İzmir Tipi Irkçılık

"İzmir Konak Belediye Meclisi`nde meclis üyelerinin çoğunluğu Mardinli...

İzmir`de Mardinliler Konak`ı işgal etmiş. Dönerciler, kokoreççiler o güzelim Halit Ziya Bulvarı`nın içine etmişler...

Bir süre önce İzmir`de o çirkin görüntüleri görünce çok üzüldüm...

O güzelim kent giderek İzmirlilerden uzaklaşıyordu...

Ahh Güzel İzmir, çirkin Mardinliler, İzmir`in güzelliğini bozan çirkin Mardinliler!"

Genişletmek için tıkla ...

Bu satırlar, Hikmet Çetinkaya'nın 30 Kasım 2007 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki yazısından.

Eskiden ırkçı denildiğinde kafamızda sarkık bıyıklı bir ülkücü karikatürü canlanırdı. Sert mizaçlı, hiç gülmeyen, gülümsemeyen, kavgacı, son derece erkek(!) görünen ve din ile soslanmış muhafazakarlar...

Fakat İzmir tipi ırkçılar dediğimiz post-modern milliyetçiler, daha çok batıdaki şehirlerde büyümüş, kolejlerde okumuş, büyük alışveriş merkezlerinin müdavimi, kendilerini Atatürkçü hatta çoğunlukla sosyal-demokrat olarak tanımlayan, en yakın çevremizde, ailemizde bile rastlayabilceğimiz oldukca sevimli(!) ve kendilerine Beyaz Türkler diyen tipler olarak karşımıza çıkıyorlar...

Bu kavramı kafamızda netleştirmek için ileride de sıkça karşılaşmamız muhtemel birkaç tecrübeyi hatırlamak iyi olabilir;

• -Hrant öldürüldügünde "layığını bulmuş" diyen refleksi ve "olsa olsa bunun bir Ermeni komplosu olabilecegini" iddia eden çelişki yumağındaki pek cok yurdum insanını hatırlayalım... "Onca askerimiz şehit(!) oldu birşey demediniz bir Ermeni öldü hepimiz Ermeniyiz diye sahip çıktınız" kolaycılığına kaçanları...

• -"Buraları da Kürtler sardı" serzenişinde sık sık bulunurken ırkçılık yaptığının farkında dahi olmayanları. Bunu söylemenin hiç ama hiç steril bir hayata özlem anlamına gelebileceğini düşünemeyenleri bir gözümüzde canlandıralım...

• -Ve Çağlayan Mitingi sonrası "bu gurur tablosunda(!) hiç doğulu insana rastlamadığinı" söyleyenleri anımsayalım...

Tüm bunları hafızamınızn derinliklerinden çıkartıp İzmir tipi ırkçılarımızı tanımaya devam edelim.

İzmir tipi ırkçılarda rastlanması muhtemel ortak paydalar kısaca şunlardır;

• -Ülkucüler gibi milliyetçiliği bir ideoloji olarak sahiplenerek yetiştirilmemişlerdir.

• -Çogu CHP kokenli atatürkçü ailelerden gelir. Cumhuriyet, Vatan, Sözcü gibi ulusalcı meyilli, Ergenekon "avukati" gazeteleri okurlar. Üst ve üst-orta sınıfa mensupturlar.

• -Ramazanda kimi zaman oruç da tutabilen ama diğer zamanlarda içki de içebilen, resmi bayramlarda yada protestolarda bayrak asan tiplerdir...

• -Kendilerini Atatürk milliyetçisi olarak tanımlarlar ve ırkçı olduklarinin coğunlukla farkında değillerdir. Daha çok alıp vemedikleri Kürtler iledir. Bir turistin yanı başında iltifatlar yağdırıken hatta "bizim de ülkeyi Kürtler mahvetti" şeklinde atıp tutup, ırkçılıklarına ortak ararken görülmeleri şaşılası bir durum değildir.

• -Savunma reflekslerini iki yanliştan bir doğru çıkarmak üzerine kurgularlar. Ve zorda kaldiklari vakit "ama ama ama onlar da böyle böyle yapıyorlar" demeyi pek bir severler. Banu Avar ve Nihat Genç gibi akıl hocalarından aldıkları feyz ile, kendi ırkçıklarının mazareti olarak diğer ırkçılıkları göstermekten geri kalmazlar.

• - Başucu kitapları Oktay Sinanoğlu yazmalari yada "Şu Çılgın Türkler"dir. Pek tabii sıkıştıkları vakit Nutuk'tan yada Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri'nden vecizelerle tezlerini desteklemekten de çok hoşlanırlar.

• -Orhan Pamuk ve Ahmet Kaya'dan nefret etmek karakteristik ozellikleridir. Ve bu isimlerin aslen dış mihraklarca yönlendirildiklerine inanırlar. Dış mihrak topu taca çıkarsa ulusalcı soslu paranoyalardan beslenmeye calışırlar - Bkz: Kürtler aslında Yahudidir ( Yalçın Küçük ) -

• -Sağı-solu bırakıp ancak Türkiye'deki herkesin birlik olmasi durumunda "muasır medeniyet'in yakalanabileceğini düşünürler ve gerekirse "limon satarak" dahi bir yerlere gelinebileceğine inanırlar. Bir limonun pazardaki fiyatını bilmemeleri bu ahkamı kesmelerine engel değildir.

• -MHP'lilerden farklı olarak Kürtleri ve Ermenileri sevmemek ile yetinmezler, bunlara Çingeneler, Çeçenler, Lazlar, Gürcüler hatta kimi zaman orta anadolulu pala bıyıklı yağız Türk delikanlılarını da eklerler.

Özetle tüm diğer milliyetçi fikratlar gibi "ötekileştirmek" kavramından beslenmelerine karşın İzmir tipi ırkçıların nefret yelpazeleri ülkücülerden daha geniştir ve ötekileri kendileri gibi olmayan herkesi kapsayabilir.

Kaynak: Özgürlükçü Sol / Sözümüz Var

güzel yazı...

CHP faşizmde MHP yi geçti..

İsterim ki MHP yi izleyip hiç değilse onlar kadar demokrat! olsunlar..Bu kadar ileri gitmeleri (CHP kökenli birisi olarak) beni şaşırtmaya devam ediyor..

Bir de bunlar ekseriyetle sorulduğunda ırkçılıktan nefret ettiklerini söylerler. Farkında bile değillerdir ne olduklarının.

İzmir'e bir gidişimde ben bizahati, "ırkçı değilim ama Çingeleri ve Kürtleri sevmem" diyen biriyle tanışma şansına nail olmuştum.

Bunu söyleyince suratına şaşkın şaşkın baktım, o ne olduğunu bile anlamamıştı.

Ben de beğendim yazıyı. Güzel tespitler yapılmış. MHP'nin demokrat tutumunu anlayamadım yalnız? : S

Elbette ki MHP'nin demokrat olabilmesi mümkün değil, örnek alınacak bir yanı yok.

Fakat CHP de, kemalizm de yada Cumhuriyet Gazetesi çevresi de ( adına ne dersek diyelim ), sütten çıkmış ak kaşık asla olmadı.

Tarihsel olarak da kemalizm-faşizm flörtünü gözlemleyebilmek rahatlıkla mümkün yani bugüne mahsus birşey değil, genetiğinde var.

Örneğin, 2. Dünya Savaşı sırasında devletin yarı-resmi yayın organı gibi çalışan Cumhuriyet açıktan Hitler'i desteklemiştir. Milliyetçilikten bağımsız bir modernizm algısı asla olmamıştır. Çünkü onlara gösterilen "muasır medeniyet" hedefi o dönemim en milliyetçi ülkeleridir. Almanya ve Japonya gibi. Hatta bu destek öylesine boyutlara ulaşmıştır ki, başyazar Yunus Nadi'nin adı, Yunus Nazi'ye çıkmıştır.

Ayrıca Kürt nefreti konusunda da kemalistlerin ve Cumhuriyet Gazetesinin sabıka kayıtları hiç parlak değil.

"Bunların ( Kürtlerin ) alelade hayvanlar gibi basit sevk-i tabiilerle işleyen his ve dimağlarının tezahürleri, ne kadar kaba hatta aptalca düşündüklerini gösteriyor… Çiğ eti biraz bulgurla karıştırıp öylece yiyen bu adamların Afrika vahşilerinden ve Yamyamlardan hiç farkı yoktur."

Cumhuriyet, 19 Ağustos 1930

Genişletmek için tıkla ...

"Bunlar ( Kürtler) ayrıkotu gibi sardıkları toprakta intişar eder fakat bastıkları yere zarar verir mahluklardır. Birçok yerlere hastalık sirayet eder gibi sonradan yerleşmiş ve asli ahalisini -aşiret teşkilatındaki kuvvet sayesinde - körletmişlerdir."

Cumhuriyet, 18 Ağustos 1930

Genişletmek için tıkla ...

Gibi normal bir ülkede yayınladığında "nefret suçu" kapsamında değerlendirilecek yazılar, Cumhuriyet Gazetesi çevresi için oldukça doğaldır, neredeyse bir rutindir.

Gazetelerden konu açmışken Hürriyet Gazetesi hala zihin olarak bu anlayışta : "Türkiye Türklerindir." sloganı gazetenin arması...
Ahhh ahhh güzel yurdumun güzel apolitik insanları Posta dururken bunlarda neyin nesi ? (!)

demokrat kelimesini ünlemli kullanmıştım..ironi yapmıştım..yıllarca mhp lilere faşist dedik siz onları da geçtiniz manasında ..

izmir milletvekili canan arıtman ın abdullah gülü eleştirirken soyunda ermenilik var iddiası ile ortaya çıkması izmir chp de solun! yaşadığı dramdı..izmir halkı ve chp gerçekten solcu olsaydı arıtman o lafından sonra bir dakika bile partide durmazdı, duramazdı..
arıtman gibiler partide hiç de az değildi..resmi tarihçi mantığın partideki tezahürleri idi..
hepimizin bildiği gibi resmi tarih; inkarcıdır, asimile edicidir,dayatmacıdır,kördür..

Birşey soracağım;

İzmir'lisin sanırım.

Ben bu işin biraz sınıfsal olduğunu düşünüyorum, İzmir'e mahsus değil bence.

Yani örneğin gelir seviyesi yüksek İstanbul'da Nişantaşı da aynı şekilde yada genellikle havuzlu evlerin bulunduğu Bursa Nilüfer de...

Kemalist burjuvazinin kaygısı, daha ziyade bulundukları sınıfsal konumu kaybetmemek ile ilgili gibi geliyor bana.

Sen ne dersin?

Durdur bu nikahı memurbey' Alıntı:

demokrat kelimesini ünlemli kullanmıştım..ironi yapmıştım..yıllarca mhp lilere faşist dedik siz onları da geçtiniz manasında ..

izmir milletvekili canan arıtman ın abdullah gülü eleştirirken soyunda ermenilik var iddiası ile ortaya çıkması izmir chp de solun! yaşadığı dramdı..izmir halkı ve chp gerçekten solcu olsaydı arıtman o lafından sonra bir dakika bile partide durmazdı, duramazdı..
arıtman gibiler partide hiç de az değildi..resmi tarihçi mantığın partideki tezahürleri idi..
Resmi tarih; inkarcıdır, asimile edicidir,dayatmacıdır,kördür..

Genişletmek için tıkla ...

Ünlemli kullanmışsın ama onun parantezli ünlem olması gerekirdi örtmenim (!) O yüzden anlaşamadık: )
Zaten "CMHP" diye bir tabir kullanılıyordu hiciv hazılarında. CHP+MHP=CMHP
O "Ermeni" ithamı da pot mudur patavatsizlık mıdır dengesizlik midir nedir diyecek kelime bulamıyorum ona . Arıtman, yok şimdiki CHP adaylarında gerçi.

ne yalan söyleyeyim türkçem oldum olası sorunludur

Cumhuriyet Gazetesi

Bu arada kemalist devletin yarı-resmi yayın organı gibi çalışan Cumhuriyet Gazetesi'nin arşivinden birkaç başlığın hatırlanması da enteresan olabilir diye düşünüyorum;

cemozen' Alıntı:

Birşey soracağım;

İzmir'lisin sanırım.

Ben bu işin biraz sınıfsal olduğunu düşünüyorum, İzmir'e mahsus değil bence.

Yani örneğin gelir seviyesi yüksek İstanbul'da Nişantaşı da aynı şekilde yada genellikle havuzlu evlerin bulunduğu Bursa Nilüfer de...

Kemalist burjuvazinin kaygısı, daha ziyade bulundukları sınıfsal konumu kaybetmemek ile ilgili gibi geliyor bana.

Sen ne dersin?

Genişletmek için tıkla ...

bu mesajı görmemişim, üstte kalmış gözümden kaçmış..
şimdi gördüm

evet dediğin gibi..yalnız izmir de bir grup var, köprü altlarına, varoşlarda sokak aralarına nerede ise her yere oldukça ırkçı yazılar yazıyorlar.
ölen bir türke karşı bin kürt isteriz gibi yazılar..

hatta bu yazılar taraf gazetesinin de dikkatini çekmişti, bunu konu eden yazarlar oldu..


izmir de chp haricinde, kendisine sol diyen ama faşistlere bile rahmet okutturacak sözde solcular türemeye başladı..



bu arada erzincan lıyım..

"Kürt nüfus artışı durdurulsun"

Evet bu Buduncular tayfası da İzmir'den çıkmıştı. İklim çok uygun demek.

"Kürt nüfus artışı durdurulsun"

Yargılanan Şamanist Türkçü derneğin yöneticisi, İşçi Partili çıktı

İzmir'de "Kürt nüfus artışı durdurulsun" standı açarak büyük tepkilere neden olan Türkçü Toplumcu Budun Derneği'nin yönetim kurulu üyesinin İşçi Partisi mensuplarından Yücel Öztürk Alpan olduğu ortaya çıktı.

Kaynak:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Genişletmek için tıkla ...

kısaltmış ismi dilimin ucundaydı ama hatırlayamamıştım..kısaca TTBD diye her yere yazmışlardı..
Türkçü Toplumcu Budun Derneği'nin kısaltılmışı demek ki..

Biraz bakımdım internette yayınladıkları bildiri de kısaca şöyle birşeymiş:

"Ey Türk kadını ve erkeği! Türklük için bir çocuk daha yap. Çünkü sen azalıyorsun, hainler, kapkaççılar, uyuşturucu satıcıları çoğalıyor. Biz Arap ve Batı kültürü arasında sıkışan Türk insanına kendisini sevmeyi öğretecek tek yolun ta kendisiyiz. Biz Kürt ve Çingene çetelerine ve yobazlara hak ettiği cevabı verecek Türkçü Toplumcu buduncularız."

Genişletmek için tıkla ...

İnsan hakikaten utanıyor bunları okudukça Türk olduğuna. Bu ne biçim bir rezilliktir böyle.

Bir de benim aklıma takılan birşey var.

Hani bizde "Türklüğe hakaret" diye bir kanun var ya. Hani şu sırtımızı yasalayıp zırt pırt yazarları aydınları mahkum ettiğimiz kanun. Orhan Pamuk'la uğraşıyoruz, Hrant öldü gitti hala yakasını bırakmıyoruz, o kanun işte.

Ve hani iddia ediyoruz ya; bizim yasalarımızdaki "Türklük" ırksal bir tanım değildir, vatandaşlıkla ilgilidir, bu sınırlar içinde yaşayan herkes bizim Türklük tanımımızın içine girer.

Ee madem öyle bu "Türklüğe hakaret" kanunu neden bu tip işler için kullanılmıyor?

"Bu ülkenin yurttaşı Ermeniler ve Yahudiler yok mu? Onlar sizin ırksal olmayan(!) Türklük tanımınıza girmiyor mu da şu aşağıdaki gibi insanlar için aynı kanundan faydalanmayı hiç aklınıza getirmezmisiniz" diye çıkışmak geçiyor içimden...

İzmir Ülke Olsun, Başkent'i Konak Olsun. Vizesiz de Kimse Giremesin Facebook Grubu

"İzmir tipi ırkçılar"ın son marifeti de böyle birşey;

Grubu kurma amacımız, Güzel İzmir'imizin Yobazlığın geri kafalılığın hüküm sürdüğü şu günlerde, Herseye ragmen her zaman oldugu gibi dimdik ayakta Laik mücadelesine devam etmesi ve Ulu Önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün actıgı yolda hedefinden en ufak bir sapma dahi olmadan tam gaz ilerlemesidir.

Bizim başkanımız recep tayyip erdogan olamaz. Bizim başbakanımız aynı bizim gibi laik, milliyetci ve cumhuriyetci olmalıdır.
Bu yüzden İzmir'imiz ülke olsun ve bu güzel şehir Atatürk İlke Ve İnkılapları ile yönetilsin.

Biz İzmirliler şuanda ayrı bir ülke olsak, eminim ki 24 saat içinde Avrupa Birliği'ne kabul edilir ve yüksek yaşam standartlarına uygun bir ülke olurduk... Hele birde gereksiz nüfusu sınır dışı ettiğimiz zaman.... Kim bilir belkide birgün biz İzmirli elit insanlar olarak hakettiğimiz elit yaşam standartına kavuşuruz...

Nüfus : 3.739.353
Gereksiz Nüfus : 640.737 ( ampüle oy verenler )
Gereksiz Nüfus : 12.792 ( dtp ye oy verenler )
Olması Gereken Nüfus : 3.085.824

Genişletmek için tıkla ...

Şaka değil gerçek ha. Bu sözüm ona bölünmekten ölesiye korkan zevat çoktan bölmüşler bile memleketi de bizim haberimiz yokmuş.

Balıkesir'de 'Kürt istilası'

PINAR ÖĞÜNÇ

30/05/2011
Telefonun diğer ucunda bağımsız aday Serap Yeşiltuna. 'Temizlik' vaat eden Serap Hanım Kürtler şöyle olsun istiyor...




1980 doğumlu bir insan. Boyunu bosunu görmedim ama fotoğraflarda çıtıpıtı, narin bir hali var. Sarı sarı katırtırnaklarının, taze ekilmiş Kuzey Ege tarlalarının önünde duruyor. Üzerinde bu işlere yakışacağını düşündüğü mavi küçük bir ceketle köy yollarında poz vermiş. Çarşıda, pazarda, sokaklarda teyzeleri kucaklıyor, amcalarla gülüşüyor. Fotoğraflara bakıyorum, Serap Yeşiltuna isimli bu genç kadın birilerini seviyor. Yani istediğinde bunu yapabiliyor.


Balıkesir Balıkesirlilerindir
Serap Yeşiltuna, Ulusal Parti’nin Genel Sekreter Yardımcısı, Balıkesir’den bağımsız aday. Ulusal Partililer’in Kürtler’den öğrendiği yöntemle, ‘Kürt istilasına’, ‘Kürt mafyasına’ karşı temizlik vaatleriyle seçime bağımsız giren adaylarından biri.
Kişisel web sitesi, ‘Ankara’nın taşına bak’ ezgilerine müteakip ‘Türkiye Türklerindir. Balıkesir Balıkesirlilerindir’ cümlesiyle açılıyor. En başta bunu bilelim istiyor.
Çağrısı Balıkesir’in ‘güzel, temiz, dürüst’ insanlarına… “Bu topraktan büyüdün, bu topraktan beslendin. Ama artık bu toprakta yaşayamıyor, çalışamıyorsun, aileni besleyemiyor, kendi işini yapamıyorsun! Çünkü şehrin adeta işgal altında” diyor.
Videolar var sitesinde. Yemek masalarına karşı Kürt istilasını anlatıyor. ‘Bunlar’ diye söz ediyor Kürtler’den. Kuvayi Milliye ruhunu Balıkesir’de yaşatacağı müjdesiyle alkışlar yükseliyor.
‘Sıradan vatandaş görünümlü’, ‘Türklere göre dört misli üreyen’, ‘demokrasi tuzağı’, ‘Türklerin Kürtleştirilmesi’ gibi kalıpların, birtakım rakamlarla havada uçuştuğu ‘İstila’ isimli film izlenebiliyor sitesinden. Söz ettiği istila bu.

‘Neden ırkçı değilim?’
Telefonda karşımda bu genç kadın var. Halimi hatrımı soruyor, seçim çalışmalarının yoğunluğundan yakınıyor, bu işin sevilmeden yapılamayacağını anlatıyor dostmuşuz gibi. Doğrudan İnsan Hakları Derneği Balıkesir Şubesi’nin hakkında yaptığı suç duyurusunu soruyorum. “PKK uzantısı bir dernek tarafından suç duyurusuna maruz kalmak onurlu bir şey” diyor ezberden. Seçim sloganlarını sıralıyor, neden ‘ırkçı’ sayılamayacağını anlatıyor uzun uzun. Gerçekten yazmasam daha iyi...
Bunu sanki kendi seçti; Kürt bir Serap Yeşiltuna’nın nasıl olacağını soruyorum. İki saniye düşünüp net veriyor cevabını: “Bir Kürt olarak doğsaydım, Atatürk’ün o güzel sözünü söylerdim: Ne mutlu Türküm diyene!” Sonra onlarca yıllık kardeşliğin nasıl oyunlarla bozulduğunu anlatıyor.
“Ne yapsınlar peki, Kürtler nasıl insanlar olsunlar sizce?”
“Federasyon, özerklik istemeyen, anadil diye tutturmayan, resmi dil Türkçe’yi kabul eden insanlar olsunlar. Kardeşçe yaşamak istiyorlarsa eğer, bu kardeşliğe saygı duysunlar.”

‘Kürtçe’nin bir grameri yok’
“Hiç sevdiğiniz bir Kürt arkadaşınız falan yok mu? Ne der, kırılır mı diye düşündüğünüz biri?” diye soruyorum. Bana Türk milliyetçisi Kürt esnafla münasebetlerini anlatıyor. Sanki beni hiç duymuyor.
“Bir an şöyle düşündünüz mü, ilkokula başladığınızda Türkçe konuşmanız yasak. Yeni bir dil öğrenmeniz lazım...”
Ezber devam ediyor: “Kimsenin diline yasak getirilmiş değil. Empati kuracak bir şey yok. Bunlar sonradan çıktı zaten. Mesela bir arkadaşımız Güneydoğu’nun bir yerinden üniversiteye geliyor. Okul hayatında Türkçe okumuş, Türkçe soruları çözerek oraya gelmiş. Ne oluyor? Üniversitede birileri ‘Sana Kürtçe öğretelim’ diyor. Al sana Kürtçe kitaplar... Şivesi farklı olabilir ama annesi babası zaten Türkçe konuşuyor. Kürtçe’nin yazılı edebiyatı, bir gramer yapısı yok. Olmayan bir dil yaratıyorlar ki devlet kurabilsinler. Yoksa hepsi Türkçe biliyor.”
Balıkesir, Gönen’de bir liseden Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanmış zeki bir insan. İstediğinde birilerini sevebiliyor da. Ama içi olmuş taş.
Serap Hanım yazıyı okuyup da PKK’yı anlatmaya aramayın beni lütfen. Bir insanın içi bu kadar nasıl katılaşır, ben bu kısmıyla ilgiliyim. Şaşıracaksınız ama örgüt propagandası, bizatihi kullandığınız bu dildir.

Radikal borazanı doğuda sırf Türk/T.C.'yi temsil ediyor diye kaç memuru, öğretmeni katletmiş, elektrik direklerine asmış onu da yazıversin bir zahmet...

Onu da sizin Cumhriyet, Vatan, Sözcü gibi neo-faşistler yazsın. Zaten yıllardır dezenformasyon ile yaptıkları başka bir nane yok.

Bu arada konuyla ilişki başka bir çalışmayı da aktarayım;

İzmirli'nin Kürt sorunu başkaymış

İzmirli'nin Kürt karşıtlığı Kürt göçmenlerin pozisyonuna ve alışkanlıklarına yönelik.

• * “Pazarda karşılaşıyorum ben Kürtlerle. Bir şey alırken “Nerelisiniz?” diye soruyorum. Eğer Diyarbakır, Urfa oralar derse öyle bakıp geçiyorum. Param onlara gitmesin, bunlar parayı bulunca azar.”
• * İzmir Konak’ta yaşayan orta sınıf bir vatandaş söylüyor bunu. Nereden denk geldin bu zihniyete, zor oldu mu diye sorarsanız… ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nden Yrd. Doç. Cenk Saraçoğlu’nun ‘Şehir, Orta Sınıf ve Kürtler’ adlı yeni çıkan kitabında rastladım. Buna benzer daha çok örnek var. Sıkılmadan, büyük bir rahatlıkla böyle konuşabiliyorlar.
• * Saraçoğlu, İzmir’de DTP konvoyunun taşlanmasından önce başlamış araştırmasına. 2006-07 arasında orta sınıftan CHP, AKP ve MHP seçmeni 90 İzmirli’yle görüşmüş ve İzmirli’nin Kürt algısını anlatan kitabını bu görüşmelerin analizleri üzerine inşa etmiş.
• * Görüşmelerden anladığım kadarıyla orta sınıf İzmirli’nin Kürt karşıtlığı etnisiteye değil 1990’lardan sonra şehre yerleşen Kürt göçmenlerin pozisyonuna ve alışkanlıklarına yönelik.
• * Kürtler cahildir. Tembel olur. İşgal ederler. ‘Mafyöz’dür. Haksız kazanç sağlar. Minval bu. Stereotiplere, klişelere dayanan bir dışlama… Aynen örnekte gördüğünüz gibi toplum içinde karşılaştıklarında yüz çevirmelerine, parmakla göstermelerine sebep olan “o şehre özel ve meşru bir hor görme…”
• * Saraçoğlu tavrın ismini koymuş: Tanıyarak dışlama. Yıllardır Kürtleri yok sayan devletin asimilasyon stratejisinden farklı. Hatta o mantığa ters. Çünkü tanıyarak dışlama şu demek: “Kürtler vardır, ayrı bir millettir ama ben onları sevmiyorum çünkü güzel İzmir’imizi mahvediyorlar.”
• * Milliyetçi ırkçılığı değil de kültür ya da kentli ırkçılığı gibi bir şey. İzmirli orta sınıf içerisinde son derece yaygın bir eğilim olduğunu kitabı inceledikçe görüyorsunuz.
• * Kitabın yazarı Saraçoğlu’na sordum: İki kötü arasından bir seçim yapmak gerekse hangisi Kürtler için daha rahatsız edici, tanıyarak dışlama mı asimilasyon politikası mı?
• * Şöyle cevap verdi: “Binlerce insanın canına, binlerce köyün yakılmasına, insanların yerinden yurdundan edilmesine yol açan sürecin müsebbibi asimilasyonda ısrardır. Tanıyarak dışlama ise sadece bir algı ve eğilim; bir devlet politikası değil.”
• * Ama tabii işin bir de başka boyutu var: Asimilasyonu reformcu bir süreç içerisinde çözebilirsiniz; ama ‘tanıyarak dışlama’ Türkiye’de eşitsizlikleri yaratan bir toplumsal düzenin topyekun sorgulanmasını gerektiriyor. Asimilasyon bir devlet politikası ama ırkçılık ve onun bir türü olan ‘tanıyarak dışlama’ kapitalizmden ayrı düşünülemez.
• * Cenk Saraçoğlu’nun İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabını acilen okumanızı tavsiye ederim. Kürt sorununun farklı parametrelerini ve tezahürlerini anlamak için birebir.

Kaynak:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Genişletmek için tıkla ...

glsezinrs' Alıntı:

Radikal borazanı doğuda sırf Türk/T.C.'yi temsil ediyor diye kaç memuru, öğretmeni katletmiş, elektrik direklerine asmış onu da yazıversin bir zahmet...

Genişletmek için tıkla ...

Ne oldu hoşuna gitmiyor mu Radikal? Kusura bakma içinde pek senin kültürel yapına uygun "Posta" gazetesi gibi bir anlayışı yok. Oturup gerçekten gazeteleri eleştirsen eyvallah derim. Sırf var olan gerçeklere çamur atacan diye ileti gönderiyorsun.
Yahu elektirik direklerine kim asılmış? Ver bakalım kaynak ? Kim kimi neden asmış?Zaten Kürtler de cadı avında nerde Türk memur falan varsa asılmış durumda(!) Öyle çamur atmakla olmuyor bu işler! Ohh işine geldiği gibi kes yapıştır!Merak ettim doğuda eğitim gören insanlara gönderilen Türk memurları öldürüyorlarsa bu doğudakiler nasıl okuyor, eğitim alıyor? E zaten senin basit mantığınla öğretmenler öldürülünce yetiştirdikleri insanlarda eğitim göremez hani. Kim kimi yetiştiriyor?Fransızlar mı orda eğitim veriyor?
Senin yaptığın zaten saygısızlık! Hatta bu saygısızlığın da ötesinde!Kürt vatandaşları potansiyel düşman bellemişsin. Asıl düşmanlığı yaratan senin gibi zihniyetlerdir!Senin gibiler saygısızlık yapıp "doğudakiler öyle böyle..." diye ağır ithamlarda bulunacağına buradakiler "benim halkım karşımdaki etnik yapısından önce insan " diyebilse böyle oluyor mu? Yok illa çamur atacaksın. Bazıları çamurun içinde doğunca berrak suyu hazmedemiyor!