İnançlı Bir Insan Zor Durumda Kaldığında Ne Yapmalıdır?

Efruz' Alıntı:

Cennet ve diğer konulardaki yazdıklarınızı okuyunca ,videodaki yorumunuzu görünce kızgınlıkla yazılmış kelimedir o .

Genişletmek için tıkla ...

Ha tamam bak şimdi kazı çevirmeden yanmaktan kurtardın. Böyle söylesene baştan yahu. Uğraştırıyorsun iki saattir!

Diğer konuya gelirsek bak şimdi arkadaşım. Senin Muhammed çok mübarek bir adamdı deme hakkın kadar benim Muhammed yaşamamış bir masal kişiliğidir deme hakkım vardır.

Bunu hazmedemeyip hakaret olarak alırsan özgürlük kavramından hiç nasibin yok demektir.

Bak bunu kabul etmek temel bir insan hakkı, fikir ve inanç özgürlüğüdür. Muhammed benim için kırk haramileri küpe koyan Ali Baba'dan hiç farkı olmayan bir masal kişiliği. Bu benim görüşüm, fikrim. Muhammed diye biri yok, yaşamadı, hayalden yaratıldı tamam mı. Bunun fikir inanç özgürlüğü olduğunu kavraman gerekiyor.

Videodaki kız önyargılı ve maceracı.
Önyargının sonucu olarak her demokratik yürüyüşü din karşıtlığıyla, terörizmle ve goministlikle değerlendirdiği için yürüyüşün içeriğine bakmadan öyle bir komik harekette bulunmuş.
Yürüyüşçüler "Kadınlara özgürlük" diye bağırsalardı sloganın ne olduğuna bakmadan yine aynı hareketi yapacaktı.
Bu kız din kurbanı olmasaydı iyi bir eylemci olurmuş.

Şimdi manzara şu ki dinci yobazlar karanlık emellerine, kirli çıkarlarına, her yeri işgal ve talan etmek, yağmalamak, sömürmek, palazlanmak, dünyalık ele geçirmek, lükse boğulmak, milyar dolarlık ayakkabılar çantalar kullanabilmek için bu baş örtüsü konusunu alabildiğine, cıcığını çıkarana kadar kullandılar.

Dünyada bu kadar alet edilmiş, bu kadar tepe tepe kullanılmış, alabildiğine duygu sömürüsüne malzeme edilmiş bir nesne daha yoktur.

Bunu kullana kullana amaçlarına ulaştılar. Özledikleri lükse boğuldular, Karun'dan daha zengin oldular. Peki başörtüsü ne oldu? Kepaze oldu. Ağır makyajlı suratların üstüne, mini eteklerin üstüne, dar taytların üstüne giyilerek iyice bir kepaze edildi. Moda haline getirildi. Mankenler başörtüsü takıp defile yaptılar. Dizi oyuncuları başörtüsü takıp aşk meşk dizileri çektiler.

Kullanılan, alet edilen her şey gibi cılkı çıktı, kepaze oldu. Usanınca ne mankenler podyumda, ne oyuncular dizilerde, ne spikerler ekranlarda başörtü filan takmayıverdiler. Fırlatıp attılar. İşi bitmiş, amaca ulaşılmıştı. Kirli mendil gibi çöpe fırlatıldı.

Bu gerçeği İslamcı yazarlar bile görüp yakındılar, sızlandılar. Ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti.

Diyeceğim işte din böyle bir şey. Kullanılmak, alet edilmek, birilerini omuzlarına bastırtıp yükseltmek, o mala paraya boğulurken altta ezilmek, tüm saf duyguları örselenmek. Din budur.

Raphael' Alıntı:

Geçmişte intihar etmek isteyen normal bir insanın "Allauh Ekber" olarak mı yoka "Allah Akbar" olarak mı bağırması gerektiğini tartışmıştık.

Şİmdi tartışmak istediğim şey ise: Mesela trafikte motorsiklet ile gidiyorsunuz. Motorsiklet arıza yapıyor ve bir grup putperest zenci bağıra çağıra size doğru geliyor. Böyle bir durumda ne yaparsınız?

Bir kez daha deneyim bize "Allah Akbar" şeklinde bağırmanın gayet etkili bir yöntem olabileceğini gösteriyor. Buyrun izleyelim:

Genişletmek için tıkla ...

Hemen başından söyleyeyim. Forumlardaki görsellere pek bakmam, çünkü bu ve benzeri görsellerin kimler tarafından veya ne amaçla üretildikleri meçhul. Haliyle ben yazılanlara bakarım.

Sorduğun soruya gelince...
Evet, bu bağırma şekli bir hayli etkilidir. Çünkü bu iki mălum kelimeyi dünyada tanımayan yoktur herhalde. Aşırı fananik dindarlar yüzünden, artık bunu sadece camilerde duymazsınız. Daha da önemlisi müslüman olmayan kesim tarafından ilk etapta tehdit olarak algılanır hale geldi. Keza arzulanan amaç da bu olsa gerek.

Ondan sonra da dindarlar "eee diyelim ki allah yok din yalan, boşa namaz kılıp boşa oruç tutuyorum, böyle bile olsa ne zararın olacak?" derler.

İşte ne olduğu ortada. Daha da ne olduğu ortada değil, göremiyorsanız söylenecek laf kalmaz. Eşşeğe binilir gibi binildiğinin farkında olamayanlara ne diyebiliriz?

Din aynı alkolün şişede durduğu gibi durmadığına benzer bir uyuşturucudur. Hiç bir şeye karışmaz, namazımı kılar orucumu tutarım diye dine sarılırlar, sonra başlar "allah yolunda savaşamıyorsam hiç olmazsa allah diyene destek vereyim" falan filan binilmeler başlar. Bu iş kaçınılmaz olarak buraya gider.

Gerçek yüzüm nasıl ortaya çıkmış anlamamıştım, farkettim. İşte bu frekans farkı. Farklı düşünüş tarzları birbirini anlayamıyor.

Karşıdaki düşünüş tarzına göre bir kişinin ateist olduğunun anlaşılması, suçunun açığa çıkması olarak düşünülüyor.

Bakın ama bu tarz ile insan olamayız. Olmaz yani, inanç özgürlüğü insanlığın en temel haklarından. Tanrıya inanmak ne kadar normalse, inanmamak da aynı şekilde normaldir. Kimse inanıyor veya inanmıyor diye suçlanamaz. Bunu kafaya koymadıkça insan olunamaz.

Bakın köle bile inancında özgür olabilir. Efendisi ona inanç dayatmazsa istediği gibi inanabilir. Yani inanç özgürlüğü tanımamak kölecilikten bile beterdir. Çünkü tarihte kölecilerin hepsi inanç dayatmamıştır. Yani inanç özgürlüğünden haberi olmayarak, köle düzeni savunucusundan bile kötü olunur. Bunu hiç akıldan çıkarmamak gerekiyor.

"Bunlar ateisssst!" kafası ortaçağdan başka yere çıkmaz. BU kafadan bir an önce çıkmadan insan olunamaz. Ateistse ateist, ne yapalım yani? Sana "bunlar müssslümannn" diyen var mı? Varsa o da aynı yanlış içindedir. Bir insanın müslüman olması da ateist olması da aynı normallik içindedir. Bunu kafaya koymak dogmatik saplantılılar için çok zor olsa da insanlığın şartı bu.

Ateist kişiler yakılarak öldürülmeyi hak ederler. İtiraf ederlerse zaten yakılarak öldürülmeyi hak ederler. Onların hepsi kafir.

Ortaçağda işler nasıl gidiyor? Şövalyeler kafa ağrıtıyor mu?

Raphael' Alıntı:

Ateist kişiler yakılarak öldürülmeyi hak ederler. İtiraf ederlerse zaten yakılarak öldürülmeyi hak ederler. Onların hepsi kafir.

Genişletmek için tıkla ...

Buna kısa ve öz "Zırva" denir.

Raphael' Alıntı:

Ateist kişiler yakılarak öldürülmeyi hak ederler. İtiraf ederlerse zaten yakılarak öldürülmeyi hak ederler. Onların hepsi kafir.

Genişletmek için tıkla ...

İnsanların inanışları kendinedir. İsteyen inanır isteyen inanmaz bunu sorgulamak yada buna cevaben bir şeyler yazmak özellikle bu şekilde bir cümle kurmak bizim/bizlerin haddine değildir. Yaradan ile onun arasındadır.

ve söyle bir yazı buldum sizin ile paylaşayım

"Herhangi bir kimse, din kardeşine 'Ey kâfir!' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner." (Müslim, 1/319)

@Raphael aslında iyi niyetli, ironi yapmaya çalışıyor fakat beceremiyor. İroni böyle yapılmaz. İroni başlı başına bir sanattır. Çok incelik ister. Ben ironi yapıyorum demeyeceksin ama ironi yaptığın anlaşılacak. Onun senin gerçek fikrin olmadığını herkes anlayacak. Bunu becermek kolay değildir.

İroninin en büyük üstadı kuşkusuz Sokrates'tir. O ironiden vazgeçmeme uğruna canını verdi. Bunu felsefi yöntem olarak benimsemişti. Çok ustalıklı ironi yapardı. Onun ironileri ile başa çıkamayınca onu idama mahkum ettiler. İroni çok ustalıklı çok inceden yapılsa da birileri mutlaka ciddiye alır. İroni yapmak kolay iş değildir.