da, sırf "Toplum seni boşanmış bir kadın olarak rahat yaşatmaz." diye, bu çirkinliğe katlanmak zorunda kalıyor. Bazı kavramlar değişmeli, ayrımcı atasözleri-deyimler hiç kullanılmamalı, örneğin;
- Dişi köpek kuyruğunu sallamazsa erkek köpek gelmez.
- Eksik etek.
- Aptal şarışın.
- Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
- Tarlayı düz al, kadını kız al.
- Kızını dövmeyen, dizini döver.
- Evde kalmış kız kurusu.
- Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur.
- Kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya kaçar ya da zurnacıya.
- Ağustostan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez.
- Yeni öğrendiğim başka bir açıklama da, bir ilim insanından geldi, halen şoktayım; "Kadının gerçeği, bir erkeğin malı olmaktır."

Yazarken bile utanç duyduğum bu benzeri ifadelerin artık hiç kullanılmaması, bu zihniyette insanların da sağlıklı düşünen kişiler olmadığının anlaşılması gerekmektedir.

Aklımızı, yaşamı daha kaliteli ve özgürce yaşamaya odaklamalıyız fakat bunu yaparken birilerini aşağılamak, küçük düşürmek asla kabul edilemez.

Kadınlar da artık kendi haklarını savunacak kadar güçlü davranmalı ve bu zihniyetleri desteklememeli, bu tip erkeklerden uzak durmalıdır ki her geçen gün yaygınlaşmasınlar.
Çocuklarına eğitim verirken erkek çocuğu kız çocuğundan üstün görmemeli v.s

Ahlak kuralları adı altında dayatılan yanlışlara da sessiz kalınmamalı ve benimsenmemelidir.
 
Son düzenleme:

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Ahlaki olarak bakmıyorum aslında tam da en alt satırda belirttiğiniz üzere, zararları kısmına odaklanıyorum. Doğru ve yanlış göreceli kavramlar olabilir fakat kadına şiddet konusunda güçler eşit olmadığına göre ve taraflardan birinin haksızlık yaptığı, o tarafın da erkek olduğu ortada değil midir?

Şiddet eylemi tabii ki duruma göre değerlendirilir fakat burada mağdur olan kadındır, ne yapmış olabilir ki bu şiddeti hak edecek? Savunma gücü bile yok. Örneklemeye çalıştığınız şiddet olaylarında genelde taraflar eşit koşullara sahip oluyor.

Ahlaki bir sorundan çok daha fazlası bana göre çünkü güçlünün, güçsüzü ezdiği bir tablo ile karşılaşıyoruz, ahlaki-ahlaksız ya da doğru-yanlış ayrımından öte, haksız bir durum.

Ahlak kurallarının insanda yarattığı baskı konusuna bir itirazım yok, toplum insanları olmadıkları birisi gibi rol yapmaya zorluyor çoğu zaman fakat bu kadına şiddet konusu, tüm din ve kurallardan bağımsız, insanlık meselesidir.


Eğer yaşanan olaya bir kamera gibi bakarsak ortada sadece uygulanan şiddet ve bunun toplum üzerindeki sonuçları görürüz . Eğer olaya ahlak değerlerimizi de katarak bakarsak güçsüz ve aciz bir kadına acımasızca şiddet uygulayan kaba bir erkek görürüz.

Birinci bakış açımızda şiddet uygulayanın kendi ahlak değerlerinin şiddet uygulamasına müsaade ettiğini görebiliriz, bu yüzden bu adama haksız diyemeyiz çünkü adam haklı olduğu şeyi yaptığını düşünüyor. Tabii ki ortada şiddet uygulanan bir kadın vardır ve bu kadın toplumun bir parçasıdır, kadının fiili veya psikolojik olarak zarar görmesi toplumun da işleyişini bozacağı için bu bakış açısına göre kadına şiddet zararlı bir durumdur.

İkinci bakış açımızda olaya karşı vereceğimiz kararda doğrudan ahlaki değerlerimizi de göz önüne aldığımız için şiddet uygulayan kişinin kendi ahlaki değerlerini önemsemeden doğrudan ona haksız damgasını yapıştırırız. Kadına baktığımızda ise ortada büyük bir haksızlığa uğramış yardıma muhtaç bir şey görürüz artık bizim gözümüzde haklı odur.

Özetlenirse herhangi bir olaya kişiden kişiye göre değişen ahlaki değerleri katarak bakarsak bu toplumsal sorunun temeline inemeden verdiğimiz peşin hükümlerle yerimizde sayarız. Ancak olaya tarafsız olarak bakrsak şiddetin uygulanmasına müsaade eden ahlaki değerleri daha iyi inceleyebiliriz ve yaşadığımız topluma zarar veren bu sorunu çözebiliriz

Hak kavramını farklı algıladığımızı düşünüyorum. Benim için hak: kişiden kişiye göre değişen ahlak değerlerinin müsaade ettiği; yapılabilen, alınabilen vb. şeylerdir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Eğer yaşanan olaya bir kamera gibi bakarsak ortada sadece uygulanan şiddet ve bunun toplum üzerindeki sonuçları görürüz . Eğer olaya ahlak değerlerimizi de katarak bakarsak güçsüz ve aciz bir kadına acımasızca şiddet uygulayan kaba bir erkek görürüz.

Birinci bakış açımızda şiddet uygulayanın kendi ahlak değerlerinin şiddet uygulamasına müsaade ettiğini görebiliriz, bu yüzden bu adama haksız diyemeyiz çünkü adam haklı olduğu şeyi yaptığını düşünüyor. Tabii ki ortada şiddet uygulanan bir kadın vardır ve bu kadın toplumun bir parçasıdır, kadının fiili veya psikolojik olarak zarar görmesi toplumun da işleyişini bozacağı için bu bakış açısına göre kadına şiddet zararlı bir durumdur.

İkinci bakış açımızda olaya karşı vereceğimiz kararda doğrudan ahlaki değerlerimizi de göz önüne aldığımız için şiddet uygulayan kişinin kendi ahlaki değerlerini önemsemeden doğrudan ona haksız damgasını yapıştırırız. Kadına baktığımızda ise ortada büyük bir haksızlığa uğramış yardıma muhtaç bir şey görürüz artık bizim gözümüzde haklı odur.

Özetlenirse herhangi bir olaya kişiden kişiye göre değişen ahlaki değerleri katarak bakarsak bu toplumsal sorunun temeline inemeden verdiğimiz peşin hükümlerle yerimizde sayarız. Ancak olaya tarafsız olarak bakrsak şiddetin uygulanmasına müsaade eden ahlaki değerleri daha iyi inceleyebiliriz ve yaşadığımız topluma zarar veren bu sorunu çözebiliriz

Hak kavramını farklı algıladığımızı düşünüyorum. Benim için hak: kişiden kişiye göre değişen ahlak değerlerinin müsaade ettiği; yapılabilen, alınabilen vb. şeylerdir.

Bir sonraki yorumumda belirttiğim üzere ahlaki değerler ile kadını aşağılayan bir kitle yok sadece, bilim insanlarından da benzer açıklamalar geliyor yani ahlaki değerleri önemsemeyen kişiler de bu ve benzeri şekilde kadını aşağılayıcı tutum içindeler. Dayak atmıyor olabilirler sonuçta aşağılamak ya da bağırmak da bir şiddettir.

Zihniyetlerin değişmesi gerekiyor fakat sorun sadece ahlaki değerlerle sınırlı değil bence çünkü erkeklerin yetiştirilme tarzlarında, bir kadını yönetme, baskı altında tutma gibi takıntıları olduğunu gözlemliyorum yani güçlü taraf benim diye bastırmak isteyen erkekler var ve bu durumu farklı şekillerde yansıtıyorlar.

Kadına şiddet uygulayan bir erkek zaten o kadına saygı duyuyor olamaz, kadın da bu durumu kabullenmekle kendine saygısını yitiriyor.

Ahlak kurallarında ciddi problem olduğu ortada fakat bu konuları irdeleyecek aydınlar da benzer zihniyeti yansıtıyorsa, nasıl çıkacağız biz bu işin içinden?

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst