IŞİD,Nusra,ÖSO ve diğerleri..Neo-Liberalizm’in “küresel tetikçileri”

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde lütfiakarçay tarafından oluşturulan IŞİD,Nusra,ÖSO ve diğerleri..Neo-Liberalizm’in “küresel tetikçileri” başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,112 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı IŞİD,Nusra,ÖSO ve diğerleri..Neo-Liberalizm’in “küresel tetikçileri”
Konbuyu başlatan lütfiakarçay
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
IŞİD veya ISIS,DAEŞ,DEAŞ,EI gibi devamlı filolojik metamorfoza uğrayan bu örgüt ile

onların kardeş örgütleri veya yan kolları olan diğer örgütler;

El-Kaide,Nusra,Taliban,ÖSO,Boko Haram,PYD,PKK ve daha niceleri..

Müslüman Coğrafya’nın yeni bir başlangıca kafa kaldıracağı zamanlarda aniden

karşılarına dikilen ve “dost-düşman” tanımına sokulamayacak kadar değişkenlik

gösteren bu silahlı yapılar,örgütler son çeyrek asrımızın sosyolojik gerçeği..

Bulundukları coğrafyalarda sadece kaos,kan,gözyaşı,terör,işkence ve sürgünlerin

yaşandığı,Müslümanlar arasında iç çatışma ve bölünmeleri körükleyen,düzenli orduların

sahip oldukları ve kullanabildikleri silahlara sahip olup kullanan yapılar..


Belli bir merkezleri veya liderleri olmayan,seyyar bir düzensiz ordu gibi hareket

eden bu örgütlerin en çok dikkat çeken yönleri “Küresel Sistem”in siyasal ve ekonomik

jeo-politiğine göre konum almaları..

Dün Afganistan ve Libya,

Bugün Irak,Suriye,Nijerya

Yarın Mısır,İran ve belki de Türkiye..

ABD-İsrail önderliğindeki “Küresel Güç” için yerin üstündekilerden daha çok

“yerin altındakiler” önemli olduğundan bu coğrafyalar dünya enerji rezervinin

çoğunu elinde bulunduran ülkelerden oluşuyor..

Petrol,doğal gaz,uranyum,bor,fosfat ve bolca jeo-termal kaynaklar..

Küresel Sistem’in “askeri üssü” olan Nato’nun SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılmasından

sonra değişen

“düşman algısı”na bu defa “İslam”ı yerleştirmesinden sonra hedef coğrafya da değişti

ve “İslam Coğrafyası”,özellikle de,dünya enerji kaynaklarının merkezi olan Ortadoğu oldu..

Dah önce Kore ve Vietnam’da “kara savaşları”nı kaybeden ve büyük bedeller ödeyen

Küresel Güç’ün Jandarması ABD ve Ortakları Ortadoğu’da kukla rejimler ve liderlerle yürüttükleri

“emperyal” poltikalarını 2001 Eylül ayı “WTC-Dünya Ticaret Merkezi”ne yapılan kurgusal

saldırıyı bahane ederek başka bir mecraya taşıdılar,strateji değiştirdiler..

Irak işgali ve Afganistan savaşında yaşadıkları binlerce can kaybı ve trilyonlarca dolarlık

yüksek maliyet daha az maliyetli ve kendi açılarından daha az riskli olan bir yatırıma

dönüşecekti;

“seyyar silahlı guruplar-örgütler”..

Küresel Sistem’in çıkarlarının olduğu her coğrafyaya taşıyabilecekleri ve çoğunlukla

Müslüman kimlikli terörist guruplar..

ABD’de CIA ve Tel-Aviv’de Mossad’a danışmanlık yapan ve jeo-politik belirleyen

“düşünce kuruluşları”nın ilham babası oldukları bu proje 2001 Eylül saldırısından

İtibaren hızla ivme kazanmaya başladı..

Ellerinde otomatik silahlar,lavlar,roket atarlar..

Sakallı,cübbeli,sarıklı mücahid kisveli adamlar..

Bir bakıyorsunuz Afganistan Pencap vadisinde,

Bir bakıyorsunuz Libya Sina çöllerinde..

Bir bakıyorsunuz Şii Irak bölgesinde

Bir bakıyorsunuz Irak Kürdistanı’nda..

Bir yandan Esad’a muhalif kuvvetler olarak çıkıyorlar

Bir anda Şiilere ve Kürtlere savaş açıyorlar..

Ne ve hangi “Kutsal” adına savaştıklarını

Kim veya kimler tarafından komuta edildiklerini açıklayamıyorsunuz..

Gündemi iyi takip eden ve Ortadoğu üzerine oynanan satrancı bilen bilinçli insanların

tanımladığı bir “Üst Akıl”ın kurşun askerleri ya da popüler deyimle “küresel tetikçileri”

bunlar..

Görev adamları..

“Global Statüko”nun belirlediği konjonktüre göre mevzi’ alan ama sadece Küresel

Baronların çıkarlarına hizmet edip Müslümanlara “zulüm” yağdıran güruhlar..

Kimileri o coğrafyanın verdiği fakirlik ve çaresizlik içinde sığınmış bu guruplara,

Kimileri Batı’nın lümpen hayatında kaybolmuş sabıkalı ve kontrolsüz beyinleri

olarak bir maceraya atılmışlar bu guruplar içinde..

Birileri Şam’ın yoksul semtlerinden,

Birileri Miami sahillerinde plaj keyfi sürerken gelip buluşmuşlar aynı çatı altında..

Sadece nereye gideceklerini,kime silah sıkacaklarını,kimleri öldüreceklerini

biliyorlar..

Kim ve hangi “ideal” için savaştıklarını bilmiyorlar ve sorgulayamıyorlar..

Sadece uzaktan kurgulu birer “organizma”lar bunlar..

Çağdaş (Neo) Liberalizm ve sömürünün yeni “savaş kobayları”..

Küresel Güç’e bağlı istihbarat ve düşünce kurumlarının “beyin yıkama laboratuvarları”nda

İçleri boşaltılmış ve kafaları ölüme kurgulanmış “insan kopyaları”..

Peki İslam Coğrafyası’nda bu oyunlar dönerken,Müslümanlar kan ve gözyaşı girdabına

sokulurken Müslüman ülke liderleri ve dış politikası ne yapıyorlardı?..

Bakın Ortadoğu araştırmaları uzmanı,11 Eylül’ün perde arkasını yazan ve kitaplaştıran

ünlü Fransız entelektüel Thierry Meyysan ne diyor;

“NATO üyesi iki büyük gücün (Fransa ve Türkiye) sevkiyatı yapılan askeri mühimmatın

üçte ikisini El-Nusra Cephesine (Güvenlik Konseyince El-Kaide üyesi olarak

sınıflandırılmıştı) ve üçte birinin ise, “İslam Emirliği” güçlerine karşı savaş vermek üzere

ÖSO elemanlarına verilmesi

istenmiştir. ÖSOdaki elemanların komutanlarından bazıları ise aynı zamanda IŞİD’dedir.

Özgür Suriye Ordusu sahada görünmez olunca, sevkiyatı yapılan askeri mühimmatın

üçte ikisi El-Kaide güçlerine ve üçte biri de “İŞİD’e” gönderilmiştir!”


Bitmedi..

ABD’li dış politika yazarı ve Ortadoğu uzmanlarından David Mizner devam ediyor;

“Bizzat Amerika Birleşik Devletleri, silahlardan bazılarının en

sonunda IŞİD'in eline geçeceği kesin olmasına rağmen Suriye'ye

silah göndermeye devam etti. IŞİD liderlerinden Ebu Asir 2013 yılında,

ABD destekli Özgür Suriye Ordusu'ndan bahsederek “ÖSO'daki kardeşlerimizle

iyi ilişkilerimiz var” demişti. Ebu Asir IŞİD'in ÖSO'dan uçaksavar füzeleri ve tanksavar

silahları aldığını söylüyordu.”


Her ne kadar ABD ve Başkan Obama IŞİD ve eylemleri ile ilgili iddiaları ve

desteklerini yalanlasa da 2012 yılında Max Abrams tarafından elde edilen Savunma

İstihbarat Ajansı (DIA) raporu bunun tersini söylüyor ve Ortadoğu’da Suriye merkezli

Bir “Selefi Akım”ın kurulmasını öngörüyordu..

O kadar çok belge,girift ve kompleks ilişkiler ağı,CIA ve Mossad bağlantılarına

rağmen İslam Ülkeleri liderleri ve kamuoyunun bu yangına körükle gitmeleri

hatta ekonomik ve askeri lojistik sağlamaları,kendi insanlarının ve halklarının

kanları ve gözyaşları üzerinde ikballerini sürdürmeleri bir dram değil bir

trajedidir..

Bugün geldiğimiz nokta hazindir..

Ortadoğu yer altı ve yer üstü enerjilerine sahip olarak kendi “tiranlıkları”nı

sürdürme emelindeki “Küresel Sistem”in ve yürüttükleri “Neo Liberalizm”

politikalarının “günah keçileri” Müslüman halklar..

O coğrafya içinde sözde Kürdistan devleti hayaliyle ülkeleri devamlı kaos

ve bölünme,çatışma konumuna sürükleyen ve buradan kendilerine “Büyük

İsrail” hedefi çizenlerin kumpasında kıvranan Müslümanlar..

Biz bu satırları yazarken “paravan küresel örgütleri” ile Suriye kuzeyini

parçalayıp oradan K.Irak petrolünü Musul-Hayfa boru hattıyla İsrail-ABD

güdümüne-kontrolüne sokmaya çalışmaktalar..

Zavallı Müslümanlar ise;

Kürtlerin hakları ve toprakları..

Suriye Nusayrileri hakları..

Sünni araplar ve Türkmenlerin hakları ve toprakları..

diyerek birbirlerini boğazlarken “kadim Siyonizm-küresel güç” adım adım

kendilerini yutmakta ve eritmektedir..

En son “Edon”a gelecek sıra..

Yani Anadolu’nun muharref Tevrat ve diğer antik kaynaklardaki eski ismi..

Son hedefleri..

Ama kaleyi ele geçirirken,dikkat edin,artık kendi askerleri ile değil;

“Sakal ve Cübbe” içine soktukları çağdaş Truvaları ile karşımızdalar..

Kanımız akarken bu kanı döken mermi onlardan ama…..

SIKAN ELLER “BİZ”DEN OLACAKLAR..


Vesselam..
 
Son düzenleme:

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
PYD veya PKK, ISID in kardes veya yan kolu degildir. Aralarinda nerden baksaniz 500 sene vardir bu gruplarin dunya gorusleri arasinda. PKK/PYD 19. yy nin ulusculuk/milliyetcilik akiminin bir temsilcisi iken, ISID ve benzerleri orta cagin ummetciliginin birer temsilcisidir.

Turkiyenin Suriye konusunda yasadigi icsel bolunmelerin kaynaginda da bu gercek yatmaktadir zaten. Ulusal koklerden guc alan Turkiye Cumhuriyetinin ordusu Kurtleri, yani PYD/PKK yi dogal muttefik olarak gormekte iken, sunnici mezhepci koklerinden guc alan muhafazakar hukumeti ise, ISID veya benzerlerini dogal muttefik olarak gormektedir.

Turkiyenin ummetcilik ve ulusalcilik arasindaki bu patinaji, bu bahsi gecen orgutlerin birbirleri ile ne derece zit kutuplarda yer aldigini bize acik sekilde gostermektedir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Aslinda bvuradaki ana sorun, Turkiye'nin cografi ve tarihi "onceliginin" tarihsel olarak geri cekilmesidir.

Bugun kurdler haric, henuz O.Dogu'da milliyet ve millet algisi yoktur.

Kurdler de bu algiyi Turkiye cografyasinda ve tarihinde kazanmistir.

PKK emperyalizmin dunyaya Afganistan ile 1960 larda tanistirdigi terorun, Turkiye koludur.

Burada Turkiye'nin tarihi olarak ortacaga cekilmesi, yani ummetcilige geri dondurulmekistemesi ise aci olandir.

Evet, Turkiye hala bilhassa dogu cografyasinda feodalizmi agaligi beyligi hala yasamaktadir.

Ummetcilik ise tarihi olarak bundan da oncedir.

Emperyalizmin yarattigi teroru, ne etik adda ve icerikte kullanacagi da, yarattigi bolge ve orada yaratilacakkaos ile paraleldir.

Evet PKK ve onun Suriye kolu PYD bir isid, degildir.

En azindan PYD milli temelde kendi halkini ve bolge halklarini ISID katliamlarina karsi korumaktyadir.

Emperyalizm de cikari nerede ise orayi dsesteklemekte, digerini guya vurmaktadir.

Kisaca su an sinirda ne oluyorsa, bu BOP temelinde adim adim olmaktadir.

Dunya her yonu ile emperyalizm eliyle, 1960'lardan bu yana tarihte geri goturulmektedir.

O tarihlerdeki bir Afganistan, Misir, Libya, Irak, Iran, bugunku gorunumlerinden cok daha cagdas ve tarihi olarak ta onde idiler.

Burada bizce onemli olan Turkiye cografyasi ve halklaridir.

Evet, bu halklare henuz milli temelli sorunlarini cozememisken, yani milliyetsiz milli bir milletini kuramamis olmasi bir yana; dini inancsal yonunu de cozememis ve 1970'lerden sonar da dini inanc vew uygulamadan, politik cikar ve somuruye tasimistir.

Kisaca ulke ve toplumu cag olarak iki ana etik sorununu sosyal yapi olarak cozememistir.

Bu da emperyalizmin elinde kaos yaratacak iki ana kozdur.

Yeri gelir milli yeri gelir dini yonu one cikarir.

Ne yazikki icinde bulundugumuz donem, her ikisinin birden one cikmasi sanki "birini digerine tercih etme" gibi bir algioperasyonu yaratilmasidir.

Durum aciktir. Turkiye ya farklarini icsellestirecek taniyacak ve ayrilmadan ayni cografyasini koruyacaktir, ya da bunu basaramayacak mikro ayrisacak ve parcalanacaktir.

Durum bu kadar kesin ve vahimdir.

Burada ilginc olan digger bir nokta da, Turkiye halklarinin tarihi ve etik mirasinin farklar ile birlikte yasayabilecegini gosterirken; politik cikar bu temelde halklarin gerisinde kalmakta, bu kendi bunyesinde gercinebilecek halklari; gecinmemeleri icin ellerinden geleni de ardina koymamaktadir.

Yani ulke politikasi ulke halklarinin tersine islemektedir.

Zaten ana sorun da budur.
 
Son düzenleme:

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sayın lütfiakarçay profesyonel tarihsel analize dair mükemmel bir yazı yazmışsınız.

Kutluyorum.

Ancak,şunu da anlıyorum

Küresel güç denilen ve insanlığı kasıp kavuran o içeriksiz kof kaba (parasal güç) var ya;

Bizim içimizdeki hain duygulu, ezik psikolojili insanların da halet-i ruhiyelerini aynen yansıtıyor.

ALLAH GARİPLERİ KORUSUN.

SİZİN DE MUHTEŞEM KALEMİNİZİ.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Mesele "selefi" olup olmaması değil..
Mesele Küresel Neo-Liberalizm'in amaçları için kullanılmaya elverişli olup olmaması..

Mesele "ırk" da değil..
Arap,Türk,Kürt,Çerkez vs..
Eğer İslam Coğrafyası ve onun zengin kaynaklarına ulaşmak istiyorsanız bu topraklarda
kullanılmaya elverişli bir çok "unsur" bulabilirsiniz..
Neden?
Çünkü o kadar zengin bir "mozaik" var ki;
etnisite,din,mezhep,tarikat,cemaat vs..
Bunlardan bir veya bir kaçının "sinir uçları"na dokunmanız ve harekete geçirmeniz yeterli..

Sen,ezilmiş bir etnik yapısın..
Sen baskı altında tutulan bir mezhepsin..
Sen,gelişimine izin verilmeyen bir cemaatsın..

Bu mozaikten bir veya bir kaçını çektiğin an zaten binanın ya da duvarın temelini sarsmanız,
bozmanız yeterli..

Yani IŞİD,Nusra,el-Kaide'nin "seleficilik" adı altında yaptığı tahribatı PKK ve diğer kürt ayrılıkçılar da
"özgürlük" adı altında yapıyorlar..
"Gaz"ı veren "Merkez" aynı..
Sadece soluyanlar farklı..
Hepsi bu..
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Gelecek yorumları merakla bekliyorum :)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Burada onemli olan emperyalizmin kendi politik ve ekonomik cikari Adina ulke ve toplumlar bun yesinde, mikroayrimciligi her turlu etik deger farkinda korukleyip; taraflari kutuplastirmak ve her iki tarafinda desteklenip biri biri ile savasini saglamak ve iki tarafi da harcayarak parseyi toplamaktir.

Bunun adi kaybet kaybet politikasidir. Yani bu politikayaalet olanlar hangi dini ya da milli farkta alet olurlarsa olsunlar sonunda kaybederler.

Emperyalizm icin bu savastirdigi gruplardan birinin tamam,en kendi yarattigi da olmasi ve o yaratilana da istedigi farki temsil adi ve hakkii vermesi de, zaten olandir.

http://www.felsefe.net/125026-post2.html.

Ornek verirsek, ortada olan bir farki mikroayirmak ile, mikroayrimda savastirilacak bir grup yaratmak emperyalizm acisindan ayni cikara yoneliktir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst